27 Eylül 2022 Salı

Burnin Red Ivanhoe / Burnin Red Ivanhoe (1970)

Kvartetten
'in dünkü enfes Nya Ljudbolaget dönüşünden sonra İskandinav müziğine bir ek daha yapalım istedim. Diğerlerine oranla daha popüler olabilmiş, daha çok albüme sahip ve ticari başarıyı yakalamış gruplardan olan Burnin Red Ivanhoe, 1967 yılı ortalarında Danimarka'da kuruluyor. Doğal olarak da İskandivya'dan çıkan ilk Progressive Rock gruplarından biri olarak anmak yanlış olmaz. Hatta biraz kurcalarsak ilki bile diyebiliriz.

2 yıllık uzun çalışmaların ve sahnede edindikleri deneyimin ardından 1969 yılında ilk albüm olan M144'ü yayınlıyorlar. Double olarak nitelendirilen albüm 2 plaktan oluşuyor. Henüz ilk albümünü kaydeden bir grup için ciddi bir yaklaşım bu. Yapımcı firmanın da büyük bir risk aldığını söylemek gerek. Neyse ki albüm o kadar başarılı oluyor ki durumdan herkes memnun. İlk albümün kazandığı ciddi başarı sayesinde 2. albümün kayıtlarına başlayan grup tarzlarında çok fazla değişikliğe gitmeden devam ediyor.

Zaten en başa dönersek, Burnin Red Ivanhoe'nun tamamen kendine has bir müzikal anlayışı bulunuyor. Onların müziğini herhangi bir grubun müziği ile benzeştiremiyorsunuz. Eğer bir parça ya da albüm Burnin Red Ivanhoe tarzına benziyorsa muhtemelen onlardan sonra kaydedilmiştir diye düşünebilirsiniz. Pek çoklarınca Caravan ile fazla benzerliğe sahip oldukları söylense de aradaki belirgin farklılıklar bu tezi çürütüyor. Blues, Jazz, R&B, Psychedelic, Folk gibi pek çok tarz ve türden etkilenerek yaptıkları müzikte İskandinav dokunuşları kaçınılmaz şekilde yerini alıyor.

Albümün Londra'da kaydedilen ve yayınlanan ilk Danimarka çıkışlı albüm olduğunu da belirtelim. Progressive Rock'ın anavatanında böylesine görkemli bir albüm kaydetmeyi başarıp, üstüne bir de başarı sağlamak herkesin harcı olmasa gerek. Blues ve Jazz Rock'ın enfes şekilde birleştiği albümde nefeslilerin ön planda olduğu parçalarda hava bir anda değişiyor. Canterbury Scene'deki aşırı rahatlığa yakın bir yapıyla girdikleri parçalardan başarılı şekilde çıkmayı becerebiliyorlar. Herhangi bir aksaklık ya da kulağınızı tırmalayan tuhaf bir şeye rastlamıyorsunuz hiç. Bunu Jazz ile yapmak kolayken bir de yanına Blues'u ekleyin. Ne kadar zor olduğu ortada. Ama albüm de en az o kadar iyi durumda.

BURNIN RED IVANHOE

Kim Menzer / Armonika, Trombon, Tenor Saksafon, Flüt, Vurmalılar
Ole Fick / Vokal, Gitar, 12-Telli Gitar
Karsten Vogel / Soprano Saksafon, Alto Saksafon, Org, Piyano
Jess Stæhr / Bass, Akustik Gitar
Bo Thrige Andersen / Davul, Vurmalılar

BURNIN RED IVANHOE

01 - Across the Windowsill 7:45
02 - Canaltrip 5:20
03 - Rotating Irons 8:25
04 - Gong-Gong, the Elephant Song 5:50
05 - Near the Sea 3:55
06 - Secret Oyster Service 9:45

26 Eylül 2022 Pazartesi

Nya Ljudbolaget / Nya Ljudbolaget (1980)

2014 yılıydı, yakın bir arkadaşımla bir proje yapıp kazandığımız para ile headliner’ın Black Sabbath olduğu Sweden Rock festivaline gitmiştik. Tabi Progressive Rock seven biri olarak üzerimde “Brainticket” Tshirt ile gitmiştim. Bilirsiniz bu tip festivallerde festival alan girişine yakın CD, Plak, Tshirt vb. satılan yerler vardır. Ben de gördüğüm bir plakçıya girdim ve o alanın sahibi, üzerimdeki Tshirt ü görüp: “buradaki en karizmatik T-shirt sende” dedi ve hemen sohbete koyulduk.

İskandinavları çok severim ve hazır lokal  birini bulmamdan dolayı konuyu hemen  oraya getirdim. Algarnas Tradgard, Sammla Mammas Manna, Tasavallan Presidentti, Radiomöbel vb…havada uçuşuyordu. E tabi arkadaş lokal olduğundan baya detaylı bilgiler veriyordu. Sonra Nya Ljudbolaget’e getirdim konuyu. Benim açımdan o coğrafyadan çıkan en sağlam albümlerden biriydi ne de olsa. Ancak bu grubu ilk defa duyduğunu söylediğinde çok şaşırmıştım.

Şaşkınlığımın nedeni Nya Ljudbolaget’in aslında bir “Super Group” olması.  Bu tek albümlük oluşum, SammlaMammas Manna’dan Hans Bruniusson, Arbete Och Fritid’den Ove Karlsson, Ramlösa Kvallar’dan Kalli Eriksson ve Ulf Wallander in dahil olduğu ve o dönemin İsveç müziğine ciddi anlamda yön veren grupları kurmuş çok önemli isimlerden oluşuyor. Zaten bu isimleri duyduğunda telefona sarılıp 2-3 kişiyi aradı ve 1980 yılında grubun çıkardığı tek albümü hemen satın aldı.

