Heavy Rock etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Heavy Rock etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Kasım 2023 Cumartesi

Tractor / Tractor (1972)

İsmi pek makbul olmasa da yaptıkları müzik açısından öne çıkan bir grup Tractor. 1966 yılında The Way We Live adıyla Jim Milne ve Steve Clayton tarafından kuruluyor. İlk dönem Beat üzerine yoğunlaşıp sonraları Psychedelic Rock'a doğru evriliyorlar. The Way We Live adıyla 1971 yılında bir albüm çıkarıp ardından da yola Tractor adıyla devam etme kararı alıyorlar. İlk isim fena değilmiş aslında ama müzikal olarak Tractor daha fazla öne çıkıyor. Belki de müzikal fikir ayrılıkları dolayısıyla grubu yeniden düzenlemek zorunda kalmışlardır ve isim değişikliği de mantıklı oluyor bu durumlarda.

Genel olarak Tractor'ın 1972 yılında çıkan albümü İngiliz tipi Psychedelic Rock, Folk Rock etkileri ile birleşen Heavy Rock diyebileceğimiz bir yapıda. Psychedelic Rock yanında Space Rock'a doğru yürüdüklerini de belirtmeden geçmeyelim. Çok büyük yeniliklere sahip bir grup ya da albüm değil elbette ama sıkıcı olmaktan da çok uzaklar.

Albümde çok fazla vokal olması bir miktar rahatsızlık verse de sözlerdeki pozitif yaklaşımlar bu rahatsızlığı az da olsa aşağı çekiyor diyebiliriz. Yukarıda bahsettiğimiz Milne ve Clayton ikilisinin, her ikisinin de bass çalıyor olmasından kaynaklı ağır basan bir yan var. Clayton'ın ayrıca vurmalılarla yaptığı işler de çok iyi. Albümdeki bütün gidişatı Clayton belirliyor gibi görünüyor. Bazı noktalarda ipin ucu kaçacak gibi oluyor hatta. Ama kaçırmadan devam edip bir yerlere bağlıyorlar mutlaka.

Diğer taraftan Milne'in nefis gitar atakları ve soloları da albüme farklı güzellikler katan şeyler. Davuldan gelen ritimlerle o kadar iyi hareket ediyor ki kimi zaman enstrümanların birbirinin içinden geçiyormuş izlenimine kapılıyorsunuz. Coşkulu anlardan sonra tribal bir yapıya bürünüp ritim ve gitar sesleri haline döndürdüklerinde albüm bambaşka bir seviyeye çıkıyor.

Psychedelic Rock'ın en cafcaflı döneminin sonlarına doğru çıkardıkları albümde bu tarz müziğin en iyi nasıl yapılabileceğini, başka türlerle nasıl harmanlanabileceğini, saf haldeyken ne kadar yukarı doğru çıkıp sertleşebileceğini çok iyi şekilde gösteriyor. Her insanın içindeki bir an yükselip bir an dibe vurma duygusunu çok iyi vererek bir anlamda da ayna tutuyor.

TRACTOR

Jim Milne / Gitar, Bass, Vokal
Steve Clayton / Davul, Vurmalılar, Bass, Back Vokal

TRACTOR

01. All Ends-Up (6:50)
02. Little Girl in Yellow (8:12)
03. The Watcher (2:00)
04. Ravenscroft's 13 Bar Boogie (3:26)
05. Shubunkin (3:08)
06. Hope in Flavour (2:47)
07. Everytime It Happens (5:58)
08. Make the Journey (9:52)

2 Kasım 2023 Perşembe

Ancient Grease / Women And Children First (1970)

1967 yılında Galler'de kurulan Ancient Grease, dönemin iyi Psychedelic Rock ve Hard Rock gruplarından biri. Başlangıçtaki isimleri Strawberry Dust. Sürekli olarak da cover parçalar çalıyorlar. Zaman içerisinde pek çok dinletide, ufak çaplı konserlerde yerlerini alıyorlar ve tanınmaya başlıyorlar. İş albüm aşamasına geldiğinde de isimlerini Ancient Grease olarak değiştiriyorlar.

Grubun ilginç yanı arkalarında özellikle Gentle Giant'ten tanıdığımız John Weathers'ın olması. Hatta Weathers tüm parçaların yazarı ve bestecisi olarak geçiyor ve bir parçada da çalıyor. Ama grubun kadrosunda yer alan bir isim değil.

Weathers'ın dediğine göre, 60'ların sonunda özellikle Güney Galler'de fena halde etkin bir West Coast tarzı Psychedelic Rock esintisi varmış. Bu durumda da bölgeden çok fazla müzik grubu peydah olmuş. Aralarında zamanla The Jets, Love Sculpture ve Amen Corner gibi öne çıkan ve kendilerine Rock müzik arenasında yer edinenler de var. Ancient Grease ise bu coşkuyla işe başlamış ama pek fazla tanınmamış gruplardan biri. O zamanlarda çok da bilinmeyen John Weathers'ın desteğini aldıklarında kısa süreli bir öne çıkma hareketi yapıyorlar ama orada da kalıyor işte.

O dönemlerde Eyes of Blue grubunda çalan John Weathers'ın elinde pek çok parça var. Ama parçalar Eyes of Blue'nun Progressive Rock tarzına uymadığı için bir türlü kullanamıyor. Cover parçalar çalan Strawberry Dust'ı dinlediğinde parçaları bu grubun yorumlayabileceğini düşünüyor. Birlikte kısa bir süre çalışıp demo kayıtlar yapıyorlar ve Weathers sonuçlardan memnun kalıyor. Grubun adını Ancient Grease'e çevirip Weathers'ın (bir bakıma elde kalan) şarkıları ile tek albümlerini kaydediyorlar.

Bu kadar anlatıdan sonra kalkıp bu albüme başyapıt diyeceğimi düşünmezdim ama öyle. Neredeyse yeni bir tür yaratacak denli iyi bir iş çıkarmışlar albümde. Weathers'ın parçaları bir yana, grup parçaları da çok iyi yorumlamış. Heavy Psychedelic Rock, Hard Rock ve Heavy Rock grubun içine dahil olabileceği temel türler. Diğer yandan biraz saçma olsa da Heavy Ballad Rock diye tanımlanabilecek bir yapıları var. Balladları çok yüksek tonlar ile harmanlamışlar. Elbette böyle bir tür yok ve zaten olması da saçma olurdu ama o kadar da iyi yapmışlar işte.

ANCIENT GREASE

Graham Mortimer / Vokal
Graham Williams / Lead Gitar
Jack Bass / Bass Gitar
Dick Ferndale / Davul

Konuk Müzisyen:
John Weathers / Davul

WOMEN AND CHILDREN FIRST

01 - Freedom Train (4:04)
02 - Don't Want (5:04)
03 - Odd Song (5:49)
04 - Eagle Song (4:55)
05 - Where The Snow Lies Forever (5:06)
06 - Mother Grease The Cat (5:11)
07 - Time To Die (4:03)
08 - Prelude To A Blind Man (4:59)
09 - Mystic Mountain (2:55)
10 - Women And Children First (6:32)

26 Ekim 2023 Perşembe

Silberbart / 4 Times Sound Razing (1971)

Silberbart
, tek albümlü efsaneler listemize teklifsiz şekilde giren Alman Krautrock gruplarından biri. Siz itemeseniz de onlar bu listeye rahatlıkla girerler yani. En büyük üzüntümüz grubun tek albümle kalmış olması olsa da bu tek albüm bile uzun yıllar boyunca yeterli dozajı sağlayacak kadar başarılı bir iş. Grubun tarihçesi hakkında bilgi sahibi değiliz. Ufak tefek bazı bilgi kırıntıları dışında takip edilecek bir izleri de yok. Elimizdeki tek referansları da bu nefis albüm.

Grubun liderliğini, temelde çocuklar ve ergenler için Beat tarzı müzik yapan The Tonics'ten gelme Hans Joachim Teschner ya da daha bilinen adıyla Hajo Teschner yapıyor. Grup tam anlamıyla bir power trio. Fazlaca yüksek, fazlaca tempolu ve fazlaca gürültü garantili. Teschner'in lakabının "Killer" olduğu düşünülürse, gitar ile neler yaptığına dair az çok fikir sahibi olabilirsiniz.

Silberbart, Krautrock janrı içerisine dahil edilmekle birlikte Heavy Rock izlerine de rastlamak mümkün. Psychedelic Rock kökeninden beslenen 4 Times Sound Razing'de rastladığımız dinamik yapı ve destansı parçalar işi fazlasıyla ileri taşıyor.

Kendinden geçmiş bir şekilde öne atılan agresif gitarlar ile ham diye niteleyebileceğimiz vokaller dikkate değer. Vokallerin ham olması olgunlaşmamış olmasından kaynaklı değil bu arada. Albümün yapısına destek olacağı ya da daha etkili olması düşünüldüğü için tercih edilmiş gibi görünüyor. Bazı bölümlerde fena halde çığlıklara dönüşen sesler çıkardığında aklınıza Rush'tan Geddy Lee'yi getiren bir vokal bu. Boş ya da olgunlaşmamış değil yani.

4 Times Sound Razing albümünde bulunan 4 parçanın hepsi de birbirinden farklı ama birbirini tamamlayan parçalar. Heavy Rock açılışıyla başlayan albümde ikinci parça tam anlamıyla bir asit kabusu denilebilir. Sanki fena halde etkili bir keyif verici madde alınmış da kaotik bir ortamda arada sıkış kalınmış hissiyatı yaratıyor dinleyicide. Üçüncü parça God ise muhtemeldir ki Jimi Hendrix'e yazılmış bir parça. Sert ve yüksekten gelen gitar düzenlemelerinin yanında melodik bir yapıya da sahip. 

