28 Aralık 2009 Pazartesi

Atlas - Blå Vardag (1979)

Merhabalar herkese.

Uzun zamandır yoktum ortalıklarda; bahane falan bulmayacağım tamamen tembellik benimkisi. Annem senden bıktım demeye başladı artık, ben de şöyle bi silkineyim dedim bitim pirem de silkinsin... İşte böylece bir uyanış denemesi yapma kararından sonra ayaklarımı sürüye sürüye dolaşırken bu albümü gördüm. Aslına bakarsanız ilk önce Atlas ismi çekti beni, mitolojik bir şeyler falan bulurum umuduyla atladım fakat kapağı görünce hayallerim suya düştü.

Yine de ''İyi ki de içimdeki balıkların hepsini yememiş kedilerim:)'' dedim kendi kendime. Çünkü gayet güzel, müzikal olarak çok hoş bir albümmüş bu. Kapak da hiç fena sayılmaz doğrusu. ''Stopp music huss'' mu ne bir şey yazıyor evin duvarında ama ne demek istenildiğini tam anlayabilmiş değilim. Uzakta kalmak yaramıyor bana sanırım çenem de düştü iyice, balık kedi medi derken asıl amacımı unutuyorum. Abilerimiz bu albümde iki klavye kullanmışlar.

Genele baktığınızda klavye ağırlıklı zaten ama davullar gitarlar da etkin değil dersek taş oluruz :P Sanki klavye bizi bi yere taşıyor oradan gitar alıyor kucağına bizi, ondan sonra bi ''Nerdeyim ben?'' oluyorsun ondan sonra da oynamaya başlıyorsun. Oynama işin abartısı tabii ki. Beni mutlu etti bu albüm çok. Kasmadı hiç, kolay dinledim, dibe inmeden yüzdüm... En sevdiğim parça şu diyemeyeceğim bütün itibariyle sevdim. Grup İsveçli, tek albüm yapmışlar.

Grup hakkında yapılan yorumları okuduğumda bi sürü benzetme yapılmış grup için. Kimisi Genesis'in melodik olanı demiş, kimi Camel'in daha bi jazz hali demiş. ben bişey demeyeceğim beğendim, dinledim, dinliyorum... Umarım siz de beğenirsiniz...

ATLAS

Björn Ekbom / Org, Piyano, Synths, Clavinet, Mellotron, Rhodes
Erik Björn Nielsen / Synthesizers, Mellotron, Rhodes, Org, Piyano
Micke Pinotti / Davullar
Uffe Hedlund / Bass, Bass Pedallar, Gitar
Janne Persson / Gitar, Perküsyon

BLÅ VARDAG

01 - Elisabiten (7:12)
02 - På Gata (14:10)
03 - Blå Vardag (6:56)
04 - Gånglåt (2:52)
05 - Den Vita Tranans Väg (7:18)
06 - Björnstorp (6:17)
07 - Hemifrån (7:50)
08 - Sebastian (4:31)

6 Aralık 2009 Pazar

Dün - Eros (1981)

Fransalardan gelen tek albümlük grup kendisi. Aslında deli gibi dinlemediğim bir tür olan Zeuhl yapıyor diyebiliriz Magma gibi. Asıl ilginç olan ve benim dikkatimi çeken zamanında deli gibi Dune evreni ile alakalı progressive bir şeyler yapmışş olan grup araken karşıma çıkması. Asıl sorun ise albümü dinlerken pek alaka kuramamış olmam. Yani parça isimleri hariç bana Dune'u hatırlatan pek bir atmosfer bulamadım. Ayrıca Eros'la alakalı da bir şey göremedim albümde. İlginç isimler koymuşlar elemanlar parçalara ve albüme. Aynı zamanda yanılmıyorsam Fransızlar Dune'u Dün olarak okuyorlar, bu da herhalde grubun isminin çıkış noktası olabilir. Ama Fransızcada ü harfi yoktur, pek çözemedim.

Lakin tabii ki bu pek bir şey ifade etmiyor. Çünkü şahane bir albüm yapmış elemanlar. Zeuhl olması haliyle davulun ve bassın daha ön planda olduğunu görüyoruz. Perküsyon da albümde önemli bir yer tutuyor. Ara sıra sakinleşiyor, sonra hepsi bir tozutuyor, özellikle bu tozutma durumların flüt bir Ian Anderson havası veriyor. parçaların tümünde, özellikle Arrakis parçasında davul parçayı sürükleyen ve geçişleri sağlayan aksak ritimler oluştuyor. Davulun sololarının da harikalığından bahsetmemek olmaz. Parçalardan şarkı söyleyen bir eleman da yok, enstrümantal takılmışlar.

Albüm dört parçadan oluşmuş olsa da elemanlar parçaların üçüne alternatif de yapmışlar bir de Acoustic Fremen eklemişler. Sanırım son dört parça remastered tarzı bir çalışma sonrasında albüme eklenmiş. Parçalar 1978 yılında kaydedilmiş olsa da progarchives albümün çıkış tarihini 1981 olarak yazmış, ben de öyle ekledim başlığa. Mazur görün.

DÜN

Laurent Bertaud / Davul
Jean Geeraerts / Elektrik, akustik gitar
Bruno Sabathe / Piyano, synthesizers
Alain Termol / Perküsyon
Thierry Tranchant / Bass
Pascal Vandenbulcke / Flüt

EROS

1 - l'Epice (9:25)
2 - Arrakis (9:36)
3 - Bitonio (7:09)
4 - Eros (10:17)
5 - Bitonio (Alternatif versiyonu) (10:20)
6 - Arrakis (Alternatif versiyonu) (5:07)
7 - Eros (Alternatif versiyonu) (7:11)
8 - Acoustic Fremen (Yayınlanmamış parça) (6:17)

15 Kasım 2009 Pazar

Out of Focus - Palermo (1972)

Geçenlerde neler eklemişim diye blog’a şöyle bir göz atarken hiç krautrock albümü eklemediğimi fark ettim. Yonçin’in de tavsiyesiyle (aylar oldu biliyorum) Out of Focus’un bir konser albümünü eklemeye karar verdim.

Out of Focus’u keşfettim keşfedeli (her zamanki gibi Yonçin’e teşekkür faslı) “fusion” deyince aklıma ilk bu grup geliyor. Bu güzide insanlar yaptıkları müzikle dinleyici bir çeşit trans haline girmelerine yardımcı oluyorlar. Out of Focus’un kolaylıkla kendi döneminin en yetenekli müzisyenlerinden olduklarını söyleyebiliriz. Enstrümantal ağırlıklı ama araya az ve öz vokal serpiştirilmiş, sık sık doğaçlamaya kayan bir tarzları var bu grubun. Albümden bahsedecek olursak grubun İtalya turunda verdiği Palermo konserinin kaydından oluşuyor. Dedik ya adamlar doğaçlama seviyor, o yüzden şarkılar oldukça uzun. Her bir enstrümana ayrı ayrı doyuruyor. “Whispering” ve “Fly bird fly” benim albümdeki kişisel favorilerim. Beğeneceğinizi umarak ben aradan çekiliyorum.

OUT OF FOCUS

Remigius Drechsler / Gitar
Hennes Hering / Klavye
Moran / Flüt, Saksafon, Vokal
Stephan Wiesheu / Bas Gitar
Klaus Spöri / Davul

PALERMO 1972

1 - Whispering (10:15)
2 - Cafe Stiletto (13:10)
3 - I Want to See Your Face No More (12:32)
4 - Where is Your Home Town (8:56)
5 - Fly Bird Fly / Television Program (20:35)
6 - I'm Kissing Right (10:38)

25 Ekim 2009 Pazar

Head Machine - Orgasm (1969)

Hee.. şaane bi sonbahar sabahı.. kahvaltımızı da ettik öğretmenevinde.. yetmedi Gentleoctopus, Jr.'ın pastasını da kestik. Eh keyif oldukça yerinde. Birader Cyphre da geldi sabah sabah. Odur budur derken Heep bağlantılı grupları koyduk da Head Machine'i unuttuk düşüncesine kapıldım birden. Boş vakit bulmuşken de girip halledelim şu işi istedim. Head Machine de tek albümlük gruplardan. Farkı belirli bir proje üzerine kurulmuş olması. The Gods'ın sonrası ve Toe Fat macerasının hemen öncesinde John Glascock'ın ısrarıyla Hensley, Kerslake ve Brian Glascock bir araya gelip bu 7 parçalık şaane albümü kaydederler. İlginç bi durum vardır bu albümde.. onun için aşağıdaki grup bilgisine bakılması gereklidir.

