28 Şubat 2008 Perşembe

Lynyrd Skynyrd - Second Helping (1974)

Kendi adıma kafamın yerine gelmediğini belirterek başlıyorum. Bi anda konunun ilk başladığı yere doğru bi ziyaret gerçekleştirince, akıllara kazınmış ama zaman içinde keşfedilen yeni şeylerin peşi sıra unutulmuş olanlara saygı duruşunun bitmemesini istemek gibisinden bi ruh hali içine girdim. Son zamanlarda kendimi toplayamıyor olmam anlaşıldığı üzere yazıya da yansıyor. Ama olsun... gün gelir ben de normale dönerim.

Kimse tanımıyorum demesin bu grubu. Öyle ya da böyle mutlaka dinlenmiştir. Genelde Amerikan filmlerinde fon müziği oluşturur ve çoğu insan da oradan hatırlar. Steve Buscemi'nin Con Air filmindeki repliği başta ben olmak üzere biçok arızalının beyin kıvrımlarına kazınmıştır. Fonda Lynyrd Skynyrd - Sweet Home Alabama çalmaktadır ve dehşetengiz katil rolündeki Buscemi yanındakine dönüp "Ne kadar ironik di mi, düşmek üzere olan bi uçaktayız ve üyelerinin yarısı düşen bi uçakta ölmüş olan bi grubun parçasını dinliyoruz" der. Adamların şansızlığı da bu işte. Gruba sesini veren Ronnie Van Zant da dahil olmak üzere bi dolu grup elemanı uçak kazasında ölmüş, hem de 1977 yılında. Devam etseler de müzik yapmaya Ronnie'siz tat vermemektedirler. İlk albümle önemli çıkış yapmış olsalar da bu albümdeki Sweet Home Alabama parçası yüzünden (ki kişisel takıntılardan biridir) burada yer almaya hak kazandılar.

LYNYRD SKYNYRD

Ronnie Van Zant / Lead & backing Vokal
Garry Rossington / Gitar
Allen Collins / Gitar
Ed King / Slide Gitar, Ritim Gitar, Bass Gitar
Billy Powell / Klavye
Leon Wilkeson / Bass gitar
Bob Burns / Davul

SECOND HELPING

1 - Sweet Home Alabama (4:43)
2 - I Need You (6:55)
3 - Don't Ask Me No Questions (3:26)
4 - Workin' For MCA (4:49)
5 - The Ballad Of Curtis Loew (4:51)
6 - Swamp Music (3:31)
7 - The Needle And The Spoon (3:53)
8 - Call Me The Breeze (5:09)

18 Şubat 2008 Pazartesi

Xhol Caravan / Electrip (1969)

Eveeet. Kafalar yerine geldiyse, şimdi tekrar zıvanasından çıkabilir. İki tane normal rock yeter de artar şimdilik. Anormale sarmak lazım tekrardan.

Efenim, insanoğlu garip bir yaratık demeyeceğim size. Hayat zordur da demeyeceğim. İnişleri çıkışları vardır da demeyeceğim. Onlar benden daha akıllı adamların söylemesi gereken şeyler. Lakin tek bir şey söyleyeceğim. O da; bu ağzına ettiminin Krautrock gruplarını tek bi elde toplamanın mümkün olmadığı.

2 yıldır bıkmadan usanmadan bi bok varmış gibi, arşivcilik olayını bünyeye yedirmiş, istekli veya isteksiz –ya da istem dışı diyelim- dünya üzerindeki tüm Krautrock albümlerini toplama ütopyası edindim kendime. Lakin bu ütopyayı sonlandırmanın yanına bile yaklaşamadım, doğal olarak. Birader yıllardır biriktiriyor, o da sonunun gelmeyeceğinin bilincinde ve sürekli “Bizden sonra, Junior bile devam etse sonu gelmez” diyip durmakta. Velhasıl haklı. Bitmiyor anasını satayım.

Neyse biz grubumuza dönelim. Xhol Caravan. Benim yeni keşfim. Keşfettiğimde de dibim düşük bir şekilde biradere söyledim bilir mi diye, adamda tüm albümleri varmış. E ben de bastım küfürü tabi kendime, neden bu kadar geç bulmuşum adamları diye.

