Japonya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Japonya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ağustos 2023 Perşembe

Far Out / Nihonjin (1973)

Far Out
, Japonya'nın en iyi Psychedelic Rock, Space Rock gruplarından biri. İtiraf etmek lazım ki Japonya'ya gereken önemi vermemişiz blogda. Büyük ayıp! Avrupa ve Amerika merkezli bir anlayış hakim olsa da genelde dünyanın hemen her yerinden 70'li yıllarda fena halde iyi gruplar ve müzisyenler çıkmış. Japonya'da bunların başında gelir aslında.

Japonya'daki Rock çılgınlığının başlamasından hemen sonra 1972 yılında kurulmuş Far Out. Çok bilinen ya da hatırlanan bir grup olmamakla birlikte ardılı olan Far East Family Band'in kökenlerinden biri olmasından kaynaklı da ayrıca önemlidir. Psychedelic Rock janrı içerisinde hak ettikleri yeri almış olmaları da ayrı bir güzellik elbette.

Psychedelic ve Space Rock'ın değişik bir yerinde duruyor grup. Normalde Space gruplarında klavyeler ve synth öne çıkarken burada fazlasıyla idareli kullanıldığına şahit oluyoruz. Özellikle efekt vermek istediklerinde tercih ettikleri bir enstrüman klavyeler. Müziklerindeki ağır Psychedelic etkiyi; gitarlar (doğal olarak), davullar ve alışkın olmadığımız bir şekilde elektrikli sitar ile sağlıyorlar. Sitar'ın öne çıkmaya başladığı anlarda değişik ve tuhaf bir Psychedelic rüzgar esmeye başlıyor.

Genellikle Pink Floyd'un ilk dönemlerine benzer olduklarından bahsedilse de aslında ondan çok fazlası olduklarını söylemek yanlış kaçmaz. Pink Floyd'a bok atmak değil tabi buradaki amaç. Far Out'un onlar gibi olmadığını, kendilerine ait bir tarza sahip olduklarını öne çıkarmak. Daha iyi olduklarını söyleyemeyiz fakat daha değişik olduklarını belirtmekten de sakınca gelmez.

Nihonjin albümünün ayırt edici bir özelliği de Japon kültürüne yaslanması. Folk olarak düşünmemek gerekir, fakat o kültürün içinden çıkıp geldiği apaçık belli. 2 parçadan oluşan albümün parça sayısı bile buna dayanıyor denilebilir. Uzun ve ardı arkası kesilmeyen Japon hikayeleri, geleneksel müzikleri ve müzikal yaklaşımlarını ortaya koyuyor albüm bu iki parçası ile.

Krautrock ile benzeşen yanları olan albümü Proto-Prog olarak tanımlamak da yanlış değildir. Zaten kendisinden sonra gelen Far East Family Band'de Progressive Rock içerisine dehil edilir. Keyif verici şekilde Hint ezgilerine de ara ara rastlayabilirsiniz albümde. Belki de bu yüzden fazlasıyle egsantrik ve eğlencelidir. Arada, tuhaf ve değişik gruplardan biridir Far Out.

FAR OUT

Fumio Miyashita / Vokal, Nihon-bue, Akustik Gitar, Armonika, Moog
Eiichi Sayu / Lead Gitar, Hammond, Koro Vokal
Kei Ishikawa / Bass, Elektrikli Sitar, Vokal
Manami Arai / Davul, Nihon-daiko, Koro Vokal

NIHONJIN

01. Too Many People (17:55)
02. Nihonjin (19:52)

10 Nisan 2023 Pazartesi

Food Brain / Bansan - Social Gathering (1970)

70'lerin başından, Japonya'da Psychedelic Rock kültürünü başlatan gruptur diyebiliriz Food Brain için. Aslında tamamen toplama bir proje grubu ama o kadar iyi iş çıkarmışlar ki anlatması zor. Polydor firmasının Japonya'daki üst düzeylerinden biri Psychedelic Rock albümü eksikliğini fark edip 4 elemanı bir araya getiriyor bu proje grubu için. Normal ve sıradan bir şey gibi gelebilir. Zira gezegenin pek çok yerinde, sırf para için yapılan işlerden biri de bu. Ama bir araya gelen elemanların değeri fazla olunca olayın rengi de değişiyor.

