11 Mart 2023 Cumartesi

Dashiell Hedayat / Obsolete (1971)

Dashiell Hedayat
bir grup değil, bir isim. Daniel-Louis Théron adlı bir Fransız müzisyenin takma adlarından biri. Lakin albümde fena bir grup müziği var ki bu da albüme konuk müzisyen başlığı ile katılan elemanlardan kaynaklanıyor. Elemanları tek tek saymakla bitmez, epeyce kalabalıklar ama kısaca Gong dersek pek çok kişinin ilgisini de çekmiş oluruz.

Théron, 1970 yılında ilk albümü çıkarıyor. La Devanture Des Ivresses adlı albümün kapağında müzisyen ya da grup adı olarak da Melmoth yazıyor. Enfes müzikler eşliğinde uzun metin okumalarından oluşan bir albüm. Bu tarz işleri sevmeyenler için iştah kabartıcı olmayabilir ama tarza ilgi duyanlar için de biçilmiş kaftan bir albümdür.

İlk albümün başarısı ile birlikte Théron ikinci albüm hazırlıklarına başlıyor. Bu dönemde de araları Daevid Allen iyi epeyce iyi. Doğal olarak Gong da işin içine dahil oluyor. Müzikler Gong'dan sözler Théron'dan geliyor. Yetmiyor albüme bir de Beat Kuşağı'nın en önemli isimlerinden William S. Burroughs da sesi ile katılıyor. Bu arada grubun adı Amerikalı polisiye roman ve senaryo yazarı aynı zamanda aktivist olan Dashiell Hammet'ın ismi ile İranlı yazar ve entelektüel Sadegh Hedayat'ın soy isminden geliyor.

Albüm ticari başarıdan çok sanatsal, estetik ve müzikal anlamda bir başarı olarak görülüyor. Gong dinleyenlerin, Gong bilenlerin çoğu albümü grubun en iyi albümlerinden biri olarak da adlandırıyor. Psychedelic Rock ve Space Rock semalarında gezinen albümün dili Fransızca. Başta bu durum itici gibi gelebiliyor insana zira ben de Fransızca'nın bu müzik türü için yetersiz kaldığını düşünenlerdenim ama Théron bu işin altından kalkmayı başarıyor. Dil hiç sorun çıkarmazken albümün bazı bölümlerinde ise tamamen bir gerekliliğe dönüşüyor.

Albümün ardından Théron Edebiyat'a yöneliyor ve kitaplar yazmaya başlıyor. Gong ise kariyerinin en iyi bölümünü yaşıyor. Burroughs ise Burroughs işte, o her zaman en iyilerden biri. :)

Obsolete albümü arşivde olmazsa olmaz parçalardan biri olarak görülebilir. Bazen bunaltıcı ve soluk bazen coşkulu ve korkutucu hale gelen yapısıyla gerçekten de büyük bir sanatsal deneyim, estetik patlaması yarattığını söyleyebiliriz.

DASHIELL HEDAYAT

Daniel Théron / Lead Vokal, Gitar Solo (1,4), Klavye, Tape

Konuk Müzisyenler:
Daevid Allen / Lead Gitar
Didier Malherbe / Saksafon, Flüt, Water Music
Christian Tritsch / Bass, Akustik Gitar
Pip Pyle / Davul, Gitar (4)
Gilli Smyth / Ses
William S. Burroughs / Ses
Sam Wyatt / Çocuk Sesleri (Robert Wyatt'ın oğludur kendisi)

10 Mart 2023 Cuma

Rainbow Band / Rainbow Band (1970)

Rainbow Band
'in genel tarihçesi konusuna daha önce Midnight Sun'ın 1971 tarihli albümü ile ilgili yazıda bahsetmiştik. Grup önce Rainbow Band adıyla kurulup 1 yıl sonra da Midnight Sun adıyla yoluna devam etme kararı alıyor. Bu kararın alınmasındaki en büyük etkinin aynı isimli bir Kanadalı grubun daha olması olduğunu da belirtmiştik.

İsim değiştirdikten sonra Jazz Rock ve Fusion'ın epeyce derinlerine doğru giden grubun bu ilk albümünde durum biraz değişik. Yine Jazz Rock ve Fusion'dan yola çıkıyorlar ama bir tarafıyla henüz olmamış, ham bir yapı varken (Midnight Sun ile karşılaştırıldığında elbette) diğer taraftan Psychedelic Rock'tan da beslenen Progressive Rock albümde kendini daha fazla hissettiriyor. Kullandıkları ses efektleri, etkileyici vokalleri ve atmosfer oluşturmaya müsait yapılarıyla Midnight Sun ile aralarına biraz mesafe bırakıyorlar.