Toe Fat'in gelişini önceden haber verircesine albümün açılış parçası Climax eklentisiyle You Tried To Take It All'dur. Blues'u güçlendirerek Heavy Blues (aha yeni bi tabir gibi duruyo) şekline sokarak kaydedilen albümün girişi de şaane olmuş işte. You Must Come With Me'nin de bu parçadan aşağı kalır yanı olmadığını söyleyelim. Albüme adını veren Orgasm ise 9 dk'lık süresi içerisine sığdırdığı bir dolu enteresanlıkla alkışı hak ediyor.

Head Machine'in The Gods ve Toe Fat arasında bir bağlantı ya da geçiş grubu olarak düşünülmesi hiç de yanıltıcı bir fikir olmayacaktır. Zira gerçekten de The Gods'tan gelenlerin Toe Fat'e doğru evrileceklerinin habercisi bir albümdür Orgasm. Hensley bu albümde klavyeci kimliğinden çok gitarist kimliğiyle öne çıkar ki aslında Hensley müziğe de gitar ile başlamıştır. John Glascock da ileriki yıllarda neden Jethro Tull'da yer alacağını gösterir. Bi de bu albümle ilgili bilgilerim eksik ve karmaşık aslında benim. Kesinlik taşıyan bilgilere sahip olanlar lütfen haber versin de gerekli düzeltme ve eklemeleri yapalım. Misal, albümde David Paramor diye birinin vokal yaptığını ve aynı adamın albümdeki tüm parçaları yazdığı gibi bir bilgi kalmış aklımda ama sağlamasını yapamadım bi türlü. Bilgi sahibi arkadaşlar yorum kısmına yazarak bildiklerini paylaşırlarsa sevinirim.

HEAD MACHINE

Ken Leslie (Ken Hensley) -Gitar, Klavye, Vokal
John Leadhen (John Glasscock) - Bass, Vokal
Brian ve Lee Poole (Brian Glasscock ve Lee Kerslake) - Davul
Mike Road - Vurmalılar (elemanın gerçek adı olabilir bu :))
David Paramor - Vokal

ORGASM

01. Climax - You Tried To Take It All
02. Make The Feeling Last
03. You Must Come With Me
04. The Girl Who Loved, The Girl Who Loved
05. Orgasm
06. The First Time
07. Scattering Seeds

20 Ekim 2009 Salı

Jane - Together (1972)

Merhabalar. Blog'u uzun zamandır takip ediyorum. Birçok tanımadığım grup keşfettim sayenizde. Hepinize teşekkürler. Uzun zamandır Gentle'a Jane'in Together albümünü yerleştirmek isteğimi söylüyordum. Bir türlü denk getiremiyordum. Bu son günlerdeki blog’daki aktivite beni harekete geçirdi.

Herhalde blog'a ilk post eden herkes önce favori albümünü post ediyordur. Ben de bu telden çalacak olursam Jane'in Together albümünü koymak boynumun borcu olmuş oluyor. Jane 1970'de Hannover'de kurulmuş. Alman Krautrock'ının incilerinden. Together albümü ise Progressive Rock seven herkes için ikonik bir albüm bence. Jane ve Eloy'u aynı dönemde keşfetmiştim ve hiçbirini diğerinin üzerine çıkaramadım. İkisi de aynı anda, birlikte, ele-ele yükseldi benim için. Ortak müzik arşivimiz olan bir dostuma ise bu iki grubu tanıtırken şöyle dedim "ortak, pink floyd neyse eloy ve jane de artık odur benim için haberin ola".

Şarkı sözlerinin az (ama öz) olması albümü enstrümantal ağırlıklı yapıyor. Ama vokalist Bernd Pulst'un sesinin tam progressive rock grubuna uygun bir ses olduğunun söylemem gerek, ne çok ön plana çıkıyor vokal ne de enstrümanların çok gerisinde kalıyor. Ama güçlü bir ses... Maalesef ki Bernd Pulst bu albümden sonra gruptan ayrılmış. Enstrümanlarda herkes çaldığı alete tam hakim, ama bunlardan grubun adı ile özdeşleşmiş efsanevi Peter Panka davulda ve 70'lere ait en iyi Gibson LP sololarının sahibi olduğunun düşündüğüm Klaus Hess. Grubun sağlam bir klavyecisinin (Werner Nadolny) olması da bu albümü duyduğum en iyi melodik underground hard rock albümü yapıyor. İsimlerini zikrettiğin son 3 insan zaten grubun kurucuları ve ilk çekirdek kadrosudur. Ayrıca vurgulamam gereken başka bir husus da 1972 yılı için bir grubunun ilk albümü için çok iyi aranjesi olan bir albüm. Bir grubun ilk albümü ancak bu kadar başarılı olabilir. Bir albümün de ilk şarkısı ancak bu kadar doğru tercih olup bu kadar bağlayıcı olabilir.

Together Jane'in debut albümüdür. Gerçek bir underground hard rock/space rock/ kraut rock/progressive rock albümüdür. Hangi sınıfa isterseniz koyabilirsiniz. Benim için "başucu" sınıfına aittir.

JANE

Klaus Hess / Gitar
Bernd Pulst / Vokal
Charley Maucher / Bass, Vokal
Werner Nadolny / Klavye, Flüt
Peter Panka / Davul, Vurmalılar

TOGETHER

1 - Daytime (8:05)
2 - Wind (4:52)
3 - Try to find (5:24)
4 - Spain (11:53)
5 - Together (3:43)
6 - Hangman (9:58)

İNCELEYEN: Flying Ostrich

19 Ekim 2009 Pazartesi

Toe Fat - Toe Fat II (1971)

1971 yılı ile birlikte Toe Fat kadrosunda bazı değişiklikler olur ve Hensley ile Kerslake ayrılır. John Glascock da nedeni tam bilinemeyen bazı gizemli sebeplerden ötürü ikinci albümde John Konas soyadıyla yer alır. Hensley ve Kerslake'in yerine Alan Kendall ve Brian Glascock gelir. Bennett hala yerinde durmaktadır. :) Bu albümde ilk albümdeki başarıyı aynen devam ettirirler. Fakat sound biraz daha sert bir hal almış ve Blues Rock'dan çok Hard Rock'a dönmüştür. Bennett'ın şaaneye varan gitar kullanımlarına Glascock'ların ve Kendall'ın tamamlayıcı etkisi işi çığrından çıkaracak duruma getirir. Açılış parçası Stick Heat'in girişinde sanırım banjo ya da benzeri bir alet kullanılır ve sanki bariz şekilde basite indirgenmiş bir parçanın gelişi haber verilir. Lakin öyle olmaz. Stick Heat bir anda sertleşir ve Blues üzerinden Heavy Rock'a kadar kaymalar gösterir. There'll Be Changes da ise iş tamamen blues üzerine kuruludur. Bennett blues standartlarına giren gitar ve vokaliyle parça insanı 70'lerden alıp 60'ların başına atar. Peşi sıra gelen A New Way ise takdire şayan bir parçadır. İlk 3,5 dakika sakin ve sessiz gitar oynamalarıyla geçerken parça bir anda coşar, dinleyici "oha... nooluyo ulen" durumuna girer. Kapanış parçası Midnight Sun da dikkat edilmesi gereken bir diğer güzelliktir. TOE FAT Cliff Bennett / Gitar, Vokal John Konas / Bass Alan Kendall / Gitar Brian Glascock / Davul TOE FAT II 1 - Stick Heat 6:18 2 - Indian Summer 2:07 3 - Idol 3:32 4 - There'll Be Changes 6:52 5 - A New Way 7:55 6 - Since You've Been Gone 4:48 7 - Three Time Loser 4:30 8 - Midnight Sun 4:43

