Psychedelic Rock etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Psychedelic Rock etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Temmuz 2023 Pazartesi

Highway / Highway (1975)

Minnesota, Amerika'dan da grup çıkar mıymış yahu demiştim Highway'i ilk duyduğumda. Dinlediğimde ise iyi ki çıkmış demek zorunda kaldım. Sonraki dinlemelerde ise türün en iyi örneklerinden biri gibi gelmeye başladı. İlginç ve tek albümlü gruplardan biri Highway. 1965 yılında The Corvairs ve The Pacers grupları birleşerek The Epicureans grubunu kuruyorlar. Başlarda yapmaya çalıştıkları müzik belirsizlikler taşıyor. Psychedelic etkiler olduğu gibi Freakbeat bir şeyler de geçiyor tarzlarının içinden. Pop'a yakın gibi dururlarken aslında Rock yapıyorlar filan.

Uzun süren çalışmaların ardından grup 1972 yılında ismin yetersiz kaldığını düşünüp Highway adını alıyorlar. Kaydettikleri tek albüm ise 1975 yılında yayınlanıyor. Albümden kısa bir süre sonra da dağılıyorlar. Albüm 500 kopya olarak sınırlı sayıda üretiliyor ve çok büyük kitleye ulaşamıyor. Dağılmalarının ardındaki en büyük sebep de bu durumun getiremediği ticari başarı olsa gerek. Ama arkalarında enfes bir albüm bırakıyorlar tabi.

Albümün genel yapısı Psychedelic Rock ve Blues Rock üzerine kurulu. Bunun yanında Hard Rock, Heavy Rock, Heavy Psychedelic Rock da albümde yerini alıyor. 70'lerin başındaki West Coast Rock'ından fazlasıyla etkilenmiş oldukları da gözden kaçmayan noktalardan. Türün en iyi örnekleri arasında rahatlıkla ilk 10'a girerler.

Etkilenmeleri bir yana bırakırsak albüm son derece orijinal bir albüm. Benzeştiği, benzediği herhangi bir başka albüm bulmanız olası değil. Power Trio denilen 3 kişilik sağlam gruplardan olan Highway arkasında tek albüm bırakırken bunu en iyi şekilde yapmış olan ender gruplardan aynı zamanda.

Albümdeki gitarlara hayran kalmamak elde değil. En ufak bir hata, bir yanlışlık ya da gereksiz hareket yok gitar konusunda. Karmakarışık riffler, hızlı ve ani dönüşlere sahip bir şekilde ilerliyor. Gitarın hiç girmediği, girmek istemediği gürültü kontenjanı ise çılgın diye tabir edilebilecek şekilde sağlam çalan bass ve davul ile oluşturulmuş. İncelikli ve üzerinde fazlasıyla çalışılmış parçalar içeren bir albüm. Her bir yeri tek tek işlenmiş.

Bu tarz gruplarda öne çıkan ve etkileyici olan bileşenlerin en başında vokaller gelir. Sözler çok iyi olmasa da Highway'in vokalleri, bu tarz için gerçekten de en üst seviyede diyebiliriz. Öyle saçma sapan ses oyunları, maço tavırlar vs geliştirmeden söylenmiş.

HIGHWAY

Steve Murphy / Gitar, Vokal
Eric Bannister / Bass
Dan Cammarata / Davul

HIGHWAY

01 - Too Many Changes (5:30)
02 - Look Away (5:46)
03 - Pegasus (4:00)
04 - Seems To Me (5:21)
05 - Just To Be With You (4:45)
06 - Bright Side (5:06)
07 - Meadow (4:44)
08 - Slip Away (4:29)
09 - Tomorrow (8:42)

30 Temmuz 2023 Pazar

Stack / Above All (1969)

Hard Rock
, Heavy Psychedelic Rock ve Blues Rock'ın Los Angeles'tan çıkmış en iyi örneklerinden biri de Stack. 1967 yılında The Vandells adındaki bir Surf grubu ile Wabash Spencer Band olarak da bilinen efsanevi Garage Rock grubu The Fabs'in elemanları tarafından kurulur. Başlangıçta yapmayı istedikleri müzik tarzı belli belirsizdir. Ama yükselen değer Psychedelic Rock olunca büyüsüne kapılmadan duramazlar. Fakat daha da ileri götürüp Hard Rock'ın temeline bir tuğla da onlar koyarlar.

Lakin grubun peşini bırakmayan yanlış kararlar ve saçmalıklar silsilesi daha kurulduğu andan itibaren başlar. Bir yandan fena halde şanslıyken diğer yandan hayatın en kötü düzlüklerinde tırmanmak zorunda kalırlar. Gece kulübünde verdikleri dinleti sırasında orada bulunan bir yapımcı grup ile anlaşır. Hem de 8 yıllığına. Başlangıçta bu onlar için çok iyi bir anlaşma gibi görünür ama değildir. Zira sadece parçalarını kaydedip dururlar. Hiç bir zaman yayınlama fırsatını yakalayamazlar. Bir rock grubundan çok yapımcı firmanın vergi indirimi alması için tufaya düşürülmüş bir grup garibandırlar aslında.

1969 yılında tek albümleri Above All'u  kaydederler. Kayıtlar hızlı ama sıkı bir şekilde yapılmıştır. Albümdeki parçaların hepsi birbirinden farklı ve öne çıkmaya adaydır. Ama albüm hiçbir zaman (o dönemde elbette) yayınlanmaz. Basılan sadece 20 kopyası vardır ve bunlar da dinleyici ve eleştirmenlerin fikrini almak için basılmış ön baskı plaklardır. Gerçi sonrasına yani şimdisine baktığımızda plakların neden binlerce dolara satıldığı daha iyi anlaşılıyor. Nefis bir albüm için sadece 20 plak. Doğal olarak en nadide parçalardan biri.

Stack'in bu şanssızlıkları yanında şansı da bir hayli fazlaydı. Özelllikle Amerika'da bilinen bir gruptular. Alice Cooper, Iron Butterfly, Buffalo Springfield, The Blues Image gibi grupların ön grubu olarak sahne alıyorlardı. Çok önemli bir ön grup olma durumları da var. Adlarını değiştirmeden hemen önce New Yardbirds adıyla verdikleri tek konserde Led Zeppelin'in ön grubu olarak sahne alıyorlar. Daha da efsanevi bir olay da bir gece verdikleri konserde Jimi Hendrix ve Buddy Miles'ın tesadüfen onları izlemesi ve her ikisinin de gaza gelip sahnede birlikte bir gösteriye imza atmaları.

STACK

Rick Gould / Gitar
Kurt Feierabend / Gitar
Bill Sheppard / Vokal
Buddy Clark Bass
Bob Ellis / Davul

ABOVE ALL

01 - Poison Ivy (3:20)
02 - Only Forever (3:20)
03 - Da Blues (6:54)
04 - Cars (3:29)
05 - Everyday (6:30)
06 - Valleys (2:47)
07 - Time Seller (4:31)
08 - Hot Days (2:45)

25 Temmuz 2023 Salı

Julian's Treatment / A Time Before This (1970)

Julian's Treatment
, Julian Jay Savarin'in planladığı bir bilim kurgu üçlemesi olarak ortaya çıkmış. 1960'ların başında doğduğu Dominica'dan kalkıp İngiltere'ye taşınan Savarin, dönemin yükselen değerlerinden biri olan İngiliz müziğinden fazlasıyla etkilenmişti ve projesini şiddetle hayata geçirmek istiyordu. Uzun çalışmaların ardından kendine inanan müzisyenlerle birlikte 1970 yılında bir araya gelerek Julian's Treatment'ı kurdular.

Fikir iyi olduğu kadar grup elemanları da bu albüm için oldukça doğru müzisyenlerdi. Savarin aklındaki her şeyi rahatlıkla ortaya çıkarabiliyordu. Albüm kayıtları kısa sürdü. Piyasaya çıktığında ise ticari anlamda büyük bir fiyaskoydu. Albüm kötü değildi. Aksine yapısı ve işçiliği düşünüldüğünde oldukça da başarılıydı. Ama bu ticari olarak ayakta kalabilecekleri bir popülarite kazandırmıyordu gruba. Aralarında çıkan müzikal anlaşmazlıklara bir de ticari başarısızlık eklenince grubun dağılması kaçınılmazdı. Ama Savarin'in durmak gibi bir niyeti yoktu. Gruptan sadece bass gitarist John Dover onunla kalmıştı. Albüm bittiğinde Julian Jay Savarin adıyla yayınlandı ve açıkçası ilk albümden bile iyiydi.

Psychedelic Rock ile bezenmiş bir Eclectic Prog albümü olan A Time Before This, kendi çapında bir baş yapıt olarak düşünülebilir. Savarin'in değişik, kendine özgü ve yaratıcı klavye bölümleri ile birlikte gözden kaçırılmış enfes vokallerden biri olan Cathy Pruden'in varlığıyla ön plana çıkıyor. Pruden'in güçlü ve etkileyici vokallerine eklenen ince gitar işçiliği ve Savarin'den gelen org ve mellotron sesleri ile albüm bambaşka bir yere doğru gidiyor.

