Boogie Rock etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Boogie Rock etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ağustos 2023 Cuma

Humble Pie / As Safe As Yesterday Is (1969)

Dünkü Small Faces girişinin ardından, hem bu grupla bağlantılı hem de blogdaki eksiklerden biri olan Humble Pie ile devam edelim. Small Faces'ın iç çatışmaları sonucunda ayrılan Steve Marriot yine kendisi gibi vokalist / gitarist olan Peter Frampton ile bir araya gelip Humble Pie'ı kuruyorlar. Frampton grupta çok fazla durmuyor, 2 albümün ardından  ayrılıyor ama Humble Pie kendi efsanesini yaratmayı başarıyor. Bu grup da dün bahsetmeye çalıştığımız gibi Rock müziğine katkısı büyük olan gruplardan. Katkıları çok iyi müzik, değişik işler filan olarak düşünmemek gerekiyor ama. Humble Pie yaptığı Blues Rock ve Hard Rock ile biraz daha popüler bir hale gelip Rock'ın genişlemesine fırsat tanıyan gruplardan. Onların buna katkısı da böyle işte.

Aynı yıl içerisinde bir araya gelip ilk albüm olan As Safe As Yesterday Is'in kayıtlarını (ikinci albüm Town & Country'i de kaydediyorlar 1969 yılı içerisinde) tamamlayan grup beklentilerini karşılayacak denli iyi tepkiler almışlar. Rolling Stone dergisi albüme 4 üzerinden 4 yıldız verirken "1969'un en iyi Blues Rock albümü" olarak da tanımlamış. Albümün İngiltere listelerinde 1 numaraya kadar yükselmesi de işin bir başka yönü tabi. 

Albümün açılış parçası Steppenwolf'ün lideri John Kay'in Desperation parçası. Oldukça iyi bir yorumlama. Alabama '69 parçası ile Amerikan İç Savaşı'na politik yönden direkt dalarken, Stick Shift ile de Blues Rock kökenli Hard Rock ile sağlam bir yere tutundukları açıkça görünüyor.

Genel olarak Hard Rock, Blues Rock gibi türlerin üst sıralarında yer alan bir albüm olsa da kişisel olarak çok da beğeni listesine giren bir albüm olmadığını da belirteyim. Sadece Hard Rock ve Blues Rock yetmiyor işte bazen. Popülist bir yaklaşım sergilediğinizde bazı ufak tefek gibi görünün ama müziği müzik yapan ayrıntılardan vaz geçmek zorunda kalıyorsunuz. Ki bu ayrıntıların da olmaması ortamı bir anda dağıtıyor.

Humble Pie'ı eklememizin en büyük sebebi başta da söylediğimiz gibi popülerlikten faydalanarak Rock müziğe katkı sağlamalarından ileri geliyor. Yoksa çok büyük özelliklere sahip parçaları da yok bu albümde. Enstrümantasyona diyecek laf da kalmıyor doğal olarak. Bu dar alanda yapılabilecek en iyi işleri çıkardıklarını söylemekle yetinebiliriz.

HUMBLE PIE

Peter Frampton / Vokal, Gitar, Org, Slide Gitar, Tabla, Piyano
Steve Marriott / Vokal, Org, Gitar, Slide Gitar, Akustik Gitar, Armonika, Tabla, Piyano
Greg Ridley / Bass, Vokal, Vurmalılar, Bongo
Jerry Shirley / Davul, Vurmalılar, Tabla, Piyano, Harpsichord

AS SAFE AS YESTERDAY IS

01 - Desperation (6:28)
02 - Stick Shift (2:22)
03 - Butter Milk Boy (4:22)
04 - Growing Closer (3:13)
05 - As Safe as Yesterday (6:05)
06 - Bang! (3:24)
07 - Alabama '69 (4:37)
08 - I'll Go Alone (6:17)
09 - A Nifty Little Number Like You (6:11)
10 - What You Will (4:20)

16 Ağustos 2023 Çarşamba

Potliquor / First Taste (1970)

1969 yılında Baton Rouge, Lousiana'da kurulan Potliquor, Basement Wall adlı bir cover grubunun küllerinden doğmuş. Yaptıkları coverlar ile oldukça iyi iş çıkardıklarının farkına vardıklarında kendilerine yeni bir isim ve yeni bir anlayış seçerek devam etmenin doğru olacağına karar vermişler. Döneminde çok başarı kaydetmiş gruplardan biri değildir ama unutulması için de herhangi bir sebep bulunmayan gruplardandır Potliquor.

