17 Ekim 2009 Cumartesi

Rough Diamond - Rough Diamond (1977)

Baştan söyleyeyim... Ben bu albümü pek sevmem. Rock'n Roll'u temel alan, Uriah Heep'ten sonraki ilk Byron grubu olmakla birlikte solo albümle arada pek büyük farklar olmamasına istinaden başarılı bir grup çalışması sayılabileceğini düşünmüyorum. Sanırım birçok kişi öyle düşünmüş olmalı ki 1976 Eylül'ünde kurulan grup bir sene sonra aynı ayda da dağılmıştır. İlginçtir ki Byron dışındaki grup elemanları da Humble Pie ve Colosseum (Clempson), Paul McCartney'in Beatles sonrası grubu Wings (Britton) gibi ses getiren gruplardan gelme olsa da albümün başarısına katkı sağlayamamışlardır.

Lock And Key, durağan ama etkileyici ballad Seasong, Hard Rock'a kaymalar gösterirken Rock'n Roll'a selam veren Hobo, tamamen klavye üzerine kurulu enstrümantel The Link ve bu parçanın devamı sayılabilecek End of the Line öne çıkan parçalar. Öne çıkmalarına aldanarak çok şaane şeyler beklememek gerektiğini belirtmek lazım.

ROUGH DIAMOND

David Byron / Vokal
Clem Clempson / Gitar
Willie Bath / Bass
Damon Butcher / Klavye
Geoff Britton / Davul

ROUGH DIAMOND

1 - Rock N' Roll (3:28)
2 - Lookin' For You (4:06)
3 - Lock & Key (4:59)
4 - Seasong (7:35)
5 - By The Horn (3:13)
6 - Scared (5:33)
7 - Hobo (5:45)
8 - The Link (2:19)
9 - End of the Line (5:46)

David Byron - Baby Faced Killer (1978)

David Byron'ın ikinci solo albümü olan Baby Faced Killer, Uriah Heep'ten ayrıldıktan sonra kaydettiği ilk solo albüm olma özelliğini de taşımaktadır. (Tamam saçma bi cümle oldu... İdare edin artık.)

Take No Prisoners'a oranla bambaşka bir albümdür bu. Altyapı tamamen rock'n roll'a dayanır. Byron vokal tekniğinde yaptığı değişikliklerle hem Heep tarzına uzak bir portre çizer hem de farklı işler de yapabileceğini gösterir. Albümdeki tüm parçalar Byron ile birlikte bir nevi 2.derece Hensley olarak düşünülebilecek olan Daniel Boone'a aittir.

Boone, Hensley kadar olmasa da yetenekli bir müzisyendir ve gitar, klavye, vurmalılar gibi değişik aletlerle haşır neşirdir. Baby Faced Killer'ın genelinde yüksek ritimler, tempolu bir ilerleme ve değişken geçişler mevcuttur. İlk iki parça Baby Faced Killer ve Rich Man's Killer'ın girişlerine dikkat etmek gerekir. Çünkü her ikisinde de ama özellikle ikinci parçada modernize edilmiş bir rock'n roll havası sezinlenir.

Şüphesiz görülmemiş bir yenilik değildir ama ilgi çekici ve kayda değer bir sonuçtur. African Breeze'deki 80'leri haber veren ama bir bakıma dinleyiciyi Afrika'da safariye çıkmış gibi hissettiren ritmik yapı, Only You Can Do It'de karamsar başlayan fakat bir anda yumuşak ve sevecen bir hal alan müzikal anlayış, son parça olan I Remember'da Byron'ın birkaç yıl öncesine özlemini dile getirirmişçesine geriye doğru evrilir ve Uriah Heep'e saygı duruşu niteliğine bürünür. O diil de... şaane yazdım bence. :)

DAVID BYRON

David Byron / Vokal
Daniel Boone / Gitar / Klavye / Vurmalılar
Alan Jones / Bass
Stuart Elliot / Davul

