Fusion etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fusion etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ekim 2023 Salı

Sunbirds / Sunbirds (1971)

Dünkü Niagara çıkışı Klaus Weiss'ın bir başka projesi olan Sunbirds'ü akla getirdi. Niagara'nın hemen ardından ortaya çıkan grup oldukça başarılı bir Jazz Rock ve Fusion grubu. Farklı ülkelerden kaliteli müzisyenleri buluşturan Sunbirds'ün de kısa ömürlü olması bizi derinden üzse de tarihin tozlu raflarında kalmış olmasına da yapabileceğimiz pek bir şey yok.

1959'dan beri Jazz sahnesinde yer alan Klaus Weiss, Sunbirds'e gelene kadar pek çok projenin içerisinde yer alıyor.  Bud Powell, Johnny Griffin, Kenny Drew ve Don Byas gibi isimlerle birlikte çalışan Weiss, 1962 - 1965 yılları arasında Klaus Doldinger Quartet'te de yerini almış. 1965 yılında kazandığı Uluslararası Viyana Jazz Festivali Yarışması'nın ardından da daha geniş kitle tarafından tanınır hale gelmiş. Hemen hemen aynı dönemde kurduğu Klaus Weiss Quartet ile yola devam eden Weiss, 1971 yılında gruba iki yeni müzisyen daha katarak ismi Sunbirds'e çevirmiş. Başarılı bir ilk albüm olan Sunbirds'ün ardından gelen ikinci albüm Zagara ilki kadar etkili olmadığı için grubun dağılmasına yol açmış.

Sunbirds, ilk dönem Jazz Rock'ın kendine has yapısı olan gruplarından biri. Elektrikli klavyelerin bir hayli ön plana çıktığı albümün en büyük özelliği de bu diyebiliriz. Albümde çok fazla ve yaratıcı şekilde kullanılan klavyeler mevcut. Tabi Weiss'ın ritimleri ile birlikte.

Tanım olarak coşkulu, cesur, yaratıcı ve pervasız diyebiliriz albüm için. Ara ara bahsettiğimiz nerede başlayıp biteceğini kestiremediğiniz, sizi her seferinde daha da şaşırtan, başladığı yere dönme kolaylığı yerine başını alıp, uzaklaşıp giden melodilere ve yapıya sahip. Fazlasıyla şaşırtıcı ve etkileyici. Tabi bu her zaman olduğu gibi kişisel görüş kapsamında değerlendirilmeli. Albümü dinleyip hiç sevmeyenlerin sayısı da az olmayacaktır.

Fakat herkesin hemfikir olacağı konu ise albümün de grubun da zamansız, yaratıcı ve kendine has bir yapıya sahip olan işlerden olacağıdır diye düşünüyorum. Benzetmek için epey uğraş versek de kime ya da hangi albüme benzediğini anlatmak çok zor. Zira albümde Miles Davis gibi bir hava sezinlenirken diğer yandan Psychedelic bir yolculuğa çıkmış Embryo ya da Agitation Free hissi de veriyor.

SUNBIRDS

Ferdinand Povel / Flüt
Philip Catherine / Gitar
Fritz Pauer / Elektrikli Piyano
Jimmy Woode / Bass
Juan Romero / Vurmalılar
Klaus Weiss / Davul

SUNBIRDS

01 - Kwaeli (3:43)
02 - Sunrise (5:26)
03 - Spanish Sun (12:10)
04 - Sunshine (6:46)
05 - Sunbirds (9:31)
06 - Blues for D. S. (7:53)

23 Ekim 2023 Pazartesi

Niagara / Niagara (1970)

İlgi çekici tuhaflıkların başına koyabileceğimiz gruplardan biri de Niagara. Almanya kökenli grubun müzikal anlayışı çok değişik ve kendine has. Albüm sadece vurmalılar, ziller ve davullardan oluşan bir albüm. Lakin albümde çalan 5 grup elemanı ve 2 konuk müzisyen Alman Rock müziğine etkileri olan kişilikler. Atlantis'ten Udo Lindenberg, Klaus Doldinger Quartet'ten Klaus Weiss, İngiliz grup Spectrum'dan Keith Forsey ve diğerleri. Grubun kuruluş tarihçesi hakkında bilgilerimiz çok az. Ama albümün bağımsız bri şekilde ve ticari kaygı güdülmeden kaydedildiğini biliyoruz.

Temelde Niagara'nın bu ilk albümü Krautrock janrı içerisinde yer alır ama tam anlamıyla doğru bir tanımlama olduğunu söyleyemeyiz. Dönemin Alman Rock ekolünden bir parça olduğu için Krautrock olarak dillendirilse de daha derine indiğimizde aslında Samba'nın alt kollarından biri olan Samba Batucada türüne dahil etmek daha doğru gibi geliyor. Daha sonraki albümlerde müzikal anlayışlarını Jazz Rock ve Fusion üzerine yöneltseler de Niagara albümündeki durum bu.

İşin ilginç yanı, Samba Batucada'da bir çok enstrüman kullanılırken, türe yakın duran bu albümde sadece vurmalılar var ve daha da ilginci, diğer enstrümanların eksikliği hiç hissedilmiyor. Oldukça yaratıcı ve 2 uzun parçadan oluşan albüm kendi halinde ve az bilinen bir başyapıt olarak nitelendirilebilir. Güney Amerika ritimlerinin vurmalılar üzerinden Rock ekolüne bağlandığı garip albümlerden. Tam anlamıyla Rock diyemediğiniz gibi Rock değil de diyemiyorsunuz. Az bulunan, nadide bir işe imza attıkları ortada.

Niagara albümünü değerlendirirken bu özel anlam üzerinden gitmek doğru olur. Arada olan albümlerden biri. Yakın durduğu yer ile gittiği yeri çok iyi birleştiren grubun Jazz Rock'a kayan vuruşları sayesinde modernleştirilmiş bir ritim kaydına dönüşüyor. Sadece vurmalılardan oluşan albümlerin sayısı fazla olmasına rağmen böyle tuhaf albümlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu albümü de rahatlıkla baş parmak ya da işaret parmağı olarak nitelendirebiliriz.

Samba Batucada'ya çok yakın bir albüm olarak tanımladık ama albümdeki Fusion ve Psychedelic Rock etkileri de yadsınamayacak denli fazla. Zaten bu nedenle Krautrock janrı içerisindeki yerlerini alıyorlar. Psychedelic kısmından gelen trip etkisi fazlasıyla yoğun.

NIAGARA

Klaus Weiss / Davul, Timpani, Çan
Cotch Blackmon / Konga, Vurmalılar
Keith Forsey / Davul, Ziller, Vurmalılar
Juan Romero / Çıngırak, Maracas
Udo Lindenberg / Davul, Timbale, Vurmalılar

Konuk Müzisyenler:
Danny Fischelscher / Konga
George Green / Davul

NIAGARA

01 - Sangandongo (19:07)
02 - Malanga (20:42)

19 Ekim 2023 Perşembe

Missus Beastly / Missus Beastly (1970)

Almanya'nın ilk Jazz Rock ve Progressive Rock gruplarından biri, belki de ilki sayılabilecek olan Missus Beastly 1968 yılında kurulmuş. İlk ismini tuhaf bir şekilde Pscyhedelic bir durum olan Psychotic Reaction'dan alan grup kısa süre sonra Reaction, ardından da bir Amerikan TV şovunda boy gösteren siyahi oyuncak bebek Mistress Beastly'den alan grubun 2 farklı evrim geçirme dönemi var. 1968 - 1970 yılları arasındaki ilk dönemde kendi hallerinde ama etkili bir grup olarak sahneye çıkan Missus beastly, ikinci dönemde Roman Bunka, Christian Burchard gibi isimlerle daha büyük ve değişik bir hal alıyor.

İlk dönemin hemen ardından başlarına bir dolu sorun da açılıyor. Farklı ve gaspçı diye nitelendirilebilecek bir grup başka müzisyen Missus Beastly adını çalarak müzik yapmaya başlıyor. Bu büyük sorunlar yaratırken grup elemanları bir şekilde isimlerini kurtarmayı başarıyorlar. Zaman içerisinde gelişerek quartetten altılı, yedili grup formasyonuna dönüyorlar. Bu arada da ticari açıdan oldukça başarı elde ettikleri için herhangi bir finansal sorunları yok. Hatta April isimli bağımsız plak şirketinin kurucu ortaklarından biri olarak daha da fazla para kazanıyorlar.

Bu durum pek çok grubun eline geçmeyen bir fırsat. Missus Beastly ise önüne gelen fırsatı iyi kullanan, kaliteli albümleri ve ticari başarıyı bir arada tutma yeteneğine sahip ender gruplardan biri olarak müzik tarihine geçiyor. 

Jazz Rock'ın temel alındığı bir albüm olan grubun bu ilk albümü oldukça başarılı bir albüm. Gerçi daha sonraki formasyonların ürettikleri kadar iyi sayılamayabilir. Zaten o kadar değil de itiraf etmek gerekirse. Ama Progressive Rock ve Jazz Rock'ın gelişme aşamasında olduğu dönemlerde Almanya'nın bu alandaki ilk gruplarından biri olmaları albümün önemini daha da arttırıyor.