Albüm de grup da pervasız diye tanımlanabilir. Ne yapacaklarını kestirmek gerçekten çok güç Nerede başlayıp nerede bittiklerini tahmin edemiyorsunuz. Fazlasıyla dikkate değer ama zamanında maalesef ki önlerine gelen fırsatı değerlendirememişler.

SILBERBART

Hans Joachim 'Hajo' Teschner / Vokal, Gitar
Werner Klug / Bass
Peter Bahrens / Davul, Vurmalılar

4 TIMES SOUND RAZING

01. Chub Chub Cherry (4:23)
02. Brain Brain (16:16)
03. God (10:07)
04. Head Tear of the Drunken Sun (12:00)

11 Ağustos 2023 Cuma

James Gang / Rides Again (1970)

Cleveland, Ohio'da 1966 yılında kurulan James Gang'i de daha önce blogda konuk etmiştik. Oradaki tanıtımda da bir kendi halindelik, umursazlık, boş vermişlik havası hakimdi. Zamanla bu tip eksiklerin hepsini tamamlayıp daha iyi bir yöne evrilmeyi düşündüğümüzden dolayı grubun ikinci albümünü ve tarihçesi hakkında birkaç kısa bilgiyi aktaralım istedik.

Bazılarınca çok önemsenmese de diğer bazılarınca ise efsanelerden biri olarak kabul edilen Joe Walsh'ın çıkış öyküsü diyebiliriz James Gang harekatına. Grup 1966'da kurulduktan sonra bir Lead gitarist arayışına giriyor. Ellerinde ilk durumda 25 kadar gitarist ile denemeler yapıyorlar ama bir türlü olmuyor. Sonradan yerel bir efsane olarak adlandırılan Glenn Schwartz ile anlaşıyorlar ama o da asker kaçağı olduğu için California'ya taşınmak zorunda kalıyor. Ek bilgi olarak daha sonraları Pasific Gas & Electric adında bir grup kurduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

Ne yapacaklarını bilemeyen grup elemanlarının imdadına kendi halinde bir genç yetişiyor. Kimsenin adını sanını duymadığı bu eleman Schwartz'ın arkadaşı olduğunu ve onun yönlendirdiğini söylüyor. Birlikte bir Jam Session yapıyorlar ve grup aradığını bulmuş oluyor. Joe Walsh da kariyerinin en önemli adımını atmış bulunuyor tabi.

1 yıl sonra kaydettikleri ve blogda da yer alan Yer' Album'ün ardından ikinci albüme girişiyorlar hızlıca. Albüm ilkinden epeyce farklı bir şekilde sertlikler gösteriyor. Genel olarak Hard Rock kalıplarını belirlediğini ve zaman zaman Heavy Rock'a yükseldiğini bile söyleyebiliriz albüm için. 

Fazlasıyla Hard Rock ve Blues Rock içeren albüm, başarılı yapısıyla Billboard 200 listesinde 13. sıraya kadar yükselmiş. Büyük bir başarı elbette bu. Albümün müzikal ve melodik kalitesi o kadar iyi ki Rolling Stone dergisi Rides Again'i 1970 yılının en iyi albümlerinden biri olarak tanımlamıştır.

James Gang'in en iyi albümü demek yanlış olmaz Rides Again için. Zira ilk albümdeki hamlık görünümü burada bir anda usta işine dönüşmüş ve eksiksiz bir hal almıştır. Joe Walsh'ın etkili gitarları albümün her yerindedir ve başarının en önemli bileşenlerinden biridir. Dinledikçe daha fazla dinlemek için vakit ayırmayı tercih edeceğiniz albümlerden Rides Again.

JAMES GANG

Joe Walsh / Lead Gitar, Klavye, Vokal
Jim Fox / Davul, Vurmalılar
Dale "Bugsley" Peters / Bass, Gitar

RIDES AGAIN

01 - Funk #49 3:54
02 - Asshtonpark 2:04
03 - Woman 4:37
04 - The Bomber 7:04
        a. Closet Queen
        b. Bolero
        c. Cast Your Fate to the Wind
05 - Tend My Garden 5:44
06 - Garden Gate 1:36
07 - There I Go Again 2:50
08 - Thanks 2:20
09 - Ashes the Rain and I 4:56

31 Temmuz 2023 Pazartesi

Highway / Highway (1975)

Minnesota, Amerika'dan da grup çıkar mıymış yahu demiştim Highway'i ilk duyduğumda. Dinlediğimde ise iyi ki çıkmış demek zorunda kaldım. Sonraki dinlemelerde ise türün en iyi örneklerinden biri gibi gelmeye başladı. İlginç ve tek albümlü gruplardan biri Highway. 1965 yılında The Corvairs ve The Pacers grupları birleşerek The Epicureans grubunu kuruyorlar. Başlarda yapmaya çalıştıkları müzik belirsizlikler taşıyor. Psychedelic etkiler olduğu gibi Freakbeat bir şeyler de geçiyor tarzlarının içinden. Pop'a yakın gibi dururlarken aslında Rock yapıyorlar filan.

Uzun süren çalışmaların ardından grup 1972 yılında ismin yetersiz kaldığını düşünüp Highway adını alıyorlar. Kaydettikleri tek albüm ise 1975 yılında yayınlanıyor. Albümden kısa bir süre sonra da dağılıyorlar. Albüm 500 kopya olarak sınırlı sayıda üretiliyor ve çok büyük kitleye ulaşamıyor. Dağılmalarının ardındaki en büyük sebep de bu durumun getiremediği ticari başarı olsa gerek. Ama arkalarında enfes bir albüm bırakıyorlar tabi.

Albümün genel yapısı Psychedelic Rock ve Blues Rock üzerine kurulu. Bunun yanında Hard Rock, Heavy Rock, Heavy Psychedelic Rock da albümde yerini alıyor. 70'lerin başındaki West Coast Rock'ından fazlasıyla etkilenmiş oldukları da gözden kaçmayan noktalardan. Türün en iyi örnekleri arasında rahatlıkla ilk 10'a girerler.

Etkilenmeleri bir yana bırakırsak albüm son derece orijinal bir albüm. Benzeştiği, benzediği herhangi bir başka albüm bulmanız olası değil. Power Trio denilen 3 kişilik sağlam gruplardan olan Highway arkasında tek albüm bırakırken bunu en iyi şekilde yapmış olan ender gruplardan aynı zamanda.

Albümdeki gitarlara hayran kalmamak elde değil. En ufak bir hata, bir yanlışlık ya da gereksiz hareket yok gitar konusunda. Karmakarışık riffler, hızlı ve ani dönüşlere sahip bir şekilde ilerliyor. Gitarın hiç girmediği, girmek istemediği gürültü kontenjanı ise çılgın diye tabir edilebilecek şekilde sağlam çalan bass ve davul ile oluşturulmuş. İncelikli ve üzerinde fazlasıyla çalışılmış parçalar içeren bir albüm. Her bir yeri tek tek işlenmiş.

Bu tarz gruplarda öne çıkan ve etkileyici olan bileşenlerin en başında vokaller gelir. Sözler çok iyi olmasa da Highway'in vokalleri, bu tarz için gerçekten de en üst seviyede diyebiliriz. Öyle saçma sapan ses oyunları, maço tavırlar vs geliştirmeden söylenmiş.

HIGHWAY

Steve Murphy / Gitar, Vokal
Eric Bannister / Bass
Dan Cammarata / Davul

HIGHWAY

01 - Too Many Changes (5:30)
02 - Look Away (5:46)
03 - Pegasus (4:00)
04 - Seems To Me (5:21)
05 - Just To Be With You (4:45)
06 - Bright Side (5:06)
07 - Meadow (4:44)
08 - Slip Away (4:29)
09 - Tomorrow (8:42)

28 Temmuz 2023 Cuma

Nepočin / Svijet Po Kojem Gazim (1977)

Balkan kültüründen gelen Progressive Rock'ın da tadı bir başka olur her zaman. Nepočin bu gruplar içerisinde en muhteşemi, en süperi, en hiperi değil elbette. Ama o haliyle bile gerçekten de nefisler diyebiliriz. Hard Rock'tan yola çıkarak kendi folklorik öğeleri ile birleştirdikleri bir Heavy Progressive Rock yapıyorlar.

1972 yılında kurulan Drugi Način grubu, Nepočin'in öncülü. 1973 yılında yayınladıkları single'ın ardından 1975 yılında da nefis bir albüm yayınlıyorlar ki bu albüme de yakında yer vereceğiz blogda. Oldukça popülerleşen bu grup albümden kısa bir süre sonra dağılıyor. Ardından da grubun 2 elemanı İsmet Kurtovic (vokal, flüt, gitar) ve Halil Mekiç (gitar, vokal) 1977 yılında Nepočin'i kuruyorlar. Grup çok kısa ömürlü oluyor. Aynı yıl içerisinde kurulup, albüm yayınlayıp dağılıyorlar. Ama elde kalan albüm de etnik kültürel kökenlere dayalı Rock müzik konusunda kolayca listelere girebilecek niteliklere sahip oluyor. Tabi aynı şekilde bizim tek albümlü efsaneler listemize de rahatlıkla giriyorlar.

