15 Temmuz 2023 Cumartesi

Vanilla Fudge / Vanilla Fudge (1967)

Rock müziğin öne çıkmaya başladığı yıllardan önemli bir grup Vanilla Fudge. Daha önce blogda Renaissance albümü ile konuk etmiştik. Hata değildi elbette o albümle başlamak. Zira grubun en iyi albümü sayılabilecek niteliklere sahip. Fakat ilk albümü eklememek de olmaz şimdi. The Beatles, Rolling Stones, Beach Boys gibi gruplarla başlayan sürecin hemen ardından ortaya çıkan grupların başında geliyor Vanilla Fudge.

Kadrosunda yer alan Tim Bogert & Carmine Appice ikilisinin öne çıkan çabalarıyla gerçekten de başarılı işlere imza atıyorlar. Hatta bu ilk albüm o kadar etkileyicidir ki daha sonraları Black Sabbath, Deep Purple ve Blue Öyster Cult gibi grupları etkilediği söylenir.

Albümde bulunan cover parçalar hem iyi seçilmiş hem de zaten nefis parçalar. Ama orijinal halleri ile aralarında en ufak bir alaka yok. Açılış parçası Ticket To Ride ve kapanış parçası Eleanor Rigby, Beatles'tan geliyor. Ticket to Ride'ın böyle bir versiyonunu muhtemelen hiç duymamışsınızdır. Gerçi aynı durum Eleanor Rigby için de geçerli. Bir de albümün You Keep Me Hanging On adıyla anılmasını da sağlayan bir The Supremes cover'ı var ki tadından yenmez. Parça, cover nasıl yapılırın enfes bir örneği.

Bu arada belirtelim, albüm tamamen cover parçalardan oluşuyor. Yani grubun bu ilk albümünde kendilerine ait bir parça yok. Fakat o kadar iyi yorumlamışlar ki grubu eleştirme şansı bulamıyorsunuz. Bir noktadan bakıldığında, eğer bu albümdeki tüm parçaları kendileri yazmış olsalardı, muhtemelen uzun yıllardır devam eden "ilk progressive albümü hangisi" sorunu rahatlıkla çözülmüş olurdu. Bogert ve Appice ikilisini bir kez de bu başarıdan ötürü tebrik etmekte fayda var.

Vanilla Fudge'ın bu albümdeki müzikal anlayışı Psychedelic Rock, Acid Rock, Heavy Psychedelic Rock gibi alanlarda gezinmekle birlikte, Uriah Heep, Procol Harum ve Black Widow seven dinleyiciler tarafından da acayip şekilde sevilebilir.

Yazın en sağlam şekilde sıcağını yansıttığı günlerde, can sıkıntısına son verecek kadar sağlam ve sert bir albüm tercih etmek niyetindeyseniz Vanilla Fudge'ın 1967 tarihli ilk albümü tam dişinize göre.

VANILLA FUDGE

Vince Martell / Gitar
Mark Stein / Org, Vokal
Tim Bogert / Bass
Carmine Appice / Davul

VANILLA FUDGE

01. Ticket to Ride (5:40)
02. People Get Ready (6:30)
03. She's Not There (4:55)
04. Bang Bang (5:20)
05. Illusions of My Childhood - Part 1 (0:20)
06. You Keep Me Hanging On (6:42)
07. Illusions of My Childhood - Part 2 (0:23)
08. Take Me for a Little While (3:27)
09. Illusions of My Childhood - Part 3 (0:22)
10. Eleanor Rigby (8:24)

14 Temmuz 2023 Cuma

The Who / My Generation (1965)

Tüm zamanların en bilinen, en etkili ve en büyüklerinden biri de kuşkusuz ki The Who. 1964 yılında Keith Moon, Beachcombers grubundan ayrılır ve Roger Daltrey, Pete Townshend ve John Entwistle'den kurulu The Detours grubuna katılır. Böylelikle de The Who'nun temeli atılır. Kısa süre sonra isim değiştirirler ve ünlü olma yolunda ileri doğru harekete geçerler.