Melodikleşmeye yaklaşan ama sanki bu tip tekrarlara düşmemek için çabalayıp yön değiştiren bir anlayışları var bu albümde. Her yeni bölümde farklı bir melodi geliştirmeye çalışıp, belirli bir yere geldikten sonra o melodiyi terk edip başkasına geçiyorlar. Bu anlamda melodik bir zenginlikten bahsedilebilir rahatlıkla. Ama melodilerin tam anlamıyla melodileşmemesi de insanı kararsız bırakıyor bu yorum hakkında.

Albümde enstrümanların kullanımı oldukça iyi. Özellikle Psychedelic'in bağrından kopup geldiği aşikar olan gitarlar ve ritim bölümü işlerini gerçekten de iyi yapıyorlar. Eğer sadece isim değiştirmemiş olsalardı, bu albümü de tek albümlü efsaneler kataloğumuza kaydedebilirdik.

Şimdi gelelim en can alıcı noktaya. Midnight Sun adıyla yayınlanan albüm Rainbow Band albümüyle aynı. Yani albümü alıp ikinci kez kaydedip tekrar ama farklı bir grup adı altında yayınlamışlar. Ki bu durumdan Midnight Sun ile ilgili yazıda da bahsetmiştik. Rainbow Band ile Midnight Sun arasındaki en büyük fark vokal değişikliği. Müzikal anlamda da epeyce bir değişiklik fark ediliyor ama Lars Bisgaard vokalinden Allan Mortensen'e geçiş gerçekten keskin ve değişik olmuş. Yerinde olmuş diyemiyorum zira ben Lars Bisgaard versiyonunu daha çok seviyorum. 

Yine de 2 grup arasında kararsız kalmak, hangi albümün daha iyi olduğuna karar vermek gerçekten de zor. Kişisel müzik tercihinize göre yakın bulduğunuzu benimseyebilirsiniz. 

RAINBOW BAND

Peer Frost / Gitar
Carsten Smedegaard / Davul
Bent Hasselmann / Üflemeliler
Lars Bisgaard / Vokal
Bo Stief / Bass
Niels Bronstad / Piyano

RAINBOW BAND

01. Where Do You Live (4:25)
02. King of the Sun (5:04)
03. Nobody / B.M. (7:47)
04. Where Are You Going to Be? (2:49)
05. Living on the Hill (14:14)
06. Rainbow Song (3:50)

9 Mart 2023 Perşembe

Bloodrock / Bloodrock (1970)

Amerika'dan çıkan grup çok da Texas'tan çıkanların sayısı özellikle kaliteli olanların sayısı bir hayli az. Bloodrock kaliteli olanların başında geliyor diyebiliriz. Grup ilk olarak 1963 yılında bir araya geliyor ve kendilerine isim olarak The Naturals'ı seçiyorlar. 3 yıl boyunca konserlerde ve barlarda çalıyorlar. Epeyce ünlü olup single bile yayınlıyorlar. 1966 yılında ise grubun adını Crowd +1 olarak değiştirip bir 3 yıl da öyle takılıyorlar. 1969 yılına gelindiğinde ise Grand Funk Railroad'un menajeri Terry Knight grubu dinliyor ve başarılı olacaklarına inanıyor ama bu isimle olmaz o iş kabilinden bir hareketle grubun adını Bloodrock olarak koyuyor.

Grupla aynı adı taşıyan ilk albüm 1970 yılında kaydedilip piyasaya sürülüyor. Ticari açıdan, ardından gelen ikinci albüm daha başarılı olsa da, ilkinin yanında sönük kalıyor. Zira ilk albümdeki saf, katışıksız Hard Rock anlayışı ikinci albümde yerini daha popülarite kaygısı güden bir yapıya dönüşüyor. Ha temelde bütün albümleri için geçerli olan bir şey var, hiçbiri muhteşem, enfes, efsane gibi kelimelerle tanımlanamaz ama ilk albümün verdiği duygu diğerlerine oranla daha iyi.

İlk albüme artı değer olarak James Rutledge'ı da eklemeden geçmeyelim. Kendisi grubun ilk albümde hem vokali hem de davulcusu. Lakin Terry Knight'ın ısrarları üzerine grupla yollarını ayırmak zorunda kalıyor. Sonraki albümlerde vokal konusunda sorun yaşamasalar da Rutledge'ın ilk albümdeki ağır ruhu belirlediğini söylemek yanlış olmaz. Buradan bakıldığında, menajerler e yanlış yapabiliyormuş demek ki diyor insan.

