Amerika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Amerika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ağustos 2023 Pazar

The New Apocalypse / Stainless Soul (1969)

The New Apocalypse
, Jazz ve Rock odaklı bir grup. İkisinin belki de en iyi birleşimlerinden birine imzalarını atmışlar. Jazz Rock, Fusion gibi alanlarda albümler kaydetmiş benzeri pek çok grupta olduğu gibi The New Apocalypse hakkındaki bilgilerimiz de sınırlı. 60'ların başında üniversite çevrelerinde kurulduğunu, uzunca bir süre kolej ve kulüp çevrelerinde çaldıklarını, 1968 yılında bazı teknik, personel ve müzikal değişiklikler yaşayıp albüm kaydına başladıklarını ve 1969 yılı sonlarına doğru albümü yayınladıklarını, son olarak da sırra kadem bastıklarını biliyoruz o kadar. Personel değişikliği yaşadıkları sıralarda da bir yapımcı firma ile anlaşıyorlar ve yayınladıkları single kendi çapında iyi iş yapıyor. Bundan hareketle de albüm aşamasına geçiliyor. 

Albümün, bildiğimiz kadarıyla günümüzde bir CD versiyonu bulunmuyor. Plaklarına ulaşmak da neredeyse imkansız. Sadece bazı sosyal mecralarda paylaşılmış, plaktan dijitale dönüştürülmüş bu ilk ve tek albümü dışında bir şeye ulaşmak da mümkün değil. Albümün başarılı bir çalışma olması ve grubun böylesi bir albüme imza atmış olmasından kaynaklı bir miktar üzüntü yaşamak da normal. Zira keşke daha fazla kayıt için fırsatları olabilseymiş diye düşünmekten geri duramıyoruz.

Albümde enstrüman kullanımları oldukça iyi. Zaten personel değişikliği yaşanmasına rağmen grup elemanları uzunca bir süre birlikte çalan tipler. Birbirilerini nasıl tamamlayacaklarını iyi biliyorlar. Saksafon ve trompet ön plana çıkıyor normal olarak. Fakat gitarın da albüme katkısı yadsınamaz şekilde fazla. Neredeyse tüm gidişatın yönünü belirliyor diyebiliriz.

Stainless Soul coşkulu ve enerjik bir albüm. Grubun ritim bölümü işini iyi bir şekilde yapıyor. Aniden yükselen tempo bir anda yerin dibine doğru serbest düşüşe geçerken bir anda tekrar toparlıyorlar. Yaratıcılık konusunda hiçbir sıkıntıları olmadığı gibi parçaların session olarak kaydeilmiş olması muhtemel. Zira o coşkuyu yakalayabilecek şekilde çalmanın tek yolu bu olsa gerek. Parçaların başlangıçları belirli düzenler üzerine oturtulurken bir süre sonra darmadağınık bir hale geliyor ki bu da session fikrini güçlendiriyor. Bu arada The Beatles'ın Eleanor Rigby'sinin acayip de değişik bir versiyonu albümde mevcut.

Amerika'dan bu alanda çok fazla iyi grup çıkıyor genelde. Ama The New Apocalypse'in yeri her zaman bir başka. Chicago gibi popülist bir yaklaşımları yok hiç mesela. Tek dertleri müzik yapmak gibi görünüyor. Belki de bu sebepten başarılı olamamışlardır bilemiyoruz.

THE NEW APOCALYPSE

Greg Novik / Gitar
Christopher Lynch / Org
Gene Meros / Saksafon
Keith Vinroe / Trompet
John Garrison / Bass
Dennis Meros / Davul

STAINLESS SOUL

01 - Stainless Soul (4:07)
02 - Domicela (2:57)
03 - Comin' Home Baby (4:09)
04 - Junkshop (3:11)
05 - Wichita Lineman (5:23)
06 - Watch Your Step (2:47)
07 - Three Shades Of Gray (3:33)
08 - Get Outta My Life Woman (3:05)
09 - Eleanor Rigby (3:54)
10 - Labyrinth (4:13)

21 Ağustos 2023 Pazartesi

Lucifer / Lucifer (1970)

Haklarında en ufak bilgiye sahip olmadığımız gruplara ek olarak Lucifer'ı da gösterebiliriz. Bu isimle ortaya çıkmış pek çok grup olmakla birlikte sanırım bu grup onların ilki. Bunun dışında Rochester, New York'da kurulduklarını (hangi yıl olduğu da belirsiz ama muhtemelen 1970 başları) Hard Rock ve Psychedelic Rock karışımı bir tek albüm kaydettiklerini sonra da belirsiz bir şekilde dağıldıklarını biliyoruz. Rock müzik tarihine çok büyük etkileri olmasa da kaydettikleri tek albümle özellikle yukarıda bahsi geçen iki türün nadir öğelerini toplayanlar için iyi gruplardan biri olarak tanımlayabiliriz.

Albümün geneli fazlasıyla coşkulu ve enerjik bir yapıya sahip. Klavye hareketlerinin öne çıkmaya başladığı anlarda melodik yapı sık sık değişirken sağlam ve sert bir şekilde ortaya çıkan gitarlar parçaların gidiş yönüne etki etmekten çok soslamayla yetiniyor. Vokalin değişik ve tipik sesi bazı parçalarda fazlasıyla öne çıkarken bazılarında ise olmasa da olurmuş izlenimi yaratıyor.

Albümdeki parçaların sözlerinin çok fazla kaliteye sahip olduğunu da söyleyemeyiz. Ama müzikal yapıya çok uygun bir şekilde hareket ettiği ortada. Biraz popülerlik havası da sezilmiyor değil vokalin kullandığı teknikte. Daha bir öne çıkayım da hani belki oradan yırtarız gibi bir durum var. Bir de vokalin kullanımı parçalardaki havaya çok fazla uyuyor. Konsept albüm olmasa da belirli bir hikaye üzerine odaklanan albümdeki sözler kırık ve sorunlu bir aşk hikayesinden kalanlara yöneliyor.

Biraz ağdalı biraz yapış yapış biraz da hüzün isteyenler için  kaçırılmayacak bir fırsat denilebilir albüm için. Günümüz Pop parçaları gibi değil elbette. Daha çok Gary Moore tarzı Still Got The Blues havasını içine çekmek isteyenler için bire bir oturan bir albüm.

Bu 1970 yılı kaydının içerisinde bazı düşük ve gereksiz gibi algılanan parçalar olsa da aslında çok da yerden yere vurduğumuz gibi bir albüm de değil. 5 üzerinden değerlendirmeye kalkılsa 3'ün biraz altında olarak nitelendirilebilir. Bu tarz albümleri sevenler için ise 3'ün üstüne çıkacaktır bu değerlendirme.

Başta da bahsettiğimiz üzere 70'lerin nadir (rare) parçalarını arayan Hard Rock ve Psychedelic Rock müdavimleri için gerekli parçalardan biri.

LUCIFER

Joe Mattioli / Vokal
Vincent "Butch" Biocca / Bass
Joe Gallo / Piyano
Joe Bertola / Davul
Pete Skelton / Gitar

LUCIFER

01 - Sixteen (3:33)
02 - Different Face (2:42)
03 - Where Do We Go From Here (4:12)
04 - Get Together (4:22)
05 - My Baby (3:12)
06 - You Better Find Someone To Love (3:06)
07 - I'm Gonna Make It (3:01)
08 - If This World Were Mine (3:15)
09 - Dreaming Isn't Good For You (5:03)
10 - Crabby Day (3:42)
11 - Don't Tell Me How To Love (2:16)

19 Ağustos 2023 Cumartesi

Little Feat / Little Feat (1971)

Southern Rock
'ın ilk beşinde yer alan gruplardan biri Little Feat. 1969 yılında Lowell George ve Bill Payne tarafından kurulmuş. İkili, Lowell George hali hazırda Frank Zappa's Mothers of Invention'ın elemanıyken tanışmışlar. Frekansları tutunca da yeni bir grup kurma derdine düşmüşler. Mothers of Invention'ın eski bass gitaristi Roy Estrada ve Payne'in eski grubu The Factory'nin davulcusu Richie Hayward ile bir araya gelerek Little Feat'i hayata geçirmişler.

Grubun kurulması ile ilgili ilginç bir durum var. Hikayenin 3 versiyonu bulunuyor ama hangisinin doğru olduğuna dair onaylanmış herhangi bir bilgi yok. İlk versiyona göre Zappa, amfisi kapalı olduğu halde 15 dakikalık bir gitar solo atmayı başarınca George'a sinirleniyor ve gruptan atıyor. İkinci versiyon biraz daha makul kabul edilebilir. George, Zappa'ya Willin' parçasını gösterdiğinde Zappa sinirleniyor ve gruptan kovuyor, çünkü kendi grubunda yer almaması gereken şekilde yetenekli bir müzisyen olduğunu anlıyor. Üçüncü ve son versiyona göre ise Zappa, Willin'in içerdiği referanslar (uyuşturucu, şarap vs) dolayısıyla gruptan kovuyor. Neticede her şekilde Zappa tarafından kovuluyor ama gerekçesi belirsiz. Tabi Zappa'nın normal biri olmadığı düşünüldüğünde, Little Feat'in ilk albümünün Warner Bros tarafından yayınlanması için neden elinden geleni ardına koymadığını anlamak da pek mümkün değil. Bu modeller böyle diyerek geçiştiriyoruz konuyu.