Adını Louisiana'da sebze ve etlerin pişirilmesi ile elde edilen et suyundan alan grup oldukça yerel bir müzikal anlayışa da sahiptir. Southern Rock'ın Güney Lousiana kökenine dayalı bir müzik yapıyorlar. Belirgin bir Blues'dan çok yerel bir dokunuş daha fazla hissediliyor yani. Ha temelde tabi ki Blues Rock ile ilerliyorlar ama daha lokale yöneliyorlar ve bölgenin müzikal anlayışından besleniyorlar. Belki de bu nedenle çok fazla öne çıkamamışlar diye düşünebiliriz. Amerika'da pek çok turnede ön grup olarak yer aldıkları halde hiçbir zaman kendileri adına bir turneye çıkamamışlar. Gerçi turnede önlerinde çıktıkları ZZ Top, Aerosmith, REO Speedwagon, Cactus, Faces gibi isimleri düşününce yeterince ilgiye hasıl olmuş olabileceklerini de düşünebiliriz.

Grubun kurulmasından 1 yıl sonra kaydedip yayınladıkları ilk albümleri First Taste, oldukça enerjik, coşkulu ve keyif veren parçalardan oluşuyor.  Özellikle açılış parçası Down The River Boogie bu tarz enerjik albümler için oldukça iyi bir açılış parçası.

Adını verdiğimiz ilk parçadan da anlaşılacağı üzere grubun müzikal anlayışı içerisine sağlam bir Boogie hakimiyeti var. Boogie Rock ve Blues Rock etkilerinin fazlasıyla kendini hissettirdiği, yerel kültürden fazlasıyla beslenen bir Güney Lousiana'lı Southern Rock grubun tam türünü bize açıklayabilir.

Albümdeki enstrümantasyon bu tarz bir albüm için oldukça iyi durumda. Gitarlar sağlam giriş çıkışlara sahipken boş kaldıklarında önünü alamıyorsunuz. Grubun ritim bölümü ise bir hayli etkin ve etkili. Parçalardaki bütün değişiklikleri ustalıkla yerine getiriyorlar. Vokalin tuhaf ve pürüzlü sesi albümün en büyük artılarından. Vokalin, yırtıcı gitarlar ile yaptığı düet benzeri hareketler gerçekten şaşırtıcı ve etkileyici bir dinleme zevki yaratıyor. 

Özellikle Southern Rock sevenler tarafından sıklıkla dinlenebilecek, kendini hissettiren ve farkını ortaya rahatlıkla koyabilen albümlerden biri First Taste.

POTLIQUOR

Guy Schaeffer / Bass, Vokal
Jerry Amoroso / Davul, Vurmalılar, Vokal
Les Wallace / Gtar, Vokal
George Ratzlaff / Klavye, Ritim Gitar, Armonika, Vurmalılar, Vokal

FIRST TASTE

01 - Down the River Boogie 2:49
02 - Ol' Man River 4:37
03 - Riverboat 3:08
04 - Toballby 7:21
05 - The Raven 5:05
06 - You're No Good 4:55
07 - Price 20 Cents a Copy 3:08
08 - Driftin' 8:15

21 Mayıs 2023 Pazar

The Doobie Brothers / The Captain And Me (1973)

Şu Soft Rock diye tabir ettikleri müziği pek sevmemekle birlikte bu alanda ünlü olan The Doobie Brothers'ı yok saymak da yanlış olur. The Eagles, Journey, America gibi gruplarla birlikte bu işin öncülerinden sayılırlar ve 70'li yılların verdiği avantajla, günümüzdeki benzerlerinden daha iyidirler.