Ana fikrini bilim kurgudan alması dolayısıyla değişkenleri ve değişkenlikleri çok olan bir albüm A Time Before This. Yaratıcılığı konusunda söylenebilecek en ufak bir söz yok. Her şeyin yerli yerinde olduğu ender albümlerden biri.

İşin kötü yanı, grubun tek albümü olması. Daha önce de bazı gruplarda özellikle belirttiğimiz gibi daha fazla albümü hak eden grupların başında geliyor Julian's Treatment. Hatta albümden ileri doğru düşündüğümüzde üçlemenin tamamlanmasının yanı sıra arkasından farklı üçlemeler de gelseymiş, gelebilseymiş çok da iyi olurmuş. Maalesef böyle bir şansımız yok tabi. Hatta Julian da bundan sıkılmış olmalı ki daha sonraları müziği bırakıp bilim kurgu romanları yazmaya başlamış.

JULIAN'S TREATMENT

Cathy Pruden / Vokal
Del Watkins / Gitar, Flüt
Julian Jay Savarin / Klavye
John Dover / Bass
Jack Drummond / Davul

A TIME BEFORE THIS

01. First Chapter: First Prophecy 'First Oracle' (1:30)
02. Second Chapter: 'The Coming Of The Mule' (3:53)
03. Third Chapter: 'Phantom City' (5:18)
04. Fourth Chapter: 'The Black Tower' (5:01)
05. Fifth Chapter: 'Alda, Dark Lady Of The Outer Worlds' (3:52)
06. Sixth Chapter: 'Altarra, Princess Of The Blue Women' (4:14)
07. Seventh Chapter: Second Prophecy 'Second Oracle' (1:39)
08. Eight Chapter: Part One: 'Twin Suns Of Centauri' (2:59)
09. Eight Chapter: Part Two: 'Alkon, Planet Of Centauri' (2:59)
10. Ninth Chapter: 'The Terran' (4:00)
11. Tenth Chapter: 'Fourth From The Sun' (2:48)
12. Eleventh Chapter: 'Strange Things' (4:58)
13. Twelfth Chapter: Epilogue 'A Time Before This' (8:54)

22 Temmuz 2023 Cumartesi

Blue Sun / Blue Sun '73 (1992)

Dünkü Young Flowers çıkışı akla hem de hiç alakaları olmadığı halde Blue Sun'ı getirdi. Blue Sun da Danimarkalı bir grup. 70'lerin başında 2 albüm kaydedip ortalıktan kaybolanlardan. Jazz Rock, Fusion yapıyorlar. Çok değişikler. Albümlerini bulmak da pek mümkün değil. Albümü seçimi yapmak da zor. O nedenle de 1992 yılında Archival olarak yayınlanan Blue Sun '73'ü seçtik. Yayınlanmamış materyallerden oluşuyor. Ayrıca canlı kayıtlar. Dinledikçe ne kadar iyi olduklarının farkına o kadar çok varıyorsunuz.

Temelde müzikleri Hippie etkileşimleri olan avangard bir Jazz Rock türevi. Genel olarak Jazz Fusion olarak kategorilendirilirler. Yanlış değildir bu sınıflandırma zira grubu bir yere koymak gerçekten de zor. Avangard Jazz Rock'tan geliyorlar belki ama oryantal ile birlikte Güney Afrika'yı hatırlatan ritimlere de sahipler. Sözler ve vokal olmasına rağmen albümü enstrümantal olarak adlandırabiliriz. Vokal müziğin içinde o kadar iyi eriyip gidiyor ki onu da müzik aleti olarak sayabiliriz. 

Saksafon, gitar ve klavyenin başı çektiği uzun ve canlı doğaçlamalara sahipler. O kadar iyi atmosfer yaratıyorlar ki kendinizi Psychedelic bir etkinin altında hissediyorsunuz. Genellikle de çölde, dağda bayırda bir arayış yolculuğuna çıkmışsınız gibi bir duyguya kapılıyorsunuz dinlerken. Farklı ve coşkulu olduklarını söylemek yanlış olmaz. Burnin Red Ivanhoe ve Midnight Sun gibi gruplarla benzer bir kategoride oldukları söylense de bu iki grubun karışımına Agitation Free eklendiğini düşünün siz. Üstüne de ara ara ortaya çıkan Chicago ya da If ruhunu katın.

Blue Sun '73, genelde tercih ettiğimiz albümlerden değil. Yani toplamaların ya da konser kayıtlarının, grup hakkında bilgi verme potansiyelinin az olduğunu düşünüyoruz. Lakin bu albüm onlardan değil. Zaten tam anlamıyla bir konser kaydı da değil. 1973 yılında sağda solda çaldıklarında kaydedilmiş parçalardan oluşuyor. Fikir vermesi açısından tercih edilebilecek en doğru albüm olduğu bile söylenebilir. Coşkuyu daha fazla içinde barındırması da albümün bu noktada en büyük avantajı oluyor.

BLUE SUN

Bo Jacobsen / Davul
Jan Kaspersen / Piyano
Niels Pontoppidan / Gitar
Dale Smith / Vokal, Vurmalılar
Jesper Zeuthen / Saksafon

BLUE SUN '73

01 - Gryets Vinger (1:35)
02 - Blue Sun (11:30)
03 - Tåreperseren (4:00)
04 - Efterεr (4:40)
05 - Søn Af Solen (5:45)
06 - Blaene Falder (4:45)
07 - Ivalo Og Liza (6:15)
08 - Solhverv (3:50)

21 Temmuz 2023 Cuma

Young Flowers / Blomsterpistolen (1968)

1967 yılında Kopenhag, Danimarka'da kurulan Young Flowers döneminin en önemli gruplarından biri. 60'ların sonlarına doğru Danimarka Rock müziğinin yükselen değer haline gelmesi ile birlikte ortay çıkan pek çok gruptan da biri ayrıca. Ama diğerlerinden farklı olarak, yaptıkları işi sonuna kadar iyi yapan ve öncü olan gruplardan Young Flowers. 3 kişilik bir kadro olmalarına rağmen yaptıkları müzik ile çok daha fazlasıymış gibi görünüyorlar.

Blomsterpistolen albümü Hippie atmoseri ile renklendirilmiş, sırtını Blues'a dayamış bir Psychedelic Rock albümü. Alışkın olduğumuz West Coast tarzı Psychedelic'e benzer bir tanım gibi görünse de kendilerine has bir anlayış geliştirmeyi de başarabilmişler. Albüme iki cover parça eklemeyi de unutmamışlar. Bob Dylan'ın Down Along The Cove ve B.B. King'in You Upset Me Baby'si albümde yerini almış ve hiç de uyumsuz durmamışlar. B.B. King'in parçasını Oppe I Træet adıyla Danca söylediklerini de belirtelim.

Albümde ayrıca Amerikalı şair Walt Whitman'ın şiirlerinden hazırladıkları 3 parça bulunuyor. Bu arada, Danca dinlerken kulağı tırmalayan bir dil. Özellikle Rock albümlerinde, albümün etkisini düşürecek kadar rahatsız edici olabiliyor. Lakin Blomsterpistolen için geçerli değil bu. Zaten albümde bazı parçalar Danca bazıları da İngilizce yorumlanmış. Tuhaf bir durum ama hem Danca'nın kaba etkisi azalırken hem de değişik bir hava katıyor. Diğer taraftan parçaları o kadar iyi işlemişler ki Danca uyumlu bir şekilde geliyor kulağınıza.

Albümün getirdiği ticari başarı ve kaliteli bir albüm olmasından kaynaklı fazlaca bilinir hale geliyorlar. Yönetmen Jens Jorgen Thorsen, Quiet Days in Clichy (Clichy'de Sessiz Günler adıyla ülkemizde bazı yaz festivallerinde de gösterilmiştir) filmi için Young Flowers'tan 3 parça istemiştir. O parçaları da daha sonraki albümlerin Remastered CD versiyonlarında bulabiliyorsunuz. Ya da daha iyisi filmi izleyin, ilgi çekici ve değişik bir bakış açısına sahiptir.

Young Flowers'a giriş için albüm konusunda arada kaldığımı söylemeden geçmeyeyim. 2 albümlerinin ikisi de gerçekten iyi. İkinci albüm bir miktar daha iyi olmakla birlikte Blomsterpistolen başlangıç için daha uygun geldi. Kişisel tercih olarak görebiliriz bunu da. No.2 adıyla yayınlanan ikinci albümde Burnin Red Ivanhoe'dan elemanlarla birlikte enfes bir Jam Session yaptıklarını da belirterek bitirelim.

YOUNG FLOWERS

Peer Frost / Gitar, Vokal
Peter Ingemann / Bass
Ken Gudman / Davul

BLOMSTERPISTOLEN

01 - Ouverture / Take Warning, Stk.1 (4:22)
02 - The Moment Life Appeared, Stk.2 (2:25)
03 - 25 Øre (7:53)
04 - Oppe I Træet, Stk.3 (3:26)
05 - To You, Stk.4 (2:02)
06 - Down Along the Cove, Stk.5 (3:59)
07 - April '68 (8:56)

20 Temmuz 2023 Perşembe

Gun / Gun (1968)

Yetenekli iki kardeşin başı çektiği Gun'ın kökleri The Knack grubuna dayanıyor. 1965 - 1967 yılları arasında takıldıkları 2 yıllık sürenin ardından isimlerini Gun olarak değiştirip 2 stüdyo albümü kaydı yapıyorlar ve 1970 yılında da dağılıyorlar. Bu dağılmanın ardından Paul ve Adrian Gurvitz önce Three Man Army'i arkasından da Ginger Baker ile birlikte Baker Gurvitz Army'i kuruyorlar. Yani Gun nefis grupların dayandığı bir başka nefis grup. Adına aldanıp tek atımlık olduklarını düşünmeyin.

