1970 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1970 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Kasım 2023 Cuma

Bush / Bush (1970)

Bush
, 1969 yılında Toronto, Kanada'da kurulmuş bir Hard Rock ve Blues Rock grubu. Robbie Lane & The Disciples ile Mandala gruplarından gelme Dominic Troiano'nun hedefleri doğrultusunda kurulup gelişiyor. Mandala'dan ayrılan Troiano, daha yüksek ve sert bir Rhythm&Blues arayışı içerisinde. Kısa süre içerisinde grup elemanları bir araya gelmeye başlıyor ve ardından da Arizona'ya taşınıyorlar. Arizona'da Bush'u dinleyen bir DJ sayesinde de albüm yapma fırsatı yakalıyorlar.

Albüm kayıtları hızlı bir şekilde yapılıyor ve grubun gerçekten de umut bağladığı, öne çıkacağına inandığı parçalar da bulunuyor. Lakin tuhaf sorunlar yaşıyorlar. İki yapımcı firma arasında kalıp pinpon topu gibi bir oraya bir buraya gidip geliyorlar. O sırada çıkardıkları ilk ve tek albümler Bush'un hemen ardından da dağılıyorlar. Troiano boşta kalınca James Gang'ten Joe Walsh kapısını çalıyor ve onu James Gang ile çalmaya ikna ediyor. Bir süre çetede takılan Troiano ayrılıp bu kez de The Guess Who'ya dahil oluyor filan. Adam yetenekli yani. Ama bir türlğ dikiş tutturamadığı da bir gerçek.

Albüm genel olarak Blues Rock ve Hard Rock üzerine odaklı. Ama arada belli belirsiz şekilde giren Psychedelic Rock etkileri de bulunuyor. Bazı bölümlerde de Soul ve Funk izlerine rastlamak mümkün. Diğer yandan bakıldığını geçişleri çok esnek olmayan hatta daha ileri bir tanımlamayla son derece sert kenarları olan bir Rock müzik yapıyorlar. Zaten albümün de grubun da Hard Rock grubu olarak adlandırılmalarının temel sebebi budur diyebiliriz.

Çok büyük yenilikler içermeyen, dahil edildiği türlere de büyük katkılar sağlamayan bir albüm olsa da dinlemesi keyifli albümlerden biri Bush. Gerçi her zaman yenilik olmasını, katkıların devasa ölçülerde olmasını beklemek de yanlış. Birileri de mutlaka ki olanları kullanarak değişik işler yapmak için uğraşacak. Bush onlardan biri. Var olan malzemeyi alarak, kendilerine has bir şekilde öne çıkarıyorlar. Sevimli, hoş, dinlencelik bir albüm.

BUSH

Roy Kenner / Conga, Vokal
Don Troiano / Gitar, Vokal
Prakash / Bass, Vokal
Pentti J. Glan / Davul

BUSH

01 - Backstage Girl (2:58)
02 - Yonge Street Patty (2:48)
03 - Got to Leave the City (3:37)
04 - I Miss You (2:50)
05 - The Grand Commander (4:20)
06 - Cross Country Man (3:58)
07 - I Can Hear You Calling (2:49)
08 - Messin' Around With Boxes (2:48)
09 - Living Life (3:17)
10 - Turn Down (4:00)
11 - Drink Your Wine (5:54)

2 Kasım 2023 Perşembe

Ancient Grease / Women And Children First (1970)

1967 yılında Galler'de kurulan Ancient Grease, dönemin iyi Psychedelic Rock ve Hard Rock gruplarından biri. Başlangıçtaki isimleri Strawberry Dust. Sürekli olarak da cover parçalar çalıyorlar. Zaman içerisinde pek çok dinletide, ufak çaplı konserlerde yerlerini alıyorlar ve tanınmaya başlıyorlar. İş albüm aşamasına geldiğinde de isimlerini Ancient Grease olarak değiştiriyorlar.

Grubun ilginç yanı arkalarında özellikle Gentle Giant'ten tanıdığımız John Weathers'ın olması. Hatta Weathers tüm parçaların yazarı ve bestecisi olarak geçiyor ve bir parçada da çalıyor. Ama grubun kadrosunda yer alan bir isim değil.

Weathers'ın dediğine göre, 60'ların sonunda özellikle Güney Galler'de fena halde etkin bir West Coast tarzı Psychedelic Rock esintisi varmış. Bu durumda da bölgeden çok fazla müzik grubu peydah olmuş. Aralarında zamanla The Jets, Love Sculpture ve Amen Corner gibi öne çıkan ve kendilerine Rock müzik arenasında yer edinenler de var. Ancient Grease ise bu coşkuyla işe başlamış ama pek fazla tanınmamış gruplardan biri. O zamanlarda çok da bilinmeyen John Weathers'ın desteğini aldıklarında kısa süreli bir öne çıkma hareketi yapıyorlar ama orada da kalıyor işte.

O dönemlerde Eyes of Blue grubunda çalan John Weathers'ın elinde pek çok parça var. Ama parçalar Eyes of Blue'nun Progressive Rock tarzına uymadığı için bir türlü kullanamıyor. Cover parçalar çalan Strawberry Dust'ı dinlediğinde parçaları bu grubun yorumlayabileceğini düşünüyor. Birlikte kısa bir süre çalışıp demo kayıtlar yapıyorlar ve Weathers sonuçlardan memnun kalıyor. Grubun adını Ancient Grease'e çevirip Weathers'ın (bir bakıma elde kalan) şarkıları ile tek albümlerini kaydediyorlar.

Bu kadar anlatıdan sonra kalkıp bu albüme başyapıt diyeceğimi düşünmezdim ama öyle. Neredeyse yeni bir tür yaratacak denli iyi bir iş çıkarmışlar albümde. Weathers'ın parçaları bir yana, grup parçaları da çok iyi yorumlamış. Heavy Psychedelic Rock, Hard Rock ve Heavy Rock grubun içine dahil olabileceği temel türler. Diğer yandan biraz saçma olsa da Heavy Ballad Rock diye tanımlanabilecek bir yapıları var. Balladları çok yüksek tonlar ile harmanlamışlar. Elbette böyle bir tür yok ve zaten olması da saçma olurdu ama o kadar da iyi yapmışlar işte.

ANCIENT GREASE

Graham Mortimer / Vokal
Graham Williams / Lead Gitar
Jack Bass / Bass Gitar
Dick Ferndale / Davul

Konuk Müzisyen:
John Weathers / Davul

WOMEN AND CHILDREN FIRST

01 - Freedom Train (4:04)
02 - Don't Want (5:04)
03 - Odd Song (5:49)
04 - Eagle Song (4:55)
05 - Where The Snow Lies Forever (5:06)
06 - Mother Grease The Cat (5:11)
07 - Time To Die (4:03)
08 - Prelude To A Blind Man (4:59)
09 - Mystic Mountain (2:55)
10 - Women And Children First (6:32)

23 Ekim 2023 Pazartesi

Niagara / Niagara (1970)

İlgi çekici tuhaflıkların başına koyabileceğimiz gruplardan biri de Niagara. Almanya kökenli grubun müzikal anlayışı çok değişik ve kendine has. Albüm sadece vurmalılar, ziller ve davullardan oluşan bir albüm. Lakin albümde çalan 5 grup elemanı ve 2 konuk müzisyen Alman Rock müziğine etkileri olan kişilikler. Atlantis'ten Udo Lindenberg, Klaus Doldinger Quartet'ten Klaus Weiss, İngiliz grup Spectrum'dan Keith Forsey ve diğerleri. Grubun kuruluş tarihçesi hakkında bilgilerimiz çok az. Ama albümün bağımsız bri şekilde ve ticari kaygı güdülmeden kaydedildiğini biliyoruz.

Temelde Niagara'nın bu ilk albümü Krautrock janrı içerisinde yer alır ama tam anlamıyla doğru bir tanımlama olduğunu söyleyemeyiz. Dönemin Alman Rock ekolünden bir parça olduğu için Krautrock olarak dillendirilse de daha derine indiğimizde aslında Samba'nın alt kollarından biri olan Samba Batucada türüne dahil etmek daha doğru gibi geliyor. Daha sonraki albümlerde müzikal anlayışlarını Jazz Rock ve Fusion üzerine yöneltseler de Niagara albümündeki durum bu.

İşin ilginç yanı, Samba Batucada'da bir çok enstrüman kullanılırken, türe yakın duran bu albümde sadece vurmalılar var ve daha da ilginci, diğer enstrümanların eksikliği hiç hissedilmiyor. Oldukça yaratıcı ve 2 uzun parçadan oluşan albüm kendi halinde ve az bilinen bir başyapıt olarak nitelendirilebilir. Güney Amerika ritimlerinin vurmalılar üzerinden Rock ekolüne bağlandığı garip albümlerden. Tam anlamıyla Rock diyemediğiniz gibi Rock değil de diyemiyorsunuz. Az bulunan, nadide bir işe imza attıkları ortada.

