Almanya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Almanya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Kasım 2023 Çarşamba

Seedog / We Hope To See You... (1974)

1974 yılında kurulan ve aynı yıl albüm çıkarıp hemen ardından da dağılan Seedog, değişik tatlar içeren tek albümüyle arşive girme ayrıcalığını üst sıralardan kazanan gruplardan. Agitation Free ve Ash Ra Tempel çıkışlı Dietmar Burmeister tarafından kurulan grup Psychedelic Rock ve Progressive Rock janrlarını Krautrock özelinde birleştiriyor.

We Hope To See You... albümü pek çok farklı tarz ve türü içerisinde barındırıyor. Amerika'nın sık sık bahsettiğimiz West Coast ekolünden çokça etki bulunurken, akustik Folk bölümleri, 60'ların Pop'una öykünürmüş gibi görünen melodik basitlikler ve belirsizliğini koruyan sağlam gitarları ile öne çıkıyor. Melodik basitlikler demişken bunun ucuz bir yapı olmadığını, bu basitliklerden faydalanarak iyi bir iş çıkardıklarını belirtmeden geçmeyelim. Ha bazı noktalarda Pop Rock karışımı bazı etkiler hissediliyor olsa da o kadar kötü olmadıkları da ortada.

Jazz Rock ve Latin müziği unsurlarına da albümde rastlamak mümkün. Ama bunu tatlının üzerindeki sos gibi kullandıklarını da söyleyelim.  Yukarıda da bahsettiğimiz pek çok türü harmanlayıp kendilerine ait bir yapı oluşturmuşlar. Sıkıcı değiller ama bazı bölümlerde albüme olan ilginizin azaldığına, ama sonra tekrar toparlandığına şahit oluyorsunuz.

Dün bahsettiğimiz Code III ile aynı plak şirketinden çıkardıkları albüm pek fazla sevilmez. Neden sevilmediği aslında Code III ve aynı dönem aynı plak şirketinden albüm çıkaran Sand grubu ile açıklanabilir aslında. Her iki grubun da müzikal anlayışı Seedog'tan farklı. Daha yaratıcı ve beklentilerin çok üstünde albümler olduklarını söylemek yanlış olmaz. Kabul ediyoruz, Seedog'da bu durum aşağılarda geziniyor bu iki grupla karşılaştırıldığında. Ama çok kötü ya da berbat gibi tanımlamaları da hak etmediklerini düşünüyorum.

Daha popüler bir iş çıkarma kaygısıyla hareket ettikleri ve bu nedenle de kalite olarak geride kaldıkları doğrudur. Ama zaten başkaları gibi olmak üzerine kurdukları ya da kurguladıkları bir müzikal anlayışları yok. Farklılıkları birleştirerek kendi yapılarını oluşturmuşlar.

SEEDOG

Lothar Muschinski / Vokal, Gitar
Klaus Pankau / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar, Vokal
Michael Sauber / Tenor Saksafon, Soprano Saksafon, Flüt
Bernie Schumacher / Tenor Saksafon
Jörg Hahnfeld / Bass, Akustik Gitar
Dietmar Burmeister / Davul, Vurmalılar

WE HOPE TO SEE YOU...

01. Out Of The City (7:17)
02. Seerock (7:35)
03. Scizoid Game (9:03)
04. Black Suits (11:40)
05. Espresso Brasil (11:32)

31 Ekim 2023 Salı

Code III / Planet Of Man (1974)

Krautrock
'ın nadide albümlerinden biri olan Planet of Man'e imza atan Code III'nin, kesinliği olmamakla birlikte 1973 yılında kurulduğu sanılıyor. Oldukça gizemli bir gruptur kendileri. Hatta grubun iki elemanından biri olan Ed Key'in bir takma isim olduğu falan da düşünülmektedir. Yani işin sonunda haklarına çok bilgimiz yok.

Albüm kapağında yer alan görsel, başka uygarlıklar bulabilme amacıyla gönderilen Voyager uzay aracının içinde yer alan ve altınla (ya da altına) basılmış mesajlardan biri. Doğal olarak daha en başında tahmin edilebilir ki albüm bir bilim ve bilim kurgu konsept albümü. Fazlasıyla değişik ve uzun bölümlerden oluşuyor. Hareket ivmesi düşük olmasına rağmen can sıkıcı olmaktan çok uzak bir albüm aynı zamanda.

Planet of Man'deki parçaları tekil parçalar ya da bütünü oluşturan tek parçalar olarak algılamamak gerekiyor. Belirli bir müzikal temanın belirsiz bir şekilde ve sürekli olarak akışı olarak özetleyebiliriz. Uzaya gönderilen bir uzay aracındaki mesajdan hareket ettiği düşünüldüğünde albümün adının da tam olarak neyi anlattığı ortaya çıkıyor. İçerisinde yer alan doğa sesleri, seslerle uyumlu atmosferik ama elektronik sesler, dünyanın ritmini ortaya koyan vurmalılar, hafiften gelen ve yormadan, hikaye anlatır havasında ilerleyen bir vokal. Alışkın olmadığımız türde canlı ve yaşayan bir albüm Planet of Man. Dönem albümü ya da belirli bir dönem için üretilmiş bir yapıt değil. Çok daha fazlası.

Albümün konuk müzisyenler bölümünde Klaus Schulze'nin adını gördüğünüzde şaşırmayın. Bildiğimiz Schulze bu. Albüme vurmalılar ve elektronik aletlerle üretilen sesler konusunda emeği geçmiş. Bir bakıma albümün Schulze'nin ilk dönem işlerini hatırlattığını söylemek de yanlış olmaz diye düşünüyorum. Bazı kaynaklarda Klaus Schulze'nin yan projesi olarak tanımlansa da Code III aslında Manfred Schunke ve Ed Key'in projesi. Schulze ve diğerleri sadece desteklerini vermişler.

Planet of Man'i dikkatle ve kendinizi vererek dinlediğinizde gerçekten de size dünyayı ve dünyanın öyküsünü anlatıyor. Konsept albümler içerisinde en belirgin şekilde öne çıkan albümler listesinde ilk 10'a kesinlikle girebilecek niteliklere sahip.

CODE III

Manfred Schunke / Çeşitli Enstrümanlar, Elektronik Efektler, Sesler, Vokal
Ed Key / Çeşitli Enstrümanlar, Vokal

Konuk Müzisyenler:
Aparna Chakravarti / Vokal, Tamboura, Harmonium
Mary Key / Vokal
Klaus Schulze / Davul

PLANET OF MAN

01. Formations / The Genesis (17:48):
    - Codes
    - Evolutions
02. Dawn Of An Era (6:42):
    - Drohung
    - Der Mensch Kommt
03. Countdown (11:25):
    - Hope
    - Disillusion
    - Escalation Of Violence
04. Phoenix Rising (14:01):
    - Germination
    - Nova Vita

28 Ekim 2023 Cumartesi

Twogether / A Couple Of Times (1973)

Twogether
, Düsseldorf Almanya'da kurulmuş bir elektronik ve Jazz Rock etkileşimli Krautrock grubu olarak tanımlanabilir. Haklarında çok fazla bilgiye sahip olmadığımız grup, 1973 yılında tek bir albüm çıkarıp ortalıktan kayboluyor. 2 kişiden oluşan grubun albümü fazlasıyla yaratıcı, değişik ve etkileyici olarak tanımlanabilir.

60'ların sonunda başlayan ve deneysel yaklaşımlara açık süreçte bu tarz değişik işler görmek mümkün. Twogether'ın A Couple Of Times albümü daha çok 69'un açtığı yolda ilerleme fikriyle yola çıkmış ama albümdeki vurmalıların öne çıkması dolayısıyla da daha geçenlerde söz ettiğimiz Niagara'ya yakın bir albüm ortaya çıkmış. Niagara gibiler demek yanlış olur elbette. Kendilerine ait bir yapı oluşturmuşlar. Özellikle elektronik seslere ve insanı derin yolculuklara sokan vurmalılardan hoşlananlar için iyi tercihlerden biri.

Albüm de grup da Krautrock janrı içerisinde dahil ediliyor. Albümdeki Progressive Rock etkileri, deneysel yaklaşımlar ve hiç durmadan ilerlemeye açık koşullar ile Krautrock tanımlamasını fazlasıyla hak ediyorlar. Diğer yandan kişisel olarak bu Krautrock'ın fazlasıyla dağınık olduğunu ya da süreç içerisinde dağıldığını söylemek de isterim. Alman kökenli Psychedelic ve Progressive müziğe verilen bir isim ama elektroniği ile, Jazz etkileşimleri ile, her yerden aldıkları müzikal katkılarla karmakarışık bir hal aldığını belirtmekte fayda var.

Twogether da bu duruma katkı sağlayan gruplardan. Basit gibi görünen karışık bir yapıları var. 2 kişilik kadro ile 20 kişi izlenimi veriyorlar. Bazılarına fena halde çekici bir albüm gibi gelirken bazı dinleyiciler de daha en başından nefret edebiliyorlar.

Olumlu ve olumsuz bütün yanlarına rağmen arşivde olması gerek albümlerden biri.

