1969 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1969 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ekim 2023 Pazartesi

Merryweather / Merryweather (1969)

1960'ların sonunda kurulan Kanadalı Blues Rock ve biraz da Psychedelic Rock grubu Merryweather, önceleri New King Boiler adıyla biliniyor. Neil Lillie öncülüğünde kurulan grup daha sonra kaydettikleri ama hiç yayınlanmayan Heather Merryweather parçasını isim olarak benimsiyorlar. 1968 yılında bir şeyler yapabilecekleri ortaya çıkınca Kanada'dan kalkıp Los Angeles'a yerleşiyorlar ve grubun adını da Merryweather olarak kısaltıyorlar. Neil Lillie de anlaşılan o ki fazlasıyla gaza geliyor ve o da soyadını Merryweather olarak değiştiriyor.

Albüm genel olarak Psychedelic Rock unsurları içeren bir Blues Rock albümü olarak tanımlanabilir. Herhangi bir yenilik kattıkları ya da mükemmel bir albüm olduğu da söylenemez. Ama kötü olduğunu söylemek için de hiç bir bahane yok. Popülerlik kaygısı güttükleri bazı parçalar üzerinden birkaç laf edilebilir belki ama o kadarına da gerek yok diye düşünüyorum.

İlk albümleri Los Angeles çıkışlı olması vesilesi ile West Coast grubu olarak düşünülebilir başlangıçta ama değiller. Az önce de bahsettiğimiz gibi bazı Psychedelic unsurlar içeriyor albüm elbette ama Psychedelic Rock janrına dahil edilebilecek kadar da çok değil. Ara ara sound sertleşip Hard Rock'a doğru evrilse de tam anlamıyla bir Hard Rock albümü olduğunu da söyleyemeyiz.

Kategorilendirildikleri türe çok büyük katkıları olmasa da Blues Rock'ın öne çıkan yönlerini iyi kullanarak daha bir popüler havada ama çok fazla da aşağı düşmeden kaydetmişler albümü. Herkesin yenilik katmasını da bekleyemeyiz tabi. En azından kötü bir albüm değil. Aksine bazı noktalarda fena halde çekici ve fena halde coşkulu hale de geliyor.

Kapsamı geniş olan arşivciler için mutlaka olması gereken albümlerden biri. Ama sadece Blues Rock dinleyicisi olanlar için sıradan olarak bile adlandırabiliriz albümü. Bu da elimizdeki kaynakların ya da sonuçların çok iyi örneklerinin olmasından ileri geliyor.

Keyif almak için dinlenebilecek, daha sonraları da kafa dağıtma, coşkuya kapılma gibi durumlarda tekrar tekrar dinlenebilecek albümlerden biri.

MERRYWEATHER

Neil Merryweather / Bass, Vokal
Coffi Hall / Davul
David Burt / Gitar, Çello, Vokal
Ed Roth / Piyano, Org, Klavsen, Flüt, Vokal

MERRYWEATHER

01 - Mr. Rich Man (3:37)
02 - Feeling of Freedom (3:19)
03 - Little Man (Nobody's Home) (4:49)
04 - Anny Don't Let Me Down (2:25)
05 - We Try Softer (4:30)
06 - Curiosity (3:24)
07 - Something (3:27)
08 - Listen to Me (4:54)
09 - What It's All About (2:42)
10 - No Passenger Allowed (4:35)

25 Ekim 2023 Çarşamba

Organisation / Tone Float (1969)

Organisation
, uzun süreli birlikte çalışan ikili Ralf ve Florian'ın ilk projesi. Bu ikiliyi daha sonraları Kraftwerk'te yaptığı işlerden biliyor olmanız daha olası tabi. 1968 yılında Remscheid Sanat Okulu'nda tanışan Ralf Hütter ve Florian Schneider, ortak zevklerinin doğaçlama avangard müzik olduğunu fark ettiklerinde birlikte çalışmaya başlıyorlar. Önceleri okulda ve çevresindeki yerlerde deneysel sesler ve vurmalı çalgılar kullanarak ürettikleri doğaçlamalarla isim yapıp tanınır hale geliyorlar. Sonraki aşama da albüm kaydı.

Tone Float albümünün ayrıca çok özel ve önemli bir yanı bulunuyor. Albüm Can, Amon Düül ve Tangerine Dream'in albümleri ile birlikte Krautrock'ı tanımlayan albümlerden. Uzun doğaçlamalar, klavye miksleri ve akustik vurmalıların birleştirildiği deneysel bir elektronik çalışma. İkilinin ileride yapacaklarının da önemli bir referansı sayılabilir. Türü tanımlayan örneklerden biri olmasının verdiği avantaj ile tekrar tekrar dinlenilesi bir başyapıt niteliğinde.

Elektronik etkileşimlerden hoşlanmayanlar albüme genelde pek sıcak bakmazlar. Ama dinlediklerinde albümde bundan çok daha fazlası olduğunu anlarlar diye düşünüyorum. Ralf ve Florian'ın avangard konusundaki etkin ve yetkin tavırları albümü çok farklı bir yere taşıyor. Hemen ardından da gruba eklenen yeni elemanlarla ortaya çıkartılan Kraftwerk projesi de ne düzeyde deneysel olduklarını referans vererek kanıtlıyor diyebiliriz.

Tone Float genel olarak Krautrock olarak etiketlenir. Tamamen doğrudur, az önce de söylediğimiz gibi zaten türü tanımlayan albümlerden biridir. Fakat albümde daha fazlası da bulunuyor. Psychedelic Rock etkileşimleri, klasik müzik çağrışımları, avangard karmaşa gibi pek çok yaklaşım albümdeki yerini alıyor. Daha sonraları hipnotik elektronik pop diye tanımlayabileceğimiz tarza kaymadan önce Kraftwerk'in ilk dönemlerinin öncülü olan albüm kendi kendini defalarca aşan bir yapıya sahip.

Pek çok albüm için kendine has yapısının olduğunu söyleyebiliyoruz. Bu durum Organisation ve Tone Float için de geçerli. Ama daha başka ve daha ileri bir durum da var. Zamanının çok ötesinde bir yaratıcılıkla üretilmiş, pek çok kökenden beslenen kaotik bir albüm. Benzersiz olarak bile nitelemekte sakınca yok! Değişik ve farklı bir dünya keşfetmek, yaratılan atmosfer içerisinde kaybolmak için en iyi tercih.

ORGANISATION

Florian Schneider / Alto ve Elektrikli Flüt, Elektrikli Keman, Tef, Üçgen Zil, Çan
Ralf Hütter / Hammond Org
Butch Hauf / Bass, Vurmalılar
Basil Hammoudi / Glockenspiel, Bongo, Konga, Gong, Müzik Kutusu, Vokal
Fred Monicks / Davul , Bongo, Maracas, Çıngıraklar, Tef

TONE FLOAT

01. Tone Float (20:46)
02. Milk Rock (5:24)
03. Silver Forest (3:19)
04. Ritim Salatası (4:04)
05. Noitasinagro (7:46)

21 Ekim 2023 Cumartesi

Limbus 3 / Cosmic Music Experience (1969)

Heidelberg, Almanya çıkışlı Limbus 3, tuhaf ve anlaşılması zor gruplardan biri. O kadar tuhaflar ki ikinci albümde evrimin üst aşaması olarak grubun adını Limbus 4 olarak değiştiriyorlar filan. Grubun kuruluş dönemi ile ilgili çok fazla bilgiye sahip değiliz. Kısa süreli var oluşlarına 2 albüm sığdırıp dağıldıkları dışında bildiklerimiz kısıtlı.

Garip olarak adlandırılabilecek deneysel bir Krautrock yapıyorlar. Enstrümanları da garip şekillerde kullanarak deney yapıyorlar gibi bir izlenim bırakıyorlar dinleyende. Özellikle Afrika ve Hint folkloruna dayanan etnik dozajı yüksek bir tarzları var. Dünyanın pek çok yerinden folklorik etkilerin var olduğu albümde öne çıkanlar Afrika ve Hint tarzları. Diğerlerini ayırt etmek zaman zaman güçleşiyor. Zira gerçekten hem enstrüman kullanımları hem de kafalarındaki fikirler tuhaf. Zaten sırf bu nedenle de çok beğenilen bir grup değiller.

Limbus 3'ün beğenilmeme sebebinin anlaşılamamadan kaynaklı olduğunu ileri sürsek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Yoğun ve karmaşık bir müzikal anlayışları var. Progressive etkileri çok fazla. Bazı bölümlerde can sıkıcı gibi gelse de aslında bütünün oluşmasını sağlayan bölümler de bunlar. Melodik ya da düzenli diye tabir edebileceğimiz yapılardan hoşlananlar için hiç de iç açıcı ve keyif verici değil. Ama tuhaflık içerisinde kendinden geçmek isteyenler için de biçilmiş kaftandır Cosmic Music Experience.

Dönemin pek çok Alman grubundaki komüne hitap etme durumu Limbus 3 için de geçerli bir durum. Heidelberg'de arkalarında ciddi bir kitle bulunuyormuş anlatılanlara göre. 60'ların sonunda Psychedelic Rock ve Hippie köklerinin birleşimini daha deneysel bir ortama taşıyan müziklerinde fena halde iyi Afrika ritimleri bulunuyor. Hint müziğinden ödünç aldıkları müzik aletleri ile de değişik bir etki yaratmayı başarıyorlar. Belirtmeden geçmeyelim, parçaların tamamı doğaçlama olarak kaydedilmiş. Aralarda yaşanan bir iki kopma hissiyatını saymazsak doğaçlamanın da hakkını vererek yapmışlar diyebiliriz.

