21 Mart 2023 Salı

Malón / Rebelión (1971)

Malón
70'li yıların bir başka enteresan grubu. Hem grup üyeleri hem yaptıkları müzik hem de bilinmezlikleri onları enteresan bir hale sokuyor. Arjantinli müzisyenler Juan Carlos Cáceres ve Alberto Canónico tarafından Fransa'da, Fransız müzisyenler ile birlikte kurulmuş. Haklarında çok fazla bilgiye sahip değiliz. Ama Arjantin folklorundan beslenen, Psychedelic Rock ile genişleyen, Jazz ile lezzetlendirilen, Fransızca vokal ile de tuhaf gelen bir yapıya sahip olduklarını biliyoruz.

Tek albümlü efsaneler listemize rahatlıkla giren Malón'a ait El Camino adında bir albüm olduğu söylense de bilginin teyidi yok. Ayrıca albüme dair bir şey de yok. Youtube'da filan El Camino adında 4 dakikalık bir kayıt dışında pek bir şey yok. Hazırlanmış ama yayınlanamamış bir albüm olabileceği gibi konser kaydı ya da gayri resmi konser kaydı (fanlar tarafından kaydedilen bootleg) da olabilir. 

Belirsizliklerle dolu bir albüm Rebelión. Arjantin folkloru var ama belli belirsiz, Jazz albümün hemen her yerine yayılmış durumda gibi görünmekle birlikte Psychedelic Rock'ın da etkisi bir hayli fazla. Ama o da belirgin değil. Albümün gelişen, genişleyen ve kökleri değişken yapısı yüzünden Progressive Rock içerisine de rahatlıkla dahil edilebilir. Eclectic Prog olarak tanımlamak da doğru olmaz bu arada. Yapısal olarak farklı bir bütünlük taşıyor içerisinde fakat o da belirsiz. :)

Albümde enstrümantasyon oldukça iyi. Özellikle daha önce herhangi bir Rock albümünde rastlamadığımız (belki de nadiren rastladığımız) Peru Flütü, albümde bütün parçaların en dinamik noktası olarak öne çıkıyor. Ritim grubunun yaptığı işi bir kenara bırakırsak, gitar ve piyano gibi aletlerin önünde neredeyse albümün bütün yükünü Peru Flütü yükleniyor. Diğer yandan 12 telli gitarın aralarda yaptığı girişler ile ritim grubunun bazen Tango'ya bazen daha yerel inen ritimleri ile Rebelión oldukça şenleniyor.

Şenliğin başladığı yerler genelde Arjantin folkloruna dayanan ritimler oluyor ki albüm için oldukça iyi bir tercih olmuş. Sert Psychedelic gitarlar ile birlikte melodik ve ritmik yapı daha fazla öne çıkarken hem grubu hem albümü Rock kültüründen alıp folklorik müziğe doğru yönlendiriyor. Ardından her şeyi bir araya toparlayıp enfes bir sona erişiyor.

MALÓN

Daniel Leonard / 12 Telli Gitar, Bass, Vokal
Juan Carlos Cáceres / Piyano, Peru Flütü, Org, Quena, Vurmalılar, Trompet, Vokal
Alberto Canino / Davul, Vurmalılar
Didier Gras / Elektrikli Gitar, Org, Vurmalılar
Jean-Paul Proix / Davul

REBELIÓN

01 - Macoña 3:00
02 - La Ville 2:20
03 - Rebellion 3:40
04 - Je Donnerai 3:05
05 - Huinca 3:25
06 - Candombe 3:50
07 - Vidala 5:05
08 - Milonga 2:40
09 - Malón 1:40
10 - Le Fantôme 2:45
11 - La Nueva 4:10

20 Mart 2023 Pazartesi

Ramases / Space Hymns (1971)

Ara ara bahsettiğimiz tuhaf işlerden biri de Ramases. Esasen bir grup değil bir insanın takma adı. Garip bir şekilde kafayı yiyip, Mısırlı firavun tarafından ziyaret edildiğini söyleyerek adını Ramases yapan Kimberley Barrington Frost'un takma adı. Gerçek isim konusunda da uzunca bir süre problem yaşanmış. Hayranları ve rock müzik tarihi takip eden bazılarınca asıl adının Martin Raphael olduğu söylenmiş ve pek çok kaynakta bu yönde ekleme ya da değişiklikler yapılmış. Ama 2012 yılında Frost'un eşi olan ve müzik çevrelerinde Selket olarak bilinen Dorothy Frost'un yaptığı açıklama ile olay son bulmuş.

Ramases adıyla 70'lerde kaydedilen 2 albüm de Folk'tan beslenen ve Prog Folk olarak kategorilendirilen türe dahil. Lakin ilk albümün müzisyen kadrosunda -ki buna konuk müzisyen emek doğru olacaktır- ileride 10cc grubunu oluşturacak Kevin Godley, Lol CremeGraham Gouldman ve Eric Stewart bulunuyor. Albümü önemli kılan kısımlardan biri de bu. Az önceki isim karışıklığında adı geçen Martin Raphael de albümde Sitar çalıyor. Kadın vokal Sel (Selket - Dorothy Frost) ve Ramases albümün aynı zamanda tüm parçalarını üretmişler.

