Fusion etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fusion etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Ekim 2022 Pazartesi

If / If (1970)

Tarihin en iyi Jazz Rock grupları listesine ilk 5'ten rahatlıkla girebilecek olan If, 1969 yılında Londra, İngiltere'de kuruldu. Diğer Jazz kökenli gruplarla karşılaştırıldığında Blues'a yakın, Rock olarak düşünüldüğünde ise daha fazla Jazz olarak görülen grup temelde, İngiltere'nin Amerika'ya cevabı olarak sayılır. Zamanında The Beatles'a karşılık ortaya çıkan The Beach Boys hikayesinde olduğu gibi, Amerika'nın Chicago ve Blood, Sweat & Tears'ına İngiltere'nin cevabı niteliğindeydi If. Arada büyük farklar vardı elbette. Grupta, Amerikalı türdeşlerinden farklı olarak Trompet ve Trombon kullanılmıyordu. Ama Saksafon ve Flüt ile bambaşka bir yerde duruyorlardı.

Daha da önemlisi günümüzde bile yapılmayan bir şeyi yaparak, sadece ana enstrümanlarla değil gruptaki bütün müzik aletleri ile solo çıkışlar yapmayı başarabilmişlerdi. Tarzlarından dolayı farkı gruplarla çıktıkları konserlerde nerede durduklarını kestirmek mümkün değildi. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi ya fazla Jazz ya da Blues olarak kalıyorlardı. Buna rağmen pek çok turneye çıktılar. Cream, Traffic, Yes, Black Sabbath, Grand Funk Railroad, Ten Years After, Lynyrd Skynyrd, Muddy Waters, Miles Davis, Willie Dixon gibi isimler birlikte konser verdikleri isimlerden bazıları.

Birbiri ardına kaydettikleri başarılı albümlerle isimlerini dünya müzik tarihine yazdırmayı da başardılar. Yine de bu 1975 yılında dağılmalarını engelleyemedi. Ama yeterince dinleyebileceğimiz albüm bırakmaları da bu işin artısı olarak görülebilir.

Uzun ve yaratıcı Jazz partisyonlarını, Rock müziğin agresif ve heyecanlı kısmıyla oldukça iyi bir şekilde birleştirdiler. Yaptıkları müzik haddinden fazla kaliteliydi, fakat bu ticari başarıyı bekledikleri seviyede getirmiyordu. Dağılmalarının en büyük sebeplerinden biri de muhtemelen buydu. Ama Jazz Rock arenasında dünyayı bir müddet salladıklarını da hiç kimse yadsıyamaz.

Hodgkinson'ın güçlü sesi ve teknik vokalinin en az enstrümanlar kadar iyi olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Enfes Jazz akorlarının bir anda birleştiği Psychedelic gitar tınıları ile yükselen bir tarza sahip olmaları vokalin öne çıkabilmesini de sağlıyordu. Doğaçlamalarla daha da ileriye götürdükleri tarzlarıyla pek çok grubun ve belki de türün öncülü olduklarını söylemek de yanlış olmaz. Zaman zaman tempolu ve melodik bir yapıyla ilerlerken zaman zaman da kontrolü kaybedip kaotik bir doğaçlamanın ortasında kalmaları gerçekten de keyifli bir müzik zevki yaşatıyor.

IF

JW Hodgkinson / Lead Vokal, Vurmalılar
Terry Smith / Gitar
John Mealing / Org, Piyano, Vokal
Dick Morrissey / Tenor ve Soprano Saksafon, Flüt
David Quincy / Alto ve Tenor Saksafon, Flüt
Jim Richardson / Bass
Dennis Elliott / Davul

IF

01 - I'm Reaching Out on All Sides 5:14
02 - What Did I Say About the Box, Jack? 8:20
03 - What Can a Friend Say? 6:28
04 - Woman, Can You See (What This Big Thing Is All About)? 4:11
05 - Raise the Level of Your Conscious Mind 3:11
06 - Dockland 5:21
07 - The Promised Land 4:31

8 Ekim 2022 Cumartesi

Madura / Madura (1971)

Madura 1971
1968
yılında Shadows of Knight ve H.P.Lovecraft'tan ayrılan elemanlarca kurulan Bangor Flying Circus, Progressive öğeleri fazlasıyla içeren ve tek albüm kaydedip dağılan bir grup olmaktan öteye geçememişti. Grubun 1969 yılında dağılmasıyla birlikte Shadows of Knight'tan gelme 2 eleman, David "Hawk" Wolinski ve Alan "Addison Al" DeCarlo başka bir grup formasyonuna gittiler. Grubun adını da Hindistan'ın Tamil Nadu eyaletindeki Madurai şehrinin tapınağından (Meenakshi Tapınağı) etkilenerek Madura yaptılar.

Chicago, Illinois'de kurulan grup öncülü olan Chicago'nun (Chicago Transit Authority) açtığı yolda ilerlemeye başlar. Hatta 1971 ve 1972 yıllarında Chicago ile pek çok turneye katılırlar. Chicago'nun yapısal olarak yumuşak diye tanımlanabilecek tavrının çok ötesinde, daha agresif bir müzikal anlayışa sahiptirler. Madura'da onların popülariteye oynayan melodik düzenlemeleri ya da her yerden fırlayan enstrümanlar yoktur. Daha sade ama yapısal olarak daha güçlü bir müzikal anlayışa sahiptir.

Pek çok başarılı grupta olduğu gibi özelliksiz bir vokale ama özellikli yorumlamalara dayanır temeli. Amerikalı hemen grupta olduğu gibi Madura'da Psychedelic etkileri çok fazla görülmez. Jazz'dan beslenen ileriye dönük bir tarzı benimserler. Ama bu tarz az önce de dediğimiz gibi Chicago gibi ucuza kaçan bir tarz da değildir. Tempolu, karmaşaya açık kapı bırakan, geride bıraktıklarını toparlama endişe taşımadan ileriye doğru dağılarak giden ama yolundan hiç sapmayan bir yaklaşımları vardır. Enfes gitarları ile Rock'n Roll'a gülümseyen bir saygı duruşunda bulunurlar. 50'lerden gelip fazlasıyla gelişmiş bir Rock ile devam ederken Jazz'ın varyasyonlara yönelik bakış açısıyla birleştirirler. Sıkıcı olmanın çok ötesine geçerek merak uyandıran, daha ne olacak acaba dedirten bir yere doğru evrilirler.

Ara ara farklı şeyler deneyerek "bu da ne şimdi" diyeceğiniz bir kıvama da gelirler bu albümde. Özellikle Stimulation'da bu çok fazla anlaşılır bir hal alır. Öncesi ve sonrasını çok iyi bağlamakla birlikte, parçayı fena halde sorgulama ihtiyacı duyarsınız. 3 kişilik grubun, birkaç enstrümanla böyle nefis bir iş çıkarmasına hafifçe gülümser ve saygı duyarsınız en sonunda. Bu arada albümün iki (double) olarak çıktığını belirtelim. Riskli bir iş ama çıkan sonuç gerçekten de defalarca dinlemeye değer.