Niagara albümünü değerlendirirken bu özel anlam üzerinden gitmek doğru olur. Arada olan albümlerden biri. Yakın durduğu yer ile gittiği yeri çok iyi birleştiren grubun Jazz Rock'a kayan vuruşları sayesinde modernleştirilmiş bir ritim kaydına dönüşüyor. Sadece vurmalılardan oluşan albümlerin sayısı fazla olmasına rağmen böyle tuhaf albümlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu albümü de rahatlıkla baş parmak ya da işaret parmağı olarak nitelendirebiliriz.

Samba Batucada'ya çok yakın bir albüm olarak tanımladık ama albümdeki Fusion ve Psychedelic Rock etkileri de yadsınamayacak denli fazla. Zaten bu nedenle Krautrock janrı içerisindeki yerlerini alıyorlar. Psychedelic kısmından gelen trip etkisi fazlasıyla yoğun.

NIAGARA

Klaus Weiss / Davul, Timpani, Çan
Cotch Blackmon / Konga, Vurmalılar
Keith Forsey / Davul, Ziller, Vurmalılar
Juan Romero / Çıngırak, Maracas
Udo Lindenberg / Davul, Timbale, Vurmalılar

Konuk Müzisyenler:
Danny Fischelscher / Konga
George Green / Davul

NIAGARA

01 - Sangandongo (19:07)
02 - Malanga (20:42)

22 Ekim 2023 Pazar

Royal Servants / We (1970)

1965 yılında Almanya'da kurulan Royal Servants başlangıçta Beat müzik ile ilgilenen, popülerleşmeye çalışan bir gruptu. Zamanla Beat'ten kopup Blues Rock'a ardından da Progressive Rock ve Psychedelic Rock'a yöneldiler. 1970 yılında kaydettikleri tek albümle, çok büyük işler başaramamış olsalar da bir sonraki grup olan efsanevi Eulenspygel için bir basamak oldular. Grubun elemanları Royal Servants'ın daha fazla ilerleyemeyeceğine karar verip Eulenspygel'e evrilme kararı alıyorlar.

Fakat bu noktada Royal Servants'ın varlığı çok önemli. Çünkü Eulenspygel'in başarısının arkasındaki sır Royal Servants'ın türler arasındaki geçişleri, denemeleri ve başarılarında gizli. Tabi ticari bir başarıdan bahsetmiyoruz çoğunlukla olduğu gibi. Kendilerine ait bir kitle oluşturma, kendilerini öne çıkarabilme konusunda başarı sağlamışlar.

Beat, Blues Rock, Psychedelic Rock ve Progressive arasında yaptıkları geçişlerle hem 60'ların sonundaki bu dönemin ruhunu, hissiyatını anlatan en iyi örneklerden birine imza atıyorlar hem de popülerlik kaygısı güderek bunu genele yaymak için çabalıyorlar. İkinci kısımda çok başarılı olamasalar da ilk kısmı bile yeteri kadar iyi bir yerde tutmamızı sağlıyor Royal Servants'ı.

1970 tarihli ilk ve tek albüm We, grubun Progressive Rock'ı tanıdığı ama yanı sıra  Jazz Rock, Folk Rock, Country Rock, Latin Rock gibi türlerden etkiler taşıyan ve biraz da Pop Rock olarak nitelendirebileceğimiz parçalara sahip. Geçiş albümlerinden biri de diyebiliriz We'ye. Grubun kendini ve türleri tanıması, karalarını belirgin bir zemine oturtmasını sağladığı albüm gibi de görünüyor. Zaten bu albümden hemen sonra Almanca'yı kullanarak Eulenspygel'in ilk albümünü kaydediyorlar ve albüm burada edinilen deneyimlerin bir toplamı olarak karşımıza çıkıyor.

Royal Servants'ın bu tek albümüne çok büyük anlamlar yüklemeye gerek yok, çok kaliteli ve muhteşem bir albüm değil elbette. Ama 60'ların sonuna tarihlenen dönemin geçişlerini, anlamını çok iyi yansıtan albümlerden biri olarak arşivde yer alması gereken albümlerden biri olduğunu söylemek gerek. Pop ile Progressive Rock arasında iyi bir köprü oluşturarak, müziği hafifletmeden sağlam bir iş ortaya koyduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Krautrock'ın başlangıcında da kendine yer bulan albümlerden olduğunu da belirtelim.

ROYAL SERVANTS

Detlev Nottrodt / Vokal, Lead Gitar, Ritim Gitar
Manfred Maier / Vokal
Ronald Libal / Bass
Günther Klinger / Davul, Vurmalılar
Matthias Thurow / Lead Gitar, Ritim Gitar
Reinhard Hetzinger / Org
Peter Mayer / Piyano, Org, Vibraphone
Cornelius Hauptmann / Transverse Flüt

WE

01 - Work Part II (5:20)
02 - We (9:15)
03 - Someone to Be With Me (2:48)
04 - Latin Underground (12:40)
05 - Here's Where I'm Gonna Stay (2:57)
06 - Private Man (2:43)
07 - Doomsday Up to Date (1:57)

19 Ekim 2023 Perşembe

Missus Beastly / Missus Beastly (1970)

Almanya'nın ilk Jazz Rock ve Progressive Rock gruplarından biri, belki de ilki sayılabilecek olan Missus Beastly 1968 yılında kurulmuş. İlk ismini tuhaf bir şekilde Pscyhedelic bir durum olan Psychotic Reaction'dan alan grup kısa süre sonra Reaction, ardından da bir Amerikan TV şovunda boy gösteren siyahi oyuncak bebek Mistress Beastly'den alan grubun 2 farklı evrim geçirme dönemi var. 1968 - 1970 yılları arasındaki ilk dönemde kendi hallerinde ama etkili bir grup olarak sahneye çıkan Missus beastly, ikinci dönemde Roman Bunka, Christian Burchard gibi isimlerle daha büyük ve değişik bir hal alıyor.

İlk dönemin hemen ardından başlarına bir dolu sorun da açılıyor. Farklı ve gaspçı diye nitelendirilebilecek bir grup başka müzisyen Missus Beastly adını çalarak müzik yapmaya başlıyor. Bu büyük sorunlar yaratırken grup elemanları bir şekilde isimlerini kurtarmayı başarıyorlar. Zaman içerisinde gelişerek quartetten altılı, yedili grup formasyonuna dönüyorlar. Bu arada da ticari açıdan oldukça başarı elde ettikleri için herhangi bir finansal sorunları yok. Hatta April isimli bağımsız plak şirketinin kurucu ortaklarından biri olarak daha da fazla para kazanıyorlar.

Bu durum pek çok grubun eline geçmeyen bir fırsat. Missus Beastly ise önüne gelen fırsatı iyi kullanan, kaliteli albümleri ve ticari başarıyı bir arada tutma yeteneğine sahip ender gruplardan biri olarak müzik tarihine geçiyor. 

Jazz Rock'ın temel alındığı bir albüm olan grubun bu ilk albümü oldukça başarılı bir albüm. Gerçi daha sonraki formasyonların ürettikleri kadar iyi sayılamayabilir. Zaten o kadar değil de itiraf etmek gerekirse. Ama Progressive Rock ve Jazz Rock'ın gelişme aşamasında olduğu dönemlerde Almanya'nın bu alandaki ilk gruplarından biri olmaları albümün önemini daha da arttırıyor.

Albümde temelde sadece bir Jazz Rock albümü değil. Pek çok farklı tarz ve türden etkiler içeriyor. En öne çıkanlardan biri Blues. Ama onu da belirli bir düzeyde ve belirsiz bir şekilde kullandıkları için nefes kesici bir hal alıyor diyebiliriz. Blues var evet ama nerede gibi bir düşünceye kapılıyorsunuz dinlediğinizde. Bunun yanında fazlasıyla coşkulu ve heyecan içeren de bir albüm. Nerede ne olacağını bilemediğiniz o tuhaf, kafa karıştırıcı ve dinleyiciyi alıp götüren albümlerden biri. Krautrock janrı içerisine de dahil edilen nadide bir parça.

MISSUS BEASTLY

Lutz Oldemeier / Davul
Atzen Wehmeyer / Gitar, Vokal
Petja Hofman / Bass, Vokal
Wolfgang Nickel / Klavyeler

Konuk Müzisyenler:
Hansi Fischer / Flüt
Chris Karrer / Gitar
John Weinzierl / Gitar
Dieter Serfas / Davul

MISSUS BEASTLY

01. XOX (1:26)
02. Uncle Sam (5:39)
03. Shame On You (8:57)
04. Decision (2:55)
05. Chinese love Song (1:01)
06. Mean Woman (Woody Mouse) (7:57)
07. Aphrodisiakum (8:56)

30 Eylül 2023 Cumartesi

The Ghost / When You're Dead - One Second (1970)

1969 yılında İngiltere'de kurulan The Ghost'un ilk adı Holy Ghost. Ama Kutsal Hayalet ismi o dönemlerde tepkilerle karşılaşacağı için kısa sürede değiştirmişler ismi. Dönemin pek çok grubunda olduğu gibi The Ghost ile ilgili bilgilerimiz de kısıtlı. 1969 yılında kurulduktan hemen sonra çıkardıkları single'ın ardından albüm kayıtlarına başlıyorlar. 1970 yılında albüm piyasaya sunulduktan hemen sonra da grupta çatırdamalar başlıyor. 2 Lead vokalden kadın olanı Shirley Kent gruptan ayrılıyor. Grup bunun ardından adını Resurrection olarak değiştiriyor ama herhangi bir başarı ya da çıkış yakalayamıyorlar. Bu noktada grubun Shirley Kent'e bel bağlayan bir grup olduğu düşünülmesin! Muhtemelen kadın kendisine daha az yer verildiği için gruptan ayrılmıştır diye tahmin ediyoruz. Zira albümde daha çok erkek lead vokal Paul Eastment'ın sesi öne çıkıyor.