Dönemin en önemli grubu The Beatles en tepedeyken ortaya çıkan The Who bir anda her şeyin değişebileceğini / değiştirilebileceğini herkese gösterir. Hem de bunu Pop'tan uzaklaşarak yapar. Zaten The Beatles bu yola doğru evrilmiştir ama The Who fazlasını yapar ve bütün bir jenerasyonu darmadağın edecek şekilde ortaya bomba gibi düşer.

İlk albüm olmasına rağmen büyük bir başarı yakalarlar. Hem ticari hem de müzikal anlamda oldukça fazla iyi bir iş çıkarmışlardır. The Beatles ile turneye çıkmış, albüm anlaşması için Decca ile el sıkışmışlardır. Albümü adını veren My Generation hemen her yerde dinlenir hale gelmiştir. Başarılarında en büyük pay alışılmışın dışında olmalarından kaynaklanıyor. 50'lerin Rock'n Roll'undan sıyrılarak yeni yeni kendini göstermeye başlayan Rock müziğin içerisinde farklı bir yerde duruyorlar doğal olarak. Hard Rock'ın öncüsü bile sayılabilirler. Hatta abartısız bir şekilde Punk Rock'ın ilk temsilcisi bile diyebiliriz onlar için.

Pek çok grup ve albümün yanında The Who'nun My Generation'ının yeri daha özeldir. Zira diğerlerinden daha sert ve kendilerinden emin bir şekilde hareket ederek Rock müziğe farklı bir bakış atarlar. Pete Townshend'in yazdığı My Generation, gençliğin öfkesini ve hayal kırıklıklarını anlatırken dönemin gençliğini de bir adım öteye taşır. Parça zamanla  The Who'nun en ünlü şarkılarından biri haline gelir ve grubun bir sembolü olarak kabul edilir. Ama albümdeki diğer parçalar da benzer konular ya da fikirler üzerinden hareket eder. Bu nedenle de albümün bütünü dönem gençliğinin çığlığı gibidir.

THE WHO

Roger Daltrey / Lead Vokal
Pete Townshend / Lead Gitar, Vokal
John Entwistle / Bass, Vokal
Keith Moon / Davul, Vurmalılar

MY GENERATION

01. Out In The Street (2:32)
02. I Don't Mind (2:33)
03. The Good's Gone (4:00)
04. La-La-La Lies (2:18)
05. Much Too Much (2:45)
06. My Generation (3:21)
07. The Kids Are Alright (3:10)
08. Please, Please, Please (2:46)
09. It's Not True (2:34)
10. I'm A Man (3:23)
11. A Legal Matter (2:54)
12. The Ox (3:57)
13. Circles (3:13)

13 Temmuz 2023 Perşembe

The Beatles / Magical Mystery Tour (1967)

Daha önce Sgt. Pepper's Lonley Hearts Club Band ve Abbey Road albümleri ile bloga konuk ettiğimiz The Beatles'ın "kırılma noktası" olarak tanımlayabileceğimiz albümü ile devam edelim istedik. Yayınlanan bir önceki albüm Sgt. Pepper's'da belirgin bir değişimin haberini veren grup konumuz olan albümle birlikte deneysel ve Psychedelic bir yöne doğru kaydıklarını açıkça belirtmiş oluyor.

Temelde televizyon için hazırlanan renkli film Magical Mystery Tour'un soundtrack'i olarak kaydediliyor albüm. Ama hemen hemen her Beatles albümünde olduğu gibi beklenenden fazlası haline geliyor. Üstüne bir de soundtrack için kaydedilenlerin yanına 45'lik olarak yayınlanan bazı parçaların eklenmesiyle bambaşka bir keyif nesnesine dönüşüyor. Albümün açılış parçası Magical Mystery Tour ve kapanışına imzasını atan I Am The Walrus hala en bilinen Beatles parçalarından. 45'liklerden gelen Strawberry Fields Forever, Penny Lane, All You Need Is Love ise efsaneleşmiş durumda.

Filmden kaynaklı olarak albümün kendine has bir konsept anlayışı da var diyebiliriz. Parçaların birbirini tamamladıklarını düşünmemek için  bir sebep yok. Diğer taraftan bakıldığında ise alışkın olduğumuz konept albüm anlayışının da çok dışında olduğu rahatlıkla söylenebilir.