Grubun kuruluşunu ve tarihçesini merak edenler bir zahmet araştırıp bulsunlar, bari onu anlatmakla uğraşmayalım. Kişisel olarak çok sevdiğim ya da sevdiğim gruplardan değildir The Doobie Brothers ama blogda da yer alması gereken gruplardandır. Zira hep söylediğimiz gibi, burada yapmaya çalıştığımız şey o dönem atmosferinde Rock ile ilintili olarak ortaya çıkmış tüm grupları ve albümleri derlemek. Sevmesek de The Doobie Brothers olmadan da olmaz.

Grup, The Eagles ile benzer bir gelenekten geliyor. Popüler bir yaklaşımla biraz Country, biraz Boogie, biraz da Hard Rock içeriyor. Hard Rock kısmı sakil kalsa da tarzlarına ekledikleri türü yok saymak da yanlış olur. The Captain And Me albümü grubun en başarılı albüm kayıtlarından biri. İçerisinde hit olmaya aday parçalar bulunuyor. Albümde yer alan Long Train Runnin' zaten hit olmuş, grubun imza parçalarından biri haline gelmiş. Zaten duyduğunuz anda "haa bu parçamıymış" diyorsunuz. İsmi olmasa da kendisi fazlasıyla bilinen parçalardandır yani. China Grove ve Without You'nun da potansiyeli bu konuda bir hayli fazla.

The Captain and Me, The Doobie Brothers'ın müzikal başarısını pekiştiren ve geniş bir hayran kitlesine sahip olmasını sağlayan bir albüm olmuş. Grubun ticari başarısının yanı sıra müzik eleştirmenleri tarafından da olumlu eleştiriler almıştır. The Doobie Brothers, albümle birlikte 1970'lerin önemli popüler rock gruplarından biri haline gelmiştir. Albüm aynı zamanda Amerikan Billboard 200 listesinde 7 numaraya yükselmiştir ki bu da dönemin Amerikalı grupları içerisinde büyük bir başarı elde etmelerini sağlamıştır.

Bir önceki albüm Toulouse Street'te bir hayli Blues'a yaklaşan ama başarısı tartışılır bir hale bürünen albümün ardından, kendi tarzlarına dönerek durumu kurtardıklarını da söylemeden geçmeyelim. Soft Rock, Country Rock, Boogie Rock gibi türleri sevenler için başarılı albümlerden biri The Captain and Me.

THE DOOBIE BROTHERS

Tom Johnston / Lead Gitar, Armonika, Synthesizer, Vokal
Pat Simmons / Gitar, Syntehsizer, Vokal
Tiran Porter / Bass, Vokal
Michael Hossack / Davul, Conga, Timbales
John Hartman / Davul, Vurmalılar, Vokal
Jeff "Skunk" Baxter / Pedal Steel Gitar
Bill Payne / Piyano, Org

THE CAPTAIN AND ME

01 - Natural Thing 3:17
02 - Long Train Runnin' 3:25
03 - China Grove 3:14
04 - Dark Eyed Cajun Woman 4:12
05 - Clear as the Driven Snow 5:18
06 - Without You 4:58
07 - South City Midnight Lady 5:27
08 - Evil Woman 3:17
09 - Busted Down Around O'Connelly Corners 0:48
10 - Ukiah 3:04
11 - The Captain and Me 4:53

9 Nisan 2023 Pazar

Chain / Toward The Blues (1971)

60'ların sonunda kurulduğu dönemden şimdiye dek Avustralya'nın çıkardığı en iyi Blues Rock grubu tartışmasız şekilde Chain'dir. Bunu herhangi bir Avustralyalı müzik otoritesi ya da dinleyicisine sorun, farklı bir isim vermeyecektir. Bu türe dahil pek çok grup çıkarmış olsalar da hala en iyileri, en bilinenleri, en önde olanları daima Chain oluyor. 

Grubun tarihi oldukça karışık ama onu da söyleyelim. Özellikle en popüler oldukları 70'li yılların başlarındaki 6-7 yıllık dönemde grup elemanı olarak 40'tan fazla müzisyenin ismi sayılabiliyor. Sürekli kadro değişiklikleri yaşanmış ama gelen gideni hiç bir zaman aratmamış. Neredeyse hep aynı kalitede, bazen daha iyi bir şekilde Chain sahnedeymiş.