Gelelim gruba ve müziğine. Yukarıdaki isimleri ve grupları bilenler hemen anlayacaktır, albümde yoğun biçimde Çello, Flüt, Klarnet, Sax ve perküsyon mevcut. Ağırlıklı olarak Jazz ve senfonik bir albüm. İlk şarkı “Som Pårlor Skall Du Minnas Mina Tårar” ile bir sürpriz daha yapıyor grup. Kısa ve melankolik parçanın vokalini 70’lerin İsveç’inde en önemli kadın vokallerinden biri olan Marie Selander üstleniyor.

“Immigrantlament” ana enstrümanı Çello olan ama burada akustik gitar çalan bir Ove Karlsson bestesi. Kalli Eriksson’un Flütü ve Ulf Wallender’in saksafonu etrafında dönen melodik bir parça. Daha sonra nelerin geleceğinin bir nevi habercisi.  Brudmarsch Från Orsa” adı gibi marş havasında başlayan trompet yoğun oldukça melodik ama ritmik bir parça. Bu sefer Hans Bruniusson şarkıya davul ile eşlik ediyor.Albümde Sammla Mammas havasını en çok yaşatan şarkı budur diyebilirim. “Längtan Och Förnekelse” A yüzünün Kalli Eriksson imzalı 4. Parçası. Arkada repetitif devam eden melodinin üzerine inşa edilmiş Trompet ve Saksafon ile yürüyen oldukça başarılı bir çalışma.

Şimdi geldik başından bu yana sıradaki şarkının bir öncekinden daha güzel olduğu albümün tepe noktasına. “Trio / Nar Gryningen Kommer” parçası, Karlsson, Wallander ve Eriksson’un emprovizasyon’u ile başlar sonra aynı üçlünün harika aranje edilmiş 2. Kısmı ile devam etmekte. Arkada dalgalanan Çello eşliğinde sopranosax ve flüt ile inşa edilen, keşke daha da uzun olsa diyeceğiniz harika bir çalışma.  Duygusal başlayan A yüzü “Minnesvisa” ile yine oldukça duygusal bitmekte. Kısa olan şarkıda akustik gitar çalan Ove Karlsson’ı ayrıca vokalde görüyoruz.

B yüzüne geldiğimizde bambaşka bir senaryo karşımıza çıkıyor. Deneyselliğin ve emprovizasyonun çok daha fazla olduğu bu yüz, üç parçalı ilk şarkının ilk iki parçası olan “Cellohalling” ve “Putenska Marschen” adlı kısa çalışmalarla başlıyor. İlk parçanın üçüncü bölüm olan “Ramlösa Mammas Fritid” 6 dakikalık emprovizasyon çalışması. Bu yüzün en başarılı anı burası diyebilirim. Belli bölümleri Hans Bruniusson’un da etkisi ile oldukça agresif ilerlemekte. Çalışmanın belli bir ritminin olmaması takibi zorlaştırsa da başarılı bir deneysel çalışma. “Continuum Prometheus” 12 dakikalık albümün en uzun parçası. 2 dakika civarında bir prelude sonrası albümde hiç rastlamadığımız syth ve piyano karşımıza çıkıyor. Enstrümanların sıra ile katıldığı, şarkının sonlarına doğru en son davulun dahil olduğu, repetitif synth üzerine inşa edilmiş deneysel bir parça. “Chal chal chal” ile albümün sonuna geliyoruz. Trompet ve davul eşliğinde bir marş ile başlayan vasatı aşmayan bir şarkı.

Genel olarak harika ve kaçırılmayacak bir albüm. Bu kadar önemli ismi barındırmasına ve bu kadar çapıcı, insanın içine işleyen şarkılara sahip olmasına rağmen neden hak ettiği değeri bulamamış hiçbir zaman anlamadım. İlkinin dinlemekten eskimeye yüz tutmasından dolayı aynı albümün ikinci defa plağını almış biri olarak çok keyif alacağınızı düşündüğüm bir albüm. Keyifli dinlemeler…

NYA LJUDBOLAGET

Hans Bruniusson / Davul, Vibraphone, Marimba, Vurmalılar
Ulf Wallander / Soprano & Tenor Saksafon, Piyano
Karl-Erik Eriksson / Darbouka, Trompet
Ove Karlsson / Çello, Marimba, Vibraphone, Akustik Gitar, Piyano, Synthesizers
Marie Selander / Vokal (1)

NYA LJUDBOLAGET

1. Som Pårlor Skall Du Minnas Mina Tårar (3:35)
2. Immigrantlament (4:30)
3. Brudmarsch Från Orsa (3:25)
4. Långtan Och Förnekelse (6:05)
5. a) Trio (1:40)
b. Nar Gryningen Kommer (3:40)
6. Minnesvisa (1:30)
7. a) Cellohalling (1:35)
b) Putenska Marschen (1:10)
c) Ramlösa Mammas Fritid (6:15)
8. Continuum Prometheus (12:05)
9. Chal Chal Chal (2:20)

Armageddon / Armageddon (1975)

3 İngiliz ve 1 Amerikalı'dan oluşan "super-group" Armageddon kısa ömürlü olmasına rağmen başarılı bir albümle Rock tarihindeki yerini almıştır. Yardbirds ve Renaissance defterlerini kapatan Keith Relf, yeni bir başlangıç yapabilmek adına İngiltere'den kalkıp Los Angeles'a yerleşiyor. O arada da Steamhammer macerasından bitimiyle boşan çıkan Martin Pugh ve Louis Cennamo'yu da ayartıyor ve yeni bir grup kurmaya niyetleniyorlar. Aralarına Captain Beyond'un davulcusu Bobby Caldwell'i de alarak grubu tamamlıyorlar.