Albüm kayıtları sırasında da enteresan bir durumla karşılaşılmış, onu da aktaralım. Efsanevi olarak nitelendirilen Willin' parçasının kayıtlarınun hemen öncesinde bir model uçakla oynarken Lowell George elini fena şekilde yaralıyor ve Slide Gitar bölümünü çalamayacak duruma geliyor. O sırada stüdyoda bulunan Ry Cooder gitarı eline alıp işi çözümlüyor. Yani o nefis Willin' kaydında George değil Cooder çalıyor.

Rock müzik tarihine ciddi şekilde etki eden Little Feat'in bu ilk albümünde Country'den Blues'a, Southern Rock'dan Swamp Rock'a pek çok tür ve tarz arasında bir gezinti var. Fazlasıyla coşkulu ve enerjik bir albüm. Müzisyenlerin yetenekleri tartışılır olmadığı gibi yaptıkları albümde kendilerini bile aştıklarını söyleyebiliriz. O kadar iyiler ki Jimmy Page,      hakkında "En sevdiğim Amerikalı grup" diye bir yorum yapmış.

LITTLE FEAT

Lowell George / Gitar, Armonika, Vokal
Bill Payne / Klavye, Vokal
Richard Hayward / Davul, Vokal
Roy Estrada / Bass, Vokal

LITTLE FEAT

01 - Snakes on Everything 3:04
02 - Strawberry Flats 2:20
03 - Truck Stop Girl 2:32
04 - Brides of Jesus 3:20
05 - Willin' 2:24
06 - Hamburger Midnight 2:30
07 - Forty Four Blues / How Many More Years 6:25
08 - Crack in Your Door 2:16
09 - I've Been the One 2:20
10 - Takin' My Time 2:45
11 - Crazy Captain Gunboat Willie 1:55

16 Ağustos 2023 Çarşamba

Potliquor / First Taste (1970)

1969 yılında Baton Rouge, Lousiana'da kurulan Potliquor, Basement Wall adlı bir cover grubunun küllerinden doğmuş. Yaptıkları coverlar ile oldukça iyi iş çıkardıklarının farkına vardıklarında kendilerine yeni bir isim ve yeni bir anlayış seçerek devam etmenin doğru olacağına karar vermişler. Döneminde çok başarı kaydetmiş gruplardan biri değildir ama unutulması için de herhangi bir sebep bulunmayan gruplardandır Potliquor.

Adını Louisiana'da sebze ve etlerin pişirilmesi ile elde edilen et suyundan alan grup oldukça yerel bir müzikal anlayışa da sahiptir. Southern Rock'ın Güney Lousiana kökenine dayalı bir müzik yapıyorlar. Belirgin bir Blues'dan çok yerel bir dokunuş daha fazla hissediliyor yani. Ha temelde tabi ki Blues Rock ile ilerliyorlar ama daha lokale yöneliyorlar ve bölgenin müzikal anlayışından besleniyorlar. Belki de bu nedenle çok fazla öne çıkamamışlar diye düşünebiliriz. Amerika'da pek çok turnede ön grup olarak yer aldıkları halde hiçbir zaman kendileri adına bir turneye çıkamamışlar. Gerçi turnede önlerinde çıktıkları ZZ Top, Aerosmith, REO Speedwagon, Cactus, Faces gibi isimleri düşününce yeterince ilgiye hasıl olmuş olabileceklerini de düşünebiliriz.

Grubun kurulmasından 1 yıl sonra kaydedip yayınladıkları ilk albümleri First Taste, oldukça enerjik, coşkulu ve keyif veren parçalardan oluşuyor.  Özellikle açılış parçası Down The River Boogie bu tarz enerjik albümler için oldukça iyi bir açılış parçası.

Adını verdiğimiz ilk parçadan da anlaşılacağı üzere grubun müzikal anlayışı içerisine sağlam bir Boogie hakimiyeti var. Boogie Rock ve Blues Rock etkilerinin fazlasıyla kendini hissettirdiği, yerel kültürden fazlasıyla beslenen bir Güney Lousiana'lı Southern Rock grubun tam türünü bize açıklayabilir.

Albümdeki enstrümantasyon bu tarz bir albüm için oldukça iyi durumda. Gitarlar sağlam giriş çıkışlara sahipken boş kaldıklarında önünü alamıyorsunuz. Grubun ritim bölümü ise bir hayli etkin ve etkili. Parçalardaki bütün değişiklikleri ustalıkla yerine getiriyorlar. Vokalin tuhaf ve pürüzlü sesi albümün en büyük artılarından. Vokalin, yırtıcı gitarlar ile yaptığı düet benzeri hareketler gerçekten şaşırtıcı ve etkileyici bir dinleme zevki yaratıyor. 

Özellikle Southern Rock sevenler tarafından sıklıkla dinlenebilecek, kendini hissettiren ve farkını ortaya rahatlıkla koyabilen albümlerden biri First Taste.

POTLIQUOR

Guy Schaeffer / Bass, Vokal
Jerry Amoroso / Davul, Vurmalılar, Vokal
Les Wallace / Gtar, Vokal
George Ratzlaff / Klavye, Ritim Gitar, Armonika, Vurmalılar, Vokal

FIRST TASTE

01 - Down the River Boogie 2:49
02 - Ol' Man River 4:37
03 - Riverboat 3:08
04 - Toballby 7:21
05 - The Raven 5:05
06 - You're No Good 4:55
07 - Price 20 Cents a Copy 3:08
08 - Driftin' 8:15

13 Ağustos 2023 Pazar

Barnstorm / Barnstorm (1972)

Barnstorm
adı sanı çok az duyulmuş gruplardan biri. Ama etkileyici özelliklere sahip gruplardan da biri aynı zamanda. Son birkaç gündür girdiğimiz Southern Rock / Blues Rock semalarından. Daha da iyisi Joe Walsh'un grubu. Tabi biraz karmaşık sorunlar yaratıp ve keyfi kaçıran sonuçlar doğurmuş ama en azından geride sağlam albümler bırakmışlar.

Malum, James Gang hikayesini bir anda sonlandırma kararı alan Joe Walsh, tam tabiriyle kafayı kırıp Colardo dağlarında bir kulübeye taşınıyor. Niyeti hem biraz kafa dinlemek hem de yeni projeler geliştirmek. O sırada James Gang'e katılmadan önce birlikte takıldığı arkadaşlarıyla görüşüyor filan. Bu arkadaşlarından Joe Vitale ile de The Measles adlı yerel bir grupta birlikte çalıyorlarmış James Gang'den önce. İnce eleyip sık dokuduktan sonra bir power trio kurmanın gerekliliğine inanıyorlar ve Walsh'ın kaldığı ahırdan bozma kulübenin hatırına da grubun adını Barnstorm koyuyorlar.

Walsh'un bu hareketi yapımcı Bill Szymzyck'in hemen ilgisini çekiyor tabi. Zira adam James Gang dönemlerinde grubun yapımcısı ve Joe Walsh'un epeyce iyi işler çıkaracağına (yani kendisine bol sıfırlı paralar kazandıracağına) emin. Zaten daha sonraları da The Eagles'ın hem yapımcısı hem de her şeyi oluyor ve Walsh'u yanında hiç ayırmıyor. Neyse, Szymzyck'in de yoğun ısrarları ile hemen kayıtlara başlıyorlar. Ortaya çıkan albüm Folk Rock ve Southern Rock etkilerinin fazlasıyla öne çıktığı sert bir Country Rock albüm oluyor. Ama albümün Folk ve Southern tarafını The Eagles benzeri bir şey gibi de düşünmemek gerekiyor. Daha dipten ve derinden gelen bir etkiye sahip bu grupta.

Günümüzde az bilinen ya da bilenlerin bir kısmının da yanlış bildiği bir durum da yaşar Barnstorm. Zamanında yapımcı firmanın bir miktar uyanıklık gösterip albümleri sanki Joe Walsh'un solo albümleri gibi pazarlamaya çalışması, dostlarına sadık olan Walsh'u hem fena halde kızdırmış hem de içerlemiş bu duruma. Zira kendisi Joe Vitale'nin çok çok iyi bir müzisyen olduğunu ve bu şekilde davranılarak hakkının yendiğini düşünüyor. İkinci albümün ardından grubu da dağıtıyorlar. İşte bu durumdan dolayı hala bu albümleri Walsh'un solo albümleri olarak düşünenlerin sayısı az değil.

Albüm basit ama etkili sözlere, Walsh'tan gelen sağlam gitarlara ve duygu düzeyi yüksek, enerjik parçalara ev sahipliği yapıyor.

