10 Temmuz 2023 Pazartesi

Deaf / Alpha 1971-1972 (1994)

Deaf
'in bilinen bir grup olmamasının en önemli sebebi, varlıklarını sürdürdükleri 70'li yıllarda kaydedip yayınladıkları bir albümün olmamasından kaynaklı. Çok uzunca bir süre efsane olarak kaldılar. 1994 yılında İsviçreli bir firma stüdyo kayıtlarından derlediği bir toplama albümü yayınlayana dek neredeyse hiç bilinmiyorlardı.

1969 yılında İsviçre'de kurulan grup The Shiver grubunun dağılmasından sonra elemanlarına eklenen bir kişi ile oluşmuştu. Uzunca bir dönem kayıtlara ağırlık verip stüdyodan çıkmadılar. Ama bu hummalı çalışma ve çabalar grup için net bir sonuç getirmedi. Albüm olacak kadar çok şey kaydetmişler ama bir türlü yayınlama şansı yakalayamamışlardı.

Blog'a çok fazla toplama albüm koymuyoruz esasen. Stüdyo albümlerinden tırtıklanmış ve daha popüler olabilecek parçaların bulunduğu bu tarz işler genelde gruplar ve müzisyenler için doğru bir yansıtıcı olmuyor. Berbat bir albümden çıkan tek iyi parçayı kullandıklarında albümün de iyi olabileceği fikri geliyor insanın aklına. Genelde de öyle olmuyor ve can sıkıcı bir duruma dönüşüyor. Fakat bu durum Deaf için geçerli değil. Stüdyo kayıtlarından yapılmış bir "toplama" olmakla birlikte yayınlanmış herhangi bir albümü olmayan grup için ilk albüm bile sayılabilir.

Bazı kaynaklarda Krautrock olarak nitelendirilir Deaf. Ama Heavy Progressive Rock olarak tanımlamak daha doğru. Pek çok farklı türden etkilerin göründüğü Alpha albümünde Krautrock'tan farklı yerde duran bir müzikal anlayış söz konusu. Zaten Krautrock Almanca konuşan ülkeler kültüründen çok Alman kültüründen doğan bir kavram. Orada kalması (birkaç grubu hariç tutarak) daha doğru olur. Deaf'in Alpha albümünde Psychedelic etkilerle birlikte Blues'dan da beslenen bir Progressive Rock hakim. Yukarıya doğru ivmeli sertlikle birlikte albüm daha fazla Heavy Progressive Rock'a dönüşüyor.

Enstrümantasyona diyecek bir şey yok. Bazı noktalarda belirsiz ve başarısız gibi görünse de süreklilik adına yapılmış bölümler gibi de duruyor bunlar. Daha ilk parçanın başında değişik bir flüt ile girilen parçada tuhaf bir şekilde eklemlenmeye çalışan ritim bölümü tam anlamıyla sıçtı dedirtir gibi olurken parçanın devamında bu girişin ne anlama geldiğini daha net fark ediyorsunuz. Belirtmeden kapatmayalım, albümde 2 farklı vokale rastlıyoruz. 1971 ve 1972 yıllarında kaydedilen parçalarda 2 farklı vokal var yani. Bu da albümün sürprizi. Albüme adını veren son parça Alpha da (albüm kapağında da belirtildiği gibi) tam anlamıyla bir Psychedelic yolculuk.

DEAF

Jack Conrad / Flüt, Vokal
Dany Rühle / Gitar, Vokal
Jelly Pastorini / Org, Piyano
Bert Buchmann / Bass
Güge Jürg Meier / Davul, Vurmalılar

Konuk Müzisyenler:
Benjamin Jager / Vokal (1971)
Mark Storace / Vokal (1972)

ALPHA

01. No Time (9:41)
02. Run You Off the Hill (6:46)
03. The Galactic Pack of Fönds Kari (8:17)
04. Alpha (22:34)

90 Minutes of Psychedelic Gems


Gezegen ayarlarını kaybedip El Nino etkisi altına girmiş ve ortalıkta alışkın olmadığımız, hava olaylarına bağlı değişik mikro felaketler yaşanırken yapılabilecek en iyi şeyin Psychedelic etkileri olan bir toplama hazırlayarak bu mikro soruna daha da mikro bir müdahale etkisi yaratalım istedik.