Eastment'ın da Black Sabbath gitaristi Tommy Iommi'nin kuzeni olduğunu ekleyelim. Lead vokal yanında grubun lead gitarlarının da sahibi olan Eastment, Iommi kadar olmasa da oldukça başarılı bir performans sergiliyor albümde.

Grubun temel müzikal anlayışı Psychedelic Rock'a dayanıyor. Hem de öyle İngiliz tipi ya da Avrupa tarzı bir Psychedelic değil bu. Bildiğin San Fransisco tarzı bir Psychedelic ve Acid Rock'tan besleniyorlar. Üzerine yine Shirley Kent sayesinde olduğunu tahmin ettiğimiz Folk Rock eklenince etkileyici bir sonuç çıkıyor ortaya. Kent'in akustik gitar ve tef eklentisi Psychedelic tarzın içerisine bir miktar yumuşatma etkisi katarak değişik bir hava yaratılmasını sağlıyor.

When You're Dead - One Second albümünün oldukça tuhaf bir çekiciliği var. Albüm kapağına baktığınızda kafanızda canlanan korkutucu ya da endişe verici hava albümde yok! Ama sert ve sağlam bir albüm. Çok umut dolu falan da diyemeyiz albüm için. Ama etkileyici özelliklere sahip, kendi tarzına hakim ve sıkıcı olmaktan çok uzak bir albüm olduğunu açıkça belirtebiliriz.

Tarzların ve türlerin karıştırılmasını sevmeyenler için çekici bir albüm olmayabilir. Ama İngiltere'den çıkma, Frisco tarzı Flower Power etkili Psychedelic Rock ve Acid Rock yapan, yaptıkları müziğe Folk Rock sosu ekleyen ve durmak bilmeyen bir grup için fazlasıyla çekici bir albüm.

THE GHOST

Terry Guy / Org, Piyano
Shirley Kent / Lead Vokal, Akustik Gitar, Tef
Paul Eastment / Lead Vokal, Lead Gitar
Daniel MacGuire / Bass
Charlie Grima / Davul, Vurmalılar

WHEN YOU'RE DEAD - ONE SECOND

01. When You're Dead (4:25)
02. Hearts And Flowers (2:54)
03. In Heaven (3:21)
04. Time Is My Enemy (4:06)
05. Too Late To Cry (5:04)
06. For One Second (5:25)
07. Night Of The Warlock (4:22)
08. Indian Maid (4:21)
09. My Castle Has Fallen (2:57)
10. The Storm (3:36)
11. Me And My Loved Ones (4:09)
12. I've Got To Get To Know You (4:02)

28 Eylül 2023 Perşembe

Goliath / Goliath (1970)

Haklarında hiç bilgimiz olmayan gruplardan biri de Goliath. 1969 sonu gibi bir araya geldikleri, 1970 yılında bir albüm yayınladıkları ve hemen ardından da dağıldıkları dışında neredeyse hiç bilgi sahibi değiliz. Grubun vokali Linda Rothwell'in 1967 yılında The Lemon Line adlı bir grupla tek, Goliath'ın dağılmasının ardından 1972 ve 1973'te solo olarak birer single yayınladığını biliyoruz. Diğer elemanlarla ilgili bilgiye ulaşmak imkansız gibi.

Goliath, içerisinde hafiften Jazz etkileri bulunan bir Crossover Prog yapıyor. Yoğun ve canlı parçalara sahipler. Maajun (A Taste of Tangier) hariç tüm parçalar kendilerine ait. Maajun ise Folk ve Blues emektarı Davy Graham'in parçası ki onu da oldukça değişik bir versiyonla albüme koymuşlar.

Goliath hakkında çok bilgi olmamasına rağmen, haklarında çok fazla atıp tutma durumu vardır. Kimisi Affinity ile karşılaştırır. Kimisi Linda Rothwell'i Jefferson Airplane'den Grace Slick ya da Delivery'den Carol Grimes ile aynı yere koyar falan. Benzer yanlar, yakınlaştıkları yerler olmakla birlikte tam da öyledir diyemiyoruz. Hem bahsi geçen grup ve isimlerin kendi farklılıklarını ortaya koymuş olmaları hem de Goliath'ın onlardan farklı bir yerde durması bu konuyu iyice karıştırıyor.

Linda Rothwell'in ilgi çekici ve hoş bir sesi olduğunda hemfikiriz. Sesini çok iyi kullandığı da ortada. Ama kendine has şekilde geliştirdiği tarzını kalkıp Grace Slick ya da Carol Grimes ile karşılaştırmak da saçma. Diğer yandan Affinity ile aynı kefeye konuluyor bazıları tarafından da Goliath. Evet, her ikisinde de kadın vokal var ve evet benzeşen yanları da var ama karşılaştırılacak kadar da değiller. Her ikisinin de içerdiği Jazz, Blues, Folk öğeleri oldukça farklı. Zaten Goliath'taki Jazz, Affinity'e oranla daha belirgin bir yönde ilerliyor.

Albümdeki besteler çok muhteşem işler olmasa da işleme yönteminden dolayı öne çıktıklarını da yadsıyamıyoruz. Zaten grubun farklı tür ve tarzlardan beslenen bir yapısı olduğu düşünüldüğünde içerdiği bu parçaların işlenmesi mevzusu daha bir anlaşılır oluyor.

Flüt ve saksafonun hoyratça ama etkili kullanıldığı albümde gitarların azlığı ve klavyenin olmaması değişik bir hava katıyor. Folk değil ama Folk içeriyor, Blues değil ama içinde Blues da var, Jazz değil de Jazz'ı da içeriyor işte. Dinlemesi keyifli, hoş ve kendini tekrar dinlettiren albümlerden. Kesinlikle bir başyapıt değil ama ortalamanın da çok üzerinde bir albüm.

GOLIATH

Linda Rothwell / Vokal
Malcolm Grundy / Gitar
Joseph Rosbotham / Nefesli Çalgılar
John Williamson / Bass
Eric Eastman / Davul, Vurmalılar

GOLIATH

01. Port And Lemon Lady 4:05
02. Festival Of Light 4:58
03. No More Trash 3:43
04. Hunter's Song 9:54
05. Men 3:43
06. I Heard About A Friend 4:31
07. Prism 6:06
08. Emerge, Breath, Sunshine, Dandelion 3:32
09. Maajun (A Taste Of Tangier) 4:30

26 Eylül 2023 Salı

Majic Ship / Majic Ship (1970)

New York çıkışlı Majic Ship, 1966 yılında Primitives adıyla kuruldu. Kısa bir süre böyle devam ettikten sonra kadroya yapılan eklemelerle birlikte New Primitives adını aldı. Grup üyelerinin hepsi aynı liseden arkadaştılar. Birbirlerini iyi tanırken ortak zevklere de sahiptiler. Yerelde başarılı bir çıkış yakalamışlardı ve bunu en doğru şekilde kullanmak için uğraşıyorlardı.

2 yıl kadar New Primitives adı ile okudukları liseden kalan zamanlarda konserler verdiler. 1968'e gelene dek yoğun bir şekilde performans sergilediler. 68'de gitarist Ray Rifice üniversiteye gitmek için gruptan ayrıldı. Yerine Phil Polimeni kadroya dahil oldu. Grubun adını Majic Ship'e çevirdiler. Tam da o sıralarda önlerine büyük fırsat geldi. Grubu dinleyen Johnny Mann (50'lilerde şarkıcı, 60'larda menajerlik yapmıştır kendisi) bir single anlaşması yapmalarını sağladı. Kaydedilen 45'lik yayınlandığında oldukça iyi bir satış rakamı yakaladı. Bu büyük paralar kazandıkları anlamına gelmiyor tabi ama en azından ikinci bir 45'liğin yolunu açmıştı gruba. İkinci 45'liğin ardından ise oldukça büyük bir başarı elde ettiler ve artık ulusal arenada tanınıyorlardı.

Pek çok turne ve birkaç single'ın ardından grup 1969 yılı sonlarına doğru ilk albümlerini kaydetmek için stüdyoya girdi. Kayıtlar kısa sürmüştü ama ortaya çıkan sonuç Vanilla Fudge'da olduğu gibi Hard Rock, Psychedelic Rock ve bir miktar da pop içeriyordu. Zaten bu nedenle de Vanilla Fudge ile sık sık karşılaştırılıyorlar.