1974 yılı sonlarına doğru kurulmuş olan grup ardı ardına parçalar üretmeye başlıyor. Parçalar albüm çıkarma seviyesine geldiğinde de kolay bir şekilde yapımcı bir firma buluyorlar. Daha önce çaldıkları grupların adını vermek bile albüm anlaşmasını kapmak için yeterli olmuş olmalı. Fakat bu durum gruba hiçbir avantaj sağlamıyor. Hatta yapımcı firmanın bazı hataları yüzünden albüm için promosyon ve tanıtım çalışması çok iyi derecede yapılamıyor ve başarılı bir kayıt olmasına rağmen bekledikleri ticari getiriyi sağlamıyor.

Albümün piyasaya çıkmasının ardından sadece 2 konser veren Armageddon'da, Caldwell ve Pugh'un uyuşturucu problemleri büyük sorun yaratmaya başlıyor. Aynı dönemde, Keith Relf'in astımı da anfizeme dönüşüyor. Doğal olarak grubun devam etmemesi, yeni kayıtlar yapmaması için bütün şartlar tamamlanmış oluyor. 1976 yılı başları gibi dağılan grubun ardından, Mayıs ayında da Relf, elektrik çarpması sonucu ölüyor.

Az önce de bahsettiğimiz üzere yayınlandığı dönemde başarıyı yakalayamamış olmalarına rağmen enfes bir albüme imza attıkları ortada. Heavy Progressive Rock'u tavanında dolaşan açılış parçası Buzzard'ı dinlemek bile bu konuya ciddiyetle katılmanızı sağlar. ralıksız evam eden yüksek temposu, gitarları ve ikisi arasında ezilmeden öne çıkan vokaliyle Buzzard gelmiş geçmiş en iyi Heavy Progressive Rock parçalarından biri.

Ama bu demek değil ki diğer parçalar onun kadar iyi değil. Aksine belki de albümün kalanındaki bazı parçalar, açılış parçasından çok çok daha fazla iyi. Grup elemanlarının deneyimleri düşünülünce (Yardbirds, Renaissance, Illusion, Medicine Head, Captain Beyond, Steamhammer, Colosseum, Jody Grind) albümün bu kadar iyi olması kaşınılmaz bir sonuç gibi geliyor insana. Buraya bir "keşke" bırakmadan da geçmemek gerekiyor tabi. Keşke daha fazlasını yapabilmiş olsalardı.

ARMAGEDDON

Keith Relf / Vokal, Armonika
Martin Pugh / Elektrik & Akustik Gitarlar
Bobby Caldwell / Davul, Piyano, Vurmalılar
Louis Cennamo / Bass, Bowed Elektrik Bass

ARMAGEDDON

01 - Buzzard 8:16
02 - Silver Tightrope 8:23
03 - Paths and Planes and Future Gains 4:30
04 - Last Stand Before 8:23
05 - Basking in the White of the Midnight Sun 11:24
        - Warning Comin' On
        - Basking in the White of the Midnight Sun
        - Brother Ego
        - Basking in the White of the Midnight Sun (Reprise)

25 Eylül 2022 Pazar

Aquila / Aquila (1970)

60'ların ikinci yarısında kurulan Psychedelic Rock, Folk Rock grubu Blonde on Blonde'un ilk albümü kadrosunda yer alan Ralph Deyer, albüm kayıtları sonrasında grupta kendi yerini bulamadığını düşünüp ayrılıyor. Kendi grubunu kurma peşine düşüyor ve kısa sürede toparladığı diğer elemanlarla birlikte Aquila'yı kuruyor.

Blonde On Blonde gibi Galler'den çıkan kaliteli gruplardan biri olmayı başarıyor Aquila. Ama maalesef pek çoğunda olduğu gibi de tek albümle kalıyorlar. Doğal olarak grup hakkında da çok fazla edinebileceğimiz kaynak oluşmuyor. Bilinen en önemli nokta, albümün neredeyse Denyer'ın kişisel albümü olması. Bütün parçaları yazıp düzenlemelerinde en önde yer alıyor. Belirtmek gerekir ki istediğiniz kadar iyi parçalar yazıp, düzenleyin elinizdeki grup elemanları çok iyi değilse berbat bir işe dönüştürmeniz çok kolay olur. Ama Aquila'nın diğer elemanları da en az Denyer kadar iyi oldukları için bu sorunla karşılaşmıyorlar.

Tuhaf olan, böylesine başarılı bir albümü hem de RCA etiketiyle yayınlayıp sonra da hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolmak. Öyle bir ortamda tükenmiş olmalarını, başka parça üretemediklerini düşünmek saflık olur. Ama işte, Aquila haklarında ufak bilgi kırıntıları da dahil hiçbir şey bırakmadan tozlu rafların arasındaki yerini alıyor.

Eklektik bir yapıya sahip olan Aquila müziğinde Jazz unsurları ağır basıyor. Diğer yandan Psychedelic Rock, Heavy Rock, Space Rock gibi türlerin belirgin özelliklerinden etkiler içeriyor. Bu nedenle de Aquila müziğini Crossover Prog olarak tanımlamak belki de en doğrusu.