Bu yapımcı arkadaş, gruba iyi bir gitarist bulayım fikriyle yola çıkıp Shinki Chen ile anlaşıyor. Ardından da davulcu sağlam olsun deyip Hiro Tsunada'yı katıyor projeye. Hiro Yanagida ve Masayoshi Kabe de eklenince kadro tamamlanıyor. Grubun kadrosunda ismi geçen bu elemanlar öncesinde veya sonrasında Japonya'nın uluslararası arenada tanına isimleri haline geliyorlar. 

Grubun adıyla ilgili anlatılan bir miktar komik bir hikaye de bulunuyor. Shinki Chen elemanlarla konuşup grubun adını Brain Food (Beyin Gıdası) koymaya karar veriyor. Lakin yapımcıya ismi söylerken, kafasının bi dünya olmasından dolayı, Food Brain (Gıda Beyni) diyor ve grubun adı da böyle kalıyor. Hatayı fark ettiğinde Chen bu da böyle olsun mantığıyla üzerine bile gitmemiş anlaşılan.

Yapımcı albüm kayıtları sırasında grubun iyi bir çıkış yapacağına, kaliteli işler çıkaracaklarına ikna oluyor. Hatta kafasında projenin uzun süreli olmasını planlıyor. Ama albümün piyasaya çıkmasından sonra yerinde duramayan grup elemanları dağılmayı tercih ediyorlar. Hepsi farklı gruplara dağılıyorlar. Yapımcının yarım kalan hayali bizim için tek albümlü efsaneler listesine bir grup daha yazmak anlamına geliyor.

Psychedelic Rock'ı daha ileriye taşıyarak üst seviyede bir Space Rock'a doğru yola çıkmışlar Bansan ya da diğer adıyla Social Gathering albümünde. Enstrüman kullanımlarına diyebilecek en ufak bir şey yok. Albümdeki her şey tam yerinde ve olması gerektiği gibi yapılmış. Zaten içinde Shinki Chen ve Hiro Tsunada'nın olduğu bir albümden de farklı bir şey beklemek yanlış olurdu sanırım. Arşive alıp defalarca dinlenebilinecek albümlerden biri.

FOOD BRAIN

Hiro Tsunoda / Davul, Vurmalılar
Hiro Yanagida / Klavye, Org
Masayoshi Kabe / Bass
Shinki Che / Gitar

Konuk Müzisyen:
Michihiro Kimura / Klarinet

BANSAN / SOCIAL GATHERING

01. That Will Do (9:12)
02. Naked Mountain (0:32)
03. Waltz For M.P.B. (3:45)
04. Live Juice Vending Machine (3:21)
05. The Conflict Of The Hippo And The Pig (0:31)
06. Clock (5:27)
07. One-Sided Love (0:48)
08. The Hole In A Sausage (15:03)
09. Dedicated To Bach (0:51)

19 Şubat 2023 Pazar

The Mannheim Rock Ensemble / Rock Of Joy (1971)

Bazen tuhaf diye bahsettiğimiz gruplar oluyor. Ama bunların içinde en tuhaf olanı The Mannheim Rock Ensemble. Gerçekten de yaptıkları müzik, grup elemanları filan düşünüldüğünde bir yandan "acayip şekilde iyi" gelirken diğer yandan da "fena halde tuhaf" diye yorumlayabiliyorsunuz. 

The Mannheim Rock Ensemble aslında bir grup değil. Bir araya gelmiş müzisyenlerden oluşan bir topluluk. Topluluğu ilginç kılan Japon Jazz müzisyenleri ile Japon Rock müzisyenlerinin bir araya gelmesi. Albümü ilginç kılan ise bu karma topluluğun, Klasik Müzik bestelerini Heavy Psychedelic Rock ve Progressive Rock olarak yorumlaması. Genel olarak bilindik parçalar (Hungarian Dance, A Song Of Joy, Wedding March, Fur Elise, Turkish March) tercih ederek popülerliği de elden bırakmak istememişler gibi bir esinti hissetseniz de parçaların yorumlanışı olarak baktığınızda işin hakkını vererek yaptıkları ortada.

Grup hakkında tarihsel bilgi çok fazla mevcut değil. Olan bilgilerin doğruluğuna dair de şüpheler var. Yine de efsanevi Japon müzisyen Shinki Chen'in bu albüme katkıları ve dokunuşları olduğu konusunda hemen herkes hemfikir. Chen dışında grup elemanları olarak Hiro Tsunoda, Hiro Yanagida, Hiroki Tamaki, Masahiko Satoh, Masayoshi Kabe, Takeshi Inomata'nın isimleri geçiyor. 

