27 Ağustos 2023 Pazar

The New Apocalypse / Stainless Soul (1969)

The New Apocalypse
, Jazz ve Rock odaklı bir grup. İkisinin belki de en iyi birleşimlerinden birine imzalarını atmışlar. Jazz Rock, Fusion gibi alanlarda albümler kaydetmiş benzeri pek çok grupta olduğu gibi The New Apocalypse hakkındaki bilgilerimiz de sınırlı. 60'ların başında üniversite çevrelerinde kurulduğunu, uzunca bir süre kolej ve kulüp çevrelerinde çaldıklarını, 1968 yılında bazı teknik, personel ve müzikal değişiklikler yaşayıp albüm kaydına başladıklarını ve 1969 yılı sonlarına doğru albümü yayınladıklarını, son olarak da sırra kadem bastıklarını biliyoruz o kadar. Personel değişikliği yaşadıkları sıralarda da bir yapımcı firma ile anlaşıyorlar ve yayınladıkları single kendi çapında iyi iş yapıyor. Bundan hareketle de albüm aşamasına geçiliyor. 

Albümün, bildiğimiz kadarıyla günümüzde bir CD versiyonu bulunmuyor. Plaklarına ulaşmak da neredeyse imkansız. Sadece bazı sosyal mecralarda paylaşılmış, plaktan dijitale dönüştürülmüş bu ilk ve tek albümü dışında bir şeye ulaşmak da mümkün değil. Albümün başarılı bir çalışma olması ve grubun böylesi bir albüme imza atmış olmasından kaynaklı bir miktar üzüntü yaşamak da normal. Zira keşke daha fazla kayıt için fırsatları olabilseymiş diye düşünmekten geri duramıyoruz.

Albümde enstrüman kullanımları oldukça iyi. Zaten personel değişikliği yaşanmasına rağmen grup elemanları uzunca bir süre birlikte çalan tipler. Birbirilerini nasıl tamamlayacaklarını iyi biliyorlar. Saksafon ve trompet ön plana çıkıyor normal olarak. Fakat gitarın da albüme katkısı yadsınamaz şekilde fazla. Neredeyse tüm gidişatın yönünü belirliyor diyebiliriz.

Stainless Soul coşkulu ve enerjik bir albüm. Grubun ritim bölümü işini iyi bir şekilde yapıyor. Aniden yükselen tempo bir anda yerin dibine doğru serbest düşüşe geçerken bir anda tekrar toparlıyorlar. Yaratıcılık konusunda hiçbir sıkıntıları olmadığı gibi parçaların session olarak kaydeilmiş olması muhtemel. Zira o coşkuyu yakalayabilecek şekilde çalmanın tek yolu bu olsa gerek. Parçaların başlangıçları belirli düzenler üzerine oturtulurken bir süre sonra darmadağınık bir hale geliyor ki bu da session fikrini güçlendiriyor. Bu arada The Beatles'ın Eleanor Rigby'sinin acayip de değişik bir versiyonu albümde mevcut.

Amerika'dan bu alanda çok fazla iyi grup çıkıyor genelde. Ama The New Apocalypse'in yeri her zaman bir başka. Chicago gibi popülist bir yaklaşımları yok hiç mesela. Tek dertleri müzik yapmak gibi görünüyor. Belki de bu sebepten başarılı olamamışlardır bilemiyoruz.

THE NEW APOCALYPSE

Greg Novik / Gitar
Christopher Lynch / Org
Gene Meros / Saksafon
Keith Vinroe / Trompet
John Garrison / Bass
Dennis Meros / Davul

STAINLESS SOUL

01 - Stainless Soul (4:07)
02 - Domicela (2:57)
03 - Comin' Home Baby (4:09)
04 - Junkshop (3:11)
05 - Wichita Lineman (5:23)
06 - Watch Your Step (2:47)
07 - Three Shades Of Gray (3:33)
08 - Get Outta My Life Woman (3:05)
09 - Eleanor Rigby (3:54)
10 - Labyrinth (4:13)

26 Ağustos 2023 Cumartesi

Electric Mud / Electric Mud (1971)

Electric Mud
, ortaya çıkıp tek albüm kaydettikten sonra bir daha ortalıkta görünmeyen gruplardan. Haklarında bazı ufak tefek bilgi kırıntıları dışında pek fazla bir şey yok. 1970 yılı sonlarına doğru kuruldukları, 1971 yılında tek albüm kaydettikleri ve grupta bass gitar ve vokal görevlerini üstlenen Udo Preising'in albümsüz ama efsanevi Zoppo Trump grubunda çalmaya devam ettiği dışında bir bilgimiz yok Electric Mud ile ilgili.