MADURA

David "Hawk" Wolinski / Bass, Klavye,Vokal
Alan De Carlo / Gitar, Vokal
Ross Salomone / Davul, Vurmalılar

MADURA

01 - Hawk Piano 1:23
02 - Drinking No Wine 4:18
03 - Dreams 4:24
04 - Plain as Day 5:35
05 - My Love Is Free 7:09
06 - Free From the Devil
        a. Free From the Devil2:10
        b. My My What a World 1:01
        c. Stimulation 3:56
        d. Don't Be Afraid 2:01
        e. Damnation 3:49
        f. See for Yourself 5:59
07 - I Think I'm Dreaming 4:23
08 - It's a Good Time for Loving 4:55
09 - Trapped 7:45
10 - Johnny B. Goode 6:02
11 - Reflections
        a. Realization 3:17
        b. Man's Rebirth Through Childbirth, Part 1 2:52
        c. Man's Rebirth Through Childbirth, Part 2 1:12
        d. Joy in Old Age by Way of Self Observation 4:03
        e. Talking to Myself 4:53

29 Eylül 2022 Perşembe

Wigwam - Hard n' Horny (1969)

Blues Section
’ın dağılması ardına 1968 yılında kurulan Wigwam, ilk albümleri Hard n’ Horny’de yakaladıkları Jazz - Blues - Psychedelic harmanı ve aynı albümün ikinci yarısında anlattıkları konsept hikaye ile Finlandiya’nın ilk Progressive Rock gruplarından biri olarak kabul görülür olmuşlar.

1970’den itibaren Symphonic Prog’a kayan tarzlarının öncülü tınıları içeren albümün ikinci yarısından (arka yüz) önce saz taksimi kıvamında Jazz - Blues ve yer yer Psychedelia'nın tırmandığı ilk yarı (ön yüz) Jukka Gustavson’un bestelerinden oluşuyor. Fince sözlerin ağırlıkta olduğu parçalar aynı prodüktörün elinde çıkmasına rağmen, bambaşka mikslenerek -sözlerini anlamasanız da- birazdan geleceğimiz ikinci bölümden daha dikkat çekici hale gelmiş. Özellikle vokallerin Gustavson’ un Hammond’ı ile uyumlu ve unison korolar halinde ilerleyişi, bu yüzdeki bestelerin en can alıcı noktası.

İkinci bölüm, geçtiğimiz sene aramızdan ayrılan, grubun vokal ve bestelerinden sorumlu lideri Jim Pembroke’un konsept çalışması orta yaşlı Henry’ nin hikayesi ile devam ediyor. Psychedelic Rock’ın hakkını veren sözlerinin altyapısında, daha tek düze ve vokallerin enerjisini artırma görevi gören bass/davul partisyonları yer alıyor. Grup yine vokallerle paralel ilerleyen Hammond ve piyanoların yanı sıra bestelere bestelere ekledikleri yaylı düzenlemeleri ile başta bahsettiğim Symphonic Prog etiketini sonuna kadar hakediyor. Bestelerin çeşitliliği ile tam bir rock operaya dönen ikinci bölüm, çılgınca sözlerle başlayıp, zaman algınızı yitirmenize neden olarak “aklınızı başına almanızı” öğütleyerek bir anda bitiveriyor.

Hem Wigwam hem de Progresssive Rock tarihi açısından parlak olmasa da başlangıç için ortalamanın çok üstünde ve ardıllarına ışık tutması açısından önemli bir albüm. Müzikalitelerinin tavan yaptığı Fairyport öncesinde grubu tanımak isterseniz, tavsiyemdir. 

Bu arada Kvartteten’in dönüşünden midir bilemedim “İskandinavlar buluşuyor” (Yenikapı miting alanı) tadında ilerliyor gibiyiz. Hadi hayırlısı.

WIGWAM

Jim Pembroke / Lead Vokal, Piyano
Jukka Gustavson / Vokal, Org, Piyano
Nikke Nikamo / Gitar
Mats Huldén / Bass
Ronnie Österberg / Davul

HARD N' HORNY

01. 633 Jesu Fåglar (0:07)
02. Pidän Sinusta (5:38)
03. En Aio Paeta (3:01),
04. Neron Muistolle; Hyvää Yötä (3:08)
05. Guardian Angel
06. The Future (4:56)
07. No Pens, El Karsinoita (4:51)
08. Henry's...Mountain Range Or Thereabouts (3:11)
09. Geographical And Astronomical Mistakes (2:02),
10. Highway Code (2:53)
11. ...Ghastly And Diabolical Mistakes (1:17)
12. ...Cancelled Holiday Planes (1:39)
13. ...Concentration Camp Brochure (2:58)
14. ...Ears, Eyes, Girlfriends And Feet (1:34)
15. ...Hard And Horny All-Niter (1:12)
16. ...Milk Round In The Morning (2:29)


27 Eylül 2022 Salı

Firyuza / Firyuza (1979)

Fusion, Progressive Rock literatüründe Jazz ile Rock sentezi olarak algılanır. Mesela klasik müzik ile Rock müziğin sentezi de bir Fusion’dır ama janra olarak “Symphonic Progressive Rock” yaygın tanımlamasıdır. Her fusion grubunun ve yaptıkları müziğin bir diğerine benzememesi çok olağan bir durumdur çünkü grup farklı müzik türlerinden, kültürden, enstrümanlardan, yorumlardan, siyası konjonktürden vb. beslenebilir ve etkilenebilir. Bu yüzden “Fusion” derken Klaus Doldinger’in Passport’u ile Colosseum‘u her ne kadar çok farklı uçlarda gezinseler de aynı tanımlama altında bulmaktayız. İkisi de Jazz-Rock sentezi olsa da biri Jazz’a, diğeri Rock’a daha yakın durmakta. Bu durum da zaten kelimeler ile ifadesi çok zor olan müziği ve onu bir iki kelimelik başlıklar ile tanımlamayı hayli yetersiz kılmakta.

1970’lerin Sovyetler Birliği zamanı, kapalı ekonomi, kapalı kültür. O zamanlar Amerika’nın müttefiği ve Türkmenistan’ın da sınır komşusu İran’da yankılanan Amerikan Rock ve Jazz müziği ve radyo sayesinde bu müziğe bir şekilde kulak misafiri olan Rus kültüründen başka bir şey görmemiş Türkmen klasik eğitimli gençlerden oluşan, dönemin ağır kısıtlamaları altında Gunesh Ensemble ile albüm yapma şansına erişmiş bir diğer grup olan Firyuza’dan bahsedeceğim bu yazıda. 