BABY FACED KILLER 

01 - Baby Faced Killer (3:10)
02 - Rich Man's Lady (3:51)
03 - Sleepless Nights (3:48)
04 - African Breeze (4:12)
05 - Everybody's Star (4:20)
06 - Heaven Or Hell (4:42)
07 - Only You Can Do It (4:04)
08 - Don't Let Me Down (3:21)
09 - Acetylene Jean (3:19)
10 - I Remember (4:08)


David Byron - Take No Prisoners (1975)

Eee Ken Hensley koyduk bari Heep'ten devam edelim ve efsanevi vokal David Byron'ın solo albümlerine dalalım. Adam bi efsane, katılmayan varsa bi zahmet mail atsın da ikna edelim. Uriah Heep'i ortaya koyan en önemli bileşenlerden biridir Byron. 1947 İngiltere doğumludur. Heep gitaristi Mick Box'la kuzendir. Heep'in öncülü Spice grubunun da vokalidir.

1969 yılından 1976'ya kadar Uriah Heep'in sesi olmuş fakat alkol problemlerinin gruba zarar vereceğini düşünen Hensley'nin grubun menajeri Gerry Bron'a verdiği "ya o ya ben" ültimatomuyla ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu ayrılmanın hemen öncesinde kaydedilen Take No Prisoners başarılı bir çalışma olarak görülmemekle birlikte kötü de değildir.

Zira Byron'ın Heep mirası üzerine gitmek gibi bi derdi olmamış ve kaydedilen parçalar rock'n roll'a kayan hard rock türevine doğru yol almıştır. Vokal tekniği ile ilgili herhangi bir yenilik olmamakla birlikte Byron'ın sesini beğenen herkes için dinlenebilir nitelikte ve arşivlenebilir mantıkta bir albümdür. Man Full of Yesterday, Sweet Rock'n Roll, Roller Coaster, Stop ve albümün kapanış parçası Hit Me With a White One öne çıkan şarkılardır. Byron dışında müzikal altyapıda yer alan isimlere baktığımızda "ulen bunların hepsi Uriah Heep'ten" tepkisini veriyoruz. Bu tepkiye rağmen albüm hiç de Heep uzantısı olarak görülebilecek bir albüm değildir. Parçaların hepsinde klavyeci Stonebridge'in parmağının olmasından kaynaklı olsa gerek. Dinlemek ve üzerine konuşmak lazım…

DAVID BYRON

David Byron - Vokal
Mick box - Gitar
Lou Stonebridge - Klavye
Denny Ball - Bass
Lee Kerslake - Davul
Ken Hensley - Akustik Gitar
John Wetton - Mellotron

TAKE NO PRISONERS

01 - Man Full Of Yesterdays (5:36)
02 - Sweet Rock N' Roll (2:49)
03 - Steamin' Along (5:09)
04 - Silver White Man (3:29)
05 - Love Song (2:56)
06 - Midnight Flyer (5:55)
07 - Saturday Night (2:16)
08 - Roller Coaster (3:58)
09 - Stop (Think What You're Doing) (4:16)
10 - Hit Me With A White One (3:53)


16 Ekim 2009 Cuma

Ken Hensley - Eager to Please (1975)

Bi haller oldu Gentleoctopus coştu. Grip mrip hikâye. Geçmişe dönüş var sanırım. Eskiden daha kolaydı her şey. Yapalım deyince hem vakit bulurduk hem de yandaş. Şimdilerde her iki açıdan da zora düştük. Gerçi blog sakinleri her ne kadar şu aralar inzivaya çekilmiş de olsa hepsi şaane insanlar ve zamanı geldiğinde harekete geçecekler. Neyse... Konumuz Ken Hensley'den ikinci solo albüm; Eager to Please. İlk albüme oranla Uriah Heep müziğinden daha bi sıyrılmıştır bu albüm. Benzeşen yönler yine de vardır ama göz ardı edilecek denli azdır. Albüme ismini veren parçayı pek sevmem ben. Ama peşi sıra gelen Stargazer'a hastayımdır. Şaane bi giriş yapılır önce parçaya sonra birden vokal girer ama daha durağandır. Parçanın ortasından sonra çalan herkes dağılır gider. Dinleyen kişi de elbette. Secret ve Part Three de tadından yenmez parçalardır. Take and Take ve albümün kapanış parçası How Shall I Know da defalarca dinlenir. Sakin bi klavye ile açılan How Shall I Know davul ve gitarın girişiyle hareketlenecekmiş gibi durur ama aynı tempoda devam eder. Hensley'nin her daim çatlayacakmış gibi duran sakin vokali de parçaya büyük katkı sağlar.