Albümde temelde sadece bir Jazz Rock albümü değil. Pek çok farklı tarz ve türden etkiler içeriyor. En öne çıkanlardan biri Blues. Ama onu da belirli bir düzeyde ve belirsiz bir şekilde kullandıkları için nefes kesici bir hal alıyor diyebiliriz. Blues var evet ama nerede gibi bir düşünceye kapılıyorsunuz dinlediğinizde. Bunun yanında fazlasıyla coşkulu ve heyecan içeren de bir albüm. Nerede ne olacağını bilemediğiniz o tuhaf, kafa karıştırıcı ve dinleyiciyi alıp götüren albümlerden biri. Krautrock janrı içerisine de dahil edilen nadide bir parça.

MISSUS BEASTLY

Lutz Oldemeier / Davul
Atzen Wehmeyer / Gitar, Vokal
Petja Hofman / Bass, Vokal
Wolfgang Nickel / Klavyeler

Konuk Müzisyenler:
Hansi Fischer / Flüt
Chris Karrer / Gitar
John Weinzierl / Gitar
Dieter Serfas / Davul

MISSUS BEASTLY

01. XOX (1:26)
02. Uncle Sam (5:39)
03. Shame On You (8:57)
04. Decision (2:55)
05. Chinese love Song (1:01)
06. Mean Woman (Woody Mouse) (7:57)
07. Aphrodisiakum (8:56)

17 Ekim 2023 Salı

Pumpkin / Pumpkin (1975)

Kısa bir süre önce blogdaki yerini alan Crypto'nun ardından, grubun devamı niteliğindeki Pumpkin'i de ekleyelim dedik. 1973 yılında kurulup 1975'te en azından adından vaz geçen Crypto grubu elemanları, hemen ardından grubun adını Pumpkin yaparak yeni bir sayfa açıyorlar. Gerçi yaptıkları müzik ve bakış açıları hemen hemen aynı olduğu için farklı bir gruptan söz ediyoruz diyemeyiz. İsim değişikliğine gitmişler gibi görünüyor sadece. 

Kaliteli bir albüm kaydı yapsa da ticari başarıyı çok fazla yakalayamayan Crypto'nun ardından grup elemanları hızlı bir şekilde isim değiştirip albüm kaydına giriyorlar. Albüm de aynı şekilde hızlı bir çabayla kaydediliyor. Sonuç yine değişmiyor ve kaliteli bir albüm olmasına rağmen ticari açıdan başarıyı yakalayamıyor 1975 tarihli Pumpkin albümü.

Jazz Rock ve Fusion türlerine dahil ettiğimiz Pumpkin, Crypto'dan farklı olarak biraz daha canlı ve daha eğlenceli denilebilir. Ama karşılaştırma yapıldığında yine Placebo'nun adı rahatlıkla verilebilir. Tarz ve yaklaşım olarak fazlaca benzerlikler var Placebo ile aralarında. Doğal olarak Crypto'nun yolunda ilerleyen ve sadece isim değişikliği yaşamış bir grup olarak da görebiliyoruz Pumpkin'i. Diğer yandan aralarında bazı farklılıklar da yok değil.

Crypto'ya oranla Pumpkin'deki enstrümantasyon daha iyi denilebilir. Grubun zaten bir süredir birlikte çalıyor olmasından kaynaklı, birbirleri ile olan uyumları çok iyi. Crypto'da öğrendiklerini Pumpkin'de zirveye taşımışlar. 

Ayrıca Pumpkin albümünde daha fazla elektrikli piyano ve saksafon soloları bulunuyor. Hafif Funk etkilerinin olduğu bir albüm için kaçınılmaz olan bu durumu bir hayli iyi şekilde becerdiklerini, Crypto'daki bazı ufak tefek hataların burada yapılmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu farklılıkları saymazsak çok ayırt edici farkların olmadığı grubun elemanlarının çaldıkları müzik aletleri konusundaki yetkinliklerini ve yaratıcılıklarını bir kez daha öne sürelim. Müzikal arenası hem canlı hem de zorlu olan Hollanda'dan bu tarz iyi bir grubun çıkması hiç şaşırtıcı değil elbette. Keşke aynı başarıyı ticari olarak da gösterebilselermiş de kendilerinden daha fazla albüm ya da parça dinleme fırsatımız olabilseymiş.

Dönemin pek çok grubunun yaşadığı en büyük problemle karşı karşıya gelip altında kalmalarına rağmen 1975 tarihli Pumpkin albümü arşivlerde yerini alması gereken çalışmalardan biri.

PUMPKIN

Frank Noya / Bass, Synthesizers
Fred Leeflang / Saksafon, Flüt, Klarnet
Nanning Van Der Hoop / Davul, Vurmalılar
Peter Schon / Piyano, Klavinet, Synthesizers, Yaylılar

PUMPKIN

01. Fretless Fret (4:48)
02. Tiro Tiro (4:50)
03. For You Too (2:43)
04. Matthew Welname (5:25)
05. Dune Tune (3:35)
06. Depression (7:05)
07. Go On (4:54)
08. Free At Last (4:44)

15 Ekim 2023 Pazar

Tetragon / Nature (1971)

Tetragon
, 1967 yılında kurulan Trikolon'un devamı sayılabilecek bir grup. Müzikal anlamda değil elbette. Her iki grubun elemanları da ortak diyebiliriz. Trikolon daha Psychedelic odaklı bir grupken Tetragon ise Jazz Rock ve Fusion semalarında geziniyor. İki grubun da kendi alanlarında oldukça iyi olduklarını ve Trikolon'a daha sonra mutlaka yer vereceğimizi belirtelim.

Trikolon macerasının ardından grup elemanlarının bazıları gruptan ayrılırken diğerleri yeni grupla devam etmek istiyor. Osnabrück'de kurulan Tetragon kendine ait müzikal anlayışı olan bir yapı geliştirmek amacıyla hayata geçiriliyor. Bunun için de ilk yaptıkları şey, eski bir çiftlik evinde kendi stüdyolarını kurmak oluyor. Tabi hem maddi sorunlar hem de geleceğinin kendilerine ne getireceğini bilmemelerinden dolayı da kurdukları bu kayıt tesisi çok büyük bir kalite standardına sahip değil. Buna rağmen kaydettikleri parçalarla gerçekten de iyi bir iş çıkarıyorlar. Albümün plak olarak yayınlandığı sıralarda kayıt kalitesi çok iyi olmamakla birlikte daha sonraları defalarca elden geçirilerek ortaya çıkartılan CD formatındaki kayıtlar gerçekten de çok iyi durumda.

Başladıkları ilk dönemde sadece konser ve dinletilerde boy gösteriyorlardı. Ama bu konuda da fazlasıyla yetenekliydiler ve dinleyicileri kendilerine bağlıyorlardı. Yapılan amatörce bir konser kaydı 150 kopya satınca grubun gelecek vaat ettiği sonucu ortaya çıkmıştı. Bu dönemdeki dinletilerde sıklıkla The Nice coverları, Ekseption tarzına yakın klasik müzik bölümleri ve uzatılmış enstrümantal Jazz varyasyonları çalıyorlardı. Arada Jazz ve Blues klasiklerinden de örnekler sergiliyorlardı ama asıl amaçları kendilerine ait bir anlayış oluşturmaktı.

Konser döneminin ardından grupta bazı eleman değişiklikleri oldu ve son kadro albüm kaydına girdi. Dediğimiz gibi kayıtları yaptıkları ortam çok doğru ve stabil bir ortam değildi. Yeniden kayıtlar yapıp, kayıtları birleştirme şansları yoktu ve bu mecburiyetlerden kaynaklı olarak albümde yer alan parçaları canlı olarak kaydetmek zorunda kaldılar. Yani dinleyeceğiniz ya da zaten dinlemiş olduğunuz Tetragon'un Nature albümü tam anlamıyla tek seferde canlı olarak kaydedilmiş parçalardan oluşuyor.

Krautrock janri içerisinde kendilerine yer bulsalar da daha ayrıntılı bir açıklama yapılmak istendiğinde Jazz Rock ve Fusion, Tetragon için de Nature albümü için de daha uygun kaçıyor.

TETRAGON

Hendrik Schaper / Org, Klavinet, Piyano, Cembalet, Elektrikli Piyano, Vokal
Jürgen Jaehner / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar
Rolf Rettberg / Bass
Joachim Luhrmann / Davul

NATURE

01. Fugue (15:59)
02. Jokus (0:21)
03. Irgendwas (6:01)
04. A Short Story (13:41)
05. Nature (7:44)

13 Ekim 2023 Cuma

Crypto / Crypto (1974)

1973 yılında kurulan Crypto Hollandalı bir Jazz Rock ve Fusion grubu. Hemen hemen aynı dönemlerde ortalıkta olan Pumpkin ile de sıkı bağları var zira her iki grubun da önemli elemanları aynı kişiler: Peter Schönn ve Nanning van der Hoop. Haklarında çok fazla bilgimiz yok. Hatta albümün yayınlanma yılı da çok net değil. Bazı kaynaklar 1974 yılı sonları bazılarında ise 1975 yılı olarak gösteriliyor. Bu konuda dönem bir hikayeye göre de albüm temelde 1974 yılında yayınlanmış ama ancak 1975 yılı başlarında satışa sunulmuş gibi de bir durum var. Çok üstüne düşmeden 1974 yılına tarihledik biz de.