Özellikle sahne performansları o kadar iyiymiş ki Mushroom isimli plak şirketinin sahibi Michael Gudinski, yıllar sonra, Mushroom'un kurulduğu dönemde Chain ile tanıştığını ve plak şirketinin geleceğini Chain'in itibarı üzerine oluşturduğunu bir röportajda itiraf etmiş. Zaten bu nedenle de ciddi çalışmalar yapıp, grubun menajerliğini de üstlenmiş. Adam canla başla çalışıp, Chain'in daha fazla insanla tanışması için elinden geleni yapmış.

1971 yılı Ocak ayında Odyssey Festivali'nde verdikleri enfes konserin ardından (History of Chain isimli arşivlik albüm setinin içinde mevcut) albüm aşamasında geçmişler. Uzun uğraşılar sonucunda çıkmış albüm ortaya. İşin temelinde Blues fazlasıyla var olsa da Toward The Blues'un müzikal çeşitliliği bir hayli fazla. Alttan gelen her şeyde bambaşka bir türün etkilerini hissediyorsunuz. 

Bu arada belirtelim, Blues çıkışlılar, Blues Rock yapıyorlar ama bunu tamamen Amerikan tarzı ile de yapmıyorlar. Elbette benzer yanları bulunuyor fakat kendilerine has bir yapı geliştirmeyi de başarabilmişler. Dinlediğinizde Amerika ile alakası olmadığını, İngilizlere benzemediklerini anlıyorsunuz hemen. Koyacak yer bulamıyorsunuz ve en son albümün kapağına bakıp tamam işte Chain bu diyorsunuz. O kadar iyi ve kendilerine haslık konusunda da belirginler.

Albüm kaydının grup halinde çalmaya başlamalarından (elemanlar değişiklik gösterse de) çok sonra olduğu düşünüldüğünde enstrüman yetkinliği konusunda en ufak bir sorun göze çarpmıyor. Vokalin gıcırtılı sesi de albüme tam oturmuş. Arşivde olmazsa olmaz albümlerden biri.

CHAIN

Barry Sullivan / Bass
Barry Harvey / Davul
Phil Manning / Gitar
Matt Taylor / Armonika, Vokal

TOWARD THE BLUES

01 - 32/20 Blues 4:11
02 - Snatch It Back and Hold It 5:01
03 - Boogie 10:38
04 - Booze Is Bad News Blues 7:44
05 - Albert Gooses Gonna Turn the Blues Looses 7:02
06 - Black and Blue 4:50

19 Ekim 2020 Pazartesi

Canned Heat - Canned Heat (1967)

Grup müziği anlayışının değişmeye başladığı 60’lı yılların ikinci yarısında kurulan ve klasik anlamdaki blues müziğini herhangi bir gereksiz modernleştirme çabasına girmeden, olduğu gibi yansıtan Amerikalı grup Canned Heat, türün en başarılı örneklerine imza atmaya başarmış bir grup. Bob “The Bear” Hite ve Alan “Blind Owl” Wilson tarafından kurulan grup günümüzde hala aktif.

Görünümü dolayısıyla The Bear yani Ayı lakaplı Hite ve görme bozukluğunun had safhada olmasından dolayı aldığı Blind Owl yani Kör Baykuş lakabıyla bilinen Alan Wilson birlikte çalmaya başladıklarında ilk dönem sadece barlarda, yerel kulüplerde ve toplu konserlerde performans sergilemişler. 1967 tarihli ve Rock kültürü içerisinde efsanevi olarak tanımlanan Monterey Pop Festivali’nde çalmalarından çok kısa bir süre sonra çıkardıkları ilk albüm Canned Heat ile ise oldukça tanınan popüler bir grup haline gelmişler.

Adını, Tommy Johnson’ın 1928’de kaydettiği Canned Heat Blues parçasından alan grup, blues bağımlısı 2 kurucuya sahip olunca doğal olarak ortaya çıkardıkları işler de blues için oldukça doyurucu ve öne çıkan işler olmuşlar.

Oldukça hareketli Rollin’ and Tumblin’ ile başlayan albümde bu ilk parça melodik oluşunun yanında armonik yapısıyla da öne çıkar. Hemen ardından gelen Bullfrog Blues benzer bir yapıya sahip olmakla birlikte bass gitarla şahlanan, temiz gitar melodisiyle kendinden söz ettirir.