TWOGETHER

Klaus Bangert / Vokal, Org, Piyano, Synthesizer
Reinhard Fischer / Davul, Vurmalılar, Synthesizer

A COUPLE OF TIMES

01. Percussion (3:25)
02. Don't Cry (2:55)
03. Out of Range (4:10)
04. Make Me Feel Alright (2:20)
05. On the Move (3:30)
06. Toss-Up (2:55)
07. I Look Around (4:40)
08. Meet Me Every Day (3:25)
09. Bolero (2:40)
10. Cathedral (3:40)
11. Fusion (3:50)

27 Ekim 2023 Cuma

Lokomotive Kreuzberg / Fette Jahre (1975)

Berlin, Almanya'da 1972 yılı başlarında kurulan Lokomotive Kreuzberg Krautrock'a Polit-Rock kısmından giriş yapan gruplardan. Fazlasıyla politik ve doğal olarak da yırtıcılar. Bu durum albümlere ve parçalara da yansıyor. Kaydedip yayınladıkları ilk iki albüm çok iyi olmasa da sözleri ile politik yaklaşımın tavanına çıkıyorlar. James Blond adını taşıyan ikinci albüm dönemin Batı Almanya'sını alıp Doğu Almanya'sına vuruyor ve ortada ikisini de bırakmıyor. İş bir noktada yok birbirlerinden farkları önermesine kadar gidiyor. Ama bu sağlam sözlere rağmen müzikal anlamda çok iyi bir albüm değil.

Konumuz olan, 1975 yılı çıkışı Fette Jahre ise diğer albümlerden farklı bir yapıya ve müzikal kaliteye sahip. Krautrock janrı içerisine dahil edilse de içerisinde Heavy Progressive Rock'a varan hareketler bulunuyor. Albüm sözleri açısından da müzikal bakış açısı düşünüldüğünde de ortalamanın çok üzerinde yer alan albümlerden biri.

Fazlasıyla melodik ve yükselen yapısıyla Heavy Progressive Rock'ın güzel örnekleri içerisinde bile rahatlıkla yer alabilir. Temposu neredeyse hiç düşmüyor. Bu noktadan bakıldığında Pierre Moerlen'in başa geçtiği Gong varyasyonuyla benzeşiyorlar. Tabi bu benzeşme hareket ve tempo açısından bir benzerlik içeriyor.

Politik sözleri ve o sözlerle herkese vurduklarından dolayı bir türlü tutunamadıklarını söylemek de yanlış olmaz Lokomotive Kreuzberg'in. Fette Jahre'nin çıktığı yıl neredeyse sadece Batı Almanya'da konserler verebilmişler. Eleştirel yaklaşımları aslında özellikle hitap ettikleri proleteryanın bulunduğu Doğu Bloku ülkelerinde, Doğu Almanya'da ve Sovyetlerde pek hoş karşılanmamış. Hatta biraz daha ileri gidip girişleri bile yasaklanmış.

Grubun sahnesi de oldukça ilginç işleri ortaya çıkarmış. Kendilerine ait bir tiyatro grubu olan Lokomotive Kreuzberg'in zaman zaman kabare havasına giren performansları oldukça ses getirmiş. Bu avantajı iyi kullandıklarına dair de pek çok kaynak bulunuyor. Fakat dediğimiz gibi politik içeriklere sahip olmaları, gösterilerinde bunu fazlaca vurgulamaları bir türlü daha geniş kitlelere ulaşmalarını sağlamamış.

LOKOMOTIVE KREUZBERG

Bernhard Potschka / Akustik Gitar, Gitar, Vokal
Manfred Praeker / Bass, Akustik Gitar, Vurmalılar, Vokal
Uwe Holz / Davul, Vurmalılar, Armonika, Vokal
Karl-Heinz Scherfling / Vurmalılar, Vokal
Andreas Brauer / Keman, Piyano, Flüt, Vurmalılar, Synthesizer, Vokal

FETTE JAHRE

01. Rondo (4:58)
02. Comeback (2:42)
03. Requiem (4:24)
04. Fette Jahre (5:33)
05. Nostalgie (5:48)
06. Leise Sohlen (4:14)
07. Verfassungslied (3:03)
08. Parlamentsmarsch (4:41)

26 Ekim 2023 Perşembe

Silberbart / 4 Times Sound Razing (1971)

Silberbart
, tek albümlü efsaneler listemize teklifsiz şekilde giren Alman Krautrock gruplarından biri. Siz itemeseniz de onlar bu listeye rahatlıkla girerler yani. En büyük üzüntümüz grubun tek albümle kalmış olması olsa da bu tek albüm bile uzun yıllar boyunca yeterli dozajı sağlayacak kadar başarılı bir iş. Grubun tarihçesi hakkında bilgi sahibi değiliz. Ufak tefek bazı bilgi kırıntıları dışında takip edilecek bir izleri de yok. Elimizdeki tek referansları da bu nefis albüm.

Grubun liderliğini, temelde çocuklar ve ergenler için Beat tarzı müzik yapan The Tonics'ten gelme Hans Joachim Teschner ya da daha bilinen adıyla Hajo Teschner yapıyor. Grup tam anlamıyla bir power trio. Fazlaca yüksek, fazlaca tempolu ve fazlaca gürültü garantili. Teschner'in lakabının "Killer" olduğu düşünülürse, gitar ile neler yaptığına dair az çok fikir sahibi olabilirsiniz.

Silberbart, Krautrock janrı içerisine dahil edilmekle birlikte Heavy Rock izlerine de rastlamak mümkün. Psychedelic Rock kökeninden beslenen 4 Times Sound Razing'de rastladığımız dinamik yapı ve destansı parçalar işi fazlasıyla ileri taşıyor.

Kendinden geçmiş bir şekilde öne atılan agresif gitarlar ile ham diye niteleyebileceğimiz vokaller dikkate değer. Vokallerin ham olması olgunlaşmamış olmasından kaynaklı değil bu arada. Albümün yapısına destek olacağı ya da daha etkili olması düşünüldüğü için tercih edilmiş gibi görünüyor. Bazı bölümlerde fena halde çığlıklara dönüşen sesler çıkardığında aklınıza Rush'tan Geddy Lee'yi getiren bir vokal bu. Boş ya da olgunlaşmamış değil yani.

4 Times Sound Razing albümünde bulunan 4 parçanın hepsi de birbirinden farklı ama birbirini tamamlayan parçalar. Heavy Rock açılışıyla başlayan albümde ikinci parça tam anlamıyla bir asit kabusu denilebilir. Sanki fena halde etkili bir keyif verici madde alınmış da kaotik bir ortamda arada sıkış kalınmış hissiyatı yaratıyor dinleyicide. Üçüncü parça God ise muhtemeldir ki Jimi Hendrix'e yazılmış bir parça. Sert ve yüksekten gelen gitar düzenlemelerinin yanında melodik bir yapıya da sahip. 

Albüm de grup da pervasız diye tanımlanabilir. Ne yapacaklarını kestirmek gerçekten çok güç Nerede başlayıp nerede bittiklerini tahmin edemiyorsunuz. Fazlasıyla dikkate değer ama zamanında maalesef ki önlerine gelen fırsatı değerlendirememişler.

SILBERBART

Hans Joachim 'Hajo' Teschner / Vokal, Gitar
Werner Klug / Bass
Peter Bahrens / Davul, Vurmalılar

4 TIMES SOUND RAZING

01. Chub Chub Cherry (4:23)
02. Brain Brain (16:16)
03. God (10:07)
04. Head Tear of the Drunken Sun (12:00)

25 Ekim 2023 Çarşamba

Organisation / Tone Float (1969)

Organisation
, uzun süreli birlikte çalışan ikili Ralf ve Florian'ın ilk projesi. Bu ikiliyi daha sonraları Kraftwerk'te yaptığı işlerden biliyor olmanız daha olası tabi. 1968 yılında Remscheid Sanat Okulu'nda tanışan Ralf Hütter ve Florian Schneider, ortak zevklerinin doğaçlama avangard müzik olduğunu fark ettiklerinde birlikte çalışmaya başlıyorlar. Önceleri okulda ve çevresindeki yerlerde deneysel sesler ve vurmalı çalgılar kullanarak ürettikleri doğaçlamalarla isim yapıp tanınır hale geliyorlar. Sonraki aşama da albüm kaydı.

Tone Float albümünün ayrıca çok özel ve önemli bir yanı bulunuyor. Albüm Can, Amon Düül ve Tangerine Dream'in albümleri ile birlikte Krautrock'ı tanımlayan albümlerden. Uzun doğaçlamalar, klavye miksleri ve akustik vurmalıların birleştirildiği deneysel bir elektronik çalışma. İkilinin ileride yapacaklarının da önemli bir referansı sayılabilir. Türü tanımlayan örneklerden biri olmasının verdiği avantaj ile tekrar tekrar dinlenilesi bir başyapıt niteliğinde.