Temelde çok büyük özelliklere sahip olmayan bir albüm gibi görünse de Space Hymns kendi içinde farklı yerlere doğru yönelebilen başarılı bir çalışma. Pop müziğe olan yakınlığından, melodik bölümlerdeki tekrarlardan kaynaklı pek sevilmese de hakkını yemek de doğru olmayacaktır. Pop'a yaklaşan / yakınlaşan bir tarzın bile iyi yapıldığında başarılı olabileceğinin kanıtı olarak da görülebilir Space Hymns albümü.

Adındaki Space'ten kaynaklı olarak, parçaların bazı bölümlerinde iş Space Rock semalarına kadar çıkabiliyor. Ama işi o kadar sert bir hale getirmeden, kıyısından köşesinden geçerek çözüyorlar. Tabi albümdeki 10cc çekirdek kadrosu daha sonra, gruptan ayrıldıklarında paranın Pop'a yakınlaşan müzikte olduğunu gördüklerinden olsa gerek ne tür bir müzik yaptıkları da ortada.

Sıkıcı olmayan, çıkan seslerle sizi adeta büyüleyen, bazen şaman bazen Kelt kültürüne doğru kayan değişik vokalleri, üstün körü olmayan enstrümantasyonu ile başarılı bir albüm. Arşivinize almak kişisel beğenilerinize kalmış ama diğer taraftan bakıldığında da olmazsa eksikliği hissedilebilir.

RAMASES

Ramases / Vokal

Konuk Müzisyenler:
Sel / Vokal (3,5,10)
Eric Stewart / Lead Gitar, Moog synthesizer
Lol Creme / Lead Gitar, Moog synthetizer
Graham Gouldman / Gitar, Bass
Martin Raphael / Sitar
Kevin Godley / Davul, Flüt

SPACE HYMNS

01. Life Child (6:40)
02. Oh Mister (3:01)
03. And The Whole World (3:48)
04. Quasar One (6:46)
05. You're The Only One (2:21)
06. Earth-People (5:29)
07. Molecular Delusions (4:02)
08. Balloon (4:32)
09. Dying Swan Year 2000 (0:47)
10. Jesus (4:02)
11. Journey To The Inside (6:07)

19 Mart 2023 Pazar

Clear Blue Sky / Clear Blue Sky (1971)

Tek albümlü efsaneler listemize üst sıralardan giriş yapan Clear Blue Sky, 3 kolej arkadaşı genç tarafından kurulmuş. Londra'nın Acton bölgesinde yaşayan elemanlar önce Jug Blues, ardından Matuse ve sonra da X adını almışlar. Vertigo ile çalışan bir menajerin grubu dinledikten sonra hayran kaldığı ve anlaşmayı hemen imzaladığı söyleniyor. Üçü de henüz 18 yaşında olan Clear Blue Sky elemanları hızlı bir çalışmanın ardından ilk albümü kaydediyorlar ve albüm piyasaya sürülüyor.

Grubu ilk başlarda Led Zeppelin ve Jethro Tull'ın ilk dönemleriyle filan karşılaştırıyorlar. Her iki gruba da bazı noktalarda yakınlıklar olsa da grubun her ikisiyle de alakası olmadığını söylemek lazım. Onlar gibi Blues kökeninden geliyor olsalar ve Led Zeppelin gibi işi daha ileriye götürüp Hard Blues'a vardırsalar da aynı değiller. Jethro Tull'ın daha hafif kalan ilk dönem blues anlayışı ile de uzaktan yakından ilgisi yok tabi. Lakin her iki grubun da belirgin bazı özelliklerini üzerlerinde taşıdıkları da gerçek.

Albümün yayınlanmasından sonra grup fazla ilerleyememiş. Bazı kayıtlar yapmışlar ama yayınlama fırsatları olmamış. Kaydedilen bu materyaller ancak 20 yıl sonra, arşivlik albüm olarak yayınlanabilmiş. Her ne kadar ilk albümü biraz ileriye götürüyor olsalar da albümün ikinci albüm olarak düşünülmemiş, sadece yapılan kayıtların toplamı olduğu düşünüldüğünde biraz hafif kaldığını da söyleyebiliriz. Daha konunun başında tek albümlü efsaneler listemizde dahil etmiştik malum. Ama bu 70'li yıllarda çıkartılan albümlerle alakalı bir liste. Grubun 90'larla birlikte 5 albüm daha yayınlamış olması bizi bağlamıyor yani.

