10 Ekim 2023 Salı

Dies Irae / First (1971)

Dies Irae
, kendine has özelliklere sahip nadir gruplardan biri. Ama önlerine gelen fırsatı da çok iyi şekilde değerlendirememişler. Blog'da bazı gruplar için arada kurduğumuz bu cümle, Dies Irae için birkaç kat daha fazla geçerli. Günümüzde en bilinen gruplardan biri olmamaları için hiçbir engel de yokmuş aslında.

Grubun hikayesi 1968 yılında başlıyor. Almanya'nın güneyi, Fransa ve İsviçre'de yerel kulüplerde, barlarda ve küçük çaplı konser ya da dinletilerde uzun zaman boy göstermişler. Yaptıkları müzik fazlasıyla iyi olduğu için bu yerelliğin içinde kendilerine belirgin bir kitle edinmeyi de başarmışlar. 1970 yılı sonlarına doğru, sonunda keşfediliyorlar. Hızlı bir şekilde çalışmalara başlıyorlar. Albüm daha hızlı bir şekilde, sadece 2 günde kaydediliyor ve yayınlanıyor. Asıl sorun da albümden hemen sonra ortaya çıkıyor. Grup elemanları, müzikal farklılıklardan dolayı ayrılmaya karar veriyorlar. Dies Irae tarihin tozlu sayfalarına gömülürken ortaya Lucy Gang ve Green Wave adında iki farklı grup çıkıyor.

Grubun da albümün de en büyük hatası (dönemi göz önünde bulundurarak konuşuyoruz elbette) asit kafasına dayalı dini çağrışımlar içeren sözleri yüksek ihtimalle. Sırf bu nedenle pek çok radyo istasyonunda çalınma fırsatı yakalayamamışlar. Bir kez çalan da bir daha çalmamış. Grubun adının Dies Irae olması da (Day of Wrath olarak tanımlanan gazap günü ya da sonuç olarak Armageddon şeklinde de tanımlayabiliriz, neyse işte bunu anlatan bir ilahiden almışlar isimlerini) grubun bu durumuna büyük katkı sağlamış diyebiliriz.

First adıyla yayınlanan albüm Krautrock, Heavy Progressive Rock, Heavy Psych, Psychedelic Rock gibi türlerin içerisine rahatlıkla dahil edilebilir. Arada armonika sayesinde ortalığı karıştıran Blues tadını da unutmamak gerekir fakat bu grubu Blues Rock kategorisi altına koymaz. Folklorik kökenlere saygı duruşu niteliğinde bazı bölümler içermekle birlikte Folk Rock'ı da eleyebiliriz. Hard Rock olarak tanımlamak da eksik sayılabilir. Albüm kendi içerisinde fazlasıyla sertlikler içerse de Hard Rock'taki saf ve düz zemin Dies Irae'de yok. Onlar daha farklı bir şekilde türleri ve tarzları karıştırmayı seviyorlar. Bu da parçalar arasında büyük farklılıklar oluşmasına neden oluyor.

DIES IRAE

Andreas F. Cornelius / Davul
Robert J. Schiff / Bass
Harald HG Thoma / Gitar, Vokal
Cord Wahlmann / Lead Vokal, Armonika

FIRST

01. Lucifer (4:46)
02. Salve Oimel (0:37)
03. Another Room (4:12)
04. Trip (6:54)
05. Harmagedon Dragonlove (5:09)
06. Tired (4:03)
07. Witches' Meeting (9:20)
08. Red Lebanese (Part 1) (2:38)
09. Red Lebanese (Part 2) (2:38)
10. Run Off (0:35)

9 Ekim 2023 Pazartesi

Talix / Spuren (1971)

Talix
'ten daha yeni bahsettik aslında. Ama isimleri Pinguin olduktan sonraki hallerinden bahsettik. Yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Kökenin The Screamers olduğu, daha sonra da Pinguin adını aldıkları dönemin ortasında, 1971 yılında kaydettikleri tek albüm olan Spuren ile oldukça iyi bir iş çıkarmışlar. Grup elemanları da aynı, grubun müzikal anlayışı da. Sadece Pinguin'in Der Grosse Rote Vogel albümü daha klavye ağırlıklıyken Spuren gitar ve saksafon odaklı gidiyor.

Gitar ve saksafon arasında ciddi bir savaş ve mücadele var bu albümde. İkisi de öne çıkmak için yarışıyorlar gibi bir izlenime kapılıyorsunuz. Hangisinin daha etkili olduğuna kişisel tercihiniz karar veriyor. Zira ikisi de gerçekten de çok fazla öne çıkıyor. Yalnız gitarın distorsiyonu yükselttiği zamanlara özellikle dikkat edip karar vermeyi denemek lazım.