The Beatles'ın hem sözlerde anlattıkları hem de müzikal bakışı açısından Psychedelic Rock'ı öne çıkaran Magical Mystery Tour albümü bir çok eleştirmen ve dergi tarafından da en iyiler arasında gösteriliyor. Hatta yanlış hatırlamıyorsam Rolling Stone dergisi albümü 60'ların en iyi albümlerinden biri olarak nitelendiriyor.

Albümün Atlantik'in iki yakasında da büyük başarı elde ettiğini belirtelim. Amerika listelerinde 2 numaraya yükselen albüm, İngiltere'de ise 1. sırada yer almış, yayınlanmasının hemen ardından. Albümün bu başarısı ticari olarak cepleri doldursa da ondan daha önemlisi The Beatles'ın diğer albümlerinin habercisi olmasıdır. Klasik The Beatles tarzının yani hayal dünyası, aşk, mutluluk, eğlence gibi fikirlerden yola çıkan sözlere, bu albümde daha sosyal ve politik imgeler eklenmiştir.

Keşfeden zaten keşfetmiştir de biz daha çok 3-5 Beatles parçası bilenlere yol göstermesi açısından albümü paylaşalım istedik. Yazın bu güzel Cerberos sıcaklarında biçilmiş kaftan bile sayılabilir bu albüm. Zira sıcaklığın verdiği o nefis kafayla albümün verdiği tat birbirini tamamlıyor.

THE BEATLES

George Harrison / Lead Gitar, Slide Gitar, Akustik Gitar, Org, Armonika (2), Lead Vokal (4), Back Vokal
John Lennon / Ritim Gitar, Akustik Gitar, Akustik Piyano, Elektrikli piyano, Org, Mellotron, Clavioline, Armonika (2), Lead Vokal (6,8,10,11), Armoni & Back Vokal
Paul McCartney / Bass, Piyano, Mellotron, Recorder (2) Lead Vokal (1,2,5,7,9), Armonik & Back Vokal
Ringo Starr / Davul, Vurmalılar

MAGICAL MYSTERY TOUR

01. Magical Mystery Tour (2:51)
02. Fool on the Hill (2:59)
03. Flying (2:16)
04. Blue Jay Way (3:56)
05. Your Mother Should Know (2:29)
06. I Am the Walrus (4:37)
...Daha sonra eklenen 1967 yılı single'ları :
07. Hello Goodbye (3:31)
08. Strawberry Fields Forever (4:10)
09. Penny Lane (3:03)
10. Baby You're a Rich Man (3:03)
11. All You Need Is Love (3:47)

12 Temmuz 2023 Çarşamba

Nimbus / Obus (1973)


Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığımız gruplardan biri de Nimbus. 1970'li yılların başında Finlandiya'da Mafia adıyla kurulduklarını, sonra isim değiştirerek Nimbus adını aldıklarını biliyoruz. Yıllar sonra grup elemanlarından birinin kızının ısrarı üzerine bir araya gelip tek bir konser daha verdikleri de anlatılanlar arasında. Ama doğruluğunu kanıtlayamıyoruz.

Mafia olarak başladıkları yolculuklarında Psychedelic Rock'ın dehlizlerinde dolaşmışlar. Nimbus olduklarında da bundan vazgeçmemişler ama tarzı biraz daha değiştirip, daha ileri götürüp Space Rock'a kadar dayanmışlar.

Çok önemli ya da efsanevi diye tabir edebileceğimiz gruplardan değiller. Fakat kaydettikleri tek albümle oldukça başarılı bir iş çıkardıkları da ortada. Albüm oldukça kaliteli. Tabi, West Coast tarzı sevenlerdenseniz Obus size hitap etmeyebilir. Diğer yandan, Avrupa tarzı, kendine has ve soğuk bir Psychedelic deneyim peşindeyseniz de Nimbus'un bu ilk ve tek albümü biçilmiş kaftan olan nitelendirilebilir. Fazlasıyla yaratıcı ve değişik.

