14 Mart 2023 Salı

Culpeper's Orchard / Culpeper's Orchard (1971)

1969 yılında Kopenhag, Danimarka'da kurulan Culpeper's Orchard, dönemin Danimarkalı grupları arasında iyi bir yere sahip. 70'ler boyunca 4 albüm kaydetmiş olmalarına ve bu albümlerden sonuncusunun üçüncü albümden 5 yıl sonra kaydedilmiş olmasına rağmen gayet başarılı bir çizgide hareket etmişler.

Daha önce blog'a konuk ettiğimiz Day of Phoenix ile ortama giren İngiliz müzisyen Cy Nicklin, grupla 2 parça kaydettikten sonra ayrılır ve yeni grup olarak Culpeper's Orchard'ı kurar. 4 kişilik kadrosuyla fazlasıyla büyük bir potansiyele sahiptir grup. Hem verdikleri konserlerde hem de kaydettikleri ve konumuz olan ilk albümde çok büyük başarı kazanırlar. Albüm hem ticari başarıyı getirirken hem de müzikal anlamda fazlasıyla doyurucudur.

Tuhaf bir şekilde, dinledikçe Jethro Tull, The Beatles, Led Zeppelin gibi grupların izlerini fazlasıyla bulursunuz grupta. Ama bu kopyalamanın ötesine geçer ve kendi tarzlarını yaratırlar. Bahsi geçen grupları sadece andırmaktadırlar ama asla bire bir aynı değildirler. Tutturdukları bu frekansta devam ederler ve ikinci albümü yayınlarlar. O da en az ilki kadar başarılıdır. Belki biraz aşağıdadır ama o da sadece biraz işte.

Fakat ikinci albümün ardından grubun 2 üyesi ayrılır ve orijinal kadro yarı yarıya azalır. Buradan aldığı yetki ile Cy Nicklin belki de hayatının en saçma kararını vererek Country Rock'a çok yaklaşan bir üçüncü albüm kaydeder. Albüm gerçekten de gereksiz denilebilecek kadar kötüdür. Tabi bu Culpeper's Orchard açısından baktığımız zaman öyle. Diğer yandan bakıldığında ise türün iyi örneklerinden biri olarak kabul görebilir. Albümün yeteri kadar başarılı olmaması grubun havada asılı kalmasını sağlar. Uzunca bir süre sessiz sedasız kalırlar. Ta ki 1977 yılına kadar. O yıl ismi kısaltıp Culpeper olarak kullanırken son bir albüm daha kaydederler. Albüm fazlasıyla başarılı ve kalitelidir. Lakin grubun artık sonu da gelmiştir.

Eclectic Prog'un Danimarka'dan çıkmış en önemli temsilcilerinden biridir Culpeper's Orchard. Konumuz olan ilk albüm de bu türün en iyi albümlerinden biri olarak kabul edilebilir rahatlıkla. Arşivde olmazsa olmaz, dinlemezseniz pişman olacağınız türde bir albümdür.

CULPEPER'S ORCHARD

Cy Nicklin / Lead Vokal, Ritim Gitar, Akustik Gitar, Vurmalılar
Nils Henriksen / Lead Gitar, Akustik Gitar, Piyano, Harpsichord, Lead Vokal
Michael Friis / Bass, Org, Flüt, İki Parmak Piyano, Vurmalılar
Rodger Barker / Davul, Vurmalılar

Konuk Müzisyenler:
Birgitte Swarbrick / Performer (12)
Mette Holkenov / Performer (12)

CULPEPER'S ORCHARD

01. Banjocul (0:48)
02. Mountain Music Part 1 (6:28)
03. Hey You People (1:31)
04. Teaparty For An Orchard (6:13)
05. Ode To Resistance (5:54)
06. Your Song & Mine (5:35)
07. Gideon's Trap (5:45)
08. Blue Day's Morning (2:11)
09. Mountain Music Part 2 (7:26)

13 Mart 2023 Pazartesi

The Progress Organization / Barnodaj (1971)

1968 yılında Çekoslovakya'da kurulan The Progress Organization, ülkenin en iyilerinden biri olarak kabul edilir. Dünkü yazıda bahsedilen Modrý Efekt'ten sonra ikinci ırada geldiği rahatlıkla söylenebilir. Grubun kaderi dönemin pek çok Çekoslovak grubunun yaşadığı belirsizlik içerisinde dönüşümler ve değişimlerle geçmiştir. İlk albümün yayınlanmasının ardından ülkedeki rüzgarın yönünün değişmesiyle birlikte grup, adını önce Barnodaj'a sonra da Progres 2'ye çevirmiş ve öyle devam etmiştir. Daha bilinen adlarının Progres 2 olduğunu kabul etmek lazım.