Spuren, Krautrock ve Heavy Progressive Rock türlerine dahil ediliyor genelde. Yanlış bir tercih değil ama araya kısa bir açıklama da eklemek gerekiyor diye düşünüyorum. Albüm daha çok Krautrock ile DeutschRock arasında gidip geliyor bazı zamanlarda. DeutschRock biraz daha Pop odaklı, daha hafif ve kolay adapte olunabilir melodiler içeren bir tür. Tam olarak orada olduklarını söyleyemeyiz Talix'in ama ara sıra hafiflemeye kaydıkları da gözden kaçmıyor. Psychedelic Pop ile Progressive Rock ve Krautrock'ın bir birleşimi olarak özetleyebiliriz albümün durduğu yeri.

Saksafon ve gitarın birbiriyle karşı karşıya gelen yapılarının yanında klavyenin bu iki enstrümana desteği bir hayli fazla. Ortalığı klavye toparlıyor diyebiliriz. Belki de o nedenle sonraki albümü klavye odaklı yaptılar, bilemiyoruz. Yalnız albümde ticari olarak da intihar girişimi sayılabilecek bir durum var. Almanca söylemişler parçaları. Dönemin öne çıkan tavrı düşünüldüğünde ciddi bir risk almışlar. Şimdi dinlediğimizde çok rahatsız etmiyor tabi albümde kullanılan dil.

Talix'in bu tek albümü bir hayli melodik, coşkulu, keyif veren bir albüm. Araya kattıkları Jazz bölümleri ile de farklı bir yere kayıyorlar. Ama temelde çok büyük yenilikler yapmış, çok büyük değişikliklere gitmiş değiller. Sınırda bir albüm olarak düşünebiliriz. Arşivde bulunması gereken albümlerden biri tabi.

TALIX

Klaus Gebauer / Lead Vokal
Joe Voggenthaler / Gitar, Vurmalılar
Markus Schaub / Lead Gitar, Vurmalılar
Tom Wohlert / Elektrikli Bass, Double Bass, Bongo
Volker Plitz / Org, Vurmalılar
Elmar Kast / Saksafon, Flüt, Vurmalılar
K. D. Blahak / Davul

SPUREN

01 - Spuren (04:01)
02 - Jeder Abschled (05:13)
03 - Herbstbegegnung (03:46)
04 - Lieben, lieben, lieben (04:34)
05 - Nicht für uns (04:18)
06 - Liebe, ist das Gewohnhelt (04:29)
07 - Oh, Mann (03:43)
08 - Elena (05:39)

8 Ekim 2023 Pazar

Tyburn Tall / Tyburn Tall (1972)

60'ların ortalarında The Screamers adıyla kurulan Tyburn Tall, ilk dönemlerde çok da çekici olmayan bir Beat grubu. 60'ların sonuna yaklaşıldığı ve müzikal hareketliliğin arttığı yıllarda kendileri de bu çekici olmama durumunu fark etmiş olacaklar ki grubun adını da tarzını da değiştirmişler. Bu değişikliklerin yapıldığı tarih 1969. Bundan sonra sıkı çalışmalar, bazı konserler ve müzikal arenadaki yerlerini tam olarak bulmayla geçiyor. 1972 yılında ise ilk ve tek albümlerini kaydediyorlar.

Kuruldukları dönemle albümü kaydettikleri dönem arasında Golden Earring, Renaissance ve Frumpy gibi grupların ön grubu olarak sahne alıyorlar ki bu dönemin bir anda parlayıp sönen grupları arasında büyük bir başarı sayılabilir. Bununla kalmayıp albümün yayınlanmasından sonra da konserlere ve turnelere devam ediyorlar. Amon Düül II, Ekseption, East of Eden ve Nine Days Wonder gibi gruplarla birlikte sahne alıyorlar. Ama bu dönemde grup elemanları fazlasıyla değişiyor ve orijinal kadrodan neredeyse hiç kimse kalmıyor. Üstüne bir de ikinci bir albüm kaydı yapılmayınca 1975 yılına kadar dayanmış olan grup kısa süre içerisinde dağılıyor. Başarılı bir iş çıkaran ama tutunamayan gruplar listemize de tek albümlü efsaneler listemize de girmeye teklifsizce hak kazanıyorlar yani.