İlk albümde tüm parçalar Hensley imzası taşırken bu albümde 2 de Mark Clarke parçası mevcuttur. Ki Clarke kısa bi dönem de olsa Uriah Heep de çalmış bi abimizdir diye hatırlıyorum yanlış hatırlıyorsam kusura kalmayın. Sanırım Look at Yourself döneminde bikaç ay Heep'de çalmışlığı vardır.

KEN HENSLEY

Ken Hensley / guitars, keyboards, synthesiser, vocals
Bugs Pemberton / Davul, Vurmalılar.
Mark Clarke / Bass
B.J. Cole / Pedal Steel Gitar (Parça 3)
Ray Warleigh / Saksofon (Parça 10)

EAGER TO PLEASE

1 - Eager to Please (Hensley) (4:51)
2 - Stargazer (Clarke/Bottomley) (3:46)
3 - Secret (Hensley) (4:02)
4 - Through the Eyes of a Child (Hensley) (2:16)
5 - Part Three (Hensley) (3:46)
6 - The House on the Hill (Hensley) (3:17)
7 - Winter or Summer (Hensley) (2:58)
8 - Take and Take (Hensley) (3:42)
9 - Longer Shadows (Hensley) (3:32)
10 - In the Morning (Clarke) (2:34)
11 - How Shall I Know (Hensley) (3:59)

Ken Hensley - Proud Words on a Dusty Shelf (1973)

Aslına bakarsanız Ken Hensley hastası biri olarak Hensley'nin solo albümlerinden pek haz almam. Ama "aman canım arşivlenecek albümler de değil" gibi bi tavrım da yoktur. Bence gelmiş geçmiş en iyi müzisyenlerden biridir Hensley. Başta Hammond B3 olmak üzere klavye konusunda ustadır. Gitar çalar, şarkı söyler, beste ve düzenlemeler yapar. Tam anlamıyla müzik adamıdır yani. 1945 İngiltere doğumludur. 60'ların ortalarından itibaren The Gods, Toe Fat ve Spice gruplarında yer alır. Spice'ın Uriah Heep'e evrilmesiyle birlikte hem Hensley hem de Heep efsanesi ortaya çıkar. Heep ile ardı ardına kaydedilen albümlerin yanı sıra boş durmayı sevmeyen Hensley, Alman grup Virus'ün elemanlarıyla birlikte Weed adı altında albüm kaydederken Heep yıllarında iki de solo albüme imza atar. Proud Words On A Dusty Shelf bu soloların ilkidir. Albümde Hensley dışında Heep'ten Thain ve Kerslake de yer almaktadır. Lakin Sweet Freedom ile aynı döneme denk geldiğinden midir nedir albüm pek de iç açıcı değildir yukarıda belirttiğimiz üzere. Şaane bi gitar girişiyle başlayan When Evening Comes, Heep balladlarını andıran From Time to Time ve Fortune ve The Last Time dinlenilmesi gereken parçalardır. Heep'in The Magician's Birthday albümünden bildiğimiz Rain'den pek bişey beklememek lazım.