Ayrıca Yes'in vokali olarak bildiğimiz Jon Anderson'ın da stüdyo albümlerinde olmasa da albümler öncesi bazı konserlerde Gun ile birlikte sahne almışlığı var. Bir başka önemli olduğunu düşündüğümüz şey ise Gun'ın ilk albüm kapağının Roger Dean tarafından tasarlanmış ilk albüm kapağı olması.

Sadece bunlar bile grubun gidişatı hakkında ufak tefek fikirler verebilir insana. Tabi bununla kalmayalım. Albüm, 1968 çıkışlı olması ve Progressive'in henüz tam anlamıyla kabullenilmemiş olması nedeniyle arada kalan albümlerden. Bu nedenle de sıklıkla Proto-Prog olarak nitelendirilir. Yanlış bir tanım da değildir esasen. Yaptıkları müziğin niteliklerinin ve tarihinin Proto-Prog ile örtüşmesi, ilerici bir yaklaşım sergileyerek değişik yerlere doğru evrilmelerinden kaynaklı bu tanım tam da yerini buluyor. Kesin olarak Progressive Rock diyemememizin de sebebi bu aslında. Progressive'e yakınlar ama tam olarak da değiller.

Gurvitz'lerin sonraki projeleri olan Three Man Army'de yaptıkları Crossover Prog'a yaklaşan bir yapısı var albümünün. Bu nedenle bir miktar popülerlik havası sezinleniyor. Lakin öyle de değiller. Dönemin popülerleşme kaygısı güdenleri gibi yumuşak ve düz bakan bir tavırları yok. Aksine darmadağını ve sertler. Nereden ne çıkacağı, gidişatın nereye nasıl döneceğini kestirmeniz zor oluyor bu albümde. O kadar etkili ve sağlam ki, dönemin benzer yapıdaki albümleri düşünüldüğünde 10 üzerinden 9,8 filan verilir bu albüme.

Race With The Devil gibi bir açılış parçası The Sad Saga of the Boy and the Bee ve Rupert's Travels parçalarıyla desteklenince dinlenilmesi elzem olan albümlerden biri ortaya çıkıyor zaten. Diğer yandan (aradaki parçaların hakkını yemeden es geçerek...) Take Off gibi de enfes bir kapanış parçasına sahipler. Kişisel olarak en iyi albümler listemde ilk 10'a rahatlıkla giriyorlar.

GUN

Paul Gurvitz / Vokal, Bass
Adrian Gurvitz / Gitar
Louis Farrell / Vurmalılar

Konuk Müzisyenler:
Barry St John / Back Vokal (7)
Sunny / Back Vokal (7)

GUN

01. Race With the Devil (3:35)
02. The Sad Saga of the Boy and the Bee (4:49)
03. Rupert's Travels (2:12)
04. Yellow Cab Man (4:15)
05. It Won't Be Long (Heartbeat) (4:26)
06. Sunshine (4:25)
07. Rat Race (3:55)
08. Take Off (11:01)

19 Temmuz 2023 Çarşamba

Blossom Toes / If Only For A Moment (1969)

1967 yılında Londra'da kurulan Blossom Toes başlangıçta Baroque Pop, Freakbeat arası bir müzikal anlayışa sahipken, ikinci albüm If Only For A Moment'da farklı bir yapıya bürünmüşlerdir. Bu büyük değişiklikle birlikte grubun müzikal anlayışında Psychedelic Rock, Acid Rock, Raga Rock, Hard Rock gibi etkiler öne çıkar. Albümün en önemli taraflarından biri ise PSychedelic'ten Progressive'e geçiş konusunda ilk albümlerden biri olmasından kaynaklanır.

İlk albüm ile konumuz olan If Only For A Moment arasında gece ve gündüz gibi farklar var. Gerçekten de ilk albüm oldukça basit, popülerlik kaygısı güden, sıradan ve olmamış bir albüm olarak karşımıza çıkarken, iki yıl sonra kaydettikleri albüm ile yaptıkları her şeyi bir kenara bırakıp en başından ve farklı bir şekilde müzik yapmaya başlamışlar gibi duruyor. Tuhaf ve çocuksu olarak nitelendirilebilecek (Freakbeat'ten kaynaklı bu tamamen) albümün ardından bu kadar sert ve Heavy Psychedelic Rock olarak adlandırılabilecek olan ikinci albümü yapmaları inanılmaz bir değişim olarak görülebilir.

Psychedelic etkinin yanında melodik bir şekilde ilerleyen Hard Rock albüme çok fazla şey katıyor. Albümün açılış parçası Peace Loving Man için de söylenebilecek çok şey var. Parça, yapıldığı dönemin çok ötesinde bir takım bileşenler içeriyor. Sert, ağır ve güçlü davullara eşlik eden manik vokaller ve öne çıkma konusunda hiçbir sıkıntı yaşamayan Acid gitarlar parçayı belki de tüm zamanların en iyi açılış parçalarından biri olarak görmemizi sağlayabilir. 

Fakat açılış parçasının bu kadar iyi olmasının kötü yanları da var. Ardından gelen parçalar ona bir türlü yetişemiyorlar. Kıvam olarak evet bir sorun yok, ama yeterlilik açısından çıtayı o kadar yükseltince diğerlerinden beklenti de artıyor. İlk parça dışında kalan parçaların beklentiden düşük olması gibi bir sorun var yani. Bu parçaların kötü olmasından ileri gelen bir durum değil. Sadece ilk parçanın nefasetinden kaynaklanıyor. Albümü orijinalinden farklı bir playlist ile dinlerseniz daha makul hale gelebiliyor. Tabi buna da ne gerek var şimdi diye düşünmek de yanlış olmaz.

BLOSSOM TOES

'Big' Brian Belshaw / Bass
Jim Cregan / Lead Gitar, Ritim Gitar, Vokal
Brian Godding / Lead Gitar, Ritim Gitar, Piyano, Org, Vokal
Giorgio Gomelsky / Back Vokal
John "Poli" Palmer / Davul
Barry Reeves / Davul, Conga
Sean Phillips / 12 Telli Akustik Gitar, Sitar

IF ONLY FOR A MOMENT

01 - Peace Loving Man 4:52
02 - Kiss of Confusion 4:45
03 - Listen to the Silence 4:50
04 - Love Bomb 7:39
05 - Billy Boo the Gunman 7:08
06 - Indian Summer 5:55
07 - Just Above My Hobby Horse's Head 2:53
08 - Wait a Minute 5:49

17 Temmuz 2023 Pazartesi

Black Pearl / Black Pearl (1969)

Black Pearl
'ün hikayesi 1964 yılında başlıyor. O zamanlarda Garage Rock yapan The Barbarians adıyla anılan grupta yer alan elemanlar başarılı bir single ve albümün ardından farklı bir yöne doğru gitmek için dağılıyorlar. Bir arada durmayı başaranlar Black Pearl'ü kuruyor. Orijinal grup The Barbarians'tan çok farklı bir müzikal anlayış benimsiyorlar ve ortaya biri konser kaydı olmak üzere 2 albüm çıkıyor.

Her iki albüm de dönemi içerisinde gerçekten de kaliteli albümler. Stüdyo albümünün daha iyi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Konser kaydında vokalin James Brown'a hayranlığı çok fazla öne çıktığı için bir tık altta kalmasını sağlıyor albümün. Onun dışında kalan grup elemanları ile ilgili en ufak bir sorun yok. Temelde grubun müziği Blues Rock, Psychedelic Rock ve Heavy Psychedelic Rock olarak nitelendirilir. Doğrudur ama vokalist Bernie Fieldings'in James Brown hayranlığından ileri gelen bir Soul etkisi de bulunuyor. Müziğin her yerine işlemiş bir Soul'dan bahsetmiyoruz elbette. Hafif ve üstten gelen bir etki bu sadece. O nedenle de rahatsız etmediği gibi bazı noktalarda gerçekten de yerine oturmuş görünüyor.