Albümün piyasaya sunulduğu dönemde de bazı tuhaflıklar yaşıyorlar, belirtmeden geçmeyelim. Albüm zaten çok az sayıda, 200 adet olarak basılıyor. Bunun da yarısı çıkan bir yangında yok oluyor. Ellerinde kalan ortalama 100 albümle ayakta kalmaları ayrı bir enteresanlık elbette. Bu durumu yaşamasalardı ve ellerinde daha fazla basılı albüm olsaydı belki bugünlere gelebilecek kadar sağlam bir grup aslında.

Grupla aynı adı taşıyan Tyburn Tall albümü, bazı ufak tefek aksaklıkları saymazsak oldukça iyi bir albüm. Aksaklıkların da bir kısmı mecburiyetlerden ileri geliyor zaten. Albümün evdeki prova odasında kaydedilmiş ilkel ve ham bir hali var. Ses kalitesindeki düşüklük dinlemeyi oldukça etkiliyor. Ama kişisel olarak asıl sorun vokalin o gıcırtılı sesi diye düşünüyorum. Müziğin içinde bir türlü eriyemiyor, aksine uyumu bozup dinleyicinin dikkatini dağıtıyor.

Heavy Progressive Rock ve Symphonic Rock'ın bir birleşimi aynı zamanda bu albüm. Symphonic etkiler bir hayli fazla olmakla birlikte oradaki yumuşaklık Tyburn Tall'da yok. Daha sert ve daha gürültülüler. Doğal olarak bahsi geçen her iki janrın içine dahil edebiliyoruz rahatlıkla. Dönemin Almanya'dan yükselen değeri Krautrock içerisine dahil etmek bana doğru gelmemekle birlikte yakınlıkları olduğu da aşikar.

TYBURN TALL

Stefan Kowa / Bass
Hanns Dechant / Davul, Vurmalılar
Klaus Fresenius / Vokal
Werner Gallo / Gitar
Reinhard Magin/ Klavye

TYBURN TALL

01 - War Game 13:07
02 - In the Heart of the Cities (Broken People) 10:35
03 - I Am Amercian Too 5:24
04 - Strange Days Hiding 17:09

7 Ekim 2023 Cumartesi

Frame / Frame Of Mind (1972)

1970 yılında Marburg, Almanya'da kurulan Frame, oldukça iyi bir grup olmasına rağmen tek albümle kalıp, kaybolup giden gruplardan. Elbette, tek albümlü efsaneler listemize girmeyi fena halde hak ediyorlar. Yaptıkları melodik bir yapıya sahip olan Heavy Progressive Rock kontenjanından üst sıralardaki yerlerini alıyorlar.

Bu tarz gruplarda sıklıkla yaşadığımız haklarında bilgi olmama durumu Frame için de geçerli. Grup elemanlarının, dağıldıktan sonra, Pell Mell ve Hardcake Special'da boy gösterdiklerini biliyoruz, hepsi o. 1972 yılında kaydettikleri Frame Of Mind ile belirgin bir ticari başarı yakalayamadıkları da bilinenler arasında.

Albüm beklentinin aksine Krautrock'a daha az yaklaşan bir albüm. Dönemin Alman gruplarının kendilerine has bir şekilde yarattığı tarzla yakınlıkları neredeyse yok diyebiliriz. Bu nedenle de grubu Krautrock janrı altında listelemek yanlış oluyor. İngiliz tipi bir Heavy Prog anlayışları var. Az önce de belirttiğimiz gibi melodik bir müzikal alt yapıya eşlik eden, temiz, sade etkili bir vokale sahipler. Heavy Prog'un en iyi örneklerinden biri olarak gösterebileceğimiz Uriah Heep vokali David Byron gibi değil tabi bu vokal. Ama yeteri kadar da etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Bazı açılardan Murphy Blend'i de andırıyor. Aralarındaki belirgin fark ise Frame'in daha yavaş bir tarza sahip olmasını ama buna karşılık Murphy Blend'den daha gösterişli olduklarıdır. Ayrıntılı gitar sololarına, acımasız diye tanımlayabileceğimiz org rifflerine, folklorik akustik gitar rifflerine, doğal olarak Folk Rock'a, Blues Rock'tan beslenen bir alt yapıya sahiplerken çok hızlı olmayan ama fena halde enerjik gelen bir tarza da sahiptirler.