Grupla aynı adı taşıyan albüm yayınlandıktan sonra ticari anlamda iyi bir gelir elde etmelerini sağladı. Muhteşem bir yaratıcılıkla üretilmiş albümlerden değildi ama en azından grubun kendi bakış açısını içeriyordu. Zaten biraz daha ileriye doğru gitmişler ve Heavy Psychedelic Rock semalarına kadar varmışlardı. Ara ara etkisini hisseden Acid Rock'ı da unutmamak gerekir. Üzerine bir miktar da Blues Rock eklediniz mi Majic Ship'in müzikal alt yapısındaki kaynaklar ortaya çıkmış olur.

Yayınladıkları ilk ve tek albümle çok büyük başarı elde edememiş olsalar da en azından ikinci bir şansı hak etmişler. Fakat orada da şanssızlık yakalarını bırakmamış. İkinci albüme koymayı planladıkları bazı kayıtların, tüm enstrümanların ve hemen hemen her şeylerinin olduğu, ortak kullandıkları ev yanmış. Majic Ship de tarihin tozlu sayfaları arasına sıkışmaktan başka bir şey yapamamış.

MAJIC SHIP

Mike Garrigan / Lead Vokal
Tommy Nikosey / Lead Vokal, Ritim Gitar, Akustik Gitar
Rob Buckman / Davul
Phil Polimeni / Lead Gitar, Akustik Gitar
Cosmo Riozzi / Vokal, Bass, Klavye

MAJIC SHIP

01 - Sioux City Blues 2:56
02 - Wednesday Morning Dew 3:02
03 - Life's Lonely Road 2:47
04 - We Gotta Live On 3:15
05 - Where Are We Going 2:32
06 - Free 4:16
07 - Down by the River—What It's Worth 10:46
08 - Nightmare 2:36
09 - Too Much 3:33
10 - Cosmo's Theme 3:44

22 Eylül 2023 Cuma

Supertramp / Supertramp (1970)

Supertramp
de blogda ağırlamayarak ayıp ettiğimiz gruplardan. Zamanında iyi bir ivme yakalamış, benzerlerinden farklı olarak ticari başarıyı da elde edebilmiş Supertramp 1969 yılında İngiltere'de kuruldu. Klavyeci Rick Davies, 1960'ların ortalarından sonra, Londra'da The Joint adında bir grupta çalıyordu. Davies, grubun albüm çıkaramayacağı kesinleştiğinde alelacele ayrıldı. O sırada Roger Hodgson ile tanışmışlardı. Hem frekansları hem de müzikal bakış açıları uyum sağlayınca Davies ve Hodgson, birlikte müzik yapmaya karar verdiler ve 1969 yılında Supertramp'ı kurdular.

1 yıl sonra albüm kaydına başlamışlardı bile. Kayıtlar 6 hafta sürdü. Ortaya çıkan iş hem Davies'i hem de Hodgson'ı memnun etmişti. Ama önemli olan önce yapımcı firmanın sonra da dinleyicilerin beğenmesiydi. Neyse ki çok büyük sorun yaşamadılar ve albüm ortalamanın üzerinde bir ticari başarı elde ederken, Supertramp'in Avrupa ve Amerika'da tanınmasını sağlamıştı. İşin tuhaf yanı, İngiltere listelerine hiçbir şekilde giremeyen albümün Amerika'da Billboard 200 listesinde 175. sıraya kadar yükselmesi. O dönem İngiltere'deki müzikal üretimin ve çeşitliliğin had safhada olduğu düşünüldüğünde normal karşılanabilecek bir durum gibi görünse de gerçekten de iyi bir albüm ile ortaya çıkan Supertramp'in ciddiye alınmaması anormal gibi geliyor insana.

Diğer yandan, Supertramp müziğindeki popüler kaygıların sıklıkla hissedildiği melodik bölümlerden kaynaklı olabilir bu durum. Gerçi bu fikir sonraki albümler için daha geçerli. İlk albüm diğerlerine oranla daha farklı.

Albüm temelde Progressive Rock janrına dahil edilirken içerisinde bolca Psychedelic Rock, Blues Rock ve Folk Rock öğeleri bulunur. Zaten grubun sonraki albümlerinden farklı kılan da budur bu albümü. Hiç öyle dinleyiciye oynayalım havaları yoktur. Kendi hallerinde ve kendileri için müzik yapmış gibidirler. Bu nedenle de etkileri bir hayli ileridir. Minimalist doğaçlamalarla doludur her yeri. Benzerlikler arandığında Yes ve Genesis'in ilk albümleri gösterilebilir. Ama daha Psychedelic bir hava ile kaplıdır Supertramp albümü.

Albümdeki enstrümantasyon pek çok albümde görülenden daha iyi. Arada alışkın olmadığımız bir vokal tarzını henüz geliştirememiş Roger Hodgson sesleri var. Sonraki albümlerde kullandığı tarzın gerçekten de ham bir hali bu. Ama bir yanıyla da böylesi daha iyi dedirtecek cinsten.

SUPERTRAMP

Roger Hodgson / Vokal, Bass, Flageolet, Akustik Gitar, Çello
Richard Palmer / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar, Balalaika, Vokal
Richard Davies / Org, Piyano, Elektrikli Piyano, Armonika, Vokal
Robert Millar / Vurmalılar, Armonika

SUPERTRAMP

01 - Surely 0:30
02 - It's a Long Road 5:26
03 - Aubade 0:48
04 - And I Am Not Like Other Birds of Prey 4:28
05 - Words Unspoken 3:58
06 - Maybe I'm a Beggar 6:48
07 - Home Again 1:14
08 - Nothing to Show 4:55
09 - Shadow Song 4:20
10 - Try Again 12:03
11 - Surely 3:08

19 Eylül 2023 Salı

Freedom's Children / Astra (1970)

Dünyanın neredeyse hiç duymadığı en iyi rock gruplarından biri tanımlaması Freedom's Children için söylenmiş bir laf. Çok kötü bir dönemde, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde kurulan, kendi çabalarıyla müzik yapıp tanınmaya çalışan ama sadece Güney Afrika'da kendine belirli bir kitle edinebilmiş değişik, kendine has ve etkileyici bir grup Freedom's Children.

Apartheid döneminin zirvesi sayılan yıllarda, 1965'te The Lehman Limited adıyla kurulan grup daha sonraki eklemelerle The Seven Faces'a dönüşmüş ve son olarak da Freedom's Children adını almış. Zirvesini yaşayan ırkçı rejimin hüküm sürdüğü bir yerde sadece grubun ismi bile başlı başına bir sorun aslında. Tabi bununla kalmayıp uzunca bir süre sorunlarla uğraşmak zorunda kalmışlar. İngiltere'ye gidip konserler vermeye çalıştıkları bir dönemde yasal izin bile alamamışlar. Birkaç izinsiz konserin (hatta daha küçük çaplı olduğu için dinleti demek daha doğru olur) dışında hiçbir şey yapamamışlar. Doğal olarak da dünya sahnesine açılma gibi bir şansları hiç olamamış.

Kendi ilkelerinde ise durum daha kötüymüş. Bırakın konser ya da dinletileri, Radyolarda çalınmaları bile çoğunlukla yasaklanmış. Grubun adının dönem için tehlikeli olması bir yana, 60'ların başında Amerikalıların yaşadığı British Invasion'ın farklı bir versiyonuna maruz kaldıklarını düşünen Güney Afrika Cumhuriyeti ileri gelenleri, Psychedelic Rock ve Rhythm&Blues'dan beslenen bu grubu fazlasıyla sakıncalı görmüş.

Var oldukları süre boyunca bu tip sorunlarla sık karşılaşan grup hiçbir zaman öne çıkamamış. Mandela'nın çıkışı ile birlikte düzelmeye başlayan süreçte albümleri tekrar yayınlanana (CD formatında elbette) kadar kimse tarafından bilinmez, bilinenler tarafından da unutulmuş bir hale gelmişler. Gelmiş geçmiş en iyi Heavy Progressive Rock, Psychedelic Rock gruplarından biri olmalarını bilmememiz tam da bu yüzden işte.

Aslında yaptıkları müzikle Atomic Rooster ya da Egg gibi bilinen grupların hiç de altında değiller. Yaratıcılıkları saydıklarımız dahil pek çok grupla ve isimle kafa kafaya ilerler ve hatta çoğunu da geride bırakır.

Astra, grubun kaydedip yayınlama fırsatı bulduğu ikinci albümü. İlk albüm de iyi olmakla birlikte bu albüme başyapıt etiketini yapıştırmak daha kolay. Melodik varyasyonların hiç durmadan ilerlediği, gitarların değişik tonlarda hüküm sürdüğü karanlık ve kozmik bir albüm. Apartheid döneminde yaşanmış tüm acıların toplu bir çığlığı gibi. 