Bloodrock, blogda paylaştığımız diğer gruplarla aynı ayarda bir grup değil. Ama Rock müzik tarihi içerisinde de kendine yer bulabilen bir grup olduğu için bloga almakta sakınca da yok. Her zaman en iyileri koymak lazım diye bir düşüncemiz de yok sonuçta. Ortalamanın üzerinde olmaları, hakkını vererek kendilerine has bir Hard Rock anlayışı oluşturmayı başarmış olmaları yeterli.

En azından, dinlemeye başlarken ne bekliyorsanız karşılığını veriyor size Bloodrock. Coşkulu, agresif ve sert bir şekilde anlatıyor derdini. Özellikle yaz günlerinde dinlenilmesi tavsiye edilir. Üstüne bir de yoldaysanız, alacağınız keyif daha da fazlalaşır.

BLOODROCK

James 'Jim' Rutledge / Lead Vokal, Davul
Lee Pickens / Lead Gitar, Vokal
Nick Taylor / Gitar, Vokal
Ed Grundy / Bass, Vokal
Stevie Hill / Klavye, Vokal

BLOODROCK

01 - Gotta Find a Way 6:31
02 - Castle of Thoughts 3:26
03 - Fatback 3:20
04 - Double Cross 5:18
05 - Timepiece 5:57
06 - Wicked Truth 4:45
07 - Gimmie Your Head 2:42
08 - Fantastic Piece of Architecture 8:45
09 - Melvin Laid an Egg 7:25

8 Mart 2023 Çarşamba

Night Sun / Mournin' (1972)

En ağır ve sert seslerin Black Sabbath tarafından üretildiği dönemde hemen arkalarından, ikinci sırada gelmelerinde sakınca olmayan Night Sun, 1970 yılında Almanya'da kurulmuş. 3 yıl gibi bir süre aktif kalmışlar ama sonra bir anda dağılmışlar. Yüksek ihtimalle albümün ticari başarısızlığının bunda payı büyüktür. Anlaşıldığı üzere grup hakkında bilgimiz sınırlı. Mannheim, Heidelberg'de kurulduklarını, grup elemanlarını ve tek albümlerini biliyoruz hepsi o. Lakin albüm o kadar iyi ki sık sık bahsettiğimiz tek albümlü efsaneler listesine açık ara önde girebiliyor.

Almanya'da kurulmuş olmalarından, Alman Psychedelic yaklaşımını benimsemiş olmalarından kaynaklı olarak Krautrock içerisine dahil ediliyor Night Sun. Daha açıklayıcı ve yerinde bir kategorilendirme yapmak niyetinde olursak da Heavy Progressive Rock içerisine dahil etme mecburiyetimiz doğuyor. Çünkü beslendikleri kaynaklardan aldıklarını aynen kullanmayıp, kendi süzgeçlerinden geçirilmiş şekilde yorumlarken bayrağı epeyce bir miktar da öne doğru taşıyorlar.

Mournin' albümünde enstrüman kullanımları had safhada iyi. Parçaların içinde bildiğiniz bir savaş durumu hasıl oluyor sürekli. Enstrümanlar birbiri ile yarışıp, birbiri ile kapışıyorlar sürekli. Hangisinin öne çıktığını, hangisinin daha iyi olduğunu söylemek de anlamak da çok zor. Fena halde uyumlu bir şekilde çalıyorlar. Üstüne bir de yeteneklerini konuşturan bir vokal olunca albüm enfes bir hal alıyor.

Yetenekli müzisyenlerin oluşturduğu bir grup yani Night Sun. Hatta grubun dağılmasından sonra bass gitarist Bruno Schaab'ın Guru Guru'ya, Knut Rössler'in ise önce Orexis ardından da Chameleon'a katılmış olması sürpriz değil. 

Başta Black Sabbath'ın adını verdik ama temelde Night Sun'ın müziği, Deep Purple'dan türetilmiş ve Proto-Metal'e doğru süzülen bir havası var. Döneminin çok ötesinde bir işe imza atmış olduklarının farkına varamamış olacaklar ki albümden 1 yıl sonra dağılmışlar. Buna rağmen arkalarında bıraktıkları tek albümle muhteşem bir etki de bırakmış oldukları ortada. Günümüzde sınırlı şekilde enstrümantasyon kullanan gruplardan oluşan güruha tokat niteliğinde, hem de 50 yıl öncesinden gelen bir albüm Mournin'. Başına Heavy ibaresi koyabileceğiniz her tür müziğin bol enstrüman kullanımıyla muhteşem bir hale gelebileceğinin göstergesi.