Toe Fat - Toe Fat (1970)

60'lı yılların İngiliz rock'n roll starı Cliff Bennett ile The Gods tayfasından Hensley, Glascock ve Kerslake'in oluşturduğu Blues Rock / Hard Rock grubu Toe Fat 1970 yılı başlarında kuruldu. Uzun süreli bir grup olamamakla birlikte bıraktıkları iki albümle kayda değer bir iş çıkardıklarını göstermiş oldular. Bennett'in yetenekleri ve deneyimi diğerlerinin nitelikleriyle birleştiğinde ve çoğunluğu Bennett'a ait olan parçaların kalitesiyle Toe Fat arşivlerde hak ettiği ilgiyi görür duruma da gelmiştir. Grubun 71 yılındaki dağılışının ardından önce Hensley sonra da Kerslake Uriah Heep kadrosuna dahil oldular. Glascock ise ortalıkta biraz dolaştıktan sonra kapağı Jethro Tull'a attı. Bennett da solo ve grup çalışmalarına devam etti. Elemanların gittiği grupları ve çıkardıkları işleri göz önünde bulundurunca da Toe Fat kalitesi ortaya konulmuş oluyor. Özellikle Blues üzerinde gezinen albümde hemen her parça zihinde yer eden cinsten. Bennett'in özelliksiz ama etkili vokaliyle de göz doldurur. Bad Side of The Moon, Nobody, Just Like All The Rest ve şaane parça; You Tried The Take It All albümde öne çıkan parçalardır. Uzun gitar melodilerine katkı sağlayan sade bass ve ritmi gerilerde bırakmayan davul ile Hensley klavyesi dinlenildikçe kulağı mest eden bileşenlerdir. TOE FAT Cliff Bennett / Gitar, Vokal Ken Hensley / Klavye, Vokal John Glascock / Bass Lee Kerslake / Davul TOE FAT 1 - That's My Love for You (4:02) 2 - Bad Side of the Moon (3:25) 3 - Nobody (6:05) 4 - The Wherefors and the Whys (3:44) 5 - But I'm Wrong (4:00) 6 - Just Like Me (4:12) 7 - Just Like All the Rest (2:32) 8 - I Can't Believe (4:00) 9 - Working Nights (2:33) 10 - You Tried to Take It All (4:25)

Spice - Spice (1968-1969)

Uriah Heep'in temellerinin atıldığı grup 1967 yılında Heep'in de çekirdek kadrosunu oluşturan iki kuzen David Byron ve Mick Box tarafından kuruldu. Box o aralar R&B ve Soul coverları üzerine takılıyordu. Byron ise ara ara gruplarla söylüyor ama belirli bir ivme yakalayamıyordu. Spice her ikisi için de bir anlamda dönüm noktası oldu.

Zaten arkadaşları olan Napier ve Newton ile Spice'a başladıklarında efsaneleşeceklerinin farkında mıydılar bilemiyoruz ama iyi başlamışlar demeden de geçemiyoruz. Unutmadan gruba bir aralar Barry Green (bass) ve Nigel Pegrum (davul) dahil olmuşlardır ama kadro yukarıdaki 4 isimden oluşmaktadır. Bu kadroya Ken Hensley'in eklenmesiyle de Spice adını değiştirerek Uriah Heep'e çevirmiştir.

Spice'ın resmi olarak yayınlanmış bir albümü mevcut değil. 45'lik diye tabir edilen 2 parçalık single'lar çıkarmışlar hepsi o. Konumuz olan albüm de bootleg bir single toplaması. O dönemde çıkardıkları 45'liklerden oluşuyor. Bu 45'liklerin bazıları Heep albümlerinde Bonus Track olarak büyük bir kısmı da Lansdowne Tapes adıyla official toplama olarak yayınlandı. Bu arada bu toplama bir ara bende vardı ama bilgisayarı yedeklemeyi unutan her salağın başına gelen şeyle birlikte bu albüm de uçup gitmişti. Arayıp da bulamamıştım önce... Sonra da aklımdan çıkmıştı. Ta ki blog sakinlerinden Lolipop albümü getirene kadar. Bu noktada Lolipop'a tekrar teşekkür ediyoruz.

Spice'ın albüm çıkarmamış olmasına aldanıp pek de başarılı işler yapamadıkları düşüncesine kapılmamak gerekir. Büyük çoğunluğu Londra'daki Marquee Club olmak üzere birçok yerde konserlere çıkmışlar. Hem de Spooky Tooth, Blossom Toes, Octopus, Andromeda, Van Der Graaf Generator, East of Eden, Keef Hartley Band ve Bonzo Dog Band gibi gruplar ile. E doğal olarak bu belirli bir deneyim kazandırmıştır kendilerine. Blues'dan Rock'n Roll'a geçerken haddinden fazla sertleşen ve Heavy Rock olarak tabir edilebilecek bir müzikal anlayışa sahiptir Spice. Box'ın gitar kullanımı ile Byron'ın vokal tekniği birleşince de ortaya dinlenmesi ve arşivlenmesi gereken bir müzik ortaya çıkar. Born In a Trunk, Magic Lantern, Schoolgirl albümün etkileyici parçaları. Parçalar üzerine tek tek yorum yapmak pek de doğru olmaz diye düşünüyorum zira albüm mantığıyla kaydedilmediği için bir bütünlükten bahsedilemeyecektir. Bu da yorumları birleştirmeyi güçleştirecektir.

SPICE

David Byron / Vokal
Mick Box / Gitar
Paul Newton / Bass
Alex Napier / Davul

SPICE (Bootleg)

01 - What About The Music
02 - In Love
03 - Born In A Trunk
04 - Magic Lantern
05 - Astranaza
06 - I Want You Babe
07 - Celebrate
08 - Schoolgirl

17 Ekim 2009 Cumartesi

Rough Diamond - Rough Diamond (1977)

Baştan söyleyeyim... Ben bu albümü pek sevmem. Rock'n Roll'u temel alan, Uriah Heep'ten sonraki ilk Byron grubu olmakla birlikte solo albümle arada pek büyük farklar olmamasına istinaden başarılı bir grup çalışması sayılabileceğini düşünmüyorum. Sanırım birçok kişi öyle düşünmüş olmalı ki 1976 Eylül'ünde kurulan grup bir sene sonra aynı ayda da dağılmıştır. İlginçtir ki Byron dışındaki grup elemanları da Humble Pie ve Colosseum (Clempson), Paul McCartney'in Beatles sonrası grubu Wings (Britton) gibi ses getiren gruplardan gelme olsa da albümün başarısına katkı sağlayamamışlardır.

Lock And Key, durağan ama etkileyici ballad Seasong, Hard Rock'a kaymalar gösterirken Rock'n Roll'a selam veren Hobo, tamamen klavye üzerine kurulu enstrümantel The Link ve bu parçanın devamı sayılabilecek End of the Line öne çıkan parçalar. Öne çıkmalarına aldanarak çok şaane şeyler beklememek gerektiğini belirtmek lazım.

ROUGH DIAMOND

David Byron / Vokal
Clem Clempson / Gitar
Willie Bath / Bass
Damon Butcher / Klavye
Geoff Britton / Davul

ROUGH DIAMOND

1 - Rock N' Roll (3:28)
2 - Lookin' For You (4:06)
3 - Lock & Key (4:59)
4 - Seasong (7:35)
5 - By The Horn (3:13)
6 - Scared (5:33)
7 - Hobo (5:45)
8 - The Link (2:19)
9 - End of the Line (5:46)

David Byron - Baby Faced Killer (1978)

David Byron'ın ikinci solo albümü olan Baby Faced Killer, Uriah Heep'ten ayrıldıktan sonra kaydettiği ilk solo albüm olma özelliğini de taşımaktadır. (Tamam saçma bi cümle oldu... İdare edin artık.)