Pavel Váně ve Zdeněk Kluka tarafından kurulan grup 3 yıl boyunca verdikleri konserlerde edindikleri deneyim ile albüm aşamasına geçiyorlar. Büyük zorluklarla hazırladıkları Barnodaj albümü hak ettiği tepkiyi hem dinleyenlerden hem de eleştirmenler almayı başarmıştı. Eleştirmenler albümü yılın en iyi albümü olarak tanımladılar. Fakat ülkedeki siyasi fırtınanın dinmek bilmeyen durumu The Progress Organization'ı da diğer gruplarda oluğu gibi olumsuz yönde etkilemişti. İngilizce isim kullanma yasağı gibi ucube bir durumla karşı karşıya kaldıklarından dolayı 1978 yılındaki ikinci albümü, ilk albümün adını kendilerine isim yaparak çıkarabildiler. Rudyard Kipling'in The Jungle Book kitabının bir esinlenmesi olan Maugli albümü de oldukça başarılıydı. 

Bir sonraki siyasi fırtınanın ardından da isimlerini, The Progress Organization'a atıf olarak Progres 2'ye çevirdiler. Bu isim ile kaydettikleri albümler daha etkili ve kaliteli bir hal almıştı. 80'li yılların dandik atmosferine rağmen o yıllar içerisinde iyi albümler kaydedebilen ender gruplardan biri oldular.

Konumuz olan Barnodaj albümü hem çıkış albümleri hem de 70'lerdeki en büyük başarılarıydı. Psychedelic Rock, Folklorik öğeler ve Klasik Müzik'ten etkilenen yapısıyla fazlasıyla eklektik bir görünüme sahipti. Doğal olarak albümü Eclectic Prog janrı içine dahil etmekte hiçbir sakınca yok.

Albümde enstrüman kullanımları oldukça iyi. önemin İngiliz gruplarını aratmıyorlar diyebiliriz. Arada aksayan tek şey parçalardaki vokal bölümlerinin Çek dilinde olması sanıyorum. Biraz etkisiz kalıyor müziğin içerisinde. Ama Fransızca'nın bıraktığı kötü etkiden daha fazlasını verdiği de ortada. Unutmadan, albümde çok değişik bir We Can Work It Out (The Beatles) yorumu var.

Barnodaj'da klavyelerin etkisi bir hayli fazla. Diğer enstrümanların hepsinin üstüne çıktığı anlar çok. Bu arada belirtelim, albüm kaydı sırasında orijinal grup 4 kişiden oluşuyor ama 15 kişilik bir konuk müzisyen kadrosu ve orkestra onlara eşlik ediyor.

THE PROGRESS ORGANIZATION

Pavel Váně / Elektrik gitar, İspanyol Gitar, Piyano, Org, Harpsichord, Tambourine, Vokal
Jan Sochor / Org, Piyano, Vokal
Emanuel Sideridis / Bass, Vokal
Zdeněk Kluka / Davul, Claves, Bonos, Shaker, Vokal, Telli Çalgılar ve Koro Yönetimi

Konuk Müzisyenler:
Jana Paulová / Vokal (4), Koro (6)
Jana Válková / Koro (6)
René Nachtigalová / Koro (6)
Zuzana Boříková / Koro (6)
Jan Čapoun / Trompet (4-6,10)
Václav Týfa / Trompet (4-6,10)
Zdeněk Sedivý / Trompet (4-6,10)
Ladislav Odcházel / Trombon (4-6,10)
Oldřich Koudela / Trombon (4-6,10)
Oldřich Průsa / Trombon (4-6,10)
Jaroslav Morkus / Flüt (6,11)
Vladislav Marek / Flüt (6,11)
Ales Čízek / Obua (6,11)
Otto Trnka / Obua (6,11)
Zdeněk Jares / Bariton Saksafon (8)
Smyčcový Orchestr Frantiska Javůrka / Telli Çalgılar
Frantisek Javůrek / Orkestra Yönetimi

BARNODAJ

01. Introdukce - Introduction (1:25)
02. Jako Hélios - Like Helios (3:50)
03. Ikaros - Icarus(2:25)
04. Strom - The Tree (3:45)
05. Argonaut (3:55)
06. Ptáčník - The Fowler (4:15)
07. We Can Work It Out (4:35)
08. Time (4:05)
09. I Feel Free (3:55)
10. A Lovely Day (6:30)
11. Good Bye (1:25)

12 Mart 2023 Pazar

Modrý Efekt & Jazz Q Praha / Coniunctio (1970)

Modrý Efekt
, 70'li yılların Çekoslovakya'sının en önemli grubu. Polonya için SBB, Macaristan için Omega neyse, Modrý Efekt de Çekoslovakya için o yani. Başlangıçta isimlerini Blue Effect olarak belirlemişler ama dönemin Demir Perde ülkelerinden birinde yaşıyor olmanın verdiği dezavantajla, hükümetin bu tip İngilizce isimlere onay vermemesinden dolayı grubun adını önce Modrý Efekt sonra da M. Efekt olarak kullanmak zorunda kalmışlar.