Zorlayıcı, deneysel, farklı, tuhaf işleri sevenlerin bile sevip sevmeme konusunda arada kalacağı türde bir albüm olan Cosmic Music Experience hangi açıdan bakarsanız bakın, arşivde olmayı hak eden albümlerden biri.

LIMBUS 3

Odysseus Artnern / Piyano, Bass, Gitar, Çello, Keman, Flüt (Transverse, Blok, Plastik, Oryantal), Totalophon, Valiha, Faray, Tsikadraha, Tef, Tabla, Perküsyon
Bernd Henninger / Piyano, Bass, Gitar, Çello, Keman, Flüt (Transverse, Blok, Plastik, Oryantal), Totalophon, Valiha, Faray, Tsikadraha, Tef, Tabla, Perküsyon
Gerd Kraus / Piyano, Bass, Gitar, Çello, Keman, Flüt (Transverse, Blok, Plastik, Oryantal), Totalophon, Valiha, Faray, Tsikadraha, Tef, Tabla, Perküsyon

COSMIC MUSIC EXPERIENCE

01. Oneway Trip (12:13)
02. Valiha (2:53)
03. Breughel's Hochzeitstanz (2:11)
04. New Atlantis (Islands Near Utopia) (22:08)

16 Ekim 2023 Pazartesi

Trikolon / Cluster (1969)

Dünkü Tetragon girişinden hemen sonra Trikolon'u da araya alalım istedik. Gerçi tam tersini yaparak önce Trikolon'u anlatmak daha mantıklı olabilirdi belki ama hiç yoktan iyidir diyerek kendimizi kandıralım. Dün de bahsettiğimiz gibi Trikolon ve Tetragon ardıl gruplar. Trikolon 1967 yılında Osnabrück, Almanya'da kuruluyor. 60'ların sonunda müzikte başlayan deneysel dönemin tam ortasındalar. Blues temeline dayanan Rock'n Roll'un eksik ya da yetersiz kaldığı, değişimlerin başladığı, Progressive Rock janrının ilk adımlarını attığı bu dönemde Trikolon da, farkına varmadan elbette, Krautrock'ın temellerini atan gruplardan biri olarak ortaya çıktı.

Aslında yerel bir gruptular ve çok fazla ileriye gidemediler. Bırakın dünya sahnesinde yer almayı, Almanya geneline bile yayılamamışlardı tam anlamıyla. Yine de yerelde yaptıkları iş bile oldukça kaliteli ve uzun yıllar hatırda kalacak cinstendi. Stüdyoya girip albüm kaydetme şansları olmadı. Verdikleri bir konserde alınan kayıt Trikolon'un tek albümü olarak piyasaya sürüldü. Hem konser ortamının coşkusu hem de grup elemanlarının müzikal yetkinliklerinden kaynaklı olarak albüm oldukça iyidir.

Cluster albümü genel müzik anlayışı içerisindeki geçiş dönemi ve grubun kendisinin başlangıç döneminde yapılmış bir kayıt olduğu için pek çok tür ve tarzdan etkiler içeriyor. Psychedelic Rock temelinin belirgin şekilde hissedildiği albümde, Klasik Müzik atıfları, Jazz Rock bölümleri, folklorik etkileşimler, Heavy Psych ya da Space Rock'a varan parçalar bulunuyor. Tam da bu nedenle aslında, grubun yerini saptamak biraz zor olabiliyor. Krautrock genel bir tanım olduğu için onu tercih ederek bu zorluktan sıyrılıyoruz ama albüm Space Rock içerisine de konumlandırılabilir, Psychedelic soslu Fusion ya da Heavy Psychedelic Rock içerisinde de kendine yer bulabilir.

Albümün çeşitliliğine diyecek bir sözümüz olmadığı gibi ilkel diyebileceğimiz koşullarda kaydedilmiş olmasına rağmen fena halde ilgi çekici olduğunu da söylemek gerekiyor. Amon Düül ve Can ile aynı yıl çıkardıkları albüm, bahsi geçen iki grubun albümleri kadar ilgi görmemiş olabilir ama bu sadece ticari bir durum. Grup da albüm de en az onlar kadar iyiler. Krautrock'ın ilk dönemine tarihlenen nefis bir albüm desek, yanlış olmaz.

TRIKOLON

Hendrik Schaper / Klavye, Trompet, Vokal
Rolf Rettberg / Bass
Ralf Schmieding / Davul

CLUSTER

01. In Search for the Sun (14:31)
02. Trumpet for Example (7:22)
03. Hendrik's Easy Groove (11:05)
04. Blue Rondo (10:30)

3 Ekim 2023 Salı

The Joint / Freak Street (1968 - 1969)

The Joint
, etkin olduğu yıllarda albüm yayınlama şansı yakalayamamış gruplardan biri. 60'ların ortalarında kurulan grubun 1968 ve 1969 yılları arasında yaptıkları kayıtlardan oluşan albüm ancak 2006 yılında archival niteliğinde toplanarak yayınlanabildi. Grubun etkinlik gösteremediği ve sadece bazı ufak tefek konserlere çıkması dışında pek bir bilgimiz yok. Lakin grubun has adamının daha sonraları Supertramp'de öne çıkacak olan Rick Davies olduğunu belirtelim.

Bir de grup ile ilgili bilinen hikayede, gruba kuruluşundan hemen sonra destek olmaya başlayan Hollandalı bir milyoner olan Stanley August Miesegaes'den bahsediliyor. Fakat bu milyoner abimiz de grubun gidişatından, yaptıklarından dolayı hayal kırıklığına uğradığı için The Joint'e mali destek sağlamayı bıraktığı anlatılıyor. Aynı milyonerin Davies ile frekansının tutmasından kaynaklı bir sonraki grubu için de destek olmaya devam ettiği ve Supertramp'in bu sayede ortaya çıktığı Supertramp'in tarihçesinde de yazıyor.

Freak Street toplama sayılabilecek bir albüm olduğu için belirgin bir bütünlüğe sahip değil. O dönem kaydettikleri parçalardan oluşuyor sadece. Parçaları uygun bir sıraya dizmişler aslında albümde. Hatta bazı albümlerden çok daha iyi bir tracklist'e sahip olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Lakin dediğimiz gibi bütünlük olmadan bazı yerlerde kopukluklar var gibi de geliyor.

Önemli başka bir nokta da Supertramp'in adını vermemizden dolayı o tarz bir müzikal anlayış ile karşılaşma beklentisi. Bu beklentiyi silin kafanızdan. Tamamen alakasızlar. Supertramp'in kendine has tarzı ve yaklaşımı The Joint'te yok! The Joint, aslında adından da rahatlıkla anlaşılabileceği üzere Psychedelic Rock ve fena halde Acid Rock yapıyor. Bazı bölümlerde inanılmaz derecede iyiler. Fazlasıyla kendini kaptırmış bir şekilde ve yoğun olarak ilerliyor müzikleri. Bazı bölümlerde ise her anlamda aşağıda kalıyorlar. 

Albümde Rick Davies'in katkısı bazen hissedilir derecede öne çıkarken, gitarların albüme katkısı kusursuz denilebilir. Neredeyse Heavy Psych'e doğru evrilen bir şekilde ilerlerken ne yazık ki vokalin geri planda kalmasına da katkı sağlıyor gitarlar. Belirgin şekilde nadiren ön plana çıktığına şahit olduğumuz vokalin potansiyeli de yetenekleri de kendini gösteriyor. Sadece gitarların azizliğine ve ses kayıt kalitesinin düşüklüğüne kurban gitmiş.

THE JOINT

John "Andy" Andrews / Lead Vokal
Trevor Williams / Gitar, Vokal
Rick Davies / Klavye, Vokal
Keith Bailey / Davul
Martin Vinson / Bass
Steve Brass / Bass
Tony Catchpole / Gitar

FREAK STREET

01 - Freak St (5:09)
02 - Dinosaur (2:58)
03 - Runman Gunman (3:56)
04 - Laura's (3:27)
05 - On The Other Side (4:27)
06 - Chariot Of Mercury (4:01)
07 - No Sweat (2:58)
08 - Cheap Freedom Joy (2:31)
09 - Turnstile (8:10)
10 - Joint Melody (1:54)

29 Eylül 2023 Cuma

The John Dummer Blues Band / Cabal (1969)

The John Dummer Blues Band
'in kökleri 1963 yılında kurulan Lester Square and the G.T's grubuna dayanıyor. John Dummer tarafından kurulan grup Chris Trengove (alto saksofon ve vokal) ve Elton Dean (tenor saksafon) ile tamamlanıyor. Bu formasyonla 2 yıl kadar İngiltere ve Almanya'da konserler veriyorlar. Ardından Dummer grubu genişletmek istiyor ve 1965 yılında John Dummer Blues Band'i kuruyor. Başlangıçta vokal ve mızıkayı ele almış olan Dummer, grubun değişimi ile davula geçiyor.

Ellerine geçen en büyük fırsat da Londra'da Studio 51 Club'da çalmak oluyor. Pazar günü öğleden sonraları her hafta düzenli olarak konser vermeye başlıyorlar. Bu konserlere konuk sanatçı olarak John Mayall , Keef Hartley , Champion Jack Dupree , Long John Baldry , Duster Bennett ve Alexis Korner gibi isimler katılınca John Dummer Blues Band'in dinleyici kitlesi büyümeye başlıyor. 