Grubun Progressive bir yapısı olduğu kesin. Aynı dönemden benzeri gruplardan farklı olarak daha az Jazz etkileşimi içerir. Yapısal olarak da eklektikten uzaktır. Fakat buradaki açığı bol miktarda gitar ve klavye ile çözerler. Coşkulu ve kendi hallerinde tempolu bir yapıya da sahiptirler. Can sıkıcı olmaktan çok uzak bir şekilde geliştirdikleri ritimler ile uzayan ve değişken bir yol tuttururlar. 

Bazılarınca Genesis'i çağrıştırdığı diğer bazılarınca ise Wigwam'a yaklaştığı söylense de her iki grupla da alakaları yoktur. Genesis'deki Gabriel havasını yakalamak gibi bir çabaları olmadığı gibi Wigwam'daki yükseklerde gezinen bakış açısına sahip değildirler. Ama her iki durum da Nimbus'un daha kötü olduğunun bir göstergesi değildir. Grup, kendine has ve özgün bir yapıya sahip, kendiliğinden ve akıcı bir tarzın mimarıdır. Avrupa tarzı Psychedelic ve Space Rock sevenler tarafından mutlaka sahip olunması gereken gruplardandır aynı zamanda.

NIMBUS

Harri Suilamo / Gitar
Pekka Rautio / Klavye
Pasi Saarelma / Vokal 
Juha-Pekka Jokiranta / Bass
Matti Jokiranta / Davul

OBUS

01. Ennustus (7:04)
02. Jälkisäädös (4:04)
03. Muutos (5:06)
04. Epilogi (3:52)
05. Pessimistinen dialogi (6:50)
06. Yksinäinen purjehtija (6:13)

11 Temmuz 2023 Salı

Necronomicon / Tips Zum Selbstmord (1972)


Tek albümlü efsaneler listemize en efsanevi grup / albümlerden birini ekleyerek devam ediyoruz: Necronomicon / Tips Zum Selbstmord. 1970 yılı başlarında Aachen, Almanya'da kurulan grup Heavy Progressive Rock tabanlı Krautrock'ın en iyi örneklerinden biri. Yıllar içerisinde formasyonunda değişiklikler yaşansa da hemen hemen her dönem başarılı bir performans sergilemişler.

Adından rahatlıkla anlaşılabileceği üzere, H.P. Lovecraft'ın aynı adlı eserinden yola çıkan grup 1972 yılında tek bir albüm kaydediyor. Daha sonra bazı kayıtlar yapsalar da 2000'li yıllara kadar bu kayıtlar da gün yüzüne çıkmıyor. Bunun dışında yeni albüm kayıtları olsa da eski tadı vermiyor elbette. Kaydedilip yayınlanmayan ama 2016 yılında piyasa sürülen 1973 tarihli Live in Concert grubun ne kadar kaliteli olduğunun da bir göstergesi.

Necronomicon'un müzikal anlayışı hakkında daha önce bir yerde (sanırım ProgArchives'da) okuduğum "Uriah Heep'in ağırlığı, Floh de Cologne'un politik farkındalığı ile Amon Düül II ve Grobschnitt'in yaratıcılığı" cümlesi en doğru tanı lama sayılabilir. Gerçekten de Uriah Heep'in o kendine has ağırlığının bir benzeri Necronomicon'da görüldüğü gibi parçalardaki ve grubun duruşundaki genel yapı da Floh de Cologne'un bir yansıması olarak rahatlıkla düşünülebilir. Ki ticari açıdan kendilerini yerle bir edebilecek bir fikrin, albümü Almanca sözlerle kaydetme fikrinin sonuna kadar arkasında durmuşlar. Gerçi evet ticari açıdan çok büyük başarı kazanamamışlar ama efsanevi bir albüme de imza atmışlar.

Diğer yandan baktığımızda Grobschnitt ve Amon Düül II'deki o tuhaf ve coşkulu hava da albümün her yerinde sezinleniyor. İşin en tuhaf yanı da bütün bunların arasında kendileri olmayı başarıyorlar. O kadar anlattık diye sanılmasın ki ismi geçen gruplarla aynı şeylere sahipler. Aksine farklı ve kendilerine haslar. 

Ardı ardına ve defalarca dinleyebileceğiniz, keyif aldıkça vazgeçmek istemeyeceğiniz albümlerden Tips Zum Selbstmord. Necronomicon da hakkını teslim ederek, uzun yıllar boyunca aklınızdan çıkmayacak gruplardan. Krautrock içerisinde bambaşka bir yere sahipler ve her daim farklı kalmaya devam edecekler. 

