17 Aralık 2008 Çarşamba

Thunder and Roses - King of the Black Sunrise (1969)

Thunder and Roses Tarifi (3 kişilik): Önce Cream'den Jack Bruce'un bas rifflerini ve vokallerini alın. Daha sonra buna zamanının en sert gruplarından Blue Cheer'in sert davullarını ekleyin. En son olarak da Hendrix'in gitarıyla bütünleştirin her şeyi. Üzerine de biraz asit serpiştirin. Olacak şey “Thunder and Roses” olacaktır. ABD Philadelphia'da kurulan grup, tek albüm yayınlayabilmiş. Zamanının ötesindeki tarzıyla pek dinleyici edinemediyse de grup, psychedelic müziği blues temelinde, yapılabilecek en sert şekliyle yapmış. Albümün giriş şarkısı ''White Lace And Strange''le zaten kulaklar hemen bayram ediyor ve 'ohannes' ya da 'vay' gibi tepkilerle şarkının sonu nasıl gelmiş anlamıyorsunuz bile. Bu şarkı daha çok Cream'in biraz sert ve daha akışkan hali gibi. Daha sonra albümün temposu “I Love A Woman” ile biraz düşüyor. Hemen ardından da southern rock temelli bir şarkı geliyor ''Country Life''. Albümde bir de blues şarkısı ''Red House'' un Experience tarzındaki bir yorumu var. Bu şarkıda gitaristin Hendrix'ten çok etkilendiği hemen fark ediliyor. “Moon Child” ise grubun yine o Cream tarzı 'akışkan' şarkılarından biri. Yer yer incelen vokalleriyle Skip Spence'i anımsatıyor. Ama tabi ki o 60’ların sonundaki öncü hard rock havasından ödün vermeden. “Dear Dream Maker” yine diğer şarkılardan geri kalmayacak kadar iyi. Albümle aynı adlı “King of the Black Sunrise” davulların sakinleştiği, tekrar eden bir bas riffi üzerine elektro gitarın ön plana çıktığı, ara ara psychedelic efektlerle dolu albümün enstrümantal tek şarkısı. Son olarak kapanış şarkısı ''Open Up Your Ears''la grup ilk şarkıdaki o sert psychedelic/blues tarzına geri dönüyor. Albümü dinlerken baştan sona power trio ruhunu en uç noktada yaşıyorsunuz. Hendrix severlerin kesinlikle baştan sona dinlemesi gereken bir albüm. THUNDER AND ROSES Christopher Bond / Gitar, Vokal George Emme / Davul Tom Schaffer / Bass, Vokal KING OF THE BLACK SUNRISE 1 - White Lace and Strange (3:15) 2 - I Loved a Woman (4:37) 3 - Country Life (2:43) 4 - Red House (5:37) 5 - Moon Child (4:10) 6 - Dear Dream Maker (3:28) 7 - King of the Black Sunrise (3:47) 8 - Open Up Your Eyes (7:18)

Kravetz - Kravetz (1972)

Kravetz demiş biri... Ahan da Jean-Jacques Kravetz. Frumpy'nin vazgeçilmezi, Randy Pie'ın has adamı, Eric Burdon's Fire Dept. de bile tıngırdamış yetmemiş Atlantis'i bile kurmuş efsanevi klavyeci kişilik. Jamais'in bayram lafı ve de Yonçin'in şaane gazı ile ahan da bulunmayan bi albüm. (hayret.. ben her yerde var sanıyodum :)) Şimdi yukarıdaki laflardan sonra kalkıp albüm şöyle, böyle demenin bi manası yok herhalde. Dünyanın bütün rockerları... indirin! (Oblomov'a selamlar, Marx'la dalga geçme düttürüsü No: 37851) Albüm 1972 tarihlidir, progressive rock'ın tavanı ile dibi arasında gidip gelmektedir. Her iki yönün de şaane olduğunu düşünürsek albüme kötü bi laf etmemiş oluruz. Unutmadan... Albüm 8 Days in April - The Hamburg Scene olarak da bilinir ve de yayınlanmıştır. Onun da kapağını koyduk işte. Bu kapağın üstünde yazanlara inanamıyor tabi insan. Neyse yahu.. Dinleyin işte... KRAVETZ (8 Days in April) Udo Lindenberg / Vokal, Davul, Vurmalılar Jean-Jacques Kravetz / Org, Piyano, Synthesizer, Vurmalılar Steffi Stephan / Bass Thomas Kretzschmer / Gitar Inga Rumpf / Vokal Roger Hook / 12 Telli Gitar KRAVETZ (The Hamburg Scene) 1 - I'd Like To Be A Child Again (9:35) 2 - Ann Toomuch (7:55) 3 - Routes (7:27) 4 - When The Dream Is Over (3:14) 5 - Master of Time (9:40)