Grup adını şair Vasko Popa'nın Nepočin Polje şiirinden alıyor. Albümün kapak resmi de dönemin ünlü karikatüristlerinden biri olan Igor Kordej tarafından yapılıyor. Sağlam bir albüm, enfes bir grup, iyi bir kapak derken albüm kendi ülkesinde bir miktar ticari başarı kazansa da grubun ayakta kalmasına yetecek kadar başarılı olamıyor. Özellikle eleştirmenler tarafından ciddiye alınmayan albüm ile ilgili herhangi bir sorun yok aslında. Sadece eleştirmenler İsmet Kurtoviç'in egosuna, iddialı ve hırslı yapısına prim vermiyorlar. Doğal olarak da albümü fazla önemsemiyorlar.

Albüm temel olarak Yugoslav folklorundan etkilenirken modern Rock müziğin de imkanlarından faydalanıyor. İçerisinde yer alan flüt bölümleri ve sert gitar riffleri ile birlikte düşünüldüğünde en yakın Jethro Tull ve Focus gibi bir havaları olduğunu söyleyebiliriz. Lakin buna kendilerinden kattıkları çok fazla bileşenle aynı olmak ya da benzemek kavramlarının ötesine geçmeyi başarabilmişler.

Uzun süredir tarih sahnesinden çekilmiş olan Yugoslavya'nın rock müziğe armağanlarından biri olarak düşünebilirsiniz Nepočin'i. Her arşivde yer alması gereken, her dönem nefasetinden en ufak bir şey kaybetmeyen albümlerdendir.

NEPOČIN

Ismet Kurtovic / Gitar, Flüt, Vokal
Halil Mekic / Gitar, Vokal
Damir Sebetic / Klavye
Bozo Llic / Bass
Branko Knezevic / Davul

SVIJET PO KOJEM GAZIM

01 - Rock Pajaci (3:15)
02 - Svijet Po Kojem Gazim (4:58)
03 - Stopa Za Stopom (6:28)
04 - Novi Dan (5:17)
05 - Čekati Moj Hit (7:03)
06 - Beskrajna Tama Noći (4:59)
07 - Žena Neumorna Hoda (2:59)
08 - O Tome Ču Ti Pjevati u Nekoj Novoj Pjesmi (Idem Ja u Disco) (3:38)

28 Nisan 2023 Cuma

Materia Gris / Ohperra vida de Beto (1972)

Arjantin
'in ilk konsept albümlerinden birini kaydeden Materia Gris çok kısa ömürlü bir grup olarak kalmış. Aslında potansiyelleri bir hayli fazla gibi görünüyor ama muhtemelen ticari başarı elde edemedikleri ya da bu tip Rock gruplarından alışık olduğumuz grup içi müzikal farklılıklar yüzünden çıkan anlaşmazlıklar sayesinde dağılmışlar. 1970 yılında 4 kişilik bir kadro ile kurulmuş, 2 yılın ardından çıkardıkları konsept albümünün ardından da dağılmışlar.

Bazı kaynaklarda Crossover Prog olarak kategorilendirilseler de Materia Gris'in durum biraz karışık. Heavy Rock ve Psychedelic Rock'tan yola çıkan, Progressive etkiler içeren, Rock Opera'ya varan müzikal bir anlayışa sahipler. Belki de bu nedenle Crossover Prog olarak adlandırılıyorlar, bilemiyorum ama Progressive yanlarının fazlaca öne çıkmadığı albümden anlaşılıyor. Dedik ya potansiyelleri varmış, fakat onu bu albümde tam gösterememişler, sadece yapabileceklerinin haberini vermişler diyebiliriz.

Ohperra vida de Beto albümünde büyük bir yanlışlık da yapmışlar bence. 2-3 uzun parçada çözebilecekleri albümü, bir sürü parçaya ayırıp 16 şarkılık bir albüm haline getirmişler. Albümde, birbirine yapışan, birbirine bağlanan şarkıların sayısı bir hayli fazla. Bu şekilde dağıtacaklarına tek parça halinde çıkarabilirlermiş diye düşünmeden edemiyor insan. Tabi albümü konsept albüm olarak düşündükleri için böyle bir yolu tercih etmiş olmaları da çok olası. :)

Psychedelic Rock severlerin dinleyip de beğeneceği albümlerden biri. Albümün çok fazla sarkan, rahatsız eden yönü yok. Sadece, diğer bazı Arjantinli enfes rock gruplarında hiç rahatız etmeyen dil, bu albümde Fransızca kadar olmasa da bir miktar rahatsız ediyor. Sert ama kaba bir tavırla söyleniyor bazı bölümlerde ve kulağı tırmalayan bir hal alıyor.

Enstrümanlarda hiç sorun yok. Herkes yapması gerekeni hakkını vererek yapmış. Ara ara Blues'a kayan sert gitarların ardından gelen akustik bölümlerle bağlanan klavyeler oldukça iyi. Dinamik ve oldukça güçlü çaldıkları yerlerde insanın aklına İtalyan grup Capitolo 6 geliyor.

Albümü ve grubu biraz yermiş gibi görünsek de aslında zorluklar arasında geliştirilen ve büyük çabalar harcanmış işlerden biri bu da. Dönemin özellikle Güney Amerika için zorlu geçtiği, Arjantin'in bu dönemde yaşadıklarının epeyce kötü olduğu düşünülürse albüm saygı duyulacak albümlerden biri olarak görünüyor.

MATERIA GRIS

Julio Presas / Gitar, Bass, Vurmalılar, Vokal
Eduardo Rapetti / Gitar, Vokal
Omar Constanzo / Bass, Vokal
Carlos Riganti / Davul, Vurmalılar

Konuk Müzisyen:
Litto Nebbia / Piyano

OHPERRA VIDA DE BETO

01. Precimiento (2:47)
02. Nacimiento (3:02)
03. Canción de Cuna (0:48)
04. Crecimiento (2:51)
05. ¡Es Alumno! (1:04)
06. Compañero de Banco (2:51)
07. Un Largo Tiempo (4:08)
08. ¡Alguien Llega! (0:44)
09. La Angustia (3:49)
10. El Te Ayudará (1:15)
11. ¿Forma o Esencia? (3:29)
12. La Teoría Positiva (3:50)
13. ¡Soy Tu Vida! (2:51)
14. Reflexión (4:51)
15. Luz en la Vida (0:18)
16. Conclusión (3:08)

19 Mart 2023 Pazar

Clear Blue Sky / Clear Blue Sky (1971)

Tek albümlü efsaneler listemize üst sıralardan giriş yapan Clear Blue Sky, 3 kolej arkadaşı genç tarafından kurulmuş. Londra'nın Acton bölgesinde yaşayan elemanlar önce Jug Blues, ardından Matuse ve sonra da X adını almışlar. Vertigo ile çalışan bir menajerin grubu dinledikten sonra hayran kaldığı ve anlaşmayı hemen imzaladığı söyleniyor. Üçü de henüz 18 yaşında olan Clear Blue Sky elemanları hızlı bir çalışmanın ardından ilk albümü kaydediyorlar ve albüm piyasaya sürülüyor.

Grubu ilk başlarda Led Zeppelin ve Jethro Tull'ın ilk dönemleriyle filan karşılaştırıyorlar. Her iki gruba da bazı noktalarda yakınlıklar olsa da grubun her ikisiyle de alakası olmadığını söylemek lazım. Onlar gibi Blues kökeninden geliyor olsalar ve Led Zeppelin gibi işi daha ileriye götürüp Hard Blues'a vardırsalar da aynı değiller. Jethro Tull'ın daha hafif kalan ilk dönem blues anlayışı ile de uzaktan yakından ilgisi yok tabi. Lakin her iki grubun da belirgin bazı özelliklerini üzerlerinde taşıdıkları da gerçek.

Albümün yayınlanmasından sonra grup fazla ilerleyememiş. Bazı kayıtlar yapmışlar ama yayınlama fırsatları olmamış. Kaydedilen bu materyaller ancak 20 yıl sonra, arşivlik albüm olarak yayınlanabilmiş. Her ne kadar ilk albümü biraz ileriye götürüyor olsalar da albümün ikinci albüm olarak düşünülmemiş, sadece yapılan kayıtların toplamı olduğu düşünüldüğünde biraz hafif kaldığını da söyleyebiliriz. Daha konunun başında tek albümlü efsaneler listemizde dahil etmiştik malum. Ama bu 70'li yıllarda çıkartılan albümlerle alakalı bir liste. Grubun 90'larla birlikte 5 albüm daha yayınlamış olması bizi bağlamıyor yani.

Grubun vokalsiz ve 3 kişi ile efsanevi bir iş ortaya çıkardıklarını belirtelim. Hard Blues ve Psychedelic Rock'ı aynı potada eritip yükseldikçe yükselen bir Heavy Progressive Rock albümüne imza atmışlar. Dönemin pek çok popüler ve popüler olmayan Heavy Rock grubu arasında bir hayli sivriliyorlar. Yaşlarının küçük olmasına rağmen de enstrüman kullanımı konusunda da değme müzisyenlere taş çıkartacak kadar iyiler. 90'lı yıllardan sonra kaydettikleri albümler de oldukça başarılı tabi. Lakin 70'lerin ruhunu o dönemki gibi hissettiremediği için olsa gerek biraz geride kalıyorlar.

