30 Ekim 2023 Pazartesi

Merryweather / Merryweather (1969)

1960'ların sonunda kurulan Kanadalı Blues Rock ve biraz da Psychedelic Rock grubu Merryweather, önceleri New King Boiler adıyla biliniyor. Neil Lillie öncülüğünde kurulan grup daha sonra kaydettikleri ama hiç yayınlanmayan Heather Merryweather parçasını isim olarak benimsiyorlar. 1968 yılında bir şeyler yapabilecekleri ortaya çıkınca Kanada'dan kalkıp Los Angeles'a yerleşiyorlar ve grubun adını da Merryweather olarak kısaltıyorlar. Neil Lillie de anlaşılan o ki fazlasıyla gaza geliyor ve o da soyadını Merryweather olarak değiştiriyor.

Albüm genel olarak Psychedelic Rock unsurları içeren bir Blues Rock albümü olarak tanımlanabilir. Herhangi bir yenilik kattıkları ya da mükemmel bir albüm olduğu da söylenemez. Ama kötü olduğunu söylemek için de hiç bir bahane yok. Popülerlik kaygısı güttükleri bazı parçalar üzerinden birkaç laf edilebilir belki ama o kadarına da gerek yok diye düşünüyorum.

İlk albümleri Los Angeles çıkışlı olması vesilesi ile West Coast grubu olarak düşünülebilir başlangıçta ama değiller. Az önce de bahsettiğimiz gibi bazı Psychedelic unsurlar içeriyor albüm elbette ama Psychedelic Rock janrına dahil edilebilecek kadar da çok değil. Ara ara sound sertleşip Hard Rock'a doğru evrilse de tam anlamıyla bir Hard Rock albümü olduğunu da söyleyemeyiz.

Kategorilendirildikleri türe çok büyük katkıları olmasa da Blues Rock'ın öne çıkan yönlerini iyi kullanarak daha bir popüler havada ama çok fazla da aşağı düşmeden kaydetmişler albümü. Herkesin yenilik katmasını da bekleyemeyiz tabi. En azından kötü bir albüm değil. Aksine bazı noktalarda fena halde çekici ve fena halde coşkulu hale de geliyor.

Kapsamı geniş olan arşivciler için mutlaka olması gereken albümlerden biri. Ama sadece Blues Rock dinleyicisi olanlar için sıradan olarak bile adlandırabiliriz albümü. Bu da elimizdeki kaynakların ya da sonuçların çok iyi örneklerinin olmasından ileri geliyor.

Keyif almak için dinlenebilecek, daha sonraları da kafa dağıtma, coşkuya kapılma gibi durumlarda tekrar tekrar dinlenebilecek albümlerden biri.

MERRYWEATHER

Neil Merryweather / Bass, Vokal
Coffi Hall / Davul
David Burt / Gitar, Çello, Vokal
Ed Roth / Piyano, Org, Klavsen, Flüt, Vokal

MERRYWEATHER

01 - Mr. Rich Man (3:37)
02 - Feeling of Freedom (3:19)
03 - Little Man (Nobody's Home) (4:49)
04 - Anny Don't Let Me Down (2:25)
05 - We Try Softer (4:30)
06 - Curiosity (3:24)
07 - Something (3:27)
08 - Listen to Me (4:54)
09 - What It's All About (2:42)
10 - No Passenger Allowed (4:35)

29 Ekim 2023 Pazar

Graffiti / Graffiti (1968)

Graffiti
, Psychedelic Rock'a ülkenin ters tarafından giren gruplardan biri ve belki de en iyilerinden. Amerika'nın 60'ların ilk yarısının sonlarında Psychedelic Rock egemenliğine girmesi ile birlikte ortaya çıkan pek çok grubun aksine West Coast'tan (Batı Yakası) değil East Coast'tan (Doğu Yakası) çıkma bir grup. Kökeni 1967 yılında tek bir albüm çıkarıp dağılmış olan, Washington D.C. çıkışlı The Hangmen'e dayanıyor. Albümü yayınladıktan sonra müzikal fikir ayrılıkları gerekçesiyle dağılan The Hangmen'den ayrılan Tony Taylor ve George Strunz'un çabalarıyla ortaya çıkıyor Graffiti.