Elektronik etkileşimlerden hoşlanmayanlar albüme genelde pek sıcak bakmazlar. Ama dinlediklerinde albümde bundan çok daha fazlası olduğunu anlarlar diye düşünüyorum. Ralf ve Florian'ın avangard konusundaki etkin ve yetkin tavırları albümü çok farklı bir yere taşıyor. Hemen ardından da gruba eklenen yeni elemanlarla ortaya çıkartılan Kraftwerk projesi de ne düzeyde deneysel olduklarını referans vererek kanıtlıyor diyebiliriz.

Tone Float genel olarak Krautrock olarak etiketlenir. Tamamen doğrudur, az önce de söylediğimiz gibi zaten türü tanımlayan albümlerden biridir. Fakat albümde daha fazlası da bulunuyor. Psychedelic Rock etkileşimleri, klasik müzik çağrışımları, avangard karmaşa gibi pek çok yaklaşım albümdeki yerini alıyor. Daha sonraları hipnotik elektronik pop diye tanımlayabileceğimiz tarza kaymadan önce Kraftwerk'in ilk dönemlerinin öncülü olan albüm kendi kendini defalarca aşan bir yapıya sahip.

Pek çok albüm için kendine has yapısının olduğunu söyleyebiliyoruz. Bu durum Organisation ve Tone Float için de geçerli. Ama daha başka ve daha ileri bir durum da var. Zamanının çok ötesinde bir yaratıcılıkla üretilmiş, pek çok kökenden beslenen kaotik bir albüm. Benzersiz olarak bile nitelemekte sakınca yok! Değişik ve farklı bir dünya keşfetmek, yaratılan atmosfer içerisinde kaybolmak için en iyi tercih.

ORGANISATION

Florian Schneider / Alto ve Elektrikli Flüt, Elektrikli Keman, Tef, Üçgen Zil, Çan
Ralf Hütter / Hammond Org
Butch Hauf / Bass, Vurmalılar
Basil Hammoudi / Glockenspiel, Bongo, Konga, Gong, Müzik Kutusu, Vokal
Fred Monicks / Davul , Bongo, Maracas, Çıngıraklar, Tef

TONE FLOAT

01. Tone Float (20:46)
02. Milk Rock (5:24)
03. Silver Forest (3:19)
04. Ritim Salatası (4:04)
05. Noitasinagro (7:46)

24 Ekim 2023 Salı

Sunbirds / Sunbirds (1971)

Dünkü Niagara çıkışı Klaus Weiss'ın bir başka projesi olan Sunbirds'ü akla getirdi. Niagara'nın hemen ardından ortaya çıkan grup oldukça başarılı bir Jazz Rock ve Fusion grubu. Farklı ülkelerden kaliteli müzisyenleri buluşturan Sunbirds'ün de kısa ömürlü olması bizi derinden üzse de tarihin tozlu raflarında kalmış olmasına da yapabileceğimiz pek bir şey yok.

1959'dan beri Jazz sahnesinde yer alan Klaus Weiss, Sunbirds'e gelene kadar pek çok projenin içerisinde yer alıyor.  Bud Powell, Johnny Griffin, Kenny Drew ve Don Byas gibi isimlerle birlikte çalışan Weiss, 1962 - 1965 yılları arasında Klaus Doldinger Quartet'te de yerini almış. 1965 yılında kazandığı Uluslararası Viyana Jazz Festivali Yarışması'nın ardından da daha geniş kitle tarafından tanınır hale gelmiş. Hemen hemen aynı dönemde kurduğu Klaus Weiss Quartet ile yola devam eden Weiss, 1971 yılında gruba iki yeni müzisyen daha katarak ismi Sunbirds'e çevirmiş. Başarılı bir ilk albüm olan Sunbirds'ün ardından gelen ikinci albüm Zagara ilki kadar etkili olmadığı için grubun dağılmasına yol açmış.

Sunbirds, ilk dönem Jazz Rock'ın kendine has yapısı olan gruplarından biri. Elektrikli klavyelerin bir hayli ön plana çıktığı albümün en büyük özelliği de bu diyebiliriz. Albümde çok fazla ve yaratıcı şekilde kullanılan klavyeler mevcut. Tabi Weiss'ın ritimleri ile birlikte.

Tanım olarak coşkulu, cesur, yaratıcı ve pervasız diyebiliriz albüm için. Ara ara bahsettiğimiz nerede başlayıp biteceğini kestiremediğiniz, sizi her seferinde daha da şaşırtan, başladığı yere dönme kolaylığı yerine başını alıp, uzaklaşıp giden melodilere ve yapıya sahip. Fazlasıyla şaşırtıcı ve etkileyici. Tabi bu her zaman olduğu gibi kişisel görüş kapsamında değerlendirilmeli. Albümü dinleyip hiç sevmeyenlerin sayısı da az olmayacaktır.

Fakat herkesin hemfikir olacağı konu ise albümün de grubun da zamansız, yaratıcı ve kendine has bir yapıya sahip olan işlerden olacağıdır diye düşünüyorum. Benzetmek için epey uğraş versek de kime ya da hangi albüme benzediğini anlatmak çok zor. Zira albümde Miles Davis gibi bir hava sezinlenirken diğer yandan Psychedelic bir yolculuğa çıkmış Embryo ya da Agitation Free hissi de veriyor.

SUNBIRDS

Ferdinand Povel / Flüt
Philip Catherine / Gitar
Fritz Pauer / Elektrikli Piyano
Jimmy Woode / Bass
Juan Romero / Vurmalılar
Klaus Weiss / Davul

SUNBIRDS

01 - Kwaeli (3:43)
02 - Sunrise (5:26)
03 - Spanish Sun (12:10)
04 - Sunshine (6:46)
05 - Sunbirds (9:31)
06 - Blues for D. S. (7:53)

23 Ekim 2023 Pazartesi

Niagara / Niagara (1970)

İlgi çekici tuhaflıkların başına koyabileceğimiz gruplardan biri de Niagara. Almanya kökenli grubun müzikal anlayışı çok değişik ve kendine has. Albüm sadece vurmalılar, ziller ve davullardan oluşan bir albüm. Lakin albümde çalan 5 grup elemanı ve 2 konuk müzisyen Alman Rock müziğine etkileri olan kişilikler. Atlantis'ten Udo Lindenberg, Klaus Doldinger Quartet'ten Klaus Weiss, İngiliz grup Spectrum'dan Keith Forsey ve diğerleri. Grubun kuruluş tarihçesi hakkında bilgilerimiz çok az. Ama albümün bağımsız bri şekilde ve ticari kaygı güdülmeden kaydedildiğini biliyoruz.

Temelde Niagara'nın bu ilk albümü Krautrock janrı içerisinde yer alır ama tam anlamıyla doğru bir tanımlama olduğunu söyleyemeyiz. Dönemin Alman Rock ekolünden bir parça olduğu için Krautrock olarak dillendirilse de daha derine indiğimizde aslında Samba'nın alt kollarından biri olan Samba Batucada türüne dahil etmek daha doğru gibi geliyor. Daha sonraki albümlerde müzikal anlayışlarını Jazz Rock ve Fusion üzerine yöneltseler de Niagara albümündeki durum bu.

İşin ilginç yanı, Samba Batucada'da bir çok enstrüman kullanılırken, türe yakın duran bu albümde sadece vurmalılar var ve daha da ilginci, diğer enstrümanların eksikliği hiç hissedilmiyor. Oldukça yaratıcı ve 2 uzun parçadan oluşan albüm kendi halinde ve az bilinen bir başyapıt olarak nitelendirilebilir. Güney Amerika ritimlerinin vurmalılar üzerinden Rock ekolüne bağlandığı garip albümlerden. Tam anlamıyla Rock diyemediğiniz gibi Rock değil de diyemiyorsunuz. Az bulunan, nadide bir işe imza attıkları ortada.

Niagara albümünü değerlendirirken bu özel anlam üzerinden gitmek doğru olur. Arada olan albümlerden biri. Yakın durduğu yer ile gittiği yeri çok iyi birleştiren grubun Jazz Rock'a kayan vuruşları sayesinde modernleştirilmiş bir ritim kaydına dönüşüyor. Sadece vurmalılardan oluşan albümlerin sayısı fazla olmasına rağmen böyle tuhaf albümlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu albümü de rahatlıkla baş parmak ya da işaret parmağı olarak nitelendirebiliriz.

Samba Batucada'ya çok yakın bir albüm olarak tanımladık ama albümdeki Fusion ve Psychedelic Rock etkileri de yadsınamayacak denli fazla. Zaten bu nedenle Krautrock janrı içerisindeki yerlerini alıyorlar. Psychedelic kısmından gelen trip etkisi fazlasıyla yoğun.