Elemanlar Krautrock’un bi nevi Grateful Dead’i. 68’deki Alman hareketliliğindeki müzik devrimi diyebileceğimiz Krautrock’ı başlatan elemanlardan. Yani kısaca türün ilklerinden. Grateful Dead meselesine de gelirsek; kendilerinden sonraki pek çok gruba ilham kaynağı olmuş olmaları ve ne zaman bi yerde çalmaya başlasalar bütün “acid head”lerin konsere gitmesinden kaynaklanıyor. Rhythm’n Blues kökenli bir Free Jazz / Psychedelic / Kraut gibi bir rock çeşidi icra etmekteler. Kısaca tek bir türe girmesi zor. Bu da ikinci albümleri. Bir önceki albümlerinde “Soul Caravan”, bir sonraki albümlerinde de “Xhol” adını kullanmışlar. Bi de adamlar, komün halde yaşayıp kendi işlerini kendileri halleden (poster yapıştırmasından, konser ayarlama mevzularına kadar) özerk bi topluluk. Bir diğer mühim yanlarıysa Altena adlı konser kayıtlarındaki; “Freedom Opera” adlı 56 dakika uzunluğundaki şarkıları. Krautrock’ın en uzun şarkısı kabul edilmekteymiş. Gerçi şimdi böyle diyorlar, yarın öbür gün 58 dakikalık yapmış olan bir grup çıkar meydana.

Bi de son olaraktan mühim bir not iliştirelim. Birader demişti bana bi süre önce, DKGİK dahilinde blog için bir radyo yayını yapalım diye. O unutmuştur muhtemelen diye; ben yaptım bir adet şimdilik. Beta aşamasında diyelim. Herhangi bir sorun çıkmayacağını umuyorum, lakin çıkadabilir. Şu linkten de radyoya ulaşmayı mümkün kıldık. http://tinyurl.com/3xt7kx 7/24 yayın yapan bir radyo değil tabi, genellikle akşamları açılan bir radyo. Öyle işte. Arada sıkılırsanız bakarsınız.

XHOL CARAVAN

Skip van Wyck / Davul
Tim Belbe / Saksafon
Hansi Fischer / Saksafon, Flüt
Klaus Briest / Bass
Öcki / Klavye

ELECTRIP

1 - Electric Fun Fair (6:25)
2 - Pop Games (6:56)
3 - All Green (7:38)
4 - Raise Up High (17:45)
5 - Walla Masallah (1:38)
6 - Planet Earth (2:46)
7 - So Down (3:29)

14 Şubat 2008 Perşembe

Jimi Hendrix & B.B. King / The Kings' Jam (1968)

Hazır kafalar güzelken bi tane de Jimi patlatalım bari. Bizim de kafa güzel onun da kafa güzel, herkes güzel, dünya güzel. Yalan tabi... En iyisi mi biz, güzellikle dünyanın bağdaştırılması konusuna girmeden, asıl olayımıza dönelim.

Kalkıp da Electric Ladyland vermek de olmaz şimdi, dinlemeyen kalmamıştır. Onun yerine; uzun uzadıya konuşup tartıştıktan sonra bu kırık adamın, başka bi kırık adamla yaptığı Jam Session’ını vermenin blog adına yapılacak en hayırlı hareket olduğu konusunda karar kıldık. (Yalana gel)

Ara sıra böyle beslemeler yapmak lazım ki kozmik müzikle oluşturduğunuz rüyalarınızdan çıkıp daha farklı mavi alemlere akmanız için seyahat biletiniz olalım.

Bi de rica ediyorum, eğer ki bu yazıyı anlayan biri varsa; bana da anlatsın!