The Hangmen ile aradıklarını bulamayan ikili grubun adını değiştirip, tarzının da değiştiğini duyuruyorlar millete. Garage Rock ve Proto-Punk etkiler içeren tarzı bir kenara bırakıp daha Psychedelic bir tarza doğru yürüdüklerini anlatıyorlar. Hal böyle olunca plak şirketlerinin ilgisini çekmeleri çok uzun sürmüyor. Zaten bir önceki gruptan albüm çıkarma konusunda deneyimli olan elemanlar 1968 yılında ABC Records ile anlaşma imzalayıp ilk single'larını yayınlıyorlar. Ardından da yılın sonlarına doğru ilk ve tek albümleri Graffiti yayınlanıyor.

Grubu diğer Psychedelic Rock ya da Acid Rock gruplarından ayıran en belirgin özelliği Pop'a yatkın olmalarından geliyor. Hani şu pozitif olacağız kafasıyla yapılan Psychedelic Pop tarzı vardır ya, ondan bahsediyoruz. The Association veya The Mamas And The Papas tarzı gibi ama onlar kadar da açık etmediklerini belirtelim. Sadece yatkınlar o fikre. Az daha zorlasalarmış Pop'a doğru kayacaklarmış ki iyi ki zorlamamışlar.

Bir diğer ayırt edici özellik olarak pürüzsüz diye nitelendirebileceğimiz vokal ve vokal armonileri. Değişik bir hava veren bu armonik yapının karmakarışık bir şarkı yazımı düzeniyle birleştiğini düşünün üstüne. O noktada karşınıza çıkan şey Graffiti oluyor işte. Kaotik bir yapıya sahip, uzun pasajlardan oluşan ve garip akor dizilerine sahip parçaların aralarında enfes gitar soloları ve coşkulu, heyecanlı, enerjik davul soloları ayrı bir etki bırakıyor.

Genel olarak grubu ve albümü Psychedelic Rock ve Acid Rock janrları içerisine dahil ediyoruz ama albümün hemen her yerinde karşımıza Jazz, Blues Rock ve Fuzz gitarlar da çıkıyor. Etkileyici bir albüm.

GRAFFITI

Tony Taylor / Lead Vokal
George Strunz / Lead Gitar, Klasik Gitar
Jon St. John / Ritim Gitar
Steve Benderoth / Org, Piyano, Bass
Richie Blakin / Davul, Vurmalılar

GRAFFITI

01 - Father Protector (4:11)
02 -  a. The Capture of Me (9:34)
        b. Lifeblood
03 -  a. Interlude #1 (4:06)
        b. Jingle Jangle Woman
04 -  a. New Life (2:48)
        b. Girl on Fire (2:24)
        c. Interlude #2 (1:16)
        d. Coldwater (4:35)
        e. Interlude #3 (0:28)
        f. Love in Spite (3:17)
05 - Ugly Mascara (5:10)

28 Ekim 2023 Cumartesi

Twogether / A Couple Of Times (1973)

Twogether
, Düsseldorf Almanya'da kurulmuş bir elektronik ve Jazz Rock etkileşimli Krautrock grubu olarak tanımlanabilir. Haklarında çok fazla bilgiye sahip olmadığımız grup, 1973 yılında tek bir albüm çıkarıp ortalıktan kayboluyor. 2 kişiden oluşan grubun albümü fazlasıyla yaratıcı, değişik ve etkileyici olarak tanımlanabilir.

60'ların sonunda başlayan ve deneysel yaklaşımlara açık süreçte bu tarz değişik işler görmek mümkün. Twogether'ın A Couple Of Times albümü daha çok 69'un açtığı yolda ilerleme fikriyle yola çıkmış ama albümdeki vurmalıların öne çıkması dolayısıyla da daha geçenlerde söz ettiğimiz Niagara'ya yakın bir albüm ortaya çıkmış. Niagara gibiler demek yanlış olur elbette. Kendilerine ait bir yapı oluşturmuşlar. Özellikle elektronik seslere ve insanı derin yolculuklara sokan vurmalılardan hoşlananlar için iyi tercihlerden biri.

Albüm de grup da Krautrock janrı içerisinde dahil ediliyor. Albümdeki Progressive Rock etkileri, deneysel yaklaşımlar ve hiç durmadan ilerlemeye açık koşullar ile Krautrock tanımlamasını fazlasıyla hak ediyorlar. Diğer yandan kişisel olarak bu Krautrock'ın fazlasıyla dağınık olduğunu ya da süreç içerisinde dağıldığını söylemek de isterim. Alman kökenli Psychedelic ve Progressive müziğe verilen bir isim ama elektroniği ile, Jazz etkileşimleri ile, her yerden aldıkları müzikal katkılarla karmakarışık bir hal aldığını belirtmekte fayda var.

