4 Ağustos 2023 Cuma

Bead Game / Welcome (1970)

Boston, Amerika'da kurulan Bead Game çok fazla bilinen bir grup olmasa da Amerika'nın en iyilerinden biri demek yanlış bir tanımlama olmaz. Dönemin pek çok Amerikalı grubu gibi onlar da sırtlarını Psychedelic Rock'a dayamışlar. Ama orada bırakmayıp değişik, karmaşık ve dinamik bir yapıya büründürerek Progressive Rock semalarında gezinmeye başlamışlar.

Grubun başarılı bir albüm kaydetmesi çok bir işe yaramamış ama. Kısa bir süre sonra ikinci albüm olan Baptism'in kayıtları bittikten hemen sonra dağılmışlar. Albüm ancak 44 yıl sonra CD formatında yayınlanabilmiş. En az ilki kadar başarılı bir çalışma olduğunu söyleyelim.

Adı Hermann Hesse'nin aynı adlı romanından geliyor grubun. Doğal olarak hem grubun hem de albümün fikirleri içerisinde Doğu maneviyatı ağır basıyor. Türleri birbirine karıştırırken bu maneviyatın da etkili olduğu açık şekilde görülüyor. Psychedelic Rock'ı ilerleterek biraz popüler daha fazla karmaşık hale getirirken bunu bir de fena halde coşkulu şekilde yapıyorlar. Ortaya da Crossover Prog diyebileceğimiz bir yapı çıkıyor.

Belirtmeden geçmeyelim, Grubun davulcusu Jim Hodder, Bead Game'in dağılmasının hemen ardından Jeff "Skunk" Baxter'in daveti ile yeni kurulmakta olan Steely Dan'e katılıyor ve grubun ilk üç albümünde yer alıyor. İyi müzisyenler kendilerine çabucak yer buluyor yani. Ha bir de Bead Game'deki ritimlerin Steely Dan'dekilerle benzeşmesinin sebeplerinden biri de Jim Hodder doğal olarak.

Başta da bahsettiğimiz gibi sınırlarını zorlamış olan gruplardan biri Bead Game. Ellerindeki ile yetinmeyip daha fazlası için uğraşmışlar. Ortaya çıkan sonuç da Welcome albümü olmuş. Albüm pek çok farklı tür ve tarzdan etki içerirken kendine has bir yapıya da sahip. Sağlam gitar riffleri duyduğunuzda gaza geldiğiniz gibi kısa süre sonra değişen rüzgarla birlikte bir anda ayaklarınız yere basmaya başlıyor. Grubun ritim bölümü gerçekten de sağlam. Neyi ne zaman değiştiğini anlamakta güçlük çekeceğiniz şekilde anlık ritim değişiklikleri yapabiliyorlar. Fazlasıyla yaratıcı ve sıkıcı olmaktan çok uzaklar.

Bazı kaynaklarda bir tür Funk Rock yaptıkları söylense de pek aldırış etmemek gerekiyor buna. Zira hiç alakaları yok. Evet, farklı tarzlardan etki içerdiklerini söyledik ama bu sadece müzikal tarzları üzerindeki ufak soslardan ibaret. Temelde yaptıkları müzik Funk Rock olarak adlandırılamaz.

Yazın sıcak günlerinde sizi serinletmese de en azından aklınızı bir miktar başınızdan alacak kadar iyi bir grup ve albüm. Dinlemekte fayda var.

BEAD GAME

K. Westland Haag / Gitar, Vokal
Jim Hodder / Vokal, Davul
Robert Gass / Klavye
Lassie Sachs / Bass
John Sheldon / Gitar

WELCOME

01. Punchin Judy (5:12)
02. Lady (4:22)
03. Wax Circus (4:29)
04. Mora (4:20)
05. Natural Song (3:55)
06. Country Girls (2:36)
07. Amos n' Andy (4:47)
08. Slipping (8:23)

3 Ağustos 2023 Perşembe

Drugi Način / Drugi Način (1975)

Daha önce bloga konuk ettiğimiz Nepočin'de, grubun öncülü olan Drugi Način'den de bahsetmemiz gerektiğini söylemiştik. Aslında işin en başında Zlatni Akordi isimli grubun olduğunu söyleyelim. Bir süre bu isimle demo kayıtlar yapan grup elemanları 1973 yılında sağlam bir 45'lik ile piyasaya çıkıyorlar ve yaptıkları işin bir karşılığı olduğunu görüyorlar. Albüm kaydı için çalışmalara başlıyorlar ve 1975 yılında ilk albümlerini kaydedip yayınlıyorlar. Kaliteli ve başarılı bir albüm olmasına rağmen grubun bir arada kalmasını sağlayamıyor ve dağılıyorlar. Grup elemanlarından bazıları Nepočin'i kurarken diğerleri farklı yönlere savruluyorlar.