CLEAR BLUE SKY

John Simms / Gitar
Mark Sheather / Bass
Ken White / Davul

CLEAR BLUE SKY

01. Journey to the Inside of the Sun (18:20)
02. You Mystify (7:45)
03. Tool of My Trade (4:50)
04. My Heaven (5:00)
05. Birdcatcher (4:10)

9 Ocak 2023 Pazartesi

Virus / Revelation (1971)

1970
yılı başlarında Bielefeld, Almanya'da kurulan Virus, kısa süren ömrü boyunca 2 stüdyo albümü ve 1 konser albümü kaydedebilmiş başarılı gruplardan biridir. Lakin grubun başarısının ikinci albümle hiç alakası yoktur. Tamamen, konumuz olan ilk albümle alakalıdır Virus'ın olayı. Psychedelic Rock, Space Rock, Blues gibi türleri harmanlayarak kendilerine özgü bir anlayış yaratmayı başarabilmişlerdir. İkinci albümde ise grubun tamamına yakını ayrılmış, kalan 2 kişi yeni bir oluşuma gidip Thoughts albümünü kaydetmiştir. Fakat bu albümün ilk albümle ortaya çıkan Virus ile alakası da yoktur. Blues Rock üzerine kurulu olan albüm kendi çapında iyi olmakla birlikte hiçbir zaman Revelation albümünün önüne geçememiştir.

Grubun ayrılan yarısı ise Ken Hensley'i de ayartarak Weed projesini gerçekleştirmiş sonra başka gruplara dağılmışlardır. Hepsinin alanlarında iyi müzisyenler oldukları albümün her yerinden açık ve net bir şekilde belli olmaktadır.

Heavy Progressive Rock ya da Heavy Rock olarak kataloglandırılan grubun türler arası geçişlerle de arası gayet iyidir. Albüme adını veren ve açılış parçası da olan Revelation basit bir Psychedelic Rock şarkısı gibi başlayıp gelişir ve kontrolü kaybederek her yöne doğru gidiş gelişlere dönüşür. Parçanın ortasında bir yerlerde de Rolling Stones'a saygı duruşu niteliğinde Paint It Black cover'ı bulunur. Hemen ardınan gelen ikinci parçada ise iş farklı bir yöne doğru evrilir ve sonlara doğru Pink Floyd'un Saucerful of Secrets'ının koro bölümü yeniden yorumlanır. Her iki versiyon da orijinalleri aratmayacak denli iyidir. Hatta yapılan eklemelerle öncülünü andıran ama başka bir şeye dönüşen parçalardır.

Klavye ve gitarın başı çektiği albümde yaratıcı, yerinde duramayan ve başladığı yere dönmeyen parçalar etkileyici bir hava yaratır. Flüt ise albümdeki seviyeyi biraz daha yukarıya taşımayı başarır. Albümü dinledikten sonra Weed albümünün ortaya çıkmasının tesadüf olmadığı, Ken Hensley etkileri ve dokunuşları olsa da Virus elemanlarının da kendilerinden çok şey kattıkları rahatlıkla anlaşılır. Deep Purple ile karışık bir Psychedelic, Rolling Stones'a selam duran bir Progressive, Raw Material'dan yola çıkıp Jody Grind'e ve Ten Years After'a uğrayan, Pink Floyd'u ise ilk önemiyle hatırlatan enfes bir albümdür özetle.

VIRUS

Reinhold Spiegelfeld / Bass
Bernd Hohman / Flüt, Vokal
Jörg-Dieter Krahe / Klavye
Wolfgang Rieke / Davul
Werner Monka / Ritim Gitar

REVELATION

01. Revelation (12:14)
02. Endless Game (12:17)
03. Burning Candle (5:27)
04. Hungry Loser (10:30)
05. Nur noch zwei Lichtjahre (7:50)

4 Ocak 2023 Çarşamba

Beckett / Beckett (1974)

1970
yılında Newcastle'da kurulan Beckett uzun yıllar uğraştıktan sonra tek albüm kaydedip dağılan gruplardan biri. Adı, sanılanın aksine yazar olan Samuel Beckett'tan gelmiyor. 1964 tarihli, baş rollerini Richard Burton ve Peter O'Toole'un paylaştığı Becket filmine dayanıyor. İsim ararlarken gitarist Arthur Ramm izlediği bu filmden yola çıkarak "neden Becket olmasın" sorusunu soruyor. Grubun kalan kısmı da ismi beğeniyor ama tanıdıkları başka bir müzisyen (Ted Hooper olduğu söylenir) "sonuna bir T daha eklerseniz güzel görünür" tavsiyesini verince de grubun adı kesinleşmiş oluyor.

Beckett, çok uzun süre konserlerde çalmış, pek çok farklı, iyi ve bilinen grubun da ön grubu olarak sahne almış, deneyimli bir grup. Rod Stewart and The Faces ile sahneye çıkmaya başladıktan kısa süre sonra Free'nin ilk büyük turnesinde ön grup olma şansını elde ediyorlar. Ardından da o dönem fırtına gibi esen UFO'nun ön grubu olarak sahneye çıkıyorlar. Captain Beefheart, Alex Harvey ve Slade ile de İngiltere turnelerinde destek grubu olarak birkaç defa ülkeyi dolaşıyorlar.

Bu arada belirtmek gerekir ki Beckett bir hayli fazla eleman değişikliği yaşamış gruplardan da biri olarak anılıyor. 20'ye yakın müzisyen Beckett saflarına katılıp ayrılmış. İlk dönem çok beğendikleri vokalistleri Rob Turner ise verdikleri bir konserin ardından alkollü bir şekilde otostop çekmeye çalışırken kazaya kurban gitmiş. Bir araba çarpıp kaçtıktan sonra Turner ayağa kalkıp bir süre daha yürümeye devam etmiş, ama fena halde iç kanaması olduğu için sallanarak yürüdüğünden dolayı yoldan geçen bütün arabalar onu sarhoş zannedip almamışlar.

Bütün zorluklara ve şanssızlıklara rağmen grup 1974 yılında Roger Chapman'ın da büyük desteğiyle albüm kayına başlamış. Kısa sürede kaydedilen albüm ticari olarak başarıyı yakalamaya fırsat bulamadan grup dağılmak zorunda kalmış. Pek çok kaynak ve eleştirmen Beckett'i Progressive Rock janrı içerisine koymamak konusunda kararlı ve ısrarcıdırlar. Bazı açılardan doğru olmakla birlikte janrın dışına itilecek kadar da keskin hatlar da yoktur bu konuda. Heavy Progressive Rock ya da Heavy Rock grubu daha iyi tanımlayabilir ama içerisinde bolca Progressive etkiler de görülmektedir. 

BECKETT

Robert Barton / Gitar
Kenny Mountain / Gitar
Ian Murray / Bass
Terry Wilson-Slesser / Vokal
Keith Fisher / Davul

BECKETT

01 - Once Upon a Time... The End 1:01
02 - Rolling Thunder 5:18
03 - Rainclouds 5:08
04 - Life's Shadow 6:55
05 - New Dawn Chorus 0:57
06 - A Rainbow's Gold 4:44
07 - Don't Tell Me I Wasn't Listening 5:30
08 - Green Grass Green 4:37
09 - My Lady 3:27
10 - True Life Story 5:34

28 Aralık 2022 Çarşamba

Corporal Gander's Fire Dog Brigade / On The Rocks (1970)

1964
yılında Bentox adıyla kurulan grup 1969 yılında bir isim değişikliği yaşıyor ve adını Chromosom'a çeviriyor. 1970 yılında ise Corporal Gander's Fire Dog Brigade adını alarak, tek albüm kaydediyor ve dağılmayıp, grubun adını bu kez de Wind'e çevirerek yol alıyorlar. Bentox ve Chromosom'un pek bir başarısı, bilinirliği olmamakla birlikte Corporal Gander's Fire Dog Brigade ve Wind dönemin Alman Rock müziği içerisinde oldukça önemli bir yere sahipler.

Hard Rock ve Heavy Psychedelic Rock etkili albümü Heavy Rock olarak tanımlamak da yanlış olmaz. Blues ve Psychedelic'in fazlasıyla hissedildiği parçalarda, çıtayı biraz daha öteye taşırken tekrara, yanlışa düşmediklerini, sevimsiz bir şeye dönüşmediklerini de belirtmek gerekiyor. Daha açılış parçasında sizi neyin beklediğini az çok tahmin etmeye başlıyorsunuz. Black Sabbath'ın Paranoid'inin en az onlarınki kadar iyi bir versiyonu ile açılıyor albüm. Müziği idare etmeyi kolay bir şey gibi görsek de vokal, Paranoid için bıçak sırtı bir durumda. Fakat gitarları da çalan Thomas Leidenberger'in bu işin altından çok iyi kalktığı da ortada. Adamda Budgie'nin vokali Burke Shelley'i andıran bir ton ve hava var. Ne kadar kötü hale sokabilir ki Paranoid'i?

4 kişilik bir grup olmalarına rağmen bundan çok fazlasını yaptıkları albümün her yerinden belli oluyor. Zaten, daha sonraki formasyonun Wind olduğu da düşünülürse On The Rocks albümünün ne kadar kaliteli, Corporal Gander's Fire Dog Brigade'in ne kadar iyi bir grup olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. The Bentox'tan beri birlikte çalıyor olmaları, grup elemanlarına büyük bir hareket alanı sağlıyor. Kimin nereden gireceğinin belli olmadığı noktalarda işi çok iyi kotarıyorlar. Albüm boyunca aksayan herhangi bir yana rastlamıyorsunuz. Uzun zamandır birlikte takılıyor olmanın en büyük avantajı da bu olsa gerek.