Grup müziği içerisinde yer aldığında efsanevi işler çıkartan bir adamdan çok şey beklediğimizden kaynaklı olsa gerek Proud Words.. pek bir yavan kalıyor. Dinlenebilir niteliktedir şüphesiz ama beklenti geliştirmemizi sağlayacak denli de kaliteli olduğunu söylemek doğru olmaz. Yanılıyorsam birileri bu konuda yorum yazsın lütfen.

KEN HENSLEY

Ken Hensley / Gitar, Org, Klavye, Vokal
Lee Kerslake / Davul, Vurmalılar
Gary Thain / Bass
Dave Paul / Bass

PROUD WORDS ON A DUSTY SHELF

1 - When Evening Comes (Hensley) (4:37)
2 - From Time to Time (Hensley) (3:37)
3 - A King Without a Throne (Hensley) (3:54)
4 - Rain (Hensley) (3:16)
5 - Proud Words (Hensley) (3:15)
6 - Fortune (Hensley) (5:18)
7 - Black Hearted Lady (Hensley) (3:38)
8 - Go Down (Hensley) (3:11)
9 - Cold Autumn Sunday (Hensley) (5:30)
10 - The Last Time (Hensley) (2:48)

14 Ekim 2009 Çarşamba

Asterix - Asterix (1970)

Sanırım grip başıma vurdu... Albüm ekleyesim var sürekli. Ahan da şaane bi grup daha Asterix. Tek albüm. Sonra isim değiştirip Lucifer's Friend olarak yola devam ettiler. Hard Rock sevenler için olmazsa olmaz albümlerden biridir bu. Sağlam ritimler, durmaksızın ilerleyen melodik yapı, aradan sıyrılan bir klavye, kafasına göre gezinen bir gitar ve daha sonraları Uriah Heep'te de boy gösterecek olan John Lawton vokali. Her ne kadar ben Lawton'ı Heep içinde sevmesem de Asterix ve Lucifer's Friend'de yeri doldurulamaz elemandır. Gerçi bu albümde Lawton bildik Lawton da değildir. Sanırım yeni başlamış olmasıyla alakalı. Tamam gene çok iyi ama eksik bi şeyler var ki Lucifer's Friend ve Uriah Heep'de tamamlanmış bi Lawton dinlediğimizin ayırdına varabiliyoruz. He bu arada grupta Lawton'ın dışında bi vokal daha var. O da fena değil. Hatta bazı yerlerde hadi canım dedirten türden çıkışları da mevcut. Grubun Hamburg, Almanya çıkışlı olduğunu belirtmekte de fayda var. Müzik konusunda Hamburg'a laf edenlere kafa atasım da geliyor ara ara.

Sıklıkla yanılgıya düşüp bi grubu tanıtırken şuna benziyor buna benziyor diyoruz ya... Asterix hiçbir gruba benzemiyor. Nev-i şahsına münhasır diye tabir edilenlerden bunlar da. If I Could Fly, Broken Home, Time Again, Open Up Your Mind ve Corner Street Girl benim favoriler. İnsanın kanını kaynatan, progressive'in gizli dehlizlerine çok fazla sokmadan "ulen işte budur bee" diye bağırtan, arka arkaya defalarca rahatlıkla dinlenebilen albümlerdendir.

ASTERIX

John Lawton / Vokal
Peter Hecht / Klavye
Peter Hesslein / Gitar
George Monroe / Vokal
Dieter Horns / Bass
Joachim "Addi" Rietenbach / Davul

ASTERIX

1 - Look Out
2 - Gone From My Life
3 - Broken Home
4 - Time Again
5 - Jump Into My Action
6 - Open Up Your Mind
7 - Corner Street Girl
8 - Chance in You
9 - Morning at My Dawn

Montes - Cuando Brille El Tiempo (1974)

Arjantin'den başka bi grubu konuk olarak aldık mı hatırlamıyorum ama şimdi konuğumuz olan Montes, Buenos Aires'ten çıkmış en iyi gruplardan biridir. İsmini gitarist ve kurucu Jorge Montes'ten alır. O dönem içerisinde Mahatma Montes adıyla da bilinirlermiş. Müzikleri Hard Rock ile Heavy Progressive Rock arasında gezinir. Bu tür kuşak içerisinde yer alan diğer gruplarda olduğu gibi bazı parçalarda Uriah Heep benzeşmeleri de mevcuttur.