Durumu fark eden Mercury Records, grupla albüm anlaşması imzalıyor ve ilk albüm Cabal hazırlanmaya başlıyor. Albüm piyasaya çıktıktan sonra grup olarak daha çok bilinir hale gelmelerinin yanı sıra ticari başarıyı da elde ediyorlar. Sonraki albümler neredeyse birbiri ardına denilebilecek şekilde kaydediliyor. Ama hiç bir zaman bu albümdeki üst seviyeyi yakalayamıyorlar. Hatta 70'lerde biraz cıvıyıp kemanı öne çıkararak yaptıkları müziği daha hafif hale getirecek kadar da aşağı doğru bir ivme yaratıyorlar. Diğer yandan ilk albümlerle (özellikle Cabal ile) yakaladıkları başarılı çıkış onları Howlin' Wolf ve John Lee Hooker gibi Amerikalı Bluescuların, İngiltere konserlerinde ön grubu olmalarını sağlıyor.

Albüm, geneli itibariyle Blues standartlarından oluşan bir albüm. Blues Rock olarak kategorilendirsek de itiraf etmek gerekir ki Blues'a daha yakınlar. Bu noktada gruptaki müzisyenlerin ne kadar iyi çaldıklarını anlamak için albümü defalarca dinlemek gerektiğini belirtelim. Zira Rock bir bakıma aslında işi kolaylaştırıyor Blues Rock'da. Temeli Blues'a yaslayıp üstünde oynuyorsunuz. Ama buradaki durum farklı. Burada saf Blues'a yakın çok fazla şey var ve bunu yapmak gerçekten de zor. Grupta şu iyi bu iyi diyemeyeceğimiz kadar iyi çalıyor tüm elemanlar. Ek olarak bazı parçalara eşlik eden, bazılarında öne çıkan Jo Anne Kelly'i de dikkate almak gerekiyor. Çok değişik ve özelliklere sahip bir sesi olmasa da bu albümde o kadar iyi kullanıyor ki insanın kafasında eskimiş ahşap bir tahtanın üzerinde yazan Woman of Blues cümlesi kazınıyor.

THE JOHN DUMMER BLUES BAND

Dave Kelly / Bottleneck Gitar, Gitar
Tony McPhee / Gitar, Vokal
John O'Leary / Armonika
Thumper Thompson / Bass
John Dummer / Davul
Jo Ann Kelly / Vokal

CABAL

01 - I Need Love (2:43)
02 - Just a Feeling (2:55)
03 - No Chance With You (3:15)
04 - Young Fashioned Ways (3:14)
05 - Sitting and Thinking (4:05)
06 - Low Down Santa Fe (5:43)
07 - When You Got a Good Friend (3:30)
08 - Welfare Blues (4:13)
09 - Hound Dog (3:05)
10 - Blue Guitar (5:50)
11 - After Hours (2:39)
12 - Daddy Please Don't Go (3:39)

21 Eylül 2023 Perşembe

Krokodil / Krokodil (1969)

Krautrock
'ın en iyi gruplarından birinin İsviçreli olması bana hep tuhaf gelmiştir. Krokodil, belki de bu konuda türünün tek örneği sayılabilir diye atacağım şimdi ama muhtemelen benzer örnekler birazdan aklıma da gelir. O topa girmeyip, bu nefis grup hakkında birkaç kelime edelim.

60'ların sonunda İsviçre'de kuruluyorlar. Aralarında Terry Stevens adında bir İngiliz olmakla birlikte İsviçreliler. Kökenleri Blues'a dayanıyor. Bu nedenle de konumuz olan ilk albüm daha fazla Blues öğeleri içeriyor. Tabi bunu tam olarak bu tarzı icra ediyorlar diye de düşünmemek lazım. Zira karmaşık bir yapıları var. Bir miktar Psychedelic Rock içermekle birlikte üzerine çok fazla düşmüyorlar bu albümde. Parçalarda folklorik etkiler bir hayli fazla. Oldukça sert bölgelerde gezinirken bir anda etnik bir yapıya bürünebiliyorlar. Sonra yine araya giren mızıka, flüt, sitar gibi aletlerle etnik anlayışa geri dönüp yapıyı modernleştirip yine Blues ile bağlıyorlar. 

Blues çıkışlı olmaları Krokodil'e albüm satışı, ticari başarı ve bilinirlik getirmesinin yanında devamlılıklarını da sağlamış. Bu nefis ilk albümün ardından daha da iyilerini yapabilmek için hem kaynak hem de fırsat yakalayabilmişler. Dönemin pek çok grubunun bu tarz fırsatları olamamış bile. Krokodil önlerine gelen bu fırsatı doğru kullanan gruplardan. Lakin, deneysel ve karmaşık yanları dolayısıyla Groundhogs ile aynı kefeye konmaları bir miktar canlarını sıkmış olacak ki ciddi şekilde risk alıp tarzlarını buradan çok öteye taşımak için uğraşmışlar.

Krokodil'in sonraki albümlerinde Blues daha gerilerde kalıyor. Hatta hemen hemen hiç yok demek de yanlış olmaz. Daha Psychedelic öğelerle bezenip Folk'tan bölümler alıp, Fusion'ın derinliklerine dalarak kendilerine has bir tarz yaratıyorlar sonraki albümlerde. Yani ilk albümdeki Blues ve Folk etkileri yerini Psychedelic Rock, Etnik / Folk ve Fusion'a bırakıyor. Ki bu noktada buna Krautrock diyoruz.

Amon Düül II, Third Ear Band ve Man bir arya gelip müzik yapmaya karar verselerdi yüksek ihtimalle ortaya Krokodil'e benzer bir müzikal anlayış çıkardı. Değişik ve farklı tarzların, türlerin keyif veren birlikteliği coşkulu, tempolu ve yaratıcı şekilde karşımıza çıkıyor.

KROKODIL

Walty Anselmo / Lead Gitar, Sitar, Vokal
Hardy Hepp / Keman, Piyano, Vokal
Mojo Weideli / Armonik, Flüt, Vurmalılar
Terry Stevens / Bass, Gitar, Vokal
Düde Dürst / Davul, Vurmalılar, Vokal

KROKODIL

01. Morning Dew (4:34)
02. You're Still a Part of Me (6:20)
03. All Alone (3:50)
04. Mis Blues (3:15)
05. Prayer (4:09)
06. Watchn' Chain (6:49)
07. Dabble in Om (9:24)

16 Eylül 2023 Cumartesi

Sweet Pain / Sweet Pain (1969)

Bir grup müzisyenin takılmasından ortaya çıkan sonuç Sweet Pain. Hepsi farklı gruplardan gelme, oldukça da tanıdık isimlerden oluşuyor grubun kadrosu. Gerçi albümde genel olarak kendi isimlerini kullanmamışlar ama isimlerinin hakkını vererek çalmışlar. Blues Rock'ın öne çıkmamış, unutulmuş, efsanevi kayıtlarından biri Sweet Pain. İngiliz kökenli müzisyenlerden oluşuyor.

The John Dummer Blues Band'den John O'Leary ve The Aynsley Dunbar Retalialiton ile John Mayall's Bluesbreakers'tan gelme Keith Tillman, bir session kaydetmek için bir araya geliyorlar. Araya başkalarını da alalım da biraz eğlenelim kafasıyla The Aynsley Dunbar Retalialiton'dan Aynsley Dunbar ve Victor BroxThe Warren Davis Monday Band'den Stuart Cowell, The Graham Bond Organization'dan Dick Heckstall-Smith ile birlikte stüdyoya giriyorlar. Bakıldığında ya da derinlemesine bir inceleme yapıldığında ismi geçen müzisyenlerin hepsi Alexis Korner's Blues Incorporated ve John Mayall's Bluesbreakers'da çalmışlar. Epeyce yetenekli ve bir o kadar da kaliteli olduklarını rahatlıkla söyleyebiliyoruz yani.

Albümün kaydedildiği dönemde Sweet Pain'in de bir geleceği olduğu dinleyiciler tarafından düşünülse de hiçbir zaman devam edememiş. Tek albümlü efsaneler listemize Blues Rock kontenjanından hızlı bir şekilde giren gruplardan Sweet Pain.

Albüm fena halde coşkulu, tempolu ve kontrolsüz. Sağlam bir şekilde ilerleyen Blues alt yapısı, Rock ile kesiştiği yerde acayip bir şeye dönüşüyor. Tam o dönüşümün başladığı yerde de Victor Brox'un karısı Annette Brox sahneye çıkıp, çok alakasız gelen bir ses tonuyla Blues'un içinden geçip gidiyor.

Diğer taraftan bakıldığında Dick Heckstall-Smith'in saksafonları ve Victor Brox'un trompet'ine rağmen çok genel bir Blues anlayışı hakim albümde. Ayrıntılara girip boğulma ihtimalini bir kenara atıp belki biraz da popülerleşebilecek rahat bir şeyler yapmak istemişler gibi duruyor. Fakat Annette Brox'un çoğunlukla uyumsuz gibi hissedilen vokali ile birleşince değişik bir havası oluyor albümün.

Blues Rock dinleyicileri için ortalama bir albüm olarak görülebilir. Genel olarak bakıldığında ise kendini öne çıkarmayı başarabilen, Blues'dan beslenen ama Rock ile daha farklı bir kulvara girme ihtiyacı hisseden bir albüm Sweet Pain. Kişisine göre değişmekle birlikte, oldukça da iyi bir albüm.