Blog'da daha önce yayınlanan Asoka, Taste of Blues, Peloma Bokiou, Materia Gris, Lost Nation, Food Brain, Tarantula, Traffic Sound, Masters of Deceit ve Mighty Baby gruplarından ayıkladığımız tek parçalarla etkili bir toplama oluşturmaya çalıştık. Tadını çıkarın!..

9 Temmuz 2023 Pazar

Cirkus/ One (1973)

King Crimson
ve Yes gibi grupların ikinci dönemi sayılabilecek yerden geliyor Cirkus. 1973 yılında Sunderland, İngiltere'de kurulan grup her iki gruptan da etkilenmiş ve en az onlar kadar etkili ve kendine has bir müzikal anlayış geliştirebilmiş nadir gruplardan.

Lucas Tyson ve Moonhead gruplarının dağılmasının ardından her iki grubun üyeleri tarafından kuruluyor. Kurulmalarından kısa bir süre sonra kaydettikleri ilk ve o dönem için tek albümleri olan One hem dönemin hem de Eclectic Progressive Rock'ın en iyi ilk 10 albümü arasına rahatlıkla girebilir. Bu başarı ile birlikte -ki yukarıda bahsi geçen Lucas Tyson ve Moonhead'den kaynaklı bir dinleyici kitleleri zaten mevcut- takipçilerinin de sayısı bir hayli artıyor. Fakat gruptan ikinci bir albüm bir türlü gelmiyor. Gerçi 1977 yılında bir tiyatro oyunu için kaydedip yayınladıkları Future Shock albümü bulunuyor ama o albümdeki hiçbir parça Cirkus'a ait değil. Tiyatro oyunu için hazırlanan parçaları sadece yorumluyorlar. Grubun albüm listesine dahil etmek bu nedenle doğru olmaz. Belirtmeden geçmeyelim, 1977 yılı boyunca bu müzikal oyunda yer de alıyorlar ve turneye çıkıyorlar. Turnenin bitiminden sonra, 1978 yılında I'm On Fire adıyla kaydettikleri bir parça toplama bir Progressive Rock albümünde yer alıyor ve grup dağılıyor.

80'ler ve 90'ların ilk yarısı boyunca hiç bir araya gelmeyen grup 1994 yılında toparlanıp 2. albümü kaydediyor. Sonra da albümlerin ardı arkası kesilmiyor. Yeni kaydedilen bu albümler 70'lerdeki havaya uzak olsalar da en az ilk albüm kadar iyi ve başarılılar.

Albüm pek çok dinleyici ve eleştirmen tarafından Progressive Rock albümü olarak kabul edilmekle birlikte seviyesinin düşük olduğu iddia edilir. Aldırmayın öyle yorumlara. Farklı tür ve tarzlardan izler barındıran pek çok albüm ya da grup için böyle laflar duymak normaldir. Cirkus için de sıklıkla bu tarz yorumlar yapılır. Bu yaklaşımın ya da sonucun doğru olmadığını dinledikçe daha iyi anlıyorsunuz. Tabi kalkıp King Crimson'la karşılaştırırsanız da olmaz. Benzer ayarda ve kalibrede gruplarla çarpıştırmak daha akıl karı olur.

CIRKUS

Paul Robson / Lead Vokal
Dog / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar
Derek G. Miller / Org, Piyano, Mellotron
John Taylor / Bass
Stu McDade / Davul, Vurmalılar, Vokal

ONE

01. You Are (3:20)
02. Seasons (3:37)
03. April '73 (5:04)
04. Song for Tavish (4:35)
05. A Prayer (5:37)
06. Brotherly Love (3:49)
07. Those Were the Days (3:54)
08. Jenny (4:09)
09. Title Track (7:31) :
      - i. Breach (4:19)
      - ii. Ad Infinitum (3:12)

8 Temmuz 2023 Cumartesi

Blackfeather / At the Mountains of Madness (1971)

Avustralya'nın en karmaşık grup elemanı düzenine sahip grubudur Blackfeather. 1970-193 arasında 45 kadar farklı isim grupta yer almış, kimileri grubun tek albümü olan At The Mountains of the Madness'ta çalmış, kimileri ise albüm sonrası bir türlü dağılamayan grubun konserlerinde sahne almıştır.