BARNSTORM

Joe Walsh / Lead Vokal, Gitar, Klavye, Arp Synthesizer
Joe Vitale / Davul, Vurmalılar, Vokal, Klavye, Flüt
Kenny Passarelli / Bass, Vokal, Mexican Guitarron

BARNSTORM

01 - Here We Go 4:58
02 - Midnight Visitor 3:13
03 - One and One 1:17
04 - Giant Bohemoth 4:19
05 - Mother Says 6:20
06 - Birdcall Morning 3:43
07 - Home 2:54
08 - I'll Tell the World About You 3:56
09 - Turn to Stone 5:17
10 - Comin' Down 1:56

12 Ağustos 2023 Cumartesi

ZZ Top / ZZ Top's First Album (1971)

İki sakallı ve bir de soyadı sakal olan adamdan kurulu ZZ Top'ı her nedense bugüne kadar hiç dikkate almamışız. Blogdaki eksiklerin üst sıralarında yer alan bu durumu bir nebze olsun hafifletmek adına en iyi değil belki ama önemli albümlerinden biri olan ilk albümleri ile giriş yapalım.

1969 yılında dağılan Moving Sidewalks grubunun gitaristi Billy Gibbons, kendine küçük ve sağlam bir grup kuruyor. Grubun adını da sevdiği iki müzisyen olan Z.Z. Hill ve B.B. King'den alarak ZZ King olarak düşünüyor ama sonraları King'in bu işin en tepesinde (Top) olmasından dolayı grubun adını ZZ Top yapıyorlar. Houston, Texas'ta kurulan grup 2 yıllık bir çalışmanın ardından ilk albümlerini kaydediyor.

Albüm Texas Blues diye yerelleştirilen ama içerisinde sağlam bir Blues Rock -ki Billy Gibbons'ın efsanevi ve kendine has tarzı ile öne çıkar-, Southern Rock ve Boogie Woogie içeren belirgin bir yapıda ortaya çıkar. Belirsizlikler ya da uzun safsatalar yoktur albümde. Çok net ve temiz bir şekilde anlatılır müzisyenler tarafından. Gibbons'ın daha en başından geliştirmek için uğraştığı gitar tarzı grubun ritim bölümüyle nefis şekilde uyumludur. Birbirlerini takip etmek yerine birbirlerinden faydalanarak ilerlerler.

ZZ Top's First Album hakkında pek çok yorum ve eleştiri duyulur her dönem. Ama kabul edilmesi gerekenlerden biri albümün Blues Rock'ın Güneyli bakış açısından baş yapıtlarından biri olduğudur. Tabi bun arkadaşların Güneylilikleri Lynyrd Skynyrd tarzı değil, belirtelim.

Albüm ritim bölümünün başarılı hareketleriyle fena halde coşkulu, enerjik ve heyecan vericidir. Fazlasıyla sert ama melodik olarak da dinleyiciyi kaybetmeyecek şekillerde ilerleyerek devam ederler. Üstüne bir de Billy Gibbons'ın sersemletici gitarı girdiğinde tadından yenmez bir hal alır. Albüm o kadar iyidir ki Brown Sugar, Goin' Down To Mexico, Squank ve Old Man gibi şarkılar günümüzde Amerikan klasikleri arasında yer alır. Akılda kalıcı, çoğunlukla tuhaf bir mizah içeren sözler Gibbons vokali ile öne çıkarken, Gibbons'ın muhteşem ses özellikleri olmadığı halde bu kadar uyumlu söyleyebilmesi şaşırtıcıdır. Özellikle Southern Rock ve Blues Rock sevenler için vaz geçilmez albümlerden biridir.

ZZ TOP

Billy Gibbons / Lead Gitar, Vokal
Rube Beard / Davul, Vurmalılar
Dusty Hill / Bass, Vokal

ZZ TOP'S FIRST ALBUM

01 - (Somebody Else Been) Shaking Your Tree 2:32
02 - Brown Sugar 5:22
03 - Squank 2:46
04 - Goin' Down to Mexico 3:26
05 - Old Man 3:23
06 - Neighbor, Neighbor 2:18
07 - Certified Blues 3:25
08 - Bedroom Thang 4:37
09 - Just Got Back From Baby's 4:07
10 - Backdoor Love Affair 3:20

11 Ağustos 2023 Cuma

James Gang / Rides Again (1970)

Cleveland, Ohio'da 1966 yılında kurulan James Gang'i de daha önce blogda konuk etmiştik. Oradaki tanıtımda da bir kendi halindelik, umursazlık, boş vermişlik havası hakimdi. Zamanla bu tip eksiklerin hepsini tamamlayıp daha iyi bir yöne evrilmeyi düşündüğümüzden dolayı grubun ikinci albümünü ve tarihçesi hakkında birkaç kısa bilgiyi aktaralım istedik.

Bazılarınca çok önemsenmese de diğer bazılarınca ise efsanelerden biri olarak kabul edilen Joe Walsh'ın çıkış öyküsü diyebiliriz James Gang harekatına. Grup 1966'da kurulduktan sonra bir Lead gitarist arayışına giriyor. Ellerinde ilk durumda 25 kadar gitarist ile denemeler yapıyorlar ama bir türlü olmuyor. Sonradan yerel bir efsane olarak adlandırılan Glenn Schwartz ile anlaşıyorlar ama o da asker kaçağı olduğu için California'ya taşınmak zorunda kalıyor. Ek bilgi olarak daha sonraları Pasific Gas & Electric adında bir grup kurduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

Ne yapacaklarını bilemeyen grup elemanlarının imdadına kendi halinde bir genç yetişiyor. Kimsenin adını sanını duymadığı bu eleman Schwartz'ın arkadaşı olduğunu ve onun yönlendirdiğini söylüyor. Birlikte bir Jam Session yapıyorlar ve grup aradığını bulmuş oluyor. Joe Walsh da kariyerinin en önemli adımını atmış bulunuyor tabi.

1 yıl sonra kaydettikleri ve blogda da yer alan Yer' Album'ün ardından ikinci albüme girişiyorlar hızlıca. Albüm ilkinden epeyce farklı bir şekilde sertlikler gösteriyor. Genel olarak Hard Rock kalıplarını belirlediğini ve zaman zaman Heavy Rock'a yükseldiğini bile söyleyebiliriz albüm için. 

Fazlasıyla Hard Rock ve Blues Rock içeren albüm, başarılı yapısıyla Billboard 200 listesinde 13. sıraya kadar yükselmiş. Büyük bir başarı elbette bu. Albümün müzikal ve melodik kalitesi o kadar iyi ki Rolling Stone dergisi Rides Again'i 1970 yılının en iyi albümlerinden biri olarak tanımlamıştır.

James Gang'in en iyi albümü demek yanlış olmaz Rides Again için. Zira ilk albümdeki hamlık görünümü burada bir anda usta işine dönüşmüş ve eksiksiz bir hal almıştır. Joe Walsh'ın etkili gitarları albümün her yerindedir ve başarının en önemli bileşenlerinden biridir. Dinledikçe daha fazla dinlemek için vakit ayırmayı tercih edeceğiniz albümlerden Rides Again.

JAMES GANG

Joe Walsh / Lead Gitar, Klavye, Vokal
Jim Fox / Davul, Vurmalılar
Dale "Bugsley" Peters / Bass, Gitar

RIDES AGAIN

01 - Funk #49 3:54
02 - Asshtonpark 2:04
03 - Woman 4:37
04 - The Bomber 7:04
        a. Closet Queen
        b. Bolero
        c. Cast Your Fate to the Wind
05 - Tend My Garden 5:44
06 - Garden Gate 1:36
07 - There I Go Again 2:50
08 - Thanks 2:20
09 - Ashes the Rain and I 4:56

10 Ağustos 2023 Perşembe

Clover / Fourty Niner (1971)

Clover
, daha önce bloga konuk ettiğimiz gruplardan biri. Ama hem çok uzun yıllar önce hem de çok ilgisiz olduğumuz dönemlerde tanıtıldığı için neredeyse haklarında hiçbir bilgi paylaşmamışız. Ayıbımızı örtmek için çabalarımız sürüyor elbette. Arada yeni bilinmeyenlerin yanında eskiden paylaşılanları da gündemimize alıyoruz bundan sonra. Çok ciddi bir giriş oldu bu da ama neyse idare eder.

Grup, 1967 yılında kurulmuş. Öncesinde grup elemanları Tiny Hearing Aid Company adında bir Psychedelic Rock grubu kurmuşlar ama Blues ve Country üzerinden gitmeyi tercih ettikleri için grubun adını Clover'a değiştirerek müzikal bakış açılarını da güncellemişler. Daha bir Creedence Clearwater Revival havasında söylemek doğru olabilir. Benzer ya da aynı değiller tabi. Ama Lynyrd Skynyrd ya da Allman Brothers Band gibi de değiller.

3 yıllık bir uğraşının ardından daha önce paylaştığımız ilk albümleri Clover'ı 1970 yılında yayınlıyorlar. Albüm onlara ticari başarıyı ve bilinirliği aynı anda getiriyor. Buradan aldıkları güçle de ikinci albüm olan Fourty Niner'a başlıyorlar. Albüm Country Rock, Blues Rock, Rock'n Roll gibi müzikal türleri içerisinde barındırıyor. Bu nedenle de dinlemesi oldukça keyifli olan albümlerden. Aynı etki dönemin dinleyicileri tarafından da fark edilmiş olacak ki albüm Billboard 200 listesinden 150. sıraya kadar yükselmiş. 150 kulağa çok iyi gibi gelmeyebilir belki ama Amerika gibi geniş imkanlara sahip ve çeşitliliği bol olan bir yerde aslında oldukça iyi bir başarı.