SWEET PAIN

John O’Leary / Armonika
Keith Tillman / Bass
Stuart Cowell / Gitar
Dick Heckstall-Smith Saksafon
Sam Crozier (Victor Brox) / Vokal, Klavye, Trompet
Annette Brox  / Vokal
Junior Dunn (Aynsley Dunbar) / Davul
Alan Greed / Vokal

SWEET PAIN

01 - The Steamer
02 - Changin' Your Mind
03 - Rubbin' and Scrapin'
04 - Sick and Tired
05 - The Rooster Crows at Midnight
06 - Troubles Trouble
07 - Don't Break Down
08 - It's a Woman
09 - General Smit
10 - Trouble in Mind
11 - Song of the Medusa

9 Eylül 2023 Cumartesi

John Kay And The Sparrow / John Kay And The Sparrow (1969)

John Kay And The Sparrow
, çok muhteşem özelliklere sahip bir grup değil. Ama dönemin Amerika'sında genel olarak Rock, daha dar bir alanda ise Blues Rock ve Psychedelic Rock'a bir şeyler katmayı başarabilmiş The Steppenwolf'un öncülü. Bu tanımlamanın üzerine önemsiz bir grup gibi de algılanmasın tabi. Kendi alanlarında ve o dönemin başka gruplarıyla karşılaştırıldıklarında da gayet iyiler.

Esasen hikayeleri biraz tuhaf. John Kay grubu daha sonradan ele geçirmiş, kurulu düzenin üstüne oturmuş gibi bir durum var. Grup, 1964 yılında bir İngiliz göçmen olan Dave Marden (bilinen adıyla Jack London) tarafından kuruluyor. Eklemelerle ilk halini alıyor ve Jack London & The Sparrows adıyla müzik yapmaya başlıyorlar. Bu ilk dönemde yaptıkları, tam da o dönemin etkilerini içeren Beat Music. Dave Marden'dan kaynaklı olarak fazlasıyla British Invasion tarzı müzik yapıyorlar. Hatta Marden işi biraz daha ileri götürmüş ve grubun elde ettiği gelirin de çoğunu kendine alıyordu. Bolca 45'lik ve 1965 yılında kaydedilen albümün ardından, müzikal çevredeki değişimler ile birlikte farklı bir yöne doğru gitme isteği baş gösterdiğinde Jack London'ın artık gruptan ayrılma zamanı gelmişti.

1965'in sonlarına doğru, grupta kalan elemanlar yeni birini buldular: John Kay. Adam hem söz yazıp besteliyor, hem de vokal yapıp gitar ve mızıka çalıyordu. Tarzı da grubun tercih ettiği Blues üzerine şekillenmişti. Kay'in katılımından sonra grup için işler daha iyiye gitmeye başladı. Önce New York'a gidip gelmeye başladılar ve burada kendilerine bir kitle oluşturmayı başardılar. Ardından daha radikal bir karar verip sıcak bir bölgeye, Los Angeles, California'ya taşındılar. Ama Psychedelic Rock'ın sesleri biraz öteden, San Fransisco'dan geliyordu kulaklarına. Onlar da bir kez daha harekete geçip Frisco'ya yerleştiler. Büyük çıkışlarını da burada yakalamışlardı. Youngbloods, Moby Grape, Steve Miller Band ve The Doors ile sahneyi paylaşır duruma geldiler. Grubun adı bu sıralarda The Sparrow idi. 1966 ve 1967'de pey çok single kaydı yaptılar.

Grup kısa süreli bir dağılma, hatta dağılma değil de farklı yönlere gitme döneminin ardından yine bir araya gelerek Steppenwolf adıyla tekrar piyasaya çıktılar. Daha ilk albümle birlikte patlama yaptıkları için hatırı sayılır şekilde öne çıkmışlardı. Bu noktada, "eee bu albüm nereden çıktı peki" diye sorulması da muhtemeldir. Steppenwolf'un kazandığı başarı, yapım şirketini harekete geçirdi tabi. Bunların başka kayıtları vardı, onları da yayınlayalım biz kafasıyla hareket edip, yayınlanmış ve yayınlanmamış parçaları bir araya getirip, biraz da John Kay'in adından faydalanıp 1969 yılında yani Steppenwolf'un ilk albümünü yayınlamasından 1 yıl sonra John Kay And The Sparrow adıyla bu albümü yayınladılar.

Albüm, tek parçalar halinde kaydedildiği için belirgin bir bütünlüğe sahip değil. Ama The Sparrow için de nefis bir toplama çalışması denilebilir. Beat kökenlerine dayalı, Blues ve Psychedelic'in fena halde öne çıktığı değişik bir albüm.

JOHN KAY AND THE SPARROW

John Kay / Vokal, Gitar, Armonika
Dennis Edmonton / Gitar, Vokal
Nick St. Nicholas / Bass, Trompet
Jerry Edmonton / Davul
Goldy McJohn / Org, Klavye

JOHN KAY AND THE SPARROW

01 - Twisted (3:15)
02 - Goin' to California (2:26)
03 - Baby, Please Don't Go (3:12)
04 - Down Goes Your Love Life (2:01)
05 - Bright Lights, Big City (3:07)
06 - Can't Make Love by Yourself (2:25)
07 - Good Morning Little Schoolgirl (3:54)
08 - King Pin (2:57)
09 - Square Headed People (2:29
10 - Chasin' Shadows (3:19)
11 - Green Bottle Lover (2:39)
12 - Isn't It Strange (2:30)

4 Eylül 2023 Pazartesi

Synanthesia / Synanthesia (1969)

Epeyce değişik ve kaliteli gruplardan biri de Synanthesia. 1968 yılında Londra'da Les Cook tarafından kurulan grup kısa süre içerisinde Soul basçısı Dennis Holmes ve Jazz saksafon ve flütçüsü Jim Fraser'ın katılımıyla ortaya çıktı. Farklı müzikal anlayışlardan gelen gelen grup elemanları, Synanthesia'nın müzikal anlayışının tuhaf ve değişik olmasını sağladı.

Kurulduktan kısa süre sonra Londra'da sahne almaya başladılar. Chrysallis yapım firması tarafından fark edildiklerinde yine sahnedeydiler. Anlaşmalar hemen imzalandı ve grup albüm yapma fırsatı yakaladı. Tam da o sıralarda yakın ilişki içerisinde oldukları David Bowie ile birlikte çalışmışlar ve bir süre sahneye birlikte çıkmışlar. Tabi araya albüm anlaşması girince kendi yollarına gitmeyi tercih etmişler.

Prog Folk ve Psychedelic Folk olarak tanımlanabilecek olan Synanthesia müziğinde bundan çok fazlası olduğu aşikar. Jazz, Soul, Klasik Müzik etkileri, deneysel bir takım hareketler, agresif ve kontrolsüz yapılar albümün her yerinde bulabileceğiniz şeyler. Bazı noktalarda fazlasıyla coşkulu ve kendini bilmez şekilde hareket ederken (kafa fena halde güzelken yapılmış bir jam session gibi düşünün) bazen de bir anda yönü değiştirip son derece kontrollü, tutarlı ve sade bir hal alabiliyorlar. Comus'un First Utterance albümünü andıran bir tuhaflık oluşuyor doğal olarak.

Müzikal bakış açısındaki üst düzey bu tuhaflık Comus dışında, Van Der Graaf Generator, Incredible String Band, Forest, Audience gibi gruplara kadar ulaşıyor. Parçalarda bu grupların izlerine rastlarken onlarla hiç alakaları olmadığını da anlayabiliyorsunuz. 

Bu tarz albümler arasında normalden fazla öne çıkan vokal, gidişatı bir miktar aşağı çekiyor gibi görünse de özellikle flüt ve saksafon bölümleri vokalin bu pervasız hareketlerini dengeleyerek başka bir tuhaflık zinciri daha ekliyor albüme. Çoğunlukla albüm hakkında kafanız karışık oluyor. Bazen bu kadar basit olabilir mi diye düşünürken bazen de bunu da nasıl yapmışlar dedirtiyor dinleyene. İlk dinlemede çok basitmiş fikrine kapılabilirsiniz, aldanmayın! Tuhaflıklarıyla peşinizi bırakmayan bir albüm Synanthesia.

SYNANTHESIA

Dennis Homes / Gitar, Vokal, Vibes
Jim Fraser / Alto Saksafon, Soprano Saksafon, Obua, Alto Flüt, Nose Flüt, Konser Flütü
Les Cook / Gitar, Bongo, Keman, Mandolin, Vokal

SYNANTHESIA

01 - Minerva
02 - Peek Strangely and Worried Evening
03 - Morpheus
04 - Trafalgar Square
05 - Fates
06 - The Tale of the Spider and the Fly
07 - Vesta
08 - Rolling and Tumbling
09 - Mnemoysne
10 - Aurora
11 - Just as the Curtain Finally Falls

27 Ağustos 2023 Pazar

The New Apocalypse / Stainless Soul (1969)

The New Apocalypse
, Jazz ve Rock odaklı bir grup. İkisinin belki de en iyi birleşimlerinden birine imzalarını atmışlar. Jazz Rock, Fusion gibi alanlarda albümler kaydetmiş benzeri pek çok grupta olduğu gibi The New Apocalypse hakkındaki bilgilerimiz de sınırlı. 60'ların başında üniversite çevrelerinde kurulduğunu, uzunca bir süre kolej ve kulüp çevrelerinde çaldıklarını, 1968 yılında bazı teknik, personel ve müzikal değişiklikler yaşayıp albüm kaydına başladıklarını ve 1969 yılı sonlarına doğru albümü yayınladıklarını, son olarak da sırra kadem bastıklarını biliyoruz o kadar. Personel değişikliği yaşadıkları sıralarda da bir yapımcı firma ile anlaşıyorlar ve yayınladıkları single kendi çapında iyi iş yapıyor. Bundan hareketle de albüm aşamasına geçiliyor. 