80'lerin başında yeniden bir araya gelip albüm kaydetseler de istedikleri başarıyı elde edemiyorlar. 1992'de bir kez daha şansların deniyorlar ve yine olmuyor. 2016 yılında son bir atım daha yapıyorlar ve neredeyse ilk albüm kadar kaliteli bir iş çıkarıyorlar ortaya. Lakin ticari başarının gelmediği yerde devam etmeye de gerek kalmıyor gibi görünüyor.

Zagreb, Yugoslavya'da (bugünkü Hırvatistan'a denk geliyor) kurulan grubun adı Federico Garcia Lorca'nın bir şiirinden geliyor ve başka bir yol manasını taşıyor. Grubun müziği ve tarzı düşünüldüğünde isim gerçekten de tam oturuyor. Bir anda öne çıkıp parlamaya başlayan grubun 70'lerdeki bu ilk ve tek kaydı dönemin Yugoslavya'sı için üst düzeyde albüm olarak görülebilir. Bunun gibi birkaç albüm daha rahatlıkla sayabiliriz. Bu nedenle de en iyilerden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Aşk ve yalnızlık teması üzerine şekillendirilmiş bir konsept albüm Drugi Način. Hatta o kadar iyi kurgulamışlar ki parça isimlerini birleştirilmiş şekilde okuduğunuzda "Yine avucumda yalnızlık imparatorluğu, sarı yaprağa ve eski şehre yağmur yağmaya devam etti" gibi bir cümle ortaya çıkıyormuş. Aşk ve yalnızlık teması üzerine kurulu olduğunu düşündüğümüzde güzel bir atış yaptıkları ortada.

Yugoslavya'nın o dönem çıkardığı Progressive Rock işlerinin klasiklerinden biri olarak görülen albüm Heavy Progressive Rock üzerine yoğunlaşıyor. Bazı noktalarda Uriah Heep'i fena halde hatırlatmakla birlikte kendilerine ait bir tarzları olduğu da apaçık bir şekilde görülüyor. David Byron vari bir vokal tekniği kullanmaları da albüme güzel bir etki katıyor. Diğer taraftan sert gitar riffleri yanında solo flütler ile Jethro Tull'u da hatırlatmıyor değil.

DRUGI NAčIN

Halil Mekic / Gitar
Željko Mikulcic / Bass
Boris Turina / Davul
Branko Pozgajec / Vokal, Flüt
Ismet Kurtovic / Vokal, Flüt, Gitar

DRUGI NAčIN

1. Opet (03:24)
2. Carstvo Samoce (03:43)
3. Na Mom Dlanu (11:15) 
4. Lile Su Kise (04:16)
5. Zuti List (05:55)
6. Stari Grad (07:34)

2 Ağustos 2023 Çarşamba

Procession / Frontiera (1972)

Hak ettiği yeri bulamayan, hak ettiği ilgiyi göremeyen gruplardan biri Procession. 1971 yılında Torino, İtalya'da kurulmuşlar. Kısa bir süre sonra albüm anlaşması yapıp (hem de Quella Vecchia Locanda'nın da ilk albümünü yayınlamış olan olan Help ile) kayıtlara başlamışlar. Frontiera ortaya çıktığında ticari olarak büyük başarı elde edemese de idare edecek kadarını vermiş gruba. Daha da önemlisi grubun öne çıkan gruplardan biri olmasını sağlamış.

2 yıllık bir aranın ardından da neredeyse tamamen farklı bir kadro ile ikinci albümü kaydedip yayınlıyorlar. İkinci albüm ilkinden farklı olarak Jazz'a doğru yöneliyor. Ama bu albüm de ticari olarak başarı kazanamıyor.

Her iki albümde de aradığını bulamayan grup dağılıyor doğal olarak. Fakat bu hiç de (grubun her iki formasyonu için de geçerli) hak ettikleri bir durum değil.  Kaldı ki çıktıkları konserlerde hem başarılı performanslar sergiliyorlar hem de çok fazla dinleyicinin önünde yer alıyorlar. Yine de yetmemiş işte.

İlk albümün öncesinde Torino'da yükselen bir değer haline geliyorlar. O kadar hızlı yükseliyorlar ki Villa Pamphili Festivali'nde sahne alıyorlar ve 50.000 kişilik bir dinleyici kitlesinin önünde çalıyorlar. Bu festivalde gösterdikleri başarılı performans onlara albüm anlaşmasını getiriyor.