FREEDOM'S CHILDREN

Julian Laxton / Gitar, Black Box (Kendisi icat etmiş)
Ramsay MacKay / Bass
Gerard Nel / Piyano, Harpsichord, Ziller
Nic Martens / Org
Brian Davidson / Vokal
Colin Pratley / Davul

ASTRA

01. Aileen (2:01)
02. The Homecoming (6:19)
03. The Kid He Came From Hazareth (5:24)
04. Medals of Bravery (3:25)
05. Tribal Fence (4:12)
06.Gentle Beasts Pt. 1 & 2 (5:26)
07. Slowly Towards the North Pt. 1 & 2 (7:04)
08. Afterward (4:57)

7 Eylül 2023 Perşembe

Steeplechase / Lady Bright (1970)

70'lerin başından tek albümlü nefis bir grup Steeplechase. Dönemin pek çok grubu gibi kurulduktan hemen sonra tek albüm kaydetme fırsatı yakalamış, aslında bu fırsatı çok iyi değerlendirmiş ama ticari başarıyı elde edemedikleri için de dağılmak zorunda kalmışlar. Haklarında çok fazla bilgimiz de yok doğal olarak. Brooklyn, New York çıkışlı olduklarını biliyoruz, hepsi o.

Bunun yanında Lady Bright albümü erken dönem saf Hard Rock'ın en iyi örneklerinden biri. 1970'i erken dönem sayıyoruz zira öncesi, özelikle Amerika için konuşursak Psychedelic Rock'tan geçilmiyor. Her ne kadar bazı gruplar ve müzisyenler Psychedelic etkileşimli ama daha sert albümlere ve parçalara imza atarak çıtayı yükseltmiş, işi Hard Rock kıvamına kadar getirmiş olsalar da 1970 yılına kadar olan dönemi erken dönem diye tanımlamak yanlış değil.

Steeplechase'in ilk ve tek albümü olan Lady Bright coşkulu, tempolu ve oldukça da sert bir albüm olarak tanımlanabilir. Özellikle gitar seslerinin ve klavyenin öne çıktığı albümde beklentilerinizden fazlasıyla karşılaşıyorsunuz. Blues ve Psychedelic kökenlerden beslenen, tempoyu yükselterek net bir zemine oturtan albümlerin başında geliyor.

Yoğun bir şekilde kulağınızın içini dolduran gitarlar ile Hammond'ın güzel bir birleşimi olan Lady Bright'da, grubun klavyecisi  Tony Radicello ve davulcu Joe Forgione sayesinde olsa gerek bir miktar Soul izlerine de rastlamak mümkün. Zira bu iki isim daha önceleri Philadelphia'lı Soul Rock ve Psychedelic Rock grubu Soul Survivors'ta birlikte çalmışlar.

Albümde tekrara düşmek ya da monoton bir şekilde ilerlemek gibi bir anlayış kesinlikle yok. Sürekli farklılaşan, sürekli bir ivme ile yükselen bir tarza sahip. Steppenwolf ve Iron Butterfly'ın ilk dönemini andırmakla birlikte kendinden sonraki Uriah Heep'in tarzı ile de benzerlikler içeriyor.

Diğer yandan, albüm iyi bir albüm olmakla birlikte eksiklikleri de mevcut. Parçalar biraz ham gibi duruyor. Fazlasıyla potansiyelleri var, ama o potansiyeli kullanmak yerine belirli bir yerde ve özellikle durmayı tercih etmişler gibi görünüyor. Vokallerin kaba saba ama etkili bir Blues tarzıyla yapıldığı yerlerde sorun olmamakla birlikte bazı yerlerde öne çıkan Gospel havayı bozuyor gibi duruyor.

STEEPLECHASE

Dean Parrish / Lead Vokal, Elektrikli Gitar, Akustik Gitarr
Bobby Spinella / Piyano, Elektrikli Piyano, Org, Harpsichord, Vokal
Tony Radicello / Bass, 12 Telli Gitar, Lead Vokal
Joseph Forgione / Davul, Vurmalılar, Vokal
Eddie Kramer / Piyano, Vokal

LADY BRIGHT

01 - Wrought Iron Man 3:20
02 - Shorty Stokes 3:47
03 - Down on the Town 3:27
04 - Talking Bout You 3:07
05 - Lady Bright 4:20
06 - In the Valley 2:22
07 - Mary Clarke 4:20
08 - Sea Shore 4:30
09 - Never Coming Back 3:25
10 - Cherry Blossom 2:55

2 Eylül 2023 Cumartesi

Ambergris / Ambergris? (1970)

Ambergris
, Funk ve Jazz Rock karışımı müzik yapan bir grup. Tek albümleri var, çok fazla da etkili değiller aslında. Gerçi bu kişiye göre değişen bir durum tabi. Grubun kurucularından biri olan Jerry Weiss, Blood, Sweat & Tears'ın ilk dönem elemanlarından biri. Ambergris'in varlığı da ortaya çıkışı da müzikal anlayışı da bahsi geçen gruptan fazlasıyla etkileniyor haliyle. Amerikalı olup da bu tarz Jazz ve Funk işine girenlerin iyi örneklerinden biri olarak özetleyebiliriz grubu.

60'ların ikinci yarısında öne çıkan ve ticari anlamda da başarı yakalayan Horn Rock (pirinç müzik aletleri) diye tabir edilen müzikal anlayışın (B,S&T ve Chicago en önemli örneklerdir) etkisi dolayısıyla ortaya çıkmıştır Ambergris. Ticari olarak başarının kesin olduğu düşünüldüğü için pek çok yapım firması bu konuda para harcamaktan kaçınmamış o dönemlerde. Ambergris de bu furyadan nasibini almış ya da bundan faydalanarak ortaya çıkmış gruplardan. 

Yalnız grubun farklı bir tarafı var elbette. Zaten buraya aşma sebebimiz de o. Jazz ve Funk etkilerinin aralarında melodileri Latin müziği ile de birleştiriyorlar. Özellikle Küba tarzı Latin müzikal anlayışı albümün hemen her yerinde hissediliyor. Doğal olarak albüm fazlasıyla coşkulu, tutkulu ve cesur olarak nitelendirilebilir. 

Enstrümantal açıdan müzisyenlerle ilgili en ufak bir sorun görünmezken, parçaların zayıflığı albümü fena halde aşağı çekiyor. Daha farklı parçalarla giriş yapsalarmış devamını getirmemeleri işten bile değilmiş yani. Belirgin bir sesi olan vokalin ham diyebileceğimiz sesi Kornoların arasında kendini gösteriyor belki ama dinlenilmesi de acayip keyif veren bir ses değil.

Bu arada belirtmeden geçmeyelim. Başta Jazz dedik ama aslında bu tam anlamıyla bir Horn Rock albümü. Elbette Jazz parçaların temelinde yer alıyor ama Jazz Rock demek de haksızlık olabilir. Tabi ki kategorilendirme mecburiyeti açısından Jazz Rock diyoruz albüme ve gruba fakat esasen Horn Rock demek daha doğru olur diye düşünüyorum.

İkonik, efsanevi, nefis gibi kelimelerle tanımlayabileceğimiz bir grup olmasa da Ambergris tek albümüyle başarılı bir Korno portresi çizebilmiş nadir gruplardan. Kaliteli parçalar üretebilselermiş önleri de açıkmış aslında.

AMBERGRIS

Jerry Weiss / Bass, Klavye
Larry Harlow Klavye
Charlie Camillari / Trompet
Harry Max / Trompet, Bass
Jimmy Maelen / Vokal
Billy Shay / Gitar, Armonika
Lewis Kahn / Trombon
Glenn Jon Miller / Trombon
Gil Fields / Davul

AMBERGRIS?

01 - Something Happened to Me 2:51
02 - Play on Player 3:23
03 - Gotta Find Her 3:50
04 - Chocolate Pudding 4:25
05 - Forget It, I Got It 4:20
06 - Walking on the Water 5:45
07 - Sunday Lady 3:20
08 - Home Groan 3:12
09 - Soul Food 3:15
10 - Endless Night 5:27

28 Ağustos 2023 Pazartesi

Satisfaction / Satisfaction (1970)

Satisfaction
temeli Jazz'a dayanan bir İngiliz grubu. 60'ların başında sahnede önemli yer tutmaya başlayan Mike Cotton'ın 70'lerin başındaki projesi. Mike Cotton Jazzmen olarak başladıkları yolda, 1963 yılında Rhythm&Blues'un popüler olmasıyla rotayı o yöne doğru çevirip isimlerini Mike Cotton Band yapıyorlar. Ama bu isimde de uzun süre kalmayıp Mike Cotton Sound'da karar kılıyorlar. Özellikle 60'ların ikinci yarısında İngiltere'de oldukça popüler bir hale geliyorlar. Hatta dönemin en çok konsere çıkan gruplarının da başında geliyorlar. Üstüne bir de Gine Pitney, Stevie Wonder, Four Tops gibi Amerikalıların İngiltere turnelerinde ön grup olarak çıkınca kendilerine önemli bir yer edinmiş oluyorlar.

70'lerin başlaması ve müzikal değişiklikler onları da etkiliyor. Yine de Jazz'dan uzaklaşmayı tercih etmiyorlar ama Rock müziği de es geçmiyorlar. Grubun adını Satisfaction'a çevirip eski The Artwoods gitaristi Derek Griffiths'i de alarak albüm kayıtlarına başlıyorlar. 60'ların sonunda yöneldikleri Soul'un çok fazla iş yapmadığını fark ettikleri için albümün alt yapısını Jazz ve Rock üzerine kuruyorlar.