Grubun vokalsiz ve 3 kişi ile efsanevi bir iş ortaya çıkardıklarını belirtelim. Hard Blues ve Psychedelic Rock'ı aynı potada eritip yükseldikçe yükselen bir Heavy Progressive Rock albümüne imza atmışlar. Dönemin pek çok popüler ve popüler olmayan Heavy Rock grubu arasında bir hayli sivriliyorlar. Yaşlarının küçük olmasına rağmen de enstrüman kullanımı konusunda da değme müzisyenlere taş çıkartacak kadar iyiler. 90'lı yıllardan sonra kaydettikleri albümler de oldukça başarılı tabi. Lakin 70'lerin ruhunu o dönemki gibi hissettiremediği için olsa gerek biraz geride kalıyorlar.

CLEAR BLUE SKY

John Simms / Gitar
Mark Sheather / Bass
Ken White / Davul

CLEAR BLUE SKY

01. Journey to the Inside of the Sun (18:20)
02. You Mystify (7:45)
03. Tool of My Trade (4:50)
04. My Heaven (5:00)
05. Birdcatcher (4:10)

18 Mart 2023 Cumartesi

Ergo Sum / Mexico (1971)

Fransız underground rock kültürünün önemli yapı taşlarından biri de Ergo Sum. 60'ların ortalarında Lemon Pie adıyla kuruluyorlar. Birkaç kadro ve tarz değişikliğinin ardından 1968 yılında Ergo Sum adını alarak yola devam ediyorlar. Müzikal anlayışlarını belirgin bir türe sokmakta zorlanabildiğiniz gruplardan biri aynı zamanda.

Uzun süreli çalışmaların ardından çıktıkları küçük çaplı konser ve barlarda epeyce deneyim elde ettikten sonra Laurent Thibault'un kurduğu plak şirketi Theleme ile anlaşıyorlar ve hem kendilerinin ilk hem de plak şirketinin ilk albümünü yayımlıyorlar. Underground olmanın ve daha büyük kitlelere açılamamanın getirisi olarak albüm çok fazla bir ticari başarı elde edemiyor. Bunun aksine ise albüm bir o kadar da iyi. Maalesef ki albümün başarılı olması grubun bir arada kalmasını sağlamıyor ve grup albümden bir süre sonra, 1972 yılında dağılmış.

Daha önce bazı Fransız gruplarında bahsettiğimiz dilden kaynaklı rahatsızlık bu albümde yok. Çünkü albüm İngilizce olarak kaydedilmiş. Grubun vokali Lionel Ledissez'in kulağa hoş gelen ve pek fazla örneği olmayan bir sesi var. Eğer Family grubundan Roger Chapman'ı dinlemeyi seviyorsanız Ledissez'e de bayılırsınız.

Az önce grubun türüne dair saptama yapmakta zorlanılabileceğini söylemiştik. Pek çok kaynakta Jazz Rock ve Fusion olarak belirtilir Ergo Sum'un içine dahil olduğu janrlar. Her iyi yaklaşım gerçekten grubun müzikal anlayışında bulunuyor olsa da kesin olarak bu iki türe dahil etmek de pek doğru değil gibi geliyor insana. Zira albümde Psychedelic Rock, Folk, Ortaçağ müziği tınıları, Blues'a yaklaşan gitarlar ve daha bir çok türe ve tarza yaklaşan yerler bulunuyor. Eklektik bir yapıya sahip olduğunu kabul etmek gerekiyor. Belki bu nedenle de Eclectic Prog içerisine dahil olmaları daha olası.

Mexico'daki enstrüman kullanımları gerçekten de sağlam düzeyde. Grup elemanlarının enstrümanlarına hakimiyeti gitgide zorlaşan parçalar içerisinde kendisini fazlasıyla belli ediyor. Karmakarışık bir hal alan yapının içerisine bodoslama dalan gitar solosu her şeyi toparlamakla kalmıyor, parçanın / parçaların yönünü de bir anda değiştirebiliyor. Dipten ve derinden sık sık duyduğunuz piyano ve Hammond org tınıları da sizi farklı bir evrene sokma gücüne sahip.

ERGO SUM

Lionel Ledissez / Vokal, Vurmalılar, Sleigh Bells
Jean Guérin / Flüt, Wurlitzer, Steinway Piyano, Rhodes Piyano, Hammond Org, Whistling (1)
Michel Leonardi / Elektrik Gitar, Akustik Gitar, Vokal
Roland Meynet / Keman, Akustik Gitar (4)
Max Touat / Bas, Akustik Gitar (6 & 7), Double-Bass (4)
B.B. Brutus / Davul, Congas, Maracas, Vurmalılar

Konuk Müzisyenler:
Laurent Thibault  / Akustik Ritim Gitar
Dominique Blanc-Francart / Moog (5)

MEXICO

01. Mexico (3:26)
02. I Know Your Mother (8:50)
03. Albion Impressions (5:24)
04. Lydie (1:00)
05. Night Road (3:05)
06. Unparalleled Embrace (3:05)
07. John's Nightmare (3:50)
08. Faces (6:20)
09. Second Rebirth (4:07)
10. All's So Comic (5:55)
11. Tijuana (3:40)
12. It's Me (2:02)
13. Mexico - Instrumental Version (1:00)

17 Mart 2023 Cuma

Mighty Baby / Mighty Baby (1969)