Bunun en büyük sebebi de parçaların sahip oldukları güçlü melodiler diye düşünmek yanlış olmaz. Klasikleşmiş parçalar gibi akılda kolay kalan melodilere sahip olmasalar da müzikal anlamda oldukça iyi melodiler bunlar. Albümdeki coşku performansını sağlıyorlar. Akılda kalıcı sözler de bu performansa büyük katkı sağlıyor. Fourty Niner da öne çıkan bir başka yön de enstrümantasyon. Grup elemanlarının yetkinliklerinin yanında fena halde gaza gelmiş gibi çaldıkları parçalar enerjik performanslarla dolu. Bu türdeki albümleri sevmiyorum gibisinden ciddiyet içeren laflar edenleri bile şaşırtacak denli sağlam bir albüm.

İlk albümdeki aksak yönler Fourty Niner'da bulunmuyor. Ona oranla daha iyi olmasını sağlayan da bu olsa gerek. Bu albümde grup daha fazla oturmuş hissiyatı bırakıyor dinleyicide.

CLOVER

Alex Call / Lead Vokal, Gitar, Piyano
John McFee / Lead Gitar, Pedal Steel Gitar, Piyano, Org, Vokal
John Ciambotti / Bass, Gitar, Guiro, Vokal
Mitch Howie / Davul
Ed Bogas / Fiddle, Piyano, Gitar, Marimba, Org
Bruce Campbell / Banjo

FOURTY NINER

01 - Harvest 2:19
02 - Keep on Tryin' 3:19
03 - Old Man Blues 3:36
04 - Forty-Niner 2:25
05 - Sound of Thunder 2:33
06 - Chicken Butt 2:24
07 - Mr. Moon 2:49
08 - Love Is Gone 2:31
09 - Mitch's Tune 3:12
10 - Sunny Mexico 2:06
11 - If I Had My Way 3:07

6 Ağustos 2023 Pazar

Albatross / Albatross (1976)

Amerika'dan çıkmış nadir Symphonic Prog gruplarının başında gelir Albatross. Nadir diyoruz zira özellikle Avrupa ve daha özelde İngiltere ve İtalya ile karşılaştırıldığında bu janrın temsilcilerinin sayısı Amerika'da çok az bulunur. Albümün yayınlandığı dönemde çok ön plana çıkamadıkları gibi, albümün 2000 kopya ile piyasaya sürülmesi ve neredeyse yarısına yakın kısmının yapımcı firma tarafından çöpe atıldığı düşünülürse nadir bulunan albümler listesine de rahatlıkla giriyorlar.

Illinois diye bir eyalet var Amerika'da, duymuşsunuzdur. Ama orada bir de Rockford diye bir şehir varmış. Albatross da oradan çıkmış. Albümün kayıt operatörlerinden birinin "biz Rockford'dan bile çıkamayacaklarını düşünürken neredeyse tüm dünyaya yayılma şansı yakaladılar" cümlesi bu konuda yeterince aydınlatıcıdır.

1971 yılında kurulan grup uzunca bir süre birlikte çalışmış. Parçalar kaydetmeye başladıklarında özellikle etkilendikleri müzisyenlerin izinden gitmeyi ihmal etmemişler. Ortaya da bu kendine has yapısı olan Symphonic Prog albümü çıkmış. Yes, Emerson, Lake & Palmer gibi grupların izlerine rastlamanız mümkün. Hatta albümün klavye bölümlerinde bir hayli Keith Emerson tarzı duyuyorsunuz. Bir yandan rahatsız edici olurken diğer enstrümanların gidişatlarına hiçbir etki etmediği için kulak ardı edilebilir bir hal alıyor bu klavye tarzı.

Diğer taraftan bakıldığında yani Atlantik'in diğer yakasındaki Symphonic Prog grupları ile karşılaştırıldıklarında bir miktar aşağıda kaldıkları da görünüyor. Albümü değerlendirirken Amerikalı olduklarını unutmadan düşünmek doğru olur. Elbette Avrupalı öncülleri gibi yaratıcılığa sahip değiller. Ama Psychedelic Rock'un üst seviyede öne çıktığı Amerika'dan da oldukça kaliteli bir grup ve albüm olarak karşımıza çıktıkları da bir gerçek.

Yüksek tempolu müzikal anlayışları, abartılı ve gösterişli düzenlemeleri ile arşivlik bir albüm. Grup elemanlarının oldukça yetenekli oldukları da aşikar. Fakat orijinal malzeme üretme konusunda bir miktar sıkıntı yaşadıkları görünüyor. Belki başka albümler kaydetme fırsatları olabilseymiş Yes, ELP, Lift, Genesis gibi gruplardan farklılaşarak daha kendilerine has bir yapıya kavuşabilirlermiş gibi bir potansiyelleri var. Lakin az önce de dediğimiz gibi, bambaşka anlayışları olan bir kıtadan çıkabilmiş nadir Symphonic Rock gruplarından olmaları bile yeterince önemli.

ALBATROSS

Mike Novak / Vokal
Paul Roe / Lead Gitar
Mark Dahlgren / Mellotron M400, ARP Odyssey, Minimoog, Hammond B3, Grand Piyano, Fender Rhodes, Vokal
Joe Guarino / Bass, Vokal
Dana Williams / Vurmalılar

ALBATROSS

01. Four Horsemen of the Apocalypse (14:09)
02. Mr. Natural (5:23)
03. Devil's Strumpet (8:36)
04. Cannot Be Found (3:33)
05. Humpback Whales (4:34)

4 Ağustos 2023 Cuma

Bead Game / Welcome (1970)

Boston, Amerika'da kurulan Bead Game çok fazla bilinen bir grup olmasa da Amerika'nın en iyilerinden biri demek yanlış bir tanımlama olmaz. Dönemin pek çok Amerikalı grubu gibi onlar da sırtlarını Psychedelic Rock'a dayamışlar. Ama orada bırakmayıp değişik, karmaşık ve dinamik bir yapıya büründürerek Progressive Rock semalarında gezinmeye başlamışlar.

Grubun başarılı bir albüm kaydetmesi çok bir işe yaramamış ama. Kısa bir süre sonra ikinci albüm olan Baptism'in kayıtları bittikten hemen sonra dağılmışlar. Albüm ancak 44 yıl sonra CD formatında yayınlanabilmiş. En az ilki kadar başarılı bir çalışma olduğunu söyleyelim.

Adı Hermann Hesse'nin aynı adlı romanından geliyor grubun. Doğal olarak hem grubun hem de albümün fikirleri içerisinde Doğu maneviyatı ağır basıyor. Türleri birbirine karıştırırken bu maneviyatın da etkili olduğu açık şekilde görülüyor. Psychedelic Rock'ı ilerleterek biraz popüler daha fazla karmaşık hale getirirken bunu bir de fena halde coşkulu şekilde yapıyorlar. Ortaya da Crossover Prog diyebileceğimiz bir yapı çıkıyor.

Belirtmeden geçmeyelim, Grubun davulcusu Jim Hodder, Bead Game'in dağılmasının hemen ardından Jeff "Skunk" Baxter'in daveti ile yeni kurulmakta olan Steely Dan'e katılıyor ve grubun ilk üç albümünde yer alıyor. İyi müzisyenler kendilerine çabucak yer buluyor yani. Ha bir de Bead Game'deki ritimlerin Steely Dan'dekilerle benzeşmesinin sebeplerinden biri de Jim Hodder doğal olarak.

Başta da bahsettiğimiz gibi sınırlarını zorlamış olan gruplardan biri Bead Game. Ellerindeki ile yetinmeyip daha fazlası için uğraşmışlar. Ortaya çıkan sonuç da Welcome albümü olmuş. Albüm pek çok farklı tür ve tarzdan etki içerirken kendine has bir yapıya da sahip. Sağlam gitar riffleri duyduğunuzda gaza geldiğiniz gibi kısa süre sonra değişen rüzgarla birlikte bir anda ayaklarınız yere basmaya başlıyor. Grubun ritim bölümü gerçekten de sağlam. Neyi ne zaman değiştiğini anlamakta güçlük çekeceğiniz şekilde anlık ritim değişiklikleri yapabiliyorlar. Fazlasıyla yaratıcı ve sıkıcı olmaktan çok uzaklar.

Bazı kaynaklarda bir tür Funk Rock yaptıkları söylense de pek aldırış etmemek gerekiyor buna. Zira hiç alakaları yok. Evet, farklı tarzlardan etki içerdiklerini söyledik ama bu sadece müzikal tarzları üzerindeki ufak soslardan ibaret. Temelde yaptıkları müzik Funk Rock olarak adlandırılamaz.

Yazın sıcak günlerinde sizi serinletmese de en azından aklınızı bir miktar başınızdan alacak kadar iyi bir grup ve albüm. Dinlemekte fayda var.