Bir 45'lik ve bir 33'lük çıkarmış olmaları aslında büyük bir eksiklik olmakla birlikte "tek albümlük gruplardan iyi şeyler çıkma ihtimali yüksektir" tezini bir kez daha doğruladığı için göz ardı edilebilir bir durum da ortaya çıkmaktadır. Konumuz olan albümde single olarak yayınlanan Pajaro Nocturno ve Un Viaje Al Mar'ın da olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.

1973 yılında kurulan grup Psychedelic Rock ile Hard Rock arasında gezinir. Jorge Montes'in ilgi çekici gitarı ile bütünleşen Policastro'nun vokali parçaların kopmadan ilerlemesini kolaylaştırır. Dinlerken bazen ulen adamlar jam session mu yapıyolar acaba diye düşünür insan. Zira Policastro'nun aralarda enteresan girişleri var, gözden kaçırılmaması gereken. Albüme şaane bi giriş yapan El Camino de Dios... ile sanki hiç bitmeyecekmiş gibi bi imge oluşturan Hoy ve peşi sıra gelen Arco Iris ile Epilogo de Crossville benim favorilerim. Hoy, uzun ve karışık melodili Budgie parçalarını andırıyor. Hadi bakalım... İyi dinlemeler...

MONTES

Jorge Montes / Gitar
Juan Carlos Policastro / Vokal
Alberto Oneto / Bass
Carlos Salazar / Davul

CUANDO BRILLE EL TIEMPO

01 - En el Camino de Dios Hacia el Sol
02 - Arde Roma
03 - El Ascensor (Por la luz de Dios)
04 - Hoy (Cuando Brille el Tiempo)
05 - Arco Iris
06 - Fuera el Sol
07 - Epilogo de Crossville
08 - Dias Despues
09 - Pajaro Nocturno
10 - Un Viaje Al Mar

10 Ekim 2009 Cumartesi

Skid Row - Skid (1969)

İrlanda'dan şaane bi Blues Rock grubudur Skid Row. '86 tarihli aynı adlı grupla karıştırılmamalıdır. 1967 yılında Brendan 'Brush' Shiels, Noel 'Nollaig' Bridgeman, Bernard 'Bernie' Cheevers ve daha sonraları Thin Lizzy ile efsaneleşecek (inandığım için söylemiyorum, bence bu heriften bi bok olmaz) olan Phil Lynott tarafından Dublin'de kuruldu. 1969 yılına kadar takıldıktan sonra önce Cheevers gruptan ayrıldı ve yerine o zaman 16 yaşında olan Gary Moore (herif hala still got the blues yalnız... :) ) geldi. 2 single kayıttan sonra Lynott da gruptan ayrıldı. Neyse ki onun yerine kimse gelmedi ve Skid Row power trio olarak yola koyuldu. Başta Fleetwood Mac olmak üzere 60'lı yılların iyilerinin konserlerinde ön grup olarak sahne aldılar. Fleetwood Mac'ten Peter Green, Gary Moore'un gitar stilinden epeyce hoşlanmıştı ve CBS için bir iki kayıt yapmasına da yardımcı oldu. Skid Row birbiri ardına iki albüm çıkararak tarihin tozlu raflarındaki yerini aldı. Tabi raflara yerleşmeden önce Skid Row içinden bir dolu eleman geçtiğini de belirtmek lazım. Daha sonraları yine Thin Lizzy'de çalacak olan Eric Bell, Ufo'ya geçecek olan Paul Chapman, Taste ve Them'den gelme John Wilson, Alyce'de çalmış olan Eamonn Gibney ve Jimi Slevin, Elmer Fudd'dan Jody Pollard ve hatta 1976 Live albümde konuk olarak yer alan Jethro Tull'dan Ian Anderson.