NIAGARA

Klaus Weiss / Davul, Timpani, Çan
Cotch Blackmon / Konga, Vurmalılar
Keith Forsey / Davul, Ziller, Vurmalılar
Juan Romero / Çıngırak, Maracas
Udo Lindenberg / Davul, Timbale, Vurmalılar

Konuk Müzisyenler:
Danny Fischelscher / Konga
George Green / Davul

NIAGARA

01 - Sangandongo (19:07)
02 - Malanga (20:42)

22 Ekim 2023 Pazar

Royal Servants / We (1970)

1965 yılında Almanya'da kurulan Royal Servants başlangıçta Beat müzik ile ilgilenen, popülerleşmeye çalışan bir gruptu. Zamanla Beat'ten kopup Blues Rock'a ardından da Progressive Rock ve Psychedelic Rock'a yöneldiler. 1970 yılında kaydettikleri tek albümle, çok büyük işler başaramamış olsalar da bir sonraki grup olan efsanevi Eulenspygel için bir basamak oldular. Grubun elemanları Royal Servants'ın daha fazla ilerleyemeyeceğine karar verip Eulenspygel'e evrilme kararı alıyorlar.

Fakat bu noktada Royal Servants'ın varlığı çok önemli. Çünkü Eulenspygel'in başarısının arkasındaki sır Royal Servants'ın türler arasındaki geçişleri, denemeleri ve başarılarında gizli. Tabi ticari bir başarıdan bahsetmiyoruz çoğunlukla olduğu gibi. Kendilerine ait bir kitle oluşturma, kendilerini öne çıkarabilme konusunda başarı sağlamışlar.

Beat, Blues Rock, Psychedelic Rock ve Progressive arasında yaptıkları geçişlerle hem 60'ların sonundaki bu dönemin ruhunu, hissiyatını anlatan en iyi örneklerden birine imza atıyorlar hem de popülerlik kaygısı güderek bunu genele yaymak için çabalıyorlar. İkinci kısımda çok başarılı olamasalar da ilk kısmı bile yeteri kadar iyi bir yerde tutmamızı sağlıyor Royal Servants'ı.

1970 tarihli ilk ve tek albüm We, grubun Progressive Rock'ı tanıdığı ama yanı sıra  Jazz Rock, Folk Rock, Country Rock, Latin Rock gibi türlerden etkiler taşıyan ve biraz da Pop Rock olarak nitelendirebileceğimiz parçalara sahip. Geçiş albümlerinden biri de diyebiliriz We'ye. Grubun kendini ve türleri tanıması, karalarını belirgin bir zemine oturtmasını sağladığı albüm gibi de görünüyor. Zaten bu albümden hemen sonra Almanca'yı kullanarak Eulenspygel'in ilk albümünü kaydediyorlar ve albüm burada edinilen deneyimlerin bir toplamı olarak karşımıza çıkıyor.

Royal Servants'ın bu tek albümüne çok büyük anlamlar yüklemeye gerek yok, çok kaliteli ve muhteşem bir albüm değil elbette. Ama 60'ların sonuna tarihlenen dönemin geçişlerini, anlamını çok iyi yansıtan albümlerden biri olarak arşivde yer alması gereken albümlerden biri olduğunu söylemek gerek. Pop ile Progressive Rock arasında iyi bir köprü oluşturarak, müziği hafifletmeden sağlam bir iş ortaya koyduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Krautrock'ın başlangıcında da kendine yer bulan albümlerden olduğunu da belirtelim.

ROYAL SERVANTS

Detlev Nottrodt / Vokal, Lead Gitar, Ritim Gitar
Manfred Maier / Vokal
Ronald Libal / Bass
Günther Klinger / Davul, Vurmalılar
Matthias Thurow / Lead Gitar, Ritim Gitar
Reinhard Hetzinger / Org
Peter Mayer / Piyano, Org, Vibraphone
Cornelius Hauptmann / Transverse Flüt

WE

01 - Work Part II (5:20)
02 - We (9:15)
03 - Someone to Be With Me (2:48)
04 - Latin Underground (12:40)
05 - Here's Where I'm Gonna Stay (2:57)
06 - Private Man (2:43)
07 - Doomsday Up to Date (1:57)

21 Ekim 2023 Cumartesi

Limbus 3 / Cosmic Music Experience (1969)

Heidelberg, Almanya çıkışlı Limbus 3, tuhaf ve anlaşılması zor gruplardan biri. O kadar tuhaflar ki ikinci albümde evrimin üst aşaması olarak grubun adını Limbus 4 olarak değiştiriyorlar filan. Grubun kuruluş dönemi ile ilgili çok fazla bilgiye sahip değiliz. Kısa süreli var oluşlarına 2 albüm sığdırıp dağıldıkları dışında bildiklerimiz kısıtlı.

Garip olarak adlandırılabilecek deneysel bir Krautrock yapıyorlar. Enstrümanları da garip şekillerde kullanarak deney yapıyorlar gibi bir izlenim bırakıyorlar dinleyende. Özellikle Afrika ve Hint folkloruna dayanan etnik dozajı yüksek bir tarzları var. Dünyanın pek çok yerinden folklorik etkilerin var olduğu albümde öne çıkanlar Afrika ve Hint tarzları. Diğerlerini ayırt etmek zaman zaman güçleşiyor. Zira gerçekten hem enstrüman kullanımları hem de kafalarındaki fikirler tuhaf. Zaten sırf bu nedenle de çok beğenilen bir grup değiller.

Limbus 3'ün beğenilmeme sebebinin anlaşılamamadan kaynaklı olduğunu ileri sürsek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Yoğun ve karmaşık bir müzikal anlayışları var. Progressive etkileri çok fazla. Bazı bölümlerde can sıkıcı gibi gelse de aslında bütünün oluşmasını sağlayan bölümler de bunlar. Melodik ya da düzenli diye tabir edebileceğimiz yapılardan hoşlananlar için hiç de iç açıcı ve keyif verici değil. Ama tuhaflık içerisinde kendinden geçmek isteyenler için de biçilmiş kaftandır Cosmic Music Experience.

Dönemin pek çok Alman grubundaki komüne hitap etme durumu Limbus 3 için de geçerli bir durum. Heidelberg'de arkalarında ciddi bir kitle bulunuyormuş anlatılanlara göre. 60'ların sonunda Psychedelic Rock ve Hippie köklerinin birleşimini daha deneysel bir ortama taşıyan müziklerinde fena halde iyi Afrika ritimleri bulunuyor. Hint müziğinden ödünç aldıkları müzik aletleri ile de değişik bir etki yaratmayı başarıyorlar. Belirtmeden geçmeyelim, parçaların tamamı doğaçlama olarak kaydedilmiş. Aralarda yaşanan bir iki kopma hissiyatını saymazsak doğaçlamanın da hakkını vererek yapmışlar diyebiliriz.

Zorlayıcı, deneysel, farklı, tuhaf işleri sevenlerin bile sevip sevmeme konusunda arada kalacağı türde bir albüm olan Cosmic Music Experience hangi açıdan bakarsanız bakın, arşivde olmayı hak eden albümlerden biri.

LIMBUS 3

Odysseus Artnern / Piyano, Bass, Gitar, Çello, Keman, Flüt (Transverse, Blok, Plastik, Oryantal), Totalophon, Valiha, Faray, Tsikadraha, Tef, Tabla, Perküsyon
Bernd Henninger / Piyano, Bass, Gitar, Çello, Keman, Flüt (Transverse, Blok, Plastik, Oryantal), Totalophon, Valiha, Faray, Tsikadraha, Tef, Tabla, Perküsyon
Gerd Kraus / Piyano, Bass, Gitar, Çello, Keman, Flüt (Transverse, Blok, Plastik, Oryantal), Totalophon, Valiha, Faray, Tsikadraha, Tef, Tabla, Perküsyon

COSMIC MUSIC EXPERIENCE

01. Oneway Trip (12:13)
02. Valiha (2:53)
03. Breughel's Hochzeitstanz (2:11)
04. New Atlantis (Islands Near Utopia) (22:08)

20 Ekim 2023 Cuma

Yatha Sidhra / A Meditation Mass (1974)

Uzuun aranın ardından, 1970'lerin başlarında kaydedilen en uzuun Progressive, Krautrock parçalarının müsebbibi olarak görülen grubun tek albümü ile sizleri selamlamaktayım. Tek parça kaydedilen uzun parçalar, tekrarsız ama bitimsiz ama üretken ama şaheser sayılacak parçalar işte bu Fichter biraderlerin yaktığı meşaleden ateş almışlar. Yatha Sidhra'nın tek abidesi, Krautrock'un ikonik bir albümü olarak kabul edilen tek LP sürümü olan "A Meditation Mass" oluyor. Grubun kökleri 1960'ların Soul & Rock füzyonu bir ikiliden, brontozor (Brontosaurus) olan grup adından sonra Yatha Sidhra ortaya çıkıyor. Brontozor adına nasıl karar verildiği konusunda en ufak bir bilgim, fikrim yok. Ama oluyor böyle şeyler sonuçta. Cosmic Dreams At Play'de bile grubun bu isimli geçmişine dair bir cümle yok.

Yatha Sidhra'yı ikonikleştiren bir durum olarak görülen aslında yalnızca bir albüm sahibi olmaları değil bakınız, yalnızca bir parça sahibi olmaları. O parça da süre olarak 40 dakikayı aşmakta. Tek parçayla jübilelerini yapmak efsaneleşmekle eş değer görülüyorsa, evet, (Almanlara da jübile yaptırdık ya, neyse şimdi yeri değil) Efsane olarak nesilden nesile anlatabiliriz bu Fichter biraderleri. 