Diğer yandan bakıldığında, dinleyiciler arasında grup hakkında 2 farklı görüş öne çıkar. Bir taraf basit ve Pop'a yaklaşan bir tarzları olduğunu söylerken, diğer taraf ise Progressive Rock'ın saklı kalmış mücevherlerinden biri olarak görürler. Açıkçası haklarında Pop tanımlaması yapacak kadar acımasız olmanın doğru olmadığını düşünmekle birlikte diğer Heavy Prog gruplarına oranla bir miktar daha popülerlik kaygısı güdülmüş melodilere sahip olduklarını söyleyebiliriz. Bu durum da tercih edilmemelerini ya da Pop'la özdeşleştirilmelerini sağlayacak kadar öne çıkan bir şey değil.

FRAME

Andy Kirnberger / Gitar, Vokal, Piyano
Cherry Hochdorfer / Org, Piyano, Mellotron, Spinet
Peter Lotz / Bass, Vokal, Vurmalılar
Dieter Becker / Vokal, Vurmalılar
Wolfgang Claus / Davul, Vurmalılar

FRAME OF MIND

01. Frame Of Mind (4:08)
02. Crusical Scene (3:56)
03. All I Really Want Explain (11:15)
04. If (5:07)
05. Winter (5:35)
06. Penny For An Old Guy (3:10)
07. Childrens Freedom (2:31)
08. Truebsal (0:18)

6 Ekim 2023 Cuma

Pinguin / Der Grosse Rote Vogel (1972)

Pinguin
, Krautrock sahnesinin pek çok grubundan biri. Kökeni The Jay Five adlı Psychedelic Beat Rock grubuna dayanıyor. 60'ların ortalarından itibaren müzik yapmaya başlayan bu grubun elemanları zamanla farklı yönlere giderek Krautrock'ın önemli isimleri olmuşlar ya da onlara eşlik etmişler. Farklı gruplardan gelen elemanların katılımıyla 1971 yılında ilk albümü kaydedip yayınlıyor Pinguin. Ama grubun adı o zamanlar Talix. 1 yıl sonra ise ismi değiştirip, Talix'in tarzına bazı farklılıklar getirerek Pinguin adıyla tekrar ortaya çıkıyorlar.

Fusion ile süslenen bir Progressive Rock anlayışları var. Doğal olarak da Krautrock kategorisi altında sıralamaya giriyorlar. Grubun çok fazla orijinal fikri ve bu fikirleri hayata geçirme yeteneğine sahip müzisyenleri var. Ama bir türlü başarıyı yakalayamamışlar. Pinguin, iki gitarist, elektrik ve kontrbas, org, bongo ve tenor saksafon dahil davullar, flüt ve koro kullanımını içeren yedi müzisyenden oluşuyor. Bu grup hakkında da çok az bilgimiz var.

Der Grosse Rote Vogel, tarz ve tür olarak oldukça çeşitliliğe sahip. Krautrock teriminin kapsamına giren diğer pek çok grubun aksine bu çeşitliliği öne çıkarmayı da seviyorlar gibi görünüyor. Pinguin'in uluslararası arenada öne çıkmayı başarabilecek bir tarzı var aslında ama öne çıkmayı bir türlü becerememişler. Psychedelic Rock, Jazz, Avant-Garde Electronic gibi türlerin (ya da tarzların) çarpıcı ve uzun pasajlarla birleştiği nefis bir tarza sahipler. Bazı noktalarda Frumpy ile benzeştikleri söylenebilir o nedenle. Ama onların yakaladığı ivmeyi yakalama fırsatları olmamış elbette. Bazı parçaların arada kalan bölümlerinde de ağır ağır ve alttan bir şekilde Jethro Tull izlenimi verdiklerini kabul etmek gerekir.

Müziğin Folk ile birleşen bir Jazz'a kaydığı bölümlerde genel olarak org sesleri ile yönü değiştirmeyi tercih ediyorlar. Klavyelerin kullanımı oldukça iyi. Benzersiz ve muhteşem değil belki ama başka gruplarla karşılaştırıldığında fena halde öne çıkıyorlar.

Karma ve karmaşık denilebilecek bir yapıya sahip olan Pinguin, daha önce de söylediğimiz gibi elindeki potansiyeli doğru kullanamamış grupların başında geliyor. Bugünlerde bile sahnede kalmalarını saplayabilecek bir yeteneğe sahipken bunu kolayca harcamış olmaları tuhaf.