Take No Prisoners'a oranla bambaşka bir albümdür bu. Altyapı tamamen rock'n roll'a dayanır. Byron vokal tekniğinde yaptığı değişikliklerle hem Heep tarzına uzak bir portre çizer hem de farklı işler de yapabileceğini gösterir. Albümdeki tüm parçalar Byron ile birlikte bir nevi 2.derece Hensley olarak düşünülebilecek olan Daniel Boone'a aittir.

Boone, Hensley kadar olmasa da yetenekli bir müzisyendir ve gitar, klavye, vurmalılar gibi değişik aletlerle haşır neşirdir. Baby Faced Killer'ın genelinde yüksek ritimler, tempolu bir ilerleme ve değişken geçişler mevcuttur. İlk iki parça Baby Faced Killer ve Rich Man's Killer'ın girişlerine dikkat etmek gerekir. Çünkü her ikisinde de ama özellikle ikinci parçada modernize edilmiş bir rock'n roll havası sezinlenir.

Şüphesiz görülmemiş bir yenilik değildir ama ilgi çekici ve kayda değer bir sonuçtur. African Breeze'deki 80'leri haber veren ama bir bakıma dinleyiciyi Afrika'da safariye çıkmış gibi hissettiren ritmik yapı, Only You Can Do It'de karamsar başlayan fakat bir anda yumuşak ve sevecen bir hal alan müzikal anlayış, son parça olan I Remember'da Byron'ın birkaç yıl öncesine özlemini dile getirirmişçesine geriye doğru evrilir ve Uriah Heep'e saygı duruşu niteliğine bürünür. O diil de... şaane yazdım bence. :)

DAVID BYRON

David Byron / Vokal
Daniel Boone / Gitar / Klavye / Vurmalılar
Alan Jones / Bass
Stuart Elliot / Davul

BABY FACED KILLER 

01 - Baby Faced Killer (3:10)
02 - Rich Man's Lady (3:51)
03 - Sleepless Nights (3:48)
04 - African Breeze (4:12)
05 - Everybody's Star (4:20)
06 - Heaven Or Hell (4:42)
07 - Only You Can Do It (4:04)
08 - Don't Let Me Down (3:21)
09 - Acetylene Jean (3:19)
10 - I Remember (4:08)


David Byron - Take No Prisoners (1975)

Eee Ken Hensley koyduk bari Heep'ten devam edelim ve efsanevi vokal David Byron'ın solo albümlerine dalalım. Adam bi efsane, katılmayan varsa bi zahmet mail atsın da ikna edelim. Uriah Heep'i ortaya koyan en önemli bileşenlerden biridir Byron. 1947 İngiltere doğumludur. Heep gitaristi Mick Box'la kuzendir. Heep'in öncülü Spice grubunun da vokalidir.

1969 yılından 1976'ya kadar Uriah Heep'in sesi olmuş fakat alkol problemlerinin gruba zarar vereceğini düşünen Hensley'nin grubun menajeri Gerry Bron'a verdiği "ya o ya ben" ültimatomuyla ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu ayrılmanın hemen öncesinde kaydedilen Take No Prisoners başarılı bir çalışma olarak görülmemekle birlikte kötü de değildir.

Zira Byron'ın Heep mirası üzerine gitmek gibi bi derdi olmamış ve kaydedilen parçalar rock'n roll'a kayan hard rock türevine doğru yol almıştır. Vokal tekniği ile ilgili herhangi bir yenilik olmamakla birlikte Byron'ın sesini beğenen herkes için dinlenebilir nitelikte ve arşivlenebilir mantıkta bir albümdür. Man Full of Yesterday, Sweet Rock'n Roll, Roller Coaster, Stop ve albümün kapanış parçası Hit Me With a White One öne çıkan şarkılardır. Byron dışında müzikal altyapıda yer alan isimlere baktığımızda "ulen bunların hepsi Uriah Heep'ten" tepkisini veriyoruz. Bu tepkiye rağmen albüm hiç de Heep uzantısı olarak görülebilecek bir albüm değildir. Parçaların hepsinde klavyeci Stonebridge'in parmağının olmasından kaynaklı olsa gerek. Dinlemek ve üzerine konuşmak lazım…

DAVID BYRON

David Byron - Vokal
Mick box - Gitar
Lou Stonebridge - Klavye
Denny Ball - Bass
Lee Kerslake - Davul
Ken Hensley - Akustik Gitar
John Wetton - Mellotron

TAKE NO PRISONERS

01 - Man Full Of Yesterdays (5:36)
02 - Sweet Rock N' Roll (2:49)
03 - Steamin' Along (5:09)
04 - Silver White Man (3:29)
05 - Love Song (2:56)
06 - Midnight Flyer (5:55)
07 - Saturday Night (2:16)
08 - Roller Coaster (3:58)
09 - Stop (Think What You're Doing) (4:16)
10 - Hit Me With A White One (3:53)


16 Ekim 2009 Cuma

Ken Hensley - Eager to Please (1975)

Bi haller oldu Gentleoctopus coştu. Grip mrip hikâye. Geçmişe dönüş var sanırım. Eskiden daha kolaydı her şey. Yapalım deyince hem vakit bulurduk hem de yandaş. Şimdilerde her iki açıdan da zora düştük. Gerçi blog sakinleri her ne kadar şu aralar inzivaya çekilmiş de olsa hepsi şaane insanlar ve zamanı geldiğinde harekete geçecekler. Neyse... Konumuz Ken Hensley'den ikinci solo albüm; Eager to Please. İlk albüme oranla Uriah Heep müziğinden daha bi sıyrılmıştır bu albüm. Benzeşen yönler yine de vardır ama göz ardı edilecek denli azdır. Albüme ismini veren parçayı pek sevmem ben. Ama peşi sıra gelen Stargazer'a hastayımdır. Şaane bi giriş yapılır önce parçaya sonra birden vokal girer ama daha durağandır. Parçanın ortasından sonra çalan herkes dağılır gider. Dinleyen kişi de elbette. Secret ve Part Three de tadından yenmez parçalardır. Take and Take ve albümün kapanış parçası How Shall I Know da defalarca dinlenir. Sakin bi klavye ile açılan How Shall I Know davul ve gitarın girişiyle hareketlenecekmiş gibi durur ama aynı tempoda devam eder. Hensley'nin her daim çatlayacakmış gibi duran sakin vokali de parçaya büyük katkı sağlar.

İlk albümde tüm parçalar Hensley imzası taşırken bu albümde 2 de Mark Clarke parçası mevcuttur. Ki Clarke kısa bi dönem de olsa Uriah Heep de çalmış bi abimizdir diye hatırlıyorum yanlış hatırlıyorsam kusura kalmayın. Sanırım Look at Yourself döneminde bikaç ay Heep'de çalmışlığı vardır.

KEN HENSLEY

Ken Hensley / guitars, keyboards, synthesiser, vocals
Bugs Pemberton / Davul, Vurmalılar.
Mark Clarke / Bass
B.J. Cole / Pedal Steel Gitar (Parça 3)
Ray Warleigh / Saksofon (Parça 10)

EAGER TO PLEASE

1 - Eager to Please (Hensley) (4:51)
2 - Stargazer (Clarke/Bottomley) (3:46)
3 - Secret (Hensley) (4:02)
4 - Through the Eyes of a Child (Hensley) (2:16)
5 - Part Three (Hensley) (3:46)
6 - The House on the Hill (Hensley) (3:17)
7 - Winter or Summer (Hensley) (2:58)
8 - Take and Take (Hensley) (3:42)
9 - Longer Shadows (Hensley) (3:32)
10 - In the Morning (Clarke) (2:34)
11 - How Shall I Know (Hensley) (3:59)

Ken Hensley - Proud Words on a Dusty Shelf (1973)

Aslına bakarsanız Ken Hensley hastası biri olarak Hensley'nin solo albümlerinden pek haz almam. Ama "aman canım arşivlenecek albümler de değil" gibi bi tavrım da yoktur. Bence gelmiş geçmiş en iyi müzisyenlerden biridir Hensley. Başta Hammond B3 olmak üzere klavye konusunda ustadır. Gitar çalar, şarkı söyler, beste ve düzenlemeler yapar. Tam anlamıyla müzik adamıdır yani. 1945 İngiltere doğumludur. 60'ların ortalarından itibaren The Gods, Toe Fat ve Spice gruplarında yer alır. Spice'ın Uriah Heep'e evrilmesiyle birlikte hem Hensley hem de Heep efsanesi ortaya çıkar. Heep ile ardı ardına kaydedilen albümlerin yanı sıra boş durmayı sevmeyen Hensley, Alman grup Virus'ün elemanlarıyla birlikte Weed adı altında albüm kaydederken Heep yıllarında iki de solo albüme imza atar. Proud Words On A Dusty Shelf bu soloların ilkidir. Albümde Hensley dışında Heep'ten Thain ve Kerslake de yer almaktadır. Lakin Sweet Freedom ile aynı döneme denk geldiğinden midir nedir albüm pek de iç açıcı değildir yukarıda belirttiğimiz üzere. Şaane bi gitar girişiyle başlayan When Evening Comes, Heep balladlarını andıran From Time to Time ve Fortune ve The Last Time dinlenilmesi gereken parçalardır. Heep'in The Magician's Birthday albümünden bildiğimiz Rain'den pek bişey beklememek lazım.

