4 Kasım 2023 Cumartesi

Tractor / Tractor (1972)

İsmi pek makbul olmasa da yaptıkları müzik açısından öne çıkan bir grup Tractor. 1966 yılında The Way We Live adıyla Jim Milne ve Steve Clayton tarafından kuruluyor. İlk dönem Beat üzerine yoğunlaşıp sonraları Psychedelic Rock'a doğru evriliyorlar. The Way We Live adıyla 1971 yılında bir albüm çıkarıp ardından da yola Tractor adıyla devam etme kararı alıyorlar. İlk isim fena değilmiş aslında ama müzikal olarak Tractor daha fazla öne çıkıyor. Belki de müzikal fikir ayrılıkları dolayısıyla grubu yeniden düzenlemek zorunda kalmışlardır ve isim değişikliği de mantıklı oluyor bu durumlarda.

Genel olarak Tractor'ın 1972 yılında çıkan albümü İngiliz tipi Psychedelic Rock, Folk Rock etkileri ile birleşen Heavy Rock diyebileceğimiz bir yapıda. Psychedelic Rock yanında Space Rock'a doğru yürüdüklerini de belirtmeden geçmeyelim. Çok büyük yeniliklere sahip bir grup ya da albüm değil elbette ama sıkıcı olmaktan da çok uzaklar.

Albümde çok fazla vokal olması bir miktar rahatsızlık verse de sözlerdeki pozitif yaklaşımlar bu rahatsızlığı az da olsa aşağı çekiyor diyebiliriz. Yukarıda bahsettiğimiz Milne ve Clayton ikilisinin, her ikisinin de bass çalıyor olmasından kaynaklı ağır basan bir yan var. Clayton'ın ayrıca vurmalılarla yaptığı işler de çok iyi. Albümdeki bütün gidişatı Clayton belirliyor gibi görünüyor. Bazı noktalarda ipin ucu kaçacak gibi oluyor hatta. Ama kaçırmadan devam edip bir yerlere bağlıyorlar mutlaka.

Diğer taraftan Milne'in nefis gitar atakları ve soloları da albüme farklı güzellikler katan şeyler. Davuldan gelen ritimlerle o kadar iyi hareket ediyor ki kimi zaman enstrümanların birbirinin içinden geçiyormuş izlenimine kapılıyorsunuz. Coşkulu anlardan sonra tribal bir yapıya bürünüp ritim ve gitar sesleri haline döndürdüklerinde albüm bambaşka bir seviyeye çıkıyor.

Psychedelic Rock'ın en cafcaflı döneminin sonlarına doğru çıkardıkları albümde bu tarz müziğin en iyi nasıl yapılabileceğini, başka türlerle nasıl harmanlanabileceğini, saf haldeyken ne kadar yukarı doğru çıkıp sertleşebileceğini çok iyi şekilde gösteriyor. Her insanın içindeki bir an yükselip bir an dibe vurma duygusunu çok iyi vererek bir anlamda da ayna tutuyor.

TRACTOR

Jim Milne / Gitar, Bass, Vokal
Steve Clayton / Davul, Vurmalılar, Bass, Back Vokal

TRACTOR

01. All Ends-Up (6:50)
02. Little Girl in Yellow (8:12)
03. The Watcher (2:00)
04. Ravenscroft's 13 Bar Boogie (3:26)
05. Shubunkin (3:08)
06. Hope in Flavour (2:47)
07. Everytime It Happens (5:58)
08. Make the Journey (9:52)

3 Kasım 2023 Cuma

Bush / Bush (1970)

Bush
, 1969 yılında Toronto, Kanada'da kurulmuş bir Hard Rock ve Blues Rock grubu. Robbie Lane & The Disciples ile Mandala gruplarından gelme Dominic Troiano'nun hedefleri doğrultusunda kurulup gelişiyor. Mandala'dan ayrılan Troiano, daha yüksek ve sert bir Rhythm&Blues arayışı içerisinde. Kısa süre içerisinde grup elemanları bir araya gelmeye başlıyor ve ardından da Arizona'ya taşınıyorlar. Arizona'da Bush'u dinleyen bir DJ sayesinde de albüm yapma fırsatı yakalıyorlar.

Albüm kayıtları hızlı bir şekilde yapılıyor ve grubun gerçekten de umut bağladığı, öne çıkacağına inandığı parçalar da bulunuyor. Lakin tuhaf sorunlar yaşıyorlar. İki yapımcı firma arasında kalıp pinpon topu gibi bir oraya bir buraya gidip geliyorlar. O sırada çıkardıkları ilk ve tek albümler Bush'un hemen ardından da dağılıyorlar. Troiano boşta kalınca James Gang'ten Joe Walsh kapısını çalıyor ve onu James Gang ile çalmaya ikna ediyor. Bir süre çetede takılan Troiano ayrılıp bu kez de The Guess Who'ya dahil oluyor filan. Adam yetenekli yani. Ama bir türlğ dikiş tutturamadığı da bir gerçek.

Albüm genel olarak Blues Rock ve Hard Rock üzerine odaklı. Ama arada belli belirsiz şekilde giren Psychedelic Rock etkileri de bulunuyor. Bazı bölümlerde de Soul ve Funk izlerine rastlamak mümkün. Diğer yandan bakıldığını geçişleri çok esnek olmayan hatta daha ileri bir tanımlamayla son derece sert kenarları olan bir Rock müzik yapıyorlar. Zaten albümün de grubun da Hard Rock grubu olarak adlandırılmalarının temel sebebi budur diyebiliriz.

Çok büyük yenilikler içermeyen, dahil edildiği türlere de büyük katkılar sağlamayan bir albüm olsa da dinlemesi keyifli albümlerden biri Bush. Gerçi her zaman yenilik olmasını, katkıların devasa ölçülerde olmasını beklemek de yanlış. Birileri de mutlaka ki olanları kullanarak değişik işler yapmak için uğraşacak. Bush onlardan biri. Var olan malzemeyi alarak, kendilerine has bir şekilde öne çıkarıyorlar. Sevimli, hoş, dinlencelik bir albüm.

BUSH

Roy Kenner / Conga, Vokal
Don Troiano / Gitar, Vokal
Prakash / Bass, Vokal
Pentti J. Glan / Davul

BUSH

01 - Backstage Girl (2:58)
02 - Yonge Street Patty (2:48)
03 - Got to Leave the City (3:37)
04 - I Miss You (2:50)
05 - The Grand Commander (4:20)
06 - Cross Country Man (3:58)
07 - I Can Hear You Calling (2:49)
08 - Messin' Around With Boxes (2:48)
09 - Living Life (3:17)
10 - Turn Down (4:00)
11 - Drink Your Wine (5:54)

2 Kasım 2023 Perşembe

Ancient Grease / Women And Children First (1970)

1967 yılında Galler'de kurulan Ancient Grease, dönemin iyi Psychedelic Rock ve Hard Rock gruplarından biri. Başlangıçtaki isimleri Strawberry Dust. Sürekli olarak da cover parçalar çalıyorlar. Zaman içerisinde pek çok dinletide, ufak çaplı konserlerde yerlerini alıyorlar ve tanınmaya başlıyorlar. İş albüm aşamasına geldiğinde de isimlerini Ancient Grease olarak değiştiriyorlar.

Grubun ilginç yanı arkalarında özellikle Gentle Giant'ten tanıdığımız John Weathers'ın olması. Hatta Weathers tüm parçaların yazarı ve bestecisi olarak geçiyor ve bir parçada da çalıyor. Ama grubun kadrosunda yer alan bir isim değil.

Weathers'ın dediğine göre, 60'ların sonunda özellikle Güney Galler'de fena halde etkin bir West Coast tarzı Psychedelic Rock esintisi varmış. Bu durumda da bölgeden çok fazla müzik grubu peydah olmuş. Aralarında zamanla The Jets, Love Sculpture ve Amen Corner gibi öne çıkan ve kendilerine Rock müzik arenasında yer edinenler de var. Ancient Grease ise bu coşkuyla işe başlamış ama pek fazla tanınmamış gruplardan biri. O zamanlarda çok da bilinmeyen John Weathers'ın desteğini aldıklarında kısa süreli bir öne çıkma hareketi yapıyorlar ama orada da kalıyor işte.

O dönemlerde Eyes of Blue grubunda çalan John Weathers'ın elinde pek çok parça var. Ama parçalar Eyes of Blue'nun Progressive Rock tarzına uymadığı için bir türlü kullanamıyor. Cover parçalar çalan Strawberry Dust'ı dinlediğinde parçaları bu grubun yorumlayabileceğini düşünüyor. Birlikte kısa bir süre çalışıp demo kayıtlar yapıyorlar ve Weathers sonuçlardan memnun kalıyor. Grubun adını Ancient Grease'e çevirip Weathers'ın (bir bakıma elde kalan) şarkıları ile tek albümlerini kaydediyorlar.

Bu kadar anlatıdan sonra kalkıp bu albüme başyapıt diyeceğimi düşünmezdim ama öyle. Neredeyse yeni bir tür yaratacak denli iyi bir iş çıkarmışlar albümde. Weathers'ın parçaları bir yana, grup parçaları da çok iyi yorumlamış. Heavy Psychedelic Rock, Hard Rock ve Heavy Rock grubun içine dahil olabileceği temel türler. Diğer yandan biraz saçma olsa da Heavy Ballad Rock diye tanımlanabilecek bir yapıları var. Balladları çok yüksek tonlar ile harmanlamışlar. Elbette böyle bir tür yok ve zaten olması da saçma olurdu ama o kadar da iyi yapmışlar işte.