Londra, İngiltere'den çıkma Mighty Baby'nin enteresan bir hikayesi var. Grup, 1968 yılında dağılan The Action grubunun elemanlarının bazılarınca aynı yıl içerisinde kuruluyor. Yılın sonlarına doğru konumuz olan ilk albümün kaydını tamamlıyorlar ama albüm 1 yıl boyunca piyasaya sürülemiyor. 1969 yılında piyasaya çıktığında da hem ticari başarı kazanırken hem de kaliteli bir albüm dolayısıyla fazlaca övgü alıyor. Hemen ardından grup elemanlarının dördü din değiştirip İslamiyet'e geçiyorlar (Şaka değil!). İkinci albüm kayıtları sırasında müzikal yaklaşımları büyükçe bir miktar değişiyor. Kaydedilen ikinci albüm iyi olmakla birlikte ilk albümden oldukça uzakta bir yerlerde duruyor.

İkinci albümden bir süre sonra da grup dağılıyor. Ama ara ara gruba ait canlı kayıtlar ve konser kayıtları bir bir gün yüzüne çıkıyor. Bazıları grup tarafından bazıları ise takipçiler tarafından kaydedilmiş. Sonradan çıkan bu kayıtlara bakıldığında grubun tam anlamıyla bir konser grubu olduğu ortada. Gerçekten de stüdyo albümlerinden daha iyi çaldıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

2 gün içerisinde hızlı bir şekilde ve düşük bir bütçeyle kaydedilen albüm aynı zamanda çok düşük bir plak baskısıyla piyasaya sürülmüş. Buna rağmen özellikle de underground müzik çevrelerinde bir anda kendine sağlam bir yer bulmuş Mighty Baby. Gelen bu popülerlikle birlikte Fairport Convention'ın ön grubu olarak sahne almalarının yanında 1970 yılında yapılan Isle of Weight Festivali'nin ilk günün kapanış grubu olarak da yer almışlar. 

Mighty Baby'nin bu ilk albümü gerçekten de Psychedelic köklerine son derece bağlı ve onu alıp bir adım öteye taşıyor. Bu yapısı itibariyle bazı kaynaklarda Progressive Rock'ın içerisine Crossover Prog üzerinden dahil edilmeye çalışılsalar da beyhude bir çaba olduğu, Mighty Baby'nin ilk albümünün sağlam bir Psychedelic Rock albümü olduğunu kabul etmek gerekiyor. Tabi beklentilerinizi Amerikan tarzı bir Psychedelic ile sınırlandırmayın. Albümde pek çok tarza ve türe yakınlaşan, derin, coşkulu ve oldukça da sempatik parçalar bulunuyor. 

Grup elemanlarından Alan 'Bam' King, Mighty Baby'nin modernleştirilmeye çalışılmış bir sufi müzik yaptığı ikinci albümünden sonra gruptan ayrılıp, Soft Rock, Pop Rock diye tabir edilen bir müzik tarzına dahil ama acayip de para kazanmış Ace grubuna dahil olduğunu söyleyelim.

MIGHTY BABY

Alan King / Gitar, Vokal
Martin Stone / Lead Gitar, Slide Gitar
Ian Whiteman / Piyano, Org, Saksafon, Flüt, Vurmalılar, Vokal
Michael Evans / Bass
Roger Powell / Davul

MIGHTY BABY

01. Egyptian Tomb (5:28)
02. A Friend You Know But Never See (4:24)
03. I've Been Down So Long (5:05)
04. Same Way From the Sun (5:37)
05. House Without Windows (6:10)
06. Trials of a City (5:58)
07. I'm From the Country (4:49)
08. At a Point Between Fate and Destiny (4:44)

16 Mart 2023 Perşembe

Freak Out / Life (1971)

Freak Out
, Psychedelic Rock ve Jazz Rock etkileşimli bir Avusturya grubu. 1971 yılı içerisine bir araya gelip albümü kaydedip dağılmışlar. Haklarında çok fazla bilgi olmamakla birlikte, kolayca anlaşılacağı üzere grubun adı Frank Zappa'nın Mothers of Invention'ının Freak Out albümünden geliyor.

Albümle ilgili ilginç bir bilgi de, 24 Nisan 1971'de Klangenfurt Konser Salonu'nda 1000 kişilik bir seyirci kitlesi önünde canlı olarak kaydedilmiş olması. Konser kaydı gibi düşünmeyin ama albümü. Sanki stüdyoda çalmışlar gibi rahatlar. Buradan anlaşılan o ki grup elemanları enstrümanları konusunda oldukça yetkin ve yetenekliler.

Bir de albümün ilk baskısı yani plak versiyonu 200 adet basılıp dağıtılmış. Yani yıllardır kolleksiyonerler için aranan nadide parçalardan biri. Değeri de oldukça yüksek.