NIGHT SUN

Bruno Schaab / Vokal, Bass
Walter Kirchgassner / Gitar
Knut Rossler / Org, Piyano, Trompet, Fagot
Ulrich Staudt / Davul

MOURNIN'

01. Plastic Shotgun (2:34)
02. Crazy Woman (4:22)
03. Got A Bone Of My Own (7:45)
04. Slush Pan Man (4:25)
05. Living With The Dying (5:31)
06. Come Down (5:48)
07. Blind (4:24)
08. Nightmare (3:16)
09. Don't Start Flying (3:07)

7 Mart 2023 Salı

Country Lane / Substratum (1973)

Heavy Progressive Rock
'ın İsviçre'deki en önemli temsilcilerinden biri hatta belki de en önemlisi olarak sayabileceğimiz Country Lane, fazla bilinen Substratum albümüne rağmen öne çıkamamış, hakkında çok az bilgiye sahip oluğumuz gruplardan biri. 1972 yılı dolaylarında kuruldukları, epeyce bir konserde sahne aldıkları, efsanevi bir albüm kaydettikleri ve dağıldıkları dışında başkaca bilgi bulmak olukça zor.

Bulundukları bölge itibariyle Krautrock'a daha yakınlarmış görüntüsü olsa da aslında Country Lane, İngiliz tipi Rock üzerine yoğunlaşıyor. Grubun müzikal anlayışında açıkça görülen Deep Purple ve Uriah Heep izleri albümün de her yerine yayılmış durumda. Melodik bir yapıya sahip olan müziklerinde destansı parçalar bulunmakla birlikte vodvillere öykünen mizahi parçalar da kendine yer bulmuş. Kesinlikle Alman ekolünden ve Krautrock'tan olabildiğince uzaktalar. İngiliz tarzından beslenen ama kendilerine has bir yapı oluşturabilmiş gruplardan aynı zamanda.

Bazı eleştirmenlerce Nektar ya da Frank Zappa gibi isimlerle karşılaştırılma yanlışına da düşüldüklerini belirtelim. Evet, Psychedelic Rock'tan çok fazla iz mevcut Country Lane müziğine. Lakin Zappa ya da Nektar gibi değiller. Onlardaki karmaşık yapılar Country Lane'de çok fazla bulunmuyor. Grup az önce de bahsettiğimiz üzere daha melodik bir havada. Bunu bile isteye seçtikleri de açıkça görülüyor. 1970 - 1973 arası dönemin Progressive Rock için büyüme evresi olduğu ve bu evredeki gelişmelerin, müzikal anlayışların bir hayli ilerlediği düşünüldüğünde Country Lane daha geriden geliyor. Teknik ile alakalı olmayan sadece bakış açısıyla anlaşılabilecek bir durum gibi geliyor bu.

Piyasadaki bütün gelişmişliğe rağmen erken dönem Deep Purple tarzına yakın bir tarz kullanmak, Progressive Rock olduğu halde Proto Prog gibi görünmek grubun kendi tercihi olmalı. Zira albümde bu yönde herhangi bir eksiklik ya da yanlışlık göze çarpmıyor. Tam da istedikleri şeyi yapmışlar gibi duruyor.

Sebepleri ne olursa olsun, belki tercih belki de becerememişlerdir, bilemiyorum ama Country Lane, özellikle de İsviçre'den çıkmış gruplar içerisinde özel bir yeri hak ediyor. Tek albümlü efsaneler listemize istemeden bile girebilecek yeteneğe, kaliteye ve bakış açısına sahipler.

COUNTRY LANE

Raymond Amey / Gitar, Synthesizer, Vokal
Olivier Maire / Org, Piyano, Spinet, Vokal
Jean-Francois Donze / Davul
Giancarlo Duella / Bass
Freddy Von Kaenel / Ritim Gitar, Banjo

SUBSTRATUM

01. With A Sweet Whistle To My Ears (6:21)
02. It's Only Your Memory Playing Just The thought of a First Love (2:36)
03. Substratum (1:47)
04. In the Morning Sun (3:26)
05. Good Old Time (2:36)
The Disgusting Story of the Captain Bloom
06. Song To Ivan (7:00)
07. Letter to a Friend (7:39)
08. Captain Bloom (2:39)
09. Lilliput's Safari (2:16)

6 Mart 2023 Pazartesi

Abstract Truth / Silver Trees (1970)

Güney Afrika Cumhuriyeti'nden çıkma Abstract Truth, kısa sürede efsaneleşen ve bir anda da ortadan yok olan grupların belki de en başında geliyor. Fena halde üretken olan grubun, aynı yıl içerisinde çıkmış 2 stüdyo albümü bir de toplaması bulunuyor. 