Rock Progressivo Italiano'nun (RPI) iyi örneklerinden biri olan Procession, Hard Prog olarak tanımlanabilecek bir tarzda çalıyor. Grubun yetenekli ve yaratıcı 2 gitaristi var. Bu nedenle de gitar odaklı bir Hard Prog ile karşı karşıya kalıyoruz. Gianfranco Gaza'nın nefis vokalleri de bu işleyişi süslüyor. Üstüne bir de bu ikili gitarlar arasına arsız bir şekilde giren mandolin dinleyiciyi Akdeniz'in sıcak ve sevimli yapısı içerisinde sürüklemeye başlayınca güzelliğini tanımlamakta zorlanacağınız bir albüm ortaya çıkıyor.

Frontiera'da tuhaf olan ya da kulağa tuhaf gelen bazı şeyler de yok değil. Özellikle tam olgunlaşmamış hissi veren ve ham diye nitelendirilebilecek bölümler bulunuyor. Fakat bunu bile isteye yaptıklarını da anlıyorsunuz. Çünkü içine yaydıkları melodik bölümler ve seslerle bütünleştirip ham gibi görünen ama estetik şekilde işlenmiş bir hale getiriyorlar. Flüt ve armonika bölümleri ise hepsinin üzerinde güzel bir sos gibi görünüyor.

PROCESSION

Gianfranco Gaza / Lead Vokal, Armonika
Roby Munciguerra / Elektrikli GitarAkustik 12 Telli Gitar
Marcello Capra / Elektrikli Gitar, Akustik 6 Telli Gitar
Angelo Girardi / Bass, Elektrikli Mandolin
Giancarlo Capello / Davul, Vurmalılar

FRONTIERA

01. Ancora Una Notte (5:24)
02. Uomini E Illusioni (2:42)
03. Citta Grande (5:15)
04. Incontro (2:43)
05. Anche Io Sono Un Uomo (3:59)
06. Un Mondo Di Liberta (8:41)
07. Solo 1 (3:29)
08. Un'Ombra Che Vaga (5:09)
09. Solo 2 (2:10)

1 Ağustos 2023 Salı

Kedama / Live At Sunrise Studios (1976)

Geçmişi ve geleceği uzun olsa da çok fazla öne çıkamamış bir grup Kedama. 1971 yılında İsviçre'de kurulmuş. 1972 yılında grup mantığı ile çalmaya başlamışlar. 1973 yılında Sunrise Studios adındaki bir kayıt stüdyosunun düzenlediği yarışmayı kazanarak büyük bir başarı elde ediyorlar. Zira stüdyonun düzenlediği bu yarışmanın ödülü stüdyoda canlı ve ücretsiz bir kayıt yapma fırsatı kazandırıyor onlara.

1976 yılında bu kayıt gerçekleştiriliyor. Canlı bir kayıt olarak oldukça beğenilen albüm gruba bir miktar tanınma şansı da yakalatıyor. Çıktıkları lokal konserlerin ve barların ardından 1978 yılında bir anda dağıldılar. Müzik endüstrisinin ve ihtiyaçların değişmesinden kaynaklı dinleyiciler artık konserleri çok fazla tercih etmiyorlardı. Doğal olarak bu da grubun ticari başarı elde etmesini zorlaştırıyordu. İkinci bir albümün hayalini dahi kuramaz duruma gelmişlerdi. 1978 yılında verdikleri son konserde dinleyici sayısı 30'u geçmeyince yapabilecekleri bir şeyin olmadığını anlayarak grubu tarihe gömüyorlar.

1999 yılında ilk albümün CD formatında yayınlanmasına kadar Kedama bir daha ortalıkta görünmüyor. Ondan sonra da durmak bilmiyorlar. Birbiri ardına albüm kayıtlarına girişiyorlar. Lakin albümlerin hiçbiri herhangi bir yapım firması tarafından üstlenilmediği gibi dağıtıma da vermiyorlar. Sınırlı sayıda ve kendi imkanları ile kaydedip yayınladıkları albümleri bulmak çok kolay da değil artık.

Grubun 70'li yıllarda kaydedip yayınladığı tek albüm olan Live At Sunrise Studios, hemcanlı performans hem de Crossover Prog örneği olarak oldukça iyi. Progressive Rock'ın biraz popülerleşme gösterdiği dönemin hemen ardından ve daha popüler hali diyebileceğimiz bir tarzda albüm kaydetmiş olmaları onlara çok büyük başarılar ya da olanaklar tanımamış. Tek albümle kalmış olmalarına rağmen albümdeki parçalar, coşkulu yaratıcılık ve kendi halindelik fazlasıyla etkileyici.