Her bir parçada beklentinizi gerçekten yükselten bir etkiye sahip olmakla kalmayıp daha ne kadar ileriye gidebilirler sorusunu da sorduruyor. Albümdeki tek eksik ya da aksayan taraf vokalin yetersizliği olarak görülebilir. Bütün o karmaşık yapıdaki parçaların içerisinde daha özellikli bir vokal ve vokal tekniği aramaktan kendinizi alamıyorsunuz. Yine de bu haliyle bile sizi pek çok evrende aynı anda bulundurabiliyor.

Klavyeden gelen Psychedelic Rock etkilerini saksafonun Jazz'a doğru sürükleme çabaları, vurmalıların kontrollü ritimleri ile bir durağanlaşıp bir at koştururcasına hızlanan parça yapıları Aquila'nın ne kadar da iyi bir grup ve albüm olduğunun göstergesi.

AQUILA

Phil Childs / Bass, Piyano
James Smith / Davul, Vurmalılar
George Lee / Flüt, Alto Saksafon, Tenor Saksofon, Bariton Saksafon
Martin Woodward / Org
Ralph Denyer / Vokal, Elektrik Gitar, Akustik Gitar

AQUILA

01 - Change Your Ways 5:18
02 - How Many More Times 6:22
03 - While You Were Sleeping 5:25
04 - We Can Make It If We Try 4:35
05 - (The Aquila Suite) First Movement 8:29
        a. Aquila (Introduction)
        b. Flight of the Golden Bird
06 - (The Aquila Suite) Second Movement 8:52
        a. Cloud Circle
        b. The Hunter
        c. The Kill
07 - (The Aquila Suite) Third Movement 8:57
        a. Where Do I Belong
        b. Aquila (Conclusion)

24 Eylül 2022 Cumartesi

Mad Curry / Mad Curry (1970)

Çeşitliliğin bol olduğu dönemden, Belçikalı bir grup Mad Curry. Pek çok grup gibi onlar hakkındaki bilgilerimiz de kısıtlı maalesef. 1970 yılı başlarında kurulduğunu ve ilk çıkacakları konser için 6 ay boyunca prova yaptıklarını biliyoruz. Başta bu 6 aylık süre enstrüman çalmayı mı bilmiyorlar gibi bir fikir getiriyor insanın aklına ama konunun onunla hiç alakası yok. Belli ki yaptıkları işi fazlasıyla ciddiye almışlar ve olması gerekeni bulana dek de vazgeçmemişler çalışmaktan. İyi ki de öyle yapmışlar zira Antwerp'deki o konsere çıktıkları akşam albüm anlaşmasını da kapmışlar.

Jazz Rock ve Fusion olarak nitelendirilen müzikal anlayışlarını yaratıcı melodiler, birbirini tamamlayan enstrümanlar ve enfes bir vokalle birleştirmişler. İlk defa dinliyorsanız eğer kadın vokal Viona Westra'nın sesine bayılmamanız mümkün değil. Klavyenin büyüleyici atmosferik yaklaşımını da buna eklemek gerekiyor. Tabi saksafonu da unutmadan. Karmakarışık hale gelen melodiler bir anda kesilirken enstrümanların sesleri ayrı ayrı kulaklarınızda çınlamaya devam ediyor. 

Oldukça tempolu bir albüm olduğunu belirtmekte fayda var. Jazz Rock deyince akla ağır bir imge gelse de bu albüm öyle değil. Aksine fazlasıyla coşkulu, hareketli ve ilerici. Değişen, dönüşen, şekil değiştiren, bir anda farklı yönlere dağılan melodilerle birlikte kendinizi eğlenceli bir karnavalın ortasında gibi hissediyorsunuz. Sizi gerçek hayata bağlayan tek şey de Westra'nın vokali oluyor. Sesini enstrümanlara uyumlu bir şekilde kullanmayı çok iyi başarıyor. Hatta vokali bile bir enstrüman olarak düşünebilirsiniz burada. Sadece sesler ile eşlik etmek kolay olabilirken bunu belirli bir metnin üzerinden yapmak gerçekten de takdire şayan.

Tek albümlük gruplar listesinde üst sıralara rahatlıkla koyabileceğimiz Mad Curry aslında ikinci bir albümü de tamamen bitirmiş. Parçalar yazılmış, düzenlemeler konusu neredeyse bitmiş ama ikinci albüm hiçbir zaman çıkamamış. Bu albümü dinledikten sonra diğerinde kim bilir neler yapmışlardır diye düşünmeden edemiyor insan. İlk albümün ardından epeyce bir konsere çıkıyorlar. Özellikle Fransa ve Hollanda'da verdikleri konserler sırasında yaptıkları ikinci albümün parçaları kayıt fırsatı bulamadan, grubun dağılmasıyla ortada kalıyor. Bir yandan merak ettiren diğer yandan üzen de bir durum elbette.

Tadını çıkara çıkara, saatler boyunca dinleyebileceğimiz bir albüm Mad Curry!

MAD CURRY

Viona Westra / Vokal, Vurmalılar
Dany Rousseau / Sesler, Klavye
Jean Andore / Bass
Giorgio Chitschenko / Bariton Saksafon
Eddy Kane / Davul

MAD CURRY

01 - Men 4:08
02 - Big Ben 4:53
03 - Beauty 3:31
04 - Music, The Reason Of Our Happiness 4:05
05 - Jack Is Away 5:17
06 - 5 Longhaired Children In A Cave 3:52
07 - The Worker 3:48
08 - Sound for Tomorrow 2:16

23 Eylül 2022 Cuma

Nosferatu / Nosferatu (1970)

Tek albümlü gruplar geleneğinden bir albüm daha. Alman Progressive Rock müziğinin ya da daha doğru tanımla Krautrock'ın en iyilerinden biri sayılabilecek olan bu albüm de hak ettiği yer pek fazla bulamamış olanlardan biridir. Grup hakkında da çok fazla bilgimiz yok bu arada. Haklarında pek çok yazı bulunmakla birlikte tarihsel bilgiye ulaşmak neredeyse imkansız.