16 Aralık 2008 Salı

Kvartetten Som Sprängde – Kattvalls (1973)

Bu albümü eklemek bana düşer sanırım. :) Adını “Birger Sjöberg” adlı bir yazarın 1924 yılında yazmış olduğu kitaptan alan bu İsveçli grup, 3 kişiden oluşmasına rağmen aslında 4 kişi olarak kuruldu. Grubun ismi Kvartetten Som Sprangde (The Quantet that Blew Up), yani "Patlayan Dörtlü" anlamına gelmektedir. :) Ancak Margareta Söderberg (Vokal), yani grubun dördüncü elemanı, müzik anlayışının grup ile örtüşmediğini düşündüğünden gruptan ayrılmış. Grup da isim değiştirmemiş ve vokalist olmadan enstrümantal olarak devam etmişler. Bence çok da isabetli olmuş. Vokal bu müziğe ne derece yakışırdı bilemiyorum. Tarz olarak Fusion’a (Jazz-Rock) yakın dururlar. Tabi az biraz psychedelic ve folk’a teğet geçerler. Santana’yı andıran bir havaları olduğu kabul edilir, ki ben de aynı fikirdeyim. Grupta ilk dikkati çeken bir basistlerinin olmaması. Hellman, bas işini klavye ile halletmiş. Diğer bir husus da yine aynı adamın kullandığı Hammond B3…Harika bir atmosfer yaratmış. Sjöberg’in gitar kullanımı -ki bazı bölümlerde çift gitar kullanmıştır- Santana’yı andırır. Ek bilgi olarak 1978 yılında çıkardığı “finn” adında birde albümü bulunmaktadır. O da ayrıca tavsiye olunur. ABBA ile yaptığı çalışma belki sizi ilgilendirebilir ama ben ilgilenmiyorum. Albüme gelince; baştan sonaa aynı kalite ve güzellikte devam eden şarkılardan oluşur. Gitarın ve Hammond’ın sürüklediği bir atmosferde yüzen şarkılardan oluşan albümde neredeyse tüm parçalar birbirinden güzeldir. Subjektif olarak “Gånglåt Från Valhallavägen” birkaç milim daha ileride sanki. Scandinavian Prog (:)) tarzının önemli gruplarından biridir. Ne yazık ki sadece bir albümleri var. 3 kişi ile daha ne yapılabilir bilmiyorum. Harika bir albüm. Keyfini çıkarın. KVARTETTEN SOM SPRÄNGDE Rune Carlsson / Davul Fred Hellman / Klavye, Hammond Finn Sjöberg / Gitar, Flüt KATTVALLS 1 - Andesamba (5:11) 2 - På En Sten (4:30) 3 - Gånglåt Från Valhallavägen (8:49) 4 - Kattvalls (4:49) 5 - The Sudden Grace (4:53) 6 - Vågspel/Ölandsshuffle (7:18)

8 Aralık 2008 Pazartesi

Eloy - Ocean (1977)