Live At Sunrise Studios'un orijinal halinde 4 parça bulunuyor. Daha sonra yayınlanan CD versiyonunda ise çeşitlilik arttırılmış ve Bonus parçalar eklenerek daha doyurucu bir hale getirilmiş. İlk 4 parçadan sonrası da grubun tarzını anlatmakla birlikte aradaki kopukluklardan dolayı bir miktar aşağıdan seyrediyor.

Yoğun ve karmaşık bir yapısı var albümün. Sıkıcı olmaktan uzak bir karmaşa elbette. Canlı kayıt olmasından kaynaklı ve temelde doğaçlama konusunda yeteneklerinden dolayı fazlasıyla serbest bir tarza sahipler

KEDAMA

Christian Linder / Gitar, Klavye
Richard Rothenberger / Klavye
Peter Suter / Davul, Vurmalılar

LIVE AT SUNRISE STUDIOS

01. Ouverture (7:28)
02. Finale (12:03)
03. Our Power (3:59)
04. Zugabe (9:27)

Bonus:
05. Chinese Dragon (9:14)
06. Hwrklnzg (3:39)
07. Honey Moon (5:43)
08. Improvisations (3:06)
09. Intermezzo (6:24)
Songs from compilation album:
10. Two Souls in Space (7:14)
11. Feelings without Name (3:56)

31 Temmuz 2023 Pazartesi

Highway / Highway (1975)

Minnesota, Amerika'dan da grup çıkar mıymış yahu demiştim Highway'i ilk duyduğumda. Dinlediğimde ise iyi ki çıkmış demek zorunda kaldım. Sonraki dinlemelerde ise türün en iyi örneklerinden biri gibi gelmeye başladı. İlginç ve tek albümlü gruplardan biri Highway. 1965 yılında The Corvairs ve The Pacers grupları birleşerek The Epicureans grubunu kuruyorlar. Başlarda yapmaya çalıştıkları müzik belirsizlikler taşıyor. Psychedelic etkiler olduğu gibi Freakbeat bir şeyler de geçiyor tarzlarının içinden. Pop'a yakın gibi dururlarken aslında Rock yapıyorlar filan.

Uzun süren çalışmaların ardından grup 1972 yılında ismin yetersiz kaldığını düşünüp Highway adını alıyorlar. Kaydettikleri tek albüm ise 1975 yılında yayınlanıyor. Albümden kısa bir süre sonra da dağılıyorlar. Albüm 500 kopya olarak sınırlı sayıda üretiliyor ve çok büyük kitleye ulaşamıyor. Dağılmalarının ardındaki en büyük sebep de bu durumun getiremediği ticari başarı olsa gerek. Ama arkalarında enfes bir albüm bırakıyorlar tabi.

Albümün genel yapısı Psychedelic Rock ve Blues Rock üzerine kurulu. Bunun yanında Hard Rock, Heavy Rock, Heavy Psychedelic Rock da albümde yerini alıyor. 70'lerin başındaki West Coast Rock'ından fazlasıyla etkilenmiş oldukları da gözden kaçmayan noktalardan. Türün en iyi örnekleri arasında rahatlıkla ilk 10'a girerler.

Etkilenmeleri bir yana bırakırsak albüm son derece orijinal bir albüm. Benzeştiği, benzediği herhangi bir başka albüm bulmanız olası değil. Power Trio denilen 3 kişilik sağlam gruplardan olan Highway arkasında tek albüm bırakırken bunu en iyi şekilde yapmış olan ender gruplardan aynı zamanda.

Albümdeki gitarlara hayran kalmamak elde değil. En ufak bir hata, bir yanlışlık ya da gereksiz hareket yok gitar konusunda. Karmakarışık riffler, hızlı ve ani dönüşlere sahip bir şekilde ilerliyor. Gitarın hiç girmediği, girmek istemediği gürültü kontenjanı ise çılgın diye tabir edilebilecek şekilde sağlam çalan bass ve davul ile oluşturulmuş. İncelikli ve üzerinde fazlasıyla çalışılmış parçalar içeren bir albüm. Her bir yeri tek tek işlenmiş.

Bu tarz gruplarda öne çıkan ve etkileyici olan bileşenlerin en başında vokaller gelir. Sözler çok iyi olmasa da Highway'in vokalleri, bu tarz için gerçekten de en üst seviyede diyebiliriz. Öyle saçma sapan ses oyunları, maço tavırlar vs geliştirmeden söylenmiş.