Albümün, bildiğimiz kadarıyla günümüzde bir CD versiyonu bulunmuyor. Plaklarına ulaşmak da neredeyse imkansız. Sadece bazı sosyal mecralarda paylaşılmış, plaktan dijitale dönüştürülmüş bu ilk ve tek albümü dışında bir şeye ulaşmak da mümkün değil. Albümün başarılı bir çalışma olması ve grubun böylesi bir albüme imza atmış olmasından kaynaklı bir miktar üzüntü yaşamak da normal. Zira keşke daha fazla kayıt için fırsatları olabilseymiş diye düşünmekten geri duramıyoruz.

Albümde enstrüman kullanımları oldukça iyi. Zaten personel değişikliği yaşanmasına rağmen grup elemanları uzunca bir süre birlikte çalan tipler. Birbirilerini nasıl tamamlayacaklarını iyi biliyorlar. Saksafon ve trompet ön plana çıkıyor normal olarak. Fakat gitarın da albüme katkısı yadsınamaz şekilde fazla. Neredeyse tüm gidişatın yönünü belirliyor diyebiliriz.

Stainless Soul coşkulu ve enerjik bir albüm. Grubun ritim bölümü işini iyi bir şekilde yapıyor. Aniden yükselen tempo bir anda yerin dibine doğru serbest düşüşe geçerken bir anda tekrar toparlıyorlar. Yaratıcılık konusunda hiçbir sıkıntıları olmadığı gibi parçaların session olarak kaydeilmiş olması muhtemel. Zira o coşkuyu yakalayabilecek şekilde çalmanın tek yolu bu olsa gerek. Parçaların başlangıçları belirli düzenler üzerine oturtulurken bir süre sonra darmadağınık bir hale geliyor ki bu da session fikrini güçlendiriyor. Bu arada The Beatles'ın Eleanor Rigby'sinin acayip de değişik bir versiyonu albümde mevcut.

Amerika'dan bu alanda çok fazla iyi grup çıkıyor genelde. Ama The New Apocalypse'in yeri her zaman bir başka. Chicago gibi popülist bir yaklaşımları yok hiç mesela. Tek dertleri müzik yapmak gibi görünüyor. Belki de bu sebepten başarılı olamamışlardır bilemiyoruz.

THE NEW APOCALYPSE

Greg Novik / Gitar
Christopher Lynch / Org
Gene Meros / Saksafon
Keith Vinroe / Trompet
John Garrison / Bass
Dennis Meros / Davul

STAINLESS SOUL

01 - Stainless Soul (4:07)
02 - Domicela (2:57)
03 - Comin' Home Baby (4:09)
04 - Junkshop (3:11)
05 - Wichita Lineman (5:23)
06 - Watch Your Step (2:47)
07 - Three Shades Of Gray (3:33)
08 - Get Outta My Life Woman (3:05)
09 - Eleanor Rigby (3:54)
10 - Labyrinth (4:13)

18 Ağustos 2023 Cuma

Humble Pie / As Safe As Yesterday Is (1969)

Dünkü Small Faces girişinin ardından, hem bu grupla bağlantılı hem de blogdaki eksiklerden biri olan Humble Pie ile devam edelim. Small Faces'ın iç çatışmaları sonucunda ayrılan Steve Marriot yine kendisi gibi vokalist / gitarist olan Peter Frampton ile bir araya gelip Humble Pie'ı kuruyorlar. Frampton grupta çok fazla durmuyor, 2 albümün ardından  ayrılıyor ama Humble Pie kendi efsanesini yaratmayı başarıyor. Bu grup da dün bahsetmeye çalıştığımız gibi Rock müziğine katkısı büyük olan gruplardan. Katkıları çok iyi müzik, değişik işler filan olarak düşünmemek gerekiyor ama. Humble Pie yaptığı Blues Rock ve Hard Rock ile biraz daha popüler bir hale gelip Rock'ın genişlemesine fırsat tanıyan gruplardan. Onların buna katkısı da böyle işte.

Aynı yıl içerisinde bir araya gelip ilk albüm olan As Safe As Yesterday Is'in kayıtlarını (ikinci albüm Town & Country'i de kaydediyorlar 1969 yılı içerisinde) tamamlayan grup beklentilerini karşılayacak denli iyi tepkiler almışlar. Rolling Stone dergisi albüme 4 üzerinden 4 yıldız verirken "1969'un en iyi Blues Rock albümü" olarak da tanımlamış. Albümün İngiltere listelerinde 1 numaraya kadar yükselmesi de işin bir başka yönü tabi. 

Albümün açılış parçası Steppenwolf'ün lideri John Kay'in Desperation parçası. Oldukça iyi bir yorumlama. Alabama '69 parçası ile Amerikan İç Savaşı'na politik yönden direkt dalarken, Stick Shift ile de Blues Rock kökenli Hard Rock ile sağlam bir yere tutundukları açıkça görünüyor.

Genel olarak Hard Rock, Blues Rock gibi türlerin üst sıralarında yer alan bir albüm olsa da kişisel olarak çok da beğeni listesine giren bir albüm olmadığını da belirteyim. Sadece Hard Rock ve Blues Rock yetmiyor işte bazen. Popülist bir yaklaşım sergilediğinizde bazı ufak tefek gibi görünün ama müziği müzik yapan ayrıntılardan vaz geçmek zorunda kalıyorsunuz. Ki bu ayrıntıların da olmaması ortamı bir anda dağıtıyor.

Humble Pie'ı eklememizin en büyük sebebi başta da söylediğimiz gibi popülerlikten faydalanarak Rock müziğe katkı sağlamalarından ileri geliyor. Yoksa çok büyük özelliklere sahip parçaları da yok bu albümde. Enstrümantasyona diyecek laf da kalmıyor doğal olarak. Bu dar alanda yapılabilecek en iyi işleri çıkardıklarını söylemekle yetinebiliriz.

HUMBLE PIE

Peter Frampton / Vokal, Gitar, Org, Slide Gitar, Tabla, Piyano
Steve Marriott / Vokal, Org, Gitar, Slide Gitar, Akustik Gitar, Armonika, Tabla, Piyano
Greg Ridley / Bass, Vokal, Vurmalılar, Bongo
Jerry Shirley / Davul, Vurmalılar, Tabla, Piyano, Harpsichord

AS SAFE AS YESTERDAY IS

01 - Desperation (6:28)
02 - Stick Shift (2:22)
03 - Butter Milk Boy (4:22)
04 - Growing Closer (3:13)
05 - As Safe as Yesterday (6:05)
06 - Bang! (3:24)
07 - Alabama '69 (4:37)
08 - I'll Go Alone (6:17)
09 - A Nifty Little Number Like You (6:11)
10 - What You Will (4:20)

14 Ağustos 2023 Pazartesi

Rare Bird / Rare Bird (1969)

İngiliz kökenli Crossover Prog grubu Rare Bird, kendi ülkelerinden çok Avrupa ana karasında öne çıkan bir grup.  İngiltere'de de albümden çıkan Sympathy (aynı zamanda albümün ikinci adı gibi bir şeydir bu) ile liste başarısı yakalamışlar ama asıl popülariteyi ana karada kazandıkları bir gerçek. Dönemin fazlasıyla yoğun, karmaşık ve çeşitlilik içeren İngiliz müzik piyasasında bu tip bir durum yaşamış olmaları da son derece normal geliyor insana.

Diğer yandan bakıldığında ise oldukça tuhaf bir durum. Zira dönüm noktasında yer aldığı kabul edilen albümlerden biri aslında. Kaotik ve yaratıcı, dönemin hem hassasiyetlerini hem de müzikal bakış açısını en iyi anlatan ve belki de Progressive Rock janrının önemli noktalarına değinen bir albüm Rare Bird. Bu nedenle de albüm hakkında Progressive Rock'ın gelişiminde önemli bir rol oynamış olduğunu söylemek yanlış olmaz. İngilizler kıymetlerini bilememişler diye düşünebiliriz.

Başta Crossover Prog olarak tanımladık Rare Bird'ü ama bu durum kısmen doğru kısmen yanlışlarla bezeli. Evet melodik yapıları ve popülerleşme öncülü hareketleri var, yapısal olarak türün örneklerini de içeriyor belki ama tam anlamıyla Crossover Prog oldukların söylemek de büyük bir yanılgı gibi geliyor. Uriah Heep benzeri, hareketli ve sonsuza doğru uzanıyormuş gibi görünen melodik, upuzun enstrümantal bölümlerle bezeli bir albüm bu aynı zamanda. Upuzun meselesine de açıklama getirelim tabi. Öyle 10 dakikalık parçalardan bahsetmiyoruz burada. Parçalar normal bir Progressive Rock grubu albümünde yer alanlardan daha kısa. Ama enstrümantal bölümler bu kısa parçaların bile her yerini kaplarken vokal aralarda bir iki atak yapıyor gibi düşünülebilir. 