Tek albümlü efsaneler listemize Krautrock kontenjanından giren grubun albümü fazlasıyla politik bir bakış açısı sergiliyor. Sözlerde anlatılanlar ve müziğin gidişatı bu kıvamda bir albüm için fazlasıyla iyi. Diğer taraftan albümün kaydı bütün temizleme uğraşılarına rağmen (CD baskısından bahsediyoruz elbette) ham ve ilkel. Muhtemelen stüdyoda bile değil garajda kaydedilmesinden kaynaklıdır diye tahmin ediyoruz. Zira en kötü stüdyonun olanakları bile albümde görülenlerden fazladır.

Bunun yanında albümdeki enstrümantasyon oldukça iyi. Özellikle gitar ve org üzerine kurulu olan albümde uzun enstrümantal pasajların hakimiyeti görülüyor. Bu bir bakıma da iyi olmuş albüm için. Zira öfke dolu ve politik şarkı sözleri fazlasıyla iyi olmakla birlikte Udo Preising'in vokali hiç de albüme yakışır bir vokal değil. Zaten daha sonra yer aldığı Zoppo Trump grubu akıllılık edip adamı sadece Bass çalması için kullanmışlar ve başarılı kayıtlara imza atmışlar. (Zoppo Trump'ın yayınlanmış bir albümü yok bu arada, belirtelim. Daha sonra toparlanan bir Archival çalışma dışında herhangi bir kayıtları yok.) Preising, tek başına neredeyse muhteşem olarak nitelendirilebilecek, albümün ikinci parçasını hiç etmeyi başarmış. Titrek ve kendinden emin olmayan bir vokal ile parçayı dinlemeye çalışmak gerçekten kötü. Bir arkadaşın AudaCity kullanarak vokal bölümlerini silmeye çalıştığı günleri hatırladım birden. Gerçekten de o kadar rahatsız edici.

Vokaldeki bu rahatsızlık verici duruma ve kayıt kalitesine karşın albüm arşivlik niteliklere sahip bir albüm. Tempolu ve ruh hali bir anda değişen bir yapıya sahip. Hayatın içinde olan bitenler üzerine gidiyor gibi bir izlenim ediniyor insan dinlerken.

Kimilerine sıkıcı gelebilir belki ama ortalamanın çok üzerinde bir albüm olduğunu da kabul etmek gerekir.

ELECTRIC MUD

Jochen Dyduch / Davul
Axel Helm / Org, Piyano
Udo Preising / Bass, Vokal
Manfred Simhäuser / Gitar

ELECTRIC MUD

01. Hausfrauenreport (11:25)
02. Die Toten Klagen Euch An (5:39)
03. Immer Das Alte Lied (6:43)
04. Nichts Zu Essen In Der Not (11:25)

25 Ağustos 2023 Cuma

Pentacle / La Clef Des Songes (1975)

Fransa'da 1971 yılında kurulan Pentacle, uzun bir çabanın ardından ancak 1975 yılında tek albümlerini yayınlayabilmiş bir grup. Adı sanı çok duyulmamış olmakla birlikte dönemin Fransız kökenli Symphonic Prog türü için özel ve etkili albümlerden ve gruplardan biri. Tek albümlü efsaneler listemizde de teklifsiz bir şekilde dahi girenlerden.

Grup hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz. Dönemin pek çok tek albümlüsü gibi onlar da bir anlık yakaladıkları fırsatları iyi değerlendirip albüm kaydını yapmışlar. 1971 - 1975 arasında neler yaptıklarını bilmesek de 1975 yılında albüm piyasaya çıktıktan bir süre sonra dağılmışlar. Aslında potansiyelleri bir hayli fazla olan bir grup ve başka albüm kayıtları yapabilselermiş kalıcı olacaklarına dair de en ufak bir şüphemiz de yok. Olmamış tabi.. :)

Symphonic Prog diye tanımladık grubu ama soft bir görünümleri de yok aslında. Albümün bazı bölümlerinde Space Rock'a kadar uzanan denemeler var. Albümdeki yansıma King Crimson gibi görünüyor. Tamamen aynı olmamakla birlikte benzerlikler içeren bir yapıya sahipler. Crimson gibi girip kendileri gibi çıkıyorlar diyebiliriz. Analog klavye sesleri tarafından senfonik bir yapıya bürünen parçalar gitarın tutku dolu soloları ile birleşip daha sert bir yörüngeye giriyor. Fazlasıyla yaratıcı olan bu gitarlar parçaların yönünü belirlemekten çok dizginlemek üzerine kullanılıyor gibi geliyor insana. Normalde tam tersinin olması beklenirken -ki onca yırtıcı sese rağmen- gitar daha bir aklı başında hareket ediyor diyebiliriz.