Albüme gelirsek, muhteşem, efsanevi gibi tanımlamalar kullanamasak da ortalamanın çok üzerinde bir albüm. Özellikle konser kaydı olması kalitenin niteliğini de belirliyor. Stüdyoda doğru düzgün albüm kaydedemeyen grupların yanında, canlı olarak kaydedilmiş nefis bir albüm. Life'ın içerisinde bolca cover parça bulunuyor. East Of Eden'ın Snafu albümünden Leaping Beauties for Rudy, Spirit'in aynı adlı albümünden Fresh - Garbage, Frank Zappa'dan Son of Mr. Green Genes, Santana'dan Evil Ways ve Blodwyn Pig'in See My Way parçasının saksafon ve gitar doğaçlamaları ile dolu bir yorumu var. Her bir parçanın yorumu kendi içinde bambaşka ve güzel. Albümdeki diğer doğaçlamaları ve sürprizleri de siz keşfedin.

Konser kaydı olması sebebiyle aslında albümde çok fazla türe doğru kayma da görülüyor. Bu yapısından dolayı bazı kaynaklarda Krautrock ile Jazz Rock arasında bir yerde konumlandırılıyor. Tam anlamıyla doğru bir saptama olmayabilir ama oldukça da yakın bir tanımlama diyebiliriz. 

Albümde özellikle saksafonu çok iyi kullanmışlar. Hemen her parçanın hemen her yerinde duyabiliyorsunuz tenor saksafonu. Max Weißenbäck saksafon konusunda epeyce yetenekli. Diğer yandan arada sırada atonale doğru kayma eğilimi gösteren saksafona eşlik edebilme başarısını gösteren ritim grubu ve gitarların da hakkını vermek gerekir. Gitarları Robert ve Peter Musenbichler diye 2 kardeş üstlenmiş. Her ikisi de Lead Gitar çalıyorlar. Bunun yanında Peter lead vokal iken Robert da geri vokalleri üzerine almış.

FREAK OUT

Robert Musenbichler / Lead Gitar, Vokal
Peter Musenbichler / Lead Gitar, Lead Vokal
Max Weißenbäck / Saksafon
Charl Dienes / Davul
Mike Gärtner / Bass
Ivan Miholić / Vurmalılar

LIFE

01 - Evil Ways 3:25
02 - See My Way 3:25
03 - Sing Me a Song That I Know 2:00
04 - Leaping Beauties for Rudy 4:35
05 - Jamming Brothers 3:45
06 - Son of Mr. Green Genes 4:36
07 - Fresh - Garbage 9:45
08 - Everybody Need Somebody to Love 10:40
09 - Ramadhan Part III 0:10

15 Mart 2023 Çarşamba

Wonderland Band / Wonderland Band No.1 (1971)

Alman Rock müziğinin en tuhaf isimlerinden Achim Reichel'in projesi olan Wonderland Band, en az adamın kendisi kadar tuhaf. 3 yıllık Wonderland macerasının ardından, grubun vokali Frank Dostal ile birlikte kurduğu grupla albüm kaydetmişler. Açık ara farkla, tek albümlü efsaneler listemize giriyor olduklarını söyleyelim.

1971 yılında albüm kaydetme şansı olmadan dağılan Wonderland'i bir üst aşamaya taşıyıp Wonderland Band'e çevirip Krautrock'ın en değişik ve etkileyici albümlerinden birine imza atıyorlar. Temel olarak grupta 2 kişi olmalarına rağmen Konuk Müzisyen adı altında listelenen 25 kadar müzisyenle birlikte kaydediyorlar albümü. Albümün genelinde Pirinç Çalgıların egemenliği var. Tabi ki Reichel'in gitarı da büyük bir yer kaplıyor.

Boogie Rock, Psychedelic Rock, Folk, Ortaçağ müziği gibi türlerin bir bileşkesi olan albüm genelde Progressive Rock, özelde ise Krautrock janrı içerisine dahil ediliyor. Pirinç çalgıların varlığından kaynaklı olarak albümün coşkulu yani bir hayli ağır basıyor. Folklorik öğeler içeren baladlar bile neredeyse büyük bir coşku içerisinde icra ediliyor albümde. Yok artık bu kadar da olmaz diyeceğiniz her şeyi tek albüme sığdırmışlar gibi bir durum var yani ortada. 

Bazı eleştirmenler tarafından Reichel'in A.R. & Machines adı altındaki ilk albümü Die Grüne Reise'ye benzetiliyor. Her ne kadar iki albüm de aynı yıl içerisinde kaydedilmiş olsalar da aralarında büyük farklar da bulunuyor. Die Grüne Reise'de fazlasıyla bulunan, Reichel'in ekolo gitarları Wonderland Band albümünde kendine çok fazla yer bulamazken, tersi durumda da Die Grüne Reise'de pirinç çalgıların esamesi okunmuyor. Ayrıca Psychedelic Pop gibi düşünebileceğimiz bir tarzı icra eden Wonderland'in devamı olarak düşünüldüğünde Wonderland Band albümünün tam da bunun devamı olduğu, Progressive öğeler taşıdığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu noktada hemen belirtelim, her iki albüm arasında hangisi daha iyi kıyaslaması da yapamayacak durumda kalıyorsunuz. Melodi yapılarında benzerlikler varsa da enstrüman bölümleri, özellikle pirinç çalgıların olduğu yerlerde acayip ve değişik bir hal alıyor. Ortaçağ'da bir savaş alanından çıkıp, izbe ve pis kokulu bir bara doğru gidiyormuşsunuz hissiyatını fazlasıyla yaşatıyor albüm size. Frank Dostal'ın vokalinin albüme çok yakıştığını da söyleyelim.