Black Pearl de dün bahsettiğimiz Blue Cheer gibi sert müzik yapan gruplardan. Tabi onlarınki Heavy Metal, Grunge vs gibi türlerin doğmasına katkı sağlamamış ama 80'lerden sonra ortaya çıkan bazı grupları etkiledikleri de söyleniyor. Albümdeki davulları dinlediğinizde bunun sebebini açık bir şekilde anlıyorsunuz. Oldukça vahşi bir görünüme sahip olan bu davullar sayesinde grubun müziği Heavy Psychedelic Rock ile Hard Rock arasında gidip geliyor. Bunu söylemişken albümdeki gitar işçiliğini de unutmamak gerekir. Çok güçlü ve kendine has bir yapıya sahip gitarlar sayesinde grubun albümünün öne çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bazı densizler tarafından çok da önemli bir albüm değilmiş izlenimi yaratılıyor genelde. Lakin işin aslı öyle değil işte. Dönemi içerisinde düşündüğünüzde oldukça cesur ve sağlam bir albümdür Black Pearl albümü. 50 küsur yıl öncesinin Hard Rock ile soslanan Psychedelic Rock'ından bahsediyoruz burada. Şimdiden bakarak eleştirmek doğru değil o nedenle. 60'lar havasında bir kafayla dinlediğinizde Amerika'dan çıkan iyi gruplar içerisinde olduklarını fark etmemeniz mümkün değil.

BLACK PEARL

Bernie "BB" Fieldings / Vokal
Bruce Benson / Gitar
Oak O'Connor / Davul
Geoffrey Morris / Gitar
Tom Mulcahy / Gitar
Jerry Causi / Bass

BLACK PEARL

01 - Crazy Chicken 3:00
02 - Thinkin' 'Bout the Good Times 4:11
03 - White Devil 4:55
04 - Mr. Soul Satisfaction 3:35
05 - Forget It 3:41
06 - Climbing Up the Walls 3:51
07 - Bent Over 2:55
08 - Endless Journey 3:49
09 - Reach Up 4:03

16 Temmuz 2023 Pazar

Blue Cheer / Vincebus Eruptum (1968)

60'ların Psychedelic Rock dalgasının önemli ayaklarından biri de Blue Cheer. Sadece bir Psychedelic Rock grubu olmaktan çok öteler. Kendilerinden sonra gelen pek çok türün ortaya çıkmasına ilham vermişler denilebilir. Heavy Metal, Punk Rock, Stoner Rock, Doom Metal ve Grunge gibi akımların temelinde Blue Cheer da var demek yanlış olmaz o nedenle.

Grup 1966 yılında Dickie Peterson tarafından kuruldu. Peterson daha önce Andrew Staples & The Oxford Circle grubunda çalıyordu ve oradan tanıdığı Paul Whaley ve Gary Lee Yoder'ı da gruba dahil etti. Vokal, gitar, klavye derken grubun ilk hali 6-7 kişilik bir formasyona dönüşmüştü. Fakat Monterey Pop Festival'de Jimi Hendrix'in performansını gördüklerinde 3 kişilik bir grup olarak devam etmeye karar veriyorlar. Doğal olarak işler karışıyor. Kim gidecek kim kalacak kavgaları arasında bir de müzikal farklılıklar çıkınca darmadağın bir hale geliyorlar. Yine de bu kargaşanın arasında ilk albümün kayıtlarına başlıyorlar.

Aralık 1967'de kaydedilen Vincebus Eruptum, bir ay sonra 1968 Ocak ayında piyasaya sunuluyor. Albüm, 3 cover 3 orijinal parça olmak üzere toplam 6 parçadan oluşuyor. Eddie Cochran'ın efsanevi Summertime Blues'u ile başlayan albümde B.B. King'in Rock Me Baby ve Moss Allison'ın Parchman Farm'ı da bulunuyor. Lakin bu parçada bir miktar değiştirip adını da Parchment Farm olarak kullanıyorlar. Kalan 3 parça da grubun kurucusu Dickie Peterson'a ait. Özellikle Paul Whaley'nin nefis davul solosunun yer aldığı Second Time Around başyapıt niteliğinde bir parça.

Albümden çıkan ilk 45'lik Summertime Blues (ve sayesinde albüm) Billboard listelerinde ilk 20'ye girmeyi başarmıştı. Bir daha da böyle bir başarı elde edemediler zaten. İlk albümle birlikte kazandıkları ticari ve dinleyici başarısı onları ardı ardına albümler kaydetmeye itti. 3.albüme kadar sorun yoktu. Kendilerine has bir müzikal anlayışla, oldukça sert ve özgün bir yapıdaydılar. Yaptıkları müzik kendileri için ve sıra dışıydı. Ama 4. albümle birlikte daha popüler ve ticari bir kafayla hareket etmeye başladılar. O zamana kadar yaptıkları parçalar (gerçi sonrasındakiler de kötü değil, haklarını yemeyelim şimdi) ile bir hayli sağlam işler çıkarmışlardı. Başlangıçta bahsettiğimiz türlerin oluşumuna katkı sağlayacak kadar kendilerine has ve serttiler. Zamanla ticaret kazanmış tabi.

BLUE CHEER

Leigh Stephens / Gitar
Dick Peterson / Bass, Vokal
Paul Whaley / Davul

VINCEBUS ERUPTUM

01 - Summertime Blues 3:47
02 - Rock Me Baby 4:22
03 - Doctor Please 7:53
04 - Out of Focus 3:58
05 - Parchment Farm 5:49
06 - Second Time Around 6:18

15 Temmuz 2023 Cumartesi

Vanilla Fudge / Vanilla Fudge (1967)

Rock müziğin öne çıkmaya başladığı yıllardan önemli bir grup Vanilla Fudge. Daha önce blogda Renaissance albümü ile konuk etmiştik. Hata değildi elbette o albümle başlamak. Zira grubun en iyi albümü sayılabilecek niteliklere sahip. Fakat ilk albümü eklememek de olmaz şimdi. The Beatles, Rolling Stones, Beach Boys gibi gruplarla başlayan sürecin hemen ardından ortaya çıkan grupların başında geliyor Vanilla Fudge.

Kadrosunda yer alan Tim Bogert & Carmine Appice ikilisinin öne çıkan çabalarıyla gerçekten de başarılı işlere imza atıyorlar. Hatta bu ilk albüm o kadar etkileyicidir ki daha sonraları Black Sabbath, Deep Purple ve Blue Öyster Cult gibi grupları etkilediği söylenir.

Albümde bulunan cover parçalar hem iyi seçilmiş hem de zaten nefis parçalar. Ama orijinal halleri ile aralarında en ufak bir alaka yok. Açılış parçası Ticket To Ride ve kapanış parçası Eleanor Rigby, Beatles'tan geliyor. Ticket to Ride'ın böyle bir versiyonunu muhtemelen hiç duymamışsınızdır. Gerçi aynı durum Eleanor Rigby için de geçerli. Bir de albümün You Keep Me Hanging On adıyla anılmasını da sağlayan bir The Supremes cover'ı var ki tadından yenmez. Parça, cover nasıl yapılırın enfes bir örneği.

Bu arada belirtelim, albüm tamamen cover parçalardan oluşuyor. Yani grubun bu ilk albümünde kendilerine ait bir parça yok. Fakat o kadar iyi yorumlamışlar ki grubu eleştirme şansı bulamıyorsunuz. Bir noktadan bakıldığında, eğer bu albümdeki tüm parçaları kendileri yazmış olsalardı, muhtemelen uzun yıllardır devam eden "ilk progressive albümü hangisi" sorunu rahatlıkla çözülmüş olurdu. Bogert ve Appice ikilisini bir kez de bu başarıdan ötürü tebrik etmekte fayda var.

Vanilla Fudge'ın bu albümdeki müzikal anlayışı Psychedelic Rock, Acid Rock, Heavy Psychedelic Rock gibi alanlarda gezinmekle birlikte, Uriah Heep, Procol Harum ve Black Widow seven dinleyiciler tarafından da acayip şekilde sevilebilir.

Yazın en sağlam şekilde sıcağını yansıttığı günlerde, can sıkıntısına son verecek kadar sağlam ve sert bir albüm tercih etmek niyetindeyseniz Vanilla Fudge'ın 1967 tarihli ilk albümü tam dişinize göre.

VANILLA FUDGE

Vince Martell / Gitar
Mark Stein / Org, Vokal
Tim Bogert / Bass
Carmine Appice / Davul

VANILLA FUDGE

01. Ticket to Ride (5:40)
02. People Get Ready (6:30)
03. She's Not There (4:55)
04. Bang Bang (5:20)
05. Illusions of My Childhood - Part 1 (0:20)
06. You Keep Me Hanging On (6:42)
07. Illusions of My Childhood - Part 2 (0:23)
08. Take Me for a Little While (3:27)
09. Illusions of My Childhood - Part 3 (0:22)
10. Eleanor Rigby (8:24)

13 Temmuz 2023 Perşembe

The Beatles / Magical Mystery Tour (1967)

Daha önce Sgt. Pepper's Lonley Hearts Club Band ve Abbey Road albümleri ile bloga konuk ettiğimiz The Beatles'ın "kırılma noktası" olarak tanımlayabileceğimiz albümü ile devam edelim istedik. Yayınlanan bir önceki albüm Sgt. Pepper's'da belirgin bir değişimin haberini veren grup konumuz olan albümle birlikte deneysel ve Psychedelic bir yöne doğru kaydıklarını açıkça belirtmiş oluyor.