Crypto'nun grupla aynı adı taşıyan albümü bu tarza büyük yenilikler, bambaşka şeyler katmış bir albüm değil. Ama oldukça da kaliteli ve dinlemesi keyif veren bir albüm. Temelinde Jazz'ın olduğu, sürekliliği hiç kopmadan devam eden, enstrümanların iyi derecede kullanıldığı kendi halinde ve sade bir albüm.

Albüm ve grup, sıklıkla dönemin kendine has klavyecilerinden Mark Moulin'in grubu Placebo ile karşılaştırılır. Dutch olarak tabir edilen bölgenin grupları arasında birbirine en fazla benzeyenler de Placebo ve Crypto denilebilir.

Crypto'nu albümündeki parçalar birden fazla melodiye sahip ve işleme açısından oldukça zenginler. Klavyeler doğal olarak albümde fazlaca ön plana çıkıyor. Peter Schönn, Mark Moulin kadar olmasa da gerçekten iyi bir klavyeci olduğunu bu albümde hemen her parçada kanıtlıyor. Grubun diğer üyelerinin de ona ayak uydurmak konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadıklarını hatta çoğu yönlendirmede yer aldıklarını belirtelim.

Ara ara Funk ve Soul etkilerinin de hissedildiği albümde Latin müziği izlerine de rastlamak mümkün. Melodiler, gitar ve klavyeler oldukça sağlam. Albümün hemen her yerinde bir belirsizlik havası hakim. Bu durum genellikle sıkıntı veren bir şey olmakla birlikte bu albümde aksine daha da iyi görünüyor. Ne olduğunu, nereye varacağını bilmediğiniz, bazen kendini tekrar ediyor diye düşündüğünüz ama farklı yerlere doğru giden melodiler arasında ne olacağını bilmeden gezinmek insana fena halde keyif veriyor. 70'lerin kayıp güzelliklerinden biri demek yanlış olmaz.

CRYPTO

Wim Dijkgraaf / Bass
Peter Schön / Piyano, Mellotron, Synthesizer
Jan Nanning van der Hoop / Davul, Vurmalılar
Bert Devies / Gitar

CRYPTO

01. Ribatejo (3:49)
02. Masogistic Bonus Point (4:48)
03. Funk for Farmers (5:24)
04. My Bonnie (6:33)
05. Gallfly (2:17)
06. Melon Cactus (3:03)
07. Awakening (5:56)
08. Tatus (7:32)
09. Nova Zembla (4:00)

6 Ekim 2023 Cuma

Pinguin / Der Grosse Rote Vogel (1972)

Pinguin
, Krautrock sahnesinin pek çok grubundan biri. Kökeni The Jay Five adlı Psychedelic Beat Rock grubuna dayanıyor. 60'ların ortalarından itibaren müzik yapmaya başlayan bu grubun elemanları zamanla farklı yönlere giderek Krautrock'ın önemli isimleri olmuşlar ya da onlara eşlik etmişler. Farklı gruplardan gelen elemanların katılımıyla 1971 yılında ilk albümü kaydedip yayınlıyor Pinguin. Ama grubun adı o zamanlar Talix. 1 yıl sonra ise ismi değiştirip, Talix'in tarzına bazı farklılıklar getirerek Pinguin adıyla tekrar ortaya çıkıyorlar.

Fusion ile süslenen bir Progressive Rock anlayışları var. Doğal olarak da Krautrock kategorisi altında sıralamaya giriyorlar. Grubun çok fazla orijinal fikri ve bu fikirleri hayata geçirme yeteneğine sahip müzisyenleri var. Ama bir türlü başarıyı yakalayamamışlar. Pinguin, iki gitarist, elektrik ve kontrbas, org, bongo ve tenor saksafon dahil davullar, flüt ve koro kullanımını içeren yedi müzisyenden oluşuyor. Bu grup hakkında da çok az bilgimiz var.

Der Grosse Rote Vogel, tarz ve tür olarak oldukça çeşitliliğe sahip. Krautrock teriminin kapsamına giren diğer pek çok grubun aksine bu çeşitliliği öne çıkarmayı da seviyorlar gibi görünüyor. Pinguin'in uluslararası arenada öne çıkmayı başarabilecek bir tarzı var aslında ama öne çıkmayı bir türlü becerememişler. Psychedelic Rock, Jazz, Avant-Garde Electronic gibi türlerin (ya da tarzların) çarpıcı ve uzun pasajlarla birleştiği nefis bir tarza sahipler. Bazı noktalarda Frumpy ile benzeştikleri söylenebilir o nedenle. Ama onların yakaladığı ivmeyi yakalama fırsatları olmamış elbette. Bazı parçaların arada kalan bölümlerinde de ağır ağır ve alttan bir şekilde Jethro Tull izlenimi verdiklerini kabul etmek gerekir.

Müziğin Folk ile birleşen bir Jazz'a kaydığı bölümlerde genel olarak org sesleri ile yönü değiştirmeyi tercih ediyorlar. Klavyelerin kullanımı oldukça iyi. Benzersiz ve muhteşem değil belki ama başka gruplarla karşılaştırıldığında fena halde öne çıkıyorlar.

Karma ve karmaşık denilebilecek bir yapıya sahip olan Pinguin, daha önce de söylediğimiz gibi elindeki potansiyeli doğru kullanamamış grupların başında geliyor. Bugünlerde bile sahnede kalmalarını saplayabilecek bir yeteneğe sahipken bunu kolayca harcamış olmaları tuhaf.

PINGUIN

K. D. Blahak / Davul
Tom Wohlert / Elektrikli Bass, Double Bass, Bongo, Koro
Joe Voggenthaler / Gitar, Vurmalılar
Markus Schaub / Lead Gitar, Vurmalılar, Koro
Klaus Gebauer / Lead Vokal
Volker Plitz / Org, Vurmalılar
Elmar Kast / Tenor Saksafon, Flüt, Vurmalılar, Koro

DER GROSSE ROTE VOGEL

01. Der Große Rote Vogel (8:43)
02. Die Angst (6:09)
03. Der Frosch In Der Kehle (7:18)
04. Der Blaue Wind (7:46)
05. Die Nachtmusik (5:17)
06. Der Traum (6:06)

2 Ekim 2023 Pazartesi

Jupu Group / Ahmoo! (1975)

Jupu Group
, tek albümlü efsaneler listemize Finlandiya Progressive Rock janrı içerisinden dahil olan gruplardan. Haklarında bilgimiz kısıtlı. Grubun adının dönemin önemli Jazz kökenli kemancılarından Juhani Poutanen'den geldiğini biliyoruz. Poutanen'in lakabı Jupu olduğu ve tanınan bir müzisyen olduğu için bu ismi tercih ettikleri ortada. Bunun dışında da albümün kayıtlarından hemen sonra grubun dağıldığını hatta albümün çıkışını bile göremediklerini biliyoruz. Jupu Group'un dağılmasından birkaç ay sonra piyasaya sunulmuş Ahmoo!

Albüm, Finlandiya kökenli Fusion, Progressive Rock ya da Jazz Rock olarak düşünüldüğünde bir başyapıt sayılmayabilir. Ama ortalamanın da çok üzerinde etkileri olan bir albüm. Özellikle gruba adını veren Poutanen'in keman konusundaki yetkinliği ve yaratıcı besteleri Ahmoo!'yu benzerlerinden biraz daha yukarı taşıyor. Yine Poutanen'den kaynaklı olarak albümde keman fazlasıyla ön plana çıkıyor ki bu da çok anlaşılabilir bir durum.

Diğer tarafa bakıldığında gitar, elektrikli piyano ve moog'un başı çektiği enstrümantal bir Heavy Prog havası da söz konusu. Bu nedenle albüme sadece Fusion demek ya da Jazz Rock gibi etiketlendirmek doğru değil. Farklı türlerden, farklı tarzlardan beslenerek kendilerine ait bir yapı oluşturmayı başarmışlar. Ve bu yapı sadece bir tür başlığı altına konabilecek kadar sığ değil.

Eleştiri ya da tanımlama yapılırken genel olarak düşülen bir hata da Weather Report ya da Return To Forever ile benzeştikleri yönündedir. İkisi ile de benzeşmezler. Elektrikli keman gibi fazlasıyla ayırt edici bir yanları vardır Jupu Group'un. Ha basit bir şekilde anlatılmak istendiğinde "Return To Forever gibi" tanımlaması yapılarak geçiştirilebilir belki ama diğer türlüsünü de hak etmediklerini düşünüyorum.