ANCIENT GREASE

Graham Mortimer / Vokal
Graham Williams / Lead Gitar
Jack Bass / Bass Gitar
Dick Ferndale / Davul

Konuk Müzisyen:
John Weathers / Davul

WOMEN AND CHILDREN FIRST

01 - Freedom Train (4:04)
02 - Don't Want (5:04)
03 - Odd Song (5:49)
04 - Eagle Song (4:55)
05 - Where The Snow Lies Forever (5:06)
06 - Mother Grease The Cat (5:11)
07 - Time To Die (4:03)
08 - Prelude To A Blind Man (4:59)
09 - Mystic Mountain (2:55)
10 - Women And Children First (6:32)

1 Kasım 2023 Çarşamba

Seedog / We Hope To See You... (1974)

1974 yılında kurulan ve aynı yıl albüm çıkarıp hemen ardından da dağılan Seedog, değişik tatlar içeren tek albümüyle arşive girme ayrıcalığını üst sıralardan kazanan gruplardan. Agitation Free ve Ash Ra Tempel çıkışlı Dietmar Burmeister tarafından kurulan grup Psychedelic Rock ve Progressive Rock janrlarını Krautrock özelinde birleştiriyor.

We Hope To See You... albümü pek çok farklı tarz ve türü içerisinde barındırıyor. Amerika'nın sık sık bahsettiğimiz West Coast ekolünden çokça etki bulunurken, akustik Folk bölümleri, 60'ların Pop'una öykünürmüş gibi görünen melodik basitlikler ve belirsizliğini koruyan sağlam gitarları ile öne çıkıyor. Melodik basitlikler demişken bunun ucuz bir yapı olmadığını, bu basitliklerden faydalanarak iyi bir iş çıkardıklarını belirtmeden geçmeyelim. Ha bazı noktalarda Pop Rock karışımı bazı etkiler hissediliyor olsa da o kadar kötü olmadıkları da ortada.

Jazz Rock ve Latin müziği unsurlarına da albümde rastlamak mümkün. Ama bunu tatlının üzerindeki sos gibi kullandıklarını da söyleyelim.  Yukarıda da bahsettiğimiz pek çok türü harmanlayıp kendilerine ait bir yapı oluşturmuşlar. Sıkıcı değiller ama bazı bölümlerde albüme olan ilginizin azaldığına, ama sonra tekrar toparlandığına şahit oluyorsunuz.

Dün bahsettiğimiz Code III ile aynı plak şirketinden çıkardıkları albüm pek fazla sevilmez. Neden sevilmediği aslında Code III ve aynı dönem aynı plak şirketinden albüm çıkaran Sand grubu ile açıklanabilir aslında. Her iki grubun da müzikal anlayışı Seedog'tan farklı. Daha yaratıcı ve beklentilerin çok üstünde albümler olduklarını söylemek yanlış olmaz. Kabul ediyoruz, Seedog'da bu durum aşağılarda geziniyor bu iki grupla karşılaştırıldığında. Ama çok kötü ya da berbat gibi tanımlamaları da hak etmediklerini düşünüyorum.

Daha popüler bir iş çıkarma kaygısıyla hareket ettikleri ve bu nedenle de kalite olarak geride kaldıkları doğrudur. Ama zaten başkaları gibi olmak üzerine kurdukları ya da kurguladıkları bir müzikal anlayışları yok. Farklılıkları birleştirerek kendi yapılarını oluşturmuşlar.

SEEDOG

Lothar Muschinski / Vokal, Gitar
Klaus Pankau / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar, Vokal
Michael Sauber / Tenor Saksafon, Soprano Saksafon, Flüt
Bernie Schumacher / Tenor Saksafon
Jörg Hahnfeld / Bass, Akustik Gitar
Dietmar Burmeister / Davul, Vurmalılar

WE HOPE TO SEE YOU...

01. Out Of The City (7:17)
02. Seerock (7:35)
03. Scizoid Game (9:03)
04. Black Suits (11:40)
05. Espresso Brasil (11:32)

31 Ekim 2023 Salı

Code III / Planet Of Man (1974)

Krautrock
'ın nadide albümlerinden biri olan Planet of Man'e imza atan Code III'nin, kesinliği olmamakla birlikte 1973 yılında kurulduğu sanılıyor. Oldukça gizemli bir gruptur kendileri. Hatta grubun iki elemanından biri olan Ed Key'in bir takma isim olduğu falan da düşünülmektedir. Yani işin sonunda haklarına çok bilgimiz yok.

Albüm kapağında yer alan görsel, başka uygarlıklar bulabilme amacıyla gönderilen Voyager uzay aracının içinde yer alan ve altınla (ya da altına) basılmış mesajlardan biri. Doğal olarak daha en başında tahmin edilebilir ki albüm bir bilim ve bilim kurgu konsept albümü. Fazlasıyla değişik ve uzun bölümlerden oluşuyor. Hareket ivmesi düşük olmasına rağmen can sıkıcı olmaktan çok uzak bir albüm aynı zamanda.

Planet of Man'deki parçaları tekil parçalar ya da bütünü oluşturan tek parçalar olarak algılamamak gerekiyor. Belirli bir müzikal temanın belirsiz bir şekilde ve sürekli olarak akışı olarak özetleyebiliriz. Uzaya gönderilen bir uzay aracındaki mesajdan hareket ettiği düşünüldüğünde albümün adının da tam olarak neyi anlattığı ortaya çıkıyor. İçerisinde yer alan doğa sesleri, seslerle uyumlu atmosferik ama elektronik sesler, dünyanın ritmini ortaya koyan vurmalılar, hafiften gelen ve yormadan, hikaye anlatır havasında ilerleyen bir vokal. Alışkın olmadığımız türde canlı ve yaşayan bir albüm Planet of Man. Dönem albümü ya da belirli bir dönem için üretilmiş bir yapıt değil. Çok daha fazlası.

Albümün konuk müzisyenler bölümünde Klaus Schulze'nin adını gördüğünüzde şaşırmayın. Bildiğimiz Schulze bu. Albüme vurmalılar ve elektronik aletlerle üretilen sesler konusunda emeği geçmiş. Bir bakıma albümün Schulze'nin ilk dönem işlerini hatırlattığını söylemek de yanlış olmaz diye düşünüyorum. Bazı kaynaklarda Klaus Schulze'nin yan projesi olarak tanımlansa da Code III aslında Manfred Schunke ve Ed Key'in projesi. Schulze ve diğerleri sadece desteklerini vermişler.

Planet of Man'i dikkatle ve kendinizi vererek dinlediğinizde gerçekten de size dünyayı ve dünyanın öyküsünü anlatıyor. Konsept albümler içerisinde en belirgin şekilde öne çıkan albümler listesinde ilk 10'a kesinlikle girebilecek niteliklere sahip.

CODE III

Manfred Schunke / Çeşitli Enstrümanlar, Elektronik Efektler, Sesler, Vokal
Ed Key / Çeşitli Enstrümanlar, Vokal

Konuk Müzisyenler:
Aparna Chakravarti / Vokal, Tamboura, Harmonium
Mary Key / Vokal
Klaus Schulze / Davul

PLANET OF MAN

01. Formations / The Genesis (17:48):
    - Codes
    - Evolutions
02. Dawn Of An Era (6:42):
    - Drohung
    - Der Mensch Kommt
03. Countdown (11:25):
    - Hope
    - Disillusion
    - Escalation Of Violence
04. Phoenix Rising (14:01):
    - Germination
    - Nova Vita

30 Ekim 2023 Pazartesi

Merryweather / Merryweather (1969)

1960'ların sonunda kurulan Kanadalı Blues Rock ve biraz da Psychedelic Rock grubu Merryweather, önceleri New King Boiler adıyla biliniyor. Neil Lillie öncülüğünde kurulan grup daha sonra kaydettikleri ama hiç yayınlanmayan Heather Merryweather parçasını isim olarak benimsiyorlar. 1968 yılında bir şeyler yapabilecekleri ortaya çıkınca Kanada'dan kalkıp Los Angeles'a yerleşiyorlar ve grubun adını da Merryweather olarak kısaltıyorlar. Neil Lillie de anlaşılan o ki fazlasıyla gaza geliyor ve o da soyadını Merryweather olarak değiştiriyor.

Albüm genel olarak Psychedelic Rock unsurları içeren bir Blues Rock albümü olarak tanımlanabilir. Herhangi bir yenilik kattıkları ya da mükemmel bir albüm olduğu da söylenemez. Ama kötü olduğunu söylemek için de hiç bir bahane yok. Popülerlik kaygısı güttükleri bazı parçalar üzerinden birkaç laf edilebilir belki ama o kadarına da gerek yok diye düşünüyorum.

İlk albümleri Los Angeles çıkışlı olması vesilesi ile West Coast grubu olarak düşünülebilir başlangıçta ama değiller. Az önce de bahsettiğimiz gibi bazı Psychedelic unsurlar içeriyor albüm elbette ama Psychedelic Rock janrına dahil edilebilecek kadar da çok değil. Ara ara sound sertleşip Hard Rock'a doğru evrilse de tam anlamıyla bir Hard Rock albümü olduğunu da söyleyemeyiz.