Ange'dan tanıdığımız Christian Decamps'ın yapımcılığını üstlendiği albümde Ange'a dair bir şeyler beklense de hiç yok aslıdna. Özellikle Ange'da sesini öne koyan ve oldukça teatral bir tekniğe imza atan Decamps'ın Pentacle albümüne en azından bu konuda hiçbir etkisi olamamış. O bazen sıkıcılaşan hava ile hiç alakası yok Pentacle'daki vokallerin. Aksine daha düşük bir tonda seyrediyor.

İçerdiği bir hayli fazla mellotron sesleri ve sürekli yükseliş eğiliminde olan lead gitarlarıyla da Ange'dan ayrılıyor Pentacle. Bu noktada albümdeki enstrüman kullanımlarının, doğal olarak da müzisyenlerinin yetenek konusundaki fazlalıklarının öne çıktığını da belirtmek gerekiyor. Sadece arşivlenecek bir grup olmadıklarını fena halde kanıtlıyorlar.

PENTACLE

Claude Menetrier / Org, Moog, Elka String Ensemble, Piyano
Michel Roy / Davul, Vokal
Gerald Reuz / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar, Lead Vokal
Richard Treiber / Bass, Akustik Gitar

LA CLEF DES SONGES

01. La Clef des Songes (4:06)
02. Naufrage (4:27)
03. L'Âme du Guerrier (6:06)
04. Les Pauvres (3:25)
05. Complot (5:01)
06. Le Raconteur (10:42)

24 Ağustos 2023 Perşembe

Paternoster / Paternoster (1972)

Paternoster
, kişisel bakış açısını bir kenara bırakıp da anlatabileceğiniz gruplardan değil. Fazlasıyla içselleştirerek, neredeyse canınızı acıtacakmış şekilde bağlandığınız gruplardan diye özetleyebiliriz. Kaydettikleri ve yayınladıkları tek albümle bunu başarabilmiş nadir gruplardandır aynı zamanda.

1970 yılında Viyana, Avusturya'da kurulan grup genelde Krautrock olarak nitelendirilse de bunun doğruluğu tartışılır. Pscyhedelic Rock ve Alman kültüründen besleniyor olsa da Krautrock'tan farklı olarak Progressive Rock içerisindeki yerlerini alıyorlar. Krautrock temelinde bulunan, hırıltılı, cazır cuzur  gitarlar ve yankılı sesler albümde bulunmakla birlikte daha ilkel bir şekilde ortaya çıktıkları rahatlıkla görülebiliyor. Yine de isteyen Krautrock diye nitelendirebilir tabi, çok büyük yanlışa da düşmüş sayılmaz.

Kurulduktan kısa bir süre sonra albüm hazırlıklarına başlayan, stüdyoda uzun saatler geçiren grubun albümü 1972'de yayınlandıktan hemen sonra grup dağıldı. 2 yıllık müzikal hayatları boyunca oldukça iyi dinletiler ve sağlam bir albüm bıraktılar.

Albüm, geneli itibariyle derinliklerde dolaşıyor. Araya eleştirilerini katarak da ilerliyor. Özellikle kilise eleştirisi bir hayli fazla. Din'e karşı bir duruşları olmamakla birlikte kurumsallaşmasına karşı olduklarını anlayabiliyorsunuz. Bunun en belirgin örneği de The Pope is Wrong parçası. Din'i değil Kiliseyi alaşağı etmeye çalışıyorlar gibi bir durum var. Tıpkı Jethro Tull'un Aqualung ve Black Sabbath'ın Master of Reality'sinde olduğu gibi.

Diğer tarafta albümde ölüm üzerine de gide parçalar bulunuyor. Zaten vokal Franz Wippel'in can acıtan sesi ile uğraşırken bir de sözlere takılırsanız iyice yerin dibine giriyorsunuz. Adamın sesi ile yarattığı melankolik atmosfer sizi içine çektikçe çekiyor. O noktada gitarın buna katkı sağlayıp hırıltılı ve ağıt yakarmış gibi giriş çıkışları sizi daha da derine çekiyor.

Bu kadar lafın ardından albümün mükemmel bir albüm olduğunu düşünmemek gerekir. Muhtemeldir ki Paternoster albümünden daha iyi yüzlerce albüm dinlemişsinizdir. Lakin bu kadar etkileyici, insanın en derin içsel noktalarına sirayet eden bir başka albüm bulmanız zordur. Jane var diyenlere de kısa bir ek yapalım, vokal olarak benzeşmeler olmakla birlikte Jane'den daha derine daldıkları ortada. Karanlık ya da gri günlerde ve özellikle kendinizi iyi hissetmediğiniz zamanlarda dinlemeyin!