Çok sevdiğim gruplardan biri olan Eloy hakkında kısacık da olsa bilgi vermek isterim. 1970'lerin ünlü Alman gruplarından biri olan Eloy zaman içinde değişmeyen tek elemanı Frank Bornemann ile farklı aşamalar kaydetmiştir. İsimlerini H.G. Wells'in Time Machine kitabında bahsedilen, gelecekteki bir insan ırkı olan ''Eloi''den alan grup, vokalist Erich Schriever'ın gruptan ayrılmasıyla politik çizgilerinden uzaklaşarak progressive özellikleriyle ön plana çıkmıştır.1973'te piyasaya sürülen ''Inside'' albümü ile Frank Bornemann grubun yeni vokalistidir.Bana sorarsanız Frank bu işi oldukça iyi yapmaktadır. Her neyse zaman içinde grupta birçok kez eleman değişikliği yaşandı diyelim olsun bitsin... Grubun konsept albümlerinden biri olan ''Ocean'' 1977 yılında piyasaya sürülmüş ve 200.000 kopya satarak Alman marketlerinde Queen ve Genesis'i geride bırakmıştır. Albümün konusu Atlantis'tir. Dinlemekte yarar olduğunu düşünüyorum. ''Atlantis kaybolmadı benim içimde yaşıyor kardeşim'' nidaları attırabilecek kıvamda Yani bana böyle oluyor, sizi bilemem yorumlarınızı bekliyorum. OCEAN Frank Bornemann / Vokal, Bütün Elektrik, Akustik ve Efekt Gitarlar Klaus-Peter Matziol / Vokal, Bass Gitarlar Detlev Schmidtchen / Org, Klavye Jürgen Rosenthal / Vurmalılar, Flüt OCEAN 1 - Poseidon's Creation (11:38) 2 - Incarnation of the Logos (8:25) 3 - Decay of the Logos (8:15) 4 - Atlantis' Agony at June 5th 8498, 13 P.M. Gregorian Earthtime (15:35)

29 Kasım 2008 Cumartesi

Dillinger - Dillinger (1974)

Octopedia için çalışmalar süredursun -diğer arkadaşlar adına konuşuyorum, ben daha yeni başlayabildim- hazır kollar sıvanmışken bloga da bir albüm eklemeden duramadım.

Dillinger, temeli Robert ve Jacques Harrison kardeşler tarafından atılmış, toplamda dört kişiden oluşan, Quebec diyarlarından bir gruptur. Kendi adını taşıyan albümleri 1974 yılında Daffodil Records etiketiyle piyasaya sürüldü sonra da unutuldu gitti. Sonraki zamanlarda tekrardan yayınlanmamış bir albüm olarak elimize geçen plak kaydı elbette kusursuz değil fekat parçalara ayrı bir orijinallik katmakta.

Albüm adeta progresif dersi niteliğindeki dört parçadan oluşmaktadır. Her bir enstrümanın sınırı zorlanmış ve kesinlikle işini bilen isimler tarafından kullanılmıştır. Sert, agresif ve caz altyapılı bir havası vardır albümün. Genellikle parçalarda teknik konuşurken melodi de bir kenara bırakılmamış, beklenmedik geçişler ve yerinde devreye giren senfonik öğelerle iyiden iyiye taçlandırılmıştır.

Albümdeki favorim dördüncü sıradaki "Live and Return" adlı parçadır. 17 dakikalık bir beyin fırtınasıdır. Özellikle bas partisi ve bateri solosu için tekrar tekrar dinlenesi bir eserdir.

Evet... 70'ler Kanadası'ndan kötü grup çıkmaz sözünü her zaman için destekler, okuyuculara hatırlatır, Dillinger'ı gururla takdim ederim.

DILLINGER

Robert Harrison / Davul, Vokal
Jacques Harrison / Klavye, Vokal
Paul Cockburn / Gitar, Vokal
Terry Bramhall / Bas Gitar, Vokal

DILLINGER

1 - People (6:19)
2 - City Man (4:55)
3 - Nature's Way (3:55)
4 - Live & Return (17:03)


24 Kasım 2008 Pazartesi

Zzebra - Zzebra (1974)

