Uzun zaman oldu. Her açıdan. Anlatılabilecek o kadar çok şey varken bi yerden başlayamamak çok kötü. Kafamı da toparlayamıyorum artık ama elde kalanları kullanarak hareket etmenin ne olduğunu iyi biliyorum. Belki de hepimiz biliyoruz, bu satırları okuyan herkes.. Yine de zamanı geldiğinde hiçbirimiz umursamıyoruz. Alışkanlıklarımız bizi yok ediyor sanırım. Neyse... karamsarlık başka bi yazının konusu olsa gerek. Bu ay hem blog için hem Demir Kelebek Gereksiz İşler Kulübü için hem benim için hem Skoer için önemli. Doğal olarak uzun uğraşılar sonucu ortaya çıkan bu seçki albüm de öyle.
Blogun 1.Yılını tamamlamış bulunuyoruz. Demir Kelebek'in ise 12.yılını. Ben 31'i, Skoer de yanlış bilmiyorsam 32'yi devirdi. Bi de Kapı aralıktı... ve artık kıpkırmızıydı hayat... meseline konu olan efsanevi kişilikle de bağlantısı var ama bunu sadece belirtmekle geçelim. Bi dolu gruptan seçtiğimiz bu albüm de blog'un 100.Albümü olma özelliğini taşıyor aynı zamanda. Keyfini çıkarırken bu sıraladıklarımı düşünmenize gerek yok, haberiniz olsun.
Birkaç isteğimiz var tabi.. bi arada durun mesela. Sıkı sıkı yapışın yanınızdakine. Olmayabilir çünkü o birazdan. Kimse sizden balıkçıları ya da geceyi çizmenizi istemese de bi renk verin etrafa. Gerekirse bukalemun taklidi yapın. Bunaltı anlarında kapıyı kendi üzerinize kilitleyin ki tehlike dışarıda kalsın. Hani delileri içeri atıyoruz mantığı var ya öyle bişey güdün işte. Deli gömleği giyen siz olmayın. Bi araya gelelim mesela bi ara. Biralar benden... Müzik de yaparız... Eskiden olduğu gibi eğlenmeye çalışın bi de. Hatırlayanlar vardır mutlaka.. eskiden daha güzel eğlenirdik niyeyse.. Şimdi her eğlence bi zulüm. Tamam kabul bende de bi garabetlik var ama yok eskiden daha kötüydü diyen çıkmaz herhalde. Aman neyse yahu.. takılın gene kafanıza göre. Nasıl olsa ne bi araya gelebiliyoruz ne de bi arada durabiliyoruz. Solcuların amip misali çoğalması gibi bölünüp gidiyoruz. Hoş kimse bizden tarih yazmamızı beklemiyor, öyle bişey olsa da hiçbirimiz önemsemeyiz de zaten ama en azından bi iki adım ataydık diye geçiyor bazen aklımdan.
Hemen kovuyorum bu tarz düşünceleri. Zaten hava sıcak bi de kıçımızı kaldırıp bişeyler mi yapıcaz? Pehh, zaten yıllardır da herkes diyor "başka bi dünya mümkün". Yalan! yok öyle bişey, başka bi dünya mümkün değil, öyle başka bi dünya mümkün demeyle bitmiyor çünkü iş. Biz o mümkün kısmını hayal etmekten aciziz, onu gerçekleştirmek kalsın orda. Kısacası gene bi bok yaptığımız yok, anca konuşuyoruz. En başta da ben varım haberiniz ola. iş lafa gelince çene düşüyor ama lafla peynir gemisi yürümezmiş. Elde biriken projelere bakıp bakıp iç çekmekten, "başka bi dünya mümken değil uleyynn" diye kendi zihninin içinde bağırmaktan, her sabah kötü bi hayata uyanıp günü daha da kötü hale getirmek için uğraşmaktan başka çaremiz, seçeneğimiz, derdimiz yok bundan sonra.
Unutmadan, her üç albüm kapağı için de poz veren sevgili Jenna Jameson'a teşekkürlerimizi sunarız. Albümü sevdiğimiz bi arkadaşımıza da ithaf ettiğimizi belirtiriz. O kendini bilir. Çok yardımları dokunmuştur son zamanlarda. Rengarenk biri değildir belki ama tek de olsa bi rengi vardır.
DARKNESS
01. AHORA MAZDA - Fallen Tree
02. ANDROMEDA - Rockets
03. ASTRAL NAVIGATIONS - Someday
04. PINNACLE - Assasin
05. ROOM - Pre-Flights Part I & II
06. BRAINSTORM - Smile A While
07. ARMAGEDDON (UK) - Buzzard
08. ATOMIC ROOSTER - Streets
LIGHTNESS
01. MORNING DEW - Crusader's Smile
02. WOLF - McDonald's Lament
03. CURVED AIR - Seasons
04. AFFINITY - All Along The Watchtower
05. BAKERLOO - Son Of Moonshine
06. DIES IRAE - Witche' s Meeting
07. QUELLA VECCHIA LOCANDA - Un Giorno, Un Amico
TWILIGHT
01. ALUSA FALLAX - Soliloquio
02. YEZDA URFA - To-Ta In The Moya
03. WALLENSTEIN - Manhattan Project
04. CRESSIDA - Munich
05. ARMAGGEDON (GER) - Rice Pudding
06. FOCUS - Anonymus Two
07. DAEVID ALLEN - The Switch Doctor