Bunca eleman sayımından sonra, konumuz olan Skid Row albümü 1969 yılı sonlarına ve birçok yere göre de 1970 yılı başına tarihlenen ilk albüm Skid. Gelmiş geçmiş en iyi Blues Rock albümlerinden biri olduğunu söylemek pek de hata olmaz. Her ne kadar ben Moore vokalini pek sevmesem de eleman burada döktürmüş diyebilirim. Tabi asıl mesele Shiels ve Bridgeman'da kopuyor. Şaane bi grişile başlayan ilk parça Mad Dog Woman'da Moore vokalinden sonra giren davulu ve hızı ayarlayan, kendine güvenen ve kimi zaman kendinden geçen bas gitara dikkat etmek lazım. Virgo's Daughter, An Awful Lot of Woman ve Unco - Up Showband Blues dikkat edilecek diğer parçalar. Son parça Felicity ise defalarca dinlenilmeyi hak eden bir parçadır. Tempolu bir havada Jazz ile girilen parça Moore'un vokaliyle bütünleştikten sonra blues/progressive arasında gider gelir. Moore bu parçada çaldığı gitar ile de alkışı fazlasıyla hakeder. Unutulmuş bir efsaneye hep birlikte merhaba diyoruz... :)

SKID ROW

Gary Moore / Gitar, Vokal
Brendan 'Brush' Shiels / Bass, Vokal
Noel 'Nollaig' Bridgeman / Davul, Vokal

SKID

01 - Mad Dog Woman
02 - Virgo's Daughter
03 - Heading Home Again
04 - An Awful Lot of Woman
05 - Unco-Up Showband Blues
06 - For Those Who Do
07 - After I'm Gone
08 - Man Who Never Was
09 - Felicity

9 Ekim 2009 Cuma

Swamp Salad - On the Country Line (1971)

Hehh… Sonunda kıç kalktı. Sonbahara giriyoruz ya ondandır. Gerçi pek bi dağıldık blog sakinleri olarak son günlerde. Cyphre fanzin çıkarmaya çalışıyo (diye biliyorum, kesin unutmuştur o işi), Kvartetten kendini bateriye verdi, Yonçin OctoRadio'da 23:00-01:00 arası yayında, Lysterfjord, Jamais ve Jesaar'dan haber yok, Emptytrashcan de kendini çizgiroman çevirisine verdi. Birilerinin aklına gelse de blog biraz şenlense eski günlerdeki gibi.

Evet... Bu melodramlara yakışır girişten sonra gelelim Swamp Salad'a. Elemanlar bildiğin Country Rock-Southern Rock karması bi müzik yapıyorlar. Bildik Amerikan müziği yani. Yalnız elemanlar Avustralyalı. Bu da ayrı bi enteresanlık katıyor albüme. Grup elemanlarının o dönemin en iyi stüdyo müzisyenleri olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Parçalar genel olarak enstrüman ağırlıklı. Lakin aralarda bi bayan vokal giriyor. İyi de ediyor. Ablayı tanımıyorum da sesi çok tanıdık... Birine benziyor ama çıkaramadım. Hatırlayan yardımcı olursa sevinirim. Esasen grup 4 kişiden oluşuyor. Vokali feat. sayabiliriz bi anlamda. Take Me Back to Memphis, Swamp Salad ve Ode to Billie Joe albümün şaaneleri. Klasikleşmiş bi olan Johnny Guitar yorumu da bence enfes.

Grupla ilgili etrafta pek fazla bilgi mevcut değil. O nedenle ismin Everglades Bataklıkları'ndan mı yoksa aynı adlı saçmasalak salatadan mı geldiğini bilemiyoruz. Çok da önemli olmasa gerek. Sonbahara giriş albümü sayalım bunu. Yazdan kalma az biraz heyecan, griye bürünen havaya ithafen az biraz hüzünlü, sıklıkla insanı harekete teşvik eden bi albüm.