Hepsi farklı gruplarda çalan bir grup müzisyen bir şekilde birbirlerini buluyorlar ve 1969 yılında Durban şehrindeki Palm Beach Hotel'in içindeki Totum isimli barda, oryantal dans gösterisinin arkasında çalacak bir grup olarak işe alınıyorlar. Abstract Truth adıyla çıktıkları bu barda epeyce ün kazanıyorlar. 5-7 saat arası süren programın ardından tüm elemanlar dağılıp asıl çaldıkları gruplarla birlikte bir de konserlere çıkıyorlar. Yorucu geçen bu tempolu çalışmanın ardından albüm anlaşması için imza atmayı başarıyorlar.

İlk albümün adını, hem çıkış yapmalarını kolaylaştıran bara saygı duruşu niteliğinde hem de parçaların çoğunu başka fırsat bulamadıkları için burada kaydetmiş olmalarından dolayı Totum olarak belirliyorlar. Albümün yayınlanmasının hemen ardından da ikinci albümün kayıtlarına başlıyorlar. Silver Trees'in hem parçaları kısa sürede yazılıyor hem de kısa sürede kaydediliyor. İki albümle birlikte daha da popülerleşiyorlar. Tabi dönemin baskıcı rejimini düşününce bunun hem kısıtlı bir çevrede olduğunu hem de aslında çok büyük bir başarı olduğunu belirtmeden geçmeyelim.

Grup o kadar çok ilgi görüyor ki 1970 yılı bitmeden 3. albüm olan toplama albümü piyasaya sürüyor yapımcı firma. Kısıtlı imkanlarla çıktıkları konserlerin ardından, 1971 yılında herhangi bir açıklama yapmadan da dağılıyorlar. 

Abstract Truth'un müziğinde kendine has bir anlayış hakim. Blues, Jazz, Folk ve Rock standartları ile Doğu müziğinin ritmik pasajlarını birleştirerek Indo-Prog'un enteresan ve nev-i şahsına münhasır gruplarından biri oluyorlar. Grubu yapısal olarak olmasa da anlayış olarak Traffic ve Jade Warrior ile karşılaştıranlar var. Yaptıkları müzik, bahsi geçen her iki gruptan da oldukça farklı. Ama, belirli bir türe sıkışmadan, işi fazlasıyla World Music'e doğru götüren bir anlayışları var ki aynı şeyi Jade Warrior ve Traffic için de rahatlıkla söyleyebiliriz. Enstrüman yetenekleri olarak da en az bu iki grup kadar iyi olduklarını söylemeyi de unutmayalım.

ABSTRACT TRUTH

Ken E Henson / Gitar, Vokal
Peter Measroch / Piyano, Org, Flüt, Klavsen, Vokal
George Wolfaardt / Bass, Flüt, Davul, Vokal
Sean Bergin / Flüt, Saksafon

SILVER TREES

01. Pollution  (3:14)
02. All The Same (3:18)
03. Original Man  (3:37)
04. Silver Trees (8:21)
05. In A Space (3:55)
06. Moving Away  (3:00)
07. Two  (2:53)
08. Blue Wednesday Speaks  (4:14)
09. It's Alright With Me  (3:09)

5 Mart 2023 Pazar

Vildkaktus / Vindarnas Vägar (1971)

1970 yılında Stockholm, İsveç'de kurulan Vildkaktus'un kökeni Kraliyet Akademisi'nde müzik eğitimi alıp Jazz müzisyenliği yapmış, sonra da müzik öğretmenliğine başlamış Gösta Nilsson'a dayanıyor. Müzikal anlayışları birbirine az çok uyum sağlamış öğrencileri ile birlikte bir grup kurmaya karar veriyorlar ve adını da Vildkaktus koyuyorlar. Grubun bir diğer önemli ismi Olle Nilsson ise 1965 - 1968 yılları arasında popüler olmuş 14 isimli Beat Pop grubunun gitaristiydi. Vildkaktus'ün müzikal anlayışı da bu iki kişinin, Gösta'nın Jazz yeteneği ve Olle'nin Beat müziği arasında karşıtlığa dayanıyor. Olle'nin Beat geçmişi sayesinde daha Pop'a doğru kayıyor gibi görünseler de aslında yaptıkları müziği yumuşatan bir yapı olarak düşünmek daha doğru.