JIMI HENDRIX & B.B. KING

B.B. King / Gitar & Vokal
Jimi Hendrix / Gitar & Vokal
Elvin Bishop / Gitar
Buzzy Feiten / Bass
Paul Butterfield / Mızıka
Al Kooper / Org
Philip Wilson / Davul
Stuart ? / Piyano
Don Martin / Gitar

THE KINGS’ JAM

01 - Like A Rolling Stone (7:59)
02 - Blues Jam #1 Part 1 (18:56)
03 - Blues Jam #1 Part 2 (6:10)
04 - Band Introduction By B.B. King (1:01)
05 - Blues Jam #2 Part 1 (4:44)
06 - Blues Jam #2 Part 2 (13:25)
07 - Blues Jam #3 (3:29)
08 - It's My Own Fault (8:36)


LOUIS CYPHRE

13 Şubat 2008 Çarşamba

Creedence Clearwater Revival / Cosmo's Factory (1970)

Abuk subuk gruplardan gidiyoruz, biraz country yapalım birader. Boktan zamanlara neşe katan, neşeli zamanları daha da neşeli yapan, kısaca herhangi bir X bilinmeyenini katlaya katlaya neşeyle çarpan adamların en neşeli albümü!

Creedence Clearwater Revival grubunu duymuş olmak normal. Nereden duyduğunuz önemli. Amerika dolaylarında otostop çekerken, yol üstünde birkaç bira içerek gırtlağınızı serinletmek için uğradığınız bi barın cızırtıyla karışık bir ses veren radyosundan mı, arkadaşınızın “oğlum dinle süper adamlar” lafından mı, yoksa The Big Lebowski filminden mi? Eğer üçüncü seçenekten duyduysanız, filmi de sevdiyseniz, keşke ben de sokakta bornozla dolaşsam diye düşünüyorsanız; boku yediniz. En az iki günde bir, albümü dinlemeniz olası.

Ha bi de; ola ki walkman’den dinliyorsanız albümü, muhtemelen dışarıya anlamsız bir surat ifadesiyle gülümsüyor ve dışarıdaki insanlara bakarak; içinizden “Bunlar nihilist, bana bir şey olmaz” laflarını geçiriyorsunuz. Farkında olmayabilirsiniz diye hatırlatmakta fayda var, zira ben farkında değildim.

CREEDENCE CLEARWATER REVIVAL

Doug Clifford / Bass, Davul
Stu Cook / Bass, Davul
John Fogerty / Gitar, Vokal
Tom Fogerty / Ritm Gitar, Vokal

COSMO’S FACTORY

01 – Ramble Tamble (7:10)
02 – Before You Accuse Me (3:27)
03 – Travelin’ Band (2:07)
04 – Ooby Dooby (2:07)
05 – Lookin’ Out My Back Door (2:35)
06 – Run Through the Jungle (3:10)
07 – Up Around the Bend (2:42)
08 – My Baby Left Me (2:19)
09 – Who’ll Stop the Rain (2:29)
10 – I Heard It Through the Grapevine (11:07)
11 – Long as I Can See the Light (3:33)

5 Şubat 2008 Salı

Life / Spring (1971)

Metropol’den uzakta geçirilen zaman zarfında, biraz da kafa dinlemek amacıyla çıkılan yolculukta dinlenilen kafa; gözden geçirilen düşünceler, düşünülmemiş düşünceler, düşünmemekte ısrar edip de en sonunda düşünülmeye başlanmış düşünceler ve bir tutam da yeşillik ile en sonunda iyice kırıldı. Boşuna dememişler; “Düşün taşın boktur işin”.

Tabi iki dakika boş bırakmaya gelmemiş, yeni bi krautrock grubu daha bulunmuş 70’lerden. Biraderin de katıldığı, “arşiv olayı bitmez” yargısının en deli sebebi de bu zaten. Durmadan yeni birileri çıkıp, genişliyor bu ağzına ettiğimin grupları. Sonra topla toplayabilirsen.

Diğer bi boş bırakmaya gelmeyen şey ise, blog’un hem yavaş yavaş tüm ülkelere yayılması hem de blog’da “Kilometre Taşı” sıfatını hak etmiş Chase albümünün varlığı. Hem çok deli bir albüm çıktı, hem de DKGİK’ne yeni eleman atadı.

Bu gruba da geçen gün bir blog’da rastladım. “Ultra Rare Krautrock Album” olarak tanıtılmış. Hemen lak diye indirdik. İyi olması kötü olması fark etmez tabi, ender bulunan bi albüm olduktan sonra... Fakat albüm de, çok deli bir albüm çıktı. Blues’la Kraut’u harmanlamış adamlar bir nevi. Bazen bi takılıyorlar, yakala yakalayabilirsen. Etraf deli kaynıyor anasını satayım.