Kategorilendirildikleri türe çok büyük katkıları olmasa da Blues Rock'ın öne çıkan yönlerini iyi kullanarak daha bir popüler havada ama çok fazla da aşağı düşmeden kaydetmişler albümü. Herkesin yenilik katmasını da bekleyemeyiz tabi. En azından kötü bir albüm değil. Aksine bazı noktalarda fena halde çekici ve fena halde coşkulu hale de geliyor.

Kapsamı geniş olan arşivciler için mutlaka olması gereken albümlerden biri. Ama sadece Blues Rock dinleyicisi olanlar için sıradan olarak bile adlandırabiliriz albümü. Bu da elimizdeki kaynakların ya da sonuçların çok iyi örneklerinin olmasından ileri geliyor.

Keyif almak için dinlenebilecek, daha sonraları da kafa dağıtma, coşkuya kapılma gibi durumlarda tekrar tekrar dinlenebilecek albümlerden biri.

MERRYWEATHER

Neil Merryweather / Bass, Vokal
Coffi Hall / Davul
David Burt / Gitar, Çello, Vokal
Ed Roth / Piyano, Org, Klavsen, Flüt, Vokal

MERRYWEATHER

01 - Mr. Rich Man (3:37)
02 - Feeling of Freedom (3:19)
03 - Little Man (Nobody's Home) (4:49)
04 - Anny Don't Let Me Down (2:25)
05 - We Try Softer (4:30)
06 - Curiosity (3:24)
07 - Something (3:27)
08 - Listen to Me (4:54)
09 - What It's All About (2:42)
10 - No Passenger Allowed (4:35)

29 Ekim 2023 Pazar

Graffiti / Graffiti (1968)

Graffiti
, Psychedelic Rock'a ülkenin ters tarafından giren gruplardan biri ve belki de en iyilerinden. Amerika'nın 60'ların ilk yarısının sonlarında Psychedelic Rock egemenliğine girmesi ile birlikte ortaya çıkan pek çok grubun aksine West Coast'tan (Batı Yakası) değil East Coast'tan (Doğu Yakası) çıkma bir grup. Kökeni 1967 yılında tek bir albüm çıkarıp dağılmış olan, Washington D.C. çıkışlı The Hangmen'e dayanıyor. Albümü yayınladıktan sonra müzikal fikir ayrılıkları gerekçesiyle dağılan The Hangmen'den ayrılan Tony Taylor ve George Strunz'un çabalarıyla ortaya çıkıyor Graffiti.

The Hangmen ile aradıklarını bulamayan ikili grubun adını değiştirip, tarzının da değiştiğini duyuruyorlar millete. Garage Rock ve Proto-Punk etkiler içeren tarzı bir kenara bırakıp daha Psychedelic bir tarza doğru yürüdüklerini anlatıyorlar. Hal böyle olunca plak şirketlerinin ilgisini çekmeleri çok uzun sürmüyor. Zaten bir önceki gruptan albüm çıkarma konusunda deneyimli olan elemanlar 1968 yılında ABC Records ile anlaşma imzalayıp ilk single'larını yayınlıyorlar. Ardından da yılın sonlarına doğru ilk ve tek albümleri Graffiti yayınlanıyor.

Grubu diğer Psychedelic Rock ya da Acid Rock gruplarından ayıran en belirgin özelliği Pop'a yatkın olmalarından geliyor. Hani şu pozitif olacağız kafasıyla yapılan Psychedelic Pop tarzı vardır ya, ondan bahsediyoruz. The Association veya The Mamas And The Papas tarzı gibi ama onlar kadar da açık etmediklerini belirtelim. Sadece yatkınlar o fikre. Az daha zorlasalarmış Pop'a doğru kayacaklarmış ki iyi ki zorlamamışlar.

Bir diğer ayırt edici özellik olarak pürüzsüz diye nitelendirebileceğimiz vokal ve vokal armonileri. Değişik bir hava veren bu armonik yapının karmakarışık bir şarkı yazımı düzeniyle birleştiğini düşünün üstüne. O noktada karşınıza çıkan şey Graffiti oluyor işte. Kaotik bir yapıya sahip, uzun pasajlardan oluşan ve garip akor dizilerine sahip parçaların aralarında enfes gitar soloları ve coşkulu, heyecanlı, enerjik davul soloları ayrı bir etki bırakıyor.

Genel olarak grubu ve albümü Psychedelic Rock ve Acid Rock janrları içerisine dahil ediyoruz ama albümün hemen her yerinde karşımıza Jazz, Blues Rock ve Fuzz gitarlar da çıkıyor. Etkileyici bir albüm.

GRAFFITI

Tony Taylor / Lead Vokal
George Strunz / Lead Gitar, Klasik Gitar
Jon St. John / Ritim Gitar
Steve Benderoth / Org, Piyano, Bass
Richie Blakin / Davul, Vurmalılar

GRAFFITI

01 - Father Protector (4:11)
02 -  a. The Capture of Me (9:34)
        b. Lifeblood
03 -  a. Interlude #1 (4:06)
        b. Jingle Jangle Woman
04 -  a. New Life (2:48)
        b. Girl on Fire (2:24)
        c. Interlude #2 (1:16)
        d. Coldwater (4:35)
        e. Interlude #3 (0:28)
        f. Love in Spite (3:17)
05 - Ugly Mascara (5:10)

28 Ekim 2023 Cumartesi

Twogether / A Couple Of Times (1973)

Twogether
, Düsseldorf Almanya'da kurulmuş bir elektronik ve Jazz Rock etkileşimli Krautrock grubu olarak tanımlanabilir. Haklarında çok fazla bilgiye sahip olmadığımız grup, 1973 yılında tek bir albüm çıkarıp ortalıktan kayboluyor. 2 kişiden oluşan grubun albümü fazlasıyla yaratıcı, değişik ve etkileyici olarak tanımlanabilir.

60'ların sonunda başlayan ve deneysel yaklaşımlara açık süreçte bu tarz değişik işler görmek mümkün. Twogether'ın A Couple Of Times albümü daha çok 69'un açtığı yolda ilerleme fikriyle yola çıkmış ama albümdeki vurmalıların öne çıkması dolayısıyla da daha geçenlerde söz ettiğimiz Niagara'ya yakın bir albüm ortaya çıkmış. Niagara gibiler demek yanlış olur elbette. Kendilerine ait bir yapı oluşturmuşlar. Özellikle elektronik seslere ve insanı derin yolculuklara sokan vurmalılardan hoşlananlar için iyi tercihlerden biri.

Albüm de grup da Krautrock janrı içerisinde dahil ediliyor. Albümdeki Progressive Rock etkileri, deneysel yaklaşımlar ve hiç durmadan ilerlemeye açık koşullar ile Krautrock tanımlamasını fazlasıyla hak ediyorlar. Diğer yandan kişisel olarak bu Krautrock'ın fazlasıyla dağınık olduğunu ya da süreç içerisinde dağıldığını söylemek de isterim. Alman kökenli Psychedelic ve Progressive müziğe verilen bir isim ama elektroniği ile, Jazz etkileşimleri ile, her yerden aldıkları müzikal katkılarla karmakarışık bir hal aldığını belirtmekte fayda var.

Twogether da bu duruma katkı sağlayan gruplardan. Basit gibi görünen karışık bir yapıları var. 2 kişilik kadro ile 20 kişi izlenimi veriyorlar. Bazılarına fena halde çekici bir albüm gibi gelirken bazı dinleyiciler de daha en başından nefret edebiliyorlar.

Olumlu ve olumsuz bütün yanlarına rağmen arşivde olması gerek albümlerden biri.

TWOGETHER

Klaus Bangert / Vokal, Org, Piyano, Synthesizer
Reinhard Fischer / Davul, Vurmalılar, Synthesizer

A COUPLE OF TIMES

01. Percussion (3:25)
02. Don't Cry (2:55)
03. Out of Range (4:10)
04. Make Me Feel Alright (2:20)
05. On the Move (3:30)
06. Toss-Up (2:55)
07. I Look Around (4:40)
08. Meet Me Every Day (3:25)
09. Bolero (2:40)
10. Cathedral (3:40)
11. Fusion (3:50)

27 Ekim 2023 Cuma

Lokomotive Kreuzberg / Fette Jahre (1975)

Berlin, Almanya'da 1972 yılı başlarında kurulan Lokomotive Kreuzberg Krautrock'a Polit-Rock kısmından giriş yapan gruplardan. Fazlasıyla politik ve doğal olarak da yırtıcılar. Bu durum albümlere ve parçalara da yansıyor. Kaydedip yayınladıkları ilk iki albüm çok iyi olmasa da sözleri ile politik yaklaşımın tavanına çıkıyorlar. James Blond adını taşıyan ikinci albüm dönemin Batı Almanya'sını alıp Doğu Almanya'sına vuruyor ve ortada ikisini de bırakmıyor. İş bir noktada yok birbirlerinden farkları önermesine kadar gidiyor. Ama bu sağlam sözlere rağmen müzikal anlamda çok iyi bir albüm değil.

Konumuz olan, 1975 yılı çıkışı Fette Jahre ise diğer albümlerden farklı bir yapıya ve müzikal kaliteye sahip. Krautrock janrı içerisine dahil edilse de içerisinde Heavy Progressive Rock'a varan hareketler bulunuyor. Albüm sözleri açısından da müzikal bakış açısı düşünüldüğünde de ortalamanın çok üzerinde yer alan albümlerden biri.