PINGUIN

K. D. Blahak / Davul
Tom Wohlert / Elektrikli Bass, Double Bass, Bongo, Koro
Joe Voggenthaler / Gitar, Vurmalılar
Markus Schaub / Lead Gitar, Vurmalılar, Koro
Klaus Gebauer / Lead Vokal
Volker Plitz / Org, Vurmalılar
Elmar Kast / Tenor Saksafon, Flüt, Vurmalılar, Koro

DER GROSSE ROTE VOGEL

01. Der Große Rote Vogel (8:43)
02. Die Angst (6:09)
03. Der Frosch In Der Kehle (7:18)
04. Der Blaue Wind (7:46)
05. Die Nachtmusik (5:17)
06. Der Traum (6:06)

5 Ekim 2023 Perşembe

Siloah / Sukram Gurk (1972)

Siloah
, 70'lerin başından bir Alman Psychedelic Rock / Psychedelic Folk grubu. Doğal olarak da Krautrock janrı içerisinde yerlerini alıyorlar. Grubun kuruluş süreci, yaptıkları, kayıtlar vs. hakkında çok bilgimiz yok. Komünal bir topluluktan çıktıkları biliniyor. Zaten o dönemin pek çok Alman grubunun böyle bir çıkış noktası oluyor.

Münih'te 1970 yılında kurulan grup esasen Thom Argauer'in bireysel çabalarıyla ortaya çıkıyor. Komünden katılanlarla birlikte genişliyor. Kaydedip yayınladıkları 2 albümde bolca ses duyuyorsunuz ama grupta kaç kişinin çaldığını bilemiyorsunuz. Durumları çok karışık yani. Hatta ilk albümde Amon Düül üyelerinin de yer aldığına dair söylentiler dolaşıyor ama kesinlik kazanmış bir durumu yok bu söylentilerin.

Konumuz olan Sukram Gurk, Siloah'ın ikinci ve son albümü. Böyle durumlarda ilk albümden başlamak daha doğru gibi gelse de beğeniler üzerinden gittiğimiz için sıralamaları ciddiye almadığımız zamanlar da oluyor. İki albüm arasında şu daha iyi bu daha kötü demek doğru da değil zaten. Değişik havada iki albümler. Benim tercihim ikinci albüm yönünde. Zira 60'ların sonunda patlayan Psychedelic Rock ve Acid Rock'ın nefis bir bileşimiyken Folk'tan da besleniyor gibi görünüyor. Diğer taraftan, albümdeki klavyeler ilkel bir Psychedelic org sesiyle bezenmiş. Alışkın olmadığımız şekilde etkileyici bir tonu da var.

Albümün en büyük sorunu ses dengesinin sağlanamamış olmasından kaynaklı. Parçalara diyecek bir şey yok! İşlenmeleri de inanılmaz derecede iyi. Lakin, ses dengesindeki sorun vokallerin neredeyse hiç duyulmadığı anlarla bizi karşı karşıya bırakıyor. Bunu bile isteye yaptıklarını da düşünmüyoruz. Zira, her iki vokalin de kendine has tekniği aslında öne çıkmak üzere kurulu. Ses sorunundan ötürü ise bir türlü çıkamıyorlar.

Sukram Gurk albümünde asıl grup elemanları olarak Thom Argauer ve Florian Laber görünmekle birlikte albümdeki vurmalılar için destek aldıkları da ortada. İsmini verdiğimiz her iki müzisyenin de vurmalılarla alakası yok çünkü. Muhtemelen kendi komünlerinden ya da başka bir komünden destek almışlar diye düşünmeden edemiyoruz. Ki bu durumda da albüm kapağında adı geçmeyen ama albümde yer almış çok fazla müzisyen de olabilir.

SILOAH

Florian Laber / Bass, Vokal
Thom Argauer / Klavye, Vokal

Konuk Müzisyenler:
Markus Krug / Davul
Blacky Zumstein / Vurmalılar

SUKRAM GURK

01. Milk Blue Mind (16:20)
02. Magic Carpet Ride to the Alps (2:41)
03. Feast of the Pickpockets (8:41)
04. Stony (4:28)
05. A Landlady's Dessert (0:50)

4 Ekim 2023 Çarşamba

Haboob / Haboob (1971)

1970 yılında Tambarin adıyla Almanya'da kurulan Haboob eline geçen fırsatı iyi değerlendiremeyen gruplardan. Grubun frontman'i Jimmy Jackson'ın, ki kendisini Amon Düül II, Passport, Embryo, Utopia (Todd Rundgren'in Utopia'sı değil) gibi gruplardan tanıyoruz, bütün çabalarına rağmen öne çıkamamış bir türlü. O nedenle de haklarında çok fazla bilgi de bulunmuyor.