BEAD GAME

K. Westland Haag / Gitar, Vokal
Jim Hodder / Vokal, Davul
Robert Gass / Klavye
Lassie Sachs / Bass
John Sheldon / Gitar

WELCOME

01. Punchin Judy (5:12)
02. Lady (4:22)
03. Wax Circus (4:29)
04. Mora (4:20)
05. Natural Song (3:55)
06. Country Girls (2:36)
07. Amos n' Andy (4:47)
08. Slipping (8:23)

31 Temmuz 2023 Pazartesi

Highway / Highway (1975)

Minnesota, Amerika'dan da grup çıkar mıymış yahu demiştim Highway'i ilk duyduğumda. Dinlediğimde ise iyi ki çıkmış demek zorunda kaldım. Sonraki dinlemelerde ise türün en iyi örneklerinden biri gibi gelmeye başladı. İlginç ve tek albümlü gruplardan biri Highway. 1965 yılında The Corvairs ve The Pacers grupları birleşerek The Epicureans grubunu kuruyorlar. Başlarda yapmaya çalıştıkları müzik belirsizlikler taşıyor. Psychedelic etkiler olduğu gibi Freakbeat bir şeyler de geçiyor tarzlarının içinden. Pop'a yakın gibi dururlarken aslında Rock yapıyorlar filan.

Uzun süren çalışmaların ardından grup 1972 yılında ismin yetersiz kaldığını düşünüp Highway adını alıyorlar. Kaydettikleri tek albüm ise 1975 yılında yayınlanıyor. Albümden kısa bir süre sonra da dağılıyorlar. Albüm 500 kopya olarak sınırlı sayıda üretiliyor ve çok büyük kitleye ulaşamıyor. Dağılmalarının ardındaki en büyük sebep de bu durumun getiremediği ticari başarı olsa gerek. Ama arkalarında enfes bir albüm bırakıyorlar tabi.

Albümün genel yapısı Psychedelic Rock ve Blues Rock üzerine kurulu. Bunun yanında Hard Rock, Heavy Rock, Heavy Psychedelic Rock da albümde yerini alıyor. 70'lerin başındaki West Coast Rock'ından fazlasıyla etkilenmiş oldukları da gözden kaçmayan noktalardan. Türün en iyi örnekleri arasında rahatlıkla ilk 10'a girerler.

Etkilenmeleri bir yana bırakırsak albüm son derece orijinal bir albüm. Benzeştiği, benzediği herhangi bir başka albüm bulmanız olası değil. Power Trio denilen 3 kişilik sağlam gruplardan olan Highway arkasında tek albüm bırakırken bunu en iyi şekilde yapmış olan ender gruplardan aynı zamanda.

Albümdeki gitarlara hayran kalmamak elde değil. En ufak bir hata, bir yanlışlık ya da gereksiz hareket yok gitar konusunda. Karmakarışık riffler, hızlı ve ani dönüşlere sahip bir şekilde ilerliyor. Gitarın hiç girmediği, girmek istemediği gürültü kontenjanı ise çılgın diye tabir edilebilecek şekilde sağlam çalan bass ve davul ile oluşturulmuş. İncelikli ve üzerinde fazlasıyla çalışılmış parçalar içeren bir albüm. Her bir yeri tek tek işlenmiş.

Bu tarz gruplarda öne çıkan ve etkileyici olan bileşenlerin en başında vokaller gelir. Sözler çok iyi olmasa da Highway'in vokalleri, bu tarz için gerçekten de en üst seviyede diyebiliriz. Öyle saçma sapan ses oyunları, maço tavırlar vs geliştirmeden söylenmiş.

HIGHWAY

Steve Murphy / Gitar, Vokal
Eric Bannister / Bass
Dan Cammarata / Davul

HIGHWAY

01 - Too Many Changes (5:30)
02 - Look Away (5:46)
03 - Pegasus (4:00)
04 - Seems To Me (5:21)
05 - Just To Be With You (4:45)
06 - Bright Side (5:06)
07 - Meadow (4:44)
08 - Slip Away (4:29)
09 - Tomorrow (8:42)

30 Temmuz 2023 Pazar

Stack / Above All (1969)

Hard Rock
, Heavy Psychedelic Rock ve Blues Rock'ın Los Angeles'tan çıkmış en iyi örneklerinden biri de Stack. 1967 yılında The Vandells adındaki bir Surf grubu ile Wabash Spencer Band olarak da bilinen efsanevi Garage Rock grubu The Fabs'in elemanları tarafından kurulur. Başlangıçta yapmayı istedikleri müzik tarzı belli belirsizdir. Ama yükselen değer Psychedelic Rock olunca büyüsüne kapılmadan duramazlar. Fakat daha da ileri götürüp Hard Rock'ın temeline bir tuğla da onlar koyarlar.

Lakin grubun peşini bırakmayan yanlış kararlar ve saçmalıklar silsilesi daha kurulduğu andan itibaren başlar. Bir yandan fena halde şanslıyken diğer yandan hayatın en kötü düzlüklerinde tırmanmak zorunda kalırlar. Gece kulübünde verdikleri dinleti sırasında orada bulunan bir yapımcı grup ile anlaşır. Hem de 8 yıllığına. Başlangıçta bu onlar için çok iyi bir anlaşma gibi görünür ama değildir. Zira sadece parçalarını kaydedip dururlar. Hiç bir zaman yayınlama fırsatını yakalayamazlar. Bir rock grubundan çok yapımcı firmanın vergi indirimi alması için tufaya düşürülmüş bir grup garibandırlar aslında.

1969 yılında tek albümleri Above All'u  kaydederler. Kayıtlar hızlı ama sıkı bir şekilde yapılmıştır. Albümdeki parçaların hepsi birbirinden farklı ve öne çıkmaya adaydır. Ama albüm hiçbir zaman (o dönemde elbette) yayınlanmaz. Basılan sadece 20 kopyası vardır ve bunlar da dinleyici ve eleştirmenlerin fikrini almak için basılmış ön baskı plaklardır. Gerçi sonrasına yani şimdisine baktığımızda plakların neden binlerce dolara satıldığı daha iyi anlaşılıyor. Nefis bir albüm için sadece 20 plak. Doğal olarak en nadide parçalardan biri.

Stack'in bu şanssızlıkları yanında şansı da bir hayli fazlaydı. Özelllikle Amerika'da bilinen bir gruptular. Alice Cooper, Iron Butterfly, Buffalo Springfield, The Blues Image gibi grupların ön grubu olarak sahne alıyorlardı. Çok önemli bir ön grup olma durumları da var. Adlarını değiştirmeden hemen önce New Yardbirds adıyla verdikleri tek konserde Led Zeppelin'in ön grubu olarak sahne alıyorlar. Daha da efsanevi bir olay da bir gece verdikleri konserde Jimi Hendrix ve Buddy Miles'ın tesadüfen onları izlemesi ve her ikisinin de gaza gelip sahnede birlikte bir gösteriye imza atmaları.

STACK

Rick Gould / Gitar
Kurt Feierabend / Gitar
Bill Sheppard / Vokal
Buddy Clark Bass
Bob Ellis / Davul

ABOVE ALL

01 - Poison Ivy (3:20)
02 - Only Forever (3:20)
03 - Da Blues (6:54)
04 - Cars (3:29)
05 - Everyday (6:30)
06 - Valleys (2:47)
07 - Time Seller (4:31)
08 - Hot Days (2:45)

17 Temmuz 2023 Pazartesi

Black Pearl / Black Pearl (1969)

Black Pearl
'ün hikayesi 1964 yılında başlıyor. O zamanlarda Garage Rock yapan The Barbarians adıyla anılan grupta yer alan elemanlar başarılı bir single ve albümün ardından farklı bir yöne doğru gitmek için dağılıyorlar. Bir arada durmayı başaranlar Black Pearl'ü kuruyor. Orijinal grup The Barbarians'tan çok farklı bir müzikal anlayış benimsiyorlar ve ortaya biri konser kaydı olmak üzere 2 albüm çıkıyor.

Her iki albüm de dönemi içerisinde gerçekten de kaliteli albümler. Stüdyo albümünün daha iyi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Konser kaydında vokalin James Brown'a hayranlığı çok fazla öne çıktığı için bir tık altta kalmasını sağlıyor albümün. Onun dışında kalan grup elemanları ile ilgili en ufak bir sorun yok. Temelde grubun müziği Blues Rock, Psychedelic Rock ve Heavy Psychedelic Rock olarak nitelendirilir. Doğrudur ama vokalist Bernie Fieldings'in James Brown hayranlığından ileri gelen bir Soul etkisi de bulunuyor. Müziğin her yerine işlemiş bir Soul'dan bahsetmiyoruz elbette. Hafif ve üstten gelen bir etki bu sadece. O nedenle de rahatsız etmediği gibi bazı noktalarda gerçekten de yerine oturmuş görünüyor.

Black Pearl de dün bahsettiğimiz Blue Cheer gibi sert müzik yapan gruplardan. Tabi onlarınki Heavy Metal, Grunge vs gibi türlerin doğmasına katkı sağlamamış ama 80'lerden sonra ortaya çıkan bazı grupları etkiledikleri de söyleniyor. Albümdeki davulları dinlediğinizde bunun sebebini açık bir şekilde anlıyorsunuz. Oldukça vahşi bir görünüme sahip olan bu davullar sayesinde grubun müziği Heavy Psychedelic Rock ile Hard Rock arasında gidip geliyor. Bunu söylemişken albümdeki gitar işçiliğini de unutmamak gerekir. Çok güçlü ve kendine has bir yapıya sahip gitarlar sayesinde grubun albümünün öne çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bazı densizler tarafından çok da önemli bir albüm değilmiş izlenimi yaratılıyor genelde. Lakin işin aslı öyle değil işte. Dönemi içerisinde düşündüğünüzde oldukça cesur ve sağlam bir albümdür Black Pearl albümü. 50 küsur yıl öncesinin Hard Rock ile soslanan Psychedelic Rock'ından bahsediyoruz burada. Şimdiden bakarak eleştirmek doğru değil o nedenle. 60'lar havasında bir kafayla dinlediğinizde Amerika'dan çıkan iyi gruplar içerisinde olduklarını fark etmemeniz mümkün değil.