NECRONOMICON

Walter Sturm / Lead Gitar, Vokal
Norbert Breuer / Gitar, Vokal
Fistus Dickmann / Org, Synthesizer, Vokal
Bernhard Hocks / Bass, Vokal
Harald Bernhard / Davul

Konuk Müzisyenler:
Annegret Finken, Irmgard Lambertz, Maria Wirtz, Sophie Finken / Alto Vokal (2)
Michael Breuer, Wilhelm Busacker / Bass Vokal (2)
Elisabeth Schlingmann, Maria Gartmann / Soprano Vokal (2)
Karl Lenz, Manfred Wirtz, Rudolf Schlingmann, Willi Mertens / Tenor Vokal (2)

TIPS ZUM SELBSTMORD

01. Prolog (7.32)
02. Requiem Der Natur (10.49)
03. Tips Zum Selbstmord (4.46)
04. Die Stadt (7.18)
05. In Memoriam (6.57)
06. Requiem Vom Ende (7.46)

10 Temmuz 2023 Pazartesi

Deaf / Alpha 1971-1972 (1994)

Deaf
'in bilinen bir grup olmamasının en önemli sebebi, varlıklarını sürdürdükleri 70'li yıllarda kaydedip yayınladıkları bir albümün olmamasından kaynaklı. Çok uzunca bir süre efsane olarak kaldılar. 1994 yılında İsviçreli bir firma stüdyo kayıtlarından derlediği bir toplama albümü yayınlayana dek neredeyse hiç bilinmiyorlardı.

1969 yılında İsviçre'de kurulan grup The Shiver grubunun dağılmasından sonra elemanlarına eklenen bir kişi ile oluşmuştu. Uzunca bir dönem kayıtlara ağırlık verip stüdyodan çıkmadılar. Ama bu hummalı çalışma ve çabalar grup için net bir sonuç getirmedi. Albüm olacak kadar çok şey kaydetmişler ama bir türlü yayınlama şansı yakalayamamışlardı.

Blog'a çok fazla toplama albüm koymuyoruz esasen. Stüdyo albümlerinden tırtıklanmış ve daha popüler olabilecek parçaların bulunduğu bu tarz işler genelde gruplar ve müzisyenler için doğru bir yansıtıcı olmuyor. Berbat bir albümden çıkan tek iyi parçayı kullandıklarında albümün de iyi olabileceği fikri geliyor insanın aklına. Genelde de öyle olmuyor ve can sıkıcı bir duruma dönüşüyor. Fakat bu durum Deaf için geçerli değil. Stüdyo kayıtlarından yapılmış bir "toplama" olmakla birlikte yayınlanmış herhangi bir albümü olmayan grup için ilk albüm bile sayılabilir.

Bazı kaynaklarda Krautrock olarak nitelendirilir Deaf. Ama Heavy Progressive Rock olarak tanımlamak daha doğru. Pek çok farklı türden etkilerin göründüğü Alpha albümünde Krautrock'tan farklı yerde duran bir müzikal anlayış söz konusu. Zaten Krautrock Almanca konuşan ülkeler kültüründen çok Alman kültüründen doğan bir kavram. Orada kalması (birkaç grubu hariç tutarak) daha doğru olur. Deaf'in Alpha albümünde Psychedelic etkilerle birlikte Blues'dan da beslenen bir Progressive Rock hakim. Yukarıya doğru ivmeli sertlikle birlikte albüm daha fazla Heavy Progressive Rock'a dönüşüyor.

Enstrümantasyona diyecek bir şey yok. Bazı noktalarda belirsiz ve başarısız gibi görünse de süreklilik adına yapılmış bölümler gibi de duruyor bunlar. Daha ilk parçanın başında değişik bir flüt ile girilen parçada tuhaf bir şekilde eklemlenmeye çalışan ritim bölümü tam anlamıyla sıçtı dedirtir gibi olurken parçanın devamında bu girişin ne anlama geldiğini daha net fark ediyorsunuz. Belirtmeden kapatmayalım, albümde 2 farklı vokale rastlıyoruz. 1971 ve 1972 yıllarında kaydedilen parçalarda 2 farklı vokal var yani. Bu da albümün sürprizi. Albüme adını veren son parça Alpha da (albüm kapağında da belirtildiği gibi) tam anlamıyla bir Psychedelic yolculuk.