Temelde televizyon için hazırlanan renkli film Magical Mystery Tour'un soundtrack'i olarak kaydediliyor albüm. Ama hemen hemen her Beatles albümünde olduğu gibi beklenenden fazlası haline geliyor. Üstüne bir de soundtrack için kaydedilenlerin yanına 45'lik olarak yayınlanan bazı parçaların eklenmesiyle bambaşka bir keyif nesnesine dönüşüyor. Albümün açılış parçası Magical Mystery Tour ve kapanışına imzasını atan I Am The Walrus hala en bilinen Beatles parçalarından. 45'liklerden gelen Strawberry Fields Forever, Penny Lane, All You Need Is Love ise efsaneleşmiş durumda.

Filmden kaynaklı olarak albümün kendine has bir konsept anlayışı da var diyebiliriz. Parçaların birbirini tamamladıklarını düşünmemek için  bir sebep yok. Diğer taraftan bakıldığında ise alışkın olduğumuz konept albüm anlayışının da çok dışında olduğu rahatlıkla söylenebilir.

The Beatles'ın hem sözlerde anlattıkları hem de müzikal bakışı açısından Psychedelic Rock'ı öne çıkaran Magical Mystery Tour albümü bir çok eleştirmen ve dergi tarafından da en iyiler arasında gösteriliyor. Hatta yanlış hatırlamıyorsam Rolling Stone dergisi albümü 60'ların en iyi albümlerinden biri olarak nitelendiriyor.

Albümün Atlantik'in iki yakasında da büyük başarı elde ettiğini belirtelim. Amerika listelerinde 2 numaraya yükselen albüm, İngiltere'de ise 1. sırada yer almış, yayınlanmasının hemen ardından. Albümün bu başarısı ticari olarak cepleri doldursa da ondan daha önemlisi The Beatles'ın diğer albümlerinin habercisi olmasıdır. Klasik The Beatles tarzının yani hayal dünyası, aşk, mutluluk, eğlence gibi fikirlerden yola çıkan sözlere, bu albümde daha sosyal ve politik imgeler eklenmiştir.

Keşfeden zaten keşfetmiştir de biz daha çok 3-5 Beatles parçası bilenlere yol göstermesi açısından albümü paylaşalım istedik. Yazın bu güzel Cerberos sıcaklarında biçilmiş kaftan bile sayılabilir bu albüm. Zira sıcaklığın verdiği o nefis kafayla albümün verdiği tat birbirini tamamlıyor.

THE BEATLES

George Harrison / Lead Gitar, Slide Gitar, Akustik Gitar, Org, Armonika (2), Lead Vokal (4), Back Vokal
John Lennon / Ritim Gitar, Akustik Gitar, Akustik Piyano, Elektrikli piyano, Org, Mellotron, Clavioline, Armonika (2), Lead Vokal (6,8,10,11), Armoni & Back Vokal
Paul McCartney / Bass, Piyano, Mellotron, Recorder (2) Lead Vokal (1,2,5,7,9), Armonik & Back Vokal
Ringo Starr / Davul, Vurmalılar

MAGICAL MYSTERY TOUR

01. Magical Mystery Tour (2:51)
02. Fool on the Hill (2:59)
03. Flying (2:16)
04. Blue Jay Way (3:56)
05. Your Mother Should Know (2:29)
06. I Am the Walrus (4:37)
...Daha sonra eklenen 1967 yılı single'ları :
07. Hello Goodbye (3:31)
08. Strawberry Fields Forever (4:10)
09. Penny Lane (3:03)
10. Baby You're a Rich Man (3:03)
11. All You Need Is Love (3:47)

12 Temmuz 2023 Çarşamba

Nimbus / Obus (1973)


Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığımız gruplardan biri de Nimbus. 1970'li yılların başında Finlandiya'da Mafia adıyla kurulduklarını, sonra isim değiştirerek Nimbus adını aldıklarını biliyoruz. Yıllar sonra grup elemanlarından birinin kızının ısrarı üzerine bir araya gelip tek bir konser daha verdikleri de anlatılanlar arasında. Ama doğruluğunu kanıtlayamıyoruz.

Mafia olarak başladıkları yolculuklarında Psychedelic Rock'ın dehlizlerinde dolaşmışlar. Nimbus olduklarında da bundan vazgeçmemişler ama tarzı biraz daha değiştirip, daha ileri götürüp Space Rock'a kadar dayanmışlar.

Çok önemli ya da efsanevi diye tabir edebileceğimiz gruplardan değiller. Fakat kaydettikleri tek albümle oldukça başarılı bir iş çıkardıkları da ortada. Albüm oldukça kaliteli. Tabi, West Coast tarzı sevenlerdenseniz Obus size hitap etmeyebilir. Diğer yandan, Avrupa tarzı, kendine has ve soğuk bir Psychedelic deneyim peşindeyseniz de Nimbus'un bu ilk ve tek albümü biçilmiş kaftan olan nitelendirilebilir. Fazlasıyla yaratıcı ve değişik.

Grubun Progressive bir yapısı olduğu kesin. Aynı dönemden benzeri gruplardan farklı olarak daha az Jazz etkileşimi içerir. Yapısal olarak da eklektikten uzaktır. Fakat buradaki açığı bol miktarda gitar ve klavye ile çözerler. Coşkulu ve kendi hallerinde tempolu bir yapıya da sahiptirler. Can sıkıcı olmaktan çok uzak bir şekilde geliştirdikleri ritimler ile uzayan ve değişken bir yol tuttururlar. 

Bazılarınca Genesis'i çağrıştırdığı diğer bazılarınca ise Wigwam'a yaklaştığı söylense de her iki grupla da alakaları yoktur. Genesis'deki Gabriel havasını yakalamak gibi bir çabaları olmadığı gibi Wigwam'daki yükseklerde gezinen bakış açısına sahip değildirler. Ama her iki durum da Nimbus'un daha kötü olduğunun bir göstergesi değildir. Grup, kendine has ve özgün bir yapıya sahip, kendiliğinden ve akıcı bir tarzın mimarıdır. Avrupa tarzı Psychedelic ve Space Rock sevenler tarafından mutlaka sahip olunması gereken gruplardandır aynı zamanda.

NIMBUS

Harri Suilamo / Gitar
Pekka Rautio / Klavye
Pasi Saarelma / Vokal 
Juha-Pekka Jokiranta / Bass
Matti Jokiranta / Davul

OBUS

01. Ennustus (7:04)
02. Jälkisäädös (4:04)
03. Muutos (5:06)
04. Epilogi (3:52)
05. Pessimistinen dialogi (6:50)
06. Yksinäinen purjehtija (6:13)

8 Temmuz 2023 Cumartesi

Blackfeather / At the Mountains of Madness (1971)

Avustralya'nın en karmaşık grup elemanı düzenine sahip grubudur Blackfeather. 1970-193 arasında 45 kadar farklı isim grupta yer almış, kimileri grubun tek albümü olan At The Mountains of the Madness'ta çalmış, kimileri ise albüm sonrası bir türlü dağılamayan grubun konserlerinde sahne almıştır.

60'ların sonlarında müzik yapmaya başlayan gençler tarafından kurulan Blackfeather'ın en büyük şanssızlığı da yukarıda bahsettiğimiz bu karmaşa olmuş. Hatta o kadar ileri seviye bir durum var ki insan üzülüyor bile. Hem kurucu üye hem de grubun her şeyi olan John Robinson'ın bütün kariyerini etkilemiş, nefis bir gitarist olan adamın bir türlü hak ettiği yere ulaşamamasını sağlamıştır Blackfeather. Gruptaki o kadar eleman değişikliğine, tek albüm kaydetmelerine, bir türlü başarıyı yakalayamamalarına rağmen her dönemde de gayet başarılı performanslara imza atmışlar. Olan John Robinson'a olmuş tabi.

1969 yılında Mr Guy Fawkes adıyla yayınlanan ve Avustralya listelerini alt üst eden bir 45'lik yayınlayan Dave Miller Set grubu elemanları yanlarına vokalist Neal Johns'u alarak kuruyorlar Blackfeather'ı. Ama kurulduktan kısa bir süre sonra elemen değişiklikleri başlıyor. O kadar hızlı değişiyor ki tam bir tarihlendirme yapmak da mümkün olamıyor.

Bütün bu kargaşa içerisinde, tek albümlü efsaneler listemize teklifsiz bir şekilde giren At The Mountains of the Madness albümünü kaydetmeyi başarabiliyorlar. Hem ticari hem de müzikal kalite açısından oldukça doyurucu bir iş oluyor albüm. Fakat bir türlü arkası gelmiyor. Konserlerle idare etmeye çalışıyorlar ve 12 yıl kadar da ediyorlar. Sonra da tarihin tozlu raflarına gömülüyorlar.

Avustralya'nın ilk dönem Progressive Rock anlayışına katkı sağlayan önemli albümlerden biri olarak karşımıza çıkıyor bu albüm. Psychedelic Rock ve Hard Rock'ın enfes birleşiminde işi aha fazla ileri götürüyorlar. Kullandıkları ses efektlerinden enstrümantasyona kadar her şey yerli yerinde. Albüm Progressive Hard Rock olarak sınıflandırılıyor ama Heavy Progressive Rock da grup ve albüm için yanlış bir kategori sayılmaz. Temelde bahsettiğimiz Psychedelic ve Hard Rock'a bağlı kalmakla birlikte albümün her parçasında değişik tür ve tarzlara uğramayı ihmal etmiyorlar. Bu da albüme olan ilginizi sürekli olarak canlı tutuyor. Neal Johns'tan gelen değişik ve çekici ses sizi sarmaladıkça albümden daha fazla keyif alıyorsunuz.