Etkili ve güçlü bir Heavy Psychedelic Rock, Krautrock, Heavy Rock albümü olan On The Rocks, döneminde çok büyük bir ticari başarı elde edemese de yıllar içerisinde hak ettiği yeri bulmuş gibi görünüyor. Özellikle koleksiyoncular tarafından ciddiyetle aranan bir albüm. Arşivin olmazsa olmazlarından.

CORPORAL GANDER'S FIRE DOG BRIGADE

Thomas Leidenberger / Gitar, Vokal
Lucian Büeler / Klavye
Andreas Büeler / Bass
Lucky Schmidt / Davul

ON THE ROCKS

01 - Paranoid 2:40
02 - I Hear You Knocking 2:54
03 - Come Back Here 3:48
04 - On the Rocks 3:28
05 - Hey You 3:57
06 - Stealer 2:45
07 - Run for Life 5:48
08 - Do You Think It's Right 2:08
09 - Love Song 3:17
10 - Don't Tell Me 3:36

3 Aralık 2022 Cumartesi

Hero / Hero (1974)

Progressive Rock
'ın kayıp gruplarından biri Hero. Değişik bir hikayeleri var. 70'lerin başında İtalya'da kuruluyor grup. 2 yıllık uğraşının ardından da albüm kayıtlarını tamamlıyorlar ama albüm 2 yıl daha yayınlanma şansı yakalayamıyor. Grup İtalya'dan Münih, Almanya'ya taşınıyor, daha iyi işler yapabilmek için. Fakat Heavy Progressive Rock'un bu acayip üçlüsünün gitaristi Massimo Pravato geçirdiği bir trafik kazasında hayatını kaybediyor. Albüm 1 yıl sonra yani 1974'te, sınırlı sayıda ve sadece Almanya'da plak olarak piyasaya çıkıyor. Hero'yu o dönemde fark edebilenlerin sayısı da oldukça az tabi. Ve grup 2006 yılında albümü CD formatında yayınlanana kadar unutuluyor. Tek albümlü efsaneler listemize hızlı şekilde girip kendine sağlam yer edinecek albümlerden biri olarak tanımlayabileceğimiz enfes albümle tarihin tozlu rafları arasında saklanıyorlar.

Albümün 1972 yılında kaydedildiğinden yola çıkarak Hero'nun, Italian Progressive Rock janrına dahil olduğunu söylemeden geçmeyelim. Lakin albümün tam olarak bu janrın içerisindeki durmadığını da ekleyelim. RPI'ın (Rock Progressive Italiano, nam-ı diğer Italian Progressive Rock) bazı özelliklerini bünyesinde barındırmakla birlikte tam anlamıyla da kökten bir Itailan olduğunu söylemek doğru değil. İngiliz müziğinden de Avrupa folklorundan da Amerikan Psychedelic'inden de izler görebilmek mümkün Hero'da. Eklektik bir yaklaşım sergilemedikleri ama etkilendikleri tarzlardan da vazgeçmedikleri açıkça belli oluyor.

Melodik yapısı çok fazla varyasyona açık şekilde ilerliyor. Aralardaki geçişler, albümü daha da tempolu hale getiriyor. Hammond org üzerine kurulu bir müzikal anlayışı olmakla birlikte diğer enstrümanların öne çıkışları da fena halde iyi. Grup elemanlarının virtüöz oldukları söylenemez ama gerçekten de hakkını vererek çaldıkları ortada. Grubun 3 kişiden müteşekkil bir trio olduğu düşünülürse albümde çıkardıkları sesler ve orkestrasyon 20 kişilik bir etki yaratıyor. Buna ek olarak grubun atmosfer yaratma konusunda da çok başarılı olduklarını söylemek lazım. Albümü dinlerken kendinizi farklı yönlere doğru koşuşturup dururken buluyorsunuz. 

Ne yazık ki tek albümle kalmışlar. Hatta az önce de bahsettiğimiz gibi daha albümü piyasaya çıkaramadan grup elemanlarından biri hayatını kaybetmiş. Devam edebilselerdi gerçekten de etkili 1- 2 albüm daha çıkarabileceklerine dair inancımız tam. 

HERO

Robert Deller / Klavye, Vokal
Massimo Pravato / Gitar, Bass
Umberto Maschio / Davul

HERO

01. Merry Go Round (4:21)
02. Crumbs of a Day (4:41)
03. Sunday Best (5:57)
04. Seminar (3:17)
05. Childrens Game (5:02)
06. Knock (4:52)
07. Clapping and Smiing (9:05)
08. Dew-Drops (7:03)
09. Buzzard (1:48)

24 Kasım 2022 Perşembe

Mud / Mud On Mudd (1970)

İsim benzerliğine aldanmayın, bu Mud'ın İngiliz Glam Rock grubu Mud ile hiç alakası yok. 1969 yılı sonlarında Albuquerque'de kurulan grup Psychedelic Rock'tan ilham alan bir Progressive Rock yapıyor. Kurulduktan hemen sonraki 2 yılda 2 albüm kaydedip dağılmışlar ama her iki albüm de arşivlik albümler olarak kalmış. Daha önce sıkça bahsettiğimiz gibi, Amerika'da müzik yapıp Psychedelic Rock'tan uzak durmak, en azından o dönem için pek mümkün değilmiş gibi görünüyor. Mud da tercihini bu yönde yapan gruplardan.

Konumuz olan bu ilk albümde, grubun ilham kaynağı olan veya örnek aldığı grubun Traffic olduğu açıkça görülüyor. Zira albümde Traffic'e ait 2 parça bulunuyor. Albümün açılış parçası Traffic'in Last Exit albümünden Medicated Goo ve (plak olarak düşünürseniz) diğer yüzün ilk parçası da Mr. Fantasy albümünden Coloured Rain. Her iki parçanın da Traffic versiyonundan farklı ve kendine has bir yapıya sahip olduğunu belirtelim. Yani basit bir cover mantığıyla yaklaşmak yerine, parçalara kendilerinden katabildikleri kadarını katmışlar. Bazı noktalarda sanki Traffic'ten daha iyi çalmışlar gibi bile hissettiriyor bu iki parça.

Albümün genelinde Psychedelic Rock etkileri fazlasıyla görülse de işi burada bırakmayı tercih etmemişler ve farklı bir şeyler yapabilmek adına epeyce çabalamışlar. Doğal olarak albümün Heavy Rock ya da Heavy Progressive Rock olarak adlandırılması çok yanlış bir tanım olmaz. Zaman zaman Iron Butterfly'dan geliyormuş gibi hissettiren riffler bunun en büyük kanıtlarından biri. Tabi Iron Butterfly'ın aksine, Blues kökenine çok fazla bulanmadıkları da görünmekte, en azından onlar kadar derinden etkilendiklerini söyleyemeyiz. Albümde Blues var ama birleştirici bir alt eleman olarak kullanılmış diyebiliriz.

Bunun yanında albümdeki Soul etkileri kendini fazlasıyla hissettiriyor. Parçaların yükseldiği bölümlerde kaçınılmaz bir şekilde Soul'a doğru evrilse de özellikle klavye ve gitarın çabalarıyla geriye dönüp, asıl tarzının olduğu yere oturuyor. Vokalin tarzı ise Soul ile Psychedelic Rock arasında gidip geliyor sürekli. Bu da albümdeki temponun düşmemesine katkı sağlıyor. Ara ara parçalara girip çıkan fagot ve flüt etkili birer yön değiştirme aracı olarak kullanılmış albümde. Grubun ritim bölümünden bağımsız bir şekilde parçalara eşlik ederken bir anda tarzı farklı yöne çekebilme yeteneğine sahipler.

MUD

Arnold Bodmer / Klavye
Tommy Gonzales / Vokal, Korno
Chuck Klingbeil / Klavye, Saksafon, Fagot, Flüt
Randy Castillo / Davul
Steve D'Coda Miller / Gitar
Vic Gabrielle / Bass

MUD ON MUDD

01 - Medicated Goo / The Lights Gonna Shine 10:15
02 - The Bells 5:02
03 - Let's Hurt Together 4:16
04 - I Thank You 7:01
05 - Coloured Rain 3:40
06 - Satisfied Mind 2:28
07 - Why Don't We Do It in the Road 3:26
08 - I'll Sell My Heart to a Clown 3:04
09 - Let's Think Awhile 5:05
10 - If We Try 4:25

9 Ekim 2022 Pazar

Fuzzy Duck / Fuzzy Duck (1971)

Yine hakkında çok az bilgiye sahip olduğumuz gruplardan biri ile karşı karşıyayız. Tarihsel bilgi eksikliklerinin hiç de öneminin olmadığını anlatan çok iyi bir albüm bırakmış olmaları bizi yeterince mutlu ediyor, gerisi hikaye. 1970 yılının ortalarına doğru kurulduğu düşünülen grubun elemanlarından Mick HawksworthAndromeda ve Toe Fat gruplarından tanıyoruz. Roy Sharland ise Uriah Heep'in öncülü olan Spice'ta ve The Crazy World of Arthur Brown'da çalmış, ki muhtemelen Arthur Brown'dan sonra Fuzzy Duck'a geçmiş. Grahame White Fuzzy Duck'ın ardından Capability Brown'ın kurucularından biri oluyor. Paul Francis ise muhtemelen The End grubundan gelme.