Amon Düül II ve Passport'un ardından Tambrain'i arada bir yerlerde kuran Jackson, grubun gidişatından memnun kalmayınca grup elemanlarını değiştirerek Haboob adını veriyor yeni grubuna. Grubun adı çöl rüzgarları manasına geliyor. İsimden ve kapaktaki deveden de anlaşılacağı üzere Psychedelic Rock'ın oryantalizmle buluşmaya çalıştığı bir yerde duruyor grubun tarzı. Ama Agitation Free gibi bir şey de beklemeyin tabi, o kadar değiller.

Almanya'da kurulmuş ve Krautrock janrı altında listeleniyor olmalarına rağmen grubun 3 elemanı da Amerikalı. Almanya'nın o dönemdeki müzikal çeşitliliği ve potansiyeli yüzünden orada bulunan ve bunu fırsata çevirmeye çalışan bu Amerikalılar ortalama bir albüme imza atmışlar. Albümün yapısı biraz karışık. Psychedelic üzerinden hareket etmekle birlikte Blues, Soul ve Jazz Rock parçalar da bulunuyor. Bu tutarsızlık bir miktar rahatsız etse de albümün fena olmadığını da belirtelim.

Temelde albümün konsepti Jimmy Jackson'ın klavye oyunları üzerine kurulu diyebiliriz. Öne çıkmaktan çok atmosfer yaratmayla alakalı bu durum. Değiştirilmiş ve abartılmış bir vokal yapısı ile birleşen bu atmosfer yaratma çabası iyi sonuçlar da vermiş bazı parçalarda. Üstüne eklenen, yine abartılmış vuruşlarla sağlam ritimler yakalayan davul kimi zaman da işin cılkını çıkarıyor hissiyatı vermiyor değil.

Albümün en kötü yanı ses kalitesi. Zamanında iyi bir kayıt yapılmış olsa bile, bugün bize ulaşan kayıtlarda çok fazla bozulma var. Elinizde o dönemden kalma ve iyi durumda bir plak yoksa bulabileceğiniz tüm kayıtlar tatmin etmeyecek denli kötü diyebiliriz. Parçaların bazılarında boğuk seslere dönüşen yerler bile var. Albümün yapısında var diye de düşünülebilecek bir durum da yok.

Grup elemanlarının müzikal yeteneklerinin ve yeterliliklerinin iyi olduğu anlaşılmakla birlikte potansiyellerini tam olarak kullanmadıkları ya da kullanamadıkları anlaşılıyor. Her zaman dinlemeyi tercih edeceğiniz bir albüm olmayabilir. Fakat arşivde bulunmasını isteyeceğiniz etkilere de sahip.

HABOOB

George Green / Davul, Vurmalılar, Vokal
Jimmy Jackson / Org, Piyano, Vokal
William Powell / Gitar, Vokal

HABOOB

01. Israfil (9:42)
02. Blues For Willy Pee (3:51)
03. Sooloo (5:07)
04. Morning Prayer (5:07)
05. Keep On Pushing (4:41)
06. Soldier Boy (3:41)
07. Time To Be (3:42)

3 Ekim 2023 Salı

The Joint / Freak Street (1968 - 1969)

The Joint
, etkin olduğu yıllarda albüm yayınlama şansı yakalayamamış gruplardan biri. 60'ların ortalarında kurulan grubun 1968 ve 1969 yılları arasında yaptıkları kayıtlardan oluşan albüm ancak 2006 yılında archival niteliğinde toplanarak yayınlanabildi. Grubun etkinlik gösteremediği ve sadece bazı ufak tefek konserlere çıkması dışında pek bir bilgimiz yok. Lakin grubun has adamının daha sonraları Supertramp'de öne çıkacak olan Rick Davies olduğunu belirtelim.

Bir de grup ile ilgili bilinen hikayede, gruba kuruluşundan hemen sonra destek olmaya başlayan Hollandalı bir milyoner olan Stanley August Miesegaes'den bahsediliyor. Fakat bu milyoner abimiz de grubun gidişatından, yaptıklarından dolayı hayal kırıklığına uğradığı için The Joint'e mali destek sağlamayı bıraktığı anlatılıyor. Aynı milyonerin Davies ile frekansının tutmasından kaynaklı bir sonraki grubu için de destek olmaya devam ettiği ve Supertramp'in bu sayede ortaya çıktığı Supertramp'in tarihçesinde de yazıyor.