Fazlasıyla melodik ve yükselen yapısıyla Heavy Progressive Rock'ın güzel örnekleri içerisinde bile rahatlıkla yer alabilir. Temposu neredeyse hiç düşmüyor. Bu noktadan bakıldığında Pierre Moerlen'in başa geçtiği Gong varyasyonuyla benzeşiyorlar. Tabi bu benzeşme hareket ve tempo açısından bir benzerlik içeriyor.

Politik sözleri ve o sözlerle herkese vurduklarından dolayı bir türlü tutunamadıklarını söylemek de yanlış olmaz Lokomotive Kreuzberg'in. Fette Jahre'nin çıktığı yıl neredeyse sadece Batı Almanya'da konserler verebilmişler. Eleştirel yaklaşımları aslında özellikle hitap ettikleri proleteryanın bulunduğu Doğu Bloku ülkelerinde, Doğu Almanya'da ve Sovyetlerde pek hoş karşılanmamış. Hatta biraz daha ileri gidip girişleri bile yasaklanmış.

Grubun sahnesi de oldukça ilginç işleri ortaya çıkarmış. Kendilerine ait bir tiyatro grubu olan Lokomotive Kreuzberg'in zaman zaman kabare havasına giren performansları oldukça ses getirmiş. Bu avantajı iyi kullandıklarına dair de pek çok kaynak bulunuyor. Fakat dediğimiz gibi politik içeriklere sahip olmaları, gösterilerinde bunu fazlaca vurgulamaları bir türlü daha geniş kitlelere ulaşmalarını sağlamamış.

LOKOMOTIVE KREUZBERG

Bernhard Potschka / Akustik Gitar, Gitar, Vokal
Manfred Praeker / Bass, Akustik Gitar, Vurmalılar, Vokal
Uwe Holz / Davul, Vurmalılar, Armonika, Vokal
Karl-Heinz Scherfling / Vurmalılar, Vokal
Andreas Brauer / Keman, Piyano, Flüt, Vurmalılar, Synthesizer, Vokal

FETTE JAHRE

01. Rondo (4:58)
02. Comeback (2:42)
03. Requiem (4:24)
04. Fette Jahre (5:33)
05. Nostalgie (5:48)
06. Leise Sohlen (4:14)
07. Verfassungslied (3:03)
08. Parlamentsmarsch (4:41)

26 Ekim 2023 Perşembe

Silberbart / 4 Times Sound Razing (1971)

Silberbart
, tek albümlü efsaneler listemize teklifsiz şekilde giren Alman Krautrock gruplarından biri. Siz itemeseniz de onlar bu listeye rahatlıkla girerler yani. En büyük üzüntümüz grubun tek albümle kalmış olması olsa da bu tek albüm bile uzun yıllar boyunca yeterli dozajı sağlayacak kadar başarılı bir iş. Grubun tarihçesi hakkında bilgi sahibi değiliz. Ufak tefek bazı bilgi kırıntıları dışında takip edilecek bir izleri de yok. Elimizdeki tek referansları da bu nefis albüm.

Grubun liderliğini, temelde çocuklar ve ergenler için Beat tarzı müzik yapan The Tonics'ten gelme Hans Joachim Teschner ya da daha bilinen adıyla Hajo Teschner yapıyor. Grup tam anlamıyla bir power trio. Fazlaca yüksek, fazlaca tempolu ve fazlaca gürültü garantili. Teschner'in lakabının "Killer" olduğu düşünülürse, gitar ile neler yaptığına dair az çok fikir sahibi olabilirsiniz.

Silberbart, Krautrock janrı içerisine dahil edilmekle birlikte Heavy Rock izlerine de rastlamak mümkün. Psychedelic Rock kökeninden beslenen 4 Times Sound Razing'de rastladığımız dinamik yapı ve destansı parçalar işi fazlasıyla ileri taşıyor.

Kendinden geçmiş bir şekilde öne atılan agresif gitarlar ile ham diye niteleyebileceğimiz vokaller dikkate değer. Vokallerin ham olması olgunlaşmamış olmasından kaynaklı değil bu arada. Albümün yapısına destek olacağı ya da daha etkili olması düşünüldüğü için tercih edilmiş gibi görünüyor. Bazı bölümlerde fena halde çığlıklara dönüşen sesler çıkardığında aklınıza Rush'tan Geddy Lee'yi getiren bir vokal bu. Boş ya da olgunlaşmamış değil yani.

4 Times Sound Razing albümünde bulunan 4 parçanın hepsi de birbirinden farklı ama birbirini tamamlayan parçalar. Heavy Rock açılışıyla başlayan albümde ikinci parça tam anlamıyla bir asit kabusu denilebilir. Sanki fena halde etkili bir keyif verici madde alınmış da kaotik bir ortamda arada sıkış kalınmış hissiyatı yaratıyor dinleyicide. Üçüncü parça God ise muhtemeldir ki Jimi Hendrix'e yazılmış bir parça. Sert ve yüksekten gelen gitar düzenlemelerinin yanında melodik bir yapıya da sahip. 

Albüm de grup da pervasız diye tanımlanabilir. Ne yapacaklarını kestirmek gerçekten çok güç Nerede başlayıp nerede bittiklerini tahmin edemiyorsunuz. Fazlasıyla dikkate değer ama zamanında maalesef ki önlerine gelen fırsatı değerlendirememişler.

SILBERBART

Hans Joachim 'Hajo' Teschner / Vokal, Gitar
Werner Klug / Bass
Peter Bahrens / Davul, Vurmalılar

4 TIMES SOUND RAZING

01. Chub Chub Cherry (4:23)
02. Brain Brain (16:16)
03. God (10:07)
04. Head Tear of the Drunken Sun (12:00)

25 Ekim 2023 Çarşamba

Organisation / Tone Float (1969)

Organisation
, uzun süreli birlikte çalışan ikili Ralf ve Florian'ın ilk projesi. Bu ikiliyi daha sonraları Kraftwerk'te yaptığı işlerden biliyor olmanız daha olası tabi. 1968 yılında Remscheid Sanat Okulu'nda tanışan Ralf Hütter ve Florian Schneider, ortak zevklerinin doğaçlama avangard müzik olduğunu fark ettiklerinde birlikte çalışmaya başlıyorlar. Önceleri okulda ve çevresindeki yerlerde deneysel sesler ve vurmalı çalgılar kullanarak ürettikleri doğaçlamalarla isim yapıp tanınır hale geliyorlar. Sonraki aşama da albüm kaydı.

Tone Float albümünün ayrıca çok özel ve önemli bir yanı bulunuyor. Albüm Can, Amon Düül ve Tangerine Dream'in albümleri ile birlikte Krautrock'ı tanımlayan albümlerden. Uzun doğaçlamalar, klavye miksleri ve akustik vurmalıların birleştirildiği deneysel bir elektronik çalışma. İkilinin ileride yapacaklarının da önemli bir referansı sayılabilir. Türü tanımlayan örneklerden biri olmasının verdiği avantaj ile tekrar tekrar dinlenilesi bir başyapıt niteliğinde.

Elektronik etkileşimlerden hoşlanmayanlar albüme genelde pek sıcak bakmazlar. Ama dinlediklerinde albümde bundan çok daha fazlası olduğunu anlarlar diye düşünüyorum. Ralf ve Florian'ın avangard konusundaki etkin ve yetkin tavırları albümü çok farklı bir yere taşıyor. Hemen ardından da gruba eklenen yeni elemanlarla ortaya çıkartılan Kraftwerk projesi de ne düzeyde deneysel olduklarını referans vererek kanıtlıyor diyebiliriz.

Tone Float genel olarak Krautrock olarak etiketlenir. Tamamen doğrudur, az önce de söylediğimiz gibi zaten türü tanımlayan albümlerden biridir. Fakat albümde daha fazlası da bulunuyor. Psychedelic Rock etkileşimleri, klasik müzik çağrışımları, avangard karmaşa gibi pek çok yaklaşım albümdeki yerini alıyor. Daha sonraları hipnotik elektronik pop diye tanımlayabileceğimiz tarza kaymadan önce Kraftwerk'in ilk dönemlerinin öncülü olan albüm kendi kendini defalarca aşan bir yapıya sahip.

Pek çok albüm için kendine has yapısının olduğunu söyleyebiliyoruz. Bu durum Organisation ve Tone Float için de geçerli. Ama daha başka ve daha ileri bir durum da var. Zamanının çok ötesinde bir yaratıcılıkla üretilmiş, pek çok kökenden beslenen kaotik bir albüm. Benzersiz olarak bile nitelemekte sakınca yok! Değişik ve farklı bir dünya keşfetmek, yaratılan atmosfer içerisinde kaybolmak için en iyi tercih.