PATERNOSTER

Gerhard Walter / Gitar, Vokal
Franz Wippel / Org, Vokal
Haimo Wisser / Bass
Gerhart Walenta / Davul

PATERNOSTER

01. Paternoster (3:56)
02. Realization (3:34)
03. Stop these lines (6:57)
04. Blind children (6:16)
05. Old Danube (4:16)
06. The Pope is wrong (6:02)
07. Mammoth Opus O (8:55)

23 Ağustos 2023 Çarşamba

Hard Meat / Hard Meat (1970)

Hard Meat
de az bilinen, başarıyı yakalayamamış Progressive Rock ve Psychedelic Rock gruplarından. 1969 yılında Steve Dolan ve Mick Dolan kardeşler tarafından Mick Carless ile birlikte kurulmuşlar. Kısa sürede Warner Bros ile yaptıkları anlaşma onlara bir anda 2 albüm yapma şansı vermiş ama bu şansı iyi kullanamadıkları ortada. Amerika'da bir turneye çıktıkları halde başarı elde edememiş olmaları grubun çok kötü bir yapısı olmasından kaynaklı değil elbette. Zor bir dönemde kendilerini göstermeye çabalamışlar ama karşılarındakiler de az değildi elbette.

Grubun en önemli tarafı çıkardıkları ilk 45'lik olabilir. Zira ilk yüzünde The Beatles'ın Rain parçasının olduğu bu single'ın arka tarafında ilk Hard Meat parçası olan Burning Up Years bulunuyor. Yeni Zelandalı grup The Human Instinct'i bilenlere yabancı gelmeyecek olan bu parça gerçekten de The Human Instinct'in aynı adlı albümüne adını da veren bir Hard Meat parçası.

Albümün çıkış tarihi ile ilgili çeşitli bilgiler bulunmakta. Pek çoğunda çıkış tarihi olarak 1969 görünüyor. Lakin WB'nin listesine göre dağıtıma / yayına çıkış tarihi 1970 olarak görünmekte. Muhtemeldir ki 1969 yılında kaydedilen albüm 1970'in ilk günlerinde piyasaya sürüldüğü için böyle bir fikir ayrılığı oluşmuş. Hala de emin değilim tabi tarihin ne kadar doğru olduğundan.

Psychedelic etkiler üzerine kurulu bir Progressive anlayışı var Hard Meat'in. İsme bakıldığınca çok sert bir bakış açısı bekliyor müzikal olarak insan. Ama değil. Slow ya da Soft olarak tabir edilebilecek denli de ağdalı ve yerlerde değil elbette fakat albüme kattıkları melodik yapı ile Psychedelic'ten gelen o belirsiz ve katı durumu fazlaca yumuşatmışlar. Pop da değiller ama yakınmış gibi algılayabiliyorsunuz dinlerken. Belki de 2 albümle kendilerine yer edinememelerinin sebebi budur.

Enstrüman kullanımı açısından grubun oldukça iyi oldukları söylenebilir. Özellikle gitar ile yaptıkları işler albümü etkileyici bir düzeye taşıyor. Vokalin yetersizliği göze çok batmasa da bazı parçalarda olmasıydı da olurmuş hissiyatı bırakıyor.

Albümü ve grubu övdüm mü gömdüm mü çok anlayamadım ama arada grup / albümlerden biri Hard Meat. Arşivde yer almayı hak eden, incelikli gruplardan olduğunu eklemekte fayda var.

*Gitarist ve Lead Vokal Michael "Mick" Dolan, 2014 yılında Marmaris, Muğla'da aramızdan ayrıldı.

HARD MEAT

Mick Dolan / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar, Lead Vokal
Steve Dolan / Bass
Mick Carless / Davul, Vurmalılar, Conga

HARD MEAT

01 - Through a Window (3:51)
02 - Yesterday, Today, Tomorrow (5:01)
03 - Space Between (4:33)
04 - Time Shows No Face (3:56)
05 - Run Shaker Life (10:15)
06 - Universal Joint (4:24)
07 - Most Likely You Go Your Way (And I'll Go Mine) (5:02)

22 Ağustos 2023 Salı

The Inner Space / Agilok & Blubbo (1968 - 2009)

The Inner Space
başlangıçta bir şey çağrıştırmayabilir. Ama Krautrock'ın en iyilerinden biri olan Can'in öncülü dediğimizde dikkatleri üzerine çeker diye tahmin ediyoruz. Can'in ilk dönem vokali Malcolm Mooney ve Michael Karoli gruba dahil olmadan hemen önce yaptıkları bir film müziği (OST) kaydı bu aslında. Grup tam tekmil albümde yerini almış diyemeyiz.