60'ların sonlarında müzik yapmaya başlayan gençler tarafından kurulan Blackfeather'ın en büyük şanssızlığı da yukarıda bahsettiğimiz bu karmaşa olmuş. Hatta o kadar ileri seviye bir durum var ki insan üzülüyor bile. Hem kurucu üye hem de grubun her şeyi olan John Robinson'ın bütün kariyerini etkilemiş, nefis bir gitarist olan adamın bir türlü hak ettiği yere ulaşamamasını sağlamıştır Blackfeather. Gruptaki o kadar eleman değişikliğine, tek albüm kaydetmelerine, bir türlü başarıyı yakalayamamalarına rağmen her dönemde de gayet başarılı performanslara imza atmışlar. Olan John Robinson'a olmuş tabi.

1969 yılında Mr Guy Fawkes adıyla yayınlanan ve Avustralya listelerini alt üst eden bir 45'lik yayınlayan Dave Miller Set grubu elemanları yanlarına vokalist Neal Johns'u alarak kuruyorlar Blackfeather'ı. Ama kurulduktan kısa bir süre sonra elemen değişiklikleri başlıyor. O kadar hızlı değişiyor ki tam bir tarihlendirme yapmak da mümkün olamıyor.

Bütün bu kargaşa içerisinde, tek albümlü efsaneler listemize teklifsiz bir şekilde giren At The Mountains of the Madness albümünü kaydetmeyi başarabiliyorlar. Hem ticari hem de müzikal kalite açısından oldukça doyurucu bir iş oluyor albüm. Fakat bir türlü arkası gelmiyor. Konserlerle idare etmeye çalışıyorlar ve 12 yıl kadar da ediyorlar. Sonra da tarihin tozlu raflarına gömülüyorlar.

Avustralya'nın ilk dönem Progressive Rock anlayışına katkı sağlayan önemli albümlerden biri olarak karşımıza çıkıyor bu albüm. Psychedelic Rock ve Hard Rock'ın enfes birleşiminde işi aha fazla ileri götürüyorlar. Kullandıkları ses efektlerinden enstrümantasyona kadar her şey yerli yerinde. Albüm Progressive Hard Rock olarak sınıflandırılıyor ama Heavy Progressive Rock da grup ve albüm için yanlış bir kategori sayılmaz. Temelde bahsettiğimiz Psychedelic ve Hard Rock'a bağlı kalmakla birlikte albümün her parçasında değişik tür ve tarzlara uğramayı ihmal etmiyorlar. Bu da albüme olan ilginizi sürekli olarak canlı tutuyor. Neal Johns'tan gelen değişik ve çekici ses sizi sarmaladıkça albümden daha fazla keyif alıyorsunuz.

BLACKFEATHER

Neal Johns / Vokal
John Robinson / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar, Ses Efektleri
Robert Fortescue / Bass
Alexander Kash / Davul
R.B. Scott Timbales, Tambourine

AT THE MOUNTAINS OF THE MADNESS

01 - At the Mountains of Madness 3:29
02 - On This Day That I Die 3:58
03 - Seasons of Change Part 1 3:52
04 - Mangos Theme Part 2 8:03
05 - Long Legged Lovely 7:33
06 - The Rat (Suite) 13:53
        - Main Title (The Rat)
        - The Trad
        - Spanish Blues
        - Blazwaorden (Land of Dreams)
        - Finale (The Rat)

7 Temmuz 2023 Cuma

Chilliwack / Chilliwack (1970)

70'lerin ortalarından itibaren değişip AOR yapmaya başlasalar da Chilliwack işin başında Psychedelic Rock ve Space Rock köklerine sıkı sıkıya bağlı bir Progressive Rock'a imza atıyordu. Kanada'nın ilk Progressive Rock gruplarından biri olmalarının en önemli sebebi ise 60'ların efsanevi grubu The Collectors'ın devamı olmalarıdır.