BLACKFEATHER

Neal Johns / Vokal
John Robinson / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar, Ses Efektleri
Robert Fortescue / Bass
Alexander Kash / Davul
R.B. Scott Timbales, Tambourine

AT THE MOUNTAINS OF THE MADNESS

01 - At the Mountains of Madness 3:29
02 - On This Day That I Die 3:58
03 - Seasons of Change Part 1 3:52
04 - Mangos Theme Part 2 8:03
05 - Long Legged Lovely 7:33
06 - The Rat (Suite) 13:53
        - Main Title (The Rat)
        - The Trad
        - Spanish Blues
        - Blazwaorden (Land of Dreams)
        - Finale (The Rat)

7 Temmuz 2023 Cuma

Chilliwack / Chilliwack (1970)

70'lerin ortalarından itibaren değişip AOR yapmaya başlasalar da Chilliwack işin başında Psychedelic Rock ve Space Rock köklerine sıkı sıkıya bağlı bir Progressive Rock'a imza atıyordu. Kanada'nın ilk Progressive Rock gruplarından biri olmalarının en önemli sebebi ise 60'ların efsanevi grubu The Collectors'ın devamı olmalarıdır.

60'ların sonunda başarılı 45'likler ve ağlam bir kariyer sahip olmak üzere olduklarını anladıklarında The Collectors elemanları grubun adının yetersiz kaldığını, imajlarının da eskimiş olduğunu düşünerek isimlerini değişitirip Chilliwack yapıyorlar. Art arda yıllarda kaydettikleri ilk üç albümle (üçüncüsü ortalama bir albümdür aslında) fazlasıyla ön plana çıkıyorlar. Ama sonra grup elemanları bir bir değişmeye başlıyor. 70'lerin ortalarında grubun müziği Country Rock'a doğru yönelip ardından da en popüler dönemini yaşayan AOR'a evriliyor. 80'lerde ise bitik bir halde çıkardıkları ne idüğü belirsiz albümlerin ardından da grup dağılıyor.

The Collectors'ta Beat ve Psychedelic Rock karşımı anlayış, Chilliwack ile birlikte daha belirgin bir Psychedelic Rock ve Space Rock düzlemine oturuyor. Tuhaf sesler ve tonlar, sağlam ritimler ve davul atakları, gidişatı belirsizleşen bir ruhani deneyime dönüşüyor. Uzayla mistisizm arasında sıkışmış gibi hissediyorsunuz çoğunlukla. Dinledikleriniz basitmiş gibi görünüp son anda fark ettiğiniz bir bilinmezliğin içinde sürüklenirken buluyorsunuz kendinizi.

Tuhaf şekillerde kendini gösteren gitarlar ile sürekli olarak karşınıza çıkan ve sizi hissiyat sınırlarını zorlamak mecburiyetinde bırakan flüt ve saksafonlar havayı fena halde etkiliyor. Uzun ve sert flüt bölümlerinin ardından gelen yumuşatılmış ve benzersiz sesler ile her seferinde işin rengi değişiyor. Bazı noktalarda değişik şekillerde giren vokalin ses mi yoksa bir enstrüman mı olduğunu anlamakta da zorlanıyorsunuz. Köken olarak bir yere bağlanmasalar da Kuzey Amerika yerlilerinin kültürlerinden pek çok iz ve ritme albümde sıkça rastlıyorsunuz.

Ortalama bir Psychedelic Rock albümüne oranla daha uzun süreli parçalara ev sahipliği de yapıyor albüm. Kanada Progressive Rock anlayışı için önemli albümlerden biri aynı zamanda. Diğer taraftan bakıldığında ise bir miktar basit ya da öncül olarak da görülebilir. Zaten sırf bu sebepten dolayı bazı kaynaklarda Proto-Prog olarak da sınıflandırılıyorlar.

CHILLIWACK

Bill Henderson / Gitar, Piyano, Vokal
Claire Lawrence / Flüt, Saksafon, Org, Piyano, Vokal
Glen Miller / Bass, Gitar
Ross Turney / Davul

CHILLIWACK

01. Sundown (5:40)
02. Every Day (3:42)
03. Seventeenth Summer (6:04)
04. Ballad (5:00)
05. I Got You Fixed (3:49)
06. Rain-O (6:47)
07. Chain Train (7:02)

4 Temmuz 2023 Salı

Ugly Custard / Ugly Custard (1972)

Ugly Custard
, stüdyo müzisyenleri tarafından para kazanma amacıyla kurulmuş gruplardan biri. Grup elemanlarını daha önce blogda paylaştığımız Rumplestiltskin, Hungry Wolf ve CCS'ten hatırlayanlar olacaktır. Bu 3 grup da aynı mantıkla kurulmuş gruplar zaten. Fakat ayırıcı nokta, müzisyenlerin yaptıkları işte gerçekten de üst seviyede olmaları. Tamam para kazanmak için işin kolayına kaçmışlar diyebiliriz ama bunu yaparken de ortaya nefis işler çıkarmışlar.

Grup hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz. 70'lerin başlarında yukarıda bahsettiğimiz gruplarla ardı ardına kurulduklarını ve daha önce yayınlanmış / ün yapmış parçalar ile geleneksel parçaların yeniden yorumlanması işinden para kazanmaya çalıştıklarını biliyoruz. Para kazanıp kazanmadıklarını bilemiyorum, fakat kazanma potansiyeline sahip bir albüm kaydetmiş oldukları apaçık görülüyor.

Albüm enstrümantal bir albüm. Vokale gerek duymadan, sakin ve sade bir şekilde kaydedilmiş. Parçaların yorumlamaları ise orijinal hallerinden değişik ve etkileyici. Grubun kendine ait 1-2 parça da albümde mevcut bu arada. Onlar da gayet iyi düzenlemelere sahipler. Kişisel olarak Stephen Stills parçası Hung Upside Down ve Led Zeppelin klasiği Babe I'm Gonna Leave You'nun yorumlarına bayılıyor olduğumu belirteyim. Elbette orijinali gibi değiller, özellikle Led Zeppelin gibi bir grubun üstüne çıkmak bu konuda gerçekten zor. Ama yeniden yorumlanmış bir versiyon olarak düşünüldüğünde bu kuşakta yapılmış en iyi işlerden biri demek yanlış olmaz.

Albümde özellikle klavyelerin öne çıktığı bölümlerde hava bir hayli değişiyor. Gitar ve klavye üzerinden giden parçalar, klavyenin öne çıktığı anlarda Heavy Progressive Rock'a doğru yönelirken, gitardan gelen Blues tınılarıyla da destekleniyor. Özellikle Babe I'm Gonna Leave You'daki sakin, kendinden emin gitarların alçalıp yükseldiği anlarda dinleme zevkine varıyorsunuz.

Temelde bu tarz cover albümler pek etkili olmaz ve beğenilme oranları da düşüktür. Muhtemelen Ugly Custard imzalı bu albüm ticari bir başarıya çok fazla yaklaşamasa da kalite açısından benzerlerinden çok daha iyi bir yerde duruyor. Orijinal albümlerin yanında hiç de onlardan aşağı kalır yanları yok diyebiliriz. Ayrıca bazen bu tarz işlerin olması parçaların da değerine değer katıyor. Bu albüm o değer katma işini başarıyla yerine getiren albümlerden.

UGLY CUSTARD

Herbie Flowers/ Bass
Clem Cattini / Davul
Alan Parker / Gitar
Roger Coulam / Klavye

UGLY CUSTARD

01 - Scarborough Fair
02 - My Babe
03 - Hang Upside Down
04 - Custards Last Stand
05 - Babe I'm Gonna Leave You
06 - Cry From the Night
07 - Never in a Blues Day
08 - Feel This

2 Temmuz 2023 Pazar

Haystacks Balboa / Haystacks Balboa (1971)

Heavy Prog'un Amerikalı en iyi temsilcisi tartışmasız bir şekilde Haystacks Balboa'dır lafı abartı filan değildir. Olması gereken, tam da yerinde söylenmiş makul bir cümledir. Her ne kadar bazı kaynaklarda Heavy Psychedelic Rock ya da Hard Rock olarak listelenmeye çalışılsa da Haystacks Balboa bahsi geçen iki türü de içinde barındırmakla birlikte işi daha ileri götürerek Heavy Progressive Rock içerisine dahil olmuştur.

İsmini, grubun gitaristi Mark Mayo'nun bir önceki grubu Balbao ve Mayo'nun güreşçi Haystacks Calhoun'a olan benzerliğinden alan grup, 1970 yılında New York, Amerika'da kurulmuş. Kaliteli ama ticari açıdan başarı sağlayamamış bir albüm yayınlamış olan her grup gibi onların da ömürleri çok uzun olmamış. Tek albümlü efsaneler listemizin nadide parçalarından biri olarak yerlerini alıyorlar elbette.