Sovyetler Birliği'nde 6.sı düzenlenen müzik yarışmasında birincilik elde eden Firyuza, ödül olarak Birliğin tek plak firması olan Melodiya’dan albüm yapma hakkı kazanır. Burada bir kazanım daha vardır, diledikleri gibi, bir kısıt olmadan yapacaklardır bu albümü. İşte Dimitry Sablin’in liderliğindeki 7 kişiden oluşan Firyuza’nın 1979 yılında 4 parçalık muhteşem albümü bu şekilde oldukça sınırlı sayıda basılarak ölümsüzleşti.

Bu albüm, Jazz-Rock sentezinden de öte etnik motifleri ve senfonik ögeleri de yoğun olarak içinde barındıran, eşine pek de rastlamadığım bir eser. Dimtry Sablin’in de bir süre çaldığı, Firyuza’dan daha mehşur olan ülkenin diğer grubu Gunesh Ensemble’ı zaman zaman anımsatsa da oldukça kendine özgü bir albüm diyebiliriz.

Aslında her şarkının denk kalitede olduğu albümün her parçasını tek tek irdelemek, birine daha iyi demek diğerlerine haksızlık olur diye düşünüyorum.  Müzikalite çok ama çok üst seviyede. Enstrüman kullanım becerisi dinlediğim binlerce albüm arasında en üst sıraların da üstünde. İlk şarkı olan “Ashkabad” iniş çıkışları bol, atışmaların olduğu muhteşem bir şarkı. “Native land” daha soft tınılar ile başlayan, bir anda saksafon ile patlayan, şarkı içi şarkı kültürüne daha yakın duran bir çalışma. 17-18 dakikanın nasıl geçtiğini anlayamayacağınız bir A yüzü.

Chapyksuar” B yüzünün ilk şarkısı. Harika bir keman melodisi ile başlar, sırayı elektro gitar devralır akabinde etnik melodiler eşliğinde saksafon ve keman ile devam eder. Tüm albümde yaygın olan şarkı içi farklı fikirler burada da mevcut. Son bölümü biraz daha deneyselliğe yakın.  Albüm “Dialog in Aul” ile sonlanmakta. Saksafon ve keman eşliğinde melankolik bir ilk bölüme sahip olan şarkı orta bölüme geldikçe ritim kazanmaya başlıyor. Son 2 dakikası ise bu harika albümün bitişine yakışı şekilde. Tüm enstrümanlar sıra ile sana bir şeyler anlatıyor, ne anlattığı ise tamamen sana kalmış.

Enstrümanın anlattığını vokale tercih etmişimdir hep. Seni kelimeler ile sınırlamaz. Sözleri sen yazarsın her dinlediğinde. Kaç yüz defa dinlediğimi bilmediğim 34-35 dakikalık koskoca bir okyanusu içinde barındırıyor bu albüm, her seferinde seni farklı adaya çıkaran eşsiz bir deneyim. Keyifle…

FIRYUZA

1. Ашхабад / Ashgabat (7:43)
2. Край Родной / Native Land (9:46)
3. Чапыксуар / Chapyksuar (8:33)
4. Диалог В Ауле / Dialogue in the Aul (7:44)

FIRYUZA

- Dmitry Sablin / Klavyeler
- Evgeny Nochevniy / Gitar
- Michail Mamedov / Gitar
- Sabir Ryazaev / Saksafon, Flüt
- Alik Nifchenko / Bass
- Igor Gordeev / Davul

Burnin Red Ivanhoe / Burnin Red Ivanhoe (1970)

Kvartetten
'in dünkü enfes Nya Ljudbolaget dönüşünden sonra İskandinav müziğine bir ek daha yapalım istedim. Diğerlerine oranla daha popüler olabilmiş, daha çok albüme sahip ve ticari başarıyı yakalamış gruplardan olan Burnin Red Ivanhoe, 1967 yılı ortalarında Danimarka'da kuruluyor. Doğal olarak da İskandivya'dan çıkan ilk Progressive Rock gruplarından biri olarak anmak yanlış olmaz. Hatta biraz kurcalarsak ilki bile diyebiliriz.

2 yıllık uzun çalışmaların ve sahnede edindikleri deneyimin ardından 1969 yılında ilk albüm olan M144'ü yayınlıyorlar. Double olarak nitelendirilen albüm 2 plaktan oluşuyor. Henüz ilk albümünü kaydeden bir grup için ciddi bir yaklaşım bu. Yapımcı firmanın da büyük bir risk aldığını söylemek gerek. Neyse ki albüm o kadar başarılı oluyor ki durumdan herkes memnun. İlk albümün kazandığı ciddi başarı sayesinde 2. albümün kayıtlarına başlayan grup tarzlarında çok fazla değişikliğe gitmeden devam ediyor.

Zaten en başa dönersek, Burnin Red Ivanhoe'nun tamamen kendine has bir müzikal anlayışı bulunuyor. Onların müziğini herhangi bir grubun müziği ile benzeştiremiyorsunuz. Eğer bir parça ya da albüm Burnin Red Ivanhoe tarzına benziyorsa muhtemelen onlardan sonra kaydedilmiştir diye düşünebilirsiniz. Pek çoklarınca Caravan ile fazla benzerliğe sahip oldukları söylense de aradaki belirgin farklılıklar bu tezi çürütüyor. Blues, Jazz, R&B, Psychedelic, Folk gibi pek çok tarz ve türden etkilenerek yaptıkları müzikte İskandinav dokunuşları kaçınılmaz şekilde yerini alıyor.

Albümün Londra'da kaydedilen ve yayınlanan ilk Danimarka çıkışlı albüm olduğunu da belirtelim. Progressive Rock'ın anavatanında böylesine görkemli bir albüm kaydetmeyi başarıp, üstüne bir de başarı sağlamak herkesin harcı olmasa gerek. Blues ve Jazz Rock'ın enfes şekilde birleştiği albümde nefeslilerin ön planda olduğu parçalarda hava bir anda değişiyor. Canterbury Scene'deki aşırı rahatlığa yakın bir yapıyla girdikleri parçalardan başarılı şekilde çıkmayı becerebiliyorlar. Herhangi bir aksaklık ya da kulağınızı tırmalayan tuhaf bir şeye rastlamıyorsunuz hiç. Bunu Jazz ile yapmak kolayken bir de yanına Blues'u ekleyin. Ne kadar zor olduğu ortada. Ama albüm de en az o kadar iyi durumda.