Grubun ilk ve tek albümü olan ve grupla aynı adı taşıyan Satisfaction, Chicago'nun ilk albümünde kullandığı formasyonla oluşturulur. Ama içine daha fazla Rock ve Folk öğeleri katıyorlar. Ayrıca daha uzun ve farklı yapıları, melodik zenginlikleri ve ritim çeşitliliklerini kullanarak değişik bir hale getiriyorlar.

Satisfaction anlatılırken genellikle Chicago'nun da adı verilir. Chicago'nun ilk albümüne büyük atıflar bulunan tek albümleriyle bahsi geçen gruba sağlam bir saygı duruşu gerçekleştirdikleri ortadadır. Lakin Chicago'nun aynısı demek de tamamen yanlıştır. Zira farklı bir şekilde ve coşkuludurlar.

Genelde hissettiğimiz keşke başka albümlere fırsatları olsaymış kaygısı, Satisfaction için daha fazla öne çıkar. Dönemin bu konudaki önemli ismi Mike Cotton'dan bağımsız olarak, grup pek çok gruptan da kaydedilmiş pek çok albümden de iyi bir iş çıkarmıştır. Lider ve kurucu Mike Cotton olabilir ama Satisfaction bundan çok daha fazlasıdır.

Ortalamanın biraz üstünde uzunluklara sahip parçaları Jazz uzunluklarının ise altındadır. Köken Jazz'dır ama sos Rock müziktir. Bu tip basit özellikler Satisfaction'ın tam bir ara grup yapar. Onlar ne Jazz grubudurlar ne de Rock. Jazz ile Rock'ın kesişme noktasında, kendilerine has bir yerde dimdik ayakta dururlar.

SATISFACTION

Mike Cotton / Vokal, Trompet, Flugelhorn, Korno, Armonika
Bernie Higginson / Vokal, Davul, Bongo
John Beecham / Trombon, Tuba
Derek Griffiths / Vokal, Lead Gitar
Nick Newell / Flüt, Alto Saksafon, Tenor Saksafon, Trompet
Lem Lubin / Vokal, Bass, Akustik Gitar

SATISFACTION

01 - Just Lay Back and Enjoy It 7:35
02 - She Follows the Band 3:52
03 - Cold Summer 5:08
04 - Sharing 6:15
05 - Call You Liar, Liar 4:17
06 - You Upset the Grace of Living When You Lie 6:27
07 - Just Like Friends 4:01
08 - Go Through Changes 7:08

23 Ağustos 2023 Çarşamba

Hard Meat / Hard Meat (1970)

Hard Meat
de az bilinen, başarıyı yakalayamamış Progressive Rock ve Psychedelic Rock gruplarından. 1969 yılında Steve Dolan ve Mick Dolan kardeşler tarafından Mick Carless ile birlikte kurulmuşlar. Kısa sürede Warner Bros ile yaptıkları anlaşma onlara bir anda 2 albüm yapma şansı vermiş ama bu şansı iyi kullanamadıkları ortada. Amerika'da bir turneye çıktıkları halde başarı elde edememiş olmaları grubun çok kötü bir yapısı olmasından kaynaklı değil elbette. Zor bir dönemde kendilerini göstermeye çabalamışlar ama karşılarındakiler de az değildi elbette.

Grubun en önemli tarafı çıkardıkları ilk 45'lik olabilir. Zira ilk yüzünde The Beatles'ın Rain parçasının olduğu bu single'ın arka tarafında ilk Hard Meat parçası olan Burning Up Years bulunuyor. Yeni Zelandalı grup The Human Instinct'i bilenlere yabancı gelmeyecek olan bu parça gerçekten de The Human Instinct'in aynı adlı albümüne adını da veren bir Hard Meat parçası.

Albümün çıkış tarihi ile ilgili çeşitli bilgiler bulunmakta. Pek çoğunda çıkış tarihi olarak 1969 görünüyor. Lakin WB'nin listesine göre dağıtıma / yayına çıkış tarihi 1970 olarak görünmekte. Muhtemeldir ki 1969 yılında kaydedilen albüm 1970'in ilk günlerinde piyasaya sürüldüğü için böyle bir fikir ayrılığı oluşmuş. Hala de emin değilim tabi tarihin ne kadar doğru olduğundan.

Psychedelic etkiler üzerine kurulu bir Progressive anlayışı var Hard Meat'in. İsme bakıldığınca çok sert bir bakış açısı bekliyor müzikal olarak insan. Ama değil. Slow ya da Soft olarak tabir edilebilecek denli de ağdalı ve yerlerde değil elbette fakat albüme kattıkları melodik yapı ile Psychedelic'ten gelen o belirsiz ve katı durumu fazlaca yumuşatmışlar. Pop da değiller ama yakınmış gibi algılayabiliyorsunuz dinlerken. Belki de 2 albümle kendilerine yer edinememelerinin sebebi budur.

Enstrüman kullanımı açısından grubun oldukça iyi oldukları söylenebilir. Özellikle gitar ile yaptıkları işler albümü etkileyici bir düzeye taşıyor. Vokalin yetersizliği göze çok batmasa da bazı parçalarda olmasıydı da olurmuş hissiyatı bırakıyor.

Albümü ve grubu övdüm mü gömdüm mü çok anlayamadım ama arada grup / albümlerden biri Hard Meat. Arşivde yer almayı hak eden, incelikli gruplardan olduğunu eklemekte fayda var.

*Gitarist ve Lead Vokal Michael "Mick" Dolan, 2014 yılında Marmaris, Muğla'da aramızdan ayrıldı.

HARD MEAT

Mick Dolan / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar, Lead Vokal
Steve Dolan / Bass
Mick Carless / Davul, Vurmalılar, Conga

HARD MEAT

01 - Through a Window (3:51)
02 - Yesterday, Today, Tomorrow (5:01)
03 - Space Between (4:33)
04 - Time Shows No Face (3:56)
05 - Run Shaker Life (10:15)
06 - Universal Joint (4:24)
07 - Most Likely You Go Your Way (And I'll Go Mine) (5:02)

21 Ağustos 2023 Pazartesi

Lucifer / Lucifer (1970)

Haklarında en ufak bilgiye sahip olmadığımız gruplara ek olarak Lucifer'ı da gösterebiliriz. Bu isimle ortaya çıkmış pek çok grup olmakla birlikte sanırım bu grup onların ilki. Bunun dışında Rochester, New York'da kurulduklarını (hangi yıl olduğu da belirsiz ama muhtemelen 1970 başları) Hard Rock ve Psychedelic Rock karışımı bir tek albüm kaydettiklerini sonra da belirsiz bir şekilde dağıldıklarını biliyoruz. Rock müzik tarihine çok büyük etkileri olmasa da kaydettikleri tek albümle özellikle yukarıda bahsi geçen iki türün nadir öğelerini toplayanlar için iyi gruplardan biri olarak tanımlayabiliriz.

Albümün geneli fazlasıyla coşkulu ve enerjik bir yapıya sahip. Klavye hareketlerinin öne çıkmaya başladığı anlarda melodik yapı sık sık değişirken sağlam ve sert bir şekilde ortaya çıkan gitarlar parçaların gidiş yönüne etki etmekten çok soslamayla yetiniyor. Vokalin değişik ve tipik sesi bazı parçalarda fazlasıyla öne çıkarken bazılarında ise olmasa da olurmuş izlenimi yaratıyor.

Albümdeki parçaların sözlerinin çok fazla kaliteye sahip olduğunu da söyleyemeyiz. Ama müzikal yapıya çok uygun bir şekilde hareket ettiği ortada. Biraz popülerlik havası da sezilmiyor değil vokalin kullandığı teknikte. Daha bir öne çıkayım da hani belki oradan yırtarız gibi bir durum var. Bir de vokalin kullanımı parçalardaki havaya çok fazla uyuyor. Konsept albüm olmasa da belirli bir hikaye üzerine odaklanan albümdeki sözler kırık ve sorunlu bir aşk hikayesinden kalanlara yöneliyor.

Biraz ağdalı biraz yapış yapış biraz da hüzün isteyenler için  kaçırılmayacak bir fırsat denilebilir albüm için. Günümüz Pop parçaları gibi değil elbette. Daha çok Gary Moore tarzı Still Got The Blues havasını içine çekmek isteyenler için bire bir oturan bir albüm.

Bu 1970 yılı kaydının içerisinde bazı düşük ve gereksiz gibi algılanan parçalar olsa da aslında çok da yerden yere vurduğumuz gibi bir albüm de değil. 5 üzerinden değerlendirmeye kalkılsa 3'ün biraz altında olarak nitelendirilebilir. Bu tarz albümleri sevenler için ise 3'ün üstüne çıkacaktır bu değerlendirme.

Başta da bahsettiğimiz üzere 70'lerin nadir (rare) parçalarını arayan Hard Rock ve Psychedelic Rock müdavimleri için gerekli parçalardan biri.

