
19 Aralık 2008 Cuma
Mustafa Özkent Orkestrası – Gençlik ile Elele (1973)

Barclay James Harvest - Gone to Earth (1977)

Hmm.. bu blogda sıklıkla kişisel yorumlar yapıyoruz ya arada da şaane hatta akademik sayılabilecek denli kaliteli yorumlar da yapılıyor. Ben o kadar dirayetli olamıyorum bu konuda. Kişisel beğeniler yorumlara etki ediyor ve fark ediliyor bu açıkça benim metinlerde. İşte gene öyle bi albüme geldik; Gone To Earth... Bu Barclay James Harvest'ın en iyi, en muhteşem ya da en şaane albümü değil şüphesiz ama bıraktığı derin izlerle, tabi ki benim açımdan, burada diğer albümlerinden en önce yer almayı hak ediyor. Ha bi ek yapmak da lazım. Her ne kadar hiç dinletememiş olsam da sevgili eşim ki ona IceWitch demeyi tercih ediyorum (kocaman yüreğine karşın uyuzluk konusunda sınır tanımaz) bu albümü çok sevecektir. :) Bi dolu anlamlı anlamsız hayat oyunlarının arasında yanımda olduğu için çok mutluyum. İyi ki varsın.
Symphonic Progressive Rock'tır albümün ve BJH'in geneli, lakin ne hikmetse Crossover Prog olarak geçer. Benim için fark etmez, öyle de böyle de şaaneler. Les Holroyd ve John Lees ön plana çıksa da grubun asıl ağır topu Woolly'dir. Efsanedir bu adamlar da.
Albümün açılış parçası Hymn kişisel açıdan yeni bi başlangıcın habercisidir. Hayatımın dönüm noktalarından birinde "vadilerin derin ve dağların çok yüksek" olduğu bi dönemde "orada durup kafamı kaldırdığımda bulutlara değdiğimi" görmüş ve yeni başlangıçların aslında yine ama taptaze olduğunu anlamıştım. Hayat buymuş yani; sürekli yinelenen ama her seferinde taptaze kalan. Gerçi parçanın sözlerine baktığınızda benim kişisel durumumla hiç de alakası olmuyor ama hayat işte..(Freud'a sevgiler...)
Peşi sıra gelen Love is Like a Violin ise bi anda beni durgunluğa atan hani o hayatın anlamını bulduğunu zanneden kazma düşünceden kurtaran ve depresif hale sokan bi parçadır. 3.parçaya ısınamamışımdır hiç. Poor Man's Moody Blues ise... hmm... tanımlayacak kelimeleri bulmak zor aslında.. zavallı adamın hüzünlü blues'u işte...Ve melodisiyle albümün en kendine bağlayıcı parçası; Hard Hearted Woman. Enteresandır, basittir diğer parçalara oranla (ama bkz. Lady in Black, Uriah Heep, 2 akorla çalınır ama sevmeyen yoktur.), kısacık bi aşk öyküsü gibi gelir insana.. yine de bazı anlarda insanın beyninde o parça çalmaya başlar. Ardından gelen parça Sea of Tranquality hem bu parçaya bağlıdır hem de Woolly'nin ne şaane bi klavyeci, bi müzisyen olduğunun göstergesidir. İlk 6 parçadan sonra afallayan kişinin beyni bundan sonraki 3 parça ile toparlanır ve modern dünyaya adapte edilir. Ben bunlara da pek ısınamamışımdır ama yeri geldiğinde kilise çanları misali beynimin içinde dan dan vururlar.
Bunca zamandır blog'a BJH'i eklememiş olmamamızın ayıbını kapatır, dünyanın bütün palyaçoları, ağlamadan dinleyin! (Oblomov'a selamlar, Marx'la dalga geçme düttürüsü No: 37852) temenimizle hoşçakalın deriz.
BARCLAY JAMES HARVEST
Les Holroyd / Vokal, Bass, Gitar
John Lees / Vokal, Gitar
Mel Pritchard / Davul, Vurmalılar
Stuart 'Woolly' Wolstenholme / Klavye, Mellotron, Vokal
GONE TO EARTH
01 - Hymn (5:06)
02 - Love is Like a Violin (4:03)
03 - Friend of Mine (3:30)
04 - Poor Man's Moody Blues (6:55)
05 - Hard Hearted Woman (4:27)
06 - Sea of Tranquility (4:03)
07 - Spirit on The Water (4:49)
08 - Leper's Song (3:34)
09 - Taking Me Higher (3:07)
17 Aralık 2008 Çarşamba
Thunder and Roses - King of the Black Sunrise (1969)

Kravetz - Kravetz (1972)