BURNIN RED IVANHOE

Kim Menzer / Armonika, Trombon, Tenor Saksafon, Flüt, Vurmalılar
Ole Fick / Vokal, Gitar, 12-Telli Gitar
Karsten Vogel / Soprano Saksafon, Alto Saksafon, Org, Piyano
Jess Stæhr / Bass, Akustik Gitar
Bo Thrige Andersen / Davul, Vurmalılar

BURNIN RED IVANHOE

01 - Across the Windowsill 7:45
02 - Canaltrip 5:20
03 - Rotating Irons 8:25
04 - Gong-Gong, the Elephant Song 5:50
05 - Near the Sea 3:55
06 - Secret Oyster Service 9:45

24 Eylül 2022 Cumartesi

Mad Curry / Mad Curry (1970)

Çeşitliliğin bol olduğu dönemden, Belçikalı bir grup Mad Curry. Pek çok grup gibi onlar hakkındaki bilgilerimiz de kısıtlı maalesef. 1970 yılı başlarında kurulduğunu ve ilk çıkacakları konser için 6 ay boyunca prova yaptıklarını biliyoruz. Başta bu 6 aylık süre enstrüman çalmayı mı bilmiyorlar gibi bir fikir getiriyor insanın aklına ama konunun onunla hiç alakası yok. Belli ki yaptıkları işi fazlasıyla ciddiye almışlar ve olması gerekeni bulana dek de vazgeçmemişler çalışmaktan. İyi ki de öyle yapmışlar zira Antwerp'deki o konsere çıktıkları akşam albüm anlaşmasını da kapmışlar.

Jazz Rock ve Fusion olarak nitelendirilen müzikal anlayışlarını yaratıcı melodiler, birbirini tamamlayan enstrümanlar ve enfes bir vokalle birleştirmişler. İlk defa dinliyorsanız eğer kadın vokal Viona Westra'nın sesine bayılmamanız mümkün değil. Klavyenin büyüleyici atmosferik yaklaşımını da buna eklemek gerekiyor. Tabi saksafonu da unutmadan. Karmakarışık hale gelen melodiler bir anda kesilirken enstrümanların sesleri ayrı ayrı kulaklarınızda çınlamaya devam ediyor. 

Oldukça tempolu bir albüm olduğunu belirtmekte fayda var. Jazz Rock deyince akla ağır bir imge gelse de bu albüm öyle değil. Aksine fazlasıyla coşkulu, hareketli ve ilerici. Değişen, dönüşen, şekil değiştiren, bir anda farklı yönlere dağılan melodilerle birlikte kendinizi eğlenceli bir karnavalın ortasında gibi hissediyorsunuz. Sizi gerçek hayata bağlayan tek şey de Westra'nın vokali oluyor. Sesini enstrümanlara uyumlu bir şekilde kullanmayı çok iyi başarıyor. Hatta vokali bile bir enstrüman olarak düşünebilirsiniz burada. Sadece sesler ile eşlik etmek kolay olabilirken bunu belirli bir metnin üzerinden yapmak gerçekten de takdire şayan.

Tek albümlük gruplar listesinde üst sıralara rahatlıkla koyabileceğimiz Mad Curry aslında ikinci bir albümü de tamamen bitirmiş. Parçalar yazılmış, düzenlemeler konusu neredeyse bitmiş ama ikinci albüm hiçbir zaman çıkamamış. Bu albümü dinledikten sonra diğerinde kim bilir neler yapmışlardır diye düşünmeden edemiyor insan. İlk albümün ardından epeyce bir konsere çıkıyorlar. Özellikle Fransa ve Hollanda'da verdikleri konserler sırasında yaptıkları ikinci albümün parçaları kayıt fırsatı bulamadan, grubun dağılmasıyla ortada kalıyor. Bir yandan merak ettiren diğer yandan üzen de bir durum elbette.

Tadını çıkara çıkara, saatler boyunca dinleyebileceğimiz bir albüm Mad Curry!

MAD CURRY

Viona Westra / Vokal, Vurmalılar
Dany Rousseau / Sesler, Klavye
Jean Andore / Bass
Giorgio Chitschenko / Bariton Saksafon
Eddy Kane / Davul

MAD CURRY

01 - Men 4:08
02 - Big Ben 4:53
03 - Beauty 3:31
04 - Music, The Reason Of Our Happiness 4:05
05 - Jack Is Away 5:17
06 - 5 Longhaired Children In A Cave 3:52
07 - The Worker 3:48
08 - Sound for Tomorrow 2:16

20 Ekim 2020 Salı

Argent - Argent (1969)

Daha önceleri, hatta çok uzun zaman önce yapıp yayınladığımız bir toplama albümde (onu da neden yaptıysak artık) Argent’a ve Bring You Joy parçasına yer vermiştik. Ama ne grup hakkında ne de albümle ilgili bir şeyler yapmamışız sonrasında. Arşivlerde yer alması gereken gruplardan birini bu şekilde atlamak da pek hoş değil tabi. Gerçi atladığımız, daha hakkında yazmaya fırsat bulamadığımız o kadar çok grup ve albüm var ki…

1969 yılı ortalarında kurulan grup The Zombies’den ayrılan Rod Argent ile başlamış, başta Rod’un kuzeni ve iyi bir bass gitarist olan Jim Rodford’ın eklenmesiyle şekillenmiş, Russ Ballard ve Robert “Bob” Henrit ile de tamamlanmıştır. Adını doğal olarak kurucusu Rod Argent’ın soyadından almış, temelde de Rod’un kişisel projesi olarak başlamış ama grup müziğine dönmüştür.

Müzikal anlayışlarını tek bir alanla sınırlı tutmamış, farklı türlerde gezinmeyi seven bir gruptur Argent. Psychedelic, Progressive, Glam ve Hard Rock sınırlarında dolaşırken Jazz yaklaşımları da sergilemişlerdir.

Kasım 1969 yılında piyasaya sürülen ilk Argent albümünün ilk parçası olan Like Honey değişken yapısıyla dikkat çeker ki kişisel olarak albümdeki favori parçalarımdan biridir. İkinci sırada yer alan ve aslında öne çıkması gerekirken geride kalan Liar melodik yapısıyla ve sakin vokaliyle kulaklara bayram havası yaşatır. Aynı parçanın bu albümden 1 yıl sonra Three Dog Night tarafından yeniden yorumlandığını ve Argent versiyonundan daha başarılı olarak listelere girdiğini de belirtelim.

Tempolu melodik yapısı, vokaldeki Byronesk (böyle bir kelime / tanımlama olmalı, David Byron bunu hak ediyor!) gidiş gelişlerle keyfile dinlenen bir parça Be Free. Rod Argent’ın klavye kullanımının üst seviyeye çıktığı, bass gitarla desteklenen ve albümün en iyilerinden olan Schoolgirl de hak ettiği yeri bulamamış Argent parçalarından.

Albümün en uzun şarkısı ama kalite açısından pek de etkili olamayan Dance in the Smoke, 60’lı yılların film müzikleri tadında Lonely Hard Road, Muhteşem introsu ve sakin yapısıyla The Feeling’s Inside, insanı şaşırtan git gellere sahip Freefall ve bass gitar ile davul ekseninde gelişen Stepping Stone’un ardından gelen Bring You Joy ile albüm şarkı listesi son bulur. En sona koyulan Bring You Joy mood’u yerlerde sürünen yapısıyla, “modernleştirilmiş Jazz ile birleşik bir ballad ancak böyle yapılabilir” dedirten cinsten bir parça. Dinleyiciyi alıp yerden yere vurabilme yeteneğine sahip, karanlıkta ve özellikle yalnız gecelerde dinlemeyin!