60'ların sonunda başarılı 45'likler ve ağlam bir kariyer sahip olmak üzere olduklarını anladıklarında The Collectors elemanları grubun adının yetersiz kaldığını, imajlarının da eskimiş olduğunu düşünerek isimlerini değişitirip Chilliwack yapıyorlar. Art arda yıllarda kaydettikleri ilk üç albümle (üçüncüsü ortalama bir albümdür aslında) fazlasıyla ön plana çıkıyorlar. Ama sonra grup elemanları bir bir değişmeye başlıyor. 70'lerin ortalarında grubun müziği Country Rock'a doğru yönelip ardından da en popüler dönemini yaşayan AOR'a evriliyor. 80'lerde ise bitik bir halde çıkardıkları ne idüğü belirsiz albümlerin ardından da grup dağılıyor.

The Collectors'ta Beat ve Psychedelic Rock karşımı anlayış, Chilliwack ile birlikte daha belirgin bir Psychedelic Rock ve Space Rock düzlemine oturuyor. Tuhaf sesler ve tonlar, sağlam ritimler ve davul atakları, gidişatı belirsizleşen bir ruhani deneyime dönüşüyor. Uzayla mistisizm arasında sıkışmış gibi hissediyorsunuz çoğunlukla. Dinledikleriniz basitmiş gibi görünüp son anda fark ettiğiniz bir bilinmezliğin içinde sürüklenirken buluyorsunuz kendinizi.

Tuhaf şekillerde kendini gösteren gitarlar ile sürekli olarak karşınıza çıkan ve sizi hissiyat sınırlarını zorlamak mecburiyetinde bırakan flüt ve saksafonlar havayı fena halde etkiliyor. Uzun ve sert flüt bölümlerinin ardından gelen yumuşatılmış ve benzersiz sesler ile her seferinde işin rengi değişiyor. Bazı noktalarda değişik şekillerde giren vokalin ses mi yoksa bir enstrüman mı olduğunu anlamakta da zorlanıyorsunuz. Köken olarak bir yere bağlanmasalar da Kuzey Amerika yerlilerinin kültürlerinden pek çok iz ve ritme albümde sıkça rastlıyorsunuz.

Ortalama bir Psychedelic Rock albümüne oranla daha uzun süreli parçalara ev sahipliği de yapıyor albüm. Kanada Progressive Rock anlayışı için önemli albümlerden biri aynı zamanda. Diğer taraftan bakıldığında ise bir miktar basit ya da öncül olarak da görülebilir. Zaten sırf bu sebepten dolayı bazı kaynaklarda Proto-Prog olarak da sınıflandırılıyorlar.

CHILLIWACK

Bill Henderson / Gitar, Piyano, Vokal
Claire Lawrence / Flüt, Saksafon, Org, Piyano, Vokal
Glen Miller / Bass, Gitar
Ross Turney / Davul

CHILLIWACK

01. Sundown (5:40)
02. Every Day (3:42)
03. Seventeenth Summer (6:04)
04. Ballad (5:00)
05. I Got You Fixed (3:49)
06. Rain-O (6:47)
07. Chain Train (7:02)

6 Temmuz 2023 Perşembe

Wild Turkey / Battle Hymn (1971)

Wild Turkey
, 70'lerin başından bir Glenn Cornick projesi. 1967 - 1970 yılları arsında Jethro Tull'a dahil olan Cornick, kaydedilen 3 albümün ardından kendi yoluna gitme arzusuyla gruptan ayrılıyor. Hemen ardından da Wild Turkey'i kuruyor. Grubun ilk kadrosunda kısa bir süre de olsa Gentle Giant'ten John Weathers da bulunuyor. Weathers'ın ayrılmasından hemen sonra gelen yeni davulcu ile birlikte de ilk albümün kayıtlarına başlıyorlar.