1971 yılında bir araya gelip tek albüm kaydedip dağıldıkları da bilinenler arasında. Doğal olarak grubun sadece bir proje için bir araya geldiğini düşünmek de çok normal. Katıldıkları herhangi bir Festival, konser ya da dinletiye dair de en ufak bilgi bulunmuyor.

Yani eldekiler sadece grubun yaptıkları. Nefis bir şekilde Klasik müziğin en çok bilinenlerinden bazılarını kendilerina has bir şekilde yorumlamışlar. Bu arada belirtelim, klasik müzikten besleniyor olmaları albümü tam anlamıyla bir Progressive Rock albümüne çevirmiyor. Çünkü burada, bu albümde yaptıkları şey Heavy Psychedelic Rock. Birbiri ardına gelen sağlam gitarları, aralara sokuşturdukları doğaçlamalar, ana yapıya bağlı kalıp üzerine yaptıkları çeşitlemeler ile Progressive'e çok yaklaşan bir yerdeler. Ama tam olarak da değiller. Özellikle Fur Elise yorumunu dinlediğinizde işin rengi ortaya fena halde çıkıyor.

Sık sık dinleyebileceğiniz, dinledikçe daha fazla bağlanacağınız türde ve sertliği, klasik müziğe rağmen elden bırakmadan devam eden bir albüm Rock Of Joy.

THE MANNHEIM ROCK ENSEMBLE

Shinki Chen / Gitar
Hiro Tsunoda / Davul, Vokal
Hiro Yanagida / Klavye, Org
Hiroki Tamaki / Keman
Masahiko Satoh / Piyano
Masayoshi Kabe / Bass
Takeshi Inomata / Davul
Kimio Mizutani / Elektrikli Gitar, Gitar

ROCK OF JOY

01 - Hungarian Dance (3:24)
02 - A Song of Joy (2:59)
03 - Nocturne Op.9-2 (5:21)
04 - Wedding March (2:39)
05 - Ave Maria (3:12)
06 - Fur Elise (4:32)
07 - Invitation to the Dance (5:29)
08 - Going Home (2:57)
09 - Fantaisie-Impromptu (3:24)
10 - Turkish March (2:21)

8 Ocak 2023 Pazar

Samurai / Samurai (1970)

Bütün hikaye İngiliz anne babadan Tokyo'da doğan Mickey Curtis ile başlıyor. Japon kültürünü fazlasıyla benimseyerek hayatını sürdüren Curtis, 60'ların ortalarında aynı anda hem City Crows hem de Vanguards isimli iki pop grubunun solisti olarak müzik yaparken bir anda bir Satori (aydınlanma) yaşıyor ve yaptığı her şeyi bırakıp Rock müziğe yöneliyor. 1967 yılında Samurais adıyla kuruyor grubu. İsim zaman içerisinde değişerek Samurai'a dönüşüyor. 

Dönemin Japon rock müzik arenasının karmaşıklığı ve özgünlük arayışı düşünüldüğünde belki de en iddialı lafları edenlerden biri de hiç şüphesiz Mickey Curtis. Adam, kendi kültüründen beslenen bir Japon Rock müzik anlayışının yaratılması için hem elinden hem de dilinden gelen her şeyi yapmış diyebiliriz.

Pop'tan Rock'a geçiş aşamasında epeyce değişik çalışmalar yapmış Curtis. Ama yolu belirginleşmeye başlayınca kaydettikleri albüm tam anlamıyla bir Progressive Rock albümü olmuş. Grup, 2 albüm çıkarıp dağılmış olsa da bu tarz Japon müziği konusunda gerçekten de özel bir yerde duruyorlar. İlk albümün kayıtlarına başlamalarına dek geçen 2 yıllık süre boyunca grup olarak pek çok konser ve canlı performans sergilemişler. Bu dinletilerde kazandıkları deneyimlerin yansıması albümün her yerinde de belli oluyor zaten.

Grubun ve albümün önemli bir noktasının bizi Tetsu Yamauchi ile tanıştırması olduğunu da not olarak ekleyelim. Daha sonraları Free'deki tiplerle bir araya gelip hem bağımsız bir albüm kaydeden hem de Free'nin son albümünde yer alan Tetsu bu yani.