Grup müziği içerisinde yer aldığında efsanevi işler çıkartan bir adamdan çok şey beklediğimizden kaynaklı olsa gerek Proud Words.. pek bir yavan kalıyor. Dinlenebilir niteliktedir şüphesiz ama beklenti geliştirmemizi sağlayacak denli de kaliteli olduğunu söylemek doğru olmaz. Yanılıyorsam birileri bu konuda yorum yazsın lütfen.

KEN HENSLEY

Ken Hensley / Gitar, Org, Klavye, Vokal
Lee Kerslake / Davul, Vurmalılar
Gary Thain / Bass
Dave Paul / Bass

PROUD WORDS ON A DUSTY SHELF

1 - When Evening Comes (Hensley) (4:37)
2 - From Time to Time (Hensley) (3:37)
3 - A King Without a Throne (Hensley) (3:54)
4 - Rain (Hensley) (3:16)
5 - Proud Words (Hensley) (3:15)
6 - Fortune (Hensley) (5:18)
7 - Black Hearted Lady (Hensley) (3:38)
8 - Go Down (Hensley) (3:11)
9 - Cold Autumn Sunday (Hensley) (5:30)
10 - The Last Time (Hensley) (2:48)

14 Ekim 2009 Çarşamba

Asterix - Asterix (1970)

Sanırım grip başıma vurdu... Albüm ekleyesim var sürekli. Ahan da şaane bi grup daha Asterix. Tek albüm. Sonra isim değiştirip Lucifer's Friend olarak yola devam ettiler. Hard Rock sevenler için olmazsa olmaz albümlerden biridir bu. Sağlam ritimler, durmaksızın ilerleyen melodik yapı, aradan sıyrılan bir klavye, kafasına göre gezinen bir gitar ve daha sonraları Uriah Heep'te de boy gösterecek olan John Lawton vokali. Her ne kadar ben Lawton'ı Heep içinde sevmesem de Asterix ve Lucifer's Friend'de yeri doldurulamaz elemandır. Gerçi bu albümde Lawton bildik Lawton da değildir. Sanırım yeni başlamış olmasıyla alakalı. Tamam gene çok iyi ama eksik bi şeyler var ki Lucifer's Friend ve Uriah Heep'de tamamlanmış bi Lawton dinlediğimizin ayırdına varabiliyoruz. He bu arada grupta Lawton'ın dışında bi vokal daha var. O da fena değil. Hatta bazı yerlerde hadi canım dedirten türden çıkışları da mevcut. Grubun Hamburg, Almanya çıkışlı olduğunu belirtmekte de fayda var. Müzik konusunda Hamburg'a laf edenlere kafa atasım da geliyor ara ara.

Sıklıkla yanılgıya düşüp bi grubu tanıtırken şuna benziyor buna benziyor diyoruz ya... Asterix hiçbir gruba benzemiyor. Nev-i şahsına münhasır diye tabir edilenlerden bunlar da. If I Could Fly, Broken Home, Time Again, Open Up Your Mind ve Corner Street Girl benim favoriler. İnsanın kanını kaynatan, progressive'in gizli dehlizlerine çok fazla sokmadan "ulen işte budur bee" diye bağırtan, arka arkaya defalarca rahatlıkla dinlenebilen albümlerdendir.

ASTERIX

John Lawton / Vokal
Peter Hecht / Klavye
Peter Hesslein / Gitar
George Monroe / Vokal
Dieter Horns / Bass
Joachim "Addi" Rietenbach / Davul

ASTERIX

1 - Look Out
2 - Gone From My Life
3 - Broken Home
4 - Time Again
5 - Jump Into My Action
6 - Open Up Your Mind
7 - Corner Street Girl
8 - Chance in You
9 - Morning at My Dawn

Montes - Cuando Brille El Tiempo (1974)

Arjantin'den başka bi grubu konuk olarak aldık mı hatırlamıyorum ama şimdi konuğumuz olan Montes, Buenos Aires'ten çıkmış en iyi gruplardan biridir. İsmini gitarist ve kurucu Jorge Montes'ten alır. O dönem içerisinde Mahatma Montes adıyla da bilinirlermiş. Müzikleri Hard Rock ile Heavy Progressive Rock arasında gezinir. Bu tür kuşak içerisinde yer alan diğer gruplarda olduğu gibi bazı parçalarda Uriah Heep benzeşmeleri de mevcuttur.

Bir 45'lik ve bir 33'lük çıkarmış olmaları aslında büyük bir eksiklik olmakla birlikte "tek albümlük gruplardan iyi şeyler çıkma ihtimali yüksektir" tezini bir kez daha doğruladığı için göz ardı edilebilir bir durum da ortaya çıkmaktadır. Konumuz olan albümde single olarak yayınlanan Pajaro Nocturno ve Un Viaje Al Mar'ın da olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.

1973 yılında kurulan grup Psychedelic Rock ile Hard Rock arasında gezinir. Jorge Montes'in ilgi çekici gitarı ile bütünleşen Policastro'nun vokali parçaların kopmadan ilerlemesini kolaylaştırır. Dinlerken bazen ulen adamlar jam session mu yapıyolar acaba diye düşünür insan. Zira Policastro'nun aralarda enteresan girişleri var, gözden kaçırılmaması gereken. Albüme şaane bi giriş yapan El Camino de Dios... ile sanki hiç bitmeyecekmiş gibi bi imge oluşturan Hoy ve peşi sıra gelen Arco Iris ile Epilogo de Crossville benim favorilerim. Hoy, uzun ve karışık melodili Budgie parçalarını andırıyor. Hadi bakalım... İyi dinlemeler...

MONTES

Jorge Montes / Gitar
Juan Carlos Policastro / Vokal
Alberto Oneto / Bass
Carlos Salazar / Davul

CUANDO BRILLE EL TIEMPO

01 - En el Camino de Dios Hacia el Sol
02 - Arde Roma
03 - El Ascensor (Por la luz de Dios)
04 - Hoy (Cuando Brille el Tiempo)
05 - Arco Iris
06 - Fuera el Sol
07 - Epilogo de Crossville
08 - Dias Despues
09 - Pajaro Nocturno
10 - Un Viaje Al Mar

10 Ekim 2009 Cumartesi

Skid Row - Skid (1969)

İrlanda'dan şaane bi Blues Rock grubudur Skid Row. '86 tarihli aynı adlı grupla karıştırılmamalıdır. 1967 yılında Brendan 'Brush' Shiels, Noel 'Nollaig' Bridgeman, Bernard 'Bernie' Cheevers ve daha sonraları Thin Lizzy ile efsaneleşecek (inandığım için söylemiyorum, bence bu heriften bi bok olmaz) olan Phil Lynott tarafından Dublin'de kuruldu. 1969 yılına kadar takıldıktan sonra önce Cheevers gruptan ayrıldı ve yerine o zaman 16 yaşında olan Gary Moore (herif hala still got the blues yalnız... :) ) geldi. 2 single kayıttan sonra Lynott da gruptan ayrıldı. Neyse ki onun yerine kimse gelmedi ve Skid Row power trio olarak yola koyuldu. Başta Fleetwood Mac olmak üzere 60'lı yılların iyilerinin konserlerinde ön grup olarak sahne aldılar. Fleetwood Mac'ten Peter Green, Gary Moore'un gitar stilinden epeyce hoşlanmıştı ve CBS için bir iki kayıt yapmasına da yardımcı oldu. Skid Row birbiri ardına iki albüm çıkararak tarihin tozlu raflarındaki yerini aldı. Tabi raflara yerleşmeden önce Skid Row içinden bir dolu eleman geçtiğini de belirtmek lazım. Daha sonraları yine Thin Lizzy'de çalacak olan Eric Bell, Ufo'ya geçecek olan Paul Chapman, Taste ve Them'den gelme John Wilson, Alyce'de çalmış olan Eamonn Gibney ve Jimi Slevin, Elmer Fudd'dan Jody Pollard ve hatta 1976 Live albümde konuk olarak yer alan Jethro Tull'dan Ian Anderson.