DEAF

Jack Conrad / Flüt, Vokal
Dany Rühle / Gitar, Vokal
Jelly Pastorini / Org, Piyano
Bert Buchmann / Bass
Güge Jürg Meier / Davul, Vurmalılar

Konuk Müzisyenler:
Benjamin Jager / Vokal (1971)
Mark Storace / Vokal (1972)

ALPHA

01. No Time (9:41)
02. Run You Off the Hill (6:46)
03. The Galactic Pack of Fönds Kari (8:17)
04. Alpha (22:34)

90 Minutes of Psychedelic Gems


Gezegen ayarlarını kaybedip El Nino etkisi altına girmiş ve ortalıkta alışkın olmadığımız, hava olaylarına bağlı değişik mikro felaketler yaşanırken yapılabilecek en iyi şeyin Psychedelic etkileri olan bir toplama hazırlayarak bu mikro soruna daha da mikro bir müdahale etkisi yaratalım istedik.

Blog'da daha önce yayınlanan Asoka, Taste of Blues, Peloma Bokiou, Materia Gris, Lost Nation, Food Brain, Tarantula, Traffic Sound, Masters of Deceit ve Mighty Baby gruplarından ayıkladığımız tek parçalarla etkili bir toplama oluşturmaya çalıştık. Tadını çıkarın!..

9 Temmuz 2023 Pazar

Cirkus/ One (1973)

King Crimson
ve Yes gibi grupların ikinci dönemi sayılabilecek yerden geliyor Cirkus. 1973 yılında Sunderland, İngiltere'de kurulan grup her iki gruptan da etkilenmiş ve en az onlar kadar etkili ve kendine has bir müzikal anlayış geliştirebilmiş nadir gruplardan.

Lucas Tyson ve Moonhead gruplarının dağılmasının ardından her iki grubun üyeleri tarafından kuruluyor. Kurulmalarından kısa bir süre sonra kaydettikleri ilk ve o dönem için tek albümleri olan One hem dönemin hem de Eclectic Progressive Rock'ın en iyi ilk 10 albümü arasına rahatlıkla girebilir. Bu başarı ile birlikte -ki yukarıda bahsi geçen Lucas Tyson ve Moonhead'den kaynaklı bir dinleyici kitleleri zaten mevcut- takipçilerinin de sayısı bir hayli artıyor. Fakat gruptan ikinci bir albüm bir türlü gelmiyor. Gerçi 1977 yılında bir tiyatro oyunu için kaydedip yayınladıkları Future Shock albümü bulunuyor ama o albümdeki hiçbir parça Cirkus'a ait değil. Tiyatro oyunu için hazırlanan parçaları sadece yorumluyorlar. Grubun albüm listesine dahil etmek bu nedenle doğru olmaz. Belirtmeden geçmeyelim, 1977 yılı boyunca bu müzikal oyunda yer de alıyorlar ve turneye çıkıyorlar. Turnenin bitiminden sonra, 1978 yılında I'm On Fire adıyla kaydettikleri bir parça toplama bir Progressive Rock albümünde yer alıyor ve grup dağılıyor.

80'ler ve 90'ların ilk yarısı boyunca hiç bir araya gelmeyen grup 1994 yılında toparlanıp 2. albümü kaydediyor. Sonra da albümlerin ardı arkası kesilmiyor. Yeni kaydedilen bu albümler 70'lerdeki havaya uzak olsalar da en az ilk albüm kadar iyi ve başarılılar.

Albüm pek çok dinleyici ve eleştirmen tarafından Progressive Rock albümü olarak kabul edilmekle birlikte seviyesinin düşük olduğu iddia edilir. Aldırmayın öyle yorumlara. Farklı tür ve tarzlardan izler barındıran pek çok albüm ya da grup için böyle laflar duymak normaldir. Cirkus için de sıklıkla bu tarz yorumlar yapılır. Bu yaklaşımın ya da sonucun doğru olmadığını dinledikçe daha iyi anlıyorsunuz. Tabi kalkıp King Crimson'la karşılaştırırsanız da olmaz. Benzer ayarda ve kalibrede gruplarla çarpıştırmak daha akıl karı olur.