1968 yılında kurulduğu tahmin edilen grubun ilk elemanlarından biri olan Michael Wynn (Michael Winzkowski) albüm aşamasına gelmeden gruptan ayrılıp, şimdilerde daha çok bildiğimiz Epsilon'a dahil oluyor. Kalan elemanlar devam ederek albümü kaydediyorlar ama grubun ömrü çok fazla uzun olmuyor.

Bunun en önemli nedeni, albümü dinlediğinizde çok iyi anlayacağınız üzere, oldukça ağır ve daha olgunlaşmamış bir Progressive Rock etkisi yaratmasından kaynaklı. Döneminde beğenilse de hem pek fazla ticari başarı hem de dinleyici kitlesi edinememiş olmasını normal karşılamak gerekiyor. Daha önce Ardo Dombec'te bahsettiğimize benzer bir durumda aslında Nosferatu. Ya seversiniz ya da nefret edersiniz. Kimileri muhteşem bulurken, kimileri ise gereksiz diye düşünebilir. Normal bir durum, zira albümün değerini anlamak için uzun dinlemeler yapmak gerekli. 

Jazz, Folk ve Psychedelic'ten beslenen tarzı, özellikle saksafon ve flütün yoğun kullanıldığı parçalarda etkisini azaltırken Heavy Progressive Rock'a doğru evriliyor. Bu noktada akla 2066 & Then gibi gruplar gelse de Nosferatu'nun müzikal anlayışı, müzikteki ağır ve sert havayı biraz daha öteye taşıyor. 

Flütün sadeliğinin yanında yırtıcı şekilde ön plana çıkan vokal albümün genel yapısına hakim. Klavye çok fazla ön plana çıkmamakla birlikte albümün geneline etkisi oldukça büyük. Parçaların hayatta kalmasının, daha ileriye gitmesinin en önemli sebebi bile denilebilir klavyeler için. Diğer taraftan bakıldığında albümdeki bir başka etkinin doğaçlamaya varan yapısı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tahmin edilebilir olmanın çok ötesinde, ani değişiklikler ve farklı yöne doğru iniş çıkışlarla değişik bir hava yaratıyor. Sert geçişlerin orta yerinde bir anda kendinizi durgun bir suyun üstünde uzanmış şekilde bulabilirsiniz gibi bir durum bu. Ama ardından Space Rock'a atıfta bulunurcasına değişen, farklılaşan melodiler.

NOSFERATU

Michael Thierfelder / Vokal
Christian Felke / Saksafon, Flüt
Reinhard "Tammy" Grohè  / Klavyeler
Michael Meixner / Lead Gitar
Byally Braumann / Davul
Michael Kessler / Bass

NOSFERATU

01 - Highway 4:15
02 - Willie the Fox 10:49
03 - Found My Home 8:49
04 - No. 4 8:55
05 - Work Day 6:59
06 - Vanity Fair 6:45


22 Eylül 2022 Perşembe

Arcadium / Breathe Awhile (1969)

Amerika
'dan çıkan Progressive Rock gruplarına şaşırdığımız kadar İngiliz Psychedelic Rock gruplarına şaşırmıyoruz. Sayabileceğimiz, bir liste oluştursak ona ekleyebileceğimiz çok fazla Psychedelic grubu mevcut İngiltere'de. Basıları gerçekten iyi işler çıkarıp iyi yerlere gelirken bazılarıysa maalesef tarihin tozlu raflarında kayboluyor. Arcadium da kendisi ile alakalı olmayan bir şekilde kaybolan gruplardan. Hak ettiği ilgiyi ancak 2003 yılında CD formatında yeniden basılan Breathe Awhile ile görebilmiştir.

1969 yılında Londra'da kurulan Arcadium, temelde Miguel Sergides isimli vokal yapıp ve 12 Telli Gitar çalan yetenekli bir adamın projesidir. Albümdeki bütün parçalar Sergides tarafından yazılmıştır. Grubun diğer elemanları da tamamlanınca albümü kaydetmeye karar veriyorlar. Küçük çaplı kulüplerde çalıp ortamda tutunmaya çalışırken dönemin yeni yayıncı firmalarından Middle Earth ile anlaşıyorlar. Yaptıkları tek ve en büyük hata da bu oluyor. Zira, toplamda sadece 5 albüm yayınlayabilen Middle Earth'ün en büyük sorunu kayıtlardaki ses kalitesinin düşük olması. Öyle canlı bir dönemde bu kabul edilebilir bir durum değil elbette. Middle Earth'ün kapanması bir şey değil, yanlarında Arcadium'u da götürmüş olmaları kötü.

Neyse ki bahsettiğimiz, 2003'te remastered edilerek yeniden yayınlanan CD ile ses kalitesi iyi bir noktaya gelmiş de grup hak ettiği ilgiyi 30 küsur yıl sonra da olsa görebilmiş. Albümün kaydedilip yayınlandığı yıl bu o kadar büyük bir sorun yaratmış ki Arcadium, albümün gösterdiği inanılmaz kötü ticari başarısızlık ile dağılma kararı almış.