Twogether da bu duruma katkı sağlayan gruplardan. Basit gibi görünen karışık bir yapıları var. 2 kişilik kadro ile 20 kişi izlenimi veriyorlar. Bazılarına fena halde çekici bir albüm gibi gelirken bazı dinleyiciler de daha en başından nefret edebiliyorlar.

Olumlu ve olumsuz bütün yanlarına rağmen arşivde olması gerek albümlerden biri.

TWOGETHER

Klaus Bangert / Vokal, Org, Piyano, Synthesizer
Reinhard Fischer / Davul, Vurmalılar, Synthesizer

A COUPLE OF TIMES

01. Percussion (3:25)
02. Don't Cry (2:55)
03. Out of Range (4:10)
04. Make Me Feel Alright (2:20)
05. On the Move (3:30)
06. Toss-Up (2:55)
07. I Look Around (4:40)
08. Meet Me Every Day (3:25)
09. Bolero (2:40)
10. Cathedral (3:40)
11. Fusion (3:50)

27 Ekim 2023 Cuma

Lokomotive Kreuzberg / Fette Jahre (1975)

Berlin, Almanya'da 1972 yılı başlarında kurulan Lokomotive Kreuzberg Krautrock'a Polit-Rock kısmından giriş yapan gruplardan. Fazlasıyla politik ve doğal olarak da yırtıcılar. Bu durum albümlere ve parçalara da yansıyor. Kaydedip yayınladıkları ilk iki albüm çok iyi olmasa da sözleri ile politik yaklaşımın tavanına çıkıyorlar. James Blond adını taşıyan ikinci albüm dönemin Batı Almanya'sını alıp Doğu Almanya'sına vuruyor ve ortada ikisini de bırakmıyor. İş bir noktada yok birbirlerinden farkları önermesine kadar gidiyor. Ama bu sağlam sözlere rağmen müzikal anlamda çok iyi bir albüm değil.

Konumuz olan, 1975 yılı çıkışı Fette Jahre ise diğer albümlerden farklı bir yapıya ve müzikal kaliteye sahip. Krautrock janrı içerisine dahil edilse de içerisinde Heavy Progressive Rock'a varan hareketler bulunuyor. Albüm sözleri açısından da müzikal bakış açısı düşünüldüğünde de ortalamanın çok üzerinde yer alan albümlerden biri.

Fazlasıyla melodik ve yükselen yapısıyla Heavy Progressive Rock'ın güzel örnekleri içerisinde bile rahatlıkla yer alabilir. Temposu neredeyse hiç düşmüyor. Bu noktadan bakıldığında Pierre Moerlen'in başa geçtiği Gong varyasyonuyla benzeşiyorlar. Tabi bu benzeşme hareket ve tempo açısından bir benzerlik içeriyor.

Politik sözleri ve o sözlerle herkese vurduklarından dolayı bir türlü tutunamadıklarını söylemek de yanlış olmaz Lokomotive Kreuzberg'in. Fette Jahre'nin çıktığı yıl neredeyse sadece Batı Almanya'da konserler verebilmişler. Eleştirel yaklaşımları aslında özellikle hitap ettikleri proleteryanın bulunduğu Doğu Bloku ülkelerinde, Doğu Almanya'da ve Sovyetlerde pek hoş karşılanmamış. Hatta biraz daha ileri gidip girişleri bile yasaklanmış.

Grubun sahnesi de oldukça ilginç işleri ortaya çıkarmış. Kendilerine ait bir tiyatro grubu olan Lokomotive Kreuzberg'in zaman zaman kabare havasına giren performansları oldukça ses getirmiş. Bu avantajı iyi kullandıklarına dair de pek çok kaynak bulunuyor. Fakat dediğimiz gibi politik içeriklere sahip olmaları, gösterilerinde bunu fazlaca vurgulamaları bir türlü daha geniş kitlelere ulaşmalarını sağlamamış.