Albümün içerisinde bu tarz albümlerde sık rastladığımız türler arası geçişler, bağımsız yaklaşımlar ve folklorik etkiler de bir hayli fazla. Parçalar İngilizce söylenmiş olsa da Japon folkloru ile birleşip gelen bir yapıya sahip. Blues ve hatta ara ara kulağa gelen Psychedelic Rock etkileşimleri albümü farklı bir yere taşıyor. Heavy Progressive Rock'ın en iyi örneklerinden biri olarak listeye yazabiliriz.

Sade görünen ama sadelikten uzak, iddiasız gibi duran ama onunla hiç alakası olmayan, yaratıcı, değişik ve tuhaf bir albüm Samurai. Dinledikçe etkilerini daha fazla hissettiğiniz, etkisi altında kaldıkça kendinizi daha fazla kaybettiğiniz, kayboldukça da kendinizi bulduğunuz türde bir albüm. 

Albümün LP versiyonu iki plaktan oluşurken daha sonraları piyasaya sürülen CD verisyonunda parçaların yerlerinin değiştirildiğini belirtelim. Aşağıdaki de CD versiyonudur.

SAMURAI

Mickey Curtis / Sesler, Flüt
Mike Walker / Sesler, Vurmalılar
Joe Dunnet / Gitar
Hiro Izumi / Gitar, Koto
John Redfern / Klavye, Recorder
Tetsuo Yamauchi / Bass
Yujin Harada / Davul
Graham Smith / Armonika

SAMURAI

01. Green Tea (5:38)
02. Eagle's Eye (5:50)
03. Boy With A Gun (5:06)
04. 18th Century (1:03)
05. Four Seasons (9:51)
06. Mandalay (6:23)
07. Daffy Drake (2:46)

4 Kasım 2022 Cuma

Flied Egg / Dr. Siegel's Fried Egg Shooting Machine (1972)

Dünkü Strawberry Path girişinden sonra projenin ikinci ayağı olan Flied Egg'e girmeseydik olmazdı. Bunun en önemli sebeplerinden biri Shigeru Narumo'nun yanında pek güzel duran Masayoshi Takanaka elbette. Diğer sebepleri de albümü dinleyince çok net anlıyor insan.

Strawberry Path'in yakaladığı başarılı grafik onları Pink Floyd'un Japonya turnesinde ön grup yapınca Narumo grubun Bass kısmını Masayoshi Takanaka'ya yıkmak zorunda kalır. 1 aylık turnenin sonunda 17 yaşındaki enfes bass gitaristin çok iyi şeyler yapabileceğini anlayan Narumo, Takanaka'nın gruba tamamen dahil olmasını ister. Takanaka teklifi geri çevirmez ve katılır. Grubun adını da Flied Egg olarak değiştirirler. Flied Egg ikisi de birbirinden başarılı albümün ardından dağılmak zorunda kalsa da yeterli miktarda eser bırakmanın haklı gururunu yaşıyorlardır eminim.

Narumo'nun yetenekleri ve Tsunoda'nın Jazz etkileşimli eksantrik ritim anlayışı, Takanaka'nın ağır ama istikrarlı basslarıyla birleşince ortaya gerçekten de keyifli bir albüm çıkmış. Grubun tarzı bu albümde daha bir İngiliz Progressive Rock'ına öykünür durumda. Strawberry Path'teki Jimi Hendrix etkileri bu albümde yok denecek kadar az. Narumo'nun klavyeleri de daha bir Ken Hensley, Keith Emerson kıvamına gelmiş. Akılda kalan, çarpıcı gitar riffleri, fantastik şekilde gelişen armonik vokaller, parçaları sürekli farklı yönlere taşıyan Hammond org, beklenmedik anda karşınıza çıkan Gregoryen koro tarzı şarkılar ve daha niceleri Dr. Siegel's Fried Egg Shooting Machine'de mevcut. Kafa karıştıran bir karmaşası ama bir o kadar da ters yönden vuran sadeliği ile göz dolduran bir albüm.