WONDERLAND BAND

Frank Dostal / Vokal
Achim Reichel / Gitar, Vokal

Konuk Müzisyenler:
Claus-Robert Kruse / Vokal, Gitar, Org
Rale Oberpichler / Vokal
Helmuth Franke / Gitar
Ladi Geissler / Gitar
Bernd Steffanowski / Gitar
Kalle Trapp / Gitar, Bass
Hans-Uwe Reimers / Piyano
Benny Bendorf / Bass
Hans Hartmann / Bass
Sten-H. Lineberg / Bas
Peter Franken / Davul
Jo Nay / Davul
Barry Reeves / Davul
Dicky Tarrach / Davul
Walter Rudolph / Kettle Davullar
Max Lindner / Xylophone, Chimes
Bernhard Gediga / Trompet, Barok Trompet
Peter Kallensee / Trompet
Ernst Möhlheinrich / Trompet
Walter F. Preu / Trompet
Heinz Fadle / Trombon
Hermann Henrich / Trombon
Friedrich Rohde / Trombon
Wiegand Schneidenbach / Trombon

WONDERLAND BAND NO.1

01 - Heya, Donna Laya 4:51
02 - The Liberal John F. Baverstock 6:51
03 - Heavy Rider 8:23
04 - I Make Music 4:01
05 - Country Clown 5:00
06 - Unfaithful 2:40
07 - The Hill 12:01

14 Mart 2023 Salı

Culpeper's Orchard / Culpeper's Orchard (1971)

1969 yılında Kopenhag, Danimarka'da kurulan Culpeper's Orchard, dönemin Danimarkalı grupları arasında iyi bir yere sahip. 70'ler boyunca 4 albüm kaydetmiş olmalarına ve bu albümlerden sonuncusunun üçüncü albümden 5 yıl sonra kaydedilmiş olmasına rağmen gayet başarılı bir çizgide hareket etmişler.

Daha önce blog'a konuk ettiğimiz Day of Phoenix ile ortama giren İngiliz müzisyen Cy Nicklin, grupla 2 parça kaydettikten sonra ayrılır ve yeni grup olarak Culpeper's Orchard'ı kurar. 4 kişilik kadrosuyla fazlasıyla büyük bir potansiyele sahiptir grup. Hem verdikleri konserlerde hem de kaydettikleri ve konumuz olan ilk albümde çok büyük başarı kazanırlar. Albüm hem ticari başarıyı getirirken hem de müzikal anlamda fazlasıyla doyurucudur.

Tuhaf bir şekilde, dinledikçe Jethro Tull, The Beatles, Led Zeppelin gibi grupların izlerini fazlasıyla bulursunuz grupta. Ama bu kopyalamanın ötesine geçer ve kendi tarzlarını yaratırlar. Bahsi geçen grupları sadece andırmaktadırlar ama asla bire bir aynı değildirler. Tutturdukları bu frekansta devam ederler ve ikinci albümü yayınlarlar. O da en az ilki kadar başarılıdır. Belki biraz aşağıdadır ama o da sadece biraz işte.

Fakat ikinci albümün ardından grubun 2 üyesi ayrılır ve orijinal kadro yarı yarıya azalır. Buradan aldığı yetki ile Cy Nicklin belki de hayatının en saçma kararını vererek Country Rock'a çok yaklaşan bir üçüncü albüm kaydeder. Albüm gerçekten de gereksiz denilebilecek kadar kötüdür. Tabi bu Culpeper's Orchard açısından baktığımız zaman öyle. Diğer yandan bakıldığında ise türün iyi örneklerinden biri olarak kabul görebilir. Albümün yeteri kadar başarılı olmaması grubun havada asılı kalmasını sağlar. Uzunca bir süre sessiz sedasız kalırlar. Ta ki 1977 yılına kadar. O yıl ismi kısaltıp Culpeper olarak kullanırken son bir albüm daha kaydederler. Albüm fazlasıyla başarılı ve kalitelidir. Lakin grubun artık sonu da gelmiştir.

Eclectic Prog'un Danimarka'dan çıkmış en önemli temsilcilerinden biridir Culpeper's Orchard. Konumuz olan ilk albüm de bu türün en iyi albümlerinden biri olarak kabul edilebilir rahatlıkla. Arşivde olmazsa olmaz, dinlemezseniz pişman olacağınız türde bir albümdür.