Ortaya çıkan sonuç Battle Hymn albümü oluyor. Cornick'in geldiği Jethro Tull'dan farklı bir yöne evrilen müzikal bir anlayışa sahip bu albüm. Benzerlikler, birbirlerine yakınlaştıkları yerler elbette bulunuyor kaçınılmaz olarak. Ama Wild Turkey ile Jethro Tull birbirlerinden tamamen farklılar.

Progressive etkileşimleri olan bir Hard Rock yapıyorlar. Bu noktada, tam anlamıyla bir Heavy Progressive Rock yaptıklarını da söyleyemiyoruz. Zira o kadar da yükselmiyorlar albümlerinde. Jehtro Tull'un ilk döneminden gelen Blues Rock alışkanlığı ile de birleşince de kendine has bir anlayışa sahip oluyor Wild Turkey.

Albümün hemen ardından kendilerini daha fazla gösterebildikleri ve şimdilerde bile hala en iyi konser gruplarından biri olmalarını sağlayan konserlere ön grup olarak çıkıyorlar. Procol Harum, ZZ Top, Jethro Tull, Black Sabbath, Ten Years After ve Yes bunlardan sadece bazıları. Bazı konserlerde ana gruptan bile daha iyi performans sergilediklerine dair söylentiler bulunuyor.

Battle Hymn ve konserlerin ardından tekrar kayda girip Turkey albümünü ortaya çıkarıyorlar. İlki kadar olmasa da bu albüm de oldukça başarılı bir kayıt olarak geçiyor tarihe. Sonra çıktıkları konserlerin arkasından da dağılıp farklı gruplarda çalmaya başlıyorlar. Ara ara bir araya gelip albüm kaydetseler de 70'lerdeki coşkulu hallerini yakalayamıyorlar.

Albümün geneli çok iyi olmakla birlikte bazı parçalarda vokal yetersiz kalıyor hissine kapılıyorsunuz. Daha güçlü, daha sert bir ses arayışı bitmiyor o parçalarda. Enstrümanlarda ise en ufak bir soruna rastlamıyorsunuz. Dolu dolu ve güçlü şekilde karşılıyorlar sizi sürekli olarak. Hatta temposu düşük olan parçalarda bile kendilerini rahatlıkla gösteriyorlar. Basit gibi gelen melodilerin nerelere gidebileceğine dair albümün her yerinde değişik çalışmalar bulunuyor.

WILD TURKEY

Glenn Cornick / Bass, Gitar, Klavye
Jon Blackmore / Gitar, Vokal
Tweke Lewis / Lead Gitar
Jeff Jones / Vurmalılar
Gary Pickford-Hopkins / Vokal, Akustik Gitar

BATTLE HYMN

01 - Butterfly 5:00
02 - Twelve Streets of Cobbled Black 3:10
03 - Dulwich Fox 3:47
04 - Easter Psalm 3:45
05 - To the Stars 4:30
06 - Sanctuary 4:25
07 - One Sole Survivor 4:00
08 - Battle Hymn 4:40
09 - Gentle Rain 2:45
10 - Sentinel 4:15

5 Temmuz 2023 Çarşamba

Bakery / Momento (1972)

1970'in başlarında Perth, Avustralya'da kurulan grup Bakery 2 albümlü kısa ömrüne rağmen iyi işler çıkarmayı başarabilmiş gruplardan biri. Genel olarak bakıldığında grubun müziğini Heavy Progressive Rock olarak kategorilendirmek doğru bir yaklaşım.

Gerçi bunu ilk albüm için söylemek de yanlış olur. Çünkü albüm 21 Mart 1971 yılında Perth'deki St.George's Katedrali'nde kaydedilmiş bir Jesus Rock ya da God Rock albümü. Şimdi bu iki tanımı daha önce duymayanlara bunlar çok salakça gelebilir ama gerçekten de varlar. 60'larda kiliseye olan ilginin düşmesine paralel şekilde Rock ve Pop müziğe olan ilginin artması, ikisinin birleştirilerek işe yarar bir hale getirilmesi fikrini doğurmuş. İlahilerin Rock ve Pop versiyonları ile tanrı ve İsa'ya olan bağlılığı anlatan farklı Rock parçalar da üretilmiş. Bu türe de God Rock veya Jesus Rock adı verilmiş. İşte Bakery'nin ilk albümü de bu tarz bir albüm. Kötü değil, hatta ilahilerden oluşuyor filan gibi de düşünülemez. Ama konumuz olan ikinci albüm Momento'daki gibi de Heavy Prog havası hiç yok.