Freak Street toplama sayılabilecek bir albüm olduğu için belirgin bir bütünlüğe sahip değil. O dönem kaydettikleri parçalardan oluşuyor sadece. Parçaları uygun bir sıraya dizmişler aslında albümde. Hatta bazı albümlerden çok daha iyi bir tracklist'e sahip olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Lakin dediğimiz gibi bütünlük olmadan bazı yerlerde kopukluklar var gibi de geliyor.

Önemli başka bir nokta da Supertramp'in adını vermemizden dolayı o tarz bir müzikal anlayış ile karşılaşma beklentisi. Bu beklentiyi silin kafanızdan. Tamamen alakasızlar. Supertramp'in kendine has tarzı ve yaklaşımı The Joint'te yok! The Joint, aslında adından da rahatlıkla anlaşılabileceği üzere Psychedelic Rock ve fena halde Acid Rock yapıyor. Bazı bölümlerde inanılmaz derecede iyiler. Fazlasıyla kendini kaptırmış bir şekilde ve yoğun olarak ilerliyor müzikleri. Bazı bölümlerde ise her anlamda aşağıda kalıyorlar. 

Albümde Rick Davies'in katkısı bazen hissedilir derecede öne çıkarken, gitarların albüme katkısı kusursuz denilebilir. Neredeyse Heavy Psych'e doğru evrilen bir şekilde ilerlerken ne yazık ki vokalin geri planda kalmasına da katkı sağlıyor gitarlar. Belirgin şekilde nadiren ön plana çıktığına şahit olduğumuz vokalin potansiyeli de yetenekleri de kendini gösteriyor. Sadece gitarların azizliğine ve ses kayıt kalitesinin düşüklüğüne kurban gitmiş.

THE JOINT

John "Andy" Andrews / Lead Vokal
Trevor Williams / Gitar, Vokal
Rick Davies / Klavye, Vokal
Keith Bailey / Davul
Martin Vinson / Bass
Steve Brass / Bass
Tony Catchpole / Gitar

FREAK STREET

01 - Freak St (5:09)
02 - Dinosaur (2:58)
03 - Runman Gunman (3:56)
04 - Laura's (3:27)
05 - On The Other Side (4:27)
06 - Chariot Of Mercury (4:01)
07 - No Sweat (2:58)
08 - Cheap Freedom Joy (2:31)
09 - Turnstile (8:10)
10 - Joint Melody (1:54)

2 Ekim 2023 Pazartesi

Jupu Group / Ahmoo! (1975)

Jupu Group
, tek albümlü efsaneler listemize Finlandiya Progressive Rock janrı içerisinden dahil olan gruplardan. Haklarında bilgimiz kısıtlı. Grubun adının dönemin önemli Jazz kökenli kemancılarından Juhani Poutanen'den geldiğini biliyoruz. Poutanen'in lakabı Jupu olduğu ve tanınan bir müzisyen olduğu için bu ismi tercih ettikleri ortada. Bunun dışında da albümün kayıtlarından hemen sonra grubun dağıldığını hatta albümün çıkışını bile göremediklerini biliyoruz. Jupu Group'un dağılmasından birkaç ay sonra piyasaya sunulmuş Ahmoo!

Albüm, Finlandiya kökenli Fusion, Progressive Rock ya da Jazz Rock olarak düşünüldüğünde bir başyapıt sayılmayabilir. Ama ortalamanın da çok üzerinde etkileri olan bir albüm. Özellikle gruba adını veren Poutanen'in keman konusundaki yetkinliği ve yaratıcı besteleri Ahmoo!'yu benzerlerinden biraz daha yukarı taşıyor. Yine Poutanen'den kaynaklı olarak albümde keman fazlasıyla ön plana çıkıyor ki bu da çok anlaşılabilir bir durum.

Diğer tarafa bakıldığında gitar, elektrikli piyano ve moog'un başı çektiği enstrümantal bir Heavy Prog havası da söz konusu. Bu nedenle albüme sadece Fusion demek ya da Jazz Rock gibi etiketlendirmek doğru değil. Farklı türlerden, farklı tarzlardan beslenerek kendilerine ait bir yapı oluşturmayı başarmışlar. Ve bu yapı sadece bir tür başlığı altına konabilecek kadar sığ değil.

Eleştiri ya da tanımlama yapılırken genel olarak düşülen bir hata da Weather Report ya da Return To Forever ile benzeştikleri yönündedir. İkisi ile de benzeşmezler. Elektrikli keman gibi fazlasıyla ayırt edici bir yanları vardır Jupu Group'un. Ha basit bir şekilde anlatılmak istendiğinde "Return To Forever gibi" tanımlaması yapılarak geçiştirilebilir belki ama diğer türlüsünü de hak etmediklerini düşünüyorum.