HIGHWAY

Steve Murphy / Gitar, Vokal
Eric Bannister / Bass
Dan Cammarata / Davul

HIGHWAY

01 - Too Many Changes (5:30)
02 - Look Away (5:46)
03 - Pegasus (4:00)
04 - Seems To Me (5:21)
05 - Just To Be With You (4:45)
06 - Bright Side (5:06)
07 - Meadow (4:44)
08 - Slip Away (4:29)
09 - Tomorrow (8:42)

30 Temmuz 2023 Pazar

Stack / Above All (1969)

Hard Rock
, Heavy Psychedelic Rock ve Blues Rock'ın Los Angeles'tan çıkmış en iyi örneklerinden biri de Stack. 1967 yılında The Vandells adındaki bir Surf grubu ile Wabash Spencer Band olarak da bilinen efsanevi Garage Rock grubu The Fabs'in elemanları tarafından kurulur. Başlangıçta yapmayı istedikleri müzik tarzı belli belirsizdir. Ama yükselen değer Psychedelic Rock olunca büyüsüne kapılmadan duramazlar. Fakat daha da ileri götürüp Hard Rock'ın temeline bir tuğla da onlar koyarlar.

Lakin grubun peşini bırakmayan yanlış kararlar ve saçmalıklar silsilesi daha kurulduğu andan itibaren başlar. Bir yandan fena halde şanslıyken diğer yandan hayatın en kötü düzlüklerinde tırmanmak zorunda kalırlar. Gece kulübünde verdikleri dinleti sırasında orada bulunan bir yapımcı grup ile anlaşır. Hem de 8 yıllığına. Başlangıçta bu onlar için çok iyi bir anlaşma gibi görünür ama değildir. Zira sadece parçalarını kaydedip dururlar. Hiç bir zaman yayınlama fırsatını yakalayamazlar. Bir rock grubundan çok yapımcı firmanın vergi indirimi alması için tufaya düşürülmüş bir grup garibandırlar aslında.

1969 yılında tek albümleri Above All'u  kaydederler. Kayıtlar hızlı ama sıkı bir şekilde yapılmıştır. Albümdeki parçaların hepsi birbirinden farklı ve öne çıkmaya adaydır. Ama albüm hiçbir zaman (o dönemde elbette) yayınlanmaz. Basılan sadece 20 kopyası vardır ve bunlar da dinleyici ve eleştirmenlerin fikrini almak için basılmış ön baskı plaklardır. Gerçi sonrasına yani şimdisine baktığımızda plakların neden binlerce dolara satıldığı daha iyi anlaşılıyor. Nefis bir albüm için sadece 20 plak. Doğal olarak en nadide parçalardan biri.

Stack'in bu şanssızlıkları yanında şansı da bir hayli fazlaydı. Özelllikle Amerika'da bilinen bir gruptular. Alice Cooper, Iron Butterfly, Buffalo Springfield, The Blues Image gibi grupların ön grubu olarak sahne alıyorlardı. Çok önemli bir ön grup olma durumları da var. Adlarını değiştirmeden hemen önce New Yardbirds adıyla verdikleri tek konserde Led Zeppelin'in ön grubu olarak sahne alıyorlar. Daha da efsanevi bir olay da bir gece verdikleri konserde Jimi Hendrix ve Buddy Miles'ın tesadüfen onları izlemesi ve her ikisinin de gaza gelip sahnede birlikte bir gösteriye imza atmaları.

STACK

Rick Gould / Gitar
Kurt Feierabend / Gitar
Bill Sheppard / Vokal
Buddy Clark Bass
Bob Ellis / Davul

ABOVE ALL

01 - Poison Ivy (3:20)
02 - Only Forever (3:20)
03 - Da Blues (6:54)
04 - Cars (3:29)
05 - Everyday (6:30)
06 - Valleys (2:47)
07 - Time Seller (4:31)
08 - Hot Days (2:45)

29 Temmuz 2023 Cumartesi

Maad / Maad (1976)

Çok fazla öne çıkamamış İtalyan gruplarından olan Maad 1975 yılı sonlarına doğru kurulmuş. Kadrosunda gerçekten de iyi müzisyenleri barındırıyor. Aktuala'dan Attilio Zanchi'nin yer aldığı grupta, daha sonra Zanchi ile birlikte Stormy Six'de birlikte çalacak olan Renato Rivolta da bulunuyor. Tarzları bildik RPI'dan (Rock Progressivo Italiano) oldukça farklı. Kendilerine has bir tarz yarattıkları ortada.