Lakin grubun bu (bir miktar fırsatçı olduğunu da düşündüğümüz) çabası, turne şansı yakalamalarını sağlamış. Rock Mass for Love albümü Avustralya'daki Ulusal 20 listesine girmeyi ucu ucuna kaçırsa da Bakery'e büyük şans da tanımış. Turne sırasında grubun bazı elemanları ayrılmış ama kadroya dahil olanlar da onların yerini doldurmayı başarabilmiş. Hatta ikinci albüme olan etkileri düşünüldüğünde bunu fazlasıyla yaptıklarını da söyleyebiliriz.

Avustralya turnesinin ardından stüdyoya girip kaydettikleri ikinci albüm Momento'nun ardından bir süre daha yakta kalmayı başaran grup 1975 yılında dağılmış. 1972 - 1975 yılları arasında albüm kaydı yapmasalar da konsersiz geçirdikleri bir dönem de olmamış.

Momento albümünün temeli Hard Rock ile bütünleşen Country müziğine dayanıyor. Fakat ortaya çıkanı bir de Jazz ile harmanlıyorlar. Hafif başlayan ama hızlanıp sertliğini arttıran bölümlerle genelde beklenmedik hareketlere de imza atıyorlar. Avustralya'dan çıkan en iyi Heavy Progressive Rock albümlerinden biri denilebilir Momento için. Arşivde olmazsa olmazlardan, nadide ve kaliteli bir parça. Dinledikçe farklı şeyler duymanı mümkün.

BAKERY

John Worrall / Vokal, Flüt
Tom Davidson / Vokal
Eddie McDonald / Bass
Rex Bullen / Klavye
Hank Davis / Davul

MOMENTO

01. Holocaust 9:24
02. Pete for Jennie 1:30
03. Living With a Memory 8:52
04. S.S. Bounce 4:19
05. The Gift 7:59
06. When I'm Feeling 2:19
07. Faith to Sing a Song 7:25

4 Temmuz 2023 Salı

Ugly Custard / Ugly Custard (1972)

Ugly Custard
, stüdyo müzisyenleri tarafından para kazanma amacıyla kurulmuş gruplardan biri. Grup elemanlarını daha önce blogda paylaştığımız Rumplestiltskin, Hungry Wolf ve CCS'ten hatırlayanlar olacaktır. Bu 3 grup da aynı mantıkla kurulmuş gruplar zaten. Fakat ayırıcı nokta, müzisyenlerin yaptıkları işte gerçekten de üst seviyede olmaları. Tamam para kazanmak için işin kolayına kaçmışlar diyebiliriz ama bunu yaparken de ortaya nefis işler çıkarmışlar.

Grup hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz. 70'lerin başlarında yukarıda bahsettiğimiz gruplarla ardı ardına kurulduklarını ve daha önce yayınlanmış / ün yapmış parçalar ile geleneksel parçaların yeniden yorumlanması işinden para kazanmaya çalıştıklarını biliyoruz. Para kazanıp kazanmadıklarını bilemiyorum, fakat kazanma potansiyeline sahip bir albüm kaydetmiş oldukları apaçık görülüyor.

Albüm enstrümantal bir albüm. Vokale gerek duymadan, sakin ve sade bir şekilde kaydedilmiş. Parçaların yorumlamaları ise orijinal hallerinden değişik ve etkileyici. Grubun kendine ait 1-2 parça da albümde mevcut bu arada. Onlar da gayet iyi düzenlemelere sahipler. Kişisel olarak Stephen Stills parçası Hung Upside Down ve Led Zeppelin klasiği Babe I'm Gonna Leave You'nun yorumlarına bayılıyor olduğumu belirteyim. Elbette orijinali gibi değiller, özellikle Led Zeppelin gibi bir grubun üstüne çıkmak bu konuda gerçekten zor. Ama yeniden yorumlanmış bir versiyon olarak düşünüldüğünde bu kuşakta yapılmış en iyi işlerden biri demek yanlış olmaz.