LOKOMOTIVE KREUZBERG

Bernhard Potschka / Akustik Gitar, Gitar, Vokal
Manfred Praeker / Bass, Akustik Gitar, Vurmalılar, Vokal
Uwe Holz / Davul, Vurmalılar, Armonika, Vokal
Karl-Heinz Scherfling / Vurmalılar, Vokal
Andreas Brauer / Keman, Piyano, Flüt, Vurmalılar, Synthesizer, Vokal

FETTE JAHRE

01. Rondo (4:58)
02. Comeback (2:42)
03. Requiem (4:24)
04. Fette Jahre (5:33)
05. Nostalgie (5:48)
06. Leise Sohlen (4:14)
07. Verfassungslied (3:03)
08. Parlamentsmarsch (4:41)

26 Ekim 2023 Perşembe

Silberbart / 4 Times Sound Razing (1971)

Silberbart
, tek albümlü efsaneler listemize teklifsiz şekilde giren Alman Krautrock gruplarından biri. Siz itemeseniz de onlar bu listeye rahatlıkla girerler yani. En büyük üzüntümüz grubun tek albümle kalmış olması olsa da bu tek albüm bile uzun yıllar boyunca yeterli dozajı sağlayacak kadar başarılı bir iş. Grubun tarihçesi hakkında bilgi sahibi değiliz. Ufak tefek bazı bilgi kırıntıları dışında takip edilecek bir izleri de yok. Elimizdeki tek referansları da bu nefis albüm.

Grubun liderliğini, temelde çocuklar ve ergenler için Beat tarzı müzik yapan The Tonics'ten gelme Hans Joachim Teschner ya da daha bilinen adıyla Hajo Teschner yapıyor. Grup tam anlamıyla bir power trio. Fazlaca yüksek, fazlaca tempolu ve fazlaca gürültü garantili. Teschner'in lakabının "Killer" olduğu düşünülürse, gitar ile neler yaptığına dair az çok fikir sahibi olabilirsiniz.

Silberbart, Krautrock janrı içerisine dahil edilmekle birlikte Heavy Rock izlerine de rastlamak mümkün. Psychedelic Rock kökeninden beslenen 4 Times Sound Razing'de rastladığımız dinamik yapı ve destansı parçalar işi fazlasıyla ileri taşıyor.

Kendinden geçmiş bir şekilde öne atılan agresif gitarlar ile ham diye niteleyebileceğimiz vokaller dikkate değer. Vokallerin ham olması olgunlaşmamış olmasından kaynaklı değil bu arada. Albümün yapısına destek olacağı ya da daha etkili olması düşünüldüğü için tercih edilmiş gibi görünüyor. Bazı bölümlerde fena halde çığlıklara dönüşen sesler çıkardığında aklınıza Rush'tan Geddy Lee'yi getiren bir vokal bu. Boş ya da olgunlaşmamış değil yani.

4 Times Sound Razing albümünde bulunan 4 parçanın hepsi de birbirinden farklı ama birbirini tamamlayan parçalar. Heavy Rock açılışıyla başlayan albümde ikinci parça tam anlamıyla bir asit kabusu denilebilir. Sanki fena halde etkili bir keyif verici madde alınmış da kaotik bir ortamda arada sıkış kalınmış hissiyatı yaratıyor dinleyicide. Üçüncü parça God ise muhtemeldir ki Jimi Hendrix'e yazılmış bir parça. Sert ve yüksekten gelen gitar düzenlemelerinin yanında melodik bir yapıya da sahip. 

Albüm de grup da pervasız diye tanımlanabilir. Ne yapacaklarını kestirmek gerçekten çok güç Nerede başlayıp nerede bittiklerini tahmin edemiyorsunuz. Fazlasıyla dikkate değer ama zamanında maalesef ki önlerine gelen fırsatı değerlendirememişler.

SILBERBART

Hans Joachim 'Hajo' Teschner / Vokal, Gitar
Werner Klug / Bass
Peter Bahrens / Davul, Vurmalılar

4 TIMES SOUND RAZING

01. Chub Chub Cherry (4:23)
02. Brain Brain (16:16)
03. God (10:07)
04. Head Tear of the Drunken Sun (12:00)

25 Ekim 2023 Çarşamba

Organisation / Tone Float (1969)

Organisation
, uzun süreli birlikte çalışan ikili Ralf ve Florian'ın ilk projesi. Bu ikiliyi daha sonraları Kraftwerk'te yaptığı işlerden biliyor olmanız daha olası tabi. 1968 yılında Remscheid Sanat Okulu'nda tanışan Ralf Hütter ve Florian Schneider, ortak zevklerinin doğaçlama avangard müzik olduğunu fark ettiklerinde birlikte çalışmaya başlıyorlar. Önceleri okulda ve çevresindeki yerlerde deneysel sesler ve vurmalı çalgılar kullanarak ürettikleri doğaçlamalarla isim yapıp tanınır hale geliyorlar. Sonraki aşama da albüm kaydı.