Strawberry Path nasıl Japon Rock müziğine girişte dinlenilmesi önerilmeyen bir grupsa, Flied Egg de Japon Progressive Rock janrının ilk dinlenilmesi gereken grupları listesinde 1 ile 5 arasında bir yerde durur. Bakmayın, İngiliz Progressive Rock'ına öykündüklerine ya da İngilizce söylediklerine. Tamamen kendi kültürlerinden, yaşam biçimlerinin kattığı deneyimden yola çıkılarak hazırlanmış nefis bir albüm Dr. Siegel's Fried Egg Shooting Machine. Benzersiz demek elbette doğru değil ama yaklaşımlarının bambaşka olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Dinlerken arada kaldığınız ama hep sevdiğiniz, o neydi neye benziyordu fikrine kapılıp yok canım hiç de alakası yok dediğiniz tarzda albümlerden biri.

FLIED EGG

Shigeru Narumo / Gitar, Akustik Gitar, Hammond Org, Piyano, Moog Synthesizer, Harpsicord, Distorted Org, Chelesta, Vokal, Equalized Vokal, Oyuncak Enstrümanlar, Ses Efektleri
Hiro Tsunoda / Davul, Vurmalılar, Lead Vokal, High Boosted Vokal , Oyuncak Enstrümanlar
Masayoshi Takanaka / Bass, Bowing Gitar, Akustik Gitar, Vokal, Oyuncak Enstrümanlar

DR. SIEGEL'S FRIED EGG SHOOTING MACHINE

01. Dr. Siegel's Fried Egg Shooting Machine (6:05)
02. Rolling Down The Broadway (4:34)
03. I Love You (3:33)
04. Burning Fever (3:14)
05. Plastic Fantasy (6:08)
06. 15 Seconds Of Schizophrenic Sabbath (0:18)
07. I'm Gonna See My Babby Tonight (5:34)
08. Oke-Kas (4:37)
09. Someday (4:01)
10. Guide Me To The Quietness (8:08)

3 Kasım 2022 Perşembe

Strawberry Path / When the Raven Has Come to the Earth (1971)

Uzun süredir üzerine yazmadığımız Japon Rock müziğine hızlı bir giriş yaparak Strawberry Path ile devam ediyoruz. Shigeru Narumo ve Hiro Tsunoda'dan oluşan grup aslında bir dizi Progressive Rock albümü projesinin ilk ayağı. Bunun hemen ardından, ertesi yıl isim değiştirip yeni elemanlarla Flied Egg adını alarak 2 farklı albüm daha kaydediyorlar. Bahsi geçen 3 albüm de birbirinden iyi albümler olarak özetlenebilir.

Narumo, 60'ların sonunda Japon underground kültüründe epeyce bilinen, etkili ve karizmatik bir tip. Gitar, klavye çalıp vokal yapmasının buna büyük katkısı olduğu ortada. Woodstock Konseri'nden ve etkilerinden haberdar olunca Narumo, benzer bir şeyin Japonya'da da yapılabileceğini düşünüp Hibiya Açık Hava Tiyatrosu'nda konserler düzenliyor. Dönemin ünlü grupları katılıyor konserlere. Uygun fiyatlı olmasından kaynaklı konserlerin adı "10 Yen'e Konser" olarak belirleniyor ve Japon Rock müziği için etkili bir mihenk taşı oluyor. Buradan feyz alarak Narumo, Tsunoda ile birlikte albüm kaydetmeye karar veriyor.

Strawberry Path adını verdikleri grup tek albümlük olsa da büyük etkiler bırakıyor. Özellikle Narumo'nun sağ elinde gitar, sol elinde klavye ve ayaklarında Bass pedalları ile çıktığı sahnelerde Tsunoda'nın Jazz'dan etkilenmiş tuhaf davullarıyla Psychedelic ve Progressive işler ortaya koyuyorlar. Zaten albümün genelinde de bu yapıyı takip edebiliyorsunuz. Ama temelde albümün Hard Rock ve Blues etkisi altında olduğunu söylemek gerekir. Hatta o kadar fazla ve etkili bir Blues ki dinlerken sizde Jimi Hendrix vari bir etki bırakıyor. Zaten Narumo, Hendrix, Deep Purple, Procol Harum, The Moody Blues gibi gruplardan etkilendiğini de saklamıyor. 