Bi de bu arada; Chase, Catapilla, Edge, Embryo, Godspeed You! Black Emperor, Life, John Mayall and the Bluesbreakers, Arktis ve Chicken Shack gruplarına sevgilerimi yolluyorum.

LIFE

Gernot Pilz / Bass
Linus / Davul, Vokal
LaVerne "Jason" Miller / Lead Gitar, Vokal
Marcel Mohr / Davul

SPRING

1 - Tantalizing Sensation (3:49)
2 - Laverne's (1:49)
3 - Dream Machine (6:17)
4 - Mean Woman (3:19)
5 - Hawaiian Jack (6:18)
6 - Honeydrippin' Boogie Woogie (3:09)
7 - Then I Am (Part One) (2:56)
8 - Then I Am (Part Two) (1:31)
9 - My Discovery (4:11)
10 - Talkin' 'bout A Woman (6:06)
11 - The Last Song (3:08)


LOUIS CYPHRE

29 Ocak 2008 Salı

Fear Itself - Fear Itself (1969)

Faust'a özür mahiyetinde tanıttığımız (birader kusura bakma, Sweet Smoke ve Aguaturbia'ları atladım ben ama yakında.. çok yakında...) bu albüm gene yeni keşiflerden. Pek bi bilgimiz yok doğal olarak haklarında. Adamlar ve 1 kadın olaraktan psychedelic blues rock yapıyorlar. E yıl da 1969 olunca muhtemelen Frisco'dandır bu elemanlar sanısı oluşuyor bende. Kesin olmasa da yüksek ihtimal öyledir. Bilgi sahibi olan haberdar etsin, tanıtıma bişeyler ekleyelim.

Sabahtan beri bu albümü dinliyorum, elemanlar Grateful Dead ayarındalar (taam taam abarttım ama gene de iyiler). Birader Cyphre sever eminim, hayattan elini eteğini çekmiş ve kendini kendine vurmuş olan birader Tuff Tuff The Puff da sever muhtemelen, kar yağarken kıçını kaşıyıp "yaw şu koltuktan kalksam da tuvalete gitsem" modunda olan birader Saku'nun albümle ilgili ne diyeceği her zaman olduğu gibi belirsiz... (adamı anlamak başlı başına problem).

Crawlin' Kingsnake, In My Time of Dying ve Lazarus ilk başta ilgimi çekenlerden oldu. Hava soğuk ya beyin hücreleri donmuş durumda, ancak bu kadar çıktı bugün, idare edin...

FEAR ITSELF

Ellen McIlwaine / Vokal, arp, Rhythm Gitar, Org
Chris Zaloom / Lead Gitar
Paul Album / Bass Gitar
Bill McCord / Davul

FEAR ITSELF

1 - Crawling Kingsnake (J.L.Hooker, B.Bassman)
2 - Underground River (Ellen McIlwaine)
3 - Bow'd Up (Ellen McIlwaine)
4 - For Suki (Ellen McIlwaine)
5 - In My Time Of Dying (Traditional arr. by Ellen McIlwaine)
6 - The Letter (W.C. Thompson)
7 - Lazarus (Traditional arr. by Ellen McIlwaine)
8 - Mossy Dream (Ellen McIlwaine)
9 - Billy Gene (Ellen McIlwaine)
10 - Born Under a Bad Sign


19 Ocak 2008 Cumartesi

Chase - Chase (1971)

Hayat enteresan.. hergün yeni bişey öğreniyosun ya da benim gibi kendi şansını yaratmaya çalışıyosan mutlaka keşifte bulunuyosun. Ahan da yeni keşfim: Chase. Gene aynı dönemden Chicago ve Blood, Sweat & Tears ile aynı kulvardalar. Fakat ben her ikisinden de daha bi çok sevdim Chase'i. Belki de yeni duymuş olmamla alakalıdır, bilemiyorum. Yine de müzik arşivi yapan kişinin elinde bulunması gereken albümlerden biri.