CIRKUS

Paul Robson / Lead Vokal
Dog / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar
Derek G. Miller / Org, Piyano, Mellotron
John Taylor / Bass
Stu McDade / Davul, Vurmalılar, Vokal

ONE

01. You Are (3:20)
02. Seasons (3:37)
03. April '73 (5:04)
04. Song for Tavish (4:35)
05. A Prayer (5:37)
06. Brotherly Love (3:49)
07. Those Were the Days (3:54)
08. Jenny (4:09)
09. Title Track (7:31) :
      - i. Breach (4:19)
      - ii. Ad Infinitum (3:12)

8 Temmuz 2023 Cumartesi

Blackfeather / At the Mountains of Madness (1971)

Avustralya'nın en karmaşık grup elemanı düzenine sahip grubudur Blackfeather. 1970-193 arasında 45 kadar farklı isim grupta yer almış, kimileri grubun tek albümü olan At The Mountains of the Madness'ta çalmış, kimileri ise albüm sonrası bir türlü dağılamayan grubun konserlerinde sahne almıştır.

60'ların sonlarında müzik yapmaya başlayan gençler tarafından kurulan Blackfeather'ın en büyük şanssızlığı da yukarıda bahsettiğimiz bu karmaşa olmuş. Hatta o kadar ileri seviye bir durum var ki insan üzülüyor bile. Hem kurucu üye hem de grubun her şeyi olan John Robinson'ın bütün kariyerini etkilemiş, nefis bir gitarist olan adamın bir türlü hak ettiği yere ulaşamamasını sağlamıştır Blackfeather. Gruptaki o kadar eleman değişikliğine, tek albüm kaydetmelerine, bir türlü başarıyı yakalayamamalarına rağmen her dönemde de gayet başarılı performanslara imza atmışlar. Olan John Robinson'a olmuş tabi.

1969 yılında Mr Guy Fawkes adıyla yayınlanan ve Avustralya listelerini alt üst eden bir 45'lik yayınlayan Dave Miller Set grubu elemanları yanlarına vokalist Neal Johns'u alarak kuruyorlar Blackfeather'ı. Ama kurulduktan kısa bir süre sonra elemen değişiklikleri başlıyor. O kadar hızlı değişiyor ki tam bir tarihlendirme yapmak da mümkün olamıyor.

Bütün bu kargaşa içerisinde, tek albümlü efsaneler listemize teklifsiz bir şekilde giren At The Mountains of the Madness albümünü kaydetmeyi başarabiliyorlar. Hem ticari hem de müzikal kalite açısından oldukça doyurucu bir iş oluyor albüm. Fakat bir türlü arkası gelmiyor. Konserlerle idare etmeye çalışıyorlar ve 12 yıl kadar da ediyorlar. Sonra da tarihin tozlu raflarına gömülüyorlar.

Avustralya'nın ilk dönem Progressive Rock anlayışına katkı sağlayan önemli albümlerden biri olarak karşımıza çıkıyor bu albüm. Psychedelic Rock ve Hard Rock'ın enfes birleşiminde işi aha fazla ileri götürüyorlar. Kullandıkları ses efektlerinden enstrümantasyona kadar her şey yerli yerinde. Albüm Progressive Hard Rock olarak sınıflandırılıyor ama Heavy Progressive Rock da grup ve albüm için yanlış bir kategori sayılmaz. Temelde bahsettiğimiz Psychedelic ve Hard Rock'a bağlı kalmakla birlikte albümün her parçasında değişik tür ve tarzlara uğramayı ihmal etmiyorlar. Bu da albüme olan ilginizi sürekli olarak canlı tutuyor. Neal Johns'tan gelen değişik ve çekici ses sizi sarmaladıkça albümden daha fazla keyif alıyorsunuz.