Albümde özellikle klavyelerin öne çıktığı bölümlerde hava bir hayli değişiyor. Gitar ve klavye üzerinden giden parçalar, klavyenin öne çıktığı anlarda Heavy Progressive Rock'a doğru yönelirken, gitardan gelen Blues tınılarıyla da destekleniyor. Özellikle Babe I'm Gonna Leave You'daki sakin, kendinden emin gitarların alçalıp yükseldiği anlarda dinleme zevkine varıyorsunuz.

Temelde bu tarz cover albümler pek etkili olmaz ve beğenilme oranları da düşüktür. Muhtemelen Ugly Custard imzalı bu albüm ticari bir başarıya çok fazla yaklaşamasa da kalite açısından benzerlerinden çok daha iyi bir yerde duruyor. Orijinal albümlerin yanında hiç de onlardan aşağı kalır yanları yok diyebiliriz. Ayrıca bazen bu tarz işlerin olması parçaların da değerine değer katıyor. Bu albüm o değer katma işini başarıyla yerine getiren albümlerden.

UGLY CUSTARD

Herbie Flowers/ Bass
Clem Cattini / Davul
Alan Parker / Gitar
Roger Coulam / Klavye

UGLY CUSTARD

01 - Scarborough Fair
02 - My Babe
03 - Hang Upside Down
04 - Custards Last Stand
05 - Babe I'm Gonna Leave You
06 - Cry From the Night
07 - Never in a Blues Day
08 - Feel This

3 Temmuz 2023 Pazartesi

Chalibaude / Les Noces du Papillon (1976)

Fransa'nın tek albümlüler listemize olan katkılarından biri de Chalibaude. Progressive Folk tarzının 70'lerin ikinci yarısında öne çıkan temsilcilerinden biriler ama malesef tek albümle kalmışlar. Daha sonraları grup bir araya gelip konserler vermiş olsa da o dönemki ruhu yakalayamamışlar.

Önemli temsilcilerinden biri dedik ama o dönemde de şimdilerde de pek tanınan bir grup değil Chalibaude. Kaliteli bir albüm çıkarmış olmalarına rağmen fazlasıyla gözden kaçmış ya da göz ardı edilmişler. Belirtmek gerekir ki hakları fazlasıyla yenmiş.

Dönemin pek çok Fransız Folk kökeninden beslenen grubu gibi Chalibaude da Malicorne'dan etkilenmiş gibi görünüyor. Onlardaki pek çok ize Chalibaude'da da rastlıyoruz. Fakat diğerlerinden farklı olarak çok bölümlü armonilerden oluşan parçaları, nefis keman soloları ve ara ara karşınıza çıkıp baş döndürücü bir hal alan santur pasajları ile kendilerine has bir yapı oluşturmayı da başarabilmişler. 

Albüm, en uzunu 4:25'i geçmeyen kısa parçalardan oluşuyor. Folk'un genel özelliklerinden biri olmakla birlikte tehlikeli de bir yanı var bunun. Anlatmak istediğinizi kısa bir süre içerisinde anlatmanız gerekiyor ve bunu bir de çarpıcı bir şekilde yapmalısınız. Chalibaude bunu başarabilen gruplardan biri. Kısa parçalara rağmen sizi alıp götüren, her dinlediğinizde sizi bir kez daha şaşırtan bir yapıya ve anlayışa sahipler.

Fransız Folklorundan etkilendiğini söylediğimiz grup, elemanların yaşadığı bölge itibariyle (Nantes) aslında bir miktar Kelt kültüründen de etkiler taşıyor. Zira Nantes idari olarak olmasa da kültürel olarak Keltlere daha yakın bir bölge.

Fazlasıyla coşku dolu olmasa da dinledikçe etkileyiciğini daha da arttıran albümlerin başında gelir Les Noces du Papillon. Şiirseldir ve geleneksele yakındır. 