Tone Float albümünün ayrıca çok özel ve önemli bir yanı bulunuyor. Albüm Can, Amon Düül ve Tangerine Dream'in albümleri ile birlikte Krautrock'ı tanımlayan albümlerden. Uzun doğaçlamalar, klavye miksleri ve akustik vurmalıların birleştirildiği deneysel bir elektronik çalışma. İkilinin ileride yapacaklarının da önemli bir referansı sayılabilir. Türü tanımlayan örneklerden biri olmasının verdiği avantaj ile tekrar tekrar dinlenilesi bir başyapıt niteliğinde.

Elektronik etkileşimlerden hoşlanmayanlar albüme genelde pek sıcak bakmazlar. Ama dinlediklerinde albümde bundan çok daha fazlası olduğunu anlarlar diye düşünüyorum. Ralf ve Florian'ın avangard konusundaki etkin ve yetkin tavırları albümü çok farklı bir yere taşıyor. Hemen ardından da gruba eklenen yeni elemanlarla ortaya çıkartılan Kraftwerk projesi de ne düzeyde deneysel olduklarını referans vererek kanıtlıyor diyebiliriz.

Tone Float genel olarak Krautrock olarak etiketlenir. Tamamen doğrudur, az önce de söylediğimiz gibi zaten türü tanımlayan albümlerden biridir. Fakat albümde daha fazlası da bulunuyor. Psychedelic Rock etkileşimleri, klasik müzik çağrışımları, avangard karmaşa gibi pek çok yaklaşım albümdeki yerini alıyor. Daha sonraları hipnotik elektronik pop diye tanımlayabileceğimiz tarza kaymadan önce Kraftwerk'in ilk dönemlerinin öncülü olan albüm kendi kendini defalarca aşan bir yapıya sahip.

Pek çok albüm için kendine has yapısının olduğunu söyleyebiliyoruz. Bu durum Organisation ve Tone Float için de geçerli. Ama daha başka ve daha ileri bir durum da var. Zamanının çok ötesinde bir yaratıcılıkla üretilmiş, pek çok kökenden beslenen kaotik bir albüm. Benzersiz olarak bile nitelemekte sakınca yok! Değişik ve farklı bir dünya keşfetmek, yaratılan atmosfer içerisinde kaybolmak için en iyi tercih.

ORGANISATION

Florian Schneider / Alto ve Elektrikli Flüt, Elektrikli Keman, Tef, Üçgen Zil, Çan
Ralf Hütter / Hammond Org
Butch Hauf / Bass, Vurmalılar
Basil Hammoudi / Glockenspiel, Bongo, Konga, Gong, Müzik Kutusu, Vokal
Fred Monicks / Davul , Bongo, Maracas, Çıngıraklar, Tef

TONE FLOAT

01. Tone Float (20:46)
02. Milk Rock (5:24)
03. Silver Forest (3:19)
04. Ritim Salatası (4:04)
05. Noitasinagro (7:46)

24 Ekim 2023 Salı

Sunbirds / Sunbirds (1971)

Dünkü Niagara çıkışı Klaus Weiss'ın bir başka projesi olan Sunbirds'ü akla getirdi. Niagara'nın hemen ardından ortaya çıkan grup oldukça başarılı bir Jazz Rock ve Fusion grubu. Farklı ülkelerden kaliteli müzisyenleri buluşturan Sunbirds'ün de kısa ömürlü olması bizi derinden üzse de tarihin tozlu raflarında kalmış olmasına da yapabileceğimiz pek bir şey yok.

1959'dan beri Jazz sahnesinde yer alan Klaus Weiss, Sunbirds'e gelene kadar pek çok projenin içerisinde yer alıyor.  Bud Powell, Johnny Griffin, Kenny Drew ve Don Byas gibi isimlerle birlikte çalışan Weiss, 1962 - 1965 yılları arasında Klaus Doldinger Quartet'te de yerini almış. 1965 yılında kazandığı Uluslararası Viyana Jazz Festivali Yarışması'nın ardından da daha geniş kitle tarafından tanınır hale gelmiş. Hemen hemen aynı dönemde kurduğu Klaus Weiss Quartet ile yola devam eden Weiss, 1971 yılında gruba iki yeni müzisyen daha katarak ismi Sunbirds'e çevirmiş. Başarılı bir ilk albüm olan Sunbirds'ün ardından gelen ikinci albüm Zagara ilki kadar etkili olmadığı için grubun dağılmasına yol açmış.