BLACK PEARL

Bernie "BB" Fieldings / Vokal
Bruce Benson / Gitar
Oak O'Connor / Davul
Geoffrey Morris / Gitar
Tom Mulcahy / Gitar
Jerry Causi / Bass

BLACK PEARL

01 - Crazy Chicken 3:00
02 - Thinkin' 'Bout the Good Times 4:11
03 - White Devil 4:55
04 - Mr. Soul Satisfaction 3:35
05 - Forget It 3:41
06 - Climbing Up the Walls 3:51
07 - Bent Over 2:55
08 - Endless Journey 3:49
09 - Reach Up 4:03

16 Temmuz 2023 Pazar

Blue Cheer / Vincebus Eruptum (1968)

60'ların Psychedelic Rock dalgasının önemli ayaklarından biri de Blue Cheer. Sadece bir Psychedelic Rock grubu olmaktan çok öteler. Kendilerinden sonra gelen pek çok türün ortaya çıkmasına ilham vermişler denilebilir. Heavy Metal, Punk Rock, Stoner Rock, Doom Metal ve Grunge gibi akımların temelinde Blue Cheer da var demek yanlış olmaz o nedenle.

Grup 1966 yılında Dickie Peterson tarafından kuruldu. Peterson daha önce Andrew Staples & The Oxford Circle grubunda çalıyordu ve oradan tanıdığı Paul Whaley ve Gary Lee Yoder'ı da gruba dahil etti. Vokal, gitar, klavye derken grubun ilk hali 6-7 kişilik bir formasyona dönüşmüştü. Fakat Monterey Pop Festival'de Jimi Hendrix'in performansını gördüklerinde 3 kişilik bir grup olarak devam etmeye karar veriyorlar. Doğal olarak işler karışıyor. Kim gidecek kim kalacak kavgaları arasında bir de müzikal farklılıklar çıkınca darmadağın bir hale geliyorlar. Yine de bu kargaşanın arasında ilk albümün kayıtlarına başlıyorlar.

Aralık 1967'de kaydedilen Vincebus Eruptum, bir ay sonra 1968 Ocak ayında piyasaya sunuluyor. Albüm, 3 cover 3 orijinal parça olmak üzere toplam 6 parçadan oluşuyor. Eddie Cochran'ın efsanevi Summertime Blues'u ile başlayan albümde B.B. King'in Rock Me Baby ve Moss Allison'ın Parchman Farm'ı da bulunuyor. Lakin bu parçada bir miktar değiştirip adını da Parchment Farm olarak kullanıyorlar. Kalan 3 parça da grubun kurucusu Dickie Peterson'a ait. Özellikle Paul Whaley'nin nefis davul solosunun yer aldığı Second Time Around başyapıt niteliğinde bir parça.

Albümden çıkan ilk 45'lik Summertime Blues (ve sayesinde albüm) Billboard listelerinde ilk 20'ye girmeyi başarmıştı. Bir daha da böyle bir başarı elde edemediler zaten. İlk albümle birlikte kazandıkları ticari ve dinleyici başarısı onları ardı ardına albümler kaydetmeye itti. 3.albüme kadar sorun yoktu. Kendilerine has bir müzikal anlayışla, oldukça sert ve özgün bir yapıdaydılar. Yaptıkları müzik kendileri için ve sıra dışıydı. Ama 4. albümle birlikte daha popüler ve ticari bir kafayla hareket etmeye başladılar. O zamana kadar yaptıkları parçalar (gerçi sonrasındakiler de kötü değil, haklarını yemeyelim şimdi) ile bir hayli sağlam işler çıkarmışlardı. Başlangıçta bahsettiğimiz türlerin oluşumuna katkı sağlayacak kadar kendilerine has ve serttiler. Zamanla ticaret kazanmış tabi.

BLUE CHEER

Leigh Stephens / Gitar
Dick Peterson / Bass, Vokal
Paul Whaley / Davul

VINCEBUS ERUPTUM

01 - Summertime Blues 3:47
02 - Rock Me Baby 4:22
03 - Doctor Please 7:53
04 - Out of Focus 3:58
05 - Parchment Farm 5:49
06 - Second Time Around 6:18

15 Temmuz 2023 Cumartesi

Vanilla Fudge / Vanilla Fudge (1967)

Rock müziğin öne çıkmaya başladığı yıllardan önemli bir grup Vanilla Fudge. Daha önce blogda Renaissance albümü ile konuk etmiştik. Hata değildi elbette o albümle başlamak. Zira grubun en iyi albümü sayılabilecek niteliklere sahip. Fakat ilk albümü eklememek de olmaz şimdi. The Beatles, Rolling Stones, Beach Boys gibi gruplarla başlayan sürecin hemen ardından ortaya çıkan grupların başında geliyor Vanilla Fudge.

Kadrosunda yer alan Tim Bogert & Carmine Appice ikilisinin öne çıkan çabalarıyla gerçekten de başarılı işlere imza atıyorlar. Hatta bu ilk albüm o kadar etkileyicidir ki daha sonraları Black Sabbath, Deep Purple ve Blue Öyster Cult gibi grupları etkilediği söylenir.

Albümde bulunan cover parçalar hem iyi seçilmiş hem de zaten nefis parçalar. Ama orijinal halleri ile aralarında en ufak bir alaka yok. Açılış parçası Ticket To Ride ve kapanış parçası Eleanor Rigby, Beatles'tan geliyor. Ticket to Ride'ın böyle bir versiyonunu muhtemelen hiç duymamışsınızdır. Gerçi aynı durum Eleanor Rigby için de geçerli. Bir de albümün You Keep Me Hanging On adıyla anılmasını da sağlayan bir The Supremes cover'ı var ki tadından yenmez. Parça, cover nasıl yapılırın enfes bir örneği.

Bu arada belirtelim, albüm tamamen cover parçalardan oluşuyor. Yani grubun bu ilk albümünde kendilerine ait bir parça yok. Fakat o kadar iyi yorumlamışlar ki grubu eleştirme şansı bulamıyorsunuz. Bir noktadan bakıldığında, eğer bu albümdeki tüm parçaları kendileri yazmış olsalardı, muhtemelen uzun yıllardır devam eden "ilk progressive albümü hangisi" sorunu rahatlıkla çözülmüş olurdu. Bogert ve Appice ikilisini bir kez de bu başarıdan ötürü tebrik etmekte fayda var.

Vanilla Fudge'ın bu albümdeki müzikal anlayışı Psychedelic Rock, Acid Rock, Heavy Psychedelic Rock gibi alanlarda gezinmekle birlikte, Uriah Heep, Procol Harum ve Black Widow seven dinleyiciler tarafından da acayip şekilde sevilebilir.

Yazın en sağlam şekilde sıcağını yansıttığı günlerde, can sıkıntısına son verecek kadar sağlam ve sert bir albüm tercih etmek niyetindeyseniz Vanilla Fudge'ın 1967 tarihli ilk albümü tam dişinize göre.

VANILLA FUDGE

Vince Martell / Gitar
Mark Stein / Org, Vokal
Tim Bogert / Bass
Carmine Appice / Davul

VANILLA FUDGE

01. Ticket to Ride (5:40)
02. People Get Ready (6:30)
03. She's Not There (4:55)
04. Bang Bang (5:20)
05. Illusions of My Childhood - Part 1 (0:20)
06. You Keep Me Hanging On (6:42)
07. Illusions of My Childhood - Part 2 (0:23)
08. Take Me for a Little While (3:27)
09. Illusions of My Childhood - Part 3 (0:22)
10. Eleanor Rigby (8:24)

2 Temmuz 2023 Pazar

Haystacks Balboa / Haystacks Balboa (1971)

Heavy Prog'un Amerikalı en iyi temsilcisi tartışmasız bir şekilde Haystacks Balboa'dır lafı abartı filan değildir. Olması gereken, tam da yerinde söylenmiş makul bir cümledir. Her ne kadar bazı kaynaklarda Heavy Psychedelic Rock ya da Hard Rock olarak listelenmeye çalışılsa da Haystacks Balboa bahsi geçen iki türü de içinde barındırmakla birlikte işi daha ileri götürerek Heavy Progressive Rock içerisine dahil olmuştur.

İsmini, grubun gitaristi Mark Mayo'nun bir önceki grubu Balbao ve Mayo'nun güreşçi Haystacks Calhoun'a olan benzerliğinden alan grup, 1970 yılında New York, Amerika'da kurulmuş. Kaliteli ama ticari açıdan başarı sağlayamamış bir albüm yayınlamış olan her grup gibi onların da ömürleri çok uzun olmamış. Tek albümlü efsaneler listemizin nadide parçalarından biri olarak yerlerini alıyorlar elbette.