Çok bilinen bir grup olmamalarındaki en büyük etken bir türlü tanınma fırsatı yakalayamamış olmalarından ileri geliyor. Döneminde kaliteli bir albüm kaydetmiş olsalar da ticari başarı elde edemedikleri gibi dinleyici kitlesi kazanma konusunda da sorun yaşamışlar. Zaten bu sebeplerden dolayı da kısa süre içerisinde herkes farklı gruplara dağılmış.

Maad'ın tarzını tanımlayan en iyi kategori Jazz Rock ve Fusion. Ama ona ek olarak Afrika ritimlerini de düşünmek gerekiyor. Jazz ile Rock arasında bir Fusion oluştururken içine bolca da Afrika ritimlerinden oluşan enfes soslar katmışlar. Bu noktada Embryo'ya benzedikleri düşünülebilir fakat hiç alakaları da yok. Embryo'nun konuya yaklaşımı bir miktar daha farklı.

Afrika ritimleri ile birleştirdikleri albümün her yerinde daha deneysel ve avangard bir yaklaşım sergiliyorlar. Embryo ile farklılaştıkları nokta burası. Bu avangard etkileri fazlaca olan Jazz Rock'ı icra ederken de buzuki, vibrafon ve piyanoyu tuhaf sesler çıkarmak için kullanıyorlar. Vibrafon kullanımlarındaki değişkenlik ve kendi halindelik, dinledikçe Zappa'yı anımsatır.

Afrika'dan sıkça bahsetmiş olsak da Maad farklı türlerden de etkileri içerisinde barındırıyor. Salsa, Funk, Progressive Rock gibi bu türler Jazz içerisinde eriyip giden bir hal alıyor. Üstüne eklenen ritimler ve sağlam vurmalılarla iş içinden çıkılmaz bir duruma geliyor. Congalar, Marimbalar havalarda uçuşuyor.

Öncülü olmasa da yakın akraba sayılabilecek Aktuala ile benzeştirilir bir de Maad. Zanchi'yi saymazsak o benzerlik de kalkar bence. Daha World Music kafasında takılan Aktuala'nın yanında Maad kısıtlı imkanlarla çalışır görünümündedir. Yine de Aktuala'yı seviyorsanız Maad sizin için hem değişik hem de benzer bir şeye dönüşebilir. Tek albümlü efsaneler listemize değişik bir ek daha. Dinledikçe daha da fazla vaz geçilmez olan albümlerden.

MAAD

Attlio Zanchi / Gitar
Renato Rivolta / Saksafon
Pino De Vita / Klavye
Joe Castanuela / Davul
Jonathan Scully / Vurmalılar, Vibes
David Searcy / Vurmalılar

MAAD

01 - African Norge (8:02)
02 - Bouzouki (10:56)
03 - Giugno '75 (12:03)
04 - A Milano è dura (5:56)

28 Temmuz 2023 Cuma

Nepočin / Svijet Po Kojem Gazim (1977)

Balkan kültüründen gelen Progressive Rock'ın da tadı bir başka olur her zaman. Nepočin bu gruplar içerisinde en muhteşemi, en süperi, en hiperi değil elbette. Ama o haliyle bile gerçekten de nefisler diyebiliriz. Hard Rock'tan yola çıkarak kendi folklorik öğeleri ile birleştirdikleri bir Heavy Progressive Rock yapıyorlar.

1972 yılında kurulan Drugi Način grubu, Nepočin'in öncülü. 1973 yılında yayınladıkları single'ın ardından 1975 yılında da nefis bir albüm yayınlıyorlar ki bu albüme de yakında yer vereceğiz blogda. Oldukça popülerleşen bu grup albümden kısa bir süre sonra dağılıyor. Ardından da grubun 2 elemanı İsmet Kurtovic (vokal, flüt, gitar) ve Halil Mekiç (gitar, vokal) 1977 yılında Nepočin'i kuruyorlar. Grup çok kısa ömürlü oluyor. Aynı yıl içerisinde kurulup, albüm yayınlayıp dağılıyorlar. Ama elde kalan albüm de etnik kültürel kökenlere dayalı Rock müzik konusunda kolayca listelere girebilecek niteliklere sahip oluyor. Tabi aynı şekilde bizim tek albümlü efsaneler listemize de rahatlıkla giriyorlar.