Döneminde Leslie West'in grubu Mountain ve Black Sabbath ile karılaştırılsalar da her iki gruptan fazlasıyla farklı bir yerde duruyorlar. Mountain'in kökeni de kendisi de Blues üzerine kuruluyken Haystacks Balboa ile karşılaştırmak her iki gruba da haksızlık olur. Diğer taraftan Black Sabbath ile karşılaştırılabilecekleri ya da yan yana görülebilecekleri tek şey de albümdeki sertlik. Onun dışında bir bağlantıları da yok. Hatta her iki gruptan daha fazla Progressive yaklaşım sergileyerek kendilerini biraz daha farklı bir konuma yerleştirdiklerini de söyleyebiliriz.

Hard Rock ve Progressive'in birleştiği yerde, sağlam ama karanlık bir Progressive anlayışları var. Vokal grubun etkili yönlerinden biri. Gitarlar da ona eşlik ederken yırtıcılaşıyor ve seviyeyi biraz daha ileriye taşıyor.

Bu arada belirtelim, grup kurulduktan kısa bir süre sonra Woodstock'un devamı niteliğinde düşünülen Powder Ridge Rock Festival'ine katılmaya gidiyor. Konser ve Sex, Drugs & Rock'n Roll için gelen binlerce dinleyici de orada. Lakin konser iptal ediliyor. Zira yerel halk buna izin vermiyor. Bu noktada grup izinsiz bir şekilde müzik yapmaya çalışırken müzik aletlerine el konuyor filan. Doğal olarak da bu başkaldıran davranışın ardından takipçileri artıyor. Zaten albümü de bu sayede çıkarma şansı elde ediyorlar.

HAYSTACKS BALBOA

Mark Polott / Bass
Mark Babani / Davul
Mark Harrison Mayo / Gitar
Lloyd Landesman / Klavye
Bruce Scott / Vokal

HAYSTACKS BALBOA

01 - Spoiler - 3:24
02 - The Children Of Heaven - 3:00
03 - Bruce's Twist - 2:38
04 - Auburn Queen - 8:55
05 - Sticky Finger - 5:10
06 - Ode To The Silken Men - 8:55
        Tell Me A Story
        What Would Happen
07 - Riverland - 3:36

1 Temmuz 2023 Cumartesi

Gleemen / Gleemen (1970)

Efsanevi İtalyan gitarist Pier Niccolò "Bambi" Fossati'nin 1965 yılında kurduğu ilk gruptur Gleemen. Daha sonraları, edindikleri deneyimle kurdukları Garybaldi ve sonra da Bambibanda E Melodie'nin temelini de oluşturmuşlardır. Koyu bir Jimi Hendrix hayranı olan Fossati'nin hem gruba hem de albüme katkısı oldukça fazladır.

Cenova'da kurulan grup uzun süreli çalışmaların ardından ilk 45'liklerini yayınlama fırsatı yakalıyorlar. Açıkçası bu fırsatı da The Beatles'in Lady Madonna'sının enfes bir versiyonunu yaparak değerlendiriyorlar. Bu kayıt daha sonra albümde yer almasa da gruba albüm kapısını aralaması açısından oldukça önemlidir. 45'liğin ardından çıktıkları konserlerin sonrasında zaten belirli bir kitleye sahip olduklarını ve albüm aşamasına geçmeleri gerektiğini düşünüp kayıtlara başlıyorlar. Ortaya çıkan sonuç ise Blues'dan yola çıkan Psychedelic Rock tabanlı bu albüm oluyor. Albümdeki düzenlemeler Hard Rock, Heavy Rock ve Blues Rock düzenlemeleri içerirken, Fossati'nin gitarını da ön plana çıkarıyor.

Temelde grubun müziği Rock Progressivo Italiano (RPI) içerisine dahil edilir ama bu pek doğru bir yaklaşım değildir. Bahsi geçen İtalyan Progressive Rock müziğinden farklı bir tabana ve yöne sahiptir. belki başına bir ekle Proto-RPI denilebilir ama tek başına RPI olduğunu kabullenmek de oldukça güçtür. Burada bahsettiğimiz şey daha Hendrix ve Santana etkileri içeren bir müzikal anlayış. Özellikle Fossati'nin sert ve cesur gitarlarıyla öne çıkıp, gitarın klavye ile yaptığı kapışmaların sonuçlarına doğru evriliyor. 

Tür sorununu bir kenara bıraktığımızda karşımızda duran albüm teklifsizce tek albümlü efsaneler listemize rahatlıkla giriyor. Hendrix adından çok söz ettiğimiz halde albümde Hendrix bulnak da zordur. Çünkü Fossati kendi tarzını yaratabilmiş ve bunu Gleemen müziği ile çevreleyebilmiştir. Yani duyduklarınız bir Hendrix taklidi olmaktan çok ötede bir şeyler içeriyor. Bu noktada klavyelerin de bir hayli başarılı olduğunu söylemekte fayda var. Fossati ile kapışabilecek denli iyi düzenlemelere ve yaratıcılığa sahip. Diğer tarafta duran grubun ritim bölümü ise bu iki müzik aletine rakip olabilecek denli iyi bir şekilde işini yerine getiriyor.

Coşkulu, cesur ve gideceği yeri düşünmeden hareket eden albümlerden biri Gleemen albümü. Farklı açılardan bakabilen, sizi her dakika şaşırtabilen işlerden biri.

GLEEMEN

Maurizio Cassinelli / Davul, Vokal
Bambi Fossati / Gitar, Vokal
Lio Marchi / Klavye
Angelo Traverso / Bass

GLEEMEN

01. Farfalle senza pois (3:11)
02. Shilaila dea dell'amore (4:14)
03. Spirit (6:16)
04. Chi sei tu, uomo (6:46)
05. Un'amico (4: 36)
06. Bha-tha-hella (3:06)
07. Clakson (3:56)
08. Dei o kafa karışıklığı (3:32)
09. Induzione parte 1 and 2 (3:55)
10. Divertimento (2: 41)

27 Haziran 2023 Salı

Quicksilver Messenger Service / Quicksilver Messenger Service (1968)

Dünkü Surrealistic Pillow yazısında Psychedelic Rock'ın 2 büyük devi tanımlamasının ardından 3. sırada gelen isim de Quicksilver Messenger Service olmalı. Bahsi geçen 2 gruptan hemen 1-2 yıl sonra çıkardıkları ilk albümle Psychedelic'e giriş yapıp uzun süre kaliteli işlere imza attılar. Problemli dönemleri olsa da bu janrın üçüncüsü tanımlamasını fazlasıyla hak ediyorlar.

Jefferson Airplane ve The Grateful Dead ile hemen hemen aynı zamanlarda kurulsalar da albüm aşamasına ancak 3 yıl sonra yani 1968 yılında gelebilmişler. Tabi o arada boş durmayıp bir dolu konserde ve festivalde de boy göstermişler. Hatta 1967 yılında San Fransisco'da çekilen Revolution filminin Soundtrack'i için de 2 parça kaydetmişler. Ki hem film hem bu iki parça oldukça iyi ve nadir parçalar diyebiliriz.

1967 yılındaki Monterey International Pop Festival'de sahne almalarının hemen ardından grubun orijinal kadrosunda yer alan Jim Murray gruptan ayrılıyor. Grup elemanları moral açıdan etkilenseler de yerlerinde durmamayı tercih edip yola devam kararı alıyorlar. Avalon Ballroom ve Fillmore West gibi dönemin en iyi sahnelerinde konserler veriyorlar. Batı kıyısında kazandıkları kitle onları fazlasıyla dikkat çekici hale getiriyor. Fakat uzunca bir süre albüm anlaşması yapmamak için uğraşıyorlar. Zira kapitalist şirketlerin kontrolü altına girip istedikleri müziği yapamayacaklarını düşünüyorlar.

Kapitalist şirketler para nereden gelirse gelsin çok önemli değil mantığıyla hareket ettikleri için, Quciksilver Messenger Service kadrosunun peşinden koşuyorlar uzunca bir süre. West Coast'un en son albüm anlaşması yapan QMS oluyor bu arada. Çok zorluyorlar ve yapımcının kendilerine karışmaması için gereken her şeyi ellerinde tutmayı başarıyorlar.

Albüm anlaşması sırasında çıktıkları konserlerde de yaratıcı kişilik, ses mühendisi Owsley Stanley grubun pek çok konserini kayıt altına alıyor. Enfes kayıtlardan oluşan seçki de 2008 - 2009 yılları gibi yayınlanıyor. Hemen ardından stüdyoya giren grup başarılı bir kayıtla çıkıyor stüdyodan. Psychedelic Rock'ın en iyi albümlerinden biri olarak kabul edilen bir albüm oluyor grupla aynı adı taşıyan albüm.

Lakin bu noktada bir eksikliği de dile getirmek lazım. QMS'teki en büyük sorun fazla kontrollü olmaları. The Grateful Dead'in kayıtlarındaki Jam Session bölümleri ile QMS'inkiler arasında fazlasıyla ruh farkı var mesela. Çünkü QMS Jam'leri bile önceden planlayarak oluşturuyor. Böyle olunca da kontrolsüz bir coşku ile ilerleyen yaratıcı bölümler yerine planlanmış ve etkisi az bölümler ile karşılaşıyoruz.