Sunbirds, ilk dönem Jazz Rock'ın kendine has yapısı olan gruplarından biri. Elektrikli klavyelerin bir hayli ön plana çıktığı albümün en büyük özelliği de bu diyebiliriz. Albümde çok fazla ve yaratıcı şekilde kullanılan klavyeler mevcut. Tabi Weiss'ın ritimleri ile birlikte.

Tanım olarak coşkulu, cesur, yaratıcı ve pervasız diyebiliriz albüm için. Ara ara bahsettiğimiz nerede başlayıp biteceğini kestiremediğiniz, sizi her seferinde daha da şaşırtan, başladığı yere dönme kolaylığı yerine başını alıp, uzaklaşıp giden melodilere ve yapıya sahip. Fazlasıyla şaşırtıcı ve etkileyici. Tabi bu her zaman olduğu gibi kişisel görüş kapsamında değerlendirilmeli. Albümü dinleyip hiç sevmeyenlerin sayısı da az olmayacaktır.

Fakat herkesin hemfikir olacağı konu ise albümün de grubun da zamansız, yaratıcı ve kendine has bir yapıya sahip olan işlerden olacağıdır diye düşünüyorum. Benzetmek için epey uğraş versek de kime ya da hangi albüme benzediğini anlatmak çok zor. Zira albümde Miles Davis gibi bir hava sezinlenirken diğer yandan Psychedelic bir yolculuğa çıkmış Embryo ya da Agitation Free hissi de veriyor.

SUNBIRDS

Ferdinand Povel / Flüt
Philip Catherine / Gitar
Fritz Pauer / Elektrikli Piyano
Jimmy Woode / Bass
Juan Romero / Vurmalılar
Klaus Weiss / Davul

SUNBIRDS

01 - Kwaeli (3:43)
02 - Sunrise (5:26)
03 - Spanish Sun (12:10)
04 - Sunshine (6:46)
05 - Sunbirds (9:31)
06 - Blues for D. S. (7:53)

23 Ekim 2023 Pazartesi

Niagara / Niagara (1970)

İlgi çekici tuhaflıkların başına koyabileceğimiz gruplardan biri de Niagara. Almanya kökenli grubun müzikal anlayışı çok değişik ve kendine has. Albüm sadece vurmalılar, ziller ve davullardan oluşan bir albüm. Lakin albümde çalan 5 grup elemanı ve 2 konuk müzisyen Alman Rock müziğine etkileri olan kişilikler. Atlantis'ten Udo Lindenberg, Klaus Doldinger Quartet'ten Klaus Weiss, İngiliz grup Spectrum'dan Keith Forsey ve diğerleri. Grubun kuruluş tarihçesi hakkında bilgilerimiz çok az. Ama albümün bağımsız bri şekilde ve ticari kaygı güdülmeden kaydedildiğini biliyoruz.

Temelde Niagara'nın bu ilk albümü Krautrock janrı içerisinde yer alır ama tam anlamıyla doğru bir tanımlama olduğunu söyleyemeyiz. Dönemin Alman Rock ekolünden bir parça olduğu için Krautrock olarak dillendirilse de daha derine indiğimizde aslında Samba'nın alt kollarından biri olan Samba Batucada türüne dahil etmek daha doğru gibi geliyor. Daha sonraki albümlerde müzikal anlayışlarını Jazz Rock ve Fusion üzerine yöneltseler de Niagara albümündeki durum bu.

İşin ilginç yanı, Samba Batucada'da bir çok enstrüman kullanılırken, türe yakın duran bu albümde sadece vurmalılar var ve daha da ilginci, diğer enstrümanların eksikliği hiç hissedilmiyor. Oldukça yaratıcı ve 2 uzun parçadan oluşan albüm kendi halinde ve az bilinen bir başyapıt olarak nitelendirilebilir. Güney Amerika ritimlerinin vurmalılar üzerinden Rock ekolüne bağlandığı garip albümlerden. Tam anlamıyla Rock diyemediğiniz gibi Rock değil de diyemiyorsunuz. Az bulunan, nadide bir işe imza attıkları ortada.

