Ejder sesleniyor: ''Don't push me: I was taught
self-expression
when I was a child, and
so I see
the best way to be's asleep.'' Fakat işler pek de öyle işlemiyor. Solo olarak çıkardığı 37 ve Van der Graaf Generator'ın başlıca provokatörü olarak çıkardığı 12 albümden sonra bakabiliriz ki 'her ne gördüysek'i olmasa da 'nasıl gördüysek' onu vermeyi başarabilen ve bin bir surat insan varlığını yüzümüze çarpan bir dahiymiş Peter Hammill.
İlk solo albümü Fool's Mate. Klaus Schulze'ye selam çakarak başlıyor albümün ilk şarkısı Imperial Zeppelin ve ondan sonra anlatmaya başlıyor insanın içine işleyen vokalleri ve 'bu böyledir ama aslında şöyledir' diyen piyano melodileriyle. On iki şarkı boyunca (birkaç istisna dışında) aşkı ve kaybolmuşluk hissini birbiriyle bağdaşık bir biçimde ele almışlar farklı farklı açılardan. Konular tanıdık gelebilir ama Peter Hammill'ın bunları doğaya dökme tarzı o yıllara kadar pek karşılaşılmamış biçimde. Aşkı en çok The Beatles veya 'schlager' şarkılarından, kaybolmuşluğu ise Pink Floyd'dan bilen müzikseverler olarak şaşırtıcı olmuştur bu yeni anlatım. Sözlere dikkat etmeden dinlerseniz fark edeceksiniz ki müziğin gidişi bahsettiğim konuları hiç anıştırmıyor. Bu da, albümün -ve bence Peter Hammill'ın çoğu çalışmasının- sözlerle müzik bir aradayken insanın çok yönlü duygusallığını falan da filan.
Kimler var burada? Aslında çok yabancı isimler yok yine VdGG'den tanıdık çoğu: Guy Evans, Hugh Banton, David Jackson... ve işin ekstrası da Robert Fripp. Fripp, albüm boyunca klasik ballad akorculuğu -tanıma gel!- sebebiyle 'Sunshine' dışında pek göze çarpmıyor ama canı sağ olsun. David Jackson ise kendini 'hayır efendim rock, gitarla yapılmaz saksofonla yapılır' diyerek belli ediyor. Bunun dışında enstrüman çeşitliliği ne kadar fazla ve oturmuş olsa da şarkılar çok kısa ve uzun enstrümantal partisyonları pek barındırmıyor. O yüzden 'aman efendim çok progressive' diyemeyiz belki ama ballad nasıl 'farklı' yapılır görmek istiyorsanız gayet ideal bir albüm. Bu açıdan da aynı yıl çıkan Van der Graaf Generator'ın Pawn Hearts albümüyle hiç benzeşmediğini söyleyebilirim (3 şarkı, toplam 45 dakika). Genel olarak Imperial Zeppelin, Solitude ve Re-Awakening dikkat çeken şarkılar. Sunshine var bir de, The Beatles sounduna hafif yakın duran (belki de onunla dalga geçen), orada da albüme emek veren müzisyenlerin toplu eğlenmesini görebilirsiniz. Gerçi daha önce bu solo albümleri hiç dinlemediyseniz kendisinin genel karakterini yansıtmadığı için başlangıç olarak çok da tavsiye etmeyeyim bu albümü (The Silent Corner And The Empty Stage albümüne buyrun) ama sonuç olarak dinleyin, dinletin ve sakin olun geçecek.
1. Imperial Zeppelin (3:39)
2. Candle (4:17)
3. Happy (2:36)
4. Solitude (4:59)
5. Vision (3:15)
6. Re-Awakening (3:58)
7. Sunshine (4:00)
8. Child (4:26)
9. Summer Song (In the Autumn) (2:13)
10. Viking (4:43)
11. The Birds (3:36)
12. I Once Wrote Some Poems (2:46)
2 yorum:
Peter Hammill - Fool's Mate:
sdrv.ms/RZf7rL
Peter Hammill - The Silent Corner and the Empty Stage:
bit.ly/W4G2R1
nice set of song!
Music
Celebrities
Yorum Gönder