1968 yılında başlarında gitarist Radim Hladík'in bulunduğu bir grup genç tarafından kurulan grup 2 yıllık birlikte çalışmanın ardından albüm kaydetme aşamasına gelmişler. İlk albüm 1970 yılı başlarında Meditace adıyla yayınlanmış ve oldukça da başarılı bulanan bir albüm olmuş. Bir anda gelen popülarite ile birlikte Jazz Q Praha grubu ile birlikte ortak bir albüm kaydetmişler. Konumuz olan Coniunctio 1970 yılı sonlarına doğru yayınlanmış.

Bu başarılı albümün ardından da bir sürü kayıt yapıp yayınlamışlar. Özellikle 1974 sonrası albümler inanılmaz derecede iyi albümler olarak kaydediliyor. Albümlerin başarısındaki en önemli etken de hiç kuşkusuz Radim Hladík faktörü. Adam gerçekten alanında en iyilerden biri olarak gösteriliyor.

Coniunctio'da asıl grup olan Modrý Efekt 3 kişiden oluşuyor. Yukarıda ortak dedik ve albümün kapağında da adı yazılmış olsa da Jazz Q Praha bu albümde konuk müzisyenler olarak düşünülmeli. Zira parçaların hazırlık aşaması ve üretimi Modrý Efekt'e ait. Fakat Jazz Q Praha'nın da enfes müzikal anlayışı ile birleştirdiklerinde efsanevi bir albüm ortaya çıkmış.

Jazz Rock albümü olarak geçse de aslında bir Fusion albümü Coniunctio. Jazz ve Rock'ın enfes birleşiminden oluşuyor. Albümün tamamına kontrolüz bir kaos hakim. Atonal seslere gidecekmiş gibi görünüp farklı türlerin yansımaları ile belirgin bir yapı üzerinde ilerlemeyi tercih ediyorlar. Jazz öğeler fazlasıyla ağır basarken Rock müzikten coşkuyu da elden bırakmıyorlar. Bu tarz içerisinde dinleyebileceğiniz en iyi albümlerden biri olduğu su götürmez. Buna benzer başka bir albüm bulma şansınız da yok gibi. Fazlasıyla coşkulu, baştan çıkarıcı, tehditkar ve cüretkar. Her bir notadan sizi daha fazla ileriye götürüp geri getirmeyeceklermiş hissi uyandırıyorlar.

MODRÝ EFEKT

Radim Hladík / Gitar, Ses Efektleri
Jiří Kozel / Bass (1,2,4), Ziller
Vlado Čech / Davul (1,2,4)

Konuk Müzisyenler The Jazz Q Prague (1,3,4):
Martin Kratochvil / Piyano, Org, Trompet
Jiří Stivín / Flüt (solo 2), Hawaii Flütü, Piccolo, Alto Saksafon, Wood Blocks, Ses Efektleri
Jiří Pellant / Double Bass
Milan Vitoch / Davul, Harness Bells

CONIUNCTIO

01. Coniunctio I (19:15)
02. Návstěva U Tety Markéty, Vypití Sálku čaje / A Visit to Aunty Margaret for a Cup of Tea (6:00)
03. Asi Půjdem Se Psem Ven / Perhaps We'll Probably Take the Dog Out (7:15)
04. Coniunctio II (7:15)

11 Mart 2023 Cumartesi

Dashiell Hedayat / Obsolete (1971)

Dashiell Hedayat
bir grup değil, bir isim. Daniel-Louis Théron adlı bir Fransız müzisyenin takma adlarından biri. Lakin albümde fena bir grup müziği var ki bu da albüme konuk müzisyen başlığı ile katılan elemanlardan kaynaklanıyor. Elemanları tek tek saymakla bitmez, epeyce kalabalıklar ama kısaca Gong dersek pek çok kişinin ilgisini de çekmiş oluruz.

Théron, 1970 yılında ilk albümü çıkarıyor. La Devanture Des Ivresses adlı albümün kapağında müzisyen ya da grup adı olarak da Melmoth yazıyor. Enfes müzikler eşliğinde uzun metin okumalarından oluşan bir albüm. Bu tarz işleri sevmeyenler için iştah kabartıcı olmayabilir ama tarza ilgi duyanlar için de biçilmiş kaftan bir albümdür.

İlk albümün başarısı ile birlikte Théron ikinci albüm hazırlıklarına başlıyor. Bu dönemde de araları Daevid Allen iyi epeyce iyi. Doğal olarak Gong da işin içine dahil oluyor. Müzikler Gong'dan sözler Théron'dan geliyor. Yetmiyor albüme bir de Beat Kuşağı'nın en önemli isimlerinden William S. Burroughs da sesi ile katılıyor. Bu arada grubun adı Amerikalı polisiye roman ve senaryo yazarı aynı zamanda aktivist olan Dashiell Hammet'ın ismi ile İranlı yazar ve entelektüel Sadegh Hedayat'ın soy isminden geliyor.