ARGENT

Rod Argent – Klavye, Back ve Lead Vokaller (1, 5, 7, 8), Elektrikli ve Akustik Piyano
Russ Ballard – Gitar, Lead (2-4, 6, 9, 10) ve Back Vokal, Piyano (6)
Jim Rodford – Bass Gitar, Back Vokal
Robert Henrit – Davul, Vurmalılar

ARGENT

1. Like Honey (3:14)
2. Liar (3:12)
3. Be Free (3:47)
4. Schoolgirl (3:21)
5. Dance in the Smoke (6:17)
6. Lonely Hard Road (4:24)
7. The Feeling's Inside (3:50)
8. Freefall (3:19)
9. Stepping Stone (4:39)
10. Bring You Joy (4:10)

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Leb i Sol - Anthology (1996)

Geçen hafta işim gereği Makedon misafirlerim vardı. E tabi iş dışında kalan zamanda müziğe daldık. Benim muhtemelen bildiğim tek Makedon grup olan Leb i Sol’dan açıldı konu. Bread & Salt demekmiş. Bu arada çok sevdiğim Yugoslav ekolunden de baya bi konuştuk. Ama bugun Makedonların medar-ı iftaharı olan Leb i Sol’u anlatayım dedim.

Albüm yerine 2 cd’lik bir Anthology'nin daha iyi olacağını düşündüm. Tarz olarak fusion’a daha yakın dururlar. Ama yerel ezgileri sıkça rastlamaktasınız. Benim favorim olan “Jovanna Jovanke” eski bir yerel şarkı. Jovanna adında bir kıza yazılmış. Onların kültürlerinde de kız isteme âdeti varmış. Şarkı, ki enstrümantal, istemeye gittiği kızı alamayan bir adamın öyküsü.

Grubun bizde bir karşılığı var mı diye düşünürsem, Kurtalan Express ve Moğollar fusion yaparsa böyle olur diyebilirim. Müzik Stefanovski ve Arsovki etrafında dönüyo. Tabi klavyeyi unutmak haksızlık olur. Harika sololar bulacaksınız. Stefanovski ve Arsovski’nin solo albümlerini de dinledim gayet başarılı olduklarını söylemem lazım. Yine de favorim Stefanovski... Gerçekten mükemmel bir gitarist… Dinleyince anlayacaksınız. Genelde şarkıları kısa, ama yine de müzikal anlamda dolu bir grup. Özellikle ilk cd grubun 70'lerdeki 3 albümünü kapsıyor. Daha iyi olduğunu düşünüyorum. Gerçekten baya kaliteli bir grup Leb i Sol. Benim gibi çok keyif alacağınızdan eminim. Keyfini çıkarın...

LEB I SOL

Vlatko Stefanovski / Gitar
Bodan Arsovski / Bas Gitar
Nikola Kokan Dimuševski / Klavye
Garabet Tavitjan / Davul
Dragoljub Đuričić / Davul

ANTHOLOGY

DISC-1
01 - Aber dojde donke
02 - Devetka
03 - Kokoshka
04 - Nisam tvoj
05 - Damar
06 - Jovano, Jovanke
07 - Akupunktura
08 - Kako ti drago
09 - Talasna duzhina
10 - Dikijeva igra
11 - Uzvodno od tuge
12 - Marija
13 - Rebus
14 - Kumova slama
15 - Ruchni rad
16 - Skakavac
17 - Zhiva rana

DISC-2
01 - Nosim tvoj zhig
02 - Kalabalak
03 - Bistra voda
04 - L.A. Krdija
05 - Kontakt je skup
06 - Tako blizu
07 - Pretposlednji valcer
08 - Country
09 - Mamurni ljudi
10 - Kao kakao
11 - Cuvam noc od budnih
12 - Autoput
13 - Skopje
14 - Chekam kishu
15 - Chukni vo drvo
16 - Putujemo
17 - Uchi me majko, karaj me


9 Nisan 2009 Perşembe

Red Noise / Sarcelles - Lochéres (1971)

Bazı gruplar vardır dinlediğinizde öyle bir izlenim verirler ki sanırsınız bu adamların müzik yapmak gibi bir gayeleri yok. Can sıkıntılarını dağıtmak, hoşça vakit geçirmek, kafalarına göre takılmak amaçları. Saçma sapalığı müzik literatürüne bile sokarlar hatta. Free jazz - rock diye adlandırabileceğimiz bu albümde adamlar doğaçlama yeteneklerini kullanıp müthiş parçalara imzalarını atmışlar. Örneklemek gerekirse; Frank Zappa, Xhol, Ennexus Quam karışımı diyebiliriz albüm için. Hatta esinlenmişler desek daha da doğru olur belki de.

İlkokul günlerimde 23 Nisan’da bando için istekli öğrenciler ararlardı öğretmenler. Hepimize borazan verirler çalın bakalım derlerdi. Manyak sesler çıkardı o zaman datt dütttt diye. Ben ses bile çıkartamazdım ne yazık ki nefesim yetmezdi. Bi süre sonra da biraz alışınca, bi melodi tutturup beceriksizce aynı şeyi çalar dururduk, yani dururlardı. Bunları niye anlatıyon derseniz, bu albümü dinlerken o günleriniz aklınıza gelecek sizlerin de ondan.

Albüm kısacık kozmik tuvalet isimli parçayla başlıyor sifon çiş sesleri falan, sonra da adam ellerinizi yıkamayı unutmayınız diyor, kafaları çekmiş sarhoş adamların şarkı söylemelerine benzer komik bir şekilde devam ediyor. Adamlar takmışlar tuvalete dalgalarını geçmişler o bi kesin. Galactic Sever Song adlı parçaya geldiğinizde ise vay diyorsunuz adamlar enstrüman kullanmayı biliyorlarmış meğer. :) (Anlayabildiğim kadarıyla sözler için aynı şeyi söyleyemesem de) Final 18:56 dakikalık parçada ipler kopuyor zaten, hep birlikte uçuşa geçiyoruz. Umaguma vari bi atmosferde saksafon ve orgların uçuştuğu başka bir dünyada buluveriyoruz kendimizi.

70'li yıllar Fransa’sı öğrenci hareketlerinin yoğun olduğu bir zaman olduğundan grup müzikal ve politik görüşte anlaşmazlığa düşüp dağılmış. Ayrıca grubun kurucusu gitarist ve vokal Patrick Vian'ın Buruits et Temps Analogues adında 1976 tarihli bir çalışması var. Ek olarak (68-70) arası grupta yer alan saksafoncu Francis Lemmonnier'in Komınter adlı grubu vardır. 1971 tarihli tek albümü fevkaladedir bilginize...

Kısacası nefis bir jazz-rock albümle karşı karşıyayız. Keyfini çıkarın. Bir kaç sefer dinlemeden de, acele karar vermeyin.