ORGANISATION

Florian Schneider / Alto ve Elektrikli Flüt, Elektrikli Keman, Tef, Üçgen Zil, Çan
Ralf Hütter / Hammond Org
Butch Hauf / Bass, Vurmalılar
Basil Hammoudi / Glockenspiel, Bongo, Konga, Gong, Müzik Kutusu, Vokal
Fred Monicks / Davul , Bongo, Maracas, Çıngıraklar, Tef

TONE FLOAT

01. Tone Float (20:46)
02. Milk Rock (5:24)
03. Silver Forest (3:19)
04. Ritim Salatası (4:04)
05. Noitasinagro (7:46)

24 Ekim 2023 Salı

Sunbirds / Sunbirds (1971)

Dünkü Niagara çıkışı Klaus Weiss'ın bir başka projesi olan Sunbirds'ü akla getirdi. Niagara'nın hemen ardından ortaya çıkan grup oldukça başarılı bir Jazz Rock ve Fusion grubu. Farklı ülkelerden kaliteli müzisyenleri buluşturan Sunbirds'ün de kısa ömürlü olması bizi derinden üzse de tarihin tozlu raflarında kalmış olmasına da yapabileceğimiz pek bir şey yok.

1959'dan beri Jazz sahnesinde yer alan Klaus Weiss, Sunbirds'e gelene kadar pek çok projenin içerisinde yer alıyor.  Bud Powell, Johnny Griffin, Kenny Drew ve Don Byas gibi isimlerle birlikte çalışan Weiss, 1962 - 1965 yılları arasında Klaus Doldinger Quartet'te de yerini almış. 1965 yılında kazandığı Uluslararası Viyana Jazz Festivali Yarışması'nın ardından da daha geniş kitle tarafından tanınır hale gelmiş. Hemen hemen aynı dönemde kurduğu Klaus Weiss Quartet ile yola devam eden Weiss, 1971 yılında gruba iki yeni müzisyen daha katarak ismi Sunbirds'e çevirmiş. Başarılı bir ilk albüm olan Sunbirds'ün ardından gelen ikinci albüm Zagara ilki kadar etkili olmadığı için grubun dağılmasına yol açmış.

Sunbirds, ilk dönem Jazz Rock'ın kendine has yapısı olan gruplarından biri. Elektrikli klavyelerin bir hayli ön plana çıktığı albümün en büyük özelliği de bu diyebiliriz. Albümde çok fazla ve yaratıcı şekilde kullanılan klavyeler mevcut. Tabi Weiss'ın ritimleri ile birlikte.

Tanım olarak coşkulu, cesur, yaratıcı ve pervasız diyebiliriz albüm için. Ara ara bahsettiğimiz nerede başlayıp biteceğini kestiremediğiniz, sizi her seferinde daha da şaşırtan, başladığı yere dönme kolaylığı yerine başını alıp, uzaklaşıp giden melodilere ve yapıya sahip. Fazlasıyla şaşırtıcı ve etkileyici. Tabi bu her zaman olduğu gibi kişisel görüş kapsamında değerlendirilmeli. Albümü dinleyip hiç sevmeyenlerin sayısı da az olmayacaktır.

Fakat herkesin hemfikir olacağı konu ise albümün de grubun da zamansız, yaratıcı ve kendine has bir yapıya sahip olan işlerden olacağıdır diye düşünüyorum. Benzetmek için epey uğraş versek de kime ya da hangi albüme benzediğini anlatmak çok zor. Zira albümde Miles Davis gibi bir hava sezinlenirken diğer yandan Psychedelic bir yolculuğa çıkmış Embryo ya da Agitation Free hissi de veriyor.

SUNBIRDS

Ferdinand Povel / Flüt
Philip Catherine / Gitar
Fritz Pauer / Elektrikli Piyano
Jimmy Woode / Bass
Juan Romero / Vurmalılar
Klaus Weiss / Davul

SUNBIRDS

01 - Kwaeli (3:43)
02 - Sunrise (5:26)
03 - Spanish Sun (12:10)
04 - Sunshine (6:46)
05 - Sunbirds (9:31)
06 - Blues for D. S. (7:53)

23 Ekim 2023 Pazartesi

Niagara / Niagara (1970)

İlgi çekici tuhaflıkların başına koyabileceğimiz gruplardan biri de Niagara. Almanya kökenli grubun müzikal anlayışı çok değişik ve kendine has. Albüm sadece vurmalılar, ziller ve davullardan oluşan bir albüm. Lakin albümde çalan 5 grup elemanı ve 2 konuk müzisyen Alman Rock müziğine etkileri olan kişilikler. Atlantis'ten Udo Lindenberg, Klaus Doldinger Quartet'ten Klaus Weiss, İngiliz grup Spectrum'dan Keith Forsey ve diğerleri. Grubun kuruluş tarihçesi hakkında bilgilerimiz çok az. Ama albümün bağımsız bri şekilde ve ticari kaygı güdülmeden kaydedildiğini biliyoruz.

Temelde Niagara'nın bu ilk albümü Krautrock janrı içerisinde yer alır ama tam anlamıyla doğru bir tanımlama olduğunu söyleyemeyiz. Dönemin Alman Rock ekolünden bir parça olduğu için Krautrock olarak dillendirilse de daha derine indiğimizde aslında Samba'nın alt kollarından biri olan Samba Batucada türüne dahil etmek daha doğru gibi geliyor. Daha sonraki albümlerde müzikal anlayışlarını Jazz Rock ve Fusion üzerine yöneltseler de Niagara albümündeki durum bu.

İşin ilginç yanı, Samba Batucada'da bir çok enstrüman kullanılırken, türe yakın duran bu albümde sadece vurmalılar var ve daha da ilginci, diğer enstrümanların eksikliği hiç hissedilmiyor. Oldukça yaratıcı ve 2 uzun parçadan oluşan albüm kendi halinde ve az bilinen bir başyapıt olarak nitelendirilebilir. Güney Amerika ritimlerinin vurmalılar üzerinden Rock ekolüne bağlandığı garip albümlerden. Tam anlamıyla Rock diyemediğiniz gibi Rock değil de diyemiyorsunuz. Az bulunan, nadide bir işe imza attıkları ortada.

Niagara albümünü değerlendirirken bu özel anlam üzerinden gitmek doğru olur. Arada olan albümlerden biri. Yakın durduğu yer ile gittiği yeri çok iyi birleştiren grubun Jazz Rock'a kayan vuruşları sayesinde modernleştirilmiş bir ritim kaydına dönüşüyor. Sadece vurmalılardan oluşan albümlerin sayısı fazla olmasına rağmen böyle tuhaf albümlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu albümü de rahatlıkla baş parmak ya da işaret parmağı olarak nitelendirebiliriz.

Samba Batucada'ya çok yakın bir albüm olarak tanımladık ama albümdeki Fusion ve Psychedelic Rock etkileri de yadsınamayacak denli fazla. Zaten bu nedenle Krautrock janrı içerisindeki yerlerini alıyorlar. Psychedelic kısmından gelen trip etkisi fazlasıyla yoğun.

NIAGARA

Klaus Weiss / Davul, Timpani, Çan
Cotch Blackmon / Konga, Vurmalılar
Keith Forsey / Davul, Ziller, Vurmalılar
Juan Romero / Çıngırak, Maracas
Udo Lindenberg / Davul, Timbale, Vurmalılar

Konuk Müzisyenler:
Danny Fischelscher / Konga
George Green / Davul

NIAGARA

01 - Sangandongo (19:07)
02 - Malanga (20:42)

22 Ekim 2023 Pazar

Royal Servants / We (1970)

1965 yılında Almanya'da kurulan Royal Servants başlangıçta Beat müzik ile ilgilenen, popülerleşmeye çalışan bir gruptu. Zamanla Beat'ten kopup Blues Rock'a ardından da Progressive Rock ve Psychedelic Rock'a yöneldiler. 1970 yılında kaydettikleri tek albümle, çok büyük işler başaramamış olsalar da bir sonraki grup olan efsanevi Eulenspygel için bir basamak oldular. Grubun elemanları Royal Servants'ın daha fazla ilerleyemeyeceğine karar verip Eulenspygel'e evrilme kararı alıyorlar.

Fakat bu noktada Royal Servants'ın varlığı çok önemli. Çünkü Eulenspygel'in başarısının arkasındaki sır Royal Servants'ın türler arasındaki geçişleri, denemeleri ve başarılarında gizli. Tabi ticari bir başarıdan bahsetmiyoruz çoğunlukla olduğu gibi. Kendilerine ait bir kitle oluşturma, kendilerini öne çıkarabilme konusunda başarı sağlamışlar.

Beat, Blues Rock, Psychedelic Rock ve Progressive arasında yaptıkları geçişlerle hem 60'ların sonundaki bu dönemin ruhunu, hissiyatını anlatan en iyi örneklerden birine imza atıyorlar hem de popülerlik kaygısı güderek bunu genele yaymak için çabalıyorlar. İkinci kısımda çok başarılı olamasalar da ilk kısmı bile yeteri kadar iyi bir yerde tutmamızı sağlıyor Royal Servants'ı.

1970 tarihli ilk ve tek albüm We, grubun Progressive Rock'ı tanıdığı ama yanı sıra  Jazz Rock, Folk Rock, Country Rock, Latin Rock gibi türlerden etkiler taşıyan ve biraz da Pop Rock olarak nitelendirebileceğimiz parçalara sahip. Geçiş albümlerinden biri de diyebiliriz We'ye. Grubun kendini ve türleri tanıması, karalarını belirgin bir zemine oturtmasını sağladığı albüm gibi de görünüyor. Zaten bu albümden hemen sonra Almanca'yı kullanarak Eulenspygel'in ilk albümünü kaydediyorlar ve albüm burada edinilen deneyimlerin bir toplamı olarak karşımıza çıkıyor.