Bu albümü Gökçe’den gelen Yoğun !!! istek üzerine upload ediyorum. Her ne kadar kendisi “Pazop” vari şeyler sevse de fusion bir albüm için ısrarcı oldu… Kırmayalım… Ne yaptığını bilen Amerikalı bir fusion/jazz rock grubudur Zzebra. Psych albümlerin ağırlıkla yapıldığı ülkede hafif Nijerya rüzgarını almış, heavy öğeleri barındıran fusion bir albüm yapmışlar. Grupta önemli elemanlar bulunmaktadır. “If” grubundan Terry Smith ve Dave Quincey, “Osibisa”dan Loughty Amao… Bateriye Liam Genockey, bas gitara John McCoy’u, klavyeye Gus Yeadon (ki grupta çok kalmamış yerine Tommy Eyre gelmiş) yerleştirince grup oluşuvermiş. Tommy Eyre daha sonra “Ian Gillan” ile, Steve Byrd, Liam Genockey ve John McCoy da “Gillan” da çalmıştır. Bu albüm grubun ilk albümüdür. 1975 yılına ait “Panic” ve “Take It Or Leave It” adlı 2 albümleri daha bulunmaktadır. Müzik Terry Smith ve Dave Quincey etrafında dönmektedir. Kalite, albüm boyu pek bozulmamaktadır; Ancak bazen gereksiz ve yersiz vokal geçişleri güzel müziği arka plana hapseder ve zaman zaman insanı sıkabilir. “Spanish Fly” şahsımca açık ara albümün en güzel şarkısıdır. Sax ve gitar kullanımı gerçekten çok başarılı. “Hungry Horse” belli bir bölümden sonra “Cobra Woman” ve “Mah Jong” albümün diğer güzel şarkıları. Müziğe büyük yenilikler getirmese de müziği bilen insanlardan oluşan gayet başarılı bir gruptur. Eğer bulabilirseniz diğer iki albümlerini de dinlemeniz tavsiye olunur. Keyfini çıkarın… ZZEBRA Loughty Amao / Vurmalılar, Saksafon, Flüt, Vokal Liam Genockey / Bateri, Vokal Dave Quincey / Saksafon Terry Smith / Gitar Gus Yeadon / Piyano, Gitar, Vokal Steve Byrd / Gitar Tommy Eyre / Klavye, Flüt,Vokal Alan Marshall / Vokal John McCoy / Bas Gitar ZZEBRA 1 - Cobra Woman (6:16) 2 - Mr.J (4:20) 3 - Mah Jong (5:13) 4 - Ife (6:23) 5 - Spanish Fly (4:21) 6 - Amuso Fi (5:19) 7 - Rainbow Train (5:08) 8 - Hungry Horse (6:46)

21 Kasım 2008 Cuma

Indian Summer - Indian Summer (1971)

Siteye son zamanlarda eklediklerime bakıyorum da kafayı bozmuşum ben senfonikle. Bari Indian Summer ile bir farklılık yaratayım dedim. Giriş cümlesine aldanmayalım. Olay salt farklılık değil. Bende sorun bende... Neon Records imzalı ilk ve tek albümleri 71 yılında piyasaya sürdüler. 93 yılında Repertoire etiketi ile CD ve 2002 de ise Akarma Records tarafından CD-Reissue olarak bir kez daha raflardaki yerini aldı. Indian Summer bırakın Avrupa’yı, kendi ülkeleri olan İngiltere’de bile pek bilinen bir grup değildi. O dönem benzerleri olan Atomic Rooster, Cressida, Black Sabbath, Colosseum gibi grupların gölgesinde kalmıştı. Yukarıda adı geçen gruplardan ne eksikleri vardı? Yoktu. Pratikte fazlaları bile vardı. Albümdeki parçalar, hard rock ve cazın belki de en dinamik tınısına maruz bırakır dinleyiciyi. Öyle ki eskilerden hoşlananların dinledikçe dinleyesi gelir bıkmadan. Kısacası zamanına göre gerçektende sağlam bir albüm yapmıştır Indian Summer. Farkındaysanız albümü tanımlayabilmek için kıvranıyorum deminden beri. Albümde sınırları zorlayan hard rock tınılarının yanında elemanların yaratıcı kimlikleri de parçalardaki gizemi fark ettirmektedir. En azından benim anladığım ve size aktarabildiğim fark bu. Hala tam olarak izah edemedim ya neyse.. INDIAN SUMMER Malcolm Harker / Bas Gitar, Vokal
Paul Hooper / Davul, Perküsyon, Vokal
Bob Jackson / Vokal, Klavye
Colin Williams / Gitar, Vokal INDIAN SUMMER 1 - God is the Dog (6:37)
2 - Emotions on Man (5:44)
3 - Glimpse (6:44)
4 - Half change Again (6:26)
5 - Balck Sunshine (5:25)
6 - From the film of the Same name (5:52)
7 - Secret reflects (6:46)
8 - Another Three will Grow (6:06)