LUCIFER

Joe Mattioli / Vokal
Vincent "Butch" Biocca / Bass
Joe Gallo / Piyano
Joe Bertola / Davul
Pete Skelton / Gitar

LUCIFER

01 - Sixteen (3:33)
02 - Different Face (2:42)
03 - Where Do We Go From Here (4:12)
04 - Get Together (4:22)
05 - My Baby (3:12)
06 - You Better Find Someone To Love (3:06)
07 - I'm Gonna Make It (3:01)
08 - If This World Were Mine (3:15)
09 - Dreaming Isn't Good For You (5:03)
10 - Crabby Day (3:42)
11 - Don't Tell Me How To Love (2:16)

16 Ağustos 2023 Çarşamba

Potliquor / First Taste (1970)

1969 yılında Baton Rouge, Lousiana'da kurulan Potliquor, Basement Wall adlı bir cover grubunun küllerinden doğmuş. Yaptıkları coverlar ile oldukça iyi iş çıkardıklarının farkına vardıklarında kendilerine yeni bir isim ve yeni bir anlayış seçerek devam etmenin doğru olacağına karar vermişler. Döneminde çok başarı kaydetmiş gruplardan biri değildir ama unutulması için de herhangi bir sebep bulunmayan gruplardandır Potliquor.

Adını Louisiana'da sebze ve etlerin pişirilmesi ile elde edilen et suyundan alan grup oldukça yerel bir müzikal anlayışa da sahiptir. Southern Rock'ın Güney Lousiana kökenine dayalı bir müzik yapıyorlar. Belirgin bir Blues'dan çok yerel bir dokunuş daha fazla hissediliyor yani. Ha temelde tabi ki Blues Rock ile ilerliyorlar ama daha lokale yöneliyorlar ve bölgenin müzikal anlayışından besleniyorlar. Belki de bu nedenle çok fazla öne çıkamamışlar diye düşünebiliriz. Amerika'da pek çok turnede ön grup olarak yer aldıkları halde hiçbir zaman kendileri adına bir turneye çıkamamışlar. Gerçi turnede önlerinde çıktıkları ZZ Top, Aerosmith, REO Speedwagon, Cactus, Faces gibi isimleri düşününce yeterince ilgiye hasıl olmuş olabileceklerini de düşünebiliriz.

Grubun kurulmasından 1 yıl sonra kaydedip yayınladıkları ilk albümleri First Taste, oldukça enerjik, coşkulu ve keyif veren parçalardan oluşuyor.  Özellikle açılış parçası Down The River Boogie bu tarz enerjik albümler için oldukça iyi bir açılış parçası.

Adını verdiğimiz ilk parçadan da anlaşılacağı üzere grubun müzikal anlayışı içerisine sağlam bir Boogie hakimiyeti var. Boogie Rock ve Blues Rock etkilerinin fazlasıyla kendini hissettirdiği, yerel kültürden fazlasıyla beslenen bir Güney Lousiana'lı Southern Rock grubun tam türünü bize açıklayabilir.

Albümdeki enstrümantasyon bu tarz bir albüm için oldukça iyi durumda. Gitarlar sağlam giriş çıkışlara sahipken boş kaldıklarında önünü alamıyorsunuz. Grubun ritim bölümü ise bir hayli etkin ve etkili. Parçalardaki bütün değişiklikleri ustalıkla yerine getiriyorlar. Vokalin tuhaf ve pürüzlü sesi albümün en büyük artılarından. Vokalin, yırtıcı gitarlar ile yaptığı düet benzeri hareketler gerçekten şaşırtıcı ve etkileyici bir dinleme zevki yaratıyor. 

Özellikle Southern Rock sevenler tarafından sıklıkla dinlenebilecek, kendini hissettiren ve farkını ortaya rahatlıkla koyabilen albümlerden biri First Taste.

POTLIQUOR

Guy Schaeffer / Bass, Vokal
Jerry Amoroso / Davul, Vurmalılar, Vokal
Les Wallace / Gtar, Vokal
George Ratzlaff / Klavye, Ritim Gitar, Armonika, Vurmalılar, Vokal

FIRST TASTE

01 - Down the River Boogie 2:49
02 - Ol' Man River 4:37
03 - Riverboat 3:08
04 - Toballby 7:21
05 - The Raven 5:05
06 - You're No Good 4:55
07 - Price 20 Cents a Copy 3:08
08 - Driftin' 8:15

15 Ağustos 2023 Salı

Titanic / Titanic (1970)

Oslo, Norveç'te kurulan Titanic dönemin en etkili ama az bilinen gruplarından biri. Norveç'in Progressive Rock ile olan ilişkisi ortada ama tam anlamıyla da bir Progressive Rock'ın çıktığı, türediği, geliştiği yer gibi tanımalamalar yapamayız. Fakat Titanic bu konuda hem Norveç'ten çok önde hem de neredeyse tüm grupların bütün etkilerini aşmış bir durumdalar. Bu adı sanı şimdilerde pek bilinmeyen grup aslında Progressive Rock'ın gelişimine katkı sağlayan başlıca gruplardan biridir.

1969 yılında kurulduklarında nihai amaçları Psychedelic Rock, Folk Rock gibi türlerden beslenen bir Hard Rock yapmakmış. Doğal olarak Led Zeppelin, Deep Purple gibi gruplardan etkileniyorlar. Ama iş kendi müziklerini yapmaya geldiğinde işi biraz daha öteye taşıyıp hem kendilerine has bir yapıya büründürüyorlar hem de Progressive Rock'a katkı sağlayan bir tarz yaratıyorlar.

Bu noktada belirtmek gerekir ki tam anlamıyla bir Progressive Rock'tan da bahsetmiyoruz. Ondan dolayı da çeşitli kaynaklarda grubun türü Prog Related olarak belirtilir. Yanlış değildir. Ama belki eksiktir denilebilir. Progressive eğilimleri olan Psychedelic kökenli bir Hard Rock grubudur çünkü Titanic.

Başarılarının en büyük sırrı muhtemelen İngiliz bir vokalist olan Roy Robinson ile çalışıyor olmalarıdır. Adamın doğal olarak sağlam olan vurguları albüme ve gruba çok şey katmakta. Diğer yandan grubun enstrümanları da muhteşem denilebilecek denli iyiler. Klavyeler albümün yönünü belirlerken gitarlar tüm yırtıcılıkları ile ortalığı darmaduman ediyorlar.

West Coast'tan farklı bir Psychedelic Rock tarzları var ama ara ara oradan da izler yakalamak mümkün oluyor bu ilk albümde. Hatta ilk parçadan belirgin bir şekilde Born To Be Wild etkisi ve melodileri duyuyorsunuz. Genel olarak coşkulu, bazı yerlerde fazlasıyla enerjik ve ara ara da melodik yönleri öne çıkan sağlam albümlerden.

Daha sonraları yayınladıkları albümlerin daha bir Progressive'e bürünerek Heavy Prog olduklarını da belirtmeden geçmeyelim. İlk albümle aralarında çok büyük farklar olan bu sonraki albümler, grubun kendine has yapısını devam ettirirken farklı bir türe doğru kaymanın da nasıl olabileceğini en iyi şekilde gösteriyor. Arşivde olmazsa olmaz albümlerden biri.

TITANIC

Kenny Aas / Org
Kjell Asperud / Davul
John Lorck / Davul
Janne Loseth / Gitar
Roy Robinson / Vokal

TITANIC

01. Searchin 7:01
02. Love is love 4:16
03. Mary Jane* 4:32
04. Cry for a Beatle 2:10
05. Something on my mind 5:47
06. Firewater 2:39
07. Schizmatic mind 2:52
08. I see no reason 8:17

11 Ağustos 2023 Cuma

James Gang / Rides Again (1970)

Cleveland, Ohio'da 1966 yılında kurulan James Gang'i de daha önce blogda konuk etmiştik. Oradaki tanıtımda da bir kendi halindelik, umursazlık, boş vermişlik havası hakimdi. Zamanla bu tip eksiklerin hepsini tamamlayıp daha iyi bir yöne evrilmeyi düşündüğümüzden dolayı grubun ikinci albümünü ve tarihçesi hakkında birkaç kısa bilgiyi aktaralım istedik.

Bazılarınca çok önemsenmese de diğer bazılarınca ise efsanelerden biri olarak kabul edilen Joe Walsh'ın çıkış öyküsü diyebiliriz James Gang harekatına. Grup 1966'da kurulduktan sonra bir Lead gitarist arayışına giriyor. Ellerinde ilk durumda 25 kadar gitarist ile denemeler yapıyorlar ama bir türlü olmuyor. Sonradan yerel bir efsane olarak adlandırılan Glenn Schwartz ile anlaşıyorlar ama o da asker kaçağı olduğu için California'ya taşınmak zorunda kalıyor. Ek bilgi olarak daha sonraları Pasific Gas & Electric adında bir grup kurduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

Ne yapacaklarını bilemeyen grup elemanlarının imdadına kendi halinde bir genç yetişiyor. Kimsenin adını sanını duymadığı bu eleman Schwartz'ın arkadaşı olduğunu ve onun yönlendirdiğini söylüyor. Birlikte bir Jam Session yapıyorlar ve grup aradığını bulmuş oluyor. Joe Walsh da kariyerinin en önemli adımını atmış bulunuyor tabi.