Royal Servants'ın bu tek albümüne çok büyük anlamlar yüklemeye gerek yok, çok kaliteli ve muhteşem bir albüm değil elbette. Ama 60'ların sonuna tarihlenen dönemin geçişlerini, anlamını çok iyi yansıtan albümlerden biri olarak arşivde yer alması gereken albümlerden biri olduğunu söylemek gerek. Pop ile Progressive Rock arasında iyi bir köprü oluşturarak, müziği hafifletmeden sağlam bir iş ortaya koyduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Krautrock'ın başlangıcında da kendine yer bulan albümlerden olduğunu da belirtelim.

ROYAL SERVANTS

Detlev Nottrodt / Vokal, Lead Gitar, Ritim Gitar
Manfred Maier / Vokal
Ronald Libal / Bass
Günther Klinger / Davul, Vurmalılar
Matthias Thurow / Lead Gitar, Ritim Gitar
Reinhard Hetzinger / Org
Peter Mayer / Piyano, Org, Vibraphone
Cornelius Hauptmann / Transverse Flüt

WE

01 - Work Part II (5:20)
02 - We (9:15)
03 - Someone to Be With Me (2:48)
04 - Latin Underground (12:40)
05 - Here's Where I'm Gonna Stay (2:57)
06 - Private Man (2:43)
07 - Doomsday Up to Date (1:57)

21 Ekim 2023 Cumartesi

Limbus 3 / Cosmic Music Experience (1969)

Heidelberg, Almanya çıkışlı Limbus 3, tuhaf ve anlaşılması zor gruplardan biri. O kadar tuhaflar ki ikinci albümde evrimin üst aşaması olarak grubun adını Limbus 4 olarak değiştiriyorlar filan. Grubun kuruluş dönemi ile ilgili çok fazla bilgiye sahip değiliz. Kısa süreli var oluşlarına 2 albüm sığdırıp dağıldıkları dışında bildiklerimiz kısıtlı.

Garip olarak adlandırılabilecek deneysel bir Krautrock yapıyorlar. Enstrümanları da garip şekillerde kullanarak deney yapıyorlar gibi bir izlenim bırakıyorlar dinleyende. Özellikle Afrika ve Hint folkloruna dayanan etnik dozajı yüksek bir tarzları var. Dünyanın pek çok yerinden folklorik etkilerin var olduğu albümde öne çıkanlar Afrika ve Hint tarzları. Diğerlerini ayırt etmek zaman zaman güçleşiyor. Zira gerçekten hem enstrüman kullanımları hem de kafalarındaki fikirler tuhaf. Zaten sırf bu nedenle de çok beğenilen bir grup değiller.

Limbus 3'ün beğenilmeme sebebinin anlaşılamamadan kaynaklı olduğunu ileri sürsek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Yoğun ve karmaşık bir müzikal anlayışları var. Progressive etkileri çok fazla. Bazı bölümlerde can sıkıcı gibi gelse de aslında bütünün oluşmasını sağlayan bölümler de bunlar. Melodik ya da düzenli diye tabir edebileceğimiz yapılardan hoşlananlar için hiç de iç açıcı ve keyif verici değil. Ama tuhaflık içerisinde kendinden geçmek isteyenler için de biçilmiş kaftandır Cosmic Music Experience.

Dönemin pek çok Alman grubundaki komüne hitap etme durumu Limbus 3 için de geçerli bir durum. Heidelberg'de arkalarında ciddi bir kitle bulunuyormuş anlatılanlara göre. 60'ların sonunda Psychedelic Rock ve Hippie köklerinin birleşimini daha deneysel bir ortama taşıyan müziklerinde fena halde iyi Afrika ritimleri bulunuyor. Hint müziğinden ödünç aldıkları müzik aletleri ile de değişik bir etki yaratmayı başarıyorlar. Belirtmeden geçmeyelim, parçaların tamamı doğaçlama olarak kaydedilmiş. Aralarda yaşanan bir iki kopma hissiyatını saymazsak doğaçlamanın da hakkını vererek yapmışlar diyebiliriz.

Zorlayıcı, deneysel, farklı, tuhaf işleri sevenlerin bile sevip sevmeme konusunda arada kalacağı türde bir albüm olan Cosmic Music Experience hangi açıdan bakarsanız bakın, arşivde olmayı hak eden albümlerden biri.

LIMBUS 3

Odysseus Artnern / Piyano, Bass, Gitar, Çello, Keman, Flüt (Transverse, Blok, Plastik, Oryantal), Totalophon, Valiha, Faray, Tsikadraha, Tef, Tabla, Perküsyon
Bernd Henninger / Piyano, Bass, Gitar, Çello, Keman, Flüt (Transverse, Blok, Plastik, Oryantal), Totalophon, Valiha, Faray, Tsikadraha, Tef, Tabla, Perküsyon
Gerd Kraus / Piyano, Bass, Gitar, Çello, Keman, Flüt (Transverse, Blok, Plastik, Oryantal), Totalophon, Valiha, Faray, Tsikadraha, Tef, Tabla, Perküsyon

COSMIC MUSIC EXPERIENCE

01. Oneway Trip (12:13)
02. Valiha (2:53)
03. Breughel's Hochzeitstanz (2:11)
04. New Atlantis (Islands Near Utopia) (22:08)

20 Ekim 2023 Cuma

Yatha Sidhra / A Meditation Mass (1974)

Uzuun aranın ardından, 1970'lerin başlarında kaydedilen en uzuun Progressive, Krautrock parçalarının müsebbibi olarak görülen grubun tek albümü ile sizleri selamlamaktayım. Tek parça kaydedilen uzun parçalar, tekrarsız ama bitimsiz ama üretken ama şaheser sayılacak parçalar işte bu Fichter biraderlerin yaktığı meşaleden ateş almışlar. Yatha Sidhra'nın tek abidesi, Krautrock'un ikonik bir albümü olarak kabul edilen tek LP sürümü olan "A Meditation Mass" oluyor. Grubun kökleri 1960'ların Soul & Rock füzyonu bir ikiliden, brontozor (Brontosaurus) olan grup adından sonra Yatha Sidhra ortaya çıkıyor. Brontozor adına nasıl karar verildiği konusunda en ufak bir bilgim, fikrim yok. Ama oluyor böyle şeyler sonuçta. Cosmic Dreams At Play'de bile grubun bu isimli geçmişine dair bir cümle yok.

Yatha Sidhra'yı ikonikleştiren bir durum olarak görülen aslında yalnızca bir albüm sahibi olmaları değil bakınız, yalnızca bir parça sahibi olmaları. O parça da süre olarak 40 dakikayı aşmakta. Tek parçayla jübilelerini yapmak efsaneleşmekle eş değer görülüyorsa, evet, (Almanlara da jübile yaptırdık ya, neyse şimdi yeri değil) Efsane olarak nesilden nesile anlatabiliriz bu Fichter biraderleri. 

Grubun kurucusu olarak burada anmamız gereken isim Rolf Richter tüm bu 40 dakikalık şaheseri besteleyen söyleyen moog'unu, piyanosunu, gitarını çalan üstüne flütünü üfleyen kişi. Rolf Richter'le birlikte biraderi Klaus Richter de davul ve perküsyonda ona eşlik etmekte. Grubun diğer üyeleri, Maththias Nicolai 12 telli gitarda ve basta, Peter Elbracht ise flütte yer almaktadırlar. 

Grubun 1960'ların Krautrock'ına katkılarıyla anılan müzisyen ve müzik yapımcısı Achim Reichel ile olan arkadaşlıkları aracılığıyla albümleri, BRAIN etiketiyle kaydediliyor. Albüm gerek adıyla gerekse kapağıyla tam anlamıyla meditatif misyona hizmet etmekte. Albüm kapağındaki oryantal mantra resmi de oldukça dikkate değer. Bu tek parçanın kaydedilmesinde meditasyona ilgisi daha sonra yaptığı albümde görülecek olan Achim Reichel'in etkisi nasıl oldu, merak konusu olarak kalmakta. Reichel'in albüm kapağında birkaç satırı bulunmakta. Nasıl bir Krautrock eseriyle karşılaşacağımıza dair yazdığı satırlar şöyle: omm - gözlerinizi kapatın ve rahatlayın - hikâyeler anlatan renkli sesleri dinleyin ve bedeninizi müzikte çözün - meditasyonun kanatlari üzerinde yükselin - görünenin sınırlarını aşınn - hayal diyarına yükselin gelin - gözlerinizi kapatın - düşüncelerinizi serbest bırakın - müzik düşünce ve düşünce müziğine kadar - sizi sesler denizine - geniş, güzel bir yolculuk gibi - döndüğünüz yerden düşüren balıkçı ağları olun.[1]

Tam da anlattığı gibi bir müzik deneyimi yaşıyorsunuz bu parçada. Kaynak olarak belirttiğim sayfada şöyle bir tanımlama yapmışlar, ben bu deneyim içindeyken tanımlama gereği duymamıştım ama, tanımlama çok hoşuma gitti. Paylaşmakta fayda var. "Yukarıdaki satırlar ve bu plağın adı burada ne tür bir müziğin sunulduğunu gösteriyor: yüzen, meditasyon yapan, rahat, sarhoş Krautrock."