Albümde vokal dili olarak İngilizce seçilmesi de doğru bir tercih gibi gelmiştir bana hep. Bu tip parçalarda Japoncayı duymak pek etkili olmayacaktır yüksek ihtimalle. Genel olarak albümdeki tüm parçalar gayet iyi. Uzun ve enfes bir davul solosuna sahip olan Spherical Illusion ise bunun dışında kalıyor. Solonun güzelliği yanında parça gerçekten de "kötü" olarak bile nitelendirilebilir. Japon Rock müziğine giriş için en doğru albümlerden biri olmasa bile girişin hemen ardından dinlenmesi, özümsenmesi, içe çekilmesi gerekenlerden biri olduğu kesin.

STRAWBERRY PATH

Shigeru Narumo / Gitar, Akustik Gitar, Hammond Org, Piyano, Bass, Geri Vokal
Hiro Tsunoda / Davul, Vurmalılar, Lead Vokal, Geri Vokal

WHEN THE RAVEN HAS COME TO THE EARTH

01. I Gotta See My Gypsy Woman (4:57)
02. Woman Called Yellow 'Z' (5:32)
03. The Second Fate (4:29)
04. Five More Pennies (6:26)
05. Maximum Speed Of Muji Bird (45 Seconds Of Schizophrenic Sabbath) (0:48)
06. Leave Me Woman (4:22)
07. Mary Jane On My Mind (4:51)
08. Spherical Illusion (5:34)
09. When The Raven Has Come To The Earth (6:19)

24 Temmuz 2009 Cuma

Datetenryu - 1971 (1971)

Ne yalan söyleyeyim, sevdiğim ekoller arasında ilk 5’e girmez Japonlar, ki 70’lerde baya bi progressive müzik ile ilgilenmelerine rağmen. Far East Family Band, Kenso, Magical Power Mako (kesinlikle tavsiye olunur…:)) Flower Travellin’ Band (bu da baya iyi bir gruptur) gibi iyi işler yapmış gruplara sahiptirler.

Bir yandan da primitive (ilkel) diye tabir ettiğimiz (bu kelime bize ait literatürde böyle bir şey yok J))) tür müzik benim şahsen hoşuma gider. Nedir bu ilkellik derseniz; grubun stüdyoya hatta o bile değil, buldukları herhangi yere girip tek session’da deli gibi takıldıkları müziği ilkel yollarla kaydetmeleri diyebilirim.

Bu bir live da olabilir. Örnek vermek gerekirse Friedhof, Virgin’s Dream gibi… İşte Datetenryu da böyle bir grup. Takılmışlar ve öyle kaydetmişler. Hem de ne takılma, jam sessionlar havada uçuşuyor. Şarkı süreleri konu ile ilgili bir fikir veriyordur sanırım. Fazlaca klavye bulacaksınız. Jam sessionlar dışında sakin oldukları anlar da mevcut. Bu bölümlerde klavye ön planda...

Grubun ünlü elemanı basist Narazaki. Ama yinede Tonari denen adam klavyede resmen döktürüyor. Bateri de sürekli atak takılıyor. Şarkılara gelince, yarım saat süren 2 şarkı albümün en başarılı çalışmaları. Psychedelic olduklarını, az biraz space ve deneyselliği kattıklarını söylemek lazım. Grubun basisti aynı zaman da vokalist. Harika bir sesi yok ama bu tür müzikte yadırganmıyor doğrusu.

Space ve deneysel takılmaları bana “Don Bradshaw Leather”i anımsattı. Özellikle Part 4... Gerçekten güzel bir albüm… Herkese hitap etmeyeceği kesin ama benim gibiler için altın niteliğinde. Kenarda köşede kalmış bu albümün keyfini çıkarın derim ben...

DATETENRYU

Hiroshi Narazaki / Vokal, Bas Gitar
Masao Tonari / Klavye
Kei Yamashita /Gitar
Shogo Ueda / Davul

1971

01 - Bukkowareta Boku (4:17)
02 - Harugeshiki (10:07)
03 - Doromamire (20:02)
04 - Part-4 (4:01)
05 - Abuku no Aji (8:30)

16 Haziran 2008 Pazartesi

Flower Travellin' Band - Satori (1971)

Sattori Hanzo adlı Japon kumarhaneler kralının ölümü ardından çıkarılan "Sattori'nin En Sevdiği Müzikler Vol1" isimli plağın kaydı için apar topar Tokyo meyhanelerinden toplatılan çalgıcıların kurmuş oldukları güzide bir gruptur Flower Travellin' Band. Yani birkaç küçük nüans dışında genel hikayeleri böyle kalmış aklımda. Şimdi bir göz atınca farkettim ki o küçük nüans da şu ki, grubu kuran Hanzo değil, Yuya Uchida diye bir prog-rock gurusu. Tabi dönemin meyhanelerine müziğine karşılık gelen müzik de yetmişlerin hemen başında Japonya'ya da bulaşıp fenomenleşmiş olan erken heavy metal görünümlü psikadelik rock olunca benim hikayem de gayet eksiksiz ve doğru oluyor.