Saku biraderimiz Sacred Mushroom'dan sonra enteresan bi grup bulamadığını söylemişti dün, buna bayılacağına eminim. İçinde saksofon yok bu arada, için rahat etsin. Trompet var bi dolu. Trompeti de sevmem diyosan allaandan bul ne diyim daha sana. Neyse elemanlar (Chase'den bahsediyorum) bi sürü kırık kafanın bir araya gelmesinden müteşekkiller. Progressive Rock içerisine sokabileceğimiz Jazz Rock/Fusion tarzında takılıyolar. Ben de hala etüd etme aşamasındayım Chase'i, üzerine çalışmalarım devam etmekte yani. Ama burada tanıtılmayı hakettikleri konusunda tartışma kabul etmem. Keşfedin işte yaw siz de...

CHASE

Bill Chase / Trompet
Ted Piercefield / Trompet, Vokal
Alan Ware / Trompet
Jerry Van Blair / Trompet, Vokal
Phil Porter / Klavye
Angel South / Gitar
Dennis Johnson / Bass, Vokal
Jay Burrid / Vurmalılar
Terry Richards - Lead Vokal (bunu da bi türlü bizim dile uyarlayamadık.. gerek varsa çalışalım üstüne..?)

CHASE

1 - Open Up Wide (3:48)
2 - Livin' In Heat (2:54)
3 - Hello Groceries (2:56)
4 - Handbags and Gladrags (3:23)
5 - Get It On (2:59)
6 - Boys and Girls Together (2:56)
7 - Invitation to a River (14:13)
a) Two Minds Meet
b) Stay
c) Paint It Sad
d) Reflections (ad lib)
e) River


18 Ocak 2008 Cuma

Little Bitch (2008)

Gentleoctopus Records kendinden mi yoksa çevresinden mi sıkıldığını bilmeyenlere gururla sunar: Little Bitch. Bazen kaybettiğimizde, bazen görmediğimizde bazense umursamadığımızda, var olan hayatımızın içinde var olmaktan sıkılıp yok olmayı tercih edişlerimize ithaf ettiğimiz bu albümde kişisel tarihlerimize unutulmaz damgalar vuran parçaları toplamış bulunmaktayız. Tepe tepe kullanın. Zaten yaptığımız başka da bişey yok.

Ruhuna güvenmeyenlere önerilmez. Uykusuzluk ve depresyona yol açabilir ama ikisi aynı anda olmaz, korkmayın. Sakın yanılgıya düşüp sevgilinizle birlikte dinlemeyin, işin b.ku çıkabilir. Kırmızı bi gece hayali aşırı strese ve terleyen ellere dönüşebilir. Hareket halindeyken dinlenilmesi de tarafımızdan önerilmemektedir. Beklenmedik sonuçlar doğurabilir. Karın ağrısı, mide bulantısı, geçici görme veya duyma bozukluğuna yol açmaz. Sürekli ağlama ihtiyacı hissettirebilir. Kapaktaki kıza asılmak serbesttir, adresi müdiriyette saklıdır.

LITTLE BITCH

1 - Stairway To Heaven / Led Zeppelin (Bam bam'a saygıyla...)
2 - Soldier Of Fortune / Deep Purple (Cyphre'ın bebekliğine ithafen...)
3 - July Morning / Uriah Heep (Tuff Tuff The Puff'la birlikte geçen zamana ithafen...)
4 - Solitude / Black Sabbath (Kişisel öngörü...)
5 - Handy / Wishbone Ash (Junior'ı onca zaman taşıyan buz cadısına ithafen...)

Catapilla - Catapilla (1971)

Bu pek de ööle gecenin bi vakti insanın aklına gelecek albümlerden değil ama benimkine geldi işte. Akıl akıl değil ki! (Bu noktada bir önceki cümlenin ardına konabilecek ikinci ve tamamlayıcı bi cümle aradım ama bendeki akılın ne olduğuna dair en ufak bi fikrim olmadığından olsa gerek aklıma hiçbişey gelmedi. İçinden fazlaca akıl geçen cümleler kurmamak lazım!) Bu arkadaşlar 60'lı yılların sonunda İngiltere'de kurulmuşlar. Deneysel Jazz Rock yapıyolar. Grubun has adamı Gilli Smyth's Mothergong'daki Robert Calvert. Saksofon ağırlık bi grup bu Catapilla ve çıkardıkları her iki albümde de (ki biz ilkinden bahsediyoruz) tarzlarının dışına çıkmıyorlar ama bu ne menem bi tarz ise artık her dinleyişinde farklı bi albüm ya da grup dinliyormuş gibi oluyorsun.