Dört parçadan oluşan tek parça olma özelliğine sahip A Meditation Mass'in her parçasında farklı enstrümanların farklı cümbüşüne ortak olduğum için kendimi şanslı sayıyorum. (Meditation Mass Part 1, Part 2, Part 3, Part 4 üzerinde ayrı ayrı dikkat kesilmeye değer. parçalar arası asla sıkılmaya mahal verilmiyor, durağan değil ve akışına hayranlık duyulası) Son olarak, Yatha Sidhra'nın kurucuları olan Rolf ve Klaus Richter biraderlerin 1980'de Dreamworld olarak yeniden müzik yapmaya devam ettiklerini de belirteyim. 

Eee ne yapıyoruz şimdi? Dinleyelim o zaman. Dinleyelim derken, bence asla birileriyle birlikte dinlenmemesi gereken bir albüm, basbayağı yalnız dinlenmeli. Bilemiyorum yine de.

YATHA SIDHRA

Rolf Fichter / Moog Synthesizer, Indian Flüt, Vibes, Elektrikli Piyano, Elektrikli Gitar, Vokal
Matthias Nicolai / Bass, Elektrikli 12 Telli Gitar
Klaus Fichter / Davul, Vurmalılar

Konuk Müzisyen:
Peter Elbracht / Flüt

A MEDITATION MASS

01. A Meditation Mass Part 1 (17:45)
02. A Meditation Mass Part 2 (3:13)
03. A Meditation Mass Part 3 (12:00)
04. A Meditation Mass Part 4 (7:16)






19 Ekim 2023 Perşembe

Missus Beastly / Missus Beastly (1970)

Almanya'nın ilk Jazz Rock ve Progressive Rock gruplarından biri, belki de ilki sayılabilecek olan Missus Beastly 1968 yılında kurulmuş. İlk ismini tuhaf bir şekilde Pscyhedelic bir durum olan Psychotic Reaction'dan alan grup kısa süre sonra Reaction, ardından da bir Amerikan TV şovunda boy gösteren siyahi oyuncak bebek Mistress Beastly'den alan grubun 2 farklı evrim geçirme dönemi var. 1968 - 1970 yılları arasındaki ilk dönemde kendi hallerinde ama etkili bir grup olarak sahneye çıkan Missus beastly, ikinci dönemde Roman Bunka, Christian Burchard gibi isimlerle daha büyük ve değişik bir hal alıyor.

İlk dönemin hemen ardından başlarına bir dolu sorun da açılıyor. Farklı ve gaspçı diye nitelendirilebilecek bir grup başka müzisyen Missus Beastly adını çalarak müzik yapmaya başlıyor. Bu büyük sorunlar yaratırken grup elemanları bir şekilde isimlerini kurtarmayı başarıyorlar. Zaman içerisinde gelişerek quartetten altılı, yedili grup formasyonuna dönüyorlar. Bu arada da ticari açıdan oldukça başarı elde ettikleri için herhangi bir finansal sorunları yok. Hatta April isimli bağımsız plak şirketinin kurucu ortaklarından biri olarak daha da fazla para kazanıyorlar.

Bu durum pek çok grubun eline geçmeyen bir fırsat. Missus Beastly ise önüne gelen fırsatı iyi kullanan, kaliteli albümleri ve ticari başarıyı bir arada tutma yeteneğine sahip ender gruplardan biri olarak müzik tarihine geçiyor. 

Jazz Rock'ın temel alındığı bir albüm olan grubun bu ilk albümü oldukça başarılı bir albüm. Gerçi daha sonraki formasyonların ürettikleri kadar iyi sayılamayabilir. Zaten o kadar değil de itiraf etmek gerekirse. Ama Progressive Rock ve Jazz Rock'ın gelişme aşamasında olduğu dönemlerde Almanya'nın bu alandaki ilk gruplarından biri olmaları albümün önemini daha da arttırıyor.

Albümde temelde sadece bir Jazz Rock albümü değil. Pek çok farklı tarz ve türden etkiler içeriyor. En öne çıkanlardan biri Blues. Ama onu da belirli bir düzeyde ve belirsiz bir şekilde kullandıkları için nefes kesici bir hal alıyor diyebiliriz. Blues var evet ama nerede gibi bir düşünceye kapılıyorsunuz dinlediğinizde. Bunun yanında fazlasıyla coşkulu ve heyecan içeren de bir albüm. Nerede ne olacağını bilemediğiniz o tuhaf, kafa karıştırıcı ve dinleyiciyi alıp götüren albümlerden biri. Krautrock janrı içerisine de dahil edilen nadide bir parça.

MISSUS BEASTLY

Lutz Oldemeier / Davul
Atzen Wehmeyer / Gitar, Vokal
Petja Hofman / Bass, Vokal
Wolfgang Nickel / Klavyeler

Konuk Müzisyenler:
Hansi Fischer / Flüt
Chris Karrer / Gitar
John Weinzierl / Gitar
Dieter Serfas / Davul

MISSUS BEASTLY

01. XOX (1:26)
02. Uncle Sam (5:39)
03. Shame On You (8:57)
04. Decision (2:55)
05. Chinese love Song (1:01)
06. Mean Woman (Woody Mouse) (7:57)
07. Aphrodisiakum (8:56)

18 Ekim 2023 Çarşamba

Tea / Tea (1974)

Tea
, 1974 yılında İsviçre'de kurulmuş bir Heavy Progressive Rock grubu. Adını bildiğimiz çay'dan almıyor yalnız. Grubun kurucu elemanları Turo Pashayan ve Armand Volker'in isimlerinin Roli Eggli'nin de soy isminin baş harflerinden alıyor. Daha sonraları gruba yeni gelenler, eklenenler, çıkanlar olsa da grubun adı Tea olarak kalmış.

Kuruldukları yıl hemen çalışmalara başlayan grup bu konuda oldukça fazla mesai harcamış. 1972 yılında gruba vokalist Marc Storace'in katılmasıyla birlikte yerelde yaptıkları işi biraz daha genişletip İsviçre ve Fransa konserlerine çeviriyorlar. Pek çok yerde verdikleri konserler ile birlikte kendilerine ciddi bir kitle edinmeyi başarıyorlar. O kadar ki, bir sonraki yıl TV programlarında kendilerine yer bulmaya bile başlıyorlar. Bu, dönemin pek çok grubu için elde edilememiş bir başarı. Tea ise neredeyse her hafta TV'de boy gösterir duruma gelmiş.

İlginç olanı TV'ye dahi çıkmış olmalarına rağmen yayınlanmış bir parçaya dahi sahip olmamaları. TV'nin verdiği daha geniş kitle tarafından tanınma avantajını da iyi kullanarak 1974 yılı başlarında ilk albümlerinde yer alacak parçaları kaydetmeye ve 45'lik olarak yayınlamaya başlıyorlar. Albüm de bu single'lardan hemen sonra yayınlanıyor. Bu noktada yine büyük bir fırsatı iyi değerlendiriyorlar ve Queen ile birlikte turneye çıkıyorlar.

Peşi sıra ikinci albümleri The Ship 1975 yılında piyasaya sürülüyor. İlki kadar iyi olmayan bu albümün ardından da Uriah Heep ile bir turne geliyor. 1976 yılındaki 3. albümden sonra bir süre daha konserlere devam ediyorlar ama 1977 yılında da dağılıyorlar.

Kendi dönemlerinde özellikler İsviçre ve Fransa'da bir hayli etkin olan Tea, Heavy Prog'un iyi örneklerinden biri olarak karşımızda. Bazı kesimlerce Progressive etkiler taşıyan bir Hard Rock grubu olarak tanımlansa da temelde yerleşecekleri kategori Heavy Prog gibi duruyor. Gittikçe sertleşen ama melodileri dağıtmayan gitarlar, sağlam klavyeler ve bir dolu geçişli iş ile ilk albümün heyecanını taşıyan bir gruptan ortalamanın çok üstünde bir albüm. Zamanla unutulup gidenler kervanına katılsalar da yaptıkları müzik ile birkaç kişinin de olsa aklına kazınmış bir şekilde var oldukları ortada.

TEA

Rolli Eggli / Davul
Armand Volker / Gitar
Turo Pashayan / Bass, Vokal
Marc Storace / Lead Vokal
Philippe Kienholz / Klavye

TEA

01. Cool In The Morning (5:40)
02. Glorimont (8:09)
03. Hatred Or Love (3:35)
04. Surfer (5:57)
05. Hazy Colours (6:30)
06. Lady (7:00)

17 Ekim 2023 Salı

Pumpkin / Pumpkin (1975)

Kısa bir süre önce blogdaki yerini alan Crypto'nun ardından, grubun devamı niteliğindeki Pumpkin'i de ekleyelim dedik. 1973 yılında kurulup 1975'te en azından adından vaz geçen Crypto grubu elemanları, hemen ardından grubun adını Pumpkin yaparak yeni bir sayfa açıyorlar. Gerçi yaptıkları müzik ve bakış açıları hemen hemen aynı olduğu için farklı bir gruptan söz ediyoruz diyemeyiz. İsim değişikliğine gitmişler gibi görünüyor sadece. 

Kaliteli bir albüm kaydı yapsa da ticari başarıyı çok fazla yakalayamayan Crypto'nun ardından grup elemanları hızlı bir şekilde isim değiştirip albüm kaydına giriyorlar. Albüm de aynı şekilde hızlı bir çabayla kaydediliyor. Sonuç yine değişmiyor ve kaliteli bir albüm olmasına rağmen ticari açıdan başarıyı yakalayamıyor 1975 tarihli Pumpkin albümü.