QUICKSILVER MESSENGER SERVICE

John Cipollina / Lead Gitar
Gary Duncan / Ritim Gitar, Lead Gitar, Vokal
David Freiberg / Bass, Vokal, Viola
Greg Elmore / Davul

QUICKSILVER MESSENGER SERVICE

01 - Pride of Man 4:06
02 - Light Your Windows 2:39
03 - Dino's Song 3:07
04 - Gold and Silver 6:44
05 - It's Been Too Long 2:56
06 - The Fool 12:10

26 Haziran 2023 Pazartesi

Jefferson Airplane / Surrealistic Pillow (1967)

Psychedelic Rock'un 2 büyük devinden biri olan Jefferson Airplane'in (diğeri tabi ki The Grateful Dead) en iyi albümüdür Surrealistic Pillow. 1965 yılında kurulduklarında grubun vokali olan Signe Anderson, ilk albümün ardından gruptan ayrılır. Takes Off oldukça başarılı ve yenilikçi bir albüm olmasına rağmen vokal yönünden ve ruhu yakalama çabasından kaynaklı bir miktar geride durur. Muhtemelen bu nedenle grup elemanları Signe Anderson'u istememiş olabilirler. 

Konumuz olan ikinci albümde ise hem Jefferson Airplane'in hem de Psychedelic Rock müziğin yönündeki bazı ayrıntılar netleşir. Zira gruba Grace Slick dahil olmuştur. Grup ile ilk albümü olduğu için bir miktar geriden takip eder Slick. Ama o geri planda kalmış hali ile bile her şeyin önündedir aslında. Tuhaf ve iç gıcıklayıcı tınılara sahip sesi ve vokal tekniği ile öne çıkar. Bu yetmezmiş gibi Psychedelic Rock müzik tarihine White Rabbit ve Somebody to Love gibi iki başarılı parça da armağan eder Slick bu ilk albümle. Her iki parçayı da kendi yazmıştır ve vokal ondadır. 

Slick hakkında bu kadar atıp tuttuktan sonra grubun bir halta yaramadığı gibi bir sonuç da çıkmasın. Jefferson Airplane zaten devleşme yolunda ilerleyen bir Psychedelic Rock grubuyken Slick ayrıntısıyla hem işleri kolaylaştırmış hem de kalıcı olmayı sağlamışlar. Marty Balin, Jorma Kaukonen, Paul Kantner, Jack Casady ve Spencer Dryden'ı işe yaramaz görmek gibi bir hataya düşmemek lazım. Çünkü müzikal alt yapıda oluşturdukları o sisli, dumanlı, kimi zaman coşkulu, kimi zaman zararlı etkiyi oluşturmak da öyle kolay iş değil.

Kaldı ki albümdeki diğer parçalar da Kantner, Balin ve Kaukonen'den çıkma. She Has Funny Cars, Today, Comin' Back To Me, How Do You Feel gibi parçalar olmasa Surrealistic Pillow da işe yaramaz bir albüme dönüşür. Zaten albümdeki o Psychedelic ve Trippy atmosfer bütün parçalarla ve hatta parçaların sıralanışları ile birlikte ortaya çıkıyor. Parçaların yerini değiştirerek dinlediğinizde albümden aldığınız keyif aynı olmuyor. Konsept bir albüm olmasa da albümün size verdiği tat tamamen bu. Olması gerektiği gibi, eksiksiz, fazlasız üretilmiş başyapıtlardan.

JEFFERSON AIRPLANE

Marty Balin / Vokal, Gitar
Grace Slick / Vokal, Piyano, Org, Recorder
Jorma Kaukonen / Lead Gitar, Ritim Gitar, Vokal
Paul Kantner / Gitar, Vokal
Jack Casady / Bass, Fuzz Bass, Ritim Gitar
Spencer Dryden / Davul, Vurmalılar

SURREALISTIC PILLOW

01. She Has Funny Cars (3:13)
02. Somebody to Love (2:57)
03. My Best Friend (3:03)
04. Today (3:00)
05. Comin' Back to Me (5:24)
06. 3/5 of a Mile in 10 Seconds (3:45)
07. D.C.B.A.-25 (2:40)
08. How Do You Feel (3:35)
09. Embryonic Journey (1:52)
10. White Rabbit (2:32)
11. Plastic Fantastic Lover (3:44)

24 Haziran 2023 Cumartesi

The Beatles / Abbey Road (1969)

Malum Yaz modunu açtık, hafiften ve umursamaz bir şekilde ilerliyoruz. Fırsattan istifade The Beatles eklemesi de yapalım. Tabi buna The Beatles hakkında bilgi vermeye gerek duymadan yapalım. İşin güzel tarafı da o zaten ya. Abbey Road, grubun 11. stüdyo albümü olarak kayıtlara geçiyor. Stüdyoda hep birlikte kaydettikleri de son albüm ayrıca. Albüm kayıtları sırasında John Lennon bazı parçaları hiç beğenmiyor. Özellikle McCartney'nin Maxwell's Silver Hammer'ından nefret ediyor ve kayıtlar sırasında stüdyoyu terk ediyor. Zaten albümdeki parçaların bazılarında Lennon yok. Zira bu olay vuku bulduktan sonra grupla bağlarını koparmış. Abbey Road albümü piyasa sunulduğunda Lennon gruptan çoktan ayrılmıştı yani. Ama ticari olarak sorun yaratacak bu durumun altından kalkmak için yapımcılar 1 yıl sonra Paul McCartney de gruptan ayrılana kadar durumu başarılı bir şekilde idare ediyorlar ve kimse Lennon'un grupta olmadığının farkına bile varmıyor. Belirtmeden geçemeyeceğim, Maxwell's Silver Hammer gerçekten de kötü yaa.

Neyse, albümün yapımcılığı yine uzun süredir The Beatles'ın yapımcısı olan George Martin tarafından (America'nın da Holiday ile başlayan sürecinin yapımcısı aynı zamanda) ifa ediliyor. Martin, bu konudaki bütün yeteneklerini stüdyoyu yöneterek konuşturmuş diyebiliriz. Abbey Road'un kayıtları gerçekten de ilgi çekici düzeyde.

Diğer tarafından bakıldığında ise The Beatles'ın en iyi, en popüler ve ticari getirisi en yüksek albümlerinden biri olmasına rağmen hem eleştirmenler hem de dinleyiciler tarafından, hem de daha çıktığı ilk günlerden itibaren de eleştirilir. Doğrudur, zira daha önceki albümlerde kullandıkları deneysel diye tabir edebileceğimiz yapı bu albümde yoktur. Daha melodik ve popüler olma kaygısı güder. Diğer albümlere oranla biraz hafiftir yani. Çok fazla ses efekti kullanılır, iş The Beatles doğallığından çıkar bir miktar.

Bunun yanında Come Together, Something, Here Comes the Sun ve Octopus's Garden gibi günümüzde klasikleşmiş olarak anılan parçalar da bu albümdedir. Something ve Here Comes The Sun'ın The Beatles diskografisindeki en iyi parçalardan (hatta belki en iyileri) olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Tabi iş kişisel tercihlere döndüğünde Come Together gibi insanı coşku ile dolduran, sözleri ile umut veren şarkıyı tercih ettiğimi de belirteyim. The Beatles'ın Blues'a saygı duruşu gösteren ve Progressive öğeler içeren I Want You (She's So Heavy)'nin yeri ise bir başka. Keşfedilmemiş bir mücevher gibi parıldıyor albümde.

THE BEATLES
George Harrison / Lead Gitar, Ritim Gitar, Bass, Hammond, Moog, Harmonium, Vurmalılar, Lead Vokal (2,7,8,10,15), Geri Vokal
John Lennon /  Lead Gitar, Ritim Gitar, Akustik Piyno, Elektrikli Piyano, Hammond, Moog, Fx, Vurmalılar, Lead Vokal (1,6,8,10-12,15), Geri Vokal
Paul McCartney / Bass, Lead Gitar, Ritim Gitar, Akustik Piyano, Elektrikli Piyano, Hammond, Moog, Fx, Vurmalılar, Wind Chimes, Lead Vokal (3,4,8-10,13-17), Geri Vokal
Ringo Starr / Davul, Vurmalılar, Lead Vokal (5,15), Geri Vokal

Konuk Müzisyenler:
George Martin / Hammond, Elektrikli Harpsichord, Harmonium, Vurmalılar
Billy Preston / Hammond oOr (2,6)
Mike Vickers / Moog Programming

ABBEY ROAD

01. Come Together (4:20)
02. Something (3:02)
03. Maxwell's Silver Hammer (3:27)
04. Oh Darling (3:26)
05. Octopus's Garden (2:51)
06. I Want You (She's So Heavy) (7:47)
07. Here Comes the Sun (3:05)
08. Because (2:45)
09. You Never Give Me Your Money (4:02)
10. Sun King (2:26)
11. Mean Mr Mustard (1:06)
12. Polythene Pam (1:12)
13. She Came in Through the Bathroom Window (1:57)
14. Golden Slumbers (1:31)
15. Carry That Weight (1:36)
16. The End (2:19)
17. Her Majesty (0:23)