Gecenin bi vakti dinlerseniz beton olma ihtimaliniz yüksek, yanında ottan boktan bişeyler olmasına da gerek yok. Alkolizm'e Hayır! :) Hepi topu 4 parça ve dördü de dehşetengiz parçalar ama "ne kadar uzunsa o kadar iyidir" mantığına inananlardansanız Embryonic Fusion favori parçanız olacaktır. Saksofona ve ritimlere dikkat.

CATAPILLA

Anna Meek / Vokal
Hugh Eaglestone / Saksofon
Graham Wilson / Gitar
Robert Calvert / Saksofon
Thiery Rheinhart / Wind instruments

CATAPILLA

1 - Naked Death [15:38]
2 - Tumbleweed [3:54]
3 - Promises [5:42]
4 - Embryonic Fusion [24:08]


16 Ocak 2008 Çarşamba

Chicken Translate with Egg Sauce (2008)

Söz verdik mi tutarız. Unuttuğumuzu sanmış olanlara cevabımızdır. Kimsenin sallamadığı bi blog da olsak (3-5 kişi dışında kimsenin yorum yazmadığı ortada) bi söz verdik mi geç de olsa yerine getirmek için çabalıyoruz. Uzun zaman önce dediydik; Gentleoctopus Records 3 toplama albümle geliyor, diye. Ahan da bu üçlemenin son ayağı. İnsanı insanlıktan çıkarıp Deli Cevat moduna sokan gruplardan parçaları bir araya getirdik: Hawkwind (ki çoğu kimse Motorhead'den Lemmy'nin ilk grubu olarak bilir), Kanada'nın medar-ı iftiharı Rush, eskiden kalma bi alışkanlık olarak Eloy, Oblomov'un bize en büyük iyiliklerinden biri Gong, kendi keşfimiz olan Triumvirat veeee kafayı yediğimiz anlarda mı dinlediğimiz yoksa dinlediğimiz için mi kafayı yediğimiz konusuna bi türlü açıklık getiremediğimiz King Crimson.

Gönül ister ki bu paylaşımlara bi ses gelsin. Biri de desin ki yaw birlikte bişeyler yapalım, hiç olmadı oturup muhabbet edelim, yeni yüzleri adres defterimize kaydedelim. Bu durumdan çok sıkıldık. Ha birileri ses vermiyo diye bırakıcak değiliz ama iki çift laf etsek fena da olmaz hani. Eskiden, insanları bir araya toplayabiliyorduk. İmece diye bi kafe vardı. Dinleti filan yapardık orda; hem şimdi blog'a eklediğimiz grupları tanıtır hem de (bi iki defa oldu abartmayayım) canlı performanslar olurdu. Hatta Levent diye bi kardeşimiz vardı.. şimdilerde (tabi ben en son dinlediğimde) funk ağırlıklı karmakarışık bi müzik yapıyodu barlarda, kendi grubuyla birlikte. Yanlış hatırlamıyosam ilk biz çıkarmıştık onu.

Teheeeyyy! Ahan da buraya yazıyorum (hakkaten yazıyorum ööle el hareketi filan yok) bi süre sonra Levent adında bi elemanın dünya müzik tarihinde gitarıyla Eric Clapton, Ritchie Blackmore, Jimmy Page gibi adamların yanında durduğunu görürseniz şaşırmayın. Demir Kelebek Gereksiz İşler Kulübü'nün lafıdır bu. Yahu konuyu dağıttıkça dağıtmışım. Neyse... sözün özü bi ses verin yaw artık!

Unutmadan... seçki Cyphre'a ait.

CHICKEN TRANSLATE WITH EGG SAUCE

1 - Magnu / Hawkwind
2 - Cygnus X-1 / Rush
3 - Castle in the Air / Eloy
4 - Cat in Clark's Shoes / Gong
5 - Panic on the 5th Avenue / Triumvirat
6 - 21st Schizoid Man / King Crimson