Albümün genelinde sıradanmış gibi başlayan parçalar mevcut. Ama gidişatı o kadar iyi değiştiriyorlar ki neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz. Sıkıcı başlayan parça kademeli olarak yükselerek değişik bir yöne doğru akıyor. Jazz dinleme konusunda sıkıntı duyanların görüşünü değiştirebilecek denli etkileyici, ortada ve birleştirici bir albüm Ahmoo!

JUPU GROUP

Juhani Poutanen / Keman, Vurmalılar
Janne Louhivuori / Gitar
Jukka Linkola / Klavye, Vurmalılar
Ilkka Hanski / Bass
Urpo Sorvali / Davul, Vurmalılar

AHMOO!

01. The Seeker (5:11)
02. Ennystymätön (6:47)
03. Ahmoo (9:56)
04. Moment (8:01)
05. Two for Eeva (8:03)
06. Drops of Rain (7:13)

27 Ağustos 2023 Pazar

The New Apocalypse / Stainless Soul (1969)

The New Apocalypse
, Jazz ve Rock odaklı bir grup. İkisinin belki de en iyi birleşimlerinden birine imzalarını atmışlar. Jazz Rock, Fusion gibi alanlarda albümler kaydetmiş benzeri pek çok grupta olduğu gibi The New Apocalypse hakkındaki bilgilerimiz de sınırlı. 60'ların başında üniversite çevrelerinde kurulduğunu, uzunca bir süre kolej ve kulüp çevrelerinde çaldıklarını, 1968 yılında bazı teknik, personel ve müzikal değişiklikler yaşayıp albüm kaydına başladıklarını ve 1969 yılı sonlarına doğru albümü yayınladıklarını, son olarak da sırra kadem bastıklarını biliyoruz o kadar. Personel değişikliği yaşadıkları sıralarda da bir yapımcı firma ile anlaşıyorlar ve yayınladıkları single kendi çapında iyi iş yapıyor. Bundan hareketle de albüm aşamasına geçiliyor. 

Albümün, bildiğimiz kadarıyla günümüzde bir CD versiyonu bulunmuyor. Plaklarına ulaşmak da neredeyse imkansız. Sadece bazı sosyal mecralarda paylaşılmış, plaktan dijitale dönüştürülmüş bu ilk ve tek albümü dışında bir şeye ulaşmak da mümkün değil. Albümün başarılı bir çalışma olması ve grubun böylesi bir albüme imza atmış olmasından kaynaklı bir miktar üzüntü yaşamak da normal. Zira keşke daha fazla kayıt için fırsatları olabilseymiş diye düşünmekten geri duramıyoruz.

Albümde enstrüman kullanımları oldukça iyi. Zaten personel değişikliği yaşanmasına rağmen grup elemanları uzunca bir süre birlikte çalan tipler. Birbirilerini nasıl tamamlayacaklarını iyi biliyorlar. Saksafon ve trompet ön plana çıkıyor normal olarak. Fakat gitarın da albüme katkısı yadsınamaz şekilde fazla. Neredeyse tüm gidişatın yönünü belirliyor diyebiliriz.

Stainless Soul coşkulu ve enerjik bir albüm. Grubun ritim bölümü işini iyi bir şekilde yapıyor. Aniden yükselen tempo bir anda yerin dibine doğru serbest düşüşe geçerken bir anda tekrar toparlıyorlar. Yaratıcılık konusunda hiçbir sıkıntıları olmadığı gibi parçaların session olarak kaydeilmiş olması muhtemel. Zira o coşkuyu yakalayabilecek şekilde çalmanın tek yolu bu olsa gerek. Parçaların başlangıçları belirli düzenler üzerine oturtulurken bir süre sonra darmadağınık bir hale geliyor ki bu da session fikrini güçlendiriyor. Bu arada The Beatles'ın Eleanor Rigby'sinin acayip de değişik bir versiyonu albümde mevcut.

Amerika'dan bu alanda çok fazla iyi grup çıkıyor genelde. Ama The New Apocalypse'in yeri her zaman bir başka. Chicago gibi popülist bir yaklaşımları yok hiç mesela. Tek dertleri müzik yapmak gibi görünüyor. Belki de bu sebepten başarılı olamamışlardır bilemiyoruz.

THE NEW APOCALYPSE

Greg Novik / Gitar
Christopher Lynch / Org
Gene Meros / Saksafon
Keith Vinroe / Trompet
John Garrison / Bass
Dennis Meros / Davul

STAINLESS SOUL

01 - Stainless Soul (4:07)
02 - Domicela (2:57)
03 - Comin' Home Baby (4:09)
04 - Junkshop (3:11)
05 - Wichita Lineman (5:23)
06 - Watch Your Step (2:47)
07 - Three Shades Of Gray (3:33)
08 - Get Outta My Life Woman (3:05)
09 - Eleanor Rigby (3:54)
10 - Labyrinth (4:13)

7 Ağustos 2023 Pazartesi

Manfred Mann Chapter Three / Manfred Mann Chapter Three (1969)

Manfred Mann Chapter Three
bizde çok bilinen bir grup değil. Manfred Mann bilinir, Manfred Mann's Earth Band bilinir ama Chapter Three genelde ya bilinmez ya da hatırlanmaz. Halbuki adamın (Manfred Mann) en düzgün projesidir diyebiliriz bu grup için.

60'lı yıllarda Pop müziğin bütün nimetlerinden faydalanarak hem başarılı bir kariyer yaratıp hem de bolca para kazanan Mann, her ne hikmetse bir anda farklı bir yöne doğru kaymaya başlıyor. Jazz Rock ve Fusion ile haşır neşir olduğu bu dönem Chapter Three dönemi. Ardından da Earth Band ile parayı kıvırmaya devam ediyor tabi. Zira grupla ön plana çıkardıkları pek çok hit ve popüler parça bulunuyor.

Arada kalan, en yazık durumda olan, en hatırlanmayan Chapter Three ise Mann içerikli grupların ve albümlerin belki de en iyileri. Ha yine bir miktar popülerlik kaygısı güdülüyor elbette. Ama aşırıya kaçmayı da düşünmemişler. Tadında ve kıvamında kalarak başarılı bir işe imza atmışlar.

Mann'ın vokal değişikliklerinden kaynaklı ilk dönem grubunun sürecini 2'ye ayırdıktan sonra yeni bir başlangıç olarak düşündüğü Chapter Three (manidar olarak Bölüm 3) başarılı kayıtlar yapmış olsa da öncülü ve takipçisi olan gruplar ticari anlamda daha çok para kazandırmışlar. Hatta o kadar enteresan bir durum oluşmuş ki 3. albümü tamamen bitirdikleri halde yayınlama fırsatı bulamamışlar. Bir süre sonra da kayıtların bulunduğu kasetler sırra kadem basmış. Tesadüfi bir şekilde bulunduğu söylenen 3. albüm daha sonraları yani 2019 yılında yayınlandı. Diskografileri düşünüldüğünde 70'lerde kaydedilip bir türlü yayınlanamayan bu üçüncü albüm en iyisi gibi görünüyor.

Diğer taraftan bakıldığında, Progressive Rock'ın Jazz Rock ve Fusion ile soslanan kısmında çok kaliteli albümler olarak görmek de mümkün değildir. Bu albümlerden daha sağlam albümler dinlemişliğiniz mutlaka vardır. Ayrıca blogda daha önce paylaştığımız, benzer tür içerisinde yer alan ve Chapter Three'den daha iyi olan gruplar da bulunuyor. Hatta daha ileri giderek, Progressive Rock konusunda Manfred Mann's Earth Band'in daha ileride bir yerde durduğunu da söyleyebiliriz.

Yani Progressive Rock'ın alt sınırlarına dokunan albümler kaydetmiş Chapter Three. Kötü değiller ama muhteşem de değiller.

MANFRED MANN CHAPTER THREE

Manfred Mann / Org, Polis Düdüğü, Vokal (7)
Mike Hugg / Piyano, Vokal
Bernie Living / Alto Saksafon, Flüt
Steve York / Bass, Gitar, Arp
Craig Collinge / Davul

Konuk Müzisyenler:
Sue ve Sunny / Vokal (5)
Brian Hugg / Gitar (4)
Harry Beckett / Trompet (6)
Clive Stevens / Tenor Saksafon
Carl Griffiths / Tenor Saksafon
Dave Coxhill / Bariton Saksafon
Gerald Drewett / Trombon
Sonny Corbett / Trompet

MANFRED MANN CHAPTER THREE

01. Travelling Lady (5.48)
02. Snakeskin Garter (5:48)
03. Konekuf (5:47)
04. Sometimes (2:37)
05. Devil Woman (5:24)
06. Time (7:25)
07. One Way Glass (3:33)
08. Mister, You're A Better Man than I (5:10)
09. Ain't It Sad (1:57)
10. A Study In Inaccuracy (4:05)
11. Where Am I Going (2:36)

29 Temmuz 2023 Cumartesi

Maad / Maad (1976)

Çok fazla öne çıkamamış İtalyan gruplarından olan Maad 1975 yılı sonlarına doğru kurulmuş. Kadrosunda gerçekten de iyi müzisyenleri barındırıyor. Aktuala'dan Attilio Zanchi'nin yer aldığı grupta, daha sonra Zanchi ile birlikte Stormy Six'de birlikte çalacak olan Renato Rivolta da bulunuyor. Tarzları bildik RPI'dan (Rock Progressivo Italiano) oldukça farklı. Kendilerine has bir tarz yarattıkları ortada.