Jazz Rock ve Fusion türlerine dahil ettiğimiz Pumpkin, Crypto'dan farklı olarak biraz daha canlı ve daha eğlenceli denilebilir. Ama karşılaştırma yapıldığında yine Placebo'nun adı rahatlıkla verilebilir. Tarz ve yaklaşım olarak fazlaca benzerlikler var Placebo ile aralarında. Doğal olarak Crypto'nun yolunda ilerleyen ve sadece isim değişikliği yaşamış bir grup olarak da görebiliyoruz Pumpkin'i. Diğer yandan aralarında bazı farklılıklar da yok değil.

Crypto'ya oranla Pumpkin'deki enstrümantasyon daha iyi denilebilir. Grubun zaten bir süredir birlikte çalıyor olmasından kaynaklı, birbirleri ile olan uyumları çok iyi. Crypto'da öğrendiklerini Pumpkin'de zirveye taşımışlar. 

Ayrıca Pumpkin albümünde daha fazla elektrikli piyano ve saksafon soloları bulunuyor. Hafif Funk etkilerinin olduğu bir albüm için kaçınılmaz olan bu durumu bir hayli iyi şekilde becerdiklerini, Crypto'daki bazı ufak tefek hataların burada yapılmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu farklılıkları saymazsak çok ayırt edici farkların olmadığı grubun elemanlarının çaldıkları müzik aletleri konusundaki yetkinliklerini ve yaratıcılıklarını bir kez daha öne sürelim. Müzikal arenası hem canlı hem de zorlu olan Hollanda'dan bu tarz iyi bir grubun çıkması hiç şaşırtıcı değil elbette. Keşke aynı başarıyı ticari olarak da gösterebilselermiş de kendilerinden daha fazla albüm ya da parça dinleme fırsatımız olabilseymiş.

Dönemin pek çok grubunun yaşadığı en büyük problemle karşı karşıya gelip altında kalmalarına rağmen 1975 tarihli Pumpkin albümü arşivlerde yerini alması gereken çalışmalardan biri.

PUMPKIN

Frank Noya / Bass, Synthesizers
Fred Leeflang / Saksafon, Flüt, Klarnet
Nanning Van Der Hoop / Davul, Vurmalılar
Peter Schon / Piyano, Klavinet, Synthesizers, Yaylılar

PUMPKIN

01. Fretless Fret (4:48)
02. Tiro Tiro (4:50)
03. For You Too (2:43)
04. Matthew Welname (5:25)
05. Dune Tune (3:35)
06. Depression (7:05)
07. Go On (4:54)
08. Free At Last (4:44)

16 Ekim 2023 Pazartesi

Trikolon / Cluster (1969)

Dünkü Tetragon girişinden hemen sonra Trikolon'u da araya alalım istedik. Gerçi tam tersini yaparak önce Trikolon'u anlatmak daha mantıklı olabilirdi belki ama hiç yoktan iyidir diyerek kendimizi kandıralım. Dün de bahsettiğimiz gibi Trikolon ve Tetragon ardıl gruplar. Trikolon 1967 yılında Osnabrück, Almanya'da kuruluyor. 60'ların sonunda müzikte başlayan deneysel dönemin tam ortasındalar. Blues temeline dayanan Rock'n Roll'un eksik ya da yetersiz kaldığı, değişimlerin başladığı, Progressive Rock janrının ilk adımlarını attığı bu dönemde Trikolon da, farkına varmadan elbette, Krautrock'ın temellerini atan gruplardan biri olarak ortaya çıktı.

Aslında yerel bir gruptular ve çok fazla ileriye gidemediler. Bırakın dünya sahnesinde yer almayı, Almanya geneline bile yayılamamışlardı tam anlamıyla. Yine de yerelde yaptıkları iş bile oldukça kaliteli ve uzun yıllar hatırda kalacak cinstendi. Stüdyoya girip albüm kaydetme şansları olmadı. Verdikleri bir konserde alınan kayıt Trikolon'un tek albümü olarak piyasaya sürüldü. Hem konser ortamının coşkusu hem de grup elemanlarının müzikal yetkinliklerinden kaynaklı olarak albüm oldukça iyidir.

Cluster albümü genel müzik anlayışı içerisindeki geçiş dönemi ve grubun kendisinin başlangıç döneminde yapılmış bir kayıt olduğu için pek çok tür ve tarzdan etkiler içeriyor. Psychedelic Rock temelinin belirgin şekilde hissedildiği albümde, Klasik Müzik atıfları, Jazz Rock bölümleri, folklorik etkileşimler, Heavy Psych ya da Space Rock'a varan parçalar bulunuyor. Tam da bu nedenle aslında, grubun yerini saptamak biraz zor olabiliyor. Krautrock genel bir tanım olduğu için onu tercih ederek bu zorluktan sıyrılıyoruz ama albüm Space Rock içerisine de konumlandırılabilir, Psychedelic soslu Fusion ya da Heavy Psychedelic Rock içerisinde de kendine yer bulabilir.

Albümün çeşitliliğine diyecek bir sözümüz olmadığı gibi ilkel diyebileceğimiz koşullarda kaydedilmiş olmasına rağmen fena halde ilgi çekici olduğunu da söylemek gerekiyor. Amon Düül ve Can ile aynı yıl çıkardıkları albüm, bahsi geçen iki grubun albümleri kadar ilgi görmemiş olabilir ama bu sadece ticari bir durum. Grup da albüm de en az onlar kadar iyiler. Krautrock'ın ilk dönemine tarihlenen nefis bir albüm desek, yanlış olmaz.

TRIKOLON

Hendrik Schaper / Klavye, Trompet, Vokal
Rolf Rettberg / Bass
Ralf Schmieding / Davul

CLUSTER

01. In Search for the Sun (14:31)
02. Trumpet for Example (7:22)
03. Hendrik's Easy Groove (11:05)
04. Blue Rondo (10:30)

15 Ekim 2023 Pazar

Tetragon / Nature (1971)

Tetragon
, 1967 yılında kurulan Trikolon'un devamı sayılabilecek bir grup. Müzikal anlamda değil elbette. Her iki grubun elemanları da ortak diyebiliriz. Trikolon daha Psychedelic odaklı bir grupken Tetragon ise Jazz Rock ve Fusion semalarında geziniyor. İki grubun da kendi alanlarında oldukça iyi olduklarını ve Trikolon'a daha sonra mutlaka yer vereceğimizi belirtelim.

Trikolon macerasının ardından grup elemanlarının bazıları gruptan ayrılırken diğerleri yeni grupla devam etmek istiyor. Osnabrück'de kurulan Tetragon kendine ait müzikal anlayışı olan bir yapı geliştirmek amacıyla hayata geçiriliyor. Bunun için de ilk yaptıkları şey, eski bir çiftlik evinde kendi stüdyolarını kurmak oluyor. Tabi hem maddi sorunlar hem de geleceğinin kendilerine ne getireceğini bilmemelerinden dolayı da kurdukları bu kayıt tesisi çok büyük bir kalite standardına sahip değil. Buna rağmen kaydettikleri parçalarla gerçekten de iyi bir iş çıkarıyorlar. Albümün plak olarak yayınlandığı sıralarda kayıt kalitesi çok iyi olmamakla birlikte daha sonraları defalarca elden geçirilerek ortaya çıkartılan CD formatındaki kayıtlar gerçekten de çok iyi durumda.

Başladıkları ilk dönemde sadece konser ve dinletilerde boy gösteriyorlardı. Ama bu konuda da fazlasıyla yetenekliydiler ve dinleyicileri kendilerine bağlıyorlardı. Yapılan amatörce bir konser kaydı 150 kopya satınca grubun gelecek vaat ettiği sonucu ortaya çıkmıştı. Bu dönemdeki dinletilerde sıklıkla The Nice coverları, Ekseption tarzına yakın klasik müzik bölümleri ve uzatılmış enstrümantal Jazz varyasyonları çalıyorlardı. Arada Jazz ve Blues klasiklerinden de örnekler sergiliyorlardı ama asıl amaçları kendilerine ait bir anlayış oluşturmaktı.

Konser döneminin ardından grupta bazı eleman değişiklikleri oldu ve son kadro albüm kaydına girdi. Dediğimiz gibi kayıtları yaptıkları ortam çok doğru ve stabil bir ortam değildi. Yeniden kayıtlar yapıp, kayıtları birleştirme şansları yoktu ve bu mecburiyetlerden kaynaklı olarak albümde yer alan parçaları canlı olarak kaydetmek zorunda kaldılar. Yani dinleyeceğiniz ya da zaten dinlemiş olduğunuz Tetragon'un Nature albümü tam anlamıyla tek seferde canlı olarak kaydedilmiş parçalardan oluşuyor.

Krautrock janri içerisinde kendilerine yer bulsalar da daha ayrıntılı bir açıklama yapılmak istendiğinde Jazz Rock ve Fusion, Tetragon için de Nature albümü için de daha uygun kaçıyor.

TETRAGON

Hendrik Schaper / Org, Klavinet, Piyano, Cembalet, Elektrikli Piyano, Vokal
Jürgen Jaehner / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar
Rolf Rettberg / Bass
Joachim Luhrmann / Davul

NATURE

01. Fugue (15:59)
02. Jokus (0:21)
03. Irgendwas (6:01)
04. A Short Story (13:41)
05. Nature (7:44)