Albüm ticari başarıdan çok sanatsal, estetik ve müzikal anlamda bir başarı olarak görülüyor. Gong dinleyenlerin, Gong bilenlerin çoğu albümü grubun en iyi albümlerinden biri olarak da adlandırıyor. Psychedelic Rock ve Space Rock semalarında gezinen albümün dili Fransızca. Başta bu durum itici gibi gelebiliyor insana zira ben de Fransızca'nın bu müzik türü için yetersiz kaldığını düşünenlerdenim ama Théron bu işin altından kalkmayı başarıyor. Dil hiç sorun çıkarmazken albümün bazı bölümlerinde ise tamamen bir gerekliliğe dönüşüyor.

Albümün ardından Théron Edebiyat'a yöneliyor ve kitaplar yazmaya başlıyor. Gong ise kariyerinin en iyi bölümünü yaşıyor. Burroughs ise Burroughs işte, o her zaman en iyilerden biri. :)

Obsolete albümü arşivde olmazsa olmaz parçalardan biri olarak görülebilir. Bazen bunaltıcı ve soluk bazen coşkulu ve korkutucu hale gelen yapısıyla gerçekten de büyük bir sanatsal deneyim, estetik patlaması yarattığını söyleyebiliriz.

DASHIELL HEDAYAT

Daniel Théron / Lead Vokal, Gitar Solo (1,4), Klavye, Tape

Konuk Müzisyenler:
Daevid Allen / Lead Gitar
Didier Malherbe / Saksafon, Flüt, Water Music
Christian Tritsch / Bass, Akustik Gitar
Pip Pyle / Davul, Gitar (4)
Gilli Smyth / Ses
William S. Burroughs / Ses
Sam Wyatt / Çocuk Sesleri (Robert Wyatt'ın oğludur kendisi)

10 Mart 2023 Cuma

Rainbow Band / Rainbow Band (1970)

Rainbow Band
'in genel tarihçesi konusuna daha önce Midnight Sun'ın 1971 tarihli albümü ile ilgili yazıda bahsetmiştik. Grup önce Rainbow Band adıyla kurulup 1 yıl sonra da Midnight Sun adıyla yoluna devam etme kararı alıyor. Bu kararın alınmasındaki en büyük etkinin aynı isimli bir Kanadalı grubun daha olması olduğunu da belirtmiştik.

İsim değiştirdikten sonra Jazz Rock ve Fusion'ın epeyce derinlerine doğru giden grubun bu ilk albümünde durum biraz değişik. Yine Jazz Rock ve Fusion'dan yola çıkıyorlar ama bir tarafıyla henüz olmamış, ham bir yapı varken (Midnight Sun ile karşılaştırıldığında elbette) diğer taraftan Psychedelic Rock'tan da beslenen Progressive Rock albümde kendini daha fazla hissettiriyor. Kullandıkları ses efektleri, etkileyici vokalleri ve atmosfer oluşturmaya müsait yapılarıyla Midnight Sun ile aralarına biraz mesafe bırakıyorlar.

Melodikleşmeye yaklaşan ama sanki bu tip tekrarlara düşmemek için çabalayıp yön değiştiren bir anlayışları var bu albümde. Her yeni bölümde farklı bir melodi geliştirmeye çalışıp, belirli bir yere geldikten sonra o melodiyi terk edip başkasına geçiyorlar. Bu anlamda melodik bir zenginlikten bahsedilebilir rahatlıkla. Ama melodilerin tam anlamıyla melodileşmemesi de insanı kararsız bırakıyor bu yorum hakkında.

Albümde enstrümanların kullanımı oldukça iyi. Özellikle Psychedelic'in bağrından kopup geldiği aşikar olan gitarlar ve ritim bölümü işlerini gerçekten de iyi yapıyorlar. Eğer sadece isim değiştirmemiş olsalardı, bu albümü de tek albümlü efsaneler kataloğumuza kaydedebilirdik.

Şimdi gelelim en can alıcı noktaya. Midnight Sun adıyla yayınlanan albüm Rainbow Band albümüyle aynı. Yani albümü alıp ikinci kez kaydedip tekrar ama farklı bir grup adı altında yayınlamışlar. Ki bu durumdan Midnight Sun ile ilgili yazıda da bahsetmiştik. Rainbow Band ile Midnight Sun arasındaki en büyük fark vokal değişikliği. Müzikal anlamda da epeyce bir değişiklik fark ediliyor ama Lars Bisgaard vokalinden Allan Mortensen'e geçiş gerçekten keskin ve değişik olmuş. Yerinde olmuş diyemiyorum zira ben Lars Bisgaard versiyonunu daha çok seviyorum. 