Döneminde Leslie West'in grubu Mountain ve Black Sabbath ile karılaştırılsalar da her iki gruptan fazlasıyla farklı bir yerde duruyorlar. Mountain'in kökeni de kendisi de Blues üzerine kuruluyken Haystacks Balboa ile karşılaştırmak her iki gruba da haksızlık olur. Diğer taraftan Black Sabbath ile karşılaştırılabilecekleri ya da yan yana görülebilecekleri tek şey de albümdeki sertlik. Onun dışında bir bağlantıları da yok. Hatta her iki gruptan daha fazla Progressive yaklaşım sergileyerek kendilerini biraz daha farklı bir konuma yerleştirdiklerini de söyleyebiliriz.

Hard Rock ve Progressive'in birleştiği yerde, sağlam ama karanlık bir Progressive anlayışları var. Vokal grubun etkili yönlerinden biri. Gitarlar da ona eşlik ederken yırtıcılaşıyor ve seviyeyi biraz daha ileriye taşıyor.

Bu arada belirtelim, grup kurulduktan kısa bir süre sonra Woodstock'un devamı niteliğinde düşünülen Powder Ridge Rock Festival'ine katılmaya gidiyor. Konser ve Sex, Drugs & Rock'n Roll için gelen binlerce dinleyici de orada. Lakin konser iptal ediliyor. Zira yerel halk buna izin vermiyor. Bu noktada grup izinsiz bir şekilde müzik yapmaya çalışırken müzik aletlerine el konuyor filan. Doğal olarak da bu başkaldıran davranışın ardından takipçileri artıyor. Zaten albümü de bu sayede çıkarma şansı elde ediyorlar.

HAYSTACKS BALBOA

Mark Polott / Bass
Mark Babani / Davul
Mark Harrison Mayo / Gitar
Lloyd Landesman / Klavye
Bruce Scott / Vokal

HAYSTACKS BALBOA

01 - Spoiler - 3:24
02 - The Children Of Heaven - 3:00
03 - Bruce's Twist - 2:38
04 - Auburn Queen - 8:55
05 - Sticky Finger - 5:10
06 - Ode To The Silken Men - 8:55
        Tell Me A Story
        What Would Happen
07 - Riverland - 3:36

27 Haziran 2023 Salı

Quicksilver Messenger Service / Quicksilver Messenger Service (1968)

Dünkü Surrealistic Pillow yazısında Psychedelic Rock'ın 2 büyük devi tanımlamasının ardından 3. sırada gelen isim de Quicksilver Messenger Service olmalı. Bahsi geçen 2 gruptan hemen 1-2 yıl sonra çıkardıkları ilk albümle Psychedelic'e giriş yapıp uzun süre kaliteli işlere imza attılar. Problemli dönemleri olsa da bu janrın üçüncüsü tanımlamasını fazlasıyla hak ediyorlar.

Jefferson Airplane ve The Grateful Dead ile hemen hemen aynı zamanlarda kurulsalar da albüm aşamasına ancak 3 yıl sonra yani 1968 yılında gelebilmişler. Tabi o arada boş durmayıp bir dolu konserde ve festivalde de boy göstermişler. Hatta 1967 yılında San Fransisco'da çekilen Revolution filminin Soundtrack'i için de 2 parça kaydetmişler. Ki hem film hem bu iki parça oldukça iyi ve nadir parçalar diyebiliriz.

1967 yılındaki Monterey International Pop Festival'de sahne almalarının hemen ardından grubun orijinal kadrosunda yer alan Jim Murray gruptan ayrılıyor. Grup elemanları moral açıdan etkilenseler de yerlerinde durmamayı tercih edip yola devam kararı alıyorlar. Avalon Ballroom ve Fillmore West gibi dönemin en iyi sahnelerinde konserler veriyorlar. Batı kıyısında kazandıkları kitle onları fazlasıyla dikkat çekici hale getiriyor. Fakat uzunca bir süre albüm anlaşması yapmamak için uğraşıyorlar. Zira kapitalist şirketlerin kontrolü altına girip istedikleri müziği yapamayacaklarını düşünüyorlar.

Kapitalist şirketler para nereden gelirse gelsin çok önemli değil mantığıyla hareket ettikleri için, Quciksilver Messenger Service kadrosunun peşinden koşuyorlar uzunca bir süre. West Coast'un en son albüm anlaşması yapan QMS oluyor bu arada. Çok zorluyorlar ve yapımcının kendilerine karışmaması için gereken her şeyi ellerinde tutmayı başarıyorlar.

Albüm anlaşması sırasında çıktıkları konserlerde de yaratıcı kişilik, ses mühendisi Owsley Stanley grubun pek çok konserini kayıt altına alıyor. Enfes kayıtlardan oluşan seçki de 2008 - 2009 yılları gibi yayınlanıyor. Hemen ardından stüdyoya giren grup başarılı bir kayıtla çıkıyor stüdyodan. Psychedelic Rock'ın en iyi albümlerinden biri olarak kabul edilen bir albüm oluyor grupla aynı adı taşıyan albüm.

Lakin bu noktada bir eksikliği de dile getirmek lazım. QMS'teki en büyük sorun fazla kontrollü olmaları. The Grateful Dead'in kayıtlarındaki Jam Session bölümleri ile QMS'inkiler arasında fazlasıyla ruh farkı var mesela. Çünkü QMS Jam'leri bile önceden planlayarak oluşturuyor. Böyle olunca da kontrolsüz bir coşku ile ilerleyen yaratıcı bölümler yerine planlanmış ve etkisi az bölümler ile karşılaşıyoruz.

QUICKSILVER MESSENGER SERVICE

John Cipollina / Lead Gitar
Gary Duncan / Ritim Gitar, Lead Gitar, Vokal
David Freiberg / Bass, Vokal, Viola
Greg Elmore / Davul

QUICKSILVER MESSENGER SERVICE

01 - Pride of Man 4:06
02 - Light Your Windows 2:39
03 - Dino's Song 3:07
04 - Gold and Silver 6:44
05 - It's Been Too Long 2:56
06 - The Fool 12:10

26 Haziran 2023 Pazartesi

Jefferson Airplane / Surrealistic Pillow (1967)

Psychedelic Rock'un 2 büyük devinden biri olan Jefferson Airplane'in (diğeri tabi ki The Grateful Dead) en iyi albümüdür Surrealistic Pillow. 1965 yılında kurulduklarında grubun vokali olan Signe Anderson, ilk albümün ardından gruptan ayrılır. Takes Off oldukça başarılı ve yenilikçi bir albüm olmasına rağmen vokal yönünden ve ruhu yakalama çabasından kaynaklı bir miktar geride durur. Muhtemelen bu nedenle grup elemanları Signe Anderson'u istememiş olabilirler. 

Konumuz olan ikinci albümde ise hem Jefferson Airplane'in hem de Psychedelic Rock müziğin yönündeki bazı ayrıntılar netleşir. Zira gruba Grace Slick dahil olmuştur. Grup ile ilk albümü olduğu için bir miktar geriden takip eder Slick. Ama o geri planda kalmış hali ile bile her şeyin önündedir aslında. Tuhaf ve iç gıcıklayıcı tınılara sahip sesi ve vokal tekniği ile öne çıkar. Bu yetmezmiş gibi Psychedelic Rock müzik tarihine White Rabbit ve Somebody to Love gibi iki başarılı parça da armağan eder Slick bu ilk albümle. Her iki parçayı da kendi yazmıştır ve vokal ondadır. 

Slick hakkında bu kadar atıp tuttuktan sonra grubun bir halta yaramadığı gibi bir sonuç da çıkmasın. Jefferson Airplane zaten devleşme yolunda ilerleyen bir Psychedelic Rock grubuyken Slick ayrıntısıyla hem işleri kolaylaştırmış hem de kalıcı olmayı sağlamışlar. Marty Balin, Jorma Kaukonen, Paul Kantner, Jack Casady ve Spencer Dryden'ı işe yaramaz görmek gibi bir hataya düşmemek lazım. Çünkü müzikal alt yapıda oluşturdukları o sisli, dumanlı, kimi zaman coşkulu, kimi zaman zararlı etkiyi oluşturmak da öyle kolay iş değil.

Kaldı ki albümdeki diğer parçalar da Kantner, Balin ve Kaukonen'den çıkma. She Has Funny Cars, Today, Comin' Back To Me, How Do You Feel gibi parçalar olmasa Surrealistic Pillow da işe yaramaz bir albüme dönüşür. Zaten albümdeki o Psychedelic ve Trippy atmosfer bütün parçalarla ve hatta parçaların sıralanışları ile birlikte ortaya çıkıyor. Parçaların yerini değiştirerek dinlediğinizde albümden aldığınız keyif aynı olmuyor. Konsept bir albüm olmasa da albümün size verdiği tat tamamen bu. Olması gerektiği gibi, eksiksiz, fazlasız üretilmiş başyapıtlardan.