İşin ilginç yanı 1969 yılında yayınlanması planlanan Agilok & Blubbo filmi hiçbir zaman vizyona da girememiş. Doğal olarak filmin soundtrack'i olan bu kayıt da uzunca bir süre ortalıkta yoktu. 2009 yılında yayınlanana kadar herkesin dilinde ama kimsenin elinde değildi yani. Başlıktaki 1968 - 2009 tarihlendirmesini de buna göre belirledik. Kaydedildiği yıl ve yayınlandığı yıl olarak.

Peter F. Schneider tarafından yönetilen ve Walter Groh ile dönemin aykırı, tuhaf, çekici kadın oyuncusu Rosemarie Heinikel'in oynadığı filmin gösterime girip girmemesi çok önemli de değil bizim için. Zira dönemin ucuz ve erotizmi kullanan hatta pornografiye doğru yol alan filmlerinden biri muhtemelen. Ama filmin müzikleri elbette ilgimizi çekiyor. Psychedelic Rock etkilerinin bir hayli fazla olduğu albüme Krautrock etiketi yapıştırmak Alman olmalarından kaynaklı bir gelenek gibi artık. Bu noktada belki de Krautrock'ın ilk örneklerinden biri olduğu bile söylenebilir Agilok & Blubbo'nun.

Alışkın olduğumuz Can müziğinin biraz daha ham hali ile karşı karşıyayız albümde. Böyle olması da doğal zira bir albümden çok film için yapılmış müziklerden oluşuyor. Ek olarak bu albümdeki parçaların hiçbiri, bir sonraki film müziği kaydı olan Kamasutra'daki parçalar ile birlikte (bahsi geçen her iki film de The Inner Space adıyla kaydedilmiştir bu arada) hiçbir toplama ya da derlemede de yer almadı. Grubun seçtiği film müziklerinden oluşan 1970 tarihli Soundtracks'te de yer almadılar doğal olarak. Yani daha önce dinlemediyseniz bu ilk dinleyişiniz olacak diyebiliriz.

Can'den alışkın olduğumuz o işler düzgün giderken bir anda değişik ve tuhaf bir yere evrilme durumu Agilok & Blubbo'nun müziklerinde de bariz şekilde hissediliyor. Filmin konusunu bilmediğimiz için ne kadar oturduğunu bilemiyoruz ama Can'in film müzikleri döneminin iyi albümlerinden biri olarak söylemek yanlış olmaz.

Filmin oyuncusu Rosemaria Heinikel'in Kamerasong parçasında vokal yaptığını ve grupla oldukça uyumlu bir tonda gittiğini söylemekte fayda var. Kaldi ki kadın zaten hem müzik hem de oyunculuk yapan biri.

THE INNER SPACE

Irmin Schmidt / Klavye, Flüt, Gitar, Vokal
Holger Czukay / Bass
Jaki Liebezeit / Davul

Konuk Müzisyenler:
David C. Johnson / Flüt
Rosemarie Heinikel / Vokal (*Kamerasong)

AGILOK & BLUBBO

01 - Agilok and Blubbo 3:44
02 - Es zieht herauf 4:37
03 - Dialog zwischen Birken 1:49
04 - Michele ist da 1:38
05 - Mama Mama 3:54
06 - Kamerasong 2:30
07 - Zwischen den Bäumen 3:56
08 - Zweige und Sonne 0:14
09 - Revolutionslied 1:48
10 - Der letzte Brief 1:26
11 - Probleme 2:14
12 - Flop Pop 3:33
13 - Apokalypse 10:25

21 Ağustos 2023 Pazartesi

Lucifer / Lucifer (1970)

Haklarında en ufak bilgiye sahip olmadığımız gruplara ek olarak Lucifer'ı da gösterebiliriz. Bu isimle ortaya çıkmış pek çok grup olmakla birlikte sanırım bu grup onların ilki. Bunun dışında Rochester, New York'da kurulduklarını (hangi yıl olduğu da belirsiz ama muhtemelen 1970 başları) Hard Rock ve Psychedelic Rock karışımı bir tek albüm kaydettiklerini sonra da belirsiz bir şekilde dağıldıklarını biliyoruz. Rock müzik tarihine çok büyük etkileri olmasa da kaydettikleri tek albümle özellikle yukarıda bahsi geçen iki türün nadir öğelerini toplayanlar için iyi gruplardan biri olarak tanımlayabiliriz.