Bunca eleman sayımından sonra, konumuz olan Skid Row albümü 1969 yılı sonlarına ve birçok yere göre de 1970 yılı başına tarihlenen ilk albüm Skid. Gelmiş geçmiş en iyi Blues Rock albümlerinden biri olduğunu söylemek pek de hata olmaz. Her ne kadar ben Moore vokalini pek sevmesem de eleman burada döktürmüş diyebilirim. Tabi asıl mesele Shiels ve Bridgeman'da kopuyor. Şaane bi grişile başlayan ilk parça Mad Dog Woman'da Moore vokalinden sonra giren davulu ve hızı ayarlayan, kendine güvenen ve kimi zaman kendinden geçen bas gitara dikkat etmek lazım. Virgo's Daughter, An Awful Lot of Woman ve Unco - Up Showband Blues dikkat edilecek diğer parçalar. Son parça Felicity ise defalarca dinlenilmeyi hak eden bir parçadır. Tempolu bir havada Jazz ile girilen parça Moore'un vokaliyle bütünleştikten sonra blues/progressive arasında gider gelir. Moore bu parçada çaldığı gitar ile de alkışı fazlasıyla hakeder. Unutulmuş bir efsaneye hep birlikte merhaba diyoruz... :)

SKID ROW

Gary Moore / Gitar, Vokal
Brendan 'Brush' Shiels / Bass, Vokal
Noel 'Nollaig' Bridgeman / Davul, Vokal

SKID

01 - Mad Dog Woman
02 - Virgo's Daughter
03 - Heading Home Again
04 - An Awful Lot of Woman
05 - Unco-Up Showband Blues
06 - For Those Who Do
07 - After I'm Gone
08 - Man Who Never Was
09 - Felicity

9 Ekim 2009 Cuma

Swamp Salad - On the Country Line (1971)

Hehh… Sonunda kıç kalktı. Sonbahara giriyoruz ya ondandır. Gerçi pek bi dağıldık blog sakinleri olarak son günlerde. Cyphre fanzin çıkarmaya çalışıyo (diye biliyorum, kesin unutmuştur o işi), Kvartetten kendini bateriye verdi, Yonçin OctoRadio'da 23:00-01:00 arası yayında, Lysterfjord, Jamais ve Jesaar'dan haber yok, Emptytrashcan de kendini çizgiroman çevirisine verdi. Birilerinin aklına gelse de blog biraz şenlense eski günlerdeki gibi.

Evet... Bu melodramlara yakışır girişten sonra gelelim Swamp Salad'a. Elemanlar bildiğin Country Rock-Southern Rock karması bi müzik yapıyorlar. Bildik Amerikan müziği yani. Yalnız elemanlar Avustralyalı. Bu da ayrı bi enteresanlık katıyor albüme. Grup elemanlarının o dönemin en iyi stüdyo müzisyenleri olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Parçalar genel olarak enstrüman ağırlıklı. Lakin aralarda bi bayan vokal giriyor. İyi de ediyor. Ablayı tanımıyorum da sesi çok tanıdık... Birine benziyor ama çıkaramadım. Hatırlayan yardımcı olursa sevinirim. Esasen grup 4 kişiden oluşuyor. Vokali feat. sayabiliriz bi anlamda. Take Me Back to Memphis, Swamp Salad ve Ode to Billie Joe albümün şaaneleri. Klasikleşmiş bi olan Johnny Guitar yorumu da bence enfes.

Grupla ilgili etrafta pek fazla bilgi mevcut değil. O nedenle ismin Everglades Bataklıkları'ndan mı yoksa aynı adlı saçmasalak salatadan mı geldiğini bilemiyoruz. Çok da önemli olmasa gerek. Sonbahara giriş albümü sayalım bunu. Yazdan kalma az biraz heyecan, griye bürünen havaya ithafen az biraz hüzünlü, sıklıkla insanı harekete teşvik eden bi albüm.

SWAMP SALAD

Dave Donovan - Gitar
Len Hutchison - Gitar
George Thompson - Bass
George Adamson - Davul
Christine Barnett - Vokal

ON THE COUNTRY LINE

01 - Wichita Lineman
02 - Swamp Girl
03 - Take Me Back To Memphis
04 - Swamp Salad
05 - Groovey Man Mangroove
06 - Country Line
07 - Johnny Guitar
08 - Dirty Old Man
09 - Willie & Laura Mae Jones
10 - Ode To Billie Joe
11 - The Ballad Of Creepy Creek
12 - Aquarius

2 Eylül 2009 Çarşamba

Buzz Buzz Buzzzzzz Vol 1-2

İşte size yazdan kalan miskinliğinizi üzerinizden atacak, kanınızı kaynatıp beyin loblarınızı harekete geçirecek canlı mı canlı, saykodelik mi soykodelik, vol lu mol lu, karma çifte bi albüm. Bu da harekete geçirmezse artık sizi var ya, baltamı bi savururum buradan artık kimin kafasını yararsa.

Arf Arf Records tarafından derlenip günümüze kazandırılan 60lı yılların bu harika surf-psychedelic müzikleri tamamen enstrümantal olarak seçilmiş. Blog tarzının biraz dışında kalacağını düşünüp önce biraz kararsız kalsam da eklemeye, arada böyle şeylere bünyenin ihtiyaç duyduğunu hissedip hadi ekleyiveremgare dedim.

Ayrı bir tat ayrı bir tarz bu 60lar. Saykodeliğin temellerinin atıldığı twistten çıkılıp geniş mecralara geçildiği muhteşem bir dönem. Hangi dönemde yaşamak isterdiniz sorusuna belki de on kişiden yedisinin 60lar diyeceği bir dönem :( Hiç şans yokmuş bende de anasını satayım. Git sen 70lerde doğ, 90larda gençliğini, rezil 2000lerde de bu gününü yaşa... Kafam bozuldu bak yine tam da sigarayı bırakmaya yeltenecekken. Hadi kendinize iyi bakın.