Üçüncü sırada yer alan Evil is Going On adından da anlaşılacağı üzere kötü durumlar üzerine bir parçadır ve benzeri pek çok şarkıda olduğu gibi klasik blues anlayışıyla, gitarlarıyla ve insanı coşturan armonikasıyla albümün en iyilerinden biri olmayı hak eder.

Ağır ritmiyle dinleyeni blues’dan alıp blues’a (depresyona) sürükleyen Going Down Slow’un ardı sıra gelen catfish Blues ise 20’li, 30’lu yılların blues’uyla harmanlanmış intro ile ilgi çekerken devamında tam anlamıyla grup müziğine dönüş yapar.

Kişisel olarak çok fazla ilgimi çekmeyen, ortalama düzeydeki Dust My Broom ile albümde Alan Wilson’ın söylediği tek parça olan Help Me’nin arkasından gelen ve melodik yapısı, ritmik davulları ve Hite’in ara ara yırtıcılaşan vokaliyle kendini dinleten Big Road Blues da albümün en iyileri arasındadır.

Gitar – vokal birlikteliğinin en iyi örneklerinden biri olan Story Of My Life ile bass’larıyla göz dolduran The Road Song ve Rock’n Roll’a saygı duruşu niteliğinde bile algılayabileceğiniz Rich Woman albümdeki son 3 parçadır.

CANNED HEAT

Bob “The Bear” Hite – Lead Vokal (“Help Me” hariç)
Alan “Blind Owl” Wilson – Ritim ve Slide Gitar, Lead Vokal (“Help Me”), Armonika
Henry Vestine – Lead Gitar
Larry Taylor – Bass Gitar
Frank Cook – Davul

CANNED HEAT

1. Rollin' and Tumblin' (3:05)
2. Bullfrog Blues (2:15)
3. Evil Is Going On (2:20)
4. Goin' Down Slow (3:44)
5. Catfish Blues (6:42)
6. Dust My Broom (3:14)
7. Help Me (3:10)
8. Big Road Blues (3:09)
9. The Story of My Life (3:36)
10. The Road Song (3:09)
11. Rich Woman (2:50)

27 Eylül 2010 Pazartesi

Snafu - All Funked Up (1975)

Ve işte Snafu'nun son albümü. Pete Solley, Procol Harum'a gitmiş, yerine Hicnkley ve Chatton gelmiştir. Grubun müzikal liderliğini yeniden ele alan Moody tarzı ilk iki albümün karması haline sokmuştur. Snafu müziği artık Blues'dan Funk'a oradan Boogie ve Southern Rock'a uzanan bi bütüncül karmaşaya dönüşmüştür. Eğlenceli gitarlar, şaane bir Harrison vokali ile dinlenilmeye değer albümlerdendir. İnsana neşe katar bol bol. Açılış parçası Allman Brothers Band'in 1970 tarihli Idlewild South albümünden çıkma bir Gregg Allman parçası olan Don't Keep Me Wonderin'dir. Bu parça da tarzın nerede olduğunu iyi özetler.

Albümün ardından Snafu Almanya turnesine çıkar ve başırılı bir turne olur bu. Turne başarısı ile Moody yakından tanıdığı David Coverdale'e grupta yer alması için teklif götürür. Coverdale de kabul eder. Ama Snafu'nun sonu gelmiştir ve Coverdale Snafu ile çalışma fırsatı yakalayamaz.

Don't Keep Me Wonderin'i saymazsak Bloodhound, Deep Water, Keep On Running ve Dancing Feet akılda kalan parçalar.

SNAFU

Micky Moody - Gitar
Bobby Harrison - Vokal, Conga
Tim Hinckley - Klavye, Org
Brian Chatton - Piyano
Colin Gibson - Bass, Cowbell
Terry Popple - Davul

ALL FUNKED UP

01. Don’t Keep Me Wondering – 5:21
02. Bloodhound – 5:25
03. Lock And Key – 2:56
04. Hard to Handle – 3:22
05. Every Little Bit Hurts – 4:41
06. Turn Around – 4:23
07. Deep Water – 5:27
08. Keep on Running – 3:24
09. Barroom Tan – 3:48
10. Dancing Feet – 5:51