10 Kasım 2008 Pazartesi

Minotaurus - Fly Away (1978)

70’lerin son bölümleri senfonik prog adına altın senelerdi kuşkusuz. Bu dönemde birçok önemli albümlere imza atan Almanların bu kategoride de ne kadar başarılı olduklarını biliyoruz. Fakat nedense bu albümü diğerlerinden ayrı tutmuşumdur hep. Bir nevi Eloy, Novalis ve Jane harmanı olan bu albümdeki atmosfer kuşkusuz ilk parçadan itibaren kendisini belli ediyor.

Dikkat çeken başka bir öğe ise elinde asa benzeri bir araç, yere bağdaş kurmuş, boğa kafasına sahip çıplak bir insan vücudu temalı albüm kapağı. İsimden yola çıkacak olursak Minotaurus, yunan mitolojisinde insan-boğa karışımı hayali bir yaratık olarak bilinmektedir ki iyi huylu bir karakter değildir kendisi. Ayrıca hikayesi de oldukça kasvetlidir fakat bu hikaye albüm konseptine ne kadar yansımıştır orası tartışılır.

Oberhausen’li grubun temelleri 1972 yılı civarlarında atılmıştır. Yetmişlerin ortalarında ise artık grup stüdyoda sürekli çalışma halindedir. Grubun ilk olarak adını duyurması Stanley Kubrick’in 7117 adlı filminin müziklerini yapmış olmalarına dayanır. Yine bu aralar stüdyoya kapanırlar ve “Fly Away” şaheserini yaratırlar. Konserlerinde albümün sadece 1000 kopyası basılmış ve satılmıştır.

"Fly Away" içeriğindeki mellotron, bol chorus, delay ve reverb efektleriyle dinleyiciyi senfoni cennetine uçurabilecek yakıt deposuna sahip bir atmosfer ve heavy elementlerin müthiş sentezini bulabileceğiniz ender albümlerden.

Abüm, senfonik progresifin karanlık yüzünü sevenler için iyi bir deneyim olacaktır.

MINOTAURUS

Michael Helsberg / Gitar
Ludger "Lucky" Hofstetter / Gitar
Ulli Poetschulat / Davul
Bernd Maciej / Bas Gitar
Peter Scheu / Vokal
Dietmar Barzen / Klavye

FLY AWAY

1 - 7117 (6:47)
2 - Your Dream (5:40)
3 - Lonely Seas (4:42)
4 - Highway (3:20)
5 - Fly Away (13:20)
6 - The Day The Earth Will Die (4:40)
7 - Sunflowers (3:59)


8 Kasım 2008 Cumartesi

Dom - Edge of Time (1970)