The Doors, Iron Butterfly, Vanilla Fudge gibi grupların bulunduğu ekole dahil olan Arcadium'da kilise orgunu andıran klavyeler, insanın içini dışına çıkaracak kadar acılı, ıstırap dolu vokaller ve acid gitarlar fazlasıyla öne çıkıyor. Bu yönleriyle belki de dinleyebileceğiniz en iyi Psychedelic Rock albümlerinden biri Breathe Awhile. Parçalarda yaratılan imgesel ortamlar sizi Space Rock ile buluştururken, gerçekten de saf, aslına uygun ve olması gerektiği gibi bir Psychedelic albümle karşı karşıya kalıyorsunuz.

Sergides vokalinin bu konuya çok fazla etkisi var. Ama az önce de bahsettiğimiz gibi gitarlar da azımsanmayacak denli iyi. Bütün olarak düşünüldüğünde eksiksiz diye tanımlayabiliriz albümü. Grubun ticari başarısızlığı, yanlış yayıncı firma seçişi bu noktada çok sinir bozucu geliyor. Çünkü daha fazla Arcadium dinleme şansımız elimizden alınmış gibi hissediyoruz.

ARCADIUM

John Albert Parker / Davul
Miguel Sergides / Lead Vokal, 12-Telli Gitar
Graham Best / Vokal, Bass
Robert Ellwood / Vokal, Lead Gitar
Allan Ellwood / Vokal, Org

BREATHE AWHILE

01 - I'm on My Way 11:50
02 - Poor Lady 3:58
03 - Walk on the Bad Side 7:33
04 - Woman of a Thousand Years 3:37
05 - Change Me 4:48
06 - It Takes a Woman 3:53
07 - Birth, Life and Death 10:18

21 Eylül 2022 Çarşamba

Whalefeathers / Declare (1969)

1969
yılında Cincinati, Ohio'da kurulan WhalefeathersBlues ve Psychedelic'ten beslenen sağlam bir Hard Rock grubu. Etkin oldukları 3 - 4 yıllık süre içerisinde 2 albüm kaydedebilmiş olan grup, Progressive Rock'ın da içine dahil edilmesi gerekenlerden. Grup hakkında biyografik bilgiye sahip değiliz çok fazla. Ortamda pek kalmamış ama kalamadıkları o süreyi iyi şekilde değerlendirip 2 tane Proto-Prog albüm kaydetmeyi başarmışlardır.

Her iki albümün de devasa boyutlarda etkileri yok belki yine de Amerika, Psychedelic ve Blues egemenliği altındayken hem her iki türden de beslenip hem de işi birkaç adım daha ileriye götürebilen enteresan grupların başında geliyor Whalefeathers

Klavyenin fazlasıyla ön plana çıktığı parçalarda, gitar da azımsanmayacak bir yere ve etkiye sahip. Bazı parçalarda her iki enstrümanın birlikteliği gerçekten de göz dolduruyor. Sıkıcı olmaktan bir hayli uzak olan parçalarda gitarın soloya başladığı her yerde kendinizi müziğin karanlık dehlizlerinde kaybeder duruma geliyorsunuz.

Çok başarılı ve farklı özelliklere sahip olmayan vokal anlayışı ve tekniği ile vokalin müzik içerisinde kaybolmasını rahatlıkla sağlamışlar. Böylelikle parçalar içinde kopukluklar yaşamıyor, beklentilerinizden çok farklı tınılar duyuyorsunuz. Ama bu demek değil ki vokal çok kötü! Hayır, değil elbette. Sade ama parçalara uyan bir vokalden bahsediyoruz.

Bazı parçalarda zaman zaman Jefferson Airplane etkileri hissedilse de bunun ötesine geçip farklı bir yapı oluşturmayı başarabilmişler. Psychedelic Rock'ın Blues ve Folk'la birleşip ilerlemeci bir mantığı benimsediği şarkılar dinlemek istiyorsanız, Whalefeathers bu konuda yetkin albümlere sahip. Grup 1973 yılında dağıldıktan sonra, elemanların pek çok müzisyenin arkasında çalığı, başka gruplar da kurduğu düşünülünce enstrüman kullanımının da yeterli düzeyde iyi olduğunu söylemek yanlış olmaz. 

Belirtmekte fayda var ki, kimi parçalar arasında keskin geçişler bulunurken kimilerinde ise hangisinin bitip hangisinin başladığını bile ayırt etmekte güçlük çekiyorsunuz. Birbirini tamamlayan ya da kopması gerektiği yerde hiç beklemeden başka yere giden parçalar bunlar. Yaratıcı ve değişik özelliklere sahip grup ya da albümler konusunda Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerle pek aynı seviyede değil. Ama Whalefeathers bu konudaki çıtayı az da olsa yukarı taşımayı başarıyor.

WHALEFEATHERS

Stephe Bacon / Vurmalılar, Vokal, Timpani
Ed Blackmon / Klavye, Vokal
Michael Jones / Gitar, Vokal
Roger Sauer / Bass, Vokal
Leonard LeBlanc / Bass, Vokal
Mike Wheeler / Gitar, Bass

DECLARE

01 - Declare - Prelude 3:55
02 - Lost Dimension 7:12
03 - Know Thyself 2:51
04 - Imagine 3:02
05 - Omaha 5:35
06 - Please Me for a While 5:15
07 - Invention Sequence 3:38
08 - Love Can't Be Wrong 3:42

20 Eylül 2022 Salı

Steely Dan / Pretzel Logic (1974)

Bazı albümler muhteşem, inanılmaz, enfes gibi tanımlamaların hiçbirine uymaz ama diğer taraftan bakıldığında vazgeçemediklerinizden biri olmayı da başarmışlardır. Pretzel Logic o tarz albümlerden biri. Albüm kötü değil elbette ama pek çok yönden zayıf kalıyor. Yine de dinlemesi o kadar keyif veriyor ki insana tekrar tekrar dinlemekten kendinizi alamıyorsunuz. İşin ilginci Steely Dan'in en iyi sayılabilecek albümü de değil. Ama albümün sıcaklığı, samimi görünümü, dinleyiciyi 70'lerin başına götüren tarzı sizi hemen yakalıyor.