Grubun kurucusu olarak burada anmamız gereken isim Rolf Richter tüm bu 40 dakikalık şaheseri besteleyen söyleyen moog'unu, piyanosunu, gitarını çalan üstüne flütünü üfleyen kişi. Rolf Richter'le birlikte biraderi Klaus Richter de davul ve perküsyonda ona eşlik etmekte. Grubun diğer üyeleri, Maththias Nicolai 12 telli gitarda ve basta, Peter Elbracht ise flütte yer almaktadırlar. 

Grubun 1960'ların Krautrock'ına katkılarıyla anılan müzisyen ve müzik yapımcısı Achim Reichel ile olan arkadaşlıkları aracılığıyla albümleri, BRAIN etiketiyle kaydediliyor. Albüm gerek adıyla gerekse kapağıyla tam anlamıyla meditatif misyona hizmet etmekte. Albüm kapağındaki oryantal mantra resmi de oldukça dikkate değer. Bu tek parçanın kaydedilmesinde meditasyona ilgisi daha sonra yaptığı albümde görülecek olan Achim Reichel'in etkisi nasıl oldu, merak konusu olarak kalmakta. Reichel'in albüm kapağında birkaç satırı bulunmakta. Nasıl bir Krautrock eseriyle karşılaşacağımıza dair yazdığı satırlar şöyle: omm - gözlerinizi kapatın ve rahatlayın - hikâyeler anlatan renkli sesleri dinleyin ve bedeninizi müzikte çözün - meditasyonun kanatlari üzerinde yükselin - görünenin sınırlarını aşınn - hayal diyarına yükselin gelin - gözlerinizi kapatın - düşüncelerinizi serbest bırakın - müzik düşünce ve düşünce müziğine kadar - sizi sesler denizine - geniş, güzel bir yolculuk gibi - döndüğünüz yerden düşüren balıkçı ağları olun.[1]

Tam da anlattığı gibi bir müzik deneyimi yaşıyorsunuz bu parçada. Kaynak olarak belirttiğim sayfada şöyle bir tanımlama yapmışlar, ben bu deneyim içindeyken tanımlama gereği duymamıştım ama, tanımlama çok hoşuma gitti. Paylaşmakta fayda var. "Yukarıdaki satırlar ve bu plağın adı burada ne tür bir müziğin sunulduğunu gösteriyor: yüzen, meditasyon yapan, rahat, sarhoş Krautrock."

Dört parçadan oluşan tek parça olma özelliğine sahip A Meditation Mass'in her parçasında farklı enstrümanların farklı cümbüşüne ortak olduğum için kendimi şanslı sayıyorum. (Meditation Mass Part 1, Part 2, Part 3, Part 4 üzerinde ayrı ayrı dikkat kesilmeye değer. parçalar arası asla sıkılmaya mahal verilmiyor, durağan değil ve akışına hayranlık duyulası) Son olarak, Yatha Sidhra'nın kurucuları olan Rolf ve Klaus Richter biraderlerin 1980'de Dreamworld olarak yeniden müzik yapmaya devam ettiklerini de belirteyim. 

Eee ne yapıyoruz şimdi? Dinleyelim o zaman. Dinleyelim derken, bence asla birileriyle birlikte dinlenmemesi gereken bir albüm, basbayağı yalnız dinlenmeli. Bilemiyorum yine de.

YATHA SIDHRA

Rolf Fichter / Moog Synthesizer, Indian Flüt, Vibes, Elektrikli Piyano, Elektrikli Gitar, Vokal
Matthias Nicolai / Bass, Elektrikli 12 Telli Gitar
Klaus Fichter / Davul, Vurmalılar

Konuk Müzisyen:
Peter Elbracht / Flüt

A MEDITATION MASS

01. A Meditation Mass Part 1 (17:45)
02. A Meditation Mass Part 2 (3:13)
03. A Meditation Mass Part 3 (12:00)
04. A Meditation Mass Part 4 (7:16)






19 Ekim 2023 Perşembe

Missus Beastly / Missus Beastly (1970)

Almanya'nın ilk Jazz Rock ve Progressive Rock gruplarından biri, belki de ilki sayılabilecek olan Missus Beastly 1968 yılında kurulmuş. İlk ismini tuhaf bir şekilde Pscyhedelic bir durum olan Psychotic Reaction'dan alan grup kısa süre sonra Reaction, ardından da bir Amerikan TV şovunda boy gösteren siyahi oyuncak bebek Mistress Beastly'den alan grubun 2 farklı evrim geçirme dönemi var. 1968 - 1970 yılları arasındaki ilk dönemde kendi hallerinde ama etkili bir grup olarak sahneye çıkan Missus beastly, ikinci dönemde Roman Bunka, Christian Burchard gibi isimlerle daha büyük ve değişik bir hal alıyor.

İlk dönemin hemen ardından başlarına bir dolu sorun da açılıyor. Farklı ve gaspçı diye nitelendirilebilecek bir grup başka müzisyen Missus Beastly adını çalarak müzik yapmaya başlıyor. Bu büyük sorunlar yaratırken grup elemanları bir şekilde isimlerini kurtarmayı başarıyorlar. Zaman içerisinde gelişerek quartetten altılı, yedili grup formasyonuna dönüyorlar. Bu arada da ticari açıdan oldukça başarı elde ettikleri için herhangi bir finansal sorunları yok. Hatta April isimli bağımsız plak şirketinin kurucu ortaklarından biri olarak daha da fazla para kazanıyorlar.

Bu durum pek çok grubun eline geçmeyen bir fırsat. Missus Beastly ise önüne gelen fırsatı iyi kullanan, kaliteli albümleri ve ticari başarıyı bir arada tutma yeteneğine sahip ender gruplardan biri olarak müzik tarihine geçiyor. 

Jazz Rock'ın temel alındığı bir albüm olan grubun bu ilk albümü oldukça başarılı bir albüm. Gerçi daha sonraki formasyonların ürettikleri kadar iyi sayılamayabilir. Zaten o kadar değil de itiraf etmek gerekirse. Ama Progressive Rock ve Jazz Rock'ın gelişme aşamasında olduğu dönemlerde Almanya'nın bu alandaki ilk gruplarından biri olmaları albümün önemini daha da arttırıyor.

Albümde temelde sadece bir Jazz Rock albümü değil. Pek çok farklı tarz ve türden etkiler içeriyor. En öne çıkanlardan biri Blues. Ama onu da belirli bir düzeyde ve belirsiz bir şekilde kullandıkları için nefes kesici bir hal alıyor diyebiliriz. Blues var evet ama nerede gibi bir düşünceye kapılıyorsunuz dinlediğinizde. Bunun yanında fazlasıyla coşkulu ve heyecan içeren de bir albüm. Nerede ne olacağını bilemediğiniz o tuhaf, kafa karıştırıcı ve dinleyiciyi alıp götüren albümlerden biri. Krautrock janrı içerisine de dahil edilen nadide bir parça.

MISSUS BEASTLY

Lutz Oldemeier / Davul
Atzen Wehmeyer / Gitar, Vokal
Petja Hofman / Bass, Vokal
Wolfgang Nickel / Klavyeler

Konuk Müzisyenler:
Hansi Fischer / Flüt
Chris Karrer / Gitar
John Weinzierl / Gitar
Dieter Serfas / Davul

MISSUS BEASTLY

01. XOX (1:26)
02. Uncle Sam (5:39)
03. Shame On You (8:57)
04. Decision (2:55)
05. Chinese love Song (1:01)
06. Mean Woman (Woody Mouse) (7:57)
07. Aphrodisiakum (8:56)

16 Ekim 2023 Pazartesi

Trikolon / Cluster (1969)

Dünkü Tetragon girişinden hemen sonra Trikolon'u da araya alalım istedik. Gerçi tam tersini yaparak önce Trikolon'u anlatmak daha mantıklı olabilirdi belki ama hiç yoktan iyidir diyerek kendimizi kandıralım. Dün de bahsettiğimiz gibi Trikolon ve Tetragon ardıl gruplar. Trikolon 1967 yılında Osnabrück, Almanya'da kuruluyor. 60'ların sonunda müzikte başlayan deneysel dönemin tam ortasındalar. Blues temeline dayanan Rock'n Roll'un eksik ya da yetersiz kaldığı, değişimlerin başladığı, Progressive Rock janrının ilk adımlarını attığı bu dönemde Trikolon da, farkına varmadan elbette, Krautrock'ın temellerini atan gruplardan biri olarak ortaya çıktı.

Aslında yerel bir gruptular ve çok fazla ileriye gidemediler. Bırakın dünya sahnesinde yer almayı, Almanya geneline bile yayılamamışlardı tam anlamıyla. Yine de yerelde yaptıkları iş bile oldukça kaliteli ve uzun yıllar hatırda kalacak cinstendi. Stüdyoya girip albüm kaydetme şansları olmadı. Verdikleri bir konserde alınan kayıt Trikolon'un tek albümü olarak piyasaya sürüldü. Hem konser ortamının coşkusu hem de grup elemanlarının müzikal yetkinliklerinden kaynaklı olarak albüm oldukça iyidir.