Ha. Motorsiklet üzerinde dinlenilmemesi tavsiye olunur. Geçenlerde akıllanmayıp öyle bir aptallık yaptım kaza geçiriyordum :))


BUZZ BUZZ BUZZZZZZ Vol 1 - 2

01 - Jimmy Gordon - Buzzzzzz 2:20
02 - Bob Seger & The Last Heard - East Side Sound 2:24
03 - The Growing Society - Big Red Tomato 2:28
04 - The Sun Lightning Incorporated - Quasar 45 2:38
05 - The Hot Dog Stand - Zilch 2:24
06 - The Soundz - Freak Out (Part 2) 3:58
07 - The Sunliners - Well One 2:38
08 - The Galaxies IV - Picadilly Circus 2:38
09 - The Mugwump Estblishment - Mondo Hollywood Freakout 3:48
10 - The Royal Guardsmen - Om 2:44
11 - Inner Lite - All the Way In 2:02
12 - Peter Pan & The Good Fairies - Balloons 2:23
13 - The Disturbers - Free and Easy 2:18
14 - The Peepl - Please Take My Life 2:33
15 - The Swamp People - The Swamp 2:51
16 - Electric Tomorrow - Sugar Cube 1:59
17 - Electrified People - Electrified People 2:26
18 - The New Breed - One More for the Good Guys 4:35
19 - Nobody's Children - Girl I Need You (Instrumental) 1:52
20 - The Challengers - The Challengers Take a Ride on the Jefferson Airplane 1:38
21 - The Significant Other - Ode to Carrabasset 2:52
22 - The Cords - Cords, Inc. 2:26
23 - The Celebrated Renaissance Band - Vibration 2. 23:44
24 - The Wanderers - B.S.R.S. 9:00
25 - The Tea Company - Don't Make waves 1:35

24 Temmuz 2009 Cuma

Datetenryu - 1971 (1971)

Ne yalan söyleyeyim, sevdiğim ekoller arasında ilk 5’e girmez Japonlar, ki 70’lerde baya bi progressive müzik ile ilgilenmelerine rağmen. Far East Family Band, Kenso, Magical Power Mako (kesinlikle tavsiye olunur…:)) Flower Travellin’ Band (bu da baya iyi bir gruptur) gibi iyi işler yapmış gruplara sahiptirler.

Bir yandan da primitive (ilkel) diye tabir ettiğimiz (bu kelime bize ait literatürde böyle bir şey yok J))) tür müzik benim şahsen hoşuma gider. Nedir bu ilkellik derseniz; grubun stüdyoya hatta o bile değil, buldukları herhangi yere girip tek session’da deli gibi takıldıkları müziği ilkel yollarla kaydetmeleri diyebilirim.

Bu bir live da olabilir. Örnek vermek gerekirse Friedhof, Virgin’s Dream gibi… İşte Datetenryu da böyle bir grup. Takılmışlar ve öyle kaydetmişler. Hem de ne takılma, jam sessionlar havada uçuşuyor. Şarkı süreleri konu ile ilgili bir fikir veriyordur sanırım. Fazlaca klavye bulacaksınız. Jam sessionlar dışında sakin oldukları anlar da mevcut. Bu bölümlerde klavye ön planda...

Grubun ünlü elemanı basist Narazaki. Ama yinede Tonari denen adam klavyede resmen döktürüyor. Bateri de sürekli atak takılıyor. Şarkılara gelince, yarım saat süren 2 şarkı albümün en başarılı çalışmaları. Psychedelic olduklarını, az biraz space ve deneyselliği kattıklarını söylemek lazım. Grubun basisti aynı zaman da vokalist. Harika bir sesi yok ama bu tür müzikte yadırganmıyor doğrusu.

Space ve deneysel takılmaları bana “Don Bradshaw Leather”i anımsattı. Özellikle Part 4... Gerçekten güzel bir albüm… Herkese hitap etmeyeceği kesin ama benim gibiler için altın niteliğinde. Kenarda köşede kalmış bu albümün keyfini çıkarın derim ben...

DATETENRYU

Hiroshi Narazaki / Vokal, Bas Gitar
Masao Tonari / Klavye
Kei Yamashita /Gitar
Shogo Ueda / Davul

1971

01 - Bukkowareta Boku (4:17)
02 - Harugeshiki (10:07)
03 - Doromamire (20:02)
04 - Part-4 (4:01)
05 - Abuku no Aji (8:30)

17 Temmuz 2009 Cuma

Igra Staklenih Perli-Igra Staklenih Perli (1979)

Igra Staklenih Perli, Tito dönemi Yugoslavya’sında 1976 yılında Belgrad'da kurulmuş. Grup Belgrad klüplerinde bir süre çaldıktan sonra 1979 tarihinde isimleriyle aynı adı taşıyan bu ilk albümlerini çıkarmışlar… İsimlerini Herman Hesse'ın Nobel ödüllü kitabı boncuk oyunundan alıyorlar. Hesse'i o kadar seviyor olmalılar ki ikinci albümlerinin ismini de yine Hesse'in bir öyküsü, “Işık Bahçesi”nden veriyorlar.

Herhalde grubun kökeni bilinmiyor olsaydı bir krautrock albümü olduğunu düşünebilirdik Igra Staklenih Perli'nin. Evet o kadar Alman kokuyor ve bir o kadar psychedelic-space ki benzerlikleri tartışılmaz Pink Floyd ve Hawkwind da koyarsak yanına tam olur. İlginç oldu değil mi, Alman kokuyor ama tarz İngiliz, grup da Yugoslav. :)) Özellikle klavye ve gitar efektleri adamların Pink Floyd hayranlığını bariz ortaya koyuyor. Hepsi birbirinden güzel beş parçanın tadı kulaklarınızda kalacak çünkü tarza göre oldukça kısa. Belki de albümün tek kötü tarafı ses kalitesini de saymazsak bu. CD kalitesindeki kayıt için ise 2007 de yayınlanan "Igra Svetlosti" ilk iki albümlerini içeriyor, fakat blog piyasasında ya da bir paylaşım sitesinde bulmanız çok güç.

Albümün geneli karanlık depresif bir tarzda ilerliyor. Bir iki parçanın girişlerinde Arap tınılarını bile yakalamak mümkün desem bilmiyorum doğru olur mu? En azından ben öyle algıladım. Yer yer doğaçlamalara da giren elemanların, neden Hawkwind benzerliğini vurguladığımı hem müzik hem de vokal tarzlarını duyduklarında daha iyi anlayacaklarını sanıyorum.

Kimin kime ne kadar benzerliği hiç değinilmemeliydi belki de. Kanımca önemli olanın, adamların kendilerinden ne kadar bir şeyler katabildiği ve tarzlarına verdikleri ruh. Hem bu konu algıya göre görecelik de oluşturduğundan, ister kabul edin etmeyin benim kapıma çıkıyorsunuz. :)) Saçmalamaya başlıyorum galiba neyse, ben de sıramı savdım. Jamais, kedi albümleriniz hazırdır umarım, ellerinizden öperler yeni tanıtım. :))

O değil de bu yeni "sıra oyunu" beni acayip gerdi. Baskı oluşturdu bünyede valla ya. Ben free takılıyom abi, bozar zorunluluğa giden yollar beni. :(

IGRA STAKLENIH PERLI

Joshua N'Goma (Vojkan Rakic) / Gitar
Pedja Vukovic / Davul, Perküsyon
Drakula (Drasko Nikodijevic) / Bass, Vokal
Svaba the Kraut (Zoran Lakic) / Klavye, Vokal

IGRA STAKLENIH PERLI

01 - Gusterov trg (4:26)
02 - Solarni modus (4:09)
03 - Putovanje u plavo (6:52)
04 - Pecurka (7:05)
05 - Majestetski kraj (5:18)

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Sweet Smoke - Just A Poke (1970)

Bir hafta önce Sweet Smoke'a ait olan yerli basım "Silly Sally" kırk-beşliğini görence kafamda bir şimşek çaktı...

Yaklaşık bir sene önce Chase'in "Chase" albümüne bir yorum gelmiş (ben o sıra izleyiciydim); fakat bahsi geçen Sweet Smoke benim tarafımdan ortada görülmemişti.

"HAYIR............................................. Sweet Smoke (yani tatlı sigara) ne yeni bir sigara markasıdır, nede haşhaş veya eroin içmeye bir davettir. Sweet Smoke, kişinin önce kulaklarına dolan, oradan beynine giden güçlü bir topluluktur.......................... Önce çıldırtıcı bir müzik düzeni taşıyan parça sizi azgın bir dalga gibi alıp oradan oraya vuracak sonrada sakinleşen bir denizle kumsalı okşıyacaksınız. ........Parçayı dinlerken enstrümanların kullanış düzenindeki maharete hayran kalacaksınız..................... Sweet Smoke (yani tatlı sigara) daki müzik tam günün müziği. Gençliğin bunalımlarını dağıtan... dinledikçe gergin vücutları yumuşatan... beyinlerdeki karamsarlığı yıkayan bir yeni akım rüzgarı bu... Gök gibi gürleyen ve sonra fısıldayan.................. .....Hayır, Sweet Smoke (yani tatlı sigara) ne yeni bir sigara markasıdır, nede haşhaş veya eroin içmeye bir davettir. .....Ne olduğunu mu merak ettiniz............ ÖYLEYSE DİNLEYİN............................"