JEFFERSON AIRPLANE

Marty Balin / Vokal, Gitar
Grace Slick / Vokal, Piyano, Org, Recorder
Jorma Kaukonen / Lead Gitar, Ritim Gitar, Vokal
Paul Kantner / Gitar, Vokal
Jack Casady / Bass, Fuzz Bass, Ritim Gitar
Spencer Dryden / Davul, Vurmalılar

SURREALISTIC PILLOW

01. She Has Funny Cars (3:13)
02. Somebody to Love (2:57)
03. My Best Friend (3:03)
04. Today (3:00)
05. Comin' Back to Me (5:24)
06. 3/5 of a Mile in 10 Seconds (3:45)
07. D.C.B.A.-25 (2:40)
08. How Do You Feel (3:35)
09. Embryonic Journey (1:52)
10. White Rabbit (2:32)
11. Plastic Fantastic Lover (3:44)

23 Haziran 2023 Cuma

America / Hearts (1975)

1974 yılında yayınlanan Holiday albümü ile birlikte America, Beatles'ın uzun süre yapımcısı olan George Martin ile anlaşmıştı. Holiday'da değişen bir yapı sezinlenmekle birlikte çok fazla ileriye gitmemişti. George Martin gibi yetenekli bir yapımcı için bu durum America'yı içeriden tanıma çabası olarak düşünülebilir. Kaldı ki albümde gerçekten de büyük değişiklikler yapılmış, önceki albümlere oranla grubun tarzı farklılaşmamış ama çeşitliliği artmıştır. Konumuz olan Hearts albümü ile de Martin, America'yı zirveye taşımıştır. Albümün getirdiği ticari o kadar büyük olmuştur ki America ve Martin birlikte toplam 7 albüme imza atmışlardır.

Bu noktada Martin ile ilgili bir etkiyi daha anlatmak gerekiyor. Birlikte çalıştıkları ilk albümde çok fazla olmasa da değişim sinyalleri veren grubun Hearts albümünde işin teknik kısmı tamamen George Martin'in elinde. O da yaptığı katkılar ile albümü Beatles kıvamında bir albüme çevirmiş. Ha yok, albümde Beatles varmış gibi hissetmiyorsunuz, ya da Beatles şarkıları dinlemiyorsunuz. Ama onlarla hemen hemen aynı teknik kalite, enstrümanlar ve ses kaydı dinliyorsunuz.

Bu açıdan bakıldığında da Hearts grubun en başarılı albümlerinden biri. Tabi bu teknik açıdan başarılı bir albüm olarak düşünülmeli. Zira ilk albümlerdeki ruhu bir miktar kaybetmişler ve iş paranın gözü kör olsun durumuna gelmiş. Albüm, Billboard'un albüm listesinde 4. sıraya kadar yükselmiş. Hal böyle olunca birbirini destekleyen bir durum oluşmuş, satışlar arttıkça listede 4'e kadar yükselmişler, 4'e kadar yükseldikleri için satışlar daha da artmış. Doğal olarak RIAA tarafından Altın Plak ile ödüllendirilmişler. 

Albümün en etkili parçası olan Sister Golden Hair etkiyi daha da arttırmış. Parça single versiyonuyla yine Billboard listesinde 1. sıraya yükselmiş. Sister Golden Hair'ın bir diğer özelliği de parçanın Jackson Browne'un müziğine saygı duruşu olmasıdır. Browne ile arkadaş olan Gerry Beckley, parçalarını ve tarzını çok sevdiği için ona öykünerek ve onun için bir parça yapmış. America için de bu parça oldukça iyi bir sonuç getirmiş görüldüğü üzere.

Hearts'tan çıkan diğer iki şarkı Daisy Jane Billboard'da 20, Woman Tonight ise 44'e yükselmiş ve albümde kalan bütün parçaların Amerikan radyolarında çalınmasını sağlamış.

AMERICA

Gerry Beckley / Vokal, Gitar, Klavye
Dewey Bunnell / Vokal, Gitar
Dan Peek / Vokal, Gitar, Klavye

Konuk Müzisyenler:
David Dickey / Bass
Willie Leacox / Davul, Vurmalılar
George Martin / Klavye
Clydie King / Vokal "Story of a Teenager"
Venetta Fields / Vokal "Story of a Teenager"

HEARTS

01 - Daisy Jane (3:07)
02 - Half a Man (3:33)
03 - Midnight (2:41)
04 - Bell Tree (2:32)
05 - Old Virginia (3:28)
06 - People in the Valley (2:43)
07 - Company (3:23)
08 - Woman Tonight (2:19)
09 - The Story of a Teenager (3:19)
10 - Sister Golden Hair (3:16)
11 - Tomorrow (2:48)
12 - Seasons (3:00)

27 Mayıs 2023 Cumartesi

Blood, Sweat & Tears / Child Is Father to the Man (1968)

Dün Chicago'ya giriş yapmıştık, bugün de ekürisi sayılabilecek Blood, Sweat & Tears'tan devam edelim. Grup, 1967 yılında kurulmuş ve oldukça iyi müzisyenleri bünyesinde barındırıyor. Chicago'da olduğu gibi hatta bir bakıma Chicago'dan da daha önce Jazz'ın Rock içerisine girmesine, bu karışımın popülerleşmesine ve pek çok müzisyenin / grubun önünün açılmasına sebep olan şey Blood, Sweat & Tears'tır demek yanlış olmaz.

Al Kooper gibi başarılı bir müzisyeni içinde barındıran grubun, tarihi boyunca bu alanda bir çok başarısı ve etkileyici işleri bulunuyor. Kooper'dan kaynaklı ilk albümde fazlasıyla Blues etkileri öne çıksa da temelde albüm bir Jazz Rock albümü. İşin avangard kısmına çok girmeden, standartlar üzerinden hareket edip Rock ile birleştiriyorlar. Ortaya çıkan sonuç da oldukça tatmin edici.

Chicago ile birlikte Brass Rock diye adlandırılan tarzın en önemli 3 temsilcisinden biridirler aynı zamanda. Üçüncü temsilcinin de İngiliz grubu If olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Bu arada her 3 grup için de Jazz Rock'ın popülerleşmesini sağlayan gruplar tanımlaması yapıyoruz. Onların hemen öncesinde buna başlayan bazı gruplar ve müzisyenler de yok değil. Ama asıl başarıyı, ticari açıdan olan başarıyı da yakalayanlar bu 3 grup. Doğal olarak da Jazz Rock'ın ve türevlerinin piyasada kendine yer bulabilmesini sağlayanlar Blood, Sweat & Tears, Chicago ve If'tir.

New York'ta kurulan grubun daha ilk albümle birlikte başarısı ortaya çıkıyor. The Blues Project'ten gelen Al Kooper ve Mothers of Invention'dan tanıdığımız Jim Fielder grubun kurulması aşamasında oldukça etkinmişler. Ama bunu daha çok grubun önderi sayılabilecek Steve Katz'e destek için yapmışlar. Çünkü albümün ardından Kooper, grup ile yolları ayırıyor. Gerçi ikinci albümdeki bazı düzenlemeler yine Al Kooper'a ait ama desteği dışarıdan verdiğini söylemek lazım.

Albümün ağır temposunun kaynağı da yüksek ihtimalle Al Kooper. Zira Blues'dan gelen bir yaklaşımla Jazz işine girmişler görünümünden kurtulamıyorlar. Neredeyse ağlak hale gelebilecek denli derinden parçalarla örülü albüm. Ha arada sırada coştukları, kendilerinden geçtikleri de oluyor. Ama çok fazla da değil. Yine de bu türün ilk örneklerinden biri olarak inanılmaz derecede başarılı.

BLOOD, SWEAT & TEARS

Al Kooper / Vokal (2,4-7,9-12), Org, Piyano, Ondioline & Bass Davul (8)
- Steve Katz / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar, Lute, Vokal (3,8)
- Fred Lipsius / Altı Saksafon, Piyano
- Randy Brecker / Trompet, Fluegelhorn (5,6)
- Jerry Weiss / Trompet, Fluegelhorn
- Dick Halligan / Trombon
- Jim Fielder / Fender Bass
- Bobby Colomby / Davul, Marş Davulları, Tamburine, Vokal

Konuk Müzisyenler:
- Al Gorgoni / Gitar (5)
- Doug James / Shaker (7)
- Valerie Simpson / Koro Vokal (7,12)
- Melba Moorman / Koro Vokal (7,12)
- Leslie Gurgle / Vokal (8)
- John Simon / Piyano (5,10), Org (6), Cowbell (10)
- Gene Orloff / Keman
- Leon Kruczek / Keman
- Paul Gershman / Keman
- Harry Lookofsky / Keman
- Julie Held / Keman
- Manny Green / Keman
- Anahid Ajemian / Keman
- Harry Katzman / Keman
- Manny Vardi / Viyola
- Harold Collett / Viyola
- Charles McCracken / Çello
- Alan Schulman / Çello

CHILD IS FATHER TO THE MAN

01. Overture (1:33)
02. I Love You More Than You'll Ever Know (5:58)
03. Morning Glory (4:15)
04. My Days Are Numbered (3:18)
05. Without Her (2:41)
06. Just One Smile (4:37)
07. I Can't Quit Her (3:39)
08. Meagan's Gypsy Eyes (3:24)
09. Something' Going On (8:00)
10. House In The Country (3:04)
11. The Modern Adventures Of Plato, Diogenes And Freud (4:12)
12. So Much Love / Underture (4:43)