Bu arada Vildkaktus'un en önemli yanı kendilerinden sonra daha da başarılı olan Ibis grubunun temeli olmalarından geliyor. Uluslararası arenada da oldukça başarılı olan Ibis, İsveç'in de öne çıkan gruplarından biri. 

Vildkaktus, ilk albüm Tidsmaskinen'in 1970 yılında yayınlanmasından hemen sonra belli bir popülarite elde ediyor. Sahne aldıkları konserlerde oldukça başarılı performanslar sergiliyorlar. Konumuz olan ikinci albüm Vindarnas Vägar kayıtlarına başlamadan hemen önce hem yapım şirketini hem de grubun bazı elemanlarını değiştirdiler. İlk albümden farklı olarak bu kez gruba Saksafon ve Flüt de dahil olmuştu. Jazz'dan yola çıkan bir Progressive Rock anlayışıyla hareket etmeye daha çok yakınlaşmışlardı böylelikle. 1972 yılında çıkardıkları albümle birlikte de Vildkaktus macerasının sonuna geldiklerini, ama müzik yapmaya devam edeceklerini ve yeni grubun adının Ibis olduğunu duyurdular. Bu kararla birlikte daha geniş bir alanda hareket imkanına da sahip oldular.

Vildkaktus, İsveç'in ilk İsveççe Rock müzik yapan gruplarından biri olarak biliniyor. Tarzları dönemin ağır Progressive'inin yanında, yukarıda da bahsettiğimiz gibi biraz hafif kalıyor gibi görünebilir. Ama yine dediğimiz gibi Beat müziğinden de besleniyor grup. Jazz'ın uzun pasajları grubun her parçasında rahatlıkla gözlemleniyor. Yalnız buna daha melodikleşmeye başlayan, ritmi belirli bir seviyenin üzerinde tutan Beat anlayışı eklendiğinde kendilerine has bir yapıya kavuşuyorlar.

Albümü ya da Vildkaktus'ü beğenmeyebilirsiniz belki. Ama kendilerine has bir müzikal anlayış yaratma konusunda oldukça başarılı olduklarını da göz ardı edemezsiniz.

VILDKAKTUS

Tommy Johnsson / Bass, Vokal
Ali Lundbohm / Davul
Gösta Nilsson / Piyano, Org, Vokal
Olle Nilsson / Gitar, Vokal
Leif Rundqvist / Saksafon, Flüt, Vokal

VINDARNAS VÄGAR

01 - Moralens mjuka möbler 3:39
02 - Släck ljuset 6:50
03 - Vindarnas vägar 2:54
04 - Gångstig från Uppland 4:18
05 - En från februaribaksidan 3:32
06 - Ryck aldrig upp en blomma 4:39
07 - Skrynkliga kläder 3:56
08 - Våra cyklar 7:20

4 Mart 2023 Cumartesi

Grail / Grail (1970)

1969 yılında Londra, İngiltere'de kurulan Grail çok kısa süre ayakta durabilmiş. 1970 yılında çıkardığı tek albümün ardından 1971 yılında da dağılmış. Psychedelic Rock ve Space Rock'ın birleştiği yerden devam eden bir Progressive Rock altında kaydettikleri albümün genelinde Hard Rock öğeleri etkiliyken, Doom Metal'den Indo-Raga'ya oradan da Folk'a uzanan değişik bir kol da bulunuyor.

Albümün yapımcısı Rod Stewart olmasına rağmen ticari açıdan bir başarı elde edememişler. Özellikle dönemin İngiltere'sinde albüm satışlarının çok kötü olduğu söyleniyor. Grubun dağılmasından sonra özellikle Fransa ve Almanya'da bir hayli albüm satsalar da grubun dağılmış olmasından kaynaklı pek bir başarı elde edilmiş olduğu da söylenemez. Ticari başarısızlığa rağmen, grubun popülaritesi de bir hayli fazlaymış. Kendilerine geniş bir kitle edinmişler ve 16969-1971 yılları arasında epeyce bir konserde sahne almışlar.

Grail albümü temeli itibariyle 60'ların Heavy Psychedelic yorumlarından besleniyor. Ama orada bırakmayıp daha ileri götürüyorlar. Günümüzde Doom Metal olarak bilinen türün ilk ayak seslerini çıkardıklarını söylemek de yanlış olmaz. Bu albümdeki tüm parçalar için geçerli değil elbette. Bir anda yumuşayıp Folk'a dönüş yaptıklarını görebiliyorsunuz. Bu eklektik anlayışla albümü baştan aşağı değişik bir yapıya büründürmeyi başarabilmişler. Yayınlandığı dönemde neden ilgi odağı olmadığına şaşırıyor insan.