Cluster albümü genel müzik anlayışı içerisindeki geçiş dönemi ve grubun kendisinin başlangıç döneminde yapılmış bir kayıt olduğu için pek çok tür ve tarzdan etkiler içeriyor. Psychedelic Rock temelinin belirgin şekilde hissedildiği albümde, Klasik Müzik atıfları, Jazz Rock bölümleri, folklorik etkileşimler, Heavy Psych ya da Space Rock'a varan parçalar bulunuyor. Tam da bu nedenle aslında, grubun yerini saptamak biraz zor olabiliyor. Krautrock genel bir tanım olduğu için onu tercih ederek bu zorluktan sıyrılıyoruz ama albüm Space Rock içerisine de konumlandırılabilir, Psychedelic soslu Fusion ya da Heavy Psychedelic Rock içerisinde de kendine yer bulabilir.

Albümün çeşitliliğine diyecek bir sözümüz olmadığı gibi ilkel diyebileceğimiz koşullarda kaydedilmiş olmasına rağmen fena halde ilgi çekici olduğunu da söylemek gerekiyor. Amon Düül ve Can ile aynı yıl çıkardıkları albüm, bahsi geçen iki grubun albümleri kadar ilgi görmemiş olabilir ama bu sadece ticari bir durum. Grup da albüm de en az onlar kadar iyiler. Krautrock'ın ilk dönemine tarihlenen nefis bir albüm desek, yanlış olmaz.

TRIKOLON

Hendrik Schaper / Klavye, Trompet, Vokal
Rolf Rettberg / Bass
Ralf Schmieding / Davul

CLUSTER

01. In Search for the Sun (14:31)
02. Trumpet for Example (7:22)
03. Hendrik's Easy Groove (11:05)
04. Blue Rondo (10:30)

15 Ekim 2023 Pazar

Tetragon / Nature (1971)

Tetragon
, 1967 yılında kurulan Trikolon'un devamı sayılabilecek bir grup. Müzikal anlamda değil elbette. Her iki grubun elemanları da ortak diyebiliriz. Trikolon daha Psychedelic odaklı bir grupken Tetragon ise Jazz Rock ve Fusion semalarında geziniyor. İki grubun da kendi alanlarında oldukça iyi olduklarını ve Trikolon'a daha sonra mutlaka yer vereceğimizi belirtelim.

Trikolon macerasının ardından grup elemanlarının bazıları gruptan ayrılırken diğerleri yeni grupla devam etmek istiyor. Osnabrück'de kurulan Tetragon kendine ait müzikal anlayışı olan bir yapı geliştirmek amacıyla hayata geçiriliyor. Bunun için de ilk yaptıkları şey, eski bir çiftlik evinde kendi stüdyolarını kurmak oluyor. Tabi hem maddi sorunlar hem de geleceğinin kendilerine ne getireceğini bilmemelerinden dolayı da kurdukları bu kayıt tesisi çok büyük bir kalite standardına sahip değil. Buna rağmen kaydettikleri parçalarla gerçekten de iyi bir iş çıkarıyorlar. Albümün plak olarak yayınlandığı sıralarda kayıt kalitesi çok iyi olmamakla birlikte daha sonraları defalarca elden geçirilerek ortaya çıkartılan CD formatındaki kayıtlar gerçekten de çok iyi durumda.

Başladıkları ilk dönemde sadece konser ve dinletilerde boy gösteriyorlardı. Ama bu konuda da fazlasıyla yetenekliydiler ve dinleyicileri kendilerine bağlıyorlardı. Yapılan amatörce bir konser kaydı 150 kopya satınca grubun gelecek vaat ettiği sonucu ortaya çıkmıştı. Bu dönemdeki dinletilerde sıklıkla The Nice coverları, Ekseption tarzına yakın klasik müzik bölümleri ve uzatılmış enstrümantal Jazz varyasyonları çalıyorlardı. Arada Jazz ve Blues klasiklerinden de örnekler sergiliyorlardı ama asıl amaçları kendilerine ait bir anlayış oluşturmaktı.

Konser döneminin ardından grupta bazı eleman değişiklikleri oldu ve son kadro albüm kaydına girdi. Dediğimiz gibi kayıtları yaptıkları ortam çok doğru ve stabil bir ortam değildi. Yeniden kayıtlar yapıp, kayıtları birleştirme şansları yoktu ve bu mecburiyetlerden kaynaklı olarak albümde yer alan parçaları canlı olarak kaydetmek zorunda kaldılar. Yani dinleyeceğiniz ya da zaten dinlemiş olduğunuz Tetragon'un Nature albümü tam anlamıyla tek seferde canlı olarak kaydedilmiş parçalardan oluşuyor.

Krautrock janri içerisinde kendilerine yer bulsalar da daha ayrıntılı bir açıklama yapılmak istendiğinde Jazz Rock ve Fusion, Tetragon için de Nature albümü için de daha uygun kaçıyor.

TETRAGON

Hendrik Schaper / Org, Klavinet, Piyano, Cembalet, Elektrikli Piyano, Vokal
Jürgen Jaehner / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar
Rolf Rettberg / Bass
Joachim Luhrmann / Davul

NATURE

01. Fugue (15:59)
02. Jokus (0:21)
03. Irgendwas (6:01)
04. A Short Story (13:41)
05. Nature (7:44)

11 Ekim 2023 Çarşamba

Gruppe Between / Einsteig (1971)

Gruppe Between
aslında en bilinen Krautrock gruplarından biri olan Between. 1970 yılında kurulduklarında isimleri Between The Chairs. İsmin çok işe yaramayacağını düşünmüş olacaklar ki değiştirip Gruppe Between yapmışlar ve ilk albüm bu isim altında yayınlanmış. Duruma karşı hassasiyet gösterip Between altında değil de Gruppe Between adıyla listelemeyi uygun gördük.

Grubun has adamı Peter Michael Hamel, zaman içerisinde etnik ve doğaçlamalarla bezeli Rock konusunda kendini kanıtlamış bir isim. Ayrıca akıllı da bir adam. Grubun adının çıkış noktası olan arada meselesi, Hamel'ın atıştırmalık ya da popüler diyebileceğimiz müzik ile ciddi ya da daha fazla işlemeye, ayrıntıya, özelliğe sahip müzik arasında bağ kurarak belirgin bir kombinasyon oluşturmasından geliyor. Bu tavır daha çok insana ulaşabilmenin önemli bir adımı. Genelde önemsemediğimiz hatta çokça uyuz olduğumuz bir durum bu popüler olana yaklaşma meselesi. Fakat Hamel ve ekibi bu işi gerçekten hakkını vererek yapıyor ve asıl dinleyicisi ile daha popülere yönelen dinleyici arasındaki uzak sınırı kaldırıyor diyebiliriz.

Başka bir önemli durum da Einsteig albümünün bizim bildiğimiz anlamıyla ilk World Music örneği sayılabilecek olması. Daha öncesinde bu tarz bir albüm yok! Bu albümle birlikte de yeni kapılar açılmış gibi görünüyor. Zira Einsteig albümü, 70'li yıllar boyunca pek çok müzisyeni ve grubu etkilemiş nadide bir parça.

Albüm sıklıkla Krautrock janrı altında listelenir. Kısmen doğru olmakla birlikte Between müziğini tanımlamak açısından eksiktir. Zira net bir şekilde kendini belli eden Fusion, zaman zaman ortaya çıkan sarsıcı Psychedelic Rock etkileri, avangard yapısı (ki muhtemelen Art Zoyd, Henry Cow gibi grupların albümlerine etkisi de çok fazla) ve etnik müzikten beslenen tavrıyla bambaşka bir yerde duruyor da diyebiliriz.

Einsteig'deki tüm parçalar birbirinden farklı etkilere sahip. Bunu yaparken de aralarındaki bağı koparmadan yapıyor Between. Konsept bir albüm değil elbette ama farklı pek çok tarz ve türü barındırmasına rağmen karışık ya da düzensiz bir albüm de değil. Kendine has bir yapısı ve ilerleyişi var. Kulağınızda ilahilerden bölümler duyarken bir anda neredeyse gezegen değiştirip Space Rock bir havaya da bürünebiliyor.

GRUPPE BETWEEN

Roberto Détrée / Gitar, Çello
Peter Michael Hamel / Elektrikli Org, Piyano
Robert Eliscu / Obua, Flüt, Crumhorn, Vokal
Cottrell Black / Davul, Conga, Timpani

Konuk Müzisyenler:
James Galway / Flüt
Ulrich Stranz / Viyola

EINSTEIG

01. Katakomben (4:36)
02. Two Trees (2:50)
03. Volkstanz (3:55)
04. Primary Stage (4:10)
05. Flight of Ideas (6:41)
06. Triumphzug Kaiser Maximilian I (3:14)
07. Barcelona Rain (5:16)
08. Memories (4:39)
09. Space Trip (9:27)
10. Try Bach (0:56)

10 Ekim 2023 Salı

Dies Irae / First (1971)

Dies Irae
, kendine has özelliklere sahip nadir gruplardan biri. Ama önlerine gelen fırsatı da çok iyi şekilde değerlendirememişler. Blog'da bazı gruplar için arada kurduğumuz bu cümle, Dies Irae için birkaç kat daha fazla geçerli. Günümüzde en bilinen gruplardan biri olmamaları için hiçbir engel de yokmuş aslında.