RED NOISE

Patrick Vian / Gitar, Vokal
Jean-Klaude Cenci / Saksafon, Flüt, Vokal
Daniel Geoffroy / Bass, Vokal
Philip Barry / Davul, Gitar, Vokal

SARCELLES - LOCHERES

01 - Cosmic, Toilet Ditty
02 - Caka Slow - Vertebrate Twist
03 - Obsession Sexuelle No. 1
04 - Galactic Sewer Song
05 - Obsession Sexuelle No. 2
06 - Red Noise Live au Cafe des Sports
07 - Existential-Import of the Screw-Driver Eternity Twist
08 - 20 Mirror Mozarts Composing on Tea Bag and ½ Cup Bra
09 - Red Noise en Direct du Buffet de la Gare 2nd Partie
10 - A la Memoire du Rockeur Inconnu
11 - Petit Precis D'instruction Civique
12 - Sarcelles C'est L'avenir

8 Mart 2009 Pazar

Fred - Fred (1971)

Fred diskografisi bu albümle tamamlanıyor. Gerçi grup için her şey bu albümle başlamıştı ama ben son albümden başladığım için sona ilk albümleri kaldı :)

Grubun zamanında yayınlanmamış ilk albümleri. Ben ilk bu albümü dinlediğimde gerçekten çok beğenmiştim. Ne de olsa psychedelic şeyler severim. Sonra Gnosis’e girip diğer iki albümlerinin bundan daha yüksek notlar aldığını görünce hemen o albümleri aramaya giriştim. Uzunca bir süre camiadan tanıdığım kimler varsa Fred’in ikinci ve üçüncü albümlerini sordum. Sonunda bi şekilde buldum. Siz aramayın diye tüm albümleri dökeyim istedim buraya.

Sayısız Psychedelic albüm dinlemişliğim vardır. Bu en önde sevdiklerimden biridir. Enteresan bir albüm… Ya çok güzel şarkılar var ya da kötü. Yapılan güzel şarkılar sözleri dışında oldukça kaliteli. Bu yüzden grup ilk dinlediğimde bana çok “kaliteli” gelmişti. Zaten “Notes on a Picnic” ve “Live at the Bitter End”i dinleyince kulaklarımın yanılmadığını anladım. Grup, belli bir müzikal bilgiye sahip olduğunu bu ilk albümde ortaya koyuyor. Beste yönünde eksiklikleri olduğu kanaatine varıyor insan. Daha öncede söylediğim gibi çok yetenekli müzisyenlerden oluşan bir grup olduğunu hemen anlıyorsunuz. Sonraki çalışmalarında müzikal yönlerini Fusion’a çevirdiklerini görüyoruz. Gerçek yeteneklerini oralarda kusmuşlar.

Bu albüm, grubun müzikal kariyeri boyunca yaptığı tek 45’lik olan “Love Song”u barındırmakta. Sözleri çok kötü olsa da gitar ve keman kombinasyonu muhteşem. İlk şarkı olan “Four Evenings” de gayet kaliteli bir çalışma. Bir kez daha söylemek gerekir ki Joe Decristopher ve David Rose harika müzisyenler.

Maalesef daha albümleri yok. Gönül isterdi ki daha çok olsun ben onları da yayınlayayım… Ama yok. Yine de albüm çıkaramamış bir grup için yeterli kayıt tutmuşlar ve bizi böyle güzel bir gruptan mahrum bırakmamışlar. Tüm albümlerini kesinlikle tavsiye ederim.

FRED

Joe Decristopher / Gitar
David Rose / Keman, Vokal
Ken Price / Klavye, Vokal
Mike Robison / Bas Gitar, Vokal
Bo Fox / Davul, Vokal
Gary Rosenberg / Vurmalılar

FRED

01 - Four Evenings (6:39)
02 - Soft Fisherman (6:31)
03 - Salvation Lady (6:01)
04 - By the Way (6:45)
05 - I'll Go On (4:26)
06 - For Fearless Few (3:47)
07 - A Love Song (4:40)
08 - Booking Agent Blues (4:33)
09 - Windwords (6:51)
10 - A Love Song (45rpm version) (3:28)

Fred - Notes on a Picnic (1974)

Fred’i tamamlamaya karar verdim. İlk olarak “Live at the Bitter End”i paylaşmıştım. Dedim ki madem tersten başladık öyle devam edelim. Notes on a Picnic, grubun ikinci albümü. Daha doğrusu yayınlanmamış üç albümünden ikincisi. Bu albüm de üçüncüsü gibi, fusion (jazz/rock) tadında bir albüm. İlk albümleri olan “Fred”den sonra çıkan bu albümde tarz olarak çok olgunlaştıkları ve değiştikleri görülmekte. Bundan sonra ilki olan “Fred”i de yayımlayınca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Psychedelic olan “Fred”den resmen Fusion’a sert bir geçiş yapmışlar. Gerçi ilk albümleri de gayet başarılı, gelişme sinyalleri veren bir albüm.

Müzik daha önce de yazdığım gibi; Joe Decristopher ve David Rose etrafında olgunlaşıyor. Bu albümde klavye kullanımı biraz daha fazla… Çalış stilini beğendiğim Bo Fox da bu müzikte önemli bir yere sahip, grubun müzikal yapısını harika bir biçimde tamamlıyor. Çarpıcı keman ve gitar icralarına hazırlıklı olun.

Bir şarkıyı diğerinden ayırmadan dinlenebilecek süper bir albüm. Eğer daha önce yayımladığım “Live at the Bitter End”i beğendiyseniz buna da bayılacaksınız. Bunu garanti edebilirim. Grup ile ilgili yazdığım yazıları tekrar etmeme gerek yok. Uzatmayayım… Keyfini çıkarın…

FRED

Joe Decristopher / Gitar
David Rose / Keman, Vokal
Ken Price / Klavye, Vokal
Mike Robison / Bas Gitar, Vokal
Bo Fox / Davul, Vokal
Gary Rosenberg / Vurmalılar

NOTES ON A PICNIC

01 - Here's a Wet One (6:02)
02 - Notes on a Picnic (4:02)
03 - Variations (3:23)
04 - Mantra (5:30)
05 - For Bela Bartok (4:25)
06 - The Head's The Best Part (6:04)
07 - Cheese Dog (4:21)
08 - Chaos in the Conservatory (8:47)
09 - Perverseerance (4:42)
10 - Political Silence (4:42)
11 - Slippin' Into Darkness (12:44)

23 Şubat 2009 Pazartesi

Galliard - New Dawn (1970)

Galliard. (sanırım gayard olarak telaffuz ediliyor) Erkenci bu elemanlar. 1968'de kurulmuşlar, ilk albüm 1969 ikincisi ve buraya konuk olanı da 1970'de kaydedilmiş. Bakınca birkaç yıl sonrasının müziğini dinlediğini ayırt edebiliyor insan. Psychedelic'ten Jazz Rock Fusion'a uzanan Galliard müziğinde Brass diye tabir edilen pirinçten yapılma aletler ön planda. Pirinç derken Gönen Baldo pirinci kastetmiyorum yanlış anlaşılmasın. Saksofon, trombon gibi alet edevattan bahsediyorum. Buna rağmen grubun has elemanları Dave Caswell ve John Smith müzikte ön plana çıkan pirinç aletlerden ziyade ahşap nefeslileri çalıyorlar. Müziği belirleyen Caswell ve Smith iken böyle enteresan bi açılım da hoş tabi. Toparlarsak, her iki albümün de genelinde üflemelilere dayanan şaane Jazz Rozk Fusion dinleme garantisi var.