Yazı hatalarına bile dokunmadan naklettiğim bu metin Renin Batıgün'ün kaleminden çıkma ve bahsi geçen Türkiye baskılı kırk-beşliğin arka kapağında yazıyor; lakin sizlerle bir an önce paylaşmanın heyecanı içerisinde olduğum uzunçaların arka kapağından esinlenildiği açık!

Albüme gerekli yorumun (müzikal yönden) yapıldığını düşündüğüm için yorumu yorumlamak istedim. Prodüktörler için bir avuç hippi ile uğraşmak zor olsa gerek ki; "Just A Poke"un "ot çeken kimse ve onun tribi" konulu plak kapağının gençler üzerindeki negatif etkisi arka kapaktaki yazıyla dengelenmeye çalışılmış. Bu sebepten ötürü ben plağın sadece bir yüzünü sevebildim!

Bu uzunçaları kırk-beşlik mantığıyla (her yüze bir şarkı gelecek şekilde) çıkardıkları için kendilerine saygı duyduğumu belirterek yine de yorumumu yapmış olayım.

SWEET SMOKE

Andrew Dershin / Bas
Jay Dorfman / Davul, Perküsyon
Andrew Dershin / Gitar, Vokal
Michael Paris / Tenor Sax, Alto Recorder, Vokal, Perküsyon
Steve Rosenstein / Gitar, Vokal

JUST A POKE

1 - Baby night (16:24)
2 - Silly Sally (16:22)

Il Balletto di Bronzo - Ys (1972)

İtalyanların progressive tarihi o kadar şöhretli olmasına karşın, progressive dinleyen kitleler her zaman bir sınırla yaklaşmışlardır. Çünkü İtalyanlar yaptığı işlerden, delilik sınırlarını zorlayarak dehaya ulaşmaya çalışırlar. İtalyanlar progressive tarihine çok önemli gruplar bırakmıştır. Le Orme, Premiata Forneria Marconi, Area , Banco del Mutuo Soccorso en ünlenmiş gruplarıdır.Bu grupların albümleri sanki kendinizi bir müzikal şölende hissettirir.Girişinden itibaren kendinizi bambaşka bir havaya sokarlar. Bu grupların albümlerinden seçmeler de verilecektir. Biraz daha bekleyin hepsi olacak.

İşte hem müzikal bir şölende hem de konsept bir albüm arayanlar için ise Il Balletto Di Bronzo’nun Ys albümü önerilir. Bu albüm Leone tarafından yazılmıştır. Ys adlı güzide albüm dört bölümden oluşur. Introduzione(Giriş), Primo Incontro (Birinci Karşılama), Secondo Incontro (İkinci Karşılama), Terzo Incontro (Üçüncü Karşılama) ve Epilogo (Sonuç). Atmosferik bir klavye ve vokalin girişiyle albüme başlayacaktır; bunu takip eden 38 dakika boyunca ritimler aşırı dozda yüksek, sanki bu aletleri bize verdiniz ama biz bunları parçalarız İtalyanız lan biz havasındadır.

Ys adı neden bu kadar garip demeyin. Yazarımız Leone bu isimde bir şehir tasarlayıp kafasında efsanevi bir öyküsel anlatımla sizlere bunu gösterecektir. Aslında albüm arkasında epey bir türü barındırmaktadır. Progressive rock, psychedelic rock ve avant-garde/free jazz gibi türlerden beslenmişlerdir. Bu albümün her şeyi grubun vokali ve klavyecisi Gianni Leone’nin dehasından çıkmıştır. Ama diğer grup elemanları da epey yüksek bir efor harcamış olmalılardır. Aslında albümde tam bir ahenk ve senkroniye örnek gösteremeyiz. Grup elemanları kanımca bu uyumsuzluğun yarattığı havadan ortaya çıkanları, işte yarattığımız efsanevi şehir böyle bir yer gibi göstermek istemişlerdir. Size söyleyebileceğim dipnot ise lütfen albümün sonuna dikkat edin.

IL BALLETTO DI BRONZO

Gianni Leone / Vokal, Klavye
Lino Ajello / Gitar
Vito Manzari / Bass
Giancarlo Stinga / Davul

YS

01 - Introduzione (15:11)
02 - Primo Incontro (3:27)
03 - Secondo Incontro (3:06)
04 - Terzo Incontro (4:33)
05 - Epilogo (11:30)

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Jenghiz Khan - Well Cut (1971)

Blog sakinleri yazın esrikliğine kapıldı diye düşünürken hiç beklenmedik bir şekilde karşılık gördü bu fikir. Ne hikmetse coşkuya kapıldık ve boş geçtiğimiz Haziran'ın intikamını alırmışçasına çok albüm incelemesi yapıldı. Bu güzel harekete katkı yapmasak ayıp olurdu. Ve işte Jenghiz Khan...

Blogda birçok ülkeden gruplara yer verirken atladıklarımız da oluyor şüphesiz. Bu hem gözden kaçırmayla/unutmayla alakalı hem de öncelik sıralamasıyla. Dönem içerisinde öne çıkan ülkelerden gruplar ve albümler daha çok yer buluyor. Belçika dönemin öne çıkan ülkelerinden biri değil şüphesiz. O nedenle de Jenghiz Khan'ı bu kadar zaman sonra koyuyor olmak da pek yanlış bir hareket olmasa gerek. Gerçi Belçika'dan öncelikli olarak konabilecek Aksak Maboul ve Irish Coffee gibi gruplar varken Jenghiz Khan'ı koymak da enteresan tabi.

Jenghiz Khan 4 kişiden oluşan bir Hard Rock / Heavy Progressive grubu. Bazı yönlerden farklı gruplarla benzeşseler de kendilerine özgü bir tarza sahip oldukları rahatlıkla söylenebilir. Özellikle ilk parçada geri vokalleri duyduğunuzda Ken Hensley bu gruba da mı sızmış diye düşünmeden edemiyorsunuz. Hensley'in Uriah Heep'ten bildiğimiz o çığlıklı ince sesleri Pain'in altını dolduruyor ama Hensley olmadan. Ayrıca aynı parçada vokalin parçaya girişi ile gerçekten ortada bir "acı" durum olduğu sonucuna varabiliyorsunuz ki bu vokalin sesindeki çatlamalar, kırılmalar ile alakalı.

Hard Working Man'deki davul ataklı giriş ile Mad Lover'daki klasik gitar girişi peşisıra gelen vokalle bütünleşip defalarca dinleyerek tadını çıkaracağınız parçaları ortaya koyuyor. Her iki parça da tekdüze sayılabilecek bir havada devam etse de Jenghiz Khan'ın tarzını ve kalitesini ortaya koyuyor. Grubun hem bass gitaristi hem de lead vokali olan Pierre Rapsat'ı kutlamak gerek. Son parça Trip to Paradise ise gerçekten bir yolculuğa çıkarıyor insanı. Folk'tan Jazz'a doğru uzanan bir arenada gidiş gelişler, iniş çıkışlar ile dolu bir yol izliyor. Hensleyvari geri vokaller burada da karşımıza dikiliyor ve Rapsat'ın vokaliyle farkında olunamayan bir düet havasına sokuyor parçayı. Parçanın ikinci yarısından sonraki bölümü enstrümanların birbiriyle oynaşması olarak adlandırılabilecek bir güzellikle devam ediyor.

JENGHIZ KHAN

Tim Brean / Klavye, Vokal
Big Frisma / Gitar, Vokal
Chris Tick / Davul, Vokal
Pierre Rapsat / Bass, Lead Vokal

WELL CUT

1 - Pain (7:46)
2 - Campus A (1:18)
3 - The Moderate (4:12)
4 - Campus B (1:32)
5 - The Lighter (5:15)
6 - Hard Working Man (4:41)
7 - Mad Lover (3:10)
8 - Trip To Paradise (10:12)