Grup adını şair Vasko Popa'nın Nepočin Polje şiirinden alıyor. Albümün kapak resmi de dönemin ünlü karikatüristlerinden biri olan Igor Kordej tarafından yapılıyor. Sağlam bir albüm, enfes bir grup, iyi bir kapak derken albüm kendi ülkesinde bir miktar ticari başarı kazansa da grubun ayakta kalmasına yetecek kadar başarılı olamıyor. Özellikle eleştirmenler tarafından ciddiye alınmayan albüm ile ilgili herhangi bir sorun yok aslında. Sadece eleştirmenler İsmet Kurtoviç'in egosuna, iddialı ve hırslı yapısına prim vermiyorlar. Doğal olarak da albümü fazla önemsemiyorlar.

Albüm temel olarak Yugoslav folklorundan etkilenirken modern Rock müziğin de imkanlarından faydalanıyor. İçerisinde yer alan flüt bölümleri ve sert gitar riffleri ile birlikte düşünüldüğünde en yakın Jethro Tull ve Focus gibi bir havaları olduğunu söyleyebiliriz. Lakin buna kendilerinden kattıkları çok fazla bileşenle aynı olmak ya da benzemek kavramlarının ötesine geçmeyi başarabilmişler.

Uzun süredir tarih sahnesinden çekilmiş olan Yugoslavya'nın rock müziğe armağanlarından biri olarak düşünebilirsiniz Nepočin'i. Her arşivde yer alması gereken, her dönem nefasetinden en ufak bir şey kaybetmeyen albümlerdendir.

NEPOČIN

Ismet Kurtovic / Gitar, Flüt, Vokal
Halil Mekic / Gitar, Vokal
Damir Sebetic / Klavye
Bozo Llic / Bass
Branko Knezevic / Davul

SVIJET PO KOJEM GAZIM

01 - Rock Pajaci (3:15)
02 - Svijet Po Kojem Gazim (4:58)
03 - Stopa Za Stopom (6:28)
04 - Novi Dan (5:17)
05 - Čekati Moj Hit (7:03)
06 - Beskrajna Tama Noći (4:59)
07 - Žena Neumorna Hoda (2:59)
08 - O Tome Ču Ti Pjevati u Nekoj Novoj Pjesmi (Idem Ja u Disco) (3:38)

27 Temmuz 2023 Perşembe

Samadhi / Samadhi (1974)

Rock Progressivo Italiano
'nun (RPI) en iyi supergroup'larından biri SamadhiRaccomandata con Ricevuta di Ritorno'dan vokal ve gitar, Free Love ve Kaleidon'dan klavyeci, I Teoremi'den bass gitarist ve L'Uovo di Colombo'dan da davulcu birleşirse ortaya Samadhi çıkıyor işte. Tek albümlü efsaneler listemizin en üst sıralarında yer almayı hak eden gruplardan olan Samadhi, grup elemanların daha önce çaldığı gruplara bakıldığında ise bir miktar hafif ve altta kalıyor.

Etkili ve etkileyici bir soy ağacı olmasına rağmen bu kadar hafif kalması da muhtemeldir ki müzisyenlerin ticari düşünmelerinden kaynaklı. Lakin albümde ticari ayağa kaymak için uğraşan, Jazz ve hatta Pop etkiler içeren parçalara rağmen albüm tam anlamıyla ticari başarısızlık örneği olarak kalmış. Buradaki en büyük etkinin yapımcı firmanın yeteri kadar tanıtım desteği sağlamamasından kaynaklı olduğu söyleniyor. Doğal olarak da grup hem basının hem de dinleyicilerin ilgisizliği yüzünden grup tek albümle kalmış.

Samadhi diğer RPI grupları ile karşılaştırıldığında hepsinden bir miktar farklı yerde duruyor. Türün başlangıç özelliklerinin bir kısmını içinde barındırırken diğer yandan da yenilikler katıyor. Dün bloga konuk ettiğimiz Kaleidon'dan gelen Stefano Sabatini'nin ve klavyelerin yeniliklere katkısı çok fazla. Grubun müzikal anlayışının Jazz'a doğru evrilmesini sağlıyor.

Albümdeki parçalar Progressive Rock standartlarına göre biraz kısa. Son parça olan L'ultima Spiaggia'yı buna dahil etmiyoruz tabi. Parçaların kısa olmasının en büyük sebebi daha popüler bir hava yakalama kaygısından geliyor olsa gerek. Lakin bu çabaya rağmen başarılı olamamaları da enteresan. Gerçi parçaların bu konuda herhangi bir sorunu yok. Gayet iyiler ve Pop'a yakınlaşıyor olmalarına rağmen Progressive'den hiç kopmuyorlar ama bahsettiğimiz gibi tanıtım faciasının kurbanı olmuşlar.