İngiliz menşeli olan grubun vokali Geoff Brown da yetenekli bi abimiz olduğunu sık sık gösteriyor. Bir de orijinal kadrosu 6 kişiden oluşmasına rağmen albümde 12 kişilik bi kadro yer almış bunu da belirtmeden geçmeyelim.

Ask for Nothing, Open Up Your Mind ve In Your Minds Eyes benim bu albümdeki favorilerim. Sıkılmadan, insanı zorlamadan ama kaliteden de asla taviz verdirmeden dinlenilebilecek albümlerin başında gelir bu albüm.

GALLIARD

Andrew Abbott / Bass, 2. Lead Vokal
Geoff Brown / Vokal, Rhythm Gitar
Dave Caswell / Woodwind (Saksofon & Flüt)
Richard Pannell / Gitar, Sitar
Leslie Podraza / Davul
John Smith / Woodwind
Harald Beckett / Trumpet, Flüt, Horn
John Hughes / Trombon
Lyle Jenkins / Saksofon
John Morton / Klavye
Tony Roberts / Saksofon, Flüt
Tommy Thomas / Vurmalılar

NEW DAWN

01 - New Dawn Breaking (4:20)
02 - Ask For Nothing (9:02)
03 - Winter-Spring-Summer (5:57)
04 - Open Up Your Mind (3:14)
05 - And Smile Again (4:09)
06 - Somethings Going On (4:54)
07 - Premonition (4:45)
08 - In Your Minds Eyes (6:31)

22 Şubat 2009 Pazar

Fred - Live at the Bitter End (1974)

Evet söz verdiğim gibi sırada Fred var… 3 albümü olan grubun -ki bu albümler anlaşılmaz biçimde zamanında yayınlanmamış- canlı performanslarının kaydedildiği son çalışması.

1967’de Ken ve Joe beraber çalmaya başlamışlar. 1970 yılına gelindiğinde Bo, Gary ve David’in katılımı ile tam kadroyu kurmuşlar. Bir süre Jethro Tull, Traffic, Zappa, King Crimson coverları yapmışlar. Sonra, şair olan Gary’nin verdiği ilham ile kendi besteleri üzerinde yoğunlaşmışlar.

Dediğim gibi grubun albümleri yapıldığı tarihte gün yüzü görememiş. Sadece kendi adını taşıyan ilk albümlerinde olan “A love Song” single olarak yayınlanmış.

İlk albümleri olan “Fred”de müzik, daha çok o dönemlerin Amerika’sında ağırlıklı olarak görülen Psychedelic tarza yakın bir sound ile yapılmış. Ancak ondan sonraki 2 albümü (bu ve Notes on a Picnic) tam fusion (jazz-rock) tadında. Diyebilirim ki Amerikalıların yaptığı en başarılı fusion albümlerinden ikisine bu grup imza atmış. Tabi bu benim fikrim. Grubun tüm albümlerinde keman ve gitar ön planda. Özellikle David Rose un (ki rahmetli oldu) kemanı gerçekten muhteşem. Joe Decristopher’ın gitar stili gerçekten kendine özgü. Özellikle ilk albümde kullandığı ton çok etkileyici… Diğer 2 albümünü de kesinlikle ekliycem. Bo Fox’a da ayrı bir parantez açmak lazım. Usta bir Jazz davulcusu gibi çalıyor.

İlk önce bu albümü koyma nedenim, grubun ne kadar yetenekli ve ne kadar özel müzisyenlerden kurulduğunu görmenizdir. Bence bir grubun kalitesini gösteren canlı performansıdır. Her ne kadar tanınmamış olsalar da albümü olup meşhur olanlardan aşağı kalır yanları yok hatta birçoğundan çok daha iyiler. Şarkıların tamamı aynı kalitede ve içleri sürprizlerle dolu... Özellikle “Pachanga”da ortalara doğru bas gitar ile başlayıp, gitar keman klavye ve davul ile coşan bölüm gerçekten usta işi… Muhteşem. Sürekli agresif giden ama asla melodi duygularından ödün vermeyen bir grup.

Yazık olmuş, hem de çok. 1974’de dağılan grup yine de o yıllardaki kayıtlarını saklamış ve bize dolu dolu 3 albüm bırakmışlar. Kesinlikle dinlemenizi tavsiye ederim.

FRED

Joe Decristopher / Gitar
David Rose / Keman, Vokal
Ken Price / Klavye, Vokal
Mike Robison / Bas Gitar, Vokal
Bo Fox / Davul, Vokal
Gary Rosenberg

LIVE AT THE BITTER END

01 - Variations (03:46)
02 - Nocturnal (12:06)
03 - Freefall (02:11)
04 - Morose Code (04:39)
05 - Pachanga (07:44)
06 - Cathode Ray Fantasy (02:51)
07 - Immersions (06:59)
08 - Mucous Music (06:38)

24 Kasım 2008 Pazartesi

Zzebra - Zzebra (1974)

Bu albümü Gökçe’den gelen Yoğun !!! istek üzerine upload ediyorum. Her ne kadar kendisi “Pazop” vari şeyler sevse de fusion bir albüm için ısrarcı oldu… Kırmayalım… Ne yaptığını bilen Amerikalı bir fusion/jazz rock grubudur Zzebra. Psych albümlerin ağırlıkla yapıldığı ülkede hafif Nijerya rüzgarını almış, heavy öğeleri barındıran fusion bir albüm yapmışlar. Grupta önemli elemanlar bulunmaktadır. “If” grubundan Terry Smith ve Dave Quincey, “Osibisa”dan Loughty Amao… Bateriye Liam Genockey, bas gitara John McCoy’u, klavyeye Gus Yeadon (ki grupta çok kalmamış yerine Tommy Eyre gelmiş) yerleştirince grup oluşuvermiş. Tommy Eyre daha sonra “Ian Gillan” ile, Steve Byrd, Liam Genockey ve John McCoy da “Gillan” da çalmıştır. Bu albüm grubun ilk albümüdür. 1975 yılına ait “Panic” ve “Take It Or Leave It” adlı 2 albümleri daha bulunmaktadır. Müzik Terry Smith ve Dave Quincey etrafında dönmektedir. Kalite, albüm boyu pek bozulmamaktadır; Ancak bazen gereksiz ve yersiz vokal geçişleri güzel müziği arka plana hapseder ve zaman zaman insanı sıkabilir. “Spanish Fly” şahsımca açık ara albümün en güzel şarkısıdır. Sax ve gitar kullanımı gerçekten çok başarılı. “Hungry Horse” belli bir bölümden sonra “Cobra Woman” ve “Mah Jong” albümün diğer güzel şarkıları. Müziğe büyük yenilikler getirmese de müziği bilen insanlardan oluşan gayet başarılı bir gruptur. Eğer bulabilirseniz diğer iki albümlerini de dinlemeniz tavsiye olunur. Keyfini çıkarın… ZZEBRA Loughty Amao / Vurmalılar, Saksafon, Flüt, Vokal Liam Genockey / Bateri, Vokal Dave Quincey / Saksafon Terry Smith / Gitar Gus Yeadon / Piyano, Gitar, Vokal Steve Byrd / Gitar Tommy Eyre / Klavye, Flüt,Vokal Alan Marshall / Vokal John McCoy / Bas Gitar ZZEBRA 1 - Cobra Woman (6:16) 2 - Mr.J (4:20) 3 - Mah Jong (5:13) 4 - Ife (6:23) 5 - Spanish Fly (4:21) 6 - Amuso Fi (5:19) 7 - Rainbow Train (5:08) 8 - Hungry Horse (6:46)

