İşin aslı tüm albümlerine sahip olmakla beraber bu adamların tarzı bana hiç uygun değil. Anca yılda 1-2 defa aklıma gelirler ve oturur dinlerim. Tam olarak bu blog'un konusu olan tarzın öncülleridir Moody Blues. Hani Beatles ile başlayan British Invasion'la 70'lerde tam kıvamına gelen rock müziği arasında geçiş ayaklarından biridir diye düşünüyorum. Ama bu demek değildir ki adamlar kötüler. Aksine yaptıkları tarzın en iyileridir bunlar. Rock'n roll'dan izler taşıyan progresife doğru kayan arada kendin kaybeden bi tür. Değişikler yani. Bu albüm de üzerinde en çok çalıştıkları albümdür. Peter Knight (Michael Knight'la bi alakası yok, belirteyim) yönetimindeki London Festival Orchestra ile birlikte kaydedilmiştir. Klasik müzikle bütünleşmiş ama rock müzikten de çok uzaklaşmamıştır. Ray Thomas'ın flüt çeşitlemelerine yaslanan ama onu öne çıkarmayıp albümü bütüncül bir yapıya kavuşturan atmosfer başarıyla yaratılmıştır. Demek ki neymiş? Yaratmak tek kişinin tekelinde değilmiş. Gündoğumu ile başlayıp gece yatakta sonuçlanan zaman aralığına takılan albümde iyi kötü hemen herkesin bildiği Nights in White Satin her daim öne çıkan parçadır. Ama diğer parçalara da haksızlık etmemek lazım. Tuesday Afternoon'daki yumuşak ama hareketli tarz, The Day Begins ve Dawn: Dawn is Feeling'deki atmosfer hiç de yabana atılır gibi değil. Biz habire unutuyoruz ya yorum kısmına yazan arkadaşlar olmasa uzunca bi süre koyamazdık bu albümü. Arada yazın yani bize. Bilgiyi, duyguyu, düşünceyi, tarihi paylaşmak hoş oluyor. Bu arada kırdığımız arkadaşlar da oluyor sanırım ama bu gerçekten istediğimiz birşey değil. Eğer sözlerimiz başka anlamlara geliyor ise bu kesinlikle yüzyüze olamamadan kaynaklı bir sorundur. Buradan hiç kimseyi kırmak, kızdırmak ya da aşağılamak amaçlı bişey yapmadık, yapmıycaz. Takip edenler bilir; Saku, Cyphre, Tuff Tuff The Puff (her ne kadar bu kazma bişeyler yazmayı beceremeyen bi öküz de olsa) ve ben birbirimze bi dolu laf sokar, üçkağıt yapar, ukalalık ederiz. Bu soyu tükenenler arasındaki iletişim biçimlerinden biri işte. (lan bu kadar yazdım ama acaba kuruntu mu yapıyorum kendi kendime diye de düşünmeye başladım, abi yaz artık bişeyler de durumu anlayalım. bi hata ettiysek onu bilelim, durumu gözden geçirelim. )
THE MOODY BLUES
Graeme Edge / Davul
Justin Hayward / Gitar, Vokal
John Lodge / Bass, Akustik Gitar, Vokal
Michael Pinder / Klavye, Vokal, Mellotron
Ray Thomas / Flüt, Vokal
Peter Knight yönetiminde London Festival Orchestra
DAYS OF FUTURE PASSED
1. The Day Begins (5:49)
2. Dawn: Dawn is a Feeling (3:49)
3. Morning: Another Morning (3:40)
4. Lunch Break: Peak Hour (5:16)
5. Tuesday Afternoon (Forever Afternoon) (8:48)
6. Evening: The Sun Set: Twilight Time (6:14)
7. Night: Nights in White Satin (7:38)
8. Late Lament (1:35)
THE MOODY BLUES
Graeme Edge / Davul
Justin Hayward / Gitar, Vokal
John Lodge / Bass, Akustik Gitar, Vokal
Michael Pinder / Klavye, Vokal, Mellotron
Ray Thomas / Flüt, Vokal
Peter Knight yönetiminde London Festival Orchestra
DAYS OF FUTURE PASSED
1. The Day Begins (5:49)
2. Dawn: Dawn is a Feeling (3:49)
3. Morning: Another Morning (3:40)
4. Lunch Break: Peak Hour (5:16)
5. Tuesday Afternoon (Forever Afternoon) (8:48)
6. Evening: The Sun Set: Twilight Time (6:14)
7. Night: Nights in White Satin (7:38)
8. Late Lament (1:35)