Çok bilinen bir grup olmamalarındaki en büyük etken bir türlü tanınma fırsatı yakalayamamış olmalarından ileri geliyor. Döneminde kaliteli bir albüm kaydetmiş olsalar da ticari başarı elde edemedikleri gibi dinleyici kitlesi kazanma konusunda da sorun yaşamışlar. Zaten bu sebeplerden dolayı da kısa süre içerisinde herkes farklı gruplara dağılmış.

Maad'ın tarzını tanımlayan en iyi kategori Jazz Rock ve Fusion. Ama ona ek olarak Afrika ritimlerini de düşünmek gerekiyor. Jazz ile Rock arasında bir Fusion oluştururken içine bolca da Afrika ritimlerinden oluşan enfes soslar katmışlar. Bu noktada Embryo'ya benzedikleri düşünülebilir fakat hiç alakaları da yok. Embryo'nun konuya yaklaşımı bir miktar daha farklı.

Afrika ritimleri ile birleştirdikleri albümün her yerinde daha deneysel ve avangard bir yaklaşım sergiliyorlar. Embryo ile farklılaştıkları nokta burası. Bu avangard etkileri fazlaca olan Jazz Rock'ı icra ederken de buzuki, vibrafon ve piyanoyu tuhaf sesler çıkarmak için kullanıyorlar. Vibrafon kullanımlarındaki değişkenlik ve kendi halindelik, dinledikçe Zappa'yı anımsatır.

Afrika'dan sıkça bahsetmiş olsak da Maad farklı türlerden de etkileri içerisinde barındırıyor. Salsa, Funk, Progressive Rock gibi bu türler Jazz içerisinde eriyip giden bir hal alıyor. Üstüne eklenen ritimler ve sağlam vurmalılarla iş içinden çıkılmaz bir duruma geliyor. Congalar, Marimbalar havalarda uçuşuyor.

Öncülü olmasa da yakın akraba sayılabilecek Aktuala ile benzeştirilir bir de Maad. Zanchi'yi saymazsak o benzerlik de kalkar bence. Daha World Music kafasında takılan Aktuala'nın yanında Maad kısıtlı imkanlarla çalışır görünümündedir. Yine de Aktuala'yı seviyorsanız Maad sizin için hem değişik hem de benzer bir şeye dönüşebilir. Tek albümlü efsaneler listemize değişik bir ek daha. Dinledikçe daha da fazla vaz geçilmez olan albümlerden.

MAAD

Attlio Zanchi / Gitar
Renato Rivolta / Saksafon
Pino De Vita / Klavye
Joe Castanuela / Davul
Jonathan Scully / Vurmalılar, Vibes
David Searcy / Vurmalılar

MAAD

01 - African Norge (8:02)
02 - Bouzouki (10:56)
03 - Giugno '75 (12:03)
04 - A Milano è dura (5:56)

26 Temmuz 2023 Çarşamba

Kaleidon / Free Love (1973)

Jazz Rock
ve Fusion grubu olan Kaleidon, İtalya'dan bu tarzda çıkmış grupların en iyilerinden biri. Alışkın olduğumuz üzere pek çok İtalyan grubu RPI (Rock Progressivo Italiano) içerisine dahil edilir ama Kaleidon onlardan değildir. RPI köklerinden farklı olarak Jazz Rock'u temel almaları bu farklılığın en büyük sebebidir denilebilir.

70'lerin başında Free Love adıyla kurulan grup 2 single kaydetmeyi ihmal etmemiş. Ama Free Love'ın ömrü çok uzun olmamış.  Kaydettikleri single'ların birkaç farklı Spaghetti Western filminde kullanılmış, 1971 yılında Roma Caracalla Pop Festivali'ne katılmışlar ve oldukça da umut vaat ediyorlarmış. Lakin çok fazla ilerleyememişler çünkü 4 kişilik grubun 2 elemanı bir trafik kazasında hayatlarını kaybetmiş. Kalanlar bir süre dağılmış halde ortalıkta dolandıktan sonra yeniden ayağa kalkmışlar ve Kaleidon'u kurmuşlar. Albümün adını da eski grubun anısına Free Love olarak belirlemişler.

Klavyeci Stefano Sabatini'nin harcadığı eforla ortaya çıkan Kaleidon daha önceki single'lardan farklı olarak enstrümantal ve güçlü bir Jazz içeren tarza yönelmiş. Az önce bahsettiğimiz RPI farklılıkları da burada başlıyor aslında. Pek çokları tarafından RPI içine dahil edilseler de o tarzdan farklı bir yerde durduklarını söylemek gerek. Kendilerine has bir şekilde oluşturdukları müzikal yapı ile RPI'dan farklı bir coşku ile ilerliyorlar diyebiliriz. Albümde elektrikli gitarın olmaması da bu görüşe destek veren unsurlardan. Akustik ve elektrikli piyano ile birleşen Saksafon ve flüt bölümleri ile bahsi geçen türden fazlasıyla ayrılıyorlar.

Free Love albümü oldukça zarif, coşkulu ve yaratıcı olarak nitelendirilebilir. Karmakarışık bir yapıya da sahip değil. Daha düz, sevimli ama etkili bölümlerden oluşuyor. Parçaların her yerinde ince bir yaklaşım sergiliyorlar. Amaç koşuştururcasına gitmekten çok ayakları yere basan bir şekilde olduğu yerde dimdik durmak üzerine kurulu. Jazz Rock'ın bu halini sevenler için biçilmiş kaftan yani.

Grubun dağılmasının ardından Sabatini'nin önce Samadhi sonra da Mediterraneo'da yer aldığını belirtelim. Bass gitarist Franco Tallarita'nın da Banco Del Mutuo Soccorso'ya katıldığını söyleyelim.

KALEIDON

Stefano Sabatini / Klavye
Massimo Balla / Saksafon, Flüt
Franco Tallarita / Bass
Giovanni Liberti / Davul

FREE LOVE

01. Kaleidon
02. Inverno '43
03. Dopo La Festa
04. Polvere
05. Oceano
06. Free Love

22 Temmuz 2023 Cumartesi

Blue Sun / Blue Sun '73 (1992)

Dünkü Young Flowers çıkışı akla hem de hiç alakaları olmadığı halde Blue Sun'ı getirdi. Blue Sun da Danimarkalı bir grup. 70'lerin başında 2 albüm kaydedip ortalıktan kaybolanlardan. Jazz Rock, Fusion yapıyorlar. Çok değişikler. Albümlerini bulmak da pek mümkün değil. Albümü seçimi yapmak da zor. O nedenle de 1992 yılında Archival olarak yayınlanan Blue Sun '73'ü seçtik. Yayınlanmamış materyallerden oluşuyor. Ayrıca canlı kayıtlar. Dinledikçe ne kadar iyi olduklarının farkına o kadar çok varıyorsunuz.

Temelde müzikleri Hippie etkileşimleri olan avangard bir Jazz Rock türevi. Genel olarak Jazz Fusion olarak kategorilendirilirler. Yanlış değildir bu sınıflandırma zira grubu bir yere koymak gerçekten de zor. Avangard Jazz Rock'tan geliyorlar belki ama oryantal ile birlikte Güney Afrika'yı hatırlatan ritimlere de sahipler. Sözler ve vokal olmasına rağmen albümü enstrümantal olarak adlandırabiliriz. Vokal müziğin içinde o kadar iyi eriyip gidiyor ki onu da müzik aleti olarak sayabiliriz. 

Saksafon, gitar ve klavyenin başı çektiği uzun ve canlı doğaçlamalara sahipler. O kadar iyi atmosfer yaratıyorlar ki kendinizi Psychedelic bir etkinin altında hissediyorsunuz. Genellikle de çölde, dağda bayırda bir arayış yolculuğuna çıkmışsınız gibi bir duyguya kapılıyorsunuz dinlerken. Farklı ve coşkulu olduklarını söylemek yanlış olmaz. Burnin Red Ivanhoe ve Midnight Sun gibi gruplarla benzer bir kategoride oldukları söylense de bu iki grubun karışımına Agitation Free eklendiğini düşünün siz. Üstüne de ara ara ortaya çıkan Chicago ya da If ruhunu katın.