Niagara albümünü değerlendirirken bu özel anlam üzerinden gitmek doğru olur. Arada olan albümlerden biri. Yakın durduğu yer ile gittiği yeri çok iyi birleştiren grubun Jazz Rock'a kayan vuruşları sayesinde modernleştirilmiş bir ritim kaydına dönüşüyor. Sadece vurmalılardan oluşan albümlerin sayısı fazla olmasına rağmen böyle tuhaf albümlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu albümü de rahatlıkla baş parmak ya da işaret parmağı olarak nitelendirebiliriz.

Samba Batucada'ya çok yakın bir albüm olarak tanımladık ama albümdeki Fusion ve Psychedelic Rock etkileri de yadsınamayacak denli fazla. Zaten bu nedenle Krautrock janrı içerisindeki yerlerini alıyorlar. Psychedelic kısmından gelen trip etkisi fazlasıyla yoğun.

NIAGARA

Klaus Weiss / Davul, Timpani, Çan
Cotch Blackmon / Konga, Vurmalılar
Keith Forsey / Davul, Ziller, Vurmalılar
Juan Romero / Çıngırak, Maracas
Udo Lindenberg / Davul, Timbale, Vurmalılar

Konuk Müzisyenler:
Danny Fischelscher / Konga
George Green / Davul

NIAGARA

01 - Sangandongo (19:07)
02 - Malanga (20:42)

22 Ekim 2023 Pazar

Royal Servants / We (1970)

1965 yılında Almanya'da kurulan Royal Servants başlangıçta Beat müzik ile ilgilenen, popülerleşmeye çalışan bir gruptu. Zamanla Beat'ten kopup Blues Rock'a ardından da Progressive Rock ve Psychedelic Rock'a yöneldiler. 1970 yılında kaydettikleri tek albümle, çok büyük işler başaramamış olsalar da bir sonraki grup olan efsanevi Eulenspygel için bir basamak oldular. Grubun elemanları Royal Servants'ın daha fazla ilerleyemeyeceğine karar verip Eulenspygel'e evrilme kararı alıyorlar.

Fakat bu noktada Royal Servants'ın varlığı çok önemli. Çünkü Eulenspygel'in başarısının arkasındaki sır Royal Servants'ın türler arasındaki geçişleri, denemeleri ve başarılarında gizli. Tabi ticari bir başarıdan bahsetmiyoruz çoğunlukla olduğu gibi. Kendilerine ait bir kitle oluşturma, kendilerini öne çıkarabilme konusunda başarı sağlamışlar.

Beat, Blues Rock, Psychedelic Rock ve Progressive arasında yaptıkları geçişlerle hem 60'ların sonundaki bu dönemin ruhunu, hissiyatını anlatan en iyi örneklerden birine imza atıyorlar hem de popülerlik kaygısı güderek bunu genele yaymak için çabalıyorlar. İkinci kısımda çok başarılı olamasalar da ilk kısmı bile yeteri kadar iyi bir yerde tutmamızı sağlıyor Royal Servants'ı.

1970 tarihli ilk ve tek albüm We, grubun Progressive Rock'ı tanıdığı ama yanı sıra  Jazz Rock, Folk Rock, Country Rock, Latin Rock gibi türlerden etkiler taşıyan ve biraz da Pop Rock olarak nitelendirebileceğimiz parçalara sahip. Geçiş albümlerinden biri de diyebiliriz We'ye. Grubun kendini ve türleri tanıması, karalarını belirgin bir zemine oturtmasını sağladığı albüm gibi de görünüyor. Zaten bu albümden hemen sonra Almanca'yı kullanarak Eulenspygel'in ilk albümünü kaydediyorlar ve albüm burada edinilen deneyimlerin bir toplamı olarak karşımıza çıkıyor.

Royal Servants'ın bu tek albümüne çok büyük anlamlar yüklemeye gerek yok, çok kaliteli ve muhteşem bir albüm değil elbette. Ama 60'ların sonuna tarihlenen dönemin geçişlerini, anlamını çok iyi yansıtan albümlerden biri olarak arşivde yer alması gereken albümlerden biri olduğunu söylemek gerek. Pop ile Progressive Rock arasında iyi bir köprü oluşturarak, müziği hafifletmeden sağlam bir iş ortaya koyduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Krautrock'ın başlangıcında da kendine yer bulan albümlerden olduğunu da belirtelim.