Heavy Progressive Rock türünün en iyi örneklerinden biri olan Fuzzy Duck'ın albümünde Heavy Psychedelic Rock, Hard Rock gibi türlerin izlerine de rastlıyoruz. Albümün bazı bölümlerinde Uriah Heep, Vanilla Fudge, Quatermass, Atomic Roster gibi gruplarla benzeştikleri görülse de aslında bundan çok daha fazlasına sahip olan bir grup Fuzzy Duck. Tempolu ve sert şekilde ilerleyen parçalar insana nefes almayı unutturacak cinsten bir etki yaratıyor. Fazlasıyla hareketli ve melodik olan parçalar özensiz vokal tekniğiyle bozuluyor izlenimi yaratsa da çok büyük bir kayba yol açmıyor. Yine de sadece enstrümantal olsalarmış daha iyi olacaklarmış diyebilirsiniz.

Albümde gitarların çok iyi olduğunu ve sürekli öne çıktıklarını belirtmeliyim. Bunun yanında Hammond'ın enfes giriş çıkışları havayı fazlasıyla dağıtırken, diğer yandan da bütün yapıyı düzene oturtuyor. Blues gitarı tınıları, oldukça ağır ve sert Hammond riffleri, yaratıcı düzenlemeler albümü baştan sona sarmalamış. Grup elemanlarının geldikleri yerler düşünülünce albümdeki Psychedelic etkinin nedeni de tam olarak anlaşılıyor. Beklentileri yüksek tutmanızı gerektiren albümlerden bir yani. Beklentinin karşılığını fazlasıyla alacağınıza da emin olabilirsiniz.

Tabi yine tuhaf olanı, bu kadar iyi bir albümün ardından grubun devam etmemesi ve başka albümler üretmemesi. Halbuki hem o dönem hem de şimdi için düşünüldüğünde yeterliliğini kanıtlamış olarak görmek yanlış olmaz. Heavy Rock, Heavy Progressive Rock gibi türler içerisinde kendine kolaylıkla yer bulabilen, bu konuda ilerici adımlar atmayı başarmış albümlerden biri olması popülariteyi beraberinde getirmiyor şüphesiz. Ama bu tarz iyi gruplara da yazık oluyor.

FUZZY DUCK

Mick (Doc) Hawksworth / Bass, 12 Telli Akustik Gitar, Vokal
Grahame White / Gitar, Akustik Gitar, Lead Vokalting
Roy (Daze) Sharland / Hammond Org, Sesler
Paul Francis / Davul, Vurmalılar

FUZZY DUCK

01 - Time Will Be Your Doctor 5:06
02 - Mrs Prout 6:45
03 - Just Look Around You 4:20
04 - Afternoon Out 5:20
05 - More Than I Am 5:30
06 - Country Boy 6:00
07 - In Our Time 6:49
08 - A Word From Big D 1:51

3 Ekim 2022 Pazartesi

Crying Wood / Back To The Mountains (1970)

60'ların ortalarında 3 kardeş, Henk Groote, Andre Groote ve Ben Groote, Goldstar Brothers adında bir grup kurarak başlıyorlar müziğe. Daha sonra isimlerini önce G-Brothers ve ardından da Geebros'a çeviriyorlar ama kabul edelim ki isimlerin hepsi de kulak tırmalayan, çok da hoş olmayan isimler. Gruba katılan diğer elemanlarla birlikte en azından öncekilere oranla daha iyi bir isim bulup yola devam etme kararı alıyorlar; Crying Wood.

Başlangıçta yaptıkları müzik bir tür Psychedelic etkileşimi. Grubun adının değişmesiyle birlikte müzikal anlayışlarına da farklı bir yön verip Heavy Progressive Rock'a çeviriyorlar. Psychedelic etkileşimleri de tam anlamıyla geride bırakmıyorlar ki bu konuda gerçekten doğru bir karar almış oldukları da ortada.

1970 yılında ilk ve tek albümlerini kaydediyorlar. Albümün ardından da birçok eleman değişikliği yaşayıp 1976 yılına kadar zorluyorlar ama hep olduğu gibi tek albümlü gruplar listesinin ötesine geçemiyorlar. Kaydettikleri albüm ise underground Heavy Progressive Rock'ın en iyilerinden biri olarak kabul edilebilir durumda. Gönül isterdi ki daha fazla albümleri olsun, yine de bununla idare etmek de fena değil tabi.

Düz ama yırtıcı bir vokal tarzı kullanılan albümde bahsettiğimiz Psychedelic etkiler bir hayli fazla. Vokalin buna etkisi de göz ardı edilemez derecede fazla. İngiltere'nin ağır Psychedelic'inden gelen de çok fazla şey var albümde. Bu arada belirtmeliyim ki albümün varlığı uzun süre tartışılır bir durumdaydı. Tarzın 70'lere ait olduğu aşikar ama albüme herhangi bir listede ya da plak versiyonuna rastlanamamıştı. Zaten kapağa baktığınızda da sanki 2000'lerin başında yapılmış izlenimi veriyor. Hollanda'da bazı arkadaşların hemen hemen bütün plak dükkanlarını gezdiğini, arşivcilerin listelerine ulaşmak için aylarca uğraştıklarını ama albüme dair en ufak bir iz bulamadıklarını hatırlıyorum. Albümün varlığından hala da emin değiliz :)

Bütün bu hikayenin yanında elektro gitarla yapılan güzellemeleri, vokalin sizi alıp götürdüğü başka dünyalar, klavyenin atmosfere olan katkılarıyla hemen her arşivde olması gereken albümlerden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Dönemin ruhunu epeyce iyi yansıtan, kendine has bir yaklaşıma sahip, baştan çıkarıcı ve sarsıcı olarak niteleyebiliriz Back To The Mountains'i.

CRYING WOOD

Henny Backers / Org, Piyano
Ben Groote / Davul, Vokal
Cor Mestenbeld / Bass
Andre Groote / Vokal
Henk Groote / Gitar, Vokal

BACK TO THE MOUNTAINS

01 - Back To The Mountains 3:05
02 - Son Of The Meadow 4:04
03 - Someone Who Needs You 3:39
04 - Stone Desert 4:51
05 -  Blue Eyed Witch 3:25
06 -  Trip 2:48
07 - Never Is 6:36
08 - The Sun Is Filled With Love 5:48
09 - Today Away 6:06
10 - Back To The Mountains (Reprise) 2:15

26 Eylül 2022 Pazartesi

Armageddon / Armageddon (1975)

3 İngiliz ve 1 Amerikalı'dan oluşan "super-group" Armageddon kısa ömürlü olmasına rağmen başarılı bir albümle Rock tarihindeki yerini almıştır. Yardbirds ve Renaissance defterlerini kapatan Keith Relf, yeni bir başlangıç yapabilmek adına İngiltere'den kalkıp Los Angeles'a yerleşiyor. O arada da Steamhammer macerasından bitimiyle boşan çıkan Martin Pugh ve Louis Cennamo'yu da ayartıyor ve yeni bir grup kurmaya niyetleniyorlar. Aralarına Captain Beyond'un davulcusu Bobby Caldwell'i de alarak grubu tamamlıyorlar.

1974 yılı sonlarına doğru kurulmuş olan grup ardı ardına parçalar üretmeye başlıyor. Parçalar albüm çıkarma seviyesine geldiğinde de kolay bir şekilde yapımcı bir firma buluyorlar. Daha önce çaldıkları grupların adını vermek bile albüm anlaşmasını kapmak için yeterli olmuş olmalı. Fakat bu durum gruba hiçbir avantaj sağlamıyor. Hatta yapımcı firmanın bazı hataları yüzünden albüm için promosyon ve tanıtım çalışması çok iyi derecede yapılamıyor ve başarılı bir kayıt olmasına rağmen bekledikleri ticari getiriyi sağlamıyor.

Albümün piyasaya çıkmasının ardından sadece 2 konser veren Armageddon'da, Caldwell ve Pugh'un uyuşturucu problemleri büyük sorun yaratmaya başlıyor. Aynı dönemde, Keith Relf'in astımı da anfizeme dönüşüyor. Doğal olarak grubun devam etmemesi, yeni kayıtlar yapmaması için bütün şartlar tamamlanmış oluyor. 1976 yılı başları gibi dağılan grubun ardından, Mayıs ayında da Relf, elektrik çarpması sonucu ölüyor.

Az önce de bahsettiğimiz üzere yayınlandığı dönemde başarıyı yakalayamamış olmalarına rağmen enfes bir albüme imza attıkları ortada. Heavy Progressive Rock'u tavanında dolaşan açılış parçası Buzzard'ı dinlemek bile bu konuya ciddiyetle katılmanızı sağlar. ralıksız evam eden yüksek temposu, gitarları ve ikisi arasında ezilmeden öne çıkan vokaliyle Buzzard gelmiş geçmiş en iyi Heavy Progressive Rock parçalarından biri.

Ama bu demek değil ki diğer parçalar onun kadar iyi değil. Aksine belki de albümün kalanındaki bazı parçalar, açılış parçasından çok çok daha fazla iyi. Grup elemanlarının deneyimleri düşünülünce (Yardbirds, Renaissance, Illusion, Medicine Head, Captain Beyond, Steamhammer, Colosseum, Jody Grind) albümün bu kadar iyi olması kaşınılmaz bir sonuç gibi geliyor insana. Buraya bir "keşke" bırakmadan da geçmemek gerekiyor tabi. Keşke daha fazlasını yapabilmiş olsalardı.