1 yıl sonra kaydettikleri ve blogda da yer alan Yer' Album'ün ardından ikinci albüme girişiyorlar hızlıca. Albüm ilkinden epeyce farklı bir şekilde sertlikler gösteriyor. Genel olarak Hard Rock kalıplarını belirlediğini ve zaman zaman Heavy Rock'a yükseldiğini bile söyleyebiliriz albüm için. 

Fazlasıyla Hard Rock ve Blues Rock içeren albüm, başarılı yapısıyla Billboard 200 listesinde 13. sıraya kadar yükselmiş. Büyük bir başarı elbette bu. Albümün müzikal ve melodik kalitesi o kadar iyi ki Rolling Stone dergisi Rides Again'i 1970 yılının en iyi albümlerinden biri olarak tanımlamıştır.

James Gang'in en iyi albümü demek yanlış olmaz Rides Again için. Zira ilk albümdeki hamlık görünümü burada bir anda usta işine dönüşmüş ve eksiksiz bir hal almıştır. Joe Walsh'ın etkili gitarları albümün her yerindedir ve başarının en önemli bileşenlerinden biridir. Dinledikçe daha fazla dinlemek için vakit ayırmayı tercih edeceğiniz albümlerden Rides Again.

JAMES GANG

Joe Walsh / Lead Gitar, Klavye, Vokal
Jim Fox / Davul, Vurmalılar
Dale "Bugsley" Peters / Bass, Gitar

RIDES AGAIN

01 - Funk #49 3:54
02 - Asshtonpark 2:04
03 - Woman 4:37
04 - The Bomber 7:04
        a. Closet Queen
        b. Bolero
        c. Cast Your Fate to the Wind
05 - Tend My Garden 5:44
06 - Garden Gate 1:36
07 - There I Go Again 2:50
08 - Thanks 2:20
09 - Ashes the Rain and I 4:56

5 Ağustos 2023 Cumartesi

Pan / Pan (1970)

Pan
hem Danimarka'nın hem de Avrupa'nın en iyi Psychedelic Rock kökenli Progressive Rock gruplarından biri olarak anılır. Adları günümüzde çok hatta neredeyse hiç bilinmese de döneminde gerçekten de önemli bir çıkış yapmış oldukları ortada. Kısa süreli ömürlerine sığdırdıkları tek albümle işin hakkını vererek yapmanın ne demek olduğunu göstermişler.

Pan, 1965 yılında kurulan ve sonraları çıkardıkları 2 albümle Danimarka'nın öne çıkan gruplardan biri olan Cy, Maia & Robert'ın elemanı olan Robert Lelièvre tarafından 1970 yılında hayata geçirilmiş bir proje.  Fransız olan Leliévre, askerlikten kaçma için bütün Avrupa'yı dolaşmış ve sonunda bu konuda epeyce rahatlık sağlayan Danimarka'ya yerleşmiş. Boş durmamış. 1965 yılında Cy, Maia & Robert'ı kurmuş. Üstüne hem ses getiren hem de ticari başarı elde eden 2 albüm kaydı yapmış grupla birlikte. Ardından da gruptan ayrılmış. Cy & Maia yola devam etmişler. Leliévre ise Pan'ı kurmuş.

Albümdeki parçalar hem Leliévre'nin müzik konusundaki yeteneğini ön plana çıkarırken hem de hepsi farklı yerlerden gelen müzisyenlerin ne kadar yetenekli olduğunun da bir göstergesidir. Grubun uyumu son derece iyi bir haldeyken yaratıcılıkları ve enstrüman kullanımları da hemen hemen aynı durumdadır. Daha sonraları devam edebilselermiş hem farklı hem de daha iyi albümlerle dinleme fırsatımız olabilirmiş onları. Fakat psikolojik sorunlarla uğraşan Leliévre ile grubun diğer elemanlarının arası albüm kayıtları sırasında fena halde açılmış. Kayıtlar bittiğinde bırak ikinci bir albüm düşünmeyi grup elemanları kaçmanın türlü yollarını aramışlar.

1971 yılında da dağılmışlar ve Pan tarihin tozlu rafları arasındaki yerini almış. Leliévre de yaşadığı sorunlarla başa çıkmanın bir yolunu bulamayarak 1973 yılında hayatına son vermiş.

Albüm acayip bir şekilde coşku hissi ile dolduruyor insanı. Hem de daha ilk parçadan başlayarak. Sert ve sağlam gitarları ile mest ederken vokaldeki umursamaz tınılar dinleyeni kendinden geçiriyor. Aralara serpiştirilmiş olan piyano, vibrafon ve çello gibi enstrümanlarla iş iyice çığırından çıkmış. Yumuşak ve sakin olacağını düşündüğünüz parçalar bile en sert şekilde yırtıcı hale geliyor albümde. Bugüne kadar dinlediğiniz pek çok Psychedelic Rock albümünden çok ama çok farklı.

PAN

Robert Lelièvre / Vokal, Gitar
Thomas Puggaard-Müller / Lead Gitar
Henning Verner / Piyano, Org, Vibraphone
Arne Würgler / Bass, Çello
Michael Puggaard-Müller / Davul

PAN

01 - My Time (0:36)
02 - If (4:00)
03 - Song to France (2:09)
04 - They Make Money With the Stars (5:52)
05 - Il n'y a pas si longtemps de ca (5:18)
06 - Many Songs Have Been Lost (1:43)
07 - Tristesse (5:00)
08 - To Get Along Alone (5:44)
09 - We Must Do Something Before the End of the Day (3:22)
10 - Lady of the Sand (6:41)

>

4 Ağustos 2023 Cuma

Bead Game / Welcome (1970)

Boston, Amerika'da kurulan Bead Game çok fazla bilinen bir grup olmasa da Amerika'nın en iyilerinden biri demek yanlış bir tanımlama olmaz. Dönemin pek çok Amerikalı grubu gibi onlar da sırtlarını Psychedelic Rock'a dayamışlar. Ama orada bırakmayıp değişik, karmaşık ve dinamik bir yapıya büründürerek Progressive Rock semalarında gezinmeye başlamışlar.

Grubun başarılı bir albüm kaydetmesi çok bir işe yaramamış ama. Kısa bir süre sonra ikinci albüm olan Baptism'in kayıtları bittikten hemen sonra dağılmışlar. Albüm ancak 44 yıl sonra CD formatında yayınlanabilmiş. En az ilki kadar başarılı bir çalışma olduğunu söyleyelim.

Adı Hermann Hesse'nin aynı adlı romanından geliyor grubun. Doğal olarak hem grubun hem de albümün fikirleri içerisinde Doğu maneviyatı ağır basıyor. Türleri birbirine karıştırırken bu maneviyatın da etkili olduğu açık şekilde görülüyor. Psychedelic Rock'ı ilerleterek biraz popüler daha fazla karmaşık hale getirirken bunu bir de fena halde coşkulu şekilde yapıyorlar. Ortaya da Crossover Prog diyebileceğimiz bir yapı çıkıyor.

Belirtmeden geçmeyelim, Grubun davulcusu Jim Hodder, Bead Game'in dağılmasının hemen ardından Jeff "Skunk" Baxter'in daveti ile yeni kurulmakta olan Steely Dan'e katılıyor ve grubun ilk üç albümünde yer alıyor. İyi müzisyenler kendilerine çabucak yer buluyor yani. Ha bir de Bead Game'deki ritimlerin Steely Dan'dekilerle benzeşmesinin sebeplerinden biri de Jim Hodder doğal olarak.

Başta da bahsettiğimiz gibi sınırlarını zorlamış olan gruplardan biri Bead Game. Ellerindeki ile yetinmeyip daha fazlası için uğraşmışlar. Ortaya çıkan sonuç da Welcome albümü olmuş. Albüm pek çok farklı tür ve tarzdan etki içerirken kendine has bir yapıya da sahip. Sağlam gitar riffleri duyduğunuzda gaza geldiğiniz gibi kısa süre sonra değişen rüzgarla birlikte bir anda ayaklarınız yere basmaya başlıyor. Grubun ritim bölümü gerçekten de sağlam. Neyi ne zaman değiştiğini anlamakta güçlük çekeceğiniz şekilde anlık ritim değişiklikleri yapabiliyorlar. Fazlasıyla yaratıcı ve sıkıcı olmaktan çok uzaklar.

Bazı kaynaklarda bir tür Funk Rock yaptıkları söylense de pek aldırış etmemek gerekiyor buna. Zira hiç alakaları yok. Evet, farklı tarzlardan etki içerdiklerini söyledik ama bu sadece müzikal tarzları üzerindeki ufak soslardan ibaret. Temelde yaptıkları müzik Funk Rock olarak adlandırılamaz.

Yazın sıcak günlerinde sizi serinletmese de en azından aklınızı bir miktar başınızdan alacak kadar iyi bir grup ve albüm. Dinlemekte fayda var.

BEAD GAME

K. Westland Haag / Gitar, Vokal
Jim Hodder / Vokal, Davul
Robert Gass / Klavye
Lassie Sachs / Bass
John Sheldon / Gitar

WELCOME

01. Punchin Judy (5:12)
02. Lady (4:22)
03. Wax Circus (4:29)
04. Mora (4:20)
05. Natural Song (3:55)
06. Country Girls (2:36)
07. Amos n' Andy (4:47)
08. Slipping (8:23)