Bu capon gençler ilk başta The Flowers kisvesiyle deniz aşırı türküleri(Hendrix-Jefferson Airplane filan) coverlayan bir grup olarak Big Brother & the Holding Company'ye çok yakın bir dizilişle (BB&HC'ye benzettim çünkü bayan vokallerine Capon Joplin -aha uydu bak- deniliyormuş) ortalıklara çıkmışlar. Müziklerinde kullandıkları enstrumanlar tanıdık, soundları tanıdık, vokalleri desen, aksanı gözardı edersen tanıdık; kısaca yakından tanıdığımız 70(+-5 sene)lerin 'heavy pschedelia'sını icra ediyorlar. Ancak bazen bol distorşınlı ama temiz riffleri öyle sert..sert değil de Sabbath'sı bir hal alıyor ki günümüz stonercıları da toplandıkları kıraathanelerde yer yer bu albümü stoner/doom rock/metal'in miladı alian ediyorlar.

Bu albümden özel olarak bahsetmek gerekirse, ki gerekir; FTB'nin en kodumu oturtan, tütün tüttürenler için keyif sigarası yaktıran ve tabii en karakteristik albümüdü olduğu söylenebilir. Hani olur da sokakta biri FTB nedir diye sorar diye cepte bu albümün bi fotografı taşınılmalıdır ki "ahan budur!" diye cevab verilebilsin. 5 tane Satori diye şarkı var içinde (parts I-V). Birincisi yer yer vokaldeki abinin çılgın attığı, sağlam altyapılı, hipnotize edici, albümün geri kalanı hakkında aba altından sopa gösterici bir şarkı olarak kulağa çarpıyor. İkinci Satori, daha oynak daha kıvrak, daha mükemmel. Buralarda adamları takdir etmeye içten içe başlıyorsunuz. Beyin uçurucu gerçekten... Ancak tam şu anda çok pişman oldum. İkinci şarkıya beyin uçurucu diyerek sıfatlarımı nahoşça tükettim ve üçüncü Satori gibi orgazmik ve ilahi bir komed.. yok şarkıya söyleyecek sıfat bırakmadım. Enfes yahu... O parmak yakan taş gibi sololar, uzun bir jam dinlermiş hissi veren geçişler ve acelesi olmayan perküsyonlar...

Dördüncü Satori'ye gelindiğinde yavaş yavaş durgunlaşıyor işler. Durgunlaşmasa da, daha bir Jam yapısına kavuşuyor ve AoxomoxoA'msı bir hal alıyor. Zaten part III'ün güzelliği dördü bir dinlenme safhasına dönüştürüyor. Part IV ise çok olgun ve babalık bir son ihtiva ediyor albüme. İnsan kulağının bir yanından çılgın ata ata girip beyne tesir ederek diğer yanından kendine hayran bıraktırarak çıkan bir albümle karşı karşıyayz. Evet.

Gentleoctopus'un Notu: Bu Satori aynı zamanda "ansızın ve farkında olmadan gelen aydınlanma" manasına geliyo. Albümü dinlerken de zırt pırt ahan da buldum durumuna düşüyorsun. Milletin 1000 yılda yaptığını bu elemanlar tek albüme toplamış. 4. Satori benim en sevdiğim Satori. İnsan kendini asfaltın üzerinde kayarken hayal ediyor.

FLOWER TRAVELLIN' BAND

Akira "Joe" Yamanaka / Vokal, Mızıka
Hideki Ishima / Gitar-Sitarla (kendi icat etmiş arkadaş; modifiyeli sitar gibim)
Jun Kozuki / Bass
Joji "George" Wada / Perküsyon
Nobuhiko Shinohara / Klavye

SATORI

1 - Satori, Part 1 (5:26)
2 - Satori, Part 2 (7:07)
3 - Satori, Part 3 (10:45)
4 - Satori, Part 4 (11:01)
5 - Satori, Part 5 (7:59)