ARMAGEDDON

Keith Relf / Vokal, Armonika
Martin Pugh / Elektrik & Akustik Gitarlar
Bobby Caldwell / Davul, Piyano, Vurmalılar
Louis Cennamo / Bass, Bowed Elektrik Bass

ARMAGEDDON

01 - Buzzard 8:16
02 - Silver Tightrope 8:23
03 - Paths and Planes and Future Gains 4:30
04 - Last Stand Before 8:23
05 - Basking in the White of the Midnight Sun 11:24
        - Warning Comin' On
        - Basking in the White of the Midnight Sun
        - Brother Ego
        - Basking in the White of the Midnight Sun (Reprise)

25 Eylül 2022 Pazar

Aquila / Aquila (1970)

60'ların ikinci yarısında kurulan Psychedelic Rock, Folk Rock grubu Blonde on Blonde'un ilk albümü kadrosunda yer alan Ralph Deyer, albüm kayıtları sonrasında grupta kendi yerini bulamadığını düşünüp ayrılıyor. Kendi grubunu kurma peşine düşüyor ve kısa sürede toparladığı diğer elemanlarla birlikte Aquila'yı kuruyor.

Blonde On Blonde gibi Galler'den çıkan kaliteli gruplardan biri olmayı başarıyor Aquila. Ama maalesef pek çoğunda olduğu gibi de tek albümle kalıyorlar. Doğal olarak grup hakkında da çok fazla edinebileceğimiz kaynak oluşmuyor. Bilinen en önemli nokta, albümün neredeyse Denyer'ın kişisel albümü olması. Bütün parçaları yazıp düzenlemelerinde en önde yer alıyor. Belirtmek gerekir ki istediğiniz kadar iyi parçalar yazıp, düzenleyin elinizdeki grup elemanları çok iyi değilse berbat bir işe dönüştürmeniz çok kolay olur. Ama Aquila'nın diğer elemanları da en az Denyer kadar iyi oldukları için bu sorunla karşılaşmıyorlar.

Tuhaf olan, böylesine başarılı bir albümü hem de RCA etiketiyle yayınlayıp sonra da hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolmak. Öyle bir ortamda tükenmiş olmalarını, başka parça üretemediklerini düşünmek saflık olur. Ama işte, Aquila haklarında ufak bilgi kırıntıları da dahil hiçbir şey bırakmadan tozlu rafların arasındaki yerini alıyor.

Eklektik bir yapıya sahip olan Aquila müziğinde Jazz unsurları ağır basıyor. Diğer yandan Psychedelic Rock, Heavy Rock, Space Rock gibi türlerin belirgin özelliklerinden etkiler içeriyor. Bu nedenle de Aquila müziğini Crossover Prog olarak tanımlamak belki de en doğrusu.

Her bir parçada beklentinizi gerçekten yükselten bir etkiye sahip olmakla kalmayıp daha ne kadar ileriye gidebilirler sorusunu da sorduruyor. Albümdeki tek eksik ya da aksayan taraf vokalin yetersizliği olarak görülebilir. Bütün o karmaşık yapıdaki parçaların içerisinde daha özellikli bir vokal ve vokal tekniği aramaktan kendinizi alamıyorsunuz. Yine de bu haliyle bile sizi pek çok evrende aynı anda bulundurabiliyor.

Klavyeden gelen Psychedelic Rock etkilerini saksafonun Jazz'a doğru sürükleme çabaları, vurmalıların kontrollü ritimleri ile bir durağanlaşıp bir at koştururcasına hızlanan parça yapıları Aquila'nın ne kadar da iyi bir grup ve albüm olduğunun göstergesi.

AQUILA

Phil Childs / Bass, Piyano
James Smith / Davul, Vurmalılar
George Lee / Flüt, Alto Saksafon, Tenor Saksofon, Bariton Saksafon
Martin Woodward / Org
Ralph Denyer / Vokal, Elektrik Gitar, Akustik Gitar

AQUILA

01 - Change Your Ways 5:18
02 - How Many More Times 6:22
03 - While You Were Sleeping 5:25
04 - We Can Make It If We Try 4:35
05 - (The Aquila Suite) First Movement 8:29
        a. Aquila (Introduction)
        b. Flight of the Golden Bird
06 - (The Aquila Suite) Second Movement 8:52
        a. Cloud Circle
        b. The Hunter
        c. The Kill
07 - (The Aquila Suite) Third Movement 8:57
        a. Where Do I Belong
        b. Aquila (Conclusion)

26 Ekim 2020 Pazartesi

Patto - Patto (1970)

1967 yılı ortalarında Timebox isimli gruba vokal olarak giren Mike Patto kısa süre içerisinde grup içindeki yerini sağlamlaştırır. Ardı ardına 45’likler kaydedilir. Bu 45’liklerde yer alan parçaların neredeyse tamamının sözleri de Patto’ya aittir. Fakat grup 67-69 yılları arasındaki başarılı grafiğe rağmen bir türlü yükselemez. İçeride bazı sorunlar çıkar ve 70 yılı başlarında çıkan son single’ın başarısızlığına dayanamayan klavyeci Chris Holmes Timebox’tan ayrılarak Babe Ruth’a transfer olur.

Kalan elemanlar, Mike Patto’nun önderliğinde yola devam kararı alırlar ve ortaya Patto çıkar. Progressive Rock üst yapısı içerisinde Blues Rock, Hard Rock, Jazz Rock ve Heavy Psychedelic Rock etkileşimleri içeren parçalar kaydedip 1970 yılı Aralık ayında görücüye çıkarlar. 

Albüm dönem içerisinde gerçekten en kaliteli işlerden biri olarak ortaya çıkmıştır ama bir türlü hak ettiği ilgiyi göremez. Canlı olarak kaydedilen albümün kendi içerisinde bir tutarlılığı olmakla birlikte dinleyiciler için zor bir deneyim sunuyor olması bu hafiften hissedilen başarısızlığın en büyük kaynağıdır. Normal de ciddi anlamda üzerinde çalışılması, anlamak için uğraşarak dinlenilmesi gereken bir albümdür. Günümüz albümlerindeki pop yapıdan eser yoktur, melodiler sürekli değişirken birbirinin içinden geçip giderler.

Yumuşak ve temposuz bir vokal girişiyle başlayan ilk parça The Man, vibrafon ve bass oyunlarıyla yön değiştirerek başladığı yerin çok uzağında ve sert bir şekilde biter. Bu sertlikteki en büyük başarı Patto vokalidir hiç kuşkusuz. Melodik yapısıyla, yükselişleri ve gitarlarıyla öne çıkan Hold Me Back ardından gelen akustik parça Time to Die ile garip bir bütünlük oluşturur. 

Dördüncü sıradaki Red Glow  muhteşem 2 gitar solosuna sahiptir ve sololar Patto’nun bir sertleşip bir yumuşayan vokalinin arasında eriyip giderler. Rock’n Roll havasında aralıklara sahip ve sıklıkla da Uriah Heep tarzı heavy rock’a işaret eden San Antone, ardından gelen ve bass kontrolünde ilerleyen yapısıyla The Government Manalbümün doruk noktası öncesi son iki duraktır.

7. sırada yer alan Money Bag kışkırtıcı gitar hareketleriyle başlayan bir hikayedir.Parçanın yarıdan fazlasını kapsayan bu hareketler Mike Patto’nun işe karışmasıyla blues etkileri fazlasıyla hissedilen bir yana doğru seyirtirler.

Son parça Sittin’ Back Easy ise kısacık bir parçada bu kadar şey nasıl yapılır diye sordurtur insana. Yumaşak başlar, sertleşir, gitarlar girer, yükselir, birden dibe vurur, davul kendini kaybeder, gitar ve bass ona uyum sağlar vs. vs….


PATTO

Mike Patto – Vokal
Ollie Halsall - Gitar, Piyano, Vibraphone, Vokal
John Halsey – Davul, Vokal
Clive Griffiths - Bass


PATTO

1. The Man (6:19)
2. Hold Me Back (4:46)
3. Time to Die (3:01)
4. Red Glow (5:23)
5. San Antone (3:15)
6. Government Man (4:25)
7. Money Bag (10:12)
8. Sittin' Back Easy (3:50)


16 Ekim 2020 Cuma

Uriah Heep - The Magician's Birthday (1972)

Uriah Heep’in 5. Albümü olan The Magician’s Birthday de bir önceki albüm Demons and Wizards gibi konsept bir albümdür. Demons and Wizards’ın yayınlanmasının hemen ardından 1972 yılının Haziran – Temmuz aylarında Ken Hensley’nin yazdığı kısa bir öyküye dayanır. Adından da anlaşılacağı üzere bir büyücünün doğum günü üzerine şekillenen albümde parçalar birbirini tamamlıyor.

Albüm kapağı yine bir önceki albümde olduğu gibi dönemin bu iş alanında en ünlülerinden ve rağbet görenlerinden biri olan Roger Dean tarafından tasarlanmış, ki zaten kapağa bakınca hemen anlıyorsunuz  Roger Dean’den çıkma olduğunu.