Blue Sun '73, genelde tercih ettiğimiz albümlerden değil. Yani toplamaların ya da konser kayıtlarının, grup hakkında bilgi verme potansiyelinin az olduğunu düşünüyoruz. Lakin bu albüm onlardan değil. Zaten tam anlamıyla bir konser kaydı da değil. 1973 yılında sağda solda çaldıklarında kaydedilmiş parçalardan oluşuyor. Fikir vermesi açısından tercih edilebilecek en doğru albüm olduğu bile söylenebilir. Coşkuyu daha fazla içinde barındırması da albümün bu noktada en büyük avantajı oluyor.

BLUE SUN

Bo Jacobsen / Davul
Jan Kaspersen / Piyano
Niels Pontoppidan / Gitar
Dale Smith / Vokal, Vurmalılar
Jesper Zeuthen / Saksafon

BLUE SUN '73

01 - Gryets Vinger (1:35)
02 - Blue Sun (11:30)
03 - Tåreperseren (4:00)
04 - Efterεr (4:40)
05 - Søn Af Solen (5:45)
06 - Blaene Falder (4:45)
07 - Ivalo Og Liza (6:15)
08 - Solhverv (3:50)

19 Haziran 2023 Pazartesi

Total Issue / Total Issue (1971)

Fransa'nın kendine has yapıya sahip gruplarından biri de Total Issue. Haklarında çok bilgiye sahip olmadığımız grubun 1970 yılında kurulmuş olduğunu biliyoruz. 1971 yılında yayınladıkları tek albümle de ortalamanın üzerinde bir iş çıkarmışlar. Grup başlangıçta 4 kişi olarak kurulmuş ama hemen ardından 6 kişilik bir kadroya ulaşmış. Albüm kayıtları sırasında bu kadro ile devam ederken grubun vokali gruptan ayrılıp kendi solo çalışmalarına yönelmiş. Albümdeki 8 parçadan 5 tanesi bahsi geçen vokalist / gitarist Jean Pierre Huser'e ait ama albümdeki grup kadrosunda Huser'in adını kayıtlar sırasında ayrıldığı için göremiyoruz.

Albümün yayınlanmasının ardından da yaklaşık 1 yıl boyunca, 1972'nin sonlarına kadar, kadro değişiklikleri ile bir arada durmaya çalışmışlar ama daha fazla da ileri gidememişler. Total Issue 1972 yılında tarihin tozlu rafları arasındaki yerini almış.

Adı sıkça geçen tek albümlü efsaneler listemize de giren albüm Progressive etkiler içeren Jazz Rock ve Fusion albümü. Hepsi de Jazz sahnesinden gelen grup elemanları albüme bir de Folk sosu katmayı ihmal etmemişler. Parçaların her yerinde folklorik öğelere, müzikal anlatımına rastlamak mümkün. Folk ve Jazz Rock birleşimi olarak da gayet iyi bir albüm ortaya çıkmış.

Total Issue albümü çok fazla ticari başarı elde edemese de müzikal anlamda oldukça iyi bir yerde duruyor. Çok sık karşılaşmadığımız Folk ve Jazz bileşkesini oldukça iyi kullandıklarını söylemek yanlış olmaz. Hele Hint folkloru etkisinde yaptıkları bir bölüm var ki gerçekten etkileyici.

Grubun ayrıca ilk dönem ya da erken dönem olarak nitelendirebileceğimiz Fransız Progressive Rock kültürünün ilk örneklerinden biri olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Gitar ağırlıklı olarak ilerleyen albümde klavye ve kemanlar da sık sık öne çıkıyor. Grup elemanlarının çoğu (belki de hepsi) multi enstrümantalist. Bundan dolayı da albüm içerisindeki uyum fena halde iyi. Bir yorumda Total Issue'nun bu durumdan kaynaklı olarak Hippie tarzı bir Progressive Rock yaptıkları cümlesine tanık olmuştum. Kesinlikle doğru olmayan bir yorum olduğunu da eklemeden geçmeyeyim. Dinledikçe farklı dönüşlerle karşılaştığınız, sizi başladığı yerde bırakmayan albümlerden.

TOTAL ISSUE

Henri Tessier / Bass, Vurmalılar, Vokal
Aldo Romano / Lead Vokal, Davul, Gitar
Georges Locatelli / Lead Gitar, Vurmalılar, Vokal
Michel Libretti / Keman, Gitar, Davul, Vurmalılar, Vokal
Chris Hayward / Flüt, Klavye, Vurmalılar, Vokal.

TOTAL ISSUE

01- Les Marins (3:30)
02- La Porte ouverte (8 :20)
03- Come Down (2 :55)
04- Over The Shadow (3 :05)
05- Rustique (6:25)
06- Quiet Place (2 :35)
07- Dis-Mais-Dis (4 :03)
08- Résurrection (3 :45)

18 Haziran 2023 Pazar

Altona / Altona (1975)

Thrice Mice
'ın devamı niteliğinde olan Altona, 1972 yılında bir önceki grubun dağılmasının ardından kurulmuş. Altona'da kuruldukları için de şehrin adını almışlar. Bu isimde pek çok grup var, hatta bir Türk Heavy Metal grubu da var/vardı, lakin bu Altona ilk olan. Thrice Mice'tan aldığı bayrağı bir miktar daha ileri taşıyor. Hem ticari başarı elde ederken hem de kaliteli albümlere imza atıyorlar. Tabi ticari başarıyı dünya çapında bir başarı olarak da almamak gerekiyor. Avrupa'nın bir kısmında ve daha çok Almanya'da kazandıkları bir başarı bu.

Thrice Mice'tan farklı olarak ilk albümde Jazz içeriğini fazlalaştırıyorlar. Yine her iki grup için özellikle belirtilen Blodwyn Pig etkisi ilk albümde fazlasıyla var. Krautrock'ın merkezine koysak da bir yandan da Fusion yaptıkları apaçık ortada. Fakat ikinci albümde daha Blues tınılarının hissedildiği bir iş yapıyorlar. Soul'un da fazlasıyla kendini gösterdiği bu albüm çok başarılı bir albüm değil. Daha doğrusu Thrice Mice ve Altona olarak düşünüldüğünde çok farklı ve pek iç açıcı da değil.

7 kişilik kalabalık bir kadro ile yaptıkları Jazz etkileşimli Rock müziği fazlasıyla kontrolsüz ve kendiliğinden diye tanımlayabileceğimiz bir şekilde icra ediyorlar. Bu açıdan oldukça farklı ve doyurucu bir yaklaşıma sahipler. Nereden ne çıkacağını, neyin nerede bitip başlayacağını, az sonra neler olacağını kestiremiyorsunuz. Coşku dolu anların çok olduğu albümde Psychedelic Rock etkileri de fazlasıyla hissediliyor.

Bazı kaynaklarda Colosseum ve Chicago gibi gruplarla karşılaştırılıyorlar bu ilk albümle ilgili olarak. Bakış açısına göre değişmekle birlikte yanlış bir yorum da değil. Her iki grubun da, özellikle Colosseum'un Valentyne Suite'inin kalitesine yaklaşan bir müzikal anlayışları bulunuyor.

Krautrock'ın en iyi ve en belirgin örneklerinden biri olarak da bahsedebiliriz albümden. Dönemin ve Almanlara özgü Rock müziğin temiz kayıtlarından biri çünkü Altona albümü. Bir miktar Heavy etkiler içerse de Heavy Rock, Heavy Progressive Rock ya da Heavy Psychedelic Rock'tan çok Heavy Krautrock diyebiliriz yaptıkları müziğe. Tabi ikinci albümde işler değişiyor ve ilk albümle neredeyse alakası olmayan bir albüm çıkıyor ortaya. Olur bazen öyle şeyler diyerek geçiştiriyoruz...

ALTONA

Karl-Heinz "Carlo" Blumenberg / Vokal, Soprano Saksafon, Bariton Saksafon, Bass
Klaus Gerlach / Gitar
Werner von Gosen / Gitar
Wolfgang Wülff / Tenor Saksafon
Michael von Rönn / Tenor Saksafon
Fritz Kahl / Bass
Hans-Heinz Gossler / Davul

ALTONA

01. Can't Live Without You (4:05)
02. Cocopus (5:36)
03. Überlandfahrt (4:03)
04. 7/4 (4:13)
05. Boulevard (4:59)
06. Frustration (6:44)
07. Hide Yourself (5:48)

5 Haziran 2023 Pazartesi

Abraxis / Abraxis (1977)

1976 yılında Brüksel, Belçika'da kurulan Abraxis, tek albümlü efsaneler listemize Jazz Rock ve Fusion kanadından giriş yapıyor. Çok kısa ömürlü olan bu grup aslında bir anlamda da proje grubu gibi bir şey. Dönemin Belçikalı gruplarından elemanlar bir araya gelerek çalışıyorlar, albümü kaydedip dağılıyorlar. Tabi bu gruplar içerisinde Pazop ve Cos olunca olayın rengi de biraz değişiyor.