Müzikal yapılarının karmaşık ama karışık olmadığını belirtelim. Değişik çok farklı tür ve tarza yaklaşan örnekler veriyorlar albümde. Ama bu bahsettiğimiz türleri birbiri içerisinde eriterek yapıyorlar bunu. Yani bir parça folk, diğeri Hard Rock filan değil. Bir parça içerisinde birden fazla türe yaklaşan sound'lar bulabiliyorsunuz. Doğal olarak bunu başarabilmenin anahtarı enstrümantalistlerin yaptıkları işte oldukça iyi olmalarından kaynaklı. Bu anlamda albümde en ufak bir aksama yok.

Tuhaf yaklaşımları seven, Psychedelic Rock ve Space Rock'ın ötesine geçip neler olduğunu merak eden, farklı türlerden beslenen ve hepsini aynı potada eritebilen ve bunların hepsini yaparken sizi değişik bir yolculuğa çıkarma yeteneğine sahip albümler ya da gruplardan hoşlanıyorsanız, Grail arşivinizde mutlaka bulunması gereken gruplardan biri. Tek albümlü efsaneler listemize de izin almadan girebilecek niteliklere de sahip.

GRAIL

Stan Decker / Bass, Gitar, Klavye
Dave Blake / Çello, Sitar, Flüt, Vokal
Chris Perry / Davul, Talking Drum
Paul Barrett / Lead Gitar, Klarinet, Vokal
Chris Williams / Lead Vokal, Autoharp

GRAIL

01. Power (7:25)
02. Bleek Wind High (4:35)
03. Day After (3:30)
04. Grail (4:55)
05. Camel Dung (5:06)
06. Sunday Morning (3:30)
07. Czechers / The Square (11:22)

3 Mart 2023 Cuma

Illusion / Out Of The Mist (1977)

Efsanevi Yardbirds macerasının ardından bir süre de Renaissance ile ilgilenen Keith Relf'in, post Renaissance grubu olarak kurduğu / kurmaya çalıştığı bir grup Illusion. Lakin Renaissance'ın ardından önce Medicine Head'e dahil olup arkasından da Armageddon'u kuran Relf'in ömrü bu projeye yetmedi. Tekrar Renaissance olarak birleşip yeni kayıtlara başlayacakları sırada, bir provada gitar amfisinden kaynaklı bir elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti. Grubun elemanları devam etme isteğiyle yola çıktılar. Bir yandan Renaissance albümleri devam ederken Relf'in uzun zamandır düşündüğü Illusion'ı da hayata geçirdiler.

Grup elemanları bir iki ufak farklılıkla hem eski hem de yeni Renaissance üyelerinden oluşuyordu. Hatta o kadar ileri gitmişler ki albümün daha ilk parçasından itibaren Illusion'da Renaissance havası hissetmeye başlıyorsunuz. Diğer taraftan bakıldığında da benzerlikleri olmasına rağmen yeni parçalarla yola devam eden bir grup olarak da alabilirsiniz UIllusion'ı.

İlk albüm Out Of The Mist'in ardından Illusion adında ikinci bir albüm daha yayınlıyorlar. Albüm başarılı olmasına rağmen ticari anlamda yeteri kadar etkili olamıyor. 1989 yılında ilk iki albüm sırasında kaydettikleri ve yayınlanmamış parçalar toplanıyor ve 3. bir Illusion albümü olarak raflardaki yerini alıyor. 2001 yılına gelindiğinde ise grup elemanları bir nevi reunion mantığıyla bir araya gelip Renaissance Illusion adıyla Through The Fire albümünü yayınlıyorlar. 1989 yılında yayınlanan Enchanted Carees'i bir kenara bırakırsak 2001 albümü de dahil olmak üzere albümler gerçekten de çok iyiler. 89 yılı albümündeki parçaların neden ilk 2 albüme alınmadığını da dinleyince rahatlıkla anlıyorsunuz. Albüm ortalamaya yakın bir albüm olsa da Illusion albümleri arasında açık ara en kötüsü.

Renaissance geleneğinden gelen grup Annie Haslam olmadan çok büyük işler başarabilirmiş gibi durmuyor başta. Her ne kadar Haslam kadar iyi bir vokal olmasa da Jane Relf de Illusion için yeteri kadar iyi denilebilir. Hem zaten Renaissance da dinlemiyoruz. Aynı kökenden gelen ve neredeyse aynı elemanlardan oluşuyor olsa da Illusion, Renaissance'ın bir replikası ya da uyduruk bir takipçisi değil. Aynı tarzda farklı bir grup.