1971 yılını oldukça hareketli geçiren grup ardı ardına yayınladığı Salisbury ve Look At Yourself albümleri ile çıktıkları bir dolu konserin ardından daha da hareketli bir yıla girmişler ve yılın ilk yarısında 1 ve ikinci yarısında 1 albüm olmak üzere 2 albüm daha yayınlamışlar. The Magician’s Birthday albümü Eylül ve Ekim ayları boyunca kaydedilmiş ve Kasım ayında da piyasaya sürülmüş. Hal böyle olunca insanın aklına ilk “1 yılda 2 albüm kaydediyorlarsa çok da iyi değildir bu albümler” gibi bir fikir geliyor. Ama değil hem de hiç değil! Hatta o kadar değil ki yayınlandıktan 2 ay sonra Ocak ayında RIAA (Recording Industry Association of America) tarafından Altın Plak ile ödüllendiriliyor albüm. Bu da 500.000 satış rakamını geçtiği anlamına geliyor.

Sunrise gibi yıllara meydan okuma niteliği olan, progressive’i heavy ile birleştiren bir parçayla başlayan albüm bana her zaman biraz “cıvık” gelen Spider Woman ile devam eder. Gerçi parçanın Rock’n Roll’un hakkını verdiğini belirtmeden de geçmeyelim.

Daha iddiasız gibi görünen ama albümün en iyi parçalarından olan Blind Eye melodik yapısı ve Mick Box gitarlarıyla öne çıkar. Byron’ın yumuşak ama yırtıcı vokalini de atlamamak gerekir.

Birden fazla melodisi, iniş çıkışları ve enstrümanların yüksek kaliteli kullanımıyla öne çıkan Echoes in the Dark albümün ortasında bir anda havayı değiştirme yeteneğine sahip olduğunu gösteren bir parçadır.

Kısa bir ballad olan Rain albümün 5. Parçası olarak karşımıza çıkar. Yumuşak yapısı, naif görünümüyle insanı fazlasıyla etkiler. Bu tip parçalarda özellikle öne çıkan David Byron vokali de bizi alır götürür. Bu parçada kullanılan tarzın benzeri daha sonra Easy Road parçasında da kullanılır.

Synthesizer ve gitar’ın güzel bir bileşimi olan Sweet Lorraine’de doğal olarak Hensley ve Box öne çıkar. Bu arada bu parçanın tarzı daha sonraları Amerika’da kurulacak olan Kansas’ın tarzına çok benzer.

7.parça Tales ise tarzların, seslerin ve enstrümanların bir birleşimidir. Heavy Rock’dan Space’e, slide’lardan akustiklere pek çok ilginçliği içinde barındırır.

Ve albüme adını veren parça The Magician’s Birthday… Özünde karmakarışık bir parçadır. Tales’de olduğu gibi pek çok farklı şey iç içe geçmiştir. Ama bu o kadar iyi bir şekilde yapılmıştır ki 10 dakikanın nasıl geçtiğini anlayamazsınız. Yavaşlar, hızlanır, sessizleşir, boyut değiştirir, iner, çıkar, dağılır, toparlanır ve ortaya Heavy Progressive Rock’ın en iyi örneklerinden biri çıkar.

URIAH HEEP

David Byron - Lead Vokal
Ken Hensley – Klavye, Gitar, Moog Synthesizer ve Vokal
Mick Box - Lead Gitar, Akustik Gitar, Vokal
Lee Kerslake – Davul ve Vurmalılar
Gary Thain - Bass Gitar, Vokal
& Brian Cole – Gitar (Tales)

THE MAGICIAN'S BIRTHDAY

1. Sunrise (4:04)
2. Spider Woman (2:25)
3. Blind Eye (3:33)
4. Echoes in the Dark (4:48)
5. Rain (3:59)
6. Sweet Lorraine (4:13)
7. Tales (4:09)
8. The Magician's Birthday (10:23)

BONUS TRACKS

09. Crystal Ball (Out-Take And Previously Unreleased Version)
10. Silver White Man (Out-Take And Previously Unreleased Vocal Version)
11. Proud Words (Previously Unreleased Alternate Version)
12. Echoes In The Dark (Edited Version-Previously Unreleased)
13. Rain (Edited Version-Previously Unreleased)
14. Happy Birthday (Previously Unreleased Version)
15. Sunrise (Single Edit-Previously Unreleased)
16. Gary's Song (Out-Take-Previously Unreleased)
17. Silver White Man (Instrumental Out-Take)

15 Ekim 2020 Perşembe

Uriah Heep - Demons And Wizards (1972)

Demons And Wizards
Pandemi’nin bilmem kaçıncı gününe girdiğimiz şu saatlerde, Covid-19 sorunsalını bir kenara bırakıp (bırakıp diyorum zira blogu takip eden ya da bir şekilde bulanların zaten yeterince korunduğunu düşünüyorum) keyfimize bakalım modundayım bugün de.

70’li yılların öne çıkmayı, hak ettiği yeri bulmayı tam anlamıyla başaramamış grubumuz Uriah Heep’in kronolojik sıralamada 4. Olan albümü Demons and Wizards, yukarıda bahsettiklerimizi biraz aşarak Heep’i daha bilinir hale getiren albümlerdendir.

Özellikle de albümün üçüncü parçası Easy Livin’ in bu konudaki etkisi yadsınamaz düzeyde. Kısa, az ve öz yapısıyla Rock, Rock’n Roll, Heavy Rock ya da siz her nasıl tabir ediyorsanız o tarzın en bilinen, melodik şarkılarından biridir.

Grup elemanı değişikliklerine ara vermeden devam eden grupta, bir önceki albüm Look At Yourself’teki iki eleman Paul Newton ve Iain Clarke ayrılıyorlar ve yerlerine davulda Lee Kerslake, bass gitarda ise Gary Thain geliyor. Kerslake aradaki bazı ufak tefek ayrılıkları saymazsak 2007 yılına kadar Heep’in davulcusu olarak kalmayı başardı. Bassist Thain ise daha alacak çok yolu varken1974 yılı sonlarına doğru eroin overdose’u sayesinde hem gruptan hem de hayattan ayrıldı. Ama moralinizi bozmayın, çünkü Heep ile birlikte 3 albüm kaydetme şansı yakaladı.

Dönemin yapısına uygun olarak konsept albümlerden biridir Demons And Wizards. Baştan sona ana hikaye etrafında dönerek bütünleşen farklı parçalardan oluşur. Mart - Nisan aylarında kaydedilen albüm 19 Mayıs 1972'de yayınlanmıştır.

Albümün açılışı, daha sonraları Hensley’e lakap olarak atfedilen Wizard ile başlar. Akustik girişiyle sakinlik izlenimi yaratan şarkı beklenmedik bir anda daha sert bir yapıya bürünür.

Ardından gelen Traveller in Time sert girişiyle nereye varacağını daha başından belli eder. Hensley’nin klavye oyunları, Box’ın ona ayak uyduran gitarları ve Byron’ın iç tırmalayan vokaliyle kulaklarda bayram havası yaratır.

Az önce bahsettiğimiz Easy Livin’ albümde üçüncü sıradadır. Hızlı, sert ve melodik yapısıyla öne çıkar.

Sonraki şarkı hiçbir şeyi ile olmasa sadece adıyla bile kendinden yeterince söz ettirebilir; Poet’s Justice. Başta düz ve hatta tek düze gibi görünse de 4 dakika içerisinde neler yapılabileceği hakkında güzel bir ders niteliğindedir.

Yıllardır hala kategorilendiremediğim Circle of Hands, albümün 5.şarkısı. Şarkı ballad izlenimi yaratırken, armonik bir sertliğe bürünür. Ana yapıdan kopup farklı bir yerlere gider. Başladığı yer ile bittiği yer belli olmaz. Kişisel olarak albümün en iyi parçasıdır diyebilirim.

Ama ne zaman böyle iddialı laflar etsem ardından da kalakalırım böyle. Çünkü sıradaki şarkı olan Rainbow  Demon da en az bir önceki gibi albümü öne çıkaran şarkılardan biridir. İnsanda sanki bir ritüele eşlik etmesi gereken parça izlenimi yaratır sıklıkla.

Her albümde bana yabancı gelen, albümde ne işi olduğunu düşündüğüm bir şarkı mutlaka vardır ki bu albümün “o” şarkısı da budur; All My Life. Üzerine diyecek çok bir şeyim yok! Dinleyince anlarsınız.. Kötü değil ama “bunun burada ne işi var yahu..?”luk bir parçadır kendisi.

Son iki şarkı Paradise ve The Spell albümde 2 ayrı şarkı olarak yer alsa da aslında devam eden tek ve uzun bir parçadır. Paradise’ın bittiği yerde The Spell başlar. Akustik giren Paradise melodik bir noktada The Spell’e dönüşür, The Spell de melodik yapıyı aradaki özellikle klavyeden beslenen seslerle farklılaştırır.

URIAH HEEP

David Byron - Lead Vokal
Ken Hensley – Klavye, Gitar, Vurmalılar ve Vokal
Mick Box - Lead Gitar, Akustik Gitar, Vokal
Lee Kerslake – Davul ve Vurmalılar
Gary Thain - Bass Gitar, Vokal

DEMONS AND WIZARDS

1. The Wizard (2:59)
2. Traveller in Time (3:26)
3. Easy Livin' (2:37)
4. Poet's Justice (4:14)
5. Circle of Hands (6:27)
6. Rainbow Demon (4:30)
7. All My Life (2:46)
8. Paradise / The Spell (12:41)

BONUS TRACKS

9. Why (Previously Unreleased Extended '72 Version)
10. Rainbow Demon (Previously Unreleased Single Edit)
11. Proud Words On A Dusty Shelf (Out-Take)
12. Home Again To You (Demo-Previously Unreleased Version)
13. Green Eye (Previously Unreleased Demo)