Grup ve albüm genel olarak adını Cos'da duyuran Charles Loos'un kontrolünde. Albümün neredeyse tamamı Loos'ın bestelerinden oluşuyor. Fusion açısından oldukça büyük bir yetenek olan Loos'un besteleri grubun müzikal kalitesini fazlasıyla arttırmış. Tabi burada grup elemanlarının da hakkını yememek gerekiyor. Adamlar sonuna kadar, ellerinden ne geliyorsa yapmışlar. Zorluk derecesi her bir parçada yükselirken onların da buna ayak uydurma zorunluluğu büyük bir sorun yaratmamış.

Albüm inişleri çıkışları, nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan düzeneği ile bir çok şeyi daha en başından vaat ediyor. Parçalar arasında gezindikçe de bu vaatlerin boş vaatler olmadığını anlıyorsunuz. Kimi zaman coşkulu bir şekilde koştururcasına ilerlerken, kimi zaman ise yerin dibinde yol almaya çalışan bir solucanın hızında hareket ediyor albüm. Bu farklılıklar da doğal olarak Abraxis'e çok şey katıyor ve değişik bir hava kazandırıyor.

Temelde Jazz'dan yola çıkarak Fusion yapan grubun anlayışında farklı tür ve tarzlardan öğeler de bulunmuyor değil. Ayırt edici bir şekilde dinlediğinizde farklı bir müzikal yolculuğa çıkmış olduğunuzun farkına varmakta gecikmiyorsunuz. Bu noktada Canterbury Scene farklılığının albümde bazı yansımaları da bulunuyor. Diğer taraftan Canterbury ile alakasız bir şekilde Camel etkilerini de hissediyorsunuz. Placebo ve Waterloo (Bogaert ve Musette'in 1970 yılındaki grubu) ile benzeşen yönleri de var Abraxis'in. Yine de kendilerine has ya da ait bir tarza sahip olduklarını söylemek yanlış olmaz. Adını saydığımız tür ya da gruplar ile benzeyen yönleri olsa da aynı kulvarda ya da aynı olduklarına dair en ufak bir söz söylemek de haksızlık olur. Kendileri has bir tuhaflıkları var yani.

Tek albümle kalmış olmaları bir miktar can sıkıcı olsa da elimizde olanlarla yetinmeyi bilenler olarak keyfini sonuna kadar çıkarıyoruz Abraxis'in.

ABRAXIS

Charles Loos / Klavye
Dirk Bogaert / Flüt, Vokal
Paul Elias / Gitar
Jean-Paul Musette / Bass
Jack Mauer / Davul
Tony Malisan / Davul

ABRAXIS

01. Clear Hours (2:32)
02. Valse De La Mort (16:14)
03. Sweetank (4:26)
04. Billy The Keith (3:54)
05. Jeronimo (1:58)
06. Bolle Winkel (6:46)
07. Arhumba (1:42)


17 Mayıs 2023 Çarşamba

Fusioon / Fusioon (1972)

70'lerin İspanya'sından çıkma enfes gruplardan biri de Fusioon. Barcelona'da kurulan 4 kişilik grup, ardı ardına çıkardıkları 3 albümle bir anda parlamış ama devamını getirememiş. Halbuki bu konudaki potansiyelleri de bir hayli fazlaymış aslında. Ama bir arada durmayı başaramamışlar. Zaten genelde bu tip grupların en büyük açmazının da bu durum olduğunu artık öğrendik.

1972 yılında kaydettikleri ilk albümün ardından çıktıkları konserlerde epeyce bir tanınıp, fazlaca kitleye ulaşmışlar. 1974'de ikinci, 75'te ise üçüncü albüm gelmiş. Çok büyük boyutlarda bir ticari başarı kazanamamış olsalar da ortalamanın da üzerinde para kazanmışlar. 

Fusioon'un tarzı Eclectic Prog ya da (başka kaynaklara göre, grubun adından da anlaşılacağı üzere) Fusion olarak özetleniyor. Sanki Eclectic Prog biraz daha doğru gibi. Birbirini takip eden, birbirine bağlanan pek çok tür ve bu türler içerisindeki tarzları barındırıyor albümleri. Konumuz olan ilk albümde Klasik Müzik, Folk, Jazz, Symphonic Rock gibi türler ilerlemeci bir pota içerisinde eriyor. Hayli etkileyici ve başarılı bir albüm Fusioon. Kendilerine ait bir tarz yaratmış olsalar da parçaların bazı yerlerinde King Crimson, Tangerine Dream, Jethro Tull, Emerson, Lake & Palmer, Ekseption ve hatta Gentle Giant'e öykünen bölümler de bulunmuyor değil.

Yukarıda bahsettiğimiz türlerden en fazla Jazz tarafından besleniyorlar. Bu nedenle de parçalar daha bir görkemli, zorlayıcı ve üst seviyede duruyor. Dönemin başarılı pek çok İspanyol grubundan farklı olarak tarzları daha değişik bir çizgide ilerliyor. Albümde enstrüman kullanımları inanılmaz derecede iyi. İlk albüm olmasına rağmen grup elemanlarının yıllardır birlikte çalıyor olduğunu düşünebilirsiniz rahatlıkla. Aksaklık ya da tuhaf durumlar yaşamadan baştan sona albümü tamamlıyorlar.

Albüm etkileyici olmasının yanında bir hayli de coşkulu. Lakin parçaların intro kısımları daha dipten başlarken, ilerleyen bölümlerde yakalıyorlar coşkuyu. Sanki tutan bir yöntem bulduk, kaptırın gidelim mantığıyla yapılmış gibi geliyor dinleyene. Onun dışında albümle ilgili söylenebilecek kötü şeylerin sayısı çok azdır.

Arada İtalyan tarzına yaklaşan bir tarafları olsa da (Goblin'i duymuş gibi oluyorsunuz bazen) değiller. Ama İspanyol olduklarını söylemek de gerçekten zor. Alışkın olduğumuz İspanyol tarzı ya da Flamenco'dan gelen gitar yaklaşımları burada yok. Daha değişik, daha farklı ve gerçekten de iyiler.

FUSIOON

Santi Arisa / Davul
Marti Brunet / Gitar, Synthesizers
Jordi Camp / Bass
Manel Camp / Piyano, Klavye

FUSIOON

01. Danza Del Molinero (4:33)
02.Ya Se Van Los Pastores(5:16)
03. Ses Porqueres (3:13)
04. Pavana Espanola (3:01)
05. Negra Sombra (3:44)
06. En El Puerto De Pajares (4:13)
07. Rima Infantil (3:37)
08. El Cant Del Ocells (4:15)

2 Mayıs 2023 Salı

Thirsty Moon / Thirsty Moon (1972)

Jazz Rock ve Fusion janrlarının Almanya'dan çıkmış en iyi temsilcilerinden biri Thirsty Moon. Çok daha önceleri Jamais tarafından bloga ikinci albüm You'll Never Come Back eklenmişti. Bugün biraz Thirsty Moon havasında olduğumuza göre ilk albümü ekleyelim. Bremen çıkışlı olan grup dönemin en başarılı Fusion gruplarından biri. Krautrock ruhundan vazgeçmeden Jazz içerisinde dolaşan nefis albümler kaydetmişler.

İlk albüm, ortalamanın çok üzerinde olsa da ikinci albüm kadar iyi değil. Gerçi bu da bakış açısına göre değişir tabi. İki albüm arasında kararsız kalanların sayısı oldukça fazladır. 3. albüm de iyidir ama ilk ikisi kader değil. Sonraki albümleri saymıyoruz, görmezden geliyoruz.

Doldinger's Passport ve Kraan gibi gruplarla eş değerde tutulmaya çalışılsalar da çok doğru bir karşılaştırma sayılmaz. Hem bahsi geçen gruplar için doğru olmaz, hem de Thirsty Moon için. Zira bu grupların üçü de kendi müzikal anlayışlarını oluşturabilmiş gruplar.

Thirsty Moon bu ilk albümün pek çok yerinde bir hayli yırtıcı sesler ve tonlara kayıyor. Bazı noktalarda, alışkın olmayan dinleyiciyi bir hayli zorlayacak denli tuhaf sesler diye düşünülebilir bunlar. Diğer taraftan, türe hayranlık besleyenler içinse bambaşka şekillerde değerlendirilebilecek bir albüm. İçinde pek çok farklılığı da barındırıyor. Temelde Jazz'a odaklansalar da Heavy ve Hard diye tabir edilen türlerin pek çoğunun da kenarında, kıyısında dolaşıyorlar.

Coşkulu, dinamik ve tempolu albümler listesine de sorgusuz sualsiz girmeye hak kazanırlar. Özellikle ritim bölümünün albüm boyunca çıkardığı iş bir hayli iyi. Genel olarak gidişatı belirleyen ritim olmakla birlikte Thristy Moon'da bu biraz farklılaşıyor. Ritim önemli ve ön plana çıkan bir bileşen ama tam rayına oturdu dediğiniz yerde, yırtıcı üflemeliler ya da sert gitarlar ile bir anda yön değiştirebiliyorlar. Albüm boyunca vokal çok nadir denilebilecek şekilde az kullanılıyor. Halbuki grubun tarzına çok da uyan seslere sahipler. Yine de bu tercihleri doğru bir yaklaşım olmuş, zira vokal geride bir enstrüman olarak düşünüldüğünde albümün keyfi bir başka çıkıyor.