16 Aralık 2008 Salı
Kvartetten Som Sprängde – Kattvalls (1973)

8 Aralık 2008 Pazartesi
Eloy - Ocean (1977)

29 Kasım 2008 Cumartesi
Dillinger - Dillinger (1974)
Octopedia için çalışmalar süredursun -diğer arkadaşlar adına konuşuyorum, ben daha yeni başlayabildim- hazır kollar sıvanmışken bloga da bir albüm eklemeden duramadım.
Dillinger, temeli Robert ve Jacques Harrison kardeşler tarafından atılmış, toplamda dört kişiden oluşan, Quebec diyarlarından bir gruptur. Kendi adını taşıyan albümleri 1974 yılında Daffodil Records etiketiyle piyasaya sürüldü sonra da unutuldu gitti. Sonraki zamanlarda tekrardan yayınlanmamış bir albüm olarak elimize geçen plak kaydı elbette kusursuz değil fekat parçalara ayrı bir orijinallik katmakta.
Albüm adeta progresif dersi niteliğindeki dört parçadan oluşmaktadır. Her bir enstrümanın sınırı zorlanmış ve kesinlikle işini bilen isimler tarafından kullanılmıştır. Sert, agresif ve caz altyapılı bir havası vardır albümün. Genellikle parçalarda teknik konuşurken melodi de bir kenara bırakılmamış, beklenmedik geçişler ve yerinde devreye giren senfonik öğelerle iyiden iyiye taçlandırılmıştır.
Albümdeki favorim dördüncü sıradaki "Live and Return" adlı parçadır. 17 dakikalık bir beyin fırtınasıdır. Özellikle bas partisi ve bateri solosu için tekrar tekrar dinlenesi bir eserdir.
Evet... 70'ler Kanadası'ndan kötü grup çıkmaz sözünü her zaman için destekler, okuyuculara hatırlatır, Dillinger'ı gururla takdim ederim.
DILLINGER
Robert Harrison / Davul, Vokal
Jacques Harrison / Klavye, Vokal
Paul Cockburn / Gitar, Vokal
Terry Bramhall / Bas Gitar, Vokal
DILLINGER
1 - People (6:19)
2 - City Man (4:55)
3 - Nature's Way (3:55)
4 - Live & Return (17:03)
24 Kasım 2008 Pazartesi
Zzebra - Zzebra (1974)

21 Kasım 2008 Cuma
Indian Summer - Indian Summer (1971)

Paul Hooper / Davul, Perküsyon, Vokal
Bob Jackson / Vokal, Klavye
Colin Williams / Gitar, Vokal
INDIAN SUMMER
1 - God is the Dog (6:37)
2 - Emotions on Man (5:44)
3 - Glimpse (6:44)
4 - Half change Again (6:26)
5 - Balck Sunshine (5:25)
6 - From the film of the Same name (5:52)
7 - Secret reflects (6:46)
8 - Another Three will Grow (6:06)
10 Kasım 2008 Pazartesi
Minotaurus - Fly Away (1978)
70’lerin son bölümleri senfonik prog adına altın senelerdi kuşkusuz. Bu dönemde birçok önemli albümlere imza atan Almanların bu kategoride de ne kadar başarılı olduklarını biliyoruz. Fakat nedense bu albümü diğerlerinden ayrı tutmuşumdur hep. Bir nevi Eloy, Novalis ve Jane harmanı olan bu albümdeki atmosfer kuşkusuz ilk parçadan itibaren kendisini belli ediyor.
Dikkat çeken başka bir öğe ise elinde asa benzeri bir araç, yere bağdaş kurmuş, boğa kafasına sahip çıplak bir insan vücudu temalı albüm kapağı. İsimden yola çıkacak olursak Minotaurus, yunan mitolojisinde insan-boğa karışımı hayali bir yaratık olarak bilinmektedir ki iyi huylu bir karakter değildir kendisi. Ayrıca hikayesi de oldukça kasvetlidir fakat bu hikaye albüm konseptine ne kadar yansımıştır orası tartışılır.
Oberhausen’li grubun temelleri 1972 yılı civarlarında atılmıştır. Yetmişlerin ortalarında ise artık grup stüdyoda sürekli çalışma halindedir. Grubun ilk olarak adını duyurması Stanley Kubrick’in 7117 adlı filminin müziklerini yapmış olmalarına dayanır. Yine bu aralar stüdyoya kapanırlar ve “Fly Away” şaheserini yaratırlar. Konserlerinde albümün sadece 1000 kopyası basılmış ve satılmıştır.
"Fly Away" içeriğindeki mellotron, bol chorus, delay ve reverb efektleriyle dinleyiciyi senfoni cennetine uçurabilecek yakıt deposuna sahip bir atmosfer ve heavy elementlerin müthiş sentezini bulabileceğiniz ender albümlerden.
Abüm, senfonik progresifin karanlık yüzünü sevenler için iyi bir deneyim olacaktır.
MINOTAURUS
Michael Helsberg / Gitar
Ludger "Lucky" Hofstetter / Gitar
Ulli Poetschulat / Davul
Bernd Maciej / Bas Gitar
Peter Scheu / Vokal
Dietmar Barzen / Klavye
FLY AWAY
1 - 7117 (6:47)
2 - Your Dream (5:40)
3 - Lonely Seas (4:42)
4 - Highway (3:20)
5 - Fly Away (13:20)
6 - The Day The Earth Will Die (4:40)
7 - Sunflowers (3:59)
Labels:
1978,
Almanya,
Bernd Maciej,
Dark Prog,
Dietmar Barzen,
Fly Away,
Heavy Prog,
Ludger Luck Hofstetter,
Michael Helsberg,
Minotaurus,
Peter Scheu,
PROGRESSIVE ROCK,
Symphonic Prog,
Ulli Poetschulat
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)