Yine de 2 grup arasında kararsız kalmak, hangi albümün daha iyi olduğuna karar vermek gerçekten de zor. Kişisel müzik tercihinize göre yakın bulduğunuzu benimseyebilirsiniz. 

RAINBOW BAND

Peer Frost / Gitar
Carsten Smedegaard / Davul
Bent Hasselmann / Üflemeliler
Lars Bisgaard / Vokal
Bo Stief / Bass
Niels Bronstad / Piyano

RAINBOW BAND

01. Where Do You Live (4:25)
02. King of the Sun (5:04)
03. Nobody / B.M. (7:47)
04. Where Are You Going to Be? (2:49)
05. Living on the Hill (14:14)
06. Rainbow Song (3:50)

9 Mart 2023 Perşembe

Bloodrock / Bloodrock (1970)

Amerika'dan çıkan grup çok da Texas'tan çıkanların sayısı özellikle kaliteli olanların sayısı bir hayli az. Bloodrock kaliteli olanların başında geliyor diyebiliriz. Grup ilk olarak 1963 yılında bir araya geliyor ve kendilerine isim olarak The Naturals'ı seçiyorlar. 3 yıl boyunca konserlerde ve barlarda çalıyorlar. Epeyce ünlü olup single bile yayınlıyorlar. 1966 yılında ise grubun adını Crowd +1 olarak değiştirip bir 3 yıl da öyle takılıyorlar. 1969 yılına gelindiğinde ise Grand Funk Railroad'un menajeri Terry Knight grubu dinliyor ve başarılı olacaklarına inanıyor ama bu isimle olmaz o iş kabilinden bir hareketle grubun adını Bloodrock olarak koyuyor.

Grupla aynı adı taşıyan ilk albüm 1970 yılında kaydedilip piyasaya sürülüyor. Ticari açıdan, ardından gelen ikinci albüm daha başarılı olsa da, ilkinin yanında sönük kalıyor. Zira ilk albümdeki saf, katışıksız Hard Rock anlayışı ikinci albümde yerini daha popülarite kaygısı güden bir yapıya dönüşüyor. Ha temelde bütün albümleri için geçerli olan bir şey var, hiçbiri muhteşem, enfes, efsane gibi kelimelerle tanımlanamaz ama ilk albümün verdiği duygu diğerlerine oranla daha iyi.

İlk albüme artı değer olarak James Rutledge'ı da eklemeden geçmeyelim. Kendisi grubun ilk albümde hem vokali hem de davulcusu. Lakin Terry Knight'ın ısrarları üzerine grupla yollarını ayırmak zorunda kalıyor. Sonraki albümlerde vokal konusunda sorun yaşamasalar da Rutledge'ın ilk albümdeki ağır ruhu belirlediğini söylemek yanlış olmaz. Buradan bakıldığında, menajerler e yanlış yapabiliyormuş demek ki diyor insan.

Bloodrock, blogda paylaştığımız diğer gruplarla aynı ayarda bir grup değil. Ama Rock müzik tarihi içerisinde de kendine yer bulabilen bir grup olduğu için bloga almakta sakınca da yok. Her zaman en iyileri koymak lazım diye bir düşüncemiz de yok sonuçta. Ortalamanın üzerinde olmaları, hakkını vererek kendilerine has bir Hard Rock anlayışı oluşturmayı başarmış olmaları yeterli.

En azından, dinlemeye başlarken ne bekliyorsanız karşılığını veriyor size Bloodrock. Coşkulu, agresif ve sert bir şekilde anlatıyor derdini. Özellikle yaz günlerinde dinlenilmesi tavsiye edilir. Üstüne bir de yoldaysanız, alacağınız keyif daha da fazlalaşır.

BLOODROCK

James 'Jim' Rutledge / Lead Vokal, Davul
Lee Pickens / Lead Gitar, Vokal
Nick Taylor / Gitar, Vokal
Ed Grundy / Bass, Vokal
Stevie Hill / Klavye, Vokal

BLOODROCK

01 - Gotta Find a Way 6:31
02 - Castle of Thoughts 3:26
03 - Fatback 3:20
04 - Double Cross 5:18
05 - Timepiece 5:57
06 - Wicked Truth 4:45
07 - Gimmie Your Head 2:42
08 - Fantastic Piece of Architecture 8:45
09 - Melvin Laid an Egg 7:25

8 Mart 2023 Çarşamba

Night Sun / Mournin' (1972)

En ağır ve sert seslerin Black Sabbath tarafından üretildiği dönemde hemen arkalarından, ikinci sırada gelmelerinde sakınca olmayan Night Sun, 1970 yılında Almanya'da kurulmuş. 3 yıl gibi bir süre aktif kalmışlar ama sonra bir anda dağılmışlar. Yüksek ihtimalle albümün ticari başarısızlığının bunda payı büyüktür. Anlaşıldığı üzere grup hakkında bilgimiz sınırlı. Mannheim, Heidelberg'de kurulduklarını, grup elemanlarını ve tek albümlerini biliyoruz hepsi o. Lakin albüm o kadar iyi ki sık sık bahsettiğimiz tek albümlü efsaneler listesine açık ara önde girebiliyor.