Grubun hikayesi 1968 yılında başlıyor. Almanya'nın güneyi, Fransa ve İsviçre'de yerel kulüplerde, barlarda ve küçük çaplı konser ya da dinletilerde uzun zaman boy göstermişler. Yaptıkları müzik fazlasıyla iyi olduğu için bu yerelliğin içinde kendilerine belirgin bir kitle edinmeyi de başarmışlar. 1970 yılı sonlarına doğru, sonunda keşfediliyorlar. Hızlı bir şekilde çalışmalara başlıyorlar. Albüm daha hızlı bir şekilde, sadece 2 günde kaydediliyor ve yayınlanıyor. Asıl sorun da albümden hemen sonra ortaya çıkıyor. Grup elemanları, müzikal farklılıklardan dolayı ayrılmaya karar veriyorlar. Dies Irae tarihin tozlu sayfalarına gömülürken ortaya Lucy Gang ve Green Wave adında iki farklı grup çıkıyor.

Grubun da albümün de en büyük hatası (dönemi göz önünde bulundurarak konuşuyoruz elbette) asit kafasına dayalı dini çağrışımlar içeren sözleri yüksek ihtimalle. Sırf bu nedenle pek çok radyo istasyonunda çalınma fırsatı yakalayamamışlar. Bir kez çalan da bir daha çalmamış. Grubun adının Dies Irae olması da (Day of Wrath olarak tanımlanan gazap günü ya da sonuç olarak Armageddon şeklinde de tanımlayabiliriz, neyse işte bunu anlatan bir ilahiden almışlar isimlerini) grubun bu durumuna büyük katkı sağlamış diyebiliriz.

First adıyla yayınlanan albüm Krautrock, Heavy Progressive Rock, Heavy Psych, Psychedelic Rock gibi türlerin içerisine rahatlıkla dahil edilebilir. Arada armonika sayesinde ortalığı karıştıran Blues tadını da unutmamak gerekir fakat bu grubu Blues Rock kategorisi altına koymaz. Folklorik kökenlere saygı duruşu niteliğinde bazı bölümler içermekle birlikte Folk Rock'ı da eleyebiliriz. Hard Rock olarak tanımlamak da eksik sayılabilir. Albüm kendi içerisinde fazlasıyla sertlikler içerse de Hard Rock'taki saf ve düz zemin Dies Irae'de yok. Onlar daha farklı bir şekilde türleri ve tarzları karıştırmayı seviyorlar. Bu da parçalar arasında büyük farklılıklar oluşmasına neden oluyor.

DIES IRAE

Andreas F. Cornelius / Davul
Robert J. Schiff / Bass
Harald HG Thoma / Gitar, Vokal
Cord Wahlmann / Lead Vokal, Armonika

FIRST

01. Lucifer (4:46)
02. Salve Oimel (0:37)
03. Another Room (4:12)
04. Trip (6:54)
05. Harmagedon Dragonlove (5:09)
06. Tired (4:03)
07. Witches' Meeting (9:20)
08. Red Lebanese (Part 1) (2:38)
09. Red Lebanese (Part 2) (2:38)
10. Run Off (0:35)

9 Ekim 2023 Pazartesi

Talix / Spuren (1971)

Talix
'ten daha yeni bahsettik aslında. Ama isimleri Pinguin olduktan sonraki hallerinden bahsettik. Yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Kökenin The Screamers olduğu, daha sonra da Pinguin adını aldıkları dönemin ortasında, 1971 yılında kaydettikleri tek albüm olan Spuren ile oldukça iyi bir iş çıkarmışlar. Grup elemanları da aynı, grubun müzikal anlayışı da. Sadece Pinguin'in Der Grosse Rote Vogel albümü daha klavye ağırlıklıyken Spuren gitar ve saksafon odaklı gidiyor.

Gitar ve saksafon arasında ciddi bir savaş ve mücadele var bu albümde. İkisi de öne çıkmak için yarışıyorlar gibi bir izlenime kapılıyorsunuz. Hangisinin daha etkili olduğuna kişisel tercihiniz karar veriyor. Zira ikisi de gerçekten de çok fazla öne çıkıyor. Yalnız gitarın distorsiyonu yükselttiği zamanlara özellikle dikkat edip karar vermeyi denemek lazım.

Spuren, Krautrock ve Heavy Progressive Rock türlerine dahil ediliyor genelde. Yanlış bir tercih değil ama araya kısa bir açıklama da eklemek gerekiyor diye düşünüyorum. Albüm daha çok Krautrock ile DeutschRock arasında gidip geliyor bazı zamanlarda. DeutschRock biraz daha Pop odaklı, daha hafif ve kolay adapte olunabilir melodiler içeren bir tür. Tam olarak orada olduklarını söyleyemeyiz Talix'in ama ara sıra hafiflemeye kaydıkları da gözden kaçmıyor. Psychedelic Pop ile Progressive Rock ve Krautrock'ın bir birleşimi olarak özetleyebiliriz albümün durduğu yeri.

Saksafon ve gitarın birbiriyle karşı karşıya gelen yapılarının yanında klavyenin bu iki enstrümana desteği bir hayli fazla. Ortalığı klavye toparlıyor diyebiliriz. Belki de o nedenle sonraki albümü klavye odaklı yaptılar, bilemiyoruz. Yalnız albümde ticari olarak da intihar girişimi sayılabilecek bir durum var. Almanca söylemişler parçaları. Dönemin öne çıkan tavrı düşünüldüğünde ciddi bir risk almışlar. Şimdi dinlediğimizde çok rahatsız etmiyor tabi albümde kullanılan dil.

Talix'in bu tek albümü bir hayli melodik, coşkulu, keyif veren bir albüm. Araya kattıkları Jazz bölümleri ile de farklı bir yere kayıyorlar. Ama temelde çok büyük yenilikler yapmış, çok büyük değişikliklere gitmiş değiller. Sınırda bir albüm olarak düşünebiliriz. Arşivde bulunması gereken albümlerden biri tabi.

TALIX

Klaus Gebauer / Lead Vokal
Joe Voggenthaler / Gitar, Vurmalılar
Markus Schaub / Lead Gitar, Vurmalılar
Tom Wohlert / Elektrikli Bass, Double Bass, Bongo
Volker Plitz / Org, Vurmalılar
Elmar Kast / Saksafon, Flüt, Vurmalılar
K. D. Blahak / Davul

SPUREN

01 - Spuren (04:01)
02 - Jeder Abschled (05:13)
03 - Herbstbegegnung (03:46)
04 - Lieben, lieben, lieben (04:34)
05 - Nicht für uns (04:18)
06 - Liebe, ist das Gewohnhelt (04:29)
07 - Oh, Mann (03:43)
08 - Elena (05:39)

8 Ekim 2023 Pazar

Tyburn Tall / Tyburn Tall (1972)

60'ların ortalarında The Screamers adıyla kurulan Tyburn Tall, ilk dönemlerde çok da çekici olmayan bir Beat grubu. 60'ların sonuna yaklaşıldığı ve müzikal hareketliliğin arttığı yıllarda kendileri de bu çekici olmama durumunu fark etmiş olacaklar ki grubun adını da tarzını da değiştirmişler. Bu değişikliklerin yapıldığı tarih 1969. Bundan sonra sıkı çalışmalar, bazı konserler ve müzikal arenadaki yerlerini tam olarak bulmayla geçiyor. 1972 yılında ise ilk ve tek albümlerini kaydediyorlar.

Kuruldukları dönemle albümü kaydettikleri dönem arasında Golden Earring, Renaissance ve Frumpy gibi grupların ön grubu olarak sahne alıyorlar ki bu dönemin bir anda parlayıp sönen grupları arasında büyük bir başarı sayılabilir. Bununla kalmayıp albümün yayınlanmasından sonra da konserlere ve turnelere devam ediyorlar. Amon Düül II, Ekseption, East of Eden ve Nine Days Wonder gibi gruplarla birlikte sahne alıyorlar. Ama bu dönemde grup elemanları fazlasıyla değişiyor ve orijinal kadrodan neredeyse hiç kimse kalmıyor. Üstüne bir de ikinci bir albüm kaydı yapılmayınca 1975 yılına kadar dayanmış olan grup kısa süre içerisinde dağılıyor. Başarılı bir iş çıkaran ama tutunamayan gruplar listemize de tek albümlü efsaneler listemize de girmeye teklifsizce hak kazanıyorlar yani.

Albümün piyasaya sunulduğu dönemde de bazı tuhaflıklar yaşıyorlar, belirtmeden geçmeyelim. Albüm zaten çok az sayıda, 200 adet olarak basılıyor. Bunun da yarısı çıkan bir yangında yok oluyor. Ellerinde kalan ortalama 100 albümle ayakta kalmaları ayrı bir enteresanlık elbette. Bu durumu yaşamasalardı ve ellerinde daha fazla basılı albüm olsaydı belki bugünlere gelebilecek kadar sağlam bir grup aslında.