CULPEPER'S ORCHARD

Cy Nicklin / Lead Vokal, Ritim Gitar, Akustik Gitar, Vurmalılar
Nils Henriksen / Lead Gitar, Akustik Gitar, Piyano, Harpsichord, Lead Vokal
Michael Friis / Bass, Org, Flüt, İki Parmak Piyano, Vurmalılar
Rodger Barker / Davul, Vurmalılar

Konuk Müzisyenler:
Birgitte Swarbrick / Performer (12)
Mette Holkenov / Performer (12)

CULPEPER'S ORCHARD

01. Banjocul (0:48)
02. Mountain Music Part 1 (6:28)
03. Hey You People (1:31)
04. Teaparty For An Orchard (6:13)
05. Ode To Resistance (5:54)
06. Your Song & Mine (5:35)
07. Gideon's Trap (5:45)
08. Blue Day's Morning (2:11)
09. Mountain Music Part 2 (7:26)

13 Mart 2023 Pazartesi

The Progress Organization / Barnodaj (1971)

1968 yılında Çekoslovakya'da kurulan The Progress Organization, ülkenin en iyilerinden biri olarak kabul edilir. Dünkü yazıda bahsedilen Modrý Efekt'ten sonra ikinci ırada geldiği rahatlıkla söylenebilir. Grubun kaderi dönemin pek çok Çekoslovak grubunun yaşadığı belirsizlik içerisinde dönüşümler ve değişimlerle geçmiştir. İlk albümün yayınlanmasının ardından ülkedeki rüzgarın yönünün değişmesiyle birlikte grup, adını önce Barnodaj'a sonra da Progres 2'ye çevirmiş ve öyle devam etmiştir. Daha bilinen adlarının Progres 2 olduğunu kabul etmek lazım.

Pavel Váně ve Zdeněk Kluka tarafından kurulan grup 3 yıl boyunca verdikleri konserlerde edindikleri deneyim ile albüm aşamasına geçiyorlar. Büyük zorluklarla hazırladıkları Barnodaj albümü hak ettiği tepkiyi hem dinleyenlerden hem de eleştirmenler almayı başarmıştı. Eleştirmenler albümü yılın en iyi albümü olarak tanımladılar. Fakat ülkedeki siyasi fırtınanın dinmek bilmeyen durumu The Progress Organization'ı da diğer gruplarda oluğu gibi olumsuz yönde etkilemişti. İngilizce isim kullanma yasağı gibi ucube bir durumla karşı karşıya kaldıklarından dolayı 1978 yılındaki ikinci albümü, ilk albümün adını kendilerine isim yaparak çıkarabildiler. Rudyard Kipling'in The Jungle Book kitabının bir esinlenmesi olan Maugli albümü de oldukça başarılıydı. 

Bir sonraki siyasi fırtınanın ardından da isimlerini, The Progress Organization'a atıf olarak Progres 2'ye çevirdiler. Bu isim ile kaydettikleri albümler daha etkili ve kaliteli bir hal almıştı. 80'li yılların dandik atmosferine rağmen o yıllar içerisinde iyi albümler kaydedebilen ender gruplardan biri oldular.

Konumuz olan Barnodaj albümü hem çıkış albümleri hem de 70'lerdeki en büyük başarılarıydı. Psychedelic Rock, Folklorik öğeler ve Klasik Müzik'ten etkilenen yapısıyla fazlasıyla eklektik bir görünüme sahipti. Doğal olarak albümü Eclectic Prog janrı içine dahil etmekte hiçbir sakınca yok.

Albümde enstrüman kullanımları oldukça iyi. önemin İngiliz gruplarını aratmıyorlar diyebiliriz. Arada aksayan tek şey parçalardaki vokal bölümlerinin Çek dilinde olması sanıyorum. Biraz etkisiz kalıyor müziğin içerisinde. Ama Fransızca'nın bıraktığı kötü etkiden daha fazlasını verdiği de ortada. Unutmadan, albümde çok değişik bir We Can Work It Out (The Beatles) yorumu var.

Barnodaj'da klavyelerin etkisi bir hayli fazla. Diğer enstrümanların hepsinin üstüne çıktığı anlar çok. Bu arada belirtelim, albüm kaydı sırasında orijinal grup 4 kişiden oluşuyor ama 15 kişilik bir konuk müzisyen kadrosu ve orkestra onlara eşlik ediyor.