BLACKFEATHER

Neal Johns / Vokal
John Robinson / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar, Ses Efektleri
Robert Fortescue / Bass
Alexander Kash / Davul
R.B. Scott Timbales, Tambourine

AT THE MOUNTAINS OF THE MADNESS

01 - At the Mountains of Madness 3:29
02 - On This Day That I Die 3:58
03 - Seasons of Change Part 1 3:52
04 - Mangos Theme Part 2 8:03
05 - Long Legged Lovely 7:33
06 - The Rat (Suite) 13:53
        - Main Title (The Rat)
        - The Trad
        - Spanish Blues
        - Blazwaorden (Land of Dreams)
        - Finale (The Rat)

7 Temmuz 2023 Cuma

Chilliwack / Chilliwack (1970)

70'lerin ortalarından itibaren değişip AOR yapmaya başlasalar da Chilliwack işin başında Psychedelic Rock ve Space Rock köklerine sıkı sıkıya bağlı bir Progressive Rock'a imza atıyordu. Kanada'nın ilk Progressive Rock gruplarından biri olmalarının en önemli sebebi ise 60'ların efsanevi grubu The Collectors'ın devamı olmalarıdır.

60'ların sonunda başarılı 45'likler ve ağlam bir kariyer sahip olmak üzere olduklarını anladıklarında The Collectors elemanları grubun adının yetersiz kaldığını, imajlarının da eskimiş olduğunu düşünerek isimlerini değişitirip Chilliwack yapıyorlar. Art arda yıllarda kaydettikleri ilk üç albümle (üçüncüsü ortalama bir albümdür aslında) fazlasıyla ön plana çıkıyorlar. Ama sonra grup elemanları bir bir değişmeye başlıyor. 70'lerin ortalarında grubun müziği Country Rock'a doğru yönelip ardından da en popüler dönemini yaşayan AOR'a evriliyor. 80'lerde ise bitik bir halde çıkardıkları ne idüğü belirsiz albümlerin ardından da grup dağılıyor.

The Collectors'ta Beat ve Psychedelic Rock karşımı anlayış, Chilliwack ile birlikte daha belirgin bir Psychedelic Rock ve Space Rock düzlemine oturuyor. Tuhaf sesler ve tonlar, sağlam ritimler ve davul atakları, gidişatı belirsizleşen bir ruhani deneyime dönüşüyor. Uzayla mistisizm arasında sıkışmış gibi hissediyorsunuz çoğunlukla. Dinledikleriniz basitmiş gibi görünüp son anda fark ettiğiniz bir bilinmezliğin içinde sürüklenirken buluyorsunuz kendinizi.

Tuhaf şekillerde kendini gösteren gitarlar ile sürekli olarak karşınıza çıkan ve sizi hissiyat sınırlarını zorlamak mecburiyetinde bırakan flüt ve saksafonlar havayı fena halde etkiliyor. Uzun ve sert flüt bölümlerinin ardından gelen yumuşatılmış ve benzersiz sesler ile her seferinde işin rengi değişiyor. Bazı noktalarda değişik şekillerde giren vokalin ses mi yoksa bir enstrüman mı olduğunu anlamakta da zorlanıyorsunuz. Köken olarak bir yere bağlanmasalar da Kuzey Amerika yerlilerinin kültürlerinden pek çok iz ve ritme albümde sıkça rastlıyorsunuz.

Ortalama bir Psychedelic Rock albümüne oranla daha uzun süreli parçalara ev sahipliği de yapıyor albüm. Kanada Progressive Rock anlayışı için önemli albümlerden biri aynı zamanda. Diğer taraftan bakıldığında ise bir miktar basit ya da öncül olarak da görülebilir. Zaten sırf bu sebepten dolayı bazı kaynaklarda Proto-Prog olarak da sınıflandırılıyorlar.

CHILLIWACK

Bill Henderson / Gitar, Piyano, Vokal
Claire Lawrence / Flüt, Saksafon, Org, Piyano, Vokal
Glen Miller / Bass, Gitar
Ross Turney / Davul

CHILLIWACK

01. Sundown (5:40)
02. Every Day (3:42)
03. Seventeenth Summer (6:04)
04. Ballad (5:00)
05. I Got You Fixed (3:49)
06. Rain-O (6:47)
07. Chain Train (7:02)