ROYAL SERVANTS

Detlev Nottrodt / Vokal, Lead Gitar, Ritim Gitar
Manfred Maier / Vokal
Ronald Libal / Bass
Günther Klinger / Davul, Vurmalılar
Matthias Thurow / Lead Gitar, Ritim Gitar
Reinhard Hetzinger / Org
Peter Mayer / Piyano, Org, Vibraphone
Cornelius Hauptmann / Transverse Flüt

WE

01 - Work Part II (5:20)
02 - We (9:15)
03 - Someone to Be With Me (2:48)
04 - Latin Underground (12:40)
05 - Here's Where I'm Gonna Stay (2:57)
06 - Private Man (2:43)
07 - Doomsday Up to Date (1:57)

21 Ekim 2023 Cumartesi

Limbus 3 / Cosmic Music Experience (1969)

Heidelberg, Almanya çıkışlı Limbus 3, tuhaf ve anlaşılması zor gruplardan biri. O kadar tuhaflar ki ikinci albümde evrimin üst aşaması olarak grubun adını Limbus 4 olarak değiştiriyorlar filan. Grubun kuruluş dönemi ile ilgili çok fazla bilgiye sahip değiliz. Kısa süreli var oluşlarına 2 albüm sığdırıp dağıldıkları dışında bildiklerimiz kısıtlı.

Garip olarak adlandırılabilecek deneysel bir Krautrock yapıyorlar. Enstrümanları da garip şekillerde kullanarak deney yapıyorlar gibi bir izlenim bırakıyorlar dinleyende. Özellikle Afrika ve Hint folkloruna dayanan etnik dozajı yüksek bir tarzları var. Dünyanın pek çok yerinden folklorik etkilerin var olduğu albümde öne çıkanlar Afrika ve Hint tarzları. Diğerlerini ayırt etmek zaman zaman güçleşiyor. Zira gerçekten hem enstrüman kullanımları hem de kafalarındaki fikirler tuhaf. Zaten sırf bu nedenle de çok beğenilen bir grup değiller.

Limbus 3'ün beğenilmeme sebebinin anlaşılamamadan kaynaklı olduğunu ileri sürsek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Yoğun ve karmaşık bir müzikal anlayışları var. Progressive etkileri çok fazla. Bazı bölümlerde can sıkıcı gibi gelse de aslında bütünün oluşmasını sağlayan bölümler de bunlar. Melodik ya da düzenli diye tabir edebileceğimiz yapılardan hoşlananlar için hiç de iç açıcı ve keyif verici değil. Ama tuhaflık içerisinde kendinden geçmek isteyenler için de biçilmiş kaftandır Cosmic Music Experience.

Dönemin pek çok Alman grubundaki komüne hitap etme durumu Limbus 3 için de geçerli bir durum. Heidelberg'de arkalarında ciddi bir kitle bulunuyormuş anlatılanlara göre. 60'ların sonunda Psychedelic Rock ve Hippie köklerinin birleşimini daha deneysel bir ortama taşıyan müziklerinde fena halde iyi Afrika ritimleri bulunuyor. Hint müziğinden ödünç aldıkları müzik aletleri ile de değişik bir etki yaratmayı başarıyorlar. Belirtmeden geçmeyelim, parçaların tamamı doğaçlama olarak kaydedilmiş. Aralarda yaşanan bir iki kopma hissiyatını saymazsak doğaçlamanın da hakkını vererek yapmışlar diyebiliriz.

Zorlayıcı, deneysel, farklı, tuhaf işleri sevenlerin bile sevip sevmeme konusunda arada kalacağı türde bir albüm olan Cosmic Music Experience hangi açıdan bakarsanız bakın, arşivde olmayı hak eden albümlerden biri.

LIMBUS 3

Odysseus Artnern / Piyano, Bass, Gitar, Çello, Keman, Flüt (Transverse, Blok, Plastik, Oryantal), Totalophon, Valiha, Faray, Tsikadraha, Tef, Tabla, Perküsyon
Bernd Henninger / Piyano, Bass, Gitar, Çello, Keman, Flüt (Transverse, Blok, Plastik, Oryantal), Totalophon, Valiha, Faray, Tsikadraha, Tef, Tabla, Perküsyon
Gerd Kraus / Piyano, Bass, Gitar, Çello, Keman, Flüt (Transverse, Blok, Plastik, Oryantal), Totalophon, Valiha, Faray, Tsikadraha, Tef, Tabla, Perküsyon

COSMIC MUSIC EXPERIENCE

01. Oneway Trip (12:13)
02. Valiha (2:53)
03. Breughel's Hochzeitstanz (2:11)
04. New Atlantis (Islands Near Utopia) (22:08)