Melodiler ise birbirini takip eden ama gittikçe birbirinin içine geçip karmaşıklaşan ve dinleyiciyi zor durumlarda bırakan bir gidişata sahip. Ha bazı parçaların başında bu kadar da basit olma ki gibi bir fikre kapılsanız da devamında ne kadar yanıldığınızı suratınıza çarpıyorlar. Yani hem Crossover Prog'lar hem de değiller. Artık bundan ne anlıyorsanız.

Albümdeki enstrümantasyona diyecek laf yok. O karmaşıklığın altından rahatlıkla kalkıp üstüne bir de sanki durgun bir denizin hemen üstünde havada süzülüyormuşsunuz hissi yaratabilmekte son derece başarılılar. Az önce bahsettiğimiz var ile yok arasındaki vokal ise etkileyici bir tona ve doğru yerlerde doğru çıkışlar yapmasıyla kendini fazlasıyla gösteriyor.

RARE BIRD

Steve Gould / Lead Vokal, Gitar, Bass
Dave Kaffinetti / Elektrik Piyano
Graham Field / Hammond Org
Mike Ashton / Davul, Timpani, Vokal

RARE BIRD

01. Beautiful Scarlet (5:23)
02. Sympathy (2:30)
03. Nature's Fruit (2:32)
04. Bird on a Wing (4:13)
05. God of War (5:08)
06. Iceberg (6:46)
07. Times (3:19)
08. You Went Away (4:17)
09. Melanie (3:27)

7 Ağustos 2023 Pazartesi

Manfred Mann Chapter Three / Manfred Mann Chapter Three (1969)

Manfred Mann Chapter Three
bizde çok bilinen bir grup değil. Manfred Mann bilinir, Manfred Mann's Earth Band bilinir ama Chapter Three genelde ya bilinmez ya da hatırlanmaz. Halbuki adamın (Manfred Mann) en düzgün projesidir diyebiliriz bu grup için.

60'lı yıllarda Pop müziğin bütün nimetlerinden faydalanarak hem başarılı bir kariyer yaratıp hem de bolca para kazanan Mann, her ne hikmetse bir anda farklı bir yöne doğru kaymaya başlıyor. Jazz Rock ve Fusion ile haşır neşir olduğu bu dönem Chapter Three dönemi. Ardından da Earth Band ile parayı kıvırmaya devam ediyor tabi. Zira grupla ön plana çıkardıkları pek çok hit ve popüler parça bulunuyor.

Arada kalan, en yazık durumda olan, en hatırlanmayan Chapter Three ise Mann içerikli grupların ve albümlerin belki de en iyileri. Ha yine bir miktar popülerlik kaygısı güdülüyor elbette. Ama aşırıya kaçmayı da düşünmemişler. Tadında ve kıvamında kalarak başarılı bir işe imza atmışlar.

Mann'ın vokal değişikliklerinden kaynaklı ilk dönem grubunun sürecini 2'ye ayırdıktan sonra yeni bir başlangıç olarak düşündüğü Chapter Three (manidar olarak Bölüm 3) başarılı kayıtlar yapmış olsa da öncülü ve takipçisi olan gruplar ticari anlamda daha çok para kazandırmışlar. Hatta o kadar enteresan bir durum oluşmuş ki 3. albümü tamamen bitirdikleri halde yayınlama fırsatı bulamamışlar. Bir süre sonra da kayıtların bulunduğu kasetler sırra kadem basmış. Tesadüfi bir şekilde bulunduğu söylenen 3. albüm daha sonraları yani 2019 yılında yayınlandı. Diskografileri düşünüldüğünde 70'lerde kaydedilip bir türlü yayınlanamayan bu üçüncü albüm en iyisi gibi görünüyor.

Diğer taraftan bakıldığında, Progressive Rock'ın Jazz Rock ve Fusion ile soslanan kısmında çok kaliteli albümler olarak görmek de mümkün değildir. Bu albümlerden daha sağlam albümler dinlemişliğiniz mutlaka vardır. Ayrıca blogda daha önce paylaştığımız, benzer tür içerisinde yer alan ve Chapter Three'den daha iyi olan gruplar da bulunuyor. Hatta daha ileri giderek, Progressive Rock konusunda Manfred Mann's Earth Band'in daha ileride bir yerde durduğunu da söyleyebiliriz.

Yani Progressive Rock'ın alt sınırlarına dokunan albümler kaydetmiş Chapter Three. Kötü değiller ama muhteşem de değiller.

MANFRED MANN CHAPTER THREE

Manfred Mann / Org, Polis Düdüğü, Vokal (7)
Mike Hugg / Piyano, Vokal
Bernie Living / Alto Saksafon, Flüt
Steve York / Bass, Gitar, Arp
Craig Collinge / Davul

Konuk Müzisyenler:
Sue ve Sunny / Vokal (5)
Brian Hugg / Gitar (4)
Harry Beckett / Trompet (6)
Clive Stevens / Tenor Saksafon
Carl Griffiths / Tenor Saksafon
Dave Coxhill / Bariton Saksafon
Gerald Drewett / Trombon
Sonny Corbett / Trompet

MANFRED MANN CHAPTER THREE

01. Travelling Lady (5.48)
02. Snakeskin Garter (5:48)
03. Konekuf (5:47)
04. Sometimes (2:37)
05. Devil Woman (5:24)
06. Time (7:25)
07. One Way Glass (3:33)
08. Mister, You're A Better Man than I (5:10)
09. Ain't It Sad (1:57)
10. A Study In Inaccuracy (4:05)
11. Where Am I Going (2:36)

30 Temmuz 2023 Pazar

Stack / Above All (1969)

Hard Rock
, Heavy Psychedelic Rock ve Blues Rock'ın Los Angeles'tan çıkmış en iyi örneklerinden biri de Stack. 1967 yılında The Vandells adındaki bir Surf grubu ile Wabash Spencer Band olarak da bilinen efsanevi Garage Rock grubu The Fabs'in elemanları tarafından kurulur. Başlangıçta yapmayı istedikleri müzik tarzı belli belirsizdir. Ama yükselen değer Psychedelic Rock olunca büyüsüne kapılmadan duramazlar. Fakat daha da ileri götürüp Hard Rock'ın temeline bir tuğla da onlar koyarlar.

Lakin grubun peşini bırakmayan yanlış kararlar ve saçmalıklar silsilesi daha kurulduğu andan itibaren başlar. Bir yandan fena halde şanslıyken diğer yandan hayatın en kötü düzlüklerinde tırmanmak zorunda kalırlar. Gece kulübünde verdikleri dinleti sırasında orada bulunan bir yapımcı grup ile anlaşır. Hem de 8 yıllığına. Başlangıçta bu onlar için çok iyi bir anlaşma gibi görünür ama değildir. Zira sadece parçalarını kaydedip dururlar. Hiç bir zaman yayınlama fırsatını yakalayamazlar. Bir rock grubundan çok yapımcı firmanın vergi indirimi alması için tufaya düşürülmüş bir grup garibandırlar aslında.

1969 yılında tek albümleri Above All'u  kaydederler. Kayıtlar hızlı ama sıkı bir şekilde yapılmıştır. Albümdeki parçaların hepsi birbirinden farklı ve öne çıkmaya adaydır. Ama albüm hiçbir zaman (o dönemde elbette) yayınlanmaz. Basılan sadece 20 kopyası vardır ve bunlar da dinleyici ve eleştirmenlerin fikrini almak için basılmış ön baskı plaklardır. Gerçi sonrasına yani şimdisine baktığımızda plakların neden binlerce dolara satıldığı daha iyi anlaşılıyor. Nefis bir albüm için sadece 20 plak. Doğal olarak en nadide parçalardan biri.

Stack'in bu şanssızlıkları yanında şansı da bir hayli fazlaydı. Özelllikle Amerika'da bilinen bir gruptular. Alice Cooper, Iron Butterfly, Buffalo Springfield, The Blues Image gibi grupların ön grubu olarak sahne alıyorlardı. Çok önemli bir ön grup olma durumları da var. Adlarını değiştirmeden hemen önce New Yardbirds adıyla verdikleri tek konserde Led Zeppelin'in ön grubu olarak sahne alıyorlar. Daha da efsanevi bir olay da bir gece verdikleri konserde Jimi Hendrix ve Buddy Miles'ın tesadüfen onları izlemesi ve her ikisinin de gaza gelip sahnede birlikte bir gösteriye imza atmaları.

STACK

Rick Gould / Gitar
Kurt Feierabend / Gitar
Bill Sheppard / Vokal
Buddy Clark Bass
Bob Ellis / Davul

ABOVE ALL

01 - Poison Ivy (3:20)
02 - Only Forever (3:20)
03 - Da Blues (6:54)
04 - Cars (3:29)
05 - Everyday (6:30)
06 - Valleys (2:47)
07 - Time Seller (4:31)
08 - Hot Days (2:45)

19 Temmuz 2023 Çarşamba

Blossom Toes / If Only For A Moment (1969)

1967 yılında Londra'da kurulan Blossom Toes başlangıçta Baroque Pop, Freakbeat arası bir müzikal anlayışa sahipken, ikinci albüm If Only For A Moment'da farklı bir yapıya bürünmüşlerdir. Bu büyük değişiklikle birlikte grubun müzikal anlayışında Psychedelic Rock, Acid Rock, Raga Rock, Hard Rock gibi etkiler öne çıkar. Albümün en önemli taraflarından biri ise PSychedelic'ten Progressive'e geçiş konusunda ilk albümlerden biri olmasından kaynaklanır.