ILLUSION

Jane Relf / Vokal
Jim McCarty / Vokal, Akustik Gitar, Vurmalılar
John Knightsbridge / Gitar
John Hawken / Piyano, Fender Rhodes, Mini Moog, Mellotron, Hammond Org, Harpsichord
Louis Cennamo / Bass
Eddie McNeil / Davul, Vurmalılar

OUT OF THE MIST

01. Isadora (6:58)
02. Roads To Freedom (3:55)
03. Beautiful Country (4:15)
04. Solo Flight (4:20)
05. Everywhere You Go (3:18)
06. Face Of Yesterday (5:45)
07. Candles Are Burning (7:10)

2 Mart 2023 Perşembe

Steamhammer / Reflection (1969)

İngiltere'de 1968 yılı sonlarına doğru kurulan Steamhammer 5 kişilik bir kadroya sahip. Blues Rock ile başladıkları serüven fazlasıyla Progressive etkiler içeriyor. İkinci albümde tarzlarına biraz Jazz katsalar da sonraki albümlerde yine Blues'a dönüyorlar. Grubu Progressive Rock içerisine ya da daha doğru tabir ile Crossover Prog içine dahil etmek de yanlış olmaz. Veya daha ileri gidip Progressive Blues ya da Blues etkileşimli Progressive gibi tanımlamalar da yapılabilir.

Daha kuruldukları ilk andan itibaren başarılı bir performans sergiliyor Steamhammer. Dönemin ünlü ve önde gelen Amerikalı Blues gitaristlerinden Freddie King'in 68 - 69 arasında İngiltere'de verdiği konserlerde ön grup olarak sahne alıyorlar. Tarzlarını geliştirmek için buldukları her fırsatta barlarda, publarda konserlere çıkıyorlar. Edindikleri deneyim onlara Columbia Records ile albüm anlaşmasını getiriyor. Hızla girdikleri stüdyodan aynı hızla çıkıyorlar ve ortaya konumuz da olan Reflection albümü çıkıyor. Albüm ticari olarak bir başarı elde edemiyor. Fakat grubun popülerleşmesinde büyük etkisi oluyor. Özellikle dönemin Batı Almanya'sında -ki Rock için gerçekten de büyük imhanlar sağlayan bir sahne o yıllarda- radyo listelerinde kendilerine yer buluyorlar. Hatta radyoda canlı bir performans sergileme şansını da yakalıyorlar.

Popülaritenin artmasıyla ikinci ve Jazz etkileri fazla olan Mk II albümü piyasaya çıkıyor. Mk II kaliteli bir albüm olmasının yanında ticari başarıyı da berberinde getiriyor. Grup 1970 ve 1972'de kaydettikleri 2 albümle efsanevi gruplar listesine (henüz oluşturmadığımız, hazırlıkları süren bir liste bu) giriyorlar. Sonra da dağılıyorlar tabi. Lakin grubun gitaristi Martin Pugh ve son albüm Speech'e konuk müzisyen olarak katılan Louis Cennamo, yine aynı albümün kayıtları sırasında Steamhammer'a çok fazla desteği olan Keith Relf ile yeni bir grup kurma yoluna gidiyorlar. Ortaya çıkan grup da Armageddon oluyor.

Steamhammer, İngiliz Blues anlayışının ikinci dalgasına dahil ediliyor. Reflection albümü de bu ikinci dalganın en iyi albümlerinden biri. Saf bir şekilde ama İngiliz tipi Blues içeriyor. İçine kattıkları flüt gibi enstrümanlarla da müzikal anlayışı biraz daha ileriye taşıyorlar. Gitarlar bazı noktalarda Jimi Hendrix'i hatırlatırken, Focus vari flütlerle birlikte güzel bir bileşim oluşturuyor.

STEAMHAMMER

Kieran White / Vokal, Armonika, Akustik Gitar
Martin Pugh / Lead Gitar
Martin Quittenton / Gitar
Steve Davey / Bass
Michael Rushton / Davul

REFLECTION

01. Water, Pt. 1 (0:52)
02. Junior's Wailing(3:18)
03. Lost You Too (3:28)
04. She Is the Fire (3:10)
05. You'll Never Know (3:27)
06. Even the Clock (3:49)
07. Down the Highway (4:28)
08. On Your Road (2:43)
09. Twenty-Four Hours (7:28)
10. When All Your Friends Are Gone (3:49)
11. Water, Pt. 2 (1:44)