Almanya'da kurulmuş olmalarından, Alman Psychedelic yaklaşımını benimsemiş olmalarından kaynaklı olarak Krautrock içerisine dahil ediliyor Night Sun. Daha açıklayıcı ve yerinde bir kategorilendirme yapmak niyetinde olursak da Heavy Progressive Rock içerisine dahil etme mecburiyetimiz doğuyor. Çünkü beslendikleri kaynaklardan aldıklarını aynen kullanmayıp, kendi süzgeçlerinden geçirilmiş şekilde yorumlarken bayrağı epeyce bir miktar da öne doğru taşıyorlar.

Mournin' albümünde enstrüman kullanımları had safhada iyi. Parçaların içinde bildiğiniz bir savaş durumu hasıl oluyor sürekli. Enstrümanlar birbiri ile yarışıp, birbiri ile kapışıyorlar sürekli. Hangisinin öne çıktığını, hangisinin daha iyi olduğunu söylemek de anlamak da çok zor. Fena halde uyumlu bir şekilde çalıyorlar. Üstüne bir de yeteneklerini konuşturan bir vokal olunca albüm enfes bir hal alıyor.

Yetenekli müzisyenlerin oluşturduğu bir grup yani Night Sun. Hatta grubun dağılmasından sonra bass gitarist Bruno Schaab'ın Guru Guru'ya, Knut Rössler'in ise önce Orexis ardından da Chameleon'a katılmış olması sürpriz değil. 

Başta Black Sabbath'ın adını verdik ama temelde Night Sun'ın müziği, Deep Purple'dan türetilmiş ve Proto-Metal'e doğru süzülen bir havası var. Döneminin çok ötesinde bir işe imza atmış olduklarının farkına varamamış olacaklar ki albümden 1 yıl sonra dağılmışlar. Buna rağmen arkalarında bıraktıkları tek albümle muhteşem bir etki de bırakmış oldukları ortada. Günümüzde sınırlı şekilde enstrümantasyon kullanan gruplardan oluşan güruha tokat niteliğinde, hem de 50 yıl öncesinden gelen bir albüm Mournin'. Başına Heavy ibaresi koyabileceğiniz her tür müziğin bol enstrüman kullanımıyla muhteşem bir hale gelebileceğinin göstergesi.

NIGHT SUN

Bruno Schaab / Vokal, Bass
Walter Kirchgassner / Gitar
Knut Rossler / Org, Piyano, Trompet, Fagot
Ulrich Staudt / Davul

MOURNIN'

01. Plastic Shotgun (2:34)
02. Crazy Woman (4:22)
03. Got A Bone Of My Own (7:45)
04. Slush Pan Man (4:25)
05. Living With The Dying (5:31)
06. Come Down (5:48)
07. Blind (4:24)
08. Nightmare (3:16)
09. Don't Start Flying (3:07)

7 Mart 2023 Salı

Country Lane / Substratum (1973)

Heavy Progressive Rock
'ın İsviçre'deki en önemli temsilcilerinden biri hatta belki de en önemlisi olarak sayabileceğimiz Country Lane, fazla bilinen Substratum albümüne rağmen öne çıkamamış, hakkında çok az bilgiye sahip oluğumuz gruplardan biri. 1972 yılı dolaylarında kuruldukları, epeyce bir konserde sahne aldıkları, efsanevi bir albüm kaydettikleri ve dağıldıkları dışında başkaca bilgi bulmak olukça zor.

Bulundukları bölge itibariyle Krautrock'a daha yakınlarmış görüntüsü olsa da aslında Country Lane, İngiliz tipi Rock üzerine yoğunlaşıyor. Grubun müzikal anlayışında açıkça görülen Deep Purple ve Uriah Heep izleri albümün de her yerine yayılmış durumda. Melodik bir yapıya sahip olan müziklerinde destansı parçalar bulunmakla birlikte vodvillere öykünen mizahi parçalar da kendine yer bulmuş. Kesinlikle Alman ekolünden ve Krautrock'tan olabildiğince uzaktalar. İngiliz tarzından beslenen ama kendilerine has bir yapı oluşturabilmiş gruplardan aynı zamanda.