Albümün geneli fazlasıyla coşkulu ve enerjik bir yapıya sahip. Klavye hareketlerinin öne çıkmaya başladığı anlarda melodik yapı sık sık değişirken sağlam ve sert bir şekilde ortaya çıkan gitarlar parçaların gidiş yönüne etki etmekten çok soslamayla yetiniyor. Vokalin değişik ve tipik sesi bazı parçalarda fazlasıyla öne çıkarken bazılarında ise olmasa da olurmuş izlenimi yaratıyor.

Albümdeki parçaların sözlerinin çok fazla kaliteye sahip olduğunu da söyleyemeyiz. Ama müzikal yapıya çok uygun bir şekilde hareket ettiği ortada. Biraz popülerlik havası da sezilmiyor değil vokalin kullandığı teknikte. Daha bir öne çıkayım da hani belki oradan yırtarız gibi bir durum var. Bir de vokalin kullanımı parçalardaki havaya çok fazla uyuyor. Konsept albüm olmasa da belirli bir hikaye üzerine odaklanan albümdeki sözler kırık ve sorunlu bir aşk hikayesinden kalanlara yöneliyor.

Biraz ağdalı biraz yapış yapış biraz da hüzün isteyenler için  kaçırılmayacak bir fırsat denilebilir albüm için. Günümüz Pop parçaları gibi değil elbette. Daha çok Gary Moore tarzı Still Got The Blues havasını içine çekmek isteyenler için bire bir oturan bir albüm.

Bu 1970 yılı kaydının içerisinde bazı düşük ve gereksiz gibi algılanan parçalar olsa da aslında çok da yerden yere vurduğumuz gibi bir albüm de değil. 5 üzerinden değerlendirmeye kalkılsa 3'ün biraz altında olarak nitelendirilebilir. Bu tarz albümleri sevenler için ise 3'ün üstüne çıkacaktır bu değerlendirme.

Başta da bahsettiğimiz üzere 70'lerin nadir (rare) parçalarını arayan Hard Rock ve Psychedelic Rock müdavimleri için gerekli parçalardan biri.

LUCIFER

Joe Mattioli / Vokal
Vincent "Butch" Biocca / Bass
Joe Gallo / Piyano
Joe Bertola / Davul
Pete Skelton / Gitar

LUCIFER

01 - Sixteen (3:33)
02 - Different Face (2:42)
03 - Where Do We Go From Here (4:12)
04 - Get Together (4:22)
05 - My Baby (3:12)
06 - You Better Find Someone To Love (3:06)
07 - I'm Gonna Make It (3:01)
08 - If This World Were Mine (3:15)
09 - Dreaming Isn't Good For You (5:03)
10 - Crabby Day (3:42)
11 - Don't Tell Me How To Love (2:16)

20 Ağustos 2023 Pazar

Lone Star / Lone Star (1976)

1974 yılında kurulduğunda neredeyse kimsenin haberinin olmadığı bir gruptu Lone Star. Gerçi ilk isimleri Iona'ydı ama bilinirliklerine etki edecek bir halleri yoktu zaten. Galler'den nadiren çıkan gruplar genelde sağlam gruplar olur. Lone Star da bu teoriye katkı sağlamak için ortaya çıkmış gruplardan biri gibidir. Iona ile çok fazla bir başarı şansları olmadığını anlayan Kenny Driscoll ve Tony Smith, Quest'in eski bass gitaristi Ray Jones ile anlaşıp aralarına Jim Matthews'u alarak grubun adını Lone Star olarak değiştirdiler.

Ama 1975 yılında büyük değişimler yaşandı ve grupta yine sadece Driscoll / Smith ikilisi kaldı. Birbiri ardına gelen eklemelerle Lone Star oldukça iyi ve iş yapabilme kabiliyetine sahip bir grup haline geldi. Grubun en önemli silahı Skid Row, Universe ve UFO deneyimi olan (UFO'da Michael Schenker ile birlikte çalmışlardı) Paul Chapman'dı. Ki daha sonra Lone Star'dan ayrılan Chapman yine UFO'ya dönecekti.

Temelde grubun yaptığı müzik AOR ve Hard Rock olarak değerlendirilir. Bir bakıma doğrudur ama müzikal yapıdaki ilerlemeye müsait bakış ve bu yönde yaptıkları çıkışlar onları bir miktar da Progressive Rock içerisine sokar. Heavy Progressive Rock olarak nitelendirilmeleri de yanlış sayılmaz. Diğer yandan müziklerindeki sertlikten ve daha başka birkaç nedenden dolayı Heavy Metal'e de öncül oldukları söylenebilir. Sonuç olarak karışık bir durum ve gruptur kendileri.