Bir yanıyla tuhaf olarak düşünülse de ses efektleri, keskin dönüşleri, hiç durmadan ilerleyen yapısı ile Thirsty Moon'un ilk albümü olmazsa olmazlardan sayılabilir.

THIRSTY MOON

Jürgen Drogies / Gitar, Vurmalılar
Norbert Drogies / Davul, Vurmalılar
Michael Kobs / Elektrikli Piyano
Harald Konietzko / Bass, 12 telli Gitar, Vurmalılar, Vokal
Erwin Noack / Conga, Vurmalılar
Willi Pape / Saksafon, Klarnet, Flüt , Vurmalılar
Hans Werner Ranwig / Org, Vurmalılar, Vokal

THIRSTY MOON

01. Morning Sun (5:24)
02. Love Me (3:54)
03. Rooms Behind Your Mind (3:18)
04. Big City (8:31)
05. Yellow Sunshine (21:30)

12 Nisan 2023 Çarşamba

Dreams / Dreams (1970)

Dreams
'i daha önce hiç duymamış olabilirsiniz. Ama bu başarısız ya da kötü olmalarıyla alakalı değil. Tanıtımlarının zamanında yeterince yapılamamış ya da yapılmamış olması bu konudaki en büyük etken. Ticari başarı kazanamasalar da enfes bir albüm yaptıkları da aşikar. Jazz'ın Rock ile buluştuğu ve yüksek perdeden başarı elde etmeye başladığı dönemde kuruluyorlar. Çok kısa ömürlüler ama 2 albüm kaydediyorlar. Kısa ömürlü olmalarının sebebi grup elemanlarının farklı gruplarla ya da solo çalışması.

Ayrıca grup elemanlarını görünce insanın dudağı uçukluyor. Kimler yok ki kadroda. Michael ve Randy Brecker, Billy Cobham, John Abercrombie, Jeff Kent gibi elemanlardan kurulu Dreams. Zaten Jazz kökenli müzisyenler oldukları ve öyle ya da böyle bir deneyim sahibi oldukları için kaydettikleri ilk albüm gerçekten de çok iyi.

Chicago ve Blood, Sweat & Tears'ın açtığı yolda ilerleyen grubun albüme kattığı çok şey var. Bazı kaynaklarda bahsi geçen 2 grupla sık sık karşılaştırılsalar da onlarla alakaları yok diyebiliriz. Evet benzer işler yapıyorlar ama Chicago ve Blood, Sweat & Tears'da olduğu gibi Dreams'in de kendine has bir tarzı, duruşu ve bakış açısı bulunuyor.

Müzikal anlayışlarında New Orleans tarzı Blues ile genişleyen yapı doğaçlama olduğu açıkça belli olan parçalarla şekilleniyor. Bu noktada da az önce adından söz ettiğimiz iki gruptan ayrılıyorlar. Zira Dreams'in Jazz anlayışı diğerlerine oranla daha fazla serbest, özgür ve doğaçlama içeriyor. Doğaçlamaların parçalara kattığı coşku, ham gibi görünen parçaların bu durumdan sıyrılıp kendine has bir hava içerisine bürünmesini de sağlıyor.

Belirtmeden geçmeyelim... ikinci albüm ilkinin yanında kötü olarak anılabilecek kadar vasat. Grup elemanları ticari başarı kazanamamış olmaktan kaynaklı bunu da böyle sallayalım şeklinde çalışmışlar izlenimi bırakıyor insanda. 

Bu arada Dreams albümünün vokal temelli Jazz Fusion albümlerinin ilklerinden ve en iyilerinden olduğunu hatırlatalım. Günümüzde bu tarz müzikler fazlasıyla modası geçmiş gibi gözükse de gerçekten de türün hakkını vererek dinleyenler için Dreams'in 1970 tarihli ilk albümü nefis bir dinlencelik. Boşluk bırakmadan, yormadan, canınızı sıkmadan Jazz'ın dehlizleri içerisinde gezdiriyor sizi.

DREAMS

Michael Brecker - Tenor Saksafon, Flüt
Randy Brecker - Trompet, Flugelhorn
Billy Cobham - Davul, Vurmalılar
Jeff Kent - Klavye, Gitar, Vokal
Doug Lubahn - Bass, Vokal
Barry Rogers - Trombon, Wagner Tuba
Edward Vernon - Vokal
John Abercrombie - Lead Gitar

DREAMS

01 - Devil Lady 3:33
02 - 15 Miles to Povo 3:01
03 - The Martanine 2:25
04 - Holli Be Home 5:41
05 - Try Me 5:08
06 - Dream Suite 14:45
        - Asset Stop
        - Jane
        - Crunchy Grenola
07 - New York 5:35

29 Mart 2023 Çarşamba

Probe 10 / There Is A Universe (1975)

Amerika'dan çıkmış en iyi Jazz Rock, Fusion ve Progressive Rock gruplarından biri de Probe 10. İnanılmaz bir coşkuyla kaydettikleri albümde kendinizi kaybetmeniz çok olası bir durum. Neyin nerede başlayıp bittiği, nereye gittiği ve nerelere gidebileceği konularında baş yapıt niteliğinde bir tek albüm. Doğal olarak tek albümlü efsaneler listemizde yerlerini alıyorlar.

1973 yılında Pennsylvania'nın Leigh Valley bölgesinde, lise arkadaşlarınca kurulan bir grup Probe 10. Başlangıçta neyi amaçladıklarını bilmiyoruz ama çıkan sonuca kendilerinin de şaşırdığına oldukça eminiz. Grup hakkındaki bilgilerimizin hepsi de bu kadar. Belli başlı kaynaklarda olmadığı gibi ayrıntılı araştırmanın ardından da elinizde yine aynı bilgilerle kalakalıyorsunuz. 

Albümle ilgili pek çok eleştiri bulunuyor. Bunların bir kısmı albümü yere göğe sığdıramazken, diğer kısmı ise yerin dibine batırıp batırıp çıkarıyor. Müzikal anlamda bu kadar acımasızlığı hak edecek bir anlayışa sahip değiller grup olarak. Biraz ham oldukları, bazı şeylerin tam oturmamış olduğu söylenebilir elbette. Ama albümün yapımcılığını bile kendileri üstlenmişler. Bunun sonucunda da teknik imkansızlıklarla boğuştuklarını anlamak zor olmasa gerek. Bütün o teknik kısıtlamalara ve imkansızlıklara rağmen kaydettikleri parçalar gerçekten de çok iyiler. Melodik yaklaşımlarının popülariteye kaymadan devam etmesi de işin ekstrası denilebilir. Melodiler kendi içlerinde dağılarak fazlasıyla gelişiyorlar. Tabi arada bir parçanın, başka bir parçanın devamı olduğu ve bu nedenle de yarı önceki melodi yarı yeni melodi içermesi de önemsizleşiyor.

Kategorilendirme konusunda sıkıntı yaşamayacağınız There Is A Universe, Psychedelic Rock etkileri barındırsa da genel anlamda Jazz Rock ve Fusion etrafında dönüyor. Yerinde durmadan gelişen ve değişen bir yapıya sahip olduğu için de Progressive Rock ana başlığı altında listelenmesi çok normal.

Temelde 4 elemandan oluşsa da albümde fazlaca müzisyen bulunuyor. Konuk müzisyen olarak eklenen bu müzisyenlerin Jazz ile ilgisi parçaların ve albümün her yerinde hissediliyor. Neredeyse 40'lı yılların Big Band'leri gibi coşkulu ve gürültülü yaptıkları girişlerle, uzayıp giden ve başladığı yere dönemeyen melodileriyle, üst seviyeye yaklaşan enstrümantasyonu ile arşivde olmazsa olmaz albümlerden biri There Is A Universe.

PROBE 10

James McGee / Elektrikli Bass, Elektrikli Gitar, Flüt, 12 Telli Gitar
Jeff Saussier / Trompet, Korno
Bill Jones / Elektrikli Gitar
Barry L. Bachman / Vurmalılar

Konuk Müzisyenler
Tom Nicholson / Rhodes Piyano
Brian Gerhab / Flüt
Diane DuBois / Flüt
Samuel Creyer / Flüt, Alto Flüt
Mason Profit / Recorders
Linda Kistler / Keman
Susan Rudelitch / Vokal
David Robert Scheirer / Vokal, Babbling Brook

THERE IS A UNIVERSE

01. There Is A Universe (6:17)
02. Invasion Of The Malladroids(Invasions) (6:21)
03. Invasion Of The Malladroids(Fields Of Malladroy;Battle) (4:04)
04. Invasion Of The Malladroids(Dirge; Will There Never Be An End) (2:04)
05. Intergalactic Crossfire (3:56)
06. Solar Winds (4:57)
07. To Improve A Dream (2:21)
08. Galaxy Fire (6:08)