Bazı eleştirmenlerce Nektar ya da Frank Zappa gibi isimlerle karşılaştırılma yanlışına da düşüldüklerini belirtelim. Evet, Psychedelic Rock'tan çok fazla iz mevcut Country Lane müziğine. Lakin Zappa ya da Nektar gibi değiller. Onlardaki karmaşık yapılar Country Lane'de çok fazla bulunmuyor. Grup az önce de bahsettiğimiz üzere daha melodik bir havada. Bunu bile isteye seçtikleri de açıkça görülüyor. 1970 - 1973 arası dönemin Progressive Rock için büyüme evresi olduğu ve bu evredeki gelişmelerin, müzikal anlayışların bir hayli ilerlediği düşünüldüğünde Country Lane daha geriden geliyor. Teknik ile alakalı olmayan sadece bakış açısıyla anlaşılabilecek bir durum gibi geliyor bu.

Piyasadaki bütün gelişmişliğe rağmen erken dönem Deep Purple tarzına yakın bir tarz kullanmak, Progressive Rock olduğu halde Proto Prog gibi görünmek grubun kendi tercihi olmalı. Zira albümde bu yönde herhangi bir eksiklik ya da yanlışlık göze çarpmıyor. Tam da istedikleri şeyi yapmışlar gibi duruyor.

Sebepleri ne olursa olsun, belki tercih belki de becerememişlerdir, bilemiyorum ama Country Lane, özellikle de İsviçre'den çıkmış gruplar içerisinde özel bir yeri hak ediyor. Tek albümlü efsaneler listemize istemeden bile girebilecek yeteneğe, kaliteye ve bakış açısına sahipler.

COUNTRY LANE

Raymond Amey / Gitar, Synthesizer, Vokal
Olivier Maire / Org, Piyano, Spinet, Vokal
Jean-Francois Donze / Davul
Giancarlo Duella / Bass
Freddy Von Kaenel / Ritim Gitar, Banjo

SUBSTRATUM

01. With A Sweet Whistle To My Ears (6:21)
02. It's Only Your Memory Playing Just The thought of a First Love (2:36)
03. Substratum (1:47)
04. In the Morning Sun (3:26)
05. Good Old Time (2:36)
The Disgusting Story of the Captain Bloom
06. Song To Ivan (7:00)
07. Letter to a Friend (7:39)
08. Captain Bloom (2:39)
09. Lilliput's Safari (2:16)

6 Mart 2023 Pazartesi

Abstract Truth / Silver Trees (1970)

Güney Afrika Cumhuriyeti'nden çıkma Abstract Truth, kısa sürede efsaneleşen ve bir anda da ortadan yok olan grupların belki de en başında geliyor. Fena halde üretken olan grubun, aynı yıl içerisinde çıkmış 2 stüdyo albümü bir de toplaması bulunuyor. 

Hepsi farklı gruplarda çalan bir grup müzisyen bir şekilde birbirlerini buluyorlar ve 1969 yılında Durban şehrindeki Palm Beach Hotel'in içindeki Totum isimli barda, oryantal dans gösterisinin arkasında çalacak bir grup olarak işe alınıyorlar. Abstract Truth adıyla çıktıkları bu barda epeyce ün kazanıyorlar. 5-7 saat arası süren programın ardından tüm elemanlar dağılıp asıl çaldıkları gruplarla birlikte bir de konserlere çıkıyorlar. Yorucu geçen bu tempolu çalışmanın ardından albüm anlaşması için imza atmayı başarıyorlar.

İlk albümün adını, hem çıkış yapmalarını kolaylaştıran bara saygı duruşu niteliğinde hem de parçaların çoğunu başka fırsat bulamadıkları için burada kaydetmiş olmalarından dolayı Totum olarak belirliyorlar. Albümün yayınlanmasının hemen ardından da ikinci albümün kayıtlarına başlıyorlar. Silver Trees'in hem parçaları kısa sürede yazılıyor hem de kısa sürede kaydediliyor. İki albümle birlikte daha da popülerleşiyorlar. Tabi dönemin baskıcı rejimini düşününce bunun hem kısıtlı bir çevrede olduğunu hem de aslında çok büyük bir başarı olduğunu belirtmeden geçmeyelim.

Grup o kadar çok ilgi görüyor ki 1970 yılı bitmeden 3. albüm olan toplama albümü piyasaya sürüyor yapımcı firma. Kısıtlı imkanlarla çıktıkları konserlerin ardından, 1971 yılında herhangi bir açıklama yapmadan da dağılıyorlar. 

Abstract Truth'un müziğinde kendine has bir anlayış hakim. Blues, Jazz, Folk ve Rock standartları ile Doğu müziğinin ritmik pasajlarını birleştirerek Indo-Prog'un enteresan ve nev-i şahsına münhasır gruplarından biri oluyorlar. Grubu yapısal olarak olmasa da anlayış olarak Traffic ve Jade Warrior ile karşılaştıranlar var. Yaptıkları müzik, bahsi geçen her iki gruptan da oldukça farklı. Ama, belirli bir türe sıkışmadan, işi fazlasıyla World Music'e doğru götüren bir anlayışları var ki aynı şeyi Jade Warrior ve Traffic için de rahatlıkla söyleyebiliriz. Enstrüman yetenekleri olarak da en az bu iki grup kadar iyi olduklarını söylemeyi de unutmayalım.