İlk albüm ile konumuz olan If Only For A Moment arasında gece ve gündüz gibi farklar var. Gerçekten de ilk albüm oldukça basit, popülerlik kaygısı güden, sıradan ve olmamış bir albüm olarak karşımıza çıkarken, iki yıl sonra kaydettikleri albüm ile yaptıkları her şeyi bir kenara bırakıp en başından ve farklı bir şekilde müzik yapmaya başlamışlar gibi duruyor. Tuhaf ve çocuksu olarak nitelendirilebilecek (Freakbeat'ten kaynaklı bu tamamen) albümün ardından bu kadar sert ve Heavy Psychedelic Rock olarak adlandırılabilecek olan ikinci albümü yapmaları inanılmaz bir değişim olarak görülebilir.

Psychedelic etkinin yanında melodik bir şekilde ilerleyen Hard Rock albüme çok fazla şey katıyor. Albümün açılış parçası Peace Loving Man için de söylenebilecek çok şey var. Parça, yapıldığı dönemin çok ötesinde bir takım bileşenler içeriyor. Sert, ağır ve güçlü davullara eşlik eden manik vokaller ve öne çıkma konusunda hiçbir sıkıntı yaşamayan Acid gitarlar parçayı belki de tüm zamanların en iyi açılış parçalarından biri olarak görmemizi sağlayabilir. 

Fakat açılış parçasının bu kadar iyi olmasının kötü yanları da var. Ardından gelen parçalar ona bir türlü yetişemiyorlar. Kıvam olarak evet bir sorun yok, ama yeterlilik açısından çıtayı o kadar yükseltince diğerlerinden beklenti de artıyor. İlk parça dışında kalan parçaların beklentiden düşük olması gibi bir sorun var yani. Bu parçaların kötü olmasından ileri gelen bir durum değil. Sadece ilk parçanın nefasetinden kaynaklanıyor. Albümü orijinalinden farklı bir playlist ile dinlerseniz daha makul hale gelebiliyor. Tabi buna da ne gerek var şimdi diye düşünmek de yanlış olmaz.

BLOSSOM TOES

'Big' Brian Belshaw / Bass
Jim Cregan / Lead Gitar, Ritim Gitar, Vokal
Brian Godding / Lead Gitar, Ritim Gitar, Piyano, Org, Vokal
Giorgio Gomelsky / Back Vokal
John "Poli" Palmer / Davul
Barry Reeves / Davul, Conga
Sean Phillips / 12 Telli Akustik Gitar, Sitar

IF ONLY FOR A MOMENT

01 - Peace Loving Man 4:52
02 - Kiss of Confusion 4:45
03 - Listen to the Silence 4:50
04 - Love Bomb 7:39
05 - Billy Boo the Gunman 7:08
06 - Indian Summer 5:55
07 - Just Above My Hobby Horse's Head 2:53
08 - Wait a Minute 5:49

18 Temmuz 2023 Salı

Harsh Reality / Heaven & Hell (1969)

Harsh Reality
, az bilinen ama oldukça iyi Proto-Prog gruplarından biridir. The Revolution adıyla kurulup önce Freightliner Blues Band (çok dandik bi isim) ardından da Harsh Reality'e dönüşmüşler ve tek albüm kaydedip dağılmışlardır. İngiltere'nin ilk dönem Progressive gruplarından biri olmalarına rağmen az bilinirlik sınıfının üstüne çıkmayı başaramamışlardır. Bunun sebebi ise albümün kötü olması değil az sayıda basılıp piyasaya verilmesinden kaynaklıdır. Diğer yandan bakıldığında devler liginin kapsamının genişlemesi ile birlikte arada kalan gruplardan biri olmalarından ileri gelir. Günümüzde orijinal albümün binlerce Sterlinlik fiyatlara alıcı bulması grubun ne kadar iyi olduğunun da bir göstergesi olarak düşünülebilir.

Albüm kaydına girmeden hemen önce 2 farklı 45'lik ile ortamı kolaçan ediyorlar. Bu single'lar çok büyük iş yapmasa da grubun kalitesini göstermesi açısından önemlidirler. Ardından kısa sürede kaydettikleri albümle bir miktar öne çıkar gibi olsalar da çok fazla ileriye gidemiyorlar. Bu noktadan sonra grupta çözülmeler başlıyor ve dağılıyorlar. Grup elemanları farklı grup ve müzisyenlerin altında çalmaya başlarken çoğunlukla da stüdyo müzisyenliği yapıyorlar. Belirtmeden geçmeyelim, grubun klavyecisi ve lead vokali Alan Greed daha sonra başka bir grupla daha adından söz ettiriyor ki The Running Man adındaki bu grubu daha önce de blog sayfalarında konuk etmiştik.

Müzikal anlayışları Procol Harum, Traffic ve erken dönem Deep Purple'ın bir karışımı olarak özetlenebilir. Ama bunu yaparken de kendilerine has bir yapı geliştirmeyi ihmal etmemişler. Blues Rock ve Psychedelic Rock'tan beslenen bir Progressive'e doğru gidiyorlar. Albüm muhteşem olmamakla birlikte grubun potansiyelinin bir kısmını göstermesi açısından oldukça iyi bir çalışma. Az daha dayanıp birkaç albüm daha kaydetmeyi başarabilselermiş unutulmuş ya da az bilinen gruplardan biri olmak yerine devler arasında yer alabilirlermiş aslında.

Heaven & Hell'de bir takım düzensizlikler kulağa geliyor. Ama hepsi o kadar. Albümün geneli oldukça iyi. Klavyelerden gelen yatıştırıcı etki gitarların ön planda kendini kaybederek belirsizliğe gitmesini engelliyor. Albümü sadece bir Blues Rock albümü olarak düşünürseniz sıkıcı gelebilir. Ama farklı türlerle karışmış bir albüm olduğunu anladığınızda tekrar tekrar dinleme isteğinizden de vaz geçemiyorsunuz.

HARSH REALITY

Alan Greed / Lead Vokal, Org, Piyano
Mark Griffiths / Gitar, Trompet, Vokal
Dave Jenkins / Gitar, Armonika, Vokal
Roger Swallow / Davul
Steve Miller / Bass, Vokal

HEAVEN & HELL

01 - When I Move (5:03)
02 - Tobacco Ash Sunday (3:18)
03 - Mary Roberta (Part 1) (1:54)
04 - Praying for Reprieve (6:28)
05 - How Do You Feel (3:14)
06 - Heaven & Hell (5:05)
07 - Quickenut / Devil's Daughter (6:45)
08 - Mary Roberta (Part 2) (1:58)
09 - Melancholy Lady (5:25)
10 - Don't Shoot Me Down (3:57)
11 - Girl of My Dreams (3:55)
12 - Mary Roberta (Part 3) (2:18)

17 Temmuz 2023 Pazartesi

Black Pearl / Black Pearl (1969)

Black Pearl
'ün hikayesi 1964 yılında başlıyor. O zamanlarda Garage Rock yapan The Barbarians adıyla anılan grupta yer alan elemanlar başarılı bir single ve albümün ardından farklı bir yöne doğru gitmek için dağılıyorlar. Bir arada durmayı başaranlar Black Pearl'ü kuruyor. Orijinal grup The Barbarians'tan çok farklı bir müzikal anlayış benimsiyorlar ve ortaya biri konser kaydı olmak üzere 2 albüm çıkıyor.

Her iki albüm de dönemi içerisinde gerçekten de kaliteli albümler. Stüdyo albümünün daha iyi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Konser kaydında vokalin James Brown'a hayranlığı çok fazla öne çıktığı için bir tık altta kalmasını sağlıyor albümün. Onun dışında kalan grup elemanları ile ilgili en ufak bir sorun yok. Temelde grubun müziği Blues Rock, Psychedelic Rock ve Heavy Psychedelic Rock olarak nitelendirilir. Doğrudur ama vokalist Bernie Fieldings'in James Brown hayranlığından ileri gelen bir Soul etkisi de bulunuyor. Müziğin her yerine işlemiş bir Soul'dan bahsetmiyoruz elbette. Hafif ve üstten gelen bir etki bu sadece. O nedenle de rahatsız etmediği gibi bazı noktalarda gerçekten de yerine oturmuş görünüyor.

Black Pearl de dün bahsettiğimiz Blue Cheer gibi sert müzik yapan gruplardan. Tabi onlarınki Heavy Metal, Grunge vs gibi türlerin doğmasına katkı sağlamamış ama 80'lerden sonra ortaya çıkan bazı grupları etkiledikleri de söyleniyor. Albümdeki davulları dinlediğinizde bunun sebebini açık bir şekilde anlıyorsunuz. Oldukça vahşi bir görünüme sahip olan bu davullar sayesinde grubun müziği Heavy Psychedelic Rock ile Hard Rock arasında gidip geliyor. Bunu söylemişken albümdeki gitar işçiliğini de unutmamak gerekir. Çok güçlü ve kendine has bir yapıya sahip gitarlar sayesinde grubun albümünün öne çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bazı densizler tarafından çok da önemli bir albüm değilmiş izlenimi yaratılıyor genelde. Lakin işin aslı öyle değil işte. Dönemi içerisinde düşündüğünüzde oldukça cesur ve sağlam bir albümdür Black Pearl albümü. 50 küsur yıl öncesinin Hard Rock ile soslanan Psychedelic Rock'ından bahsediyoruz burada. Şimdiden bakarak eleştirmek doğru değil o nedenle. 60'lar havasında bir kafayla dinlediğinizde Amerika'dan çıkan iyi gruplar içerisinde olduklarını fark etmemeniz mümkün değil.