Empyrium gibi bir grubu çok yaratıcı bularak; “vay anasını, klasik gitarlar ve yan flüt… nasıl da güzel yav” deyivermiştim fakat nereden bilebilirdim ki nereden baksan 30 sene önce uygulanmış (ve muhtemelen anlaşılmamış) bir müzikal formül olduğunu… İşte Dom böyle bir grup, zamanın oldukça ötesinde müziklerle haşır neşir olmuş, bu albümü de iki günlük bir acid tribi sonucunda kaydedivermişler. Pek çok açıdan iyi etmişler gibi duruyor da neslimizin vazgeçilmezi “electronica” nın yaradılışına ön ayak olarak müzik dünyasının içtenlikten ve alçak gönüllülükten uzaklaşmasına sebebiyet vermişler… Nereden bilebilirlerdi ki? Can, Faust gibi ritm bazlı bir müzikleri olmamasına rağmen (ki ben davulun olmadığı bir sound’a, hala alışabilmiş değilim) oldukça dinlenebilir ve etkileyici müzikleri. Kozmik gürültülerin arka planı inlettiği akustik bir dinleti gibi nitelendirilebilir yaptıkları müzik. Tek söz içeren parça “Edge of Time” ve sözleri oldukça psyche (kafalar güzel tabi) Dream orijinal albümün son parçası ve albümün doruk noktası. ’72 senesinde kaydedilmiş Flötenmenschen adlı seri (piyasaya sürülememiş potansiyel albüm kayıtları olmalı) en az albüm kadar etkili fakat perküsyonların dahil olması, albümün büyüsünü bozmakta. Son parça ’98 senesinde cd sürümü için özel olarak kaydedilmiş, ortada giren saçma dıram makinasını saymazsak, gayet hoş bir sample aranjmanı. Pek her bünyeye gidecek türde değil bu albüm, bunu da belirtmek isterim. DOM Laszlo Baksay / Bass Gitar, Sözler, Vokaller Gabor Baksay / Perküsyon, Flüt, Vokaller Reiner Puzalowski / Gitar, Flüt, Vokaller Hans Georg Stopka / Org, Gitar, Vokaller EDGE OF TIME 1 - Intruitus (8:55) 2 - Silence (8:53) 3 - Edge of Time (9:05) 4 - Dream (9:37) Bonus Parçalar: 5 - Flotenmenschen 1 (6:31) 6 - Flotenmenschen 2 (1:15) 7 - Flotenmenschen 3 (1:17) 8 - Flotenmenschen 4 (1:11) 9 - Let Me Explain (6:37)

Hawkwind - Quark Strangeness and Charm (1977)

Çok uzun zamandır koymayı planlıyordum fakat hangi albüm olacağına karar veremediydim. Lemmy Kilmister ile takıldıkları zamanlardan bir albüm “belki” daha etkileyici durabilirdi ama bu albüm benim favorilerimden biri ve ben ne dersem o olacak arkadaşım, a aaa!! Tamam açılış parçasıyla biraz itici bir giriş yapıyor Dave Brock abimiz ama kabul edin adamcağız androide kasmış, S.O.S. sinyalleriyle bezenmiş parça girişinden sonuna kadar sizi uzay çağına hazırlıyor ve diyor ki “ naaparsın babam, bu dönemin olayı da “bu” işte, klonlar, androidler, yığınla ıvır zıvır… iyicene zıvanadan çıkıverdik!” “Damnation Alley” basit bir komposizyon formunda başlayan fakat sözler ile Kubrick’in Dr. Stranglove’ına ziyadesiyle gönderme yaptığı parça. Sonlara doğru die-hard psychedelic fanlarına göre atraksiyonlar barındırıyor. Albümün en soft eforlarından “Fable of a Failed Race” benim favorim, gerek vokaller gerek sonundaki enfes solo ile tiril tiril bir parçaya imza atmış abiler. Tüm parçaları açıklamak istemem, gazı kaçmasın da Tangerine Dream tribi gibi duran “The Forge of Vulcan” kesinlikle krautrock fanlarına hitap ediyor. Ha bu arada pek çoğu degavdan gibi gelse de kulağa, o zamanın tüm bilimsel araştırmalarıyla harmanlanmış sözler içermekte parçalar, zaten albümün ismi de atom altı parçacıklara takılmış isimlerden gelmekte, yaa yaa… Ve bir “olmaz ise olmaz” grubu daha eklemenin verdiği huş’u ile yazımı burada noktalıyorum ve size iyi eğlenceler diliyorum. HAWKWIND Dave Brock / Vokaller, Synthesizer, Gitar, Ses efektleri Robert Calvert / Vokaller, Perküsyon Simon House / Klavye, Keman, Örs, Geri Vokaller Simon King / Davul, Perküsyon Adrian Shaw / Bass Gitar, Geri Vokaller QUARK STRANGNESS AND CHARM 1 - Spirit of the Age (7:19) 2 - Damnation Alley (9:08) 3 - Fable of a Failed Race (3:18) 4 - Quark Strangeness and Charm (3:41) 5 - Hassan I Sahba (5:22) 6 - The Forge of Vulcan (3:05) 7 - Days of the Underground (3:10) 8 - Iron Dream (1:49)