THE PROGRESS ORGANIZATION

Pavel Váně / Elektrik gitar, İspanyol Gitar, Piyano, Org, Harpsichord, Tambourine, Vokal
Jan Sochor / Org, Piyano, Vokal
Emanuel Sideridis / Bass, Vokal
Zdeněk Kluka / Davul, Claves, Bonos, Shaker, Vokal, Telli Çalgılar ve Koro Yönetimi

Konuk Müzisyenler:
Jana Paulová / Vokal (4), Koro (6)
Jana Válková / Koro (6)
René Nachtigalová / Koro (6)
Zuzana Boříková / Koro (6)
Jan Čapoun / Trompet (4-6,10)
Václav Týfa / Trompet (4-6,10)
Zdeněk Sedivý / Trompet (4-6,10)
Ladislav Odcházel / Trombon (4-6,10)
Oldřich Koudela / Trombon (4-6,10)
Oldřich Průsa / Trombon (4-6,10)
Jaroslav Morkus / Flüt (6,11)
Vladislav Marek / Flüt (6,11)
Ales Čízek / Obua (6,11)
Otto Trnka / Obua (6,11)
Zdeněk Jares / Bariton Saksafon (8)
Smyčcový Orchestr Frantiska Javůrka / Telli Çalgılar
Frantisek Javůrek / Orkestra Yönetimi

BARNODAJ

01. Introdukce - Introduction (1:25)
02. Jako Hélios - Like Helios (3:50)
03. Ikaros - Icarus(2:25)
04. Strom - The Tree (3:45)
05. Argonaut (3:55)
06. Ptáčník - The Fowler (4:15)
07. We Can Work It Out (4:35)
08. Time (4:05)
09. I Feel Free (3:55)
10. A Lovely Day (6:30)
11. Good Bye (1:25)

12 Mart 2023 Pazar

Modrý Efekt & Jazz Q Praha / Coniunctio (1970)

Modrý Efekt
, 70'li yılların Çekoslovakya'sının en önemli grubu. Polonya için SBB, Macaristan için Omega neyse, Modrý Efekt de Çekoslovakya için o yani. Başlangıçta isimlerini Blue Effect olarak belirlemişler ama dönemin Demir Perde ülkelerinden birinde yaşıyor olmanın verdiği dezavantajla, hükümetin bu tip İngilizce isimlere onay vermemesinden dolayı grubun adını önce Modrý Efekt sonra da M. Efekt olarak kullanmak zorunda kalmışlar.

1968 yılında başlarında gitarist Radim Hladík'in bulunduğu bir grup genç tarafından kurulan grup 2 yıllık birlikte çalışmanın ardından albüm kaydetme aşamasına gelmişler. İlk albüm 1970 yılı başlarında Meditace adıyla yayınlanmış ve oldukça da başarılı bulanan bir albüm olmuş. Bir anda gelen popülarite ile birlikte Jazz Q Praha grubu ile birlikte ortak bir albüm kaydetmişler. Konumuz olan Coniunctio 1970 yılı sonlarına doğru yayınlanmış.

Bu başarılı albümün ardından da bir sürü kayıt yapıp yayınlamışlar. Özellikle 1974 sonrası albümler inanılmaz derecede iyi albümler olarak kaydediliyor. Albümlerin başarısındaki en önemli etken de hiç kuşkusuz Radim Hladík faktörü. Adam gerçekten alanında en iyilerden biri olarak gösteriliyor.

Coniunctio'da asıl grup olan Modrý Efekt 3 kişiden oluşuyor. Yukarıda ortak dedik ve albümün kapağında da adı yazılmış olsa da Jazz Q Praha bu albümde konuk müzisyenler olarak düşünülmeli. Zira parçaların hazırlık aşaması ve üretimi Modrý Efekt'e ait. Fakat Jazz Q Praha'nın da enfes müzikal anlayışı ile birleştirdiklerinde efsanevi bir albüm ortaya çıkmış.

Jazz Rock albümü olarak geçse de aslında bir Fusion albümü Coniunctio. Jazz ve Rock'ın enfes birleşiminden oluşuyor. Albümün tamamına kontrolüz bir kaos hakim. Atonal seslere gidecekmiş gibi görünüp farklı türlerin yansımaları ile belirgin bir yapı üzerinde ilerlemeyi tercih ediyorlar. Jazz öğeler fazlasıyla ağır basarken Rock müzikten coşkuyu da elden bırakmıyorlar. Bu tarz içerisinde dinleyebileceğiniz en iyi albümlerden biri olduğu su götürmez. Buna benzer başka bir albüm bulma şansınız da yok gibi. Fazlasıyla coşkulu, baştan çıkarıcı, tehditkar ve cüretkar. Her bir notadan sizi daha fazla ileriye götürüp geri getirmeyeceklermiş hissi uyandırıyorlar.

MODRÝ EFEKT

Radim Hladík / Gitar, Ses Efektleri
Jiří Kozel / Bass (1,2,4), Ziller
Vlado Čech / Davul (1,2,4)

Konuk Müzisyenler The Jazz Q Prague (1,3,4):
Martin Kratochvil / Piyano, Org, Trompet
Jiří Stivín / Flüt (solo 2), Hawaii Flütü, Piccolo, Alto Saksafon, Wood Blocks, Ses Efektleri
Jiří Pellant / Double Bass
Milan Vitoch / Davul, Harness Bells

CONIUNCTIO

01. Coniunctio I (19:15)
02. Návstěva U Tety Markéty, Vypití Sálku čaje / A Visit to Aunty Margaret for a Cup of Tea (6:00)
03. Asi Půjdem Se Psem Ven / Perhaps We'll Probably Take the Dog Out (7:15)
04. Coniunctio II (7:15)