Ek olarak The Beatles'in She Said, She Said parçasının Progressive bir versiyonu ile başlıyor albüm. Armonik vokaller ve enstrümantal bölümleri ile değişik bir yapıya büründürmüşler parçayı. Hatta She Said, She Said bireysel olarak, Lone Star'dan önce pek dikkate değer bir parça da değildi benim için. Gerçekten de işin hakkını vererek yapmışlar.

Genel yapı düşünüldüğünde de yani Worsnop'ın nefis Synth'leri, ritim bölümünün neredeyse tüm Rock camiasındaki en iyi ritim bölümlerinden biri olması ve Driscoll'ın enfes vokali grubu farklı bir yere taşıyor zaten. Punk'ın öne çıkmaya başladığı, NWOBHM'in kendini göstermek için çabaladığı dönemde Rock'ın önemli örneklerinden biri olarak nitelendirilebilir bu albüm.

LONE STAR

Tony Smith / Gitar
Rick Worsnop / Klavye
Paul Chapman / Gitar
Ken Driscoll / Vokal
Pete Hurley / Bass
Dixie Lee / Davul

LONE STAR

01 - She Said She Said 8:30
02 - Lonely Soldier 5:09
03 - Flying in the Reel 4:58
04 - Spaceships 6:45
05 - A New Day 5:15
06 - A Million Stars 3:50
07 - Illusions 3:14

19 Ağustos 2023 Cumartesi

Little Feat / Little Feat (1971)

Southern Rock
'ın ilk beşinde yer alan gruplardan biri Little Feat. 1969 yılında Lowell George ve Bill Payne tarafından kurulmuş. İkili, Lowell George hali hazırda Frank Zappa's Mothers of Invention'ın elemanıyken tanışmışlar. Frekansları tutunca da yeni bir grup kurma derdine düşmüşler. Mothers of Invention'ın eski bass gitaristi Roy Estrada ve Payne'in eski grubu The Factory'nin davulcusu Richie Hayward ile bir araya gelerek Little Feat'i hayata geçirmişler.

Grubun kurulması ile ilgili ilginç bir durum var. Hikayenin 3 versiyonu bulunuyor ama hangisinin doğru olduğuna dair onaylanmış herhangi bir bilgi yok. İlk versiyona göre Zappa, amfisi kapalı olduğu halde 15 dakikalık bir gitar solo atmayı başarınca George'a sinirleniyor ve gruptan atıyor. İkinci versiyon biraz daha makul kabul edilebilir. George, Zappa'ya Willin' parçasını gösterdiğinde Zappa sinirleniyor ve gruptan kovuyor, çünkü kendi grubunda yer almaması gereken şekilde yetenekli bir müzisyen olduğunu anlıyor. Üçüncü ve son versiyona göre ise Zappa, Willin'in içerdiği referanslar (uyuşturucu, şarap vs) dolayısıyla gruptan kovuyor. Neticede her şekilde Zappa tarafından kovuluyor ama gerekçesi belirsiz. Tabi Zappa'nın normal biri olmadığı düşünüldüğünde, Little Feat'in ilk albümünün Warner Bros tarafından yayınlanması için neden elinden geleni ardına koymadığını anlamak da pek mümkün değil. Bu modeller böyle diyerek geçiştiriyoruz konuyu.

Albüm kayıtları sırasında da enteresan bir durumla karşılaşılmış, onu da aktaralım. Efsanevi olarak nitelendirilen Willin' parçasının kayıtlarınun hemen öncesinde bir model uçakla oynarken Lowell George elini fena şekilde yaralıyor ve Slide Gitar bölümünü çalamayacak duruma geliyor. O sırada stüdyoda bulunan Ry Cooder gitarı eline alıp işi çözümlüyor. Yani o nefis Willin' kaydında George değil Cooder çalıyor.

Rock müzik tarihine ciddi şekilde etki eden Little Feat'in bu ilk albümünde Country'den Blues'a, Southern Rock'dan Swamp Rock'a pek çok tür ve tarz arasında bir gezinti var. Fazlasıyla coşkulu ve enerjik bir albüm. Müzisyenlerin yetenekleri tartışılır olmadığı gibi yaptıkları albümde kendilerini bile aştıklarını söyleyebiliriz. O kadar iyiler ki Jimmy Page,      hakkında "En sevdiğim Amerikalı grup" diye bir yorum yapmış.