CHALIBAUDE

Michel Lefort / Vokal, Gitar
Christian Bonneault / Gitar, Bass, Crumhorn, Banjo
Georges Felletin / Keman, Klavye
Jean Chevalier / Davul, Vurmalılar

LES NOCES DU PAPILLON

01. Là-bas dans les prairies (2:48)
02. Les noces du papillon (3:38)
03. La cuillère et la marmite (2:01)
04. La messe à Poitiers (4:25)
05. Le retour au guarret (3:04)
06. L'alouette et le marlot (4:06)
07. La fille du Rochelais (3:00)
08. Arantelle (2:24)
09. La maîtresse du voltigeur (2:50)
10. Jarni Perrot (2:34)
11. Là-bas dans les prairies (1:42)

2 Temmuz 2023 Pazar

Haystacks Balboa / Haystacks Balboa (1971)

Heavy Prog'un Amerikalı en iyi temsilcisi tartışmasız bir şekilde Haystacks Balboa'dır lafı abartı filan değildir. Olması gereken, tam da yerinde söylenmiş makul bir cümledir. Her ne kadar bazı kaynaklarda Heavy Psychedelic Rock ya da Hard Rock olarak listelenmeye çalışılsa da Haystacks Balboa bahsi geçen iki türü de içinde barındırmakla birlikte işi daha ileri götürerek Heavy Progressive Rock içerisine dahil olmuştur.

İsmini, grubun gitaristi Mark Mayo'nun bir önceki grubu Balbao ve Mayo'nun güreşçi Haystacks Calhoun'a olan benzerliğinden alan grup, 1970 yılında New York, Amerika'da kurulmuş. Kaliteli ama ticari açıdan başarı sağlayamamış bir albüm yayınlamış olan her grup gibi onların da ömürleri çok uzun olmamış. Tek albümlü efsaneler listemizin nadide parçalarından biri olarak yerlerini alıyorlar elbette.

Döneminde Leslie West'in grubu Mountain ve Black Sabbath ile karılaştırılsalar da her iki gruptan fazlasıyla farklı bir yerde duruyorlar. Mountain'in kökeni de kendisi de Blues üzerine kuruluyken Haystacks Balboa ile karşılaştırmak her iki gruba da haksızlık olur. Diğer taraftan Black Sabbath ile karşılaştırılabilecekleri ya da yan yana görülebilecekleri tek şey de albümdeki sertlik. Onun dışında bir bağlantıları da yok. Hatta her iki gruptan daha fazla Progressive yaklaşım sergileyerek kendilerini biraz daha farklı bir konuma yerleştirdiklerini de söyleyebiliriz.

Hard Rock ve Progressive'in birleştiği yerde, sağlam ama karanlık bir Progressive anlayışları var. Vokal grubun etkili yönlerinden biri. Gitarlar da ona eşlik ederken yırtıcılaşıyor ve seviyeyi biraz daha ileriye taşıyor.

Bu arada belirtelim, grup kurulduktan kısa bir süre sonra Woodstock'un devamı niteliğinde düşünülen Powder Ridge Rock Festival'ine katılmaya gidiyor. Konser ve Sex, Drugs & Rock'n Roll için gelen binlerce dinleyici de orada. Lakin konser iptal ediliyor. Zira yerel halk buna izin vermiyor. Bu noktada grup izinsiz bir şekilde müzik yapmaya çalışırken müzik aletlerine el konuyor filan. Doğal olarak da bu başkaldıran davranışın ardından takipçileri artıyor. Zaten albümü de bu sayede çıkarma şansı elde ediyorlar.

HAYSTACKS BALBOA

Mark Polott / Bass
Mark Babani / Davul
Mark Harrison Mayo / Gitar
Lloyd Landesman / Klavye
Bruce Scott / Vokal

HAYSTACKS BALBOA

01 - Spoiler - 3:24
02 - The Children Of Heaven - 3:00
03 - Bruce's Twist - 2:38
04 - Auburn Queen - 8:55
05 - Sticky Finger - 5:10
06 - Ode To The Silken Men - 8:55
        Tell Me A Story
        What Would Happen
07 - Riverland - 3:36