New York'ta tanışıp ardı ardına birkaç grup kuran Donald Fagen ve Walter Becker, Steely Dan'in çekirdek kadrosunu oluşturuyor. Daha en başından beri ikisinin de amacı modernleşmiş ama özünü kaybetmemiş ve kendine has bir müzikal anlayış üzerine kurulu. Tanıştıkları andan itibaren de bunun üzerine yoğunlaşarak ilerliyorlar. Jazz'ı temel alan tarzlarıyla pek çok isimden sonra Leather Canary'e dönüşen grup (ki davulda sonraları komedi filmleri yıldızı olarak tanınan Chevy Chase var) ile cover parçalar çalıyorlardı. Sonraları çok başarılı bulunan ama bir türlü yayınlamayan kayıtlara imza attılar. Bu kayıtlardan biri Linda Hoover'ın I Mean To Shine albümüydü ve 5 adet Becker & Fagen şarkısı içeriyordu ama söz yazarlığı lisansı sorunu yüzünden albüm kaydedilişinden 52 yıl sonra, bu yıl yayınlanabildi.

İkili, film müzikleri de dahil olmak üzere pek çok "iş" için parçalar üretmişlerdi. Bu dönemde aralarına Jeff "Skunk" Baxter da katılmıştı. Bağlı bulundukları yapım şirketi, ürettikleri şarkıları diğer şarkıcıları için fazla karmaşık bulunca ikiliye kendi gruplarını kurma teklifinde bulundu ve 1971 yılı sonlarına doğru Steely Dan kuruldu.

Grubun adı, bu isim bulma işinin kutsal kitabı sayılabilecek olan William S. Burroughs'un Naked Lunch kitabından geliyordu. Kitapta geçen ve buharlı sistemle çalışan bir dildonun adıydı Steely Dan. 1972 yılında Can't Buy A Thrill, 1973 yılında ise Countdown to Ecstasy albümleri yayınlandı. Her ikisi de çok iyi albümlerdi. Konumuz olan üçüncü albüme gelindiğinde grup içerisinde çatlaklar oluşmaya başlamıştı. Zira Becker & Fagen ikilisi konserlere çıkmayı istemiyordu. Onun yerine stüdyoda kalıp daha iyi kayıtlar yapmak niyetindeydiler. Rock'ın revaçta olduğu bir dönemde pek doğru bir karar değildi elbette. Gitarist Baxter bu durumdan hiç hoşlanmıyordu ve sonunda gruptan ayrıldı.

İkili buradan sonra gerçekten de çok az sayıda konsere çıktılar, hatta neredeyse hiç konsere çıkmadılar bile denilebilir. Yine de başta aldıkları kararın arkasında durup gerçekten de iyi albümler ürettiler. 1975'ten sonra stüdyo müzisyenleri ile çalışarak kendi müziklerini kaydettiler.

Pretzel Logic grup mantığıyla yapılmış son Steely Dan albümüdür ama içinde bir çok stüdyo müzisyeni de bulundurduğu için de tam bir geçiş albümüdür. Bununla birlikte albüm, Rikki Don't Loose Thar Number gibi başarılı bir single (listelerde 4 numaraya kadar yükselmiş) yanında Night by Night, With A Gun gibi dinlemesi keyif veren parçalar içermekte.

STEELY DAN

Donald Fagen / Vokal, Klavye
Walter Becker / Bass, Gitar
Jeff "Skunk" Baxter / Gitar
Denny Dias / Gitar
Ben Benay / Gitar
Dean Parks / Gitar
Victor Feldman / Klavye, Marimba, Vurmalılar
Michael Omartian / Klavye
David Paich / Klavye
Timothy B. Schmit / Bass, Marimba, Vokal
Wilton Felder / Bass
Chuck Rainey / Bass
Ernie Watts / Bass
Jim Hodder / Davul
Jim Gordon / Davul
Jeff Porcaro / Davul
Lew McCreary / Trombon
Ollie Mitchell / Trompet
Plas Johnson / Saksofon
Jerome Richardson / Saksofon

PRETZEL LOGIC

01 - Rikki Don't Lose That Number 4:30
02 - Night by Night 3:36
03 - Any Major Dude Will Tell You 3:05
04 - Barrytown 3:17
05 - East St. Louis Toodle-Oo 2:45
06 - Parker's Band 2:36
07 - Through With Buzz 1:30
08 - Pretzel Logic 4:28
09 - With a Gun 2:15
10 - Charlie Freak 2:41
11 - Monkey in Your Soul 2:31


19 Eylül 2022 Pazartesi

Barış Manço & Kurtalan Ekspres / Yeni Bir Gün (1979)

Avrupa’da aldığı eğitimi ile beraber 1962 yılında başlayan müzik hayatını, 1967 yılında sonlandırarak Türkiye’ye dönen Barış Manço önce Fransa’da tanıştığı Les Mistigris adlı Belçikalı grupla sonra Mazhar Alanson ve Fuat Güner’in (MFÖ’ün M ve F’si) de içlerinde bulunduğu Kaygısızlar ile başarılı çalışmalar yapar. Bizim Gibi, Trip Fairground ve Flower of Love gibi psychedelianın ağır bastığın bestelerden oluşan ilk döneminin ardından Moğollar ile birleşerek ManchoMongol adını verdiği grupla, Türk folk müziğine ağırlık vererek Avrupa’ya açılmayı hedefler. Fransa’da dört ay boyunca verdikleri konserlerden sonra ülkeye dönen grup, 1971 senesinde dağılır.