LITTLE FEAT

Lowell George / Gitar, Armonika, Vokal
Bill Payne / Klavye, Vokal
Richard Hayward / Davul, Vokal
Roy Estrada / Bass, Vokal

LITTLE FEAT

01 - Snakes on Everything 3:04
02 - Strawberry Flats 2:20
03 - Truck Stop Girl 2:32
04 - Brides of Jesus 3:20
05 - Willin' 2:24
06 - Hamburger Midnight 2:30
07 - Forty Four Blues / How Many More Years 6:25
08 - Crack in Your Door 2:16
09 - I've Been the One 2:20
10 - Takin' My Time 2:45
11 - Crazy Captain Gunboat Willie 1:55

18 Ağustos 2023 Cuma

Humble Pie / As Safe As Yesterday Is (1969)

Dünkü Small Faces girişinin ardından, hem bu grupla bağlantılı hem de blogdaki eksiklerden biri olan Humble Pie ile devam edelim. Small Faces'ın iç çatışmaları sonucunda ayrılan Steve Marriot yine kendisi gibi vokalist / gitarist olan Peter Frampton ile bir araya gelip Humble Pie'ı kuruyorlar. Frampton grupta çok fazla durmuyor, 2 albümün ardından  ayrılıyor ama Humble Pie kendi efsanesini yaratmayı başarıyor. Bu grup da dün bahsetmeye çalıştığımız gibi Rock müziğine katkısı büyük olan gruplardan. Katkıları çok iyi müzik, değişik işler filan olarak düşünmemek gerekiyor ama. Humble Pie yaptığı Blues Rock ve Hard Rock ile biraz daha popüler bir hale gelip Rock'ın genişlemesine fırsat tanıyan gruplardan. Onların buna katkısı da böyle işte.

Aynı yıl içerisinde bir araya gelip ilk albüm olan As Safe As Yesterday Is'in kayıtlarını (ikinci albüm Town & Country'i de kaydediyorlar 1969 yılı içerisinde) tamamlayan grup beklentilerini karşılayacak denli iyi tepkiler almışlar. Rolling Stone dergisi albüme 4 üzerinden 4 yıldız verirken "1969'un en iyi Blues Rock albümü" olarak da tanımlamış. Albümün İngiltere listelerinde 1 numaraya kadar yükselmesi de işin bir başka yönü tabi. 

Albümün açılış parçası Steppenwolf'ün lideri John Kay'in Desperation parçası. Oldukça iyi bir yorumlama. Alabama '69 parçası ile Amerikan İç Savaşı'na politik yönden direkt dalarken, Stick Shift ile de Blues Rock kökenli Hard Rock ile sağlam bir yere tutundukları açıkça görünüyor.

Genel olarak Hard Rock, Blues Rock gibi türlerin üst sıralarında yer alan bir albüm olsa da kişisel olarak çok da beğeni listesine giren bir albüm olmadığını da belirteyim. Sadece Hard Rock ve Blues Rock yetmiyor işte bazen. Popülist bir yaklaşım sergilediğinizde bazı ufak tefek gibi görünün ama müziği müzik yapan ayrıntılardan vaz geçmek zorunda kalıyorsunuz. Ki bu ayrıntıların da olmaması ortamı bir anda dağıtıyor.

Humble Pie'ı eklememizin en büyük sebebi başta da söylediğimiz gibi popülerlikten faydalanarak Rock müziğe katkı sağlamalarından ileri geliyor. Yoksa çok büyük özelliklere sahip parçaları da yok bu albümde. Enstrümantasyona diyecek laf da kalmıyor doğal olarak. Bu dar alanda yapılabilecek en iyi işleri çıkardıklarını söylemekle yetinebiliriz.

HUMBLE PIE

Peter Frampton / Vokal, Gitar, Org, Slide Gitar, Tabla, Piyano
Steve Marriott / Vokal, Org, Gitar, Slide Gitar, Akustik Gitar, Armonika, Tabla, Piyano
Greg Ridley / Bass, Vokal, Vurmalılar, Bongo
Jerry Shirley / Davul, Vurmalılar, Tabla, Piyano, Harpsichord

AS SAFE AS YESTERDAY IS

01 - Desperation (6:28)
02 - Stick Shift (2:22)
03 - Butter Milk Boy (4:22)
04 - Growing Closer (3:13)
05 - As Safe as Yesterday (6:05)
06 - Bang! (3:24)
07 - Alabama '69 (4:37)
08 - I'll Go Alone (6:17)
09 - A Nifty Little Number Like You (6:11)
10 - What You Will (4:20)