28 Kasım 2007 Çarşamba

Focus - Moving Waves (1972)

Yahu sabah sabah dedim ki kendime "çok boşladın sen bu blogu, otur bişeyler yap, kopma hayattan!" Fakat birader boş durmuyormuş bu arada. Benden önce farketmiş olmalı ki dün yeni bişeyler yazmış.

Neyse... Konumuz Focus. Şimdilerde biçok alternatif (ne demekse!) müzik dinleyenin bildiği bi grup olan Siya Siyabend'den Ahmet tanıştırmıştı beni Focus'la. Aynı okuldaydık bi aralar onunla. Ne zamandır da görüşemiyoruz, çok özlemişim Ahmet'i. Maslak'tan Beşiktaş'a otostop yapmıştık ve 6 kişi filandık. Biz Ahmet'le öne sıkıştık o da çıkardı kulaklığın birini bana uzattı ve şaane bişey dinleticem dedi. Hocus Pocus çalıyordu. O anki hislerimi hala anlatamam. Fakat Ahmet sonra dedi ki (aynen alıntılıyorum) "bakma bu parça böyle ama bu adamlar aslında çok ağır bi müzik yapıyolar. arada bir de böyle işin bokunu çıkarıyorlar" Demek istediğimi albümü tamamen dinleyince anlıyorsun. Janis ve Eruption favori parçalarımdandır.

Ha unutmadan bi not ekleyeyim. Biradere dün söyledim ve şu tepkiyi verdi: " yapma yaw, bu sefer niye dönüyo?" Mevzu da şu "Demir Kelebek Gereksiz İşler Kulübü Geri Dönüyor!" (Iron Butterfly Unnecessary Works Club is back in town! da diyerekten geyiğini yaparız arada.) İlgilenenler bağlantıya geçsin.

FOCUS

Jan Akkerman / solo & Akustik Gitar, Bass Gitar
Cyril Havermanns / Bass Gitar, Sesler
Pierre van der Linden / Davul
Thijs van Leer / Org, Harmonium, Mellotron, Soprano & Alto Flüt, Piyano, Sesler, Vokal

MOVING WAVES

1 - Hocus Pocus (6:42)
2 - Le clochard (2:01)
3 - Janis (3:09)
4 - Moving waves (2:42)
5 - Focus II (4:03)
6 - Eruption (23:04)
    a) Orfeus, Answer, Orfeus
    b) Answer, Pupilla, Tommy, Pupilla
    c) Answer, The bridge
    d) Euridice, Dayglow, Endless road
    e) Answer, Orfeus, Euridice


5 Ağustos 2007 Pazar

Focus - Focus III (1972)

Tuhaf günler... etrafta kimse kalmadı neredeyse. Saku delirdi, sürekli olarak "alala" ve "ne yapıyon olm" diyo. Tuf Tuf The Puff her zamanki gibi kayıp. Birader Louis Cyphre benden çeşitli malzemeler bekliyo (o da sıyırdı kafayı ama o başka bi konu, sonra anlatırım). Ben; neredeyim, ne yapıyorum, bu fotosentez yaşama beni kim sürükledi, hesap sorabileceğim en yüksek merci neresi, gitsem beni ciddiye alır mı, Jeyan Uriah Heep'i sevicek mi, şu karşıdan gelen ben miyim, belimdeki ağrı ne zaman geçicek gibi sorularla boğuşuyorum. (tabi bunlar minicik bi kısmı) 8-10 yıl öncesini özledim. Mutlu insanlar vardı. Feride nerde bu arada? Ne zamandır o da yok, bi aramak lazım. Neyse yahu dinleyin bence, sonra konuşuruz...

FOCUS

Jan Akkerman / Solo & AkustiK Gitar
Bert Ruiter / Bass Gitar
Pierre van der Linden / Davul
Thijs van Leer / Vokal, Org, Piano, Alto Saksofon, Flüt, Piccolo, Harpsichord

FOCUS III

1 - Round Goes The Gossip (5:12)
2 - Love Remembered (2:50)
3 - Sylvia (3:31)
4 - Carnival Fugue (6:09)
5 - Focus III (6:05)
6 - Answers? Questions! Questions? Answers! (14:03)
7 - Elspeth of Nottingham (3:15)
8 - Anonymous Two (26:24)

13 Temmuz 2007 Cuma

Kraan - Flyday (1978)

Alman jazz rock, fusion ve free jazz grubu. Albüm, nitelikleri açısından ilk dönem albümleri kadar iyi olmasa da arşivde bulunması gereken albümlerden.

Aslında bu albüm için yazacak bi dolu şey var ama nedense bu akşam hiç keyfim yok. Ortam çok sıcak, dışarıda yani bizim sokağın orta yerinde birinin nişanını yapıyolar klavyeci getirmişler bi tane adam beynimin içine etti. Hayır adam doğru düzgün çalsa gam yemiycem.. yanlış akorlar, yanlış notalar, bi de dayamış altyapıya çıstak çıstak olayını.. ne keyif kaldı ne de bişey yapma arzusu.. Zaten Bambam da 21 Temmuz olayını iptal etti, ona da canım sıkkın. Birileri bana yer bulsun, millete müzik ve video izleticem..


KRAAN

Peter Wolbrandt - Gitar
Johannes "Alto" Pappert - Saksofon
Ingı Bischof - Klavye, Bass Gitar
Helmut Hattler - Bass Gitar
Jan Fride - Vurmalılar

FLYDAY

1. Far West (2:29)
2. My brother said (3:40)
3. Ausflug (7:13)
4. Gayu Gaya (5:06)
5. You're Right (5:55)
6. Young King's Song (5:35)
7. Buy Buy (3:33)
8. Flyday (3:21)