Grupla aynı adı taşıyan Tyburn Tall albümü, bazı ufak tefek aksaklıkları saymazsak oldukça iyi bir albüm. Aksaklıkların da bir kısmı mecburiyetlerden ileri geliyor zaten. Albümün evdeki prova odasında kaydedilmiş ilkel ve ham bir hali var. Ses kalitesindeki düşüklük dinlemeyi oldukça etkiliyor. Ama kişisel olarak asıl sorun vokalin o gıcırtılı sesi diye düşünüyorum. Müziğin içinde bir türlü eriyemiyor, aksine uyumu bozup dinleyicinin dikkatini dağıtıyor.

Heavy Progressive Rock ve Symphonic Rock'ın bir birleşimi aynı zamanda bu albüm. Symphonic etkiler bir hayli fazla olmakla birlikte oradaki yumuşaklık Tyburn Tall'da yok. Daha sert ve daha gürültülüler. Doğal olarak bahsi geçen her iki janrın içine dahil edebiliyoruz rahatlıkla. Dönemin Almanya'dan yükselen değeri Krautrock içerisine dahil etmek bana doğru gelmemekle birlikte yakınlıkları olduğu da aşikar.

TYBURN TALL

Stefan Kowa / Bass
Hanns Dechant / Davul, Vurmalılar
Klaus Fresenius / Vokal
Werner Gallo / Gitar
Reinhard Magin/ Klavye

TYBURN TALL

01 - War Game 13:07
02 - In the Heart of the Cities (Broken People) 10:35
03 - I Am Amercian Too 5:24
04 - Strange Days Hiding 17:09

7 Ekim 2023 Cumartesi

Frame / Frame Of Mind (1972)

1970 yılında Marburg, Almanya'da kurulan Frame, oldukça iyi bir grup olmasına rağmen tek albümle kalıp, kaybolup giden gruplardan. Elbette, tek albümlü efsaneler listemize girmeyi fena halde hak ediyorlar. Yaptıkları melodik bir yapıya sahip olan Heavy Progressive Rock kontenjanından üst sıralardaki yerlerini alıyorlar.

Bu tarz gruplarda sıklıkla yaşadığımız haklarında bilgi olmama durumu Frame için de geçerli. Grup elemanlarının, dağıldıktan sonra, Pell Mell ve Hardcake Special'da boy gösterdiklerini biliyoruz, hepsi o. 1972 yılında kaydettikleri Frame Of Mind ile belirgin bir ticari başarı yakalayamadıkları da bilinenler arasında.

Albüm beklentinin aksine Krautrock'a daha az yaklaşan bir albüm. Dönemin Alman gruplarının kendilerine has bir şekilde yarattığı tarzla yakınlıkları neredeyse yok diyebiliriz. Bu nedenle de grubu Krautrock janrı altında listelemek yanlış oluyor. İngiliz tipi bir Heavy Prog anlayışları var. Az önce de belirttiğimiz gibi melodik bir müzikal alt yapıya eşlik eden, temiz, sade etkili bir vokale sahipler. Heavy Prog'un en iyi örneklerinden biri olarak gösterebileceğimiz Uriah Heep vokali David Byron gibi değil tabi bu vokal. Ama yeteri kadar da etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Bazı açılardan Murphy Blend'i de andırıyor. Aralarındaki belirgin fark ise Frame'in daha yavaş bir tarza sahip olmasını ama buna karşılık Murphy Blend'den daha gösterişli olduklarıdır. Ayrıntılı gitar sololarına, acımasız diye tanımlayabileceğimiz org rifflerine, folklorik akustik gitar rifflerine, doğal olarak Folk Rock'a, Blues Rock'tan beslenen bir alt yapıya sahiplerken çok hızlı olmayan ama fena halde enerjik gelen bir tarza da sahiptirler.

Diğer yandan bakıldığında, dinleyiciler arasında grup hakkında 2 farklı görüş öne çıkar. Bir taraf basit ve Pop'a yaklaşan bir tarzları olduğunu söylerken, diğer taraf ise Progressive Rock'ın saklı kalmış mücevherlerinden biri olarak görürler. Açıkçası haklarında Pop tanımlaması yapacak kadar acımasız olmanın doğru olmadığını düşünmekle birlikte diğer Heavy Prog gruplarına oranla bir miktar daha popülerlik kaygısı güdülmüş melodilere sahip olduklarını söyleyebiliriz. Bu durum da tercih edilmemelerini ya da Pop'la özdeşleştirilmelerini sağlayacak kadar öne çıkan bir şey değil.

FRAME

Andy Kirnberger / Gitar, Vokal, Piyano
Cherry Hochdorfer / Org, Piyano, Mellotron, Spinet
Peter Lotz / Bass, Vokal, Vurmalılar
Dieter Becker / Vokal, Vurmalılar
Wolfgang Claus / Davul, Vurmalılar

FRAME OF MIND

01. Frame Of Mind (4:08)
02. Crusical Scene (3:56)
03. All I Really Want Explain (11:15)
04. If (5:07)
05. Winter (5:35)
06. Penny For An Old Guy (3:10)
07. Childrens Freedom (2:31)
08. Truebsal (0:18)

6 Ekim 2023 Cuma

Pinguin / Der Grosse Rote Vogel (1972)

Pinguin
, Krautrock sahnesinin pek çok grubundan biri. Kökeni The Jay Five adlı Psychedelic Beat Rock grubuna dayanıyor. 60'ların ortalarından itibaren müzik yapmaya başlayan bu grubun elemanları zamanla farklı yönlere giderek Krautrock'ın önemli isimleri olmuşlar ya da onlara eşlik etmişler. Farklı gruplardan gelen elemanların katılımıyla 1971 yılında ilk albümü kaydedip yayınlıyor Pinguin. Ama grubun adı o zamanlar Talix. 1 yıl sonra ise ismi değiştirip, Talix'in tarzına bazı farklılıklar getirerek Pinguin adıyla tekrar ortaya çıkıyorlar.

Fusion ile süslenen bir Progressive Rock anlayışları var. Doğal olarak da Krautrock kategorisi altında sıralamaya giriyorlar. Grubun çok fazla orijinal fikri ve bu fikirleri hayata geçirme yeteneğine sahip müzisyenleri var. Ama bir türlü başarıyı yakalayamamışlar. Pinguin, iki gitarist, elektrik ve kontrbas, org, bongo ve tenor saksafon dahil davullar, flüt ve koro kullanımını içeren yedi müzisyenden oluşuyor. Bu grup hakkında da çok az bilgimiz var.

Der Grosse Rote Vogel, tarz ve tür olarak oldukça çeşitliliğe sahip. Krautrock teriminin kapsamına giren diğer pek çok grubun aksine bu çeşitliliği öne çıkarmayı da seviyorlar gibi görünüyor. Pinguin'in uluslararası arenada öne çıkmayı başarabilecek bir tarzı var aslında ama öne çıkmayı bir türlü becerememişler. Psychedelic Rock, Jazz, Avant-Garde Electronic gibi türlerin (ya da tarzların) çarpıcı ve uzun pasajlarla birleştiği nefis bir tarza sahipler. Bazı noktalarda Frumpy ile benzeştikleri söylenebilir o nedenle. Ama onların yakaladığı ivmeyi yakalama fırsatları olmamış elbette. Bazı parçaların arada kalan bölümlerinde de ağır ağır ve alttan bir şekilde Jethro Tull izlenimi verdiklerini kabul etmek gerekir.

Müziğin Folk ile birleşen bir Jazz'a kaydığı bölümlerde genel olarak org sesleri ile yönü değiştirmeyi tercih ediyorlar. Klavyelerin kullanımı oldukça iyi. Benzersiz ve muhteşem değil belki ama başka gruplarla karşılaştırıldığında fena halde öne çıkıyorlar.

Karma ve karmaşık denilebilecek bir yapıya sahip olan Pinguin, daha önce de söylediğimiz gibi elindeki potansiyeli doğru kullanamamış grupların başında geliyor. Bugünlerde bile sahnede kalmalarını saplayabilecek bir yeteneğe sahipken bunu kolayca harcamış olmaları tuhaf.

PINGUIN

K. D. Blahak / Davul
Tom Wohlert / Elektrikli Bass, Double Bass, Bongo, Koro
Joe Voggenthaler / Gitar, Vurmalılar
Markus Schaub / Lead Gitar, Vurmalılar, Koro
Klaus Gebauer / Lead Vokal
Volker Plitz / Org, Vurmalılar
Elmar Kast / Tenor Saksafon, Flüt, Vurmalılar, Koro

DER GROSSE ROTE VOGEL

01. Der Große Rote Vogel (8:43)
02. Die Angst (6:09)
03. Der Frosch In Der Kehle (7:18)
04. Der Blaue Wind (7:46)
05. Die Nachtmusik (5:17)
06. Der Traum (6:06)