1972’de kurduğu Ohannes Kemer (gitar-yaylı tambur), Nur Moray (davul), Celal Güven (perküsyon) ve Özkan Uğur (bass, MFÖ’nün Ö’sü) ‘dan oluşan Kurtalan Ekspres (İstanbul - Güneydoğu arası sefer yapan tren hattı) ile sayısız çalışmalar yaptıktan sonra 1975 senesinde psychedelia - folk - space - funk harmanı eklektik bir tarza sahip ilk albümü 2023’ü piyasaya sürer. Bahsini edeceğim asıl albüme göre daha çiğ kalsa da keşke hayal ettiği gibi 100. yılında da böyle güçlü bir müzikal anlayışa sahip olabilsek. Az da olsa hala zamanımız var. (?)

1975 sonunda gruptan ayrılan Özkan Uğur’un (MFÖ’nün Ö’sü) yerine gruba Bunalım bas gitaristi Ahmet Güvenç katılır. Aynı sene Dadaşlar’dan Kılıç Danışman’ın klavye görevini üstlenmesi ardına yaylı ve nefeslilerden oluşan bir orkestra ve dört kadın back ile Belçika’da kaydedilen Baris Mancho ismini verdiği, Little Darlin, Old Paulin, Nick the Chopper, Blue Morning Angel, Ride on Miranda gibi yeni bestelerin yanında eski parçaların ve türkülerin yeniden düzenlenmiş ve İngilizceye çevirilmiş hallerinin yer aldığı albüm ile tekrar dünyayı açılmayı çabalar fakat sonuç yine hüsran olur. Ohannes Kemer de ayrıldıktan sonra gruba katılan Bahadır Akkuzu ile uzun süre beraber olacak kadro tamamlanır.

Barış Manço ve Kurtalan Ekspres; 1978 senesinin sonunda piyasaya sürülen ikinci albümü Yeni Bir Gün ile iki albüm daha sürecek en olgun müzikal döneminin başlangıcı yaptı. Sarı Çizmeli Mehmet Ağa ve Aynalı Kemer İnce Bele gibi klasikleşmiş parçaların yanında Gesi Bağları ve Ham Meyvayı Kopardılar Dalından - ki bu parçada Kılıç Danışman’ın Fender Rhodes ile girişi muazzamdır- gibi türkü aranjmanları ve Ne Ola? Yar Ola? (maalesef bakınızı: Michel Polnareff) ve 2023’ün devamı 2024 / İkinci Yolculuk gibi yine döneminin ötesinde besteler barındıran albümün en can alıcı noktası Bahadır Akkuzu, Ahmet Güvenç, Caner Bora ve Celal Güven’in yarattığı kusursuz funky altyapının üzerine Kılıç Danışman’ın synth ve diğer bilimum tuşlularla yarattığı atmosfere Oktay Aldoğan’ın enfes nefeslilerinin eklendiği, beş bölümden oluşan Yeni Bir Gün oluyor. Manço’nun bugüne kadar en iyi vokal partilerinin de bu albümde bulunduğunu eklemek lazım. 

Manço'yu; 60’ ların sonlarına doğru yakaladığı başarıyı Yeni Bir Gün ile zirveye çıkaran müzikal serüvenine 90’lara doğru pop aranjmanları ile (Garo Mafyan) ket vurarak -çağa ayak uydurmak demeyin rica ederim- muazzam progresif dönemini en azından bizim gençlerimiz tarafından bile bilinemez hale getirmiş olsa da kültürümüze yaptığı sayısız katkılardan ötürü takdir etmemek mümkün değil.

BARIŞ MANÇO & KURTALAN EKSPRES

Barış Manço / Vokal
Kılıç Danışman / Akustik piyano, Fender Rhodes Elektro Piyano, ARP Solina String Ensemble Synthesizer, Korg 700s Synthesizer, Roland SH-3A Synthesizer, Hammond org
Ahmet Güvenç / Bass
Bahadır Akkuzu / Elektro Gitar, Akustik Gitar
Celal Güven / Vurmalılar
Caner Bora / Davul
Oktay Aldoğan / Flüt, Tenor Saksafon

YENİ BİR GÜN

01. Sarı Çizmeli Mehmet Ağa (4:23)
02. Gesi Bağları (4:32)
03. Çoban Yıldızı (4:20)
04. Bir Selam Sana Gönül Dağlarından (4:01)
05. Ne Ola? Yar Ola (5:29)
06. Aynalı Kemer İnce Bele (3:06)
07. 2024 / İkinci Yolculuk (6:21)
        - Uzay Üssünde Bir Sabah (Piyano Uvertürü: Kılıç Danışman) [3:16]
        - 3. Boyuttan Hareket (Bahadır Akkuzu, Celal Güven) [0:28]
        - Zaman Duvarına Doğru (Barış Manço, Caner Bora) [1:30]
        - Dördüncü Boyuta Geçiş (Ahmet Güvenç) [1:07]
08. Ham Meyvayı Kopardılar Dalından (4:08)
09. Yeni Bir Gün Doğdu Merhaba (2:05)
10. Anlıyorsun Değil mi? (2:10)
11. Ne Köy Olur Benden, Ne De Kasaba (1:36)
12. Elveda / Ölüm (3:03)
13. Bir Kelebeğin Yaşam Öyküsü (0:25)