Albüm keşif değeri taşıyabilecek niteliklere sahip. Sabatini'nin klavyeleri tarzlarının sınırlarını zorlarken Luciano Regoli'nin büyüleyici ve nefis vokalleri parçaların her yerinden fışkırıyor. Grubun ritim bölümüne diyecek çok fazla söz de yok elbette. 

Popüler kaygılar güdülerek hazırlanmış gibi dursa da, ticari ve dinleyici açısından son derece başarısız bir ivmeye (hatta ivmesizliğe) sahip olsa da Samadhi hakkı bir türlü verilmemiş gruplardan biri. Daha önce dinlemeyenler için büyük bir keşif, dinleyenler için ise coşkulu bir yolculuk.

SAMADHI

Luciano Regoli / Vokal
Nanni Civitenga / Gitar
Aldo Bellanova / Bass, Akustik Gitar
Stefano Sabatini / Klavye
Sabdro Conti / Davul
Ruggero Stefani / Vurmalılar
Stevo Saradzic / Flüt, Saksafon

SAMADHI

01. Uomo Stanco (4:05)
02. Un Milion D'Anni Fa (4:47)
03. L'Angelo (3:11)
04. Passaggio Di Via Arpino (5:55)
05. Fantasia (3:38)
06. Silenzio (5:10)
07. L'ultima Spiaggia (8:25)

26 Temmuz 2023 Çarşamba

Kaleidon / Free Love (1973)

Jazz Rock
ve Fusion grubu olan Kaleidon, İtalya'dan bu tarzda çıkmış grupların en iyilerinden biri. Alışkın olduğumuz üzere pek çok İtalyan grubu RPI (Rock Progressivo Italiano) içerisine dahil edilir ama Kaleidon onlardan değildir. RPI köklerinden farklı olarak Jazz Rock'u temel almaları bu farklılığın en büyük sebebidir denilebilir.

70'lerin başında Free Love adıyla kurulan grup 2 single kaydetmeyi ihmal etmemiş. Ama Free Love'ın ömrü çok uzun olmamış.  Kaydettikleri single'ların birkaç farklı Spaghetti Western filminde kullanılmış, 1971 yılında Roma Caracalla Pop Festivali'ne katılmışlar ve oldukça da umut vaat ediyorlarmış. Lakin çok fazla ilerleyememişler çünkü 4 kişilik grubun 2 elemanı bir trafik kazasında hayatlarını kaybetmiş. Kalanlar bir süre dağılmış halde ortalıkta dolandıktan sonra yeniden ayağa kalkmışlar ve Kaleidon'u kurmuşlar. Albümün adını da eski grubun anısına Free Love olarak belirlemişler.

Klavyeci Stefano Sabatini'nin harcadığı eforla ortaya çıkan Kaleidon daha önceki single'lardan farklı olarak enstrümantal ve güçlü bir Jazz içeren tarza yönelmiş. Az önce bahsettiğimiz RPI farklılıkları da burada başlıyor aslında. Pek çokları tarafından RPI içine dahil edilseler de o tarzdan farklı bir yerde durduklarını söylemek gerek. Kendilerine has bir şekilde oluşturdukları müzikal yapı ile RPI'dan farklı bir coşku ile ilerliyorlar diyebiliriz. Albümde elektrikli gitarın olmaması da bu görüşe destek veren unsurlardan. Akustik ve elektrikli piyano ile birleşen Saksafon ve flüt bölümleri ile bahsi geçen türden fazlasıyla ayrılıyorlar.

Free Love albümü oldukça zarif, coşkulu ve yaratıcı olarak nitelendirilebilir. Karmakarışık bir yapıya da sahip değil. Daha düz, sevimli ama etkili bölümlerden oluşuyor. Parçaların her yerinde ince bir yaklaşım sergiliyorlar. Amaç koşuştururcasına gitmekten çok ayakları yere basan bir şekilde olduğu yerde dimdik durmak üzerine kurulu. Jazz Rock'ın bu halini sevenler için biçilmiş kaftan yani.

Grubun dağılmasının ardından Sabatini'nin önce Samadhi sonra da Mediterraneo'da yer aldığını belirtelim. Bass gitarist Franco Tallarita'nın da Banco Del Mutuo Soccorso'ya katıldığını söyleyelim.

KALEIDON

Stefano Sabatini / Klavye
Massimo Balla / Saksafon, Flüt
Franco Tallarita / Bass
Giovanni Liberti / Davul

FREE LOVE

01. Kaleidon
02. Inverno '43
03. Dopo La Festa
04. Polvere
05. Oceano
06. Free Love