SWAMP SALAD

Dave Donovan - Gitar
Len Hutchison - Gitar
George Thompson - Bass
George Adamson - Davul
Christine Barnett - Vokal

ON THE COUNTRY LINE

01 - Wichita Lineman
02 - Swamp Girl
03 - Take Me Back To Memphis
04 - Swamp Salad
05 - Groovey Man Mangroove
06 - Country Line
07 - Johnny Guitar
08 - Dirty Old Man
09 - Willie & Laura Mae Jones
10 - Ode To Billie Joe
11 - The Ballad Of Creepy Creek
12 - Aquarius

2 Eylül 2009 Çarşamba

Buzz Buzz Buzzzzzz Vol 1-2

İşte size yazdan kalan miskinliğinizi üzerinizden atacak, kanınızı kaynatıp beyin loblarınızı harekete geçirecek canlı mı canlı, saykodelik mi soykodelik, vol lu mol lu, karma çifte bi albüm. Bu da harekete geçirmezse artık sizi var ya, baltamı bi savururum buradan artık kimin kafasını yararsa.

Arf Arf Records tarafından derlenip günümüze kazandırılan 60lı yılların bu harika surf-psychedelic müzikleri tamamen enstrümantal olarak seçilmiş. Blog tarzının biraz dışında kalacağını düşünüp önce biraz kararsız kalsam da eklemeye, arada böyle şeylere bünyenin ihtiyaç duyduğunu hissedip hadi ekleyiveremgare dedim.

Ayrı bir tat ayrı bir tarz bu 60lar. Saykodeliğin temellerinin atıldığı twistten çıkılıp geniş mecralara geçildiği muhteşem bir dönem. Hangi dönemde yaşamak isterdiniz sorusuna belki de on kişiden yedisinin 60lar diyeceği bir dönem :( Hiç şans yokmuş bende de anasını satayım. Git sen 70lerde doğ, 90larda gençliğini, rezil 2000lerde de bu gününü yaşa... Kafam bozuldu bak yine tam da sigarayı bırakmaya yeltenecekken. Hadi kendinize iyi bakın.

Ha. Motorsiklet üzerinde dinlenilmemesi tavsiye olunur. Geçenlerde akıllanmayıp öyle bir aptallık yaptım kaza geçiriyordum :))


BUZZ BUZZ BUZZZZZZ Vol 1 - 2

01 - Jimmy Gordon - Buzzzzzz 2:20
02 - Bob Seger & The Last Heard - East Side Sound 2:24
03 - The Growing Society - Big Red Tomato 2:28
04 - The Sun Lightning Incorporated - Quasar 45 2:38
05 - The Hot Dog Stand - Zilch 2:24
06 - The Soundz - Freak Out (Part 2) 3:58
07 - The Sunliners - Well One 2:38
08 - The Galaxies IV - Picadilly Circus 2:38
09 - The Mugwump Estblishment - Mondo Hollywood Freakout 3:48
10 - The Royal Guardsmen - Om 2:44
11 - Inner Lite - All the Way In 2:02
12 - Peter Pan & The Good Fairies - Balloons 2:23
13 - The Disturbers - Free and Easy 2:18
14 - The Peepl - Please Take My Life 2:33
15 - The Swamp People - The Swamp 2:51
16 - Electric Tomorrow - Sugar Cube 1:59
17 - Electrified People - Electrified People 2:26
18 - The New Breed - One More for the Good Guys 4:35
19 - Nobody's Children - Girl I Need You (Instrumental) 1:52
20 - The Challengers - The Challengers Take a Ride on the Jefferson Airplane 1:38
21 - The Significant Other - Ode to Carrabasset 2:52
22 - The Cords - Cords, Inc. 2:26
23 - The Celebrated Renaissance Band - Vibration 2. 23:44
24 - The Wanderers - B.S.R.S. 9:00
25 - The Tea Company - Don't Make waves 1:35