ABSTRACT TRUTH

Ken E Henson / Gitar, Vokal
Peter Measroch / Piyano, Org, Flüt, Klavsen, Vokal
George Wolfaardt / Bass, Flüt, Davul, Vokal
Sean Bergin / Flüt, Saksafon

SILVER TREES

01. Pollution  (3:14)
02. All The Same (3:18)
03. Original Man  (3:37)
04. Silver Trees (8:21)
05. In A Space (3:55)
06. Moving Away  (3:00)
07. Two  (2:53)
08. Blue Wednesday Speaks  (4:14)
09. It's Alright With Me  (3:09)

5 Mart 2023 Pazar

Vildkaktus / Vindarnas Vägar (1971)

1970 yılında Stockholm, İsveç'de kurulan Vildkaktus'un kökeni Kraliyet Akademisi'nde müzik eğitimi alıp Jazz müzisyenliği yapmış, sonra da müzik öğretmenliğine başlamış Gösta Nilsson'a dayanıyor. Müzikal anlayışları birbirine az çok uyum sağlamış öğrencileri ile birlikte bir grup kurmaya karar veriyorlar ve adını da Vildkaktus koyuyorlar. Grubun bir diğer önemli ismi Olle Nilsson ise 1965 - 1968 yılları arasında popüler olmuş 14 isimli Beat Pop grubunun gitaristiydi. Vildkaktus'ün müzikal anlayışı da bu iki kişinin, Gösta'nın Jazz yeteneği ve Olle'nin Beat müziği arasında karşıtlığa dayanıyor. Olle'nin Beat geçmişi sayesinde daha Pop'a doğru kayıyor gibi görünseler de aslında yaptıkları müziği yumuşatan bir yapı olarak düşünmek daha doğru.

Bu arada Vildkaktus'un en önemli yanı kendilerinden sonra daha da başarılı olan Ibis grubunun temeli olmalarından geliyor. Uluslararası arenada da oldukça başarılı olan Ibis, İsveç'in de öne çıkan gruplarından biri. 

Vildkaktus, ilk albüm Tidsmaskinen'in 1970 yılında yayınlanmasından hemen sonra belli bir popülarite elde ediyor. Sahne aldıkları konserlerde oldukça başarılı performanslar sergiliyorlar. Konumuz olan ikinci albüm Vindarnas Vägar kayıtlarına başlamadan hemen önce hem yapım şirketini hem de grubun bazı elemanlarını değiştirdiler. İlk albümden farklı olarak bu kez gruba Saksafon ve Flüt de dahil olmuştu. Jazz'dan yola çıkan bir Progressive Rock anlayışıyla hareket etmeye daha çok yakınlaşmışlardı böylelikle. 1972 yılında çıkardıkları albümle birlikte de Vildkaktus macerasının sonuna geldiklerini, ama müzik yapmaya devam edeceklerini ve yeni grubun adının Ibis olduğunu duyurdular. Bu kararla birlikte daha geniş bir alanda hareket imkanına da sahip oldular.

Vildkaktus, İsveç'in ilk İsveççe Rock müzik yapan gruplarından biri olarak biliniyor. Tarzları dönemin ağır Progressive'inin yanında, yukarıda da bahsettiğimiz gibi biraz hafif kalıyor gibi görünebilir. Ama yine dediğimiz gibi Beat müziğinden de besleniyor grup. Jazz'ın uzun pasajları grubun her parçasında rahatlıkla gözlemleniyor. Yalnız buna daha melodikleşmeye başlayan, ritmi belirli bir seviyenin üzerinde tutan Beat anlayışı eklendiğinde kendilerine has bir yapıya kavuşuyorlar.

Albümü ya da Vildkaktus'ü beğenmeyebilirsiniz belki. Ama kendilerine has bir müzikal anlayış yaratma konusunda oldukça başarılı olduklarını da göz ardı edemezsiniz.

VILDKAKTUS

Tommy Johnsson / Bass, Vokal
Ali Lundbohm / Davul
Gösta Nilsson / Piyano, Org, Vokal
Olle Nilsson / Gitar, Vokal
Leif Rundqvist / Saksafon, Flüt, Vokal

VINDARNAS VÄGAR

01 - Moralens mjuka möbler 3:39
02 - Släck ljuset 6:50
03 - Vindarnas vägar 2:54
04 - Gångstig från Uppland 4:18
05 - En från februaribaksidan 3:32
06 - Ryck aldrig upp en blomma 4:39
07 - Skrynkliga kläder 3:56
08 - Våra cyklar 7:20