BLACK PEARL

Bernie "BB" Fieldings / Vokal
Bruce Benson / Gitar
Oak O'Connor / Davul
Geoffrey Morris / Gitar
Tom Mulcahy / Gitar
Jerry Causi / Bass

BLACK PEARL

01 - Crazy Chicken 3:00
02 - Thinkin' 'Bout the Good Times 4:11
03 - White Devil 4:55
04 - Mr. Soul Satisfaction 3:35
05 - Forget It 3:41
06 - Climbing Up the Walls 3:51
07 - Bent Over 2:55
08 - Endless Journey 3:49
09 - Reach Up 4:03

29 Haziran 2023 Perşembe

Os Mutantes - Mutantes (1969)

60’ların ortasından itibaren herkes gibi (Gary Oldman'ın dediği gibi, ayırt etmeksizin) Brezilya müziği de The Beatles etkisiyle hareketlenmiş ve Popüler Brezilya müziğinin (Musica popular braziliera) içinde öncü olmuş bir grup ile karşınızdayız. Anlayacağınız kendileri daha önce Brezilya’dan konuk ettiğimiz Tobruk ve Matuskela gibi grupların ağababası oluyorlar.

1966 yılında iki kardeş Arnaldo - Sérgio Dias ve Rita Lee tarafından Sao Paolo’da kurulan grubun ismi de müziklerindeki çeşitliliğin yarattığı doğaçlama hissiyatının sebebini vurgularcasına bir TV programına çıkmadan önce kararlaştırılmış ki daha iyi kendilerini betimleyemezlerdi herhalde.

İlk albümlerindeki (o da şahane bu arada) malum etkiler daha hissedilebilirken bu albümle işe bir tutam Zappa katarak hem bestelerindeki yaklaşımı hem de enstrumantasyonu ileri taşımışlar. Operatik introsuna rağmen gayet ritmik açılan albüm ikinci parçası Não Vá Se Perder Por Aí ile direk kanınıza işlemeye başlıyor. (Octopus’ Garden tadında) Sadece vokal partisyonlarının tremolo/compressor/delay gibi efektler içerdiği, derin ve karanlık bir atmosfere sahip Dia 36 ile üçüncü kardeş Baptista’nın elektronik efektlerdeki hünerlerine tanıklık ediyoruz. Albümün genel beste yapısındaki uyumlu gitar/bas partisyonları Rita Lee’nin histerik vokalleri ile buluşunca ile Magica gibi parçalarda muazzam anlar yaşatıyor. (Gong-Gilli Smyth gibi)

Os Mutantes albümündeki ağır psyche öğelerine nadir rastlansa da genel olarak orkestral öğeler ve perküsyonlarla Latino/Hispanik ezgileri daha yoğun kullanmaları bizdeki Anadolu Pop/Rock ile batı enstrumanlarına nasıl adapte edildiğimizin bir örneği gibi. (sosyal çıkarım yapmazsa ölür hastası) Tevekkeli değil sonraki albümlerinde iyice İngiliz usülü Senfonik rock’a kaymışlar.


 


OS MUTANTES

Rita Lee / vokaller, Theremin, autoharp, flüt, perküsyonlar
Sérgio Dias Baptista / gitar, bass, davul (6), vokaller
Arnaldo Dias Baptista / keyboard, bass, vokaller

Konuk Müzisyenler:
- Rogério Duprat / orkestral düzenlemeler, elektro çello (9)
- Ronaldo Leme (Dinho) / davul
- Zé do Rancho / vokaller, "Caipira" akustik gitar & akordiyon (4)
- Mariazinha / vokal, Brazilya yiola & akerdiyon (4)
- Cláudio Dias Baptista "Régulus" / elektronikler


MUTANTES

A Yüzü
1. Dom Quixote (3:54)
2. Não Vá Se Perder Por Aí (3:15)
3. Dia 36 (4:01)
4. Dois Mil E Um (3:57)
5. Algo Mais (2:38)
6. Fuga N° 2 (3:42)

B Yüzü
7. Banho De Lua (Tintarella Di Luna) (3:41)
8. Rita Lee (3:10)
9. Magica (4:38)
10. Qualquer Bobagem (4:37)
11. Caminhante Noturno (5:10)

24 Haziran 2023 Cumartesi

The Beatles / Abbey Road (1969)

Malum Yaz modunu açtık, hafiften ve umursamaz bir şekilde ilerliyoruz. Fırsattan istifade The Beatles eklemesi de yapalım. Tabi buna The Beatles hakkında bilgi vermeye gerek duymadan yapalım. İşin güzel tarafı da o zaten ya. Abbey Road, grubun 11. stüdyo albümü olarak kayıtlara geçiyor. Stüdyoda hep birlikte kaydettikleri de son albüm ayrıca. Albüm kayıtları sırasında John Lennon bazı parçaları hiç beğenmiyor. Özellikle McCartney'nin Maxwell's Silver Hammer'ından nefret ediyor ve kayıtlar sırasında stüdyoyu terk ediyor. Zaten albümdeki parçaların bazılarında Lennon yok. Zira bu olay vuku bulduktan sonra grupla bağlarını koparmış. Abbey Road albümü piyasa sunulduğunda Lennon gruptan çoktan ayrılmıştı yani. Ama ticari olarak sorun yaratacak bu durumun altından kalkmak için yapımcılar 1 yıl sonra Paul McCartney de gruptan ayrılana kadar durumu başarılı bir şekilde idare ediyorlar ve kimse Lennon'un grupta olmadığının farkına bile varmıyor. Belirtmeden geçemeyeceğim, Maxwell's Silver Hammer gerçekten de kötü yaa.

Neyse, albümün yapımcılığı yine uzun süredir The Beatles'ın yapımcısı olan George Martin tarafından (America'nın da Holiday ile başlayan sürecinin yapımcısı aynı zamanda) ifa ediliyor. Martin, bu konudaki bütün yeteneklerini stüdyoyu yöneterek konuşturmuş diyebiliriz. Abbey Road'un kayıtları gerçekten de ilgi çekici düzeyde.

Diğer tarafından bakıldığında ise The Beatles'ın en iyi, en popüler ve ticari getirisi en yüksek albümlerinden biri olmasına rağmen hem eleştirmenler hem de dinleyiciler tarafından, hem de daha çıktığı ilk günlerden itibaren de eleştirilir. Doğrudur, zira daha önceki albümlerde kullandıkları deneysel diye tabir edebileceğimiz yapı bu albümde yoktur. Daha melodik ve popüler olma kaygısı güder. Diğer albümlere oranla biraz hafiftir yani. Çok fazla ses efekti kullanılır, iş The Beatles doğallığından çıkar bir miktar.

Bunun yanında Come Together, Something, Here Comes the Sun ve Octopus's Garden gibi günümüzde klasikleşmiş olarak anılan parçalar da bu albümdedir. Something ve Here Comes The Sun'ın The Beatles diskografisindeki en iyi parçalardan (hatta belki en iyileri) olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Tabi iş kişisel tercihlere döndüğünde Come Together gibi insanı coşku ile dolduran, sözleri ile umut veren şarkıyı tercih ettiğimi de belirteyim. The Beatles'ın Blues'a saygı duruşu gösteren ve Progressive öğeler içeren I Want You (She's So Heavy)'nin yeri ise bir başka. Keşfedilmemiş bir mücevher gibi parıldıyor albümde.

THE BEATLES
George Harrison / Lead Gitar, Ritim Gitar, Bass, Hammond, Moog, Harmonium, Vurmalılar, Lead Vokal (2,7,8,10,15), Geri Vokal
John Lennon /  Lead Gitar, Ritim Gitar, Akustik Piyno, Elektrikli Piyano, Hammond, Moog, Fx, Vurmalılar, Lead Vokal (1,6,8,10-12,15), Geri Vokal
Paul McCartney / Bass, Lead Gitar, Ritim Gitar, Akustik Piyano, Elektrikli Piyano, Hammond, Moog, Fx, Vurmalılar, Wind Chimes, Lead Vokal (3,4,8-10,13-17), Geri Vokal
Ringo Starr / Davul, Vurmalılar, Lead Vokal (5,15), Geri Vokal

Konuk Müzisyenler:
George Martin / Hammond, Elektrikli Harpsichord, Harmonium, Vurmalılar
Billy Preston / Hammond oOr (2,6)
Mike Vickers / Moog Programming

ABBEY ROAD

01. Come Together (4:20)
02. Something (3:02)
03. Maxwell's Silver Hammer (3:27)
04. Oh Darling (3:26)
05. Octopus's Garden (2:51)
06. I Want You (She's So Heavy) (7:47)
07. Here Comes the Sun (3:05)
08. Because (2:45)
09. You Never Give Me Your Money (4:02)
10. Sun King (2:26)
11. Mean Mr Mustard (1:06)
12. Polythene Pam (1:12)
13. She Came in Through the Bathroom Window (1:57)
14. Golden Slumbers (1:31)
15. Carry That Weight (1:36)
16. The End (2:19)
17. Her Majesty (0:23)