Albümün genelinde sıradanmış gibi başlayan parçalar mevcut. Ama gidişatı o kadar iyi değiştiriyorlar ki neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz. Sıkıcı başlayan parça kademeli olarak yükselerek değişik bir yöne doğru akıyor. Jazz dinleme konusunda sıkıntı duyanların görüşünü değiştirebilecek denli etkileyici, ortada ve birleştirici bir albüm Ahmoo!

JUPU GROUP

Juhani Poutanen / Keman, Vurmalılar
Janne Louhivuori / Gitar
Jukka Linkola / Klavye, Vurmalılar
Ilkka Hanski / Bass
Urpo Sorvali / Davul, Vurmalılar

AHMOO!

01. The Seeker (5:11)
02. Ennystymätön (6:47)
03. Ahmoo (9:56)
04. Moment (8:01)
05. Two for Eeva (8:03)
06. Drops of Rain (7:13)

1 Ekim 2023 Pazar

Kracq / Circumvision (1978)

Hollanda'nın geç dönem Progressive Rock'a en büyük armağanı sayılabilir Kracq. Kendilerine has yapıları, farklı türlerden ve tarzlardan beslenen ama özgün olmayı başarabilen yapıları ile kaydettikleri tek albümle en iyiler arasında yer almayı fazlasıyla hak ediyorlar. 70'lerin bitmesine çok az kalmışken çıkardıkları albümle elektronik müziği avangard ile birleştirmeyi bu kadar iyi başarmış az sayıdaki gruplardandır.

Grubun adı iki grubun birleşmesinden ortaya çıkmış. Grubun klavyecisi Bert Vermijs'in önceki grubunun adı King's Ransom. Kracq'ın Kra kısmı bu gruptan geliyor. Diğer kısım ise Jos Hustings'in King Crimson'a ağır gönderme yaparak kurduğu Carmine Queen grubundan geliyor. Her iki grubun da başarılı kayıtlar yaptığı Kracq grubu elemanlarınca daha sonraları söylenmiş. Ama Carmine Queen'e ait pek çok kayıt bulunmakla birlikte King's Ransom'ın bütün kayıtları maalesef zaman içerisinde kaybolmuş.

Kracq, King's Ransom'ın eklektik tarafını alırken Carmine Queen'in de deneysel ve avangard kısmından destek almış. Ortaya çıkan müzik ise yine Eclectic Prog janrına dahil edilse de az önce de belirttiğimiz gibi deneysel ve avangard bir elektronik ile Symphonic Prog karışımı. Daha kısa bir özet isterseniz enteresan bir müzik yapıyorlar işte diyebiliriz.

Dönemin sıkışık ve yüksek standartlara sahip müzikal anlayışı içerisinde kayboldukları ve öne çıkamadıkları düşünülse de albümün sadece 500 kopya ile piyasaya sunulmuş olmasından kaynaklı olarak ticari bir başarı ve kitle sahipliği olmadığı kesin. Bu noktada grubun, alışkın olan kulaklara bile zorlayıcı gelebilecek yönleri de var. Tabi ki tarzlarının etkisi olmuştur ama daha çok tanıtımla alakalı eksiklikten kaynaklı bir öne çıkamama söz konusu diye düşünüyoruz.

Temelde, grup üyelerinin de verdikleri bir röportajda dedikleri gibi, Progressive Rock'a kendi bakış açılarından bir saygı duruşu bu albüm. Ama orada bırakmayıp daha da ileriye doğru götürmeyi, değişik bir tarz yaratmayı amaçlamışlar. Albümü dinlediğinizde bunu başarabildiklerini de anlıyorsunuz. Gönül isterdi ki daha fazla albüm kaydına imza atabilsinler. Fakat dönemin pek çok grubunda olduğu gibi onlar da tek albümle kalmışlar.

KRACQ

Bert Vermijs / Synthesizers, Klavye, Vokal
Jos Hustings / Gitar, Vokal
Cees Michielsen / Davul, Vurmalılar
Twan van der Heiden / Bass

CIRCUMVISION

01 - Summer Of My Life (7:09)
02 - Day In Day Out (5:13)
03 - Somewhere In The Evening (5:29)
04 - Y (5:17)
05 - Cobweb (0:20)
06 -  Put Up The Organised Fight (4:29)
07 - Crimpse Part 1 (0:20)
08 - To A Square (5:40)
09 - Partnership (3:42)
10 - Crimpse Part 2 (1:05)
11 - Keep Control Of What I Am (8:07)