İtalya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İtalya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Şubat 2023 Pazartesi

Planetarium / Infinity (1971)

Planetarium
, uzun süre hakkında bilgi sahibi olunamayan gruplardan biri. Albümde adı geçen A. Ferrari ismi dışında bilinen çok fazla bir şey yokmuş haklarında uzun yıllar boyunca. 90'lı yılların başında ise hikayenin tamamı ortaya çıkmış.

Grup 1959 yılında I 4 Assi (4 As ya da Full As olarak çevrilebilir) adıyla kurulan bir Beat grubu. 1964 yılına kadar bu isimle devam etmişler ama daha büyük bir mecraya açılma fikrine kapıldıklarında I 4 Assi'nin yeteri kadar iyi olmadığını düşünüp Gli Scooters'a çevirmişler grubun adını. 1965 yılından 1970 yılına kadar da epeyce iş çıkarmışlar ortaya. Başladıkları gibi Beat üzerinden giden Gli Scooters adıyla 3 albüm kaydedip pek çok konsere çıkmışlar ve popülerliği de yakalamışlar. Hatta o kadar popülerleşmişler ki Arjantin'de bir turneye dahi çıkmışlar. Tabi bu turnenin ardından dağılmış olmaları da ayrıca enteresan bir durum. Zira fazlaca ticari başarı elde eden bir grupmuş Gli Scooters.

Grup elemanlarından üçü, albümde de adı geçen Alfredo Ferrari, Mirko Mazza ve Franco Sorrenti, bir arada kalmayı tercih ederek 1971 yılında Planetarium adını almışlar. Dönemin etkisi ile de Beat'ten vazgeçip Progressive Rock semalarında dolaşmaya başlamışlar. Kısa süre içerisinde kaydettikleri Infinity albümü ile müzikal açıdan başarıyı yakalasalar da ticari başarı bir türlü gelmemiş. Kaydettikleri iki 45'liğin ardından da Planetarium'u dağıtma kararı almışlar.

Infinity, konsept olarak tanımlanmasa da yapısına bakıldığında tam anlamıyla bir konsept albüm. Baştan sona anlatılan bir hikayeye sahip. Parçaların isimlerinden çıkarabiliyorsunuz bu sonucu rahatlıkla. Başlangıç, Hayat, İnsan (part 1 ve 2), Aşk, Savaş, Ay ve Sonsuzluk ismindeki parçaların bir hikaye anlatıyor olması çok normal. Albüm boyunca kullanılan seslerin ve ses efektlerinin de bu hikayeye katkısı çok büyük.

RPI (Rock Progressivo Italiano) içerisine dahil edilseler de biraz ya da bir miktar bunun dışında durduklarını söylemekte fayda var. Senfonik yapının derinliklerine çok fazla girmeden, etrafında geziniyorlar. Albümden anlaşılan o ki atmosfer yaratmak için uğraşmışlar ve bunu fazlasıyla da sağlamışlar. Vokal kullanmayı tercih etmeyip tekrar sesleri ile etki bırakmayı amaçlamışlar ki fazlasıyla da iyi olmuş denilebilir. Albümde güçlü klavyeler ve hem elektrikli hem de akustik olarak kullanılan gitarlar öne çıkarken, ritim bölümü de gerçekten enfes bir hava yaratmayı başarıyor.

PLANETARIUM

Alfredo Ferrari / Klavye
Franco Sorrenti / Gitar
Mirko Mazza / Gitar
Piero Repetto / Bass
Giampaolo Pesce / Davul

INFINITY

1. The Beginning (3:13)
2. Life (7:05)
3. Man - Part 1 (1:54)
4. Man - Part 2 (3:57)
5. Love (2:46)
6. War (2:42)
7. The Moon (4:03)
8. Infinity (6:41)

10 Şubat 2023 Cuma

Dalton / Riflessioni: Idea D'Infinito (1973)

Dalton
, 1966 yılında kuruduğunda Beat yapan bir grup olarak tanımlamışlardı kendilerini. Ama değişen rüzgarın etkisiyle daha karmaşık ve etkili bir türe evrildi müzikleri.1967 yılında kaydedip yayınladıkları Monia 45'liği ile ilk büyük başarılarını elde ettiler. Uzun bir çabanın ardından 1969 yılında Shocking Blue'nun Venus parçasının İtalyanca versiyonu ile tekrar öne çıktılar. Grup oldukça popülerleşmişti. Ama 1970 yılında anlaşmazlıklar yüzünden dağıldılar.

Grubun yapımcı firmasının çabasıyla eski elemanlara eklenen yenileriyle The Daltons adıyla yeni bir oluşuma gidildi. Fakat isim kısa süre sonra tekrar Dalton'a döndü ve Rock Progressivo Italiano'nun (Italian Progressive Rock / İtalyan Progressive Rock) en iyi albümlerinden birine imza attılar. İşin ilginç yanı, İsviçre'nin Zurich kentinde yapılan İsviçre Pop Festivali'nde, albümün katkısıyla birinci olmalarına rağmen, İtalya'da az sayıda kopya ile piyasa sunulmasından dolayı bir süre boyunca kendi evlerinde çok bilinmez durumdaydılar. Sonra işler değiştiğinde birbiri ardına konserlere çıkma fırsatı da elde ettiler.

1975 yılında ikinci albüm Argitari'yi kaydettiler ama albüm hem müzikal açıdan hem de ticari olarak yetersiz kalmıştı. Buna rağmen grup 1979 yılına kadar ayakta kalmayı başardı. 2019 yılında oldukça başarılı Eden albümüyle geri dönmeyi de başardılar.

Virtüözlük kıvamındaki klavyeleri, sağlam Blues tabanlı gitarları, işinin hakkını vererek çalan ritim bölümü, nefis vokalleri ve İtalyan zarafetiyle birleşmiş melodik yapısıyla nefis olarak nitelendirilebilecek albümler biri Riflessioni: Idea D'Infinito. Bazı bölümlerde Deep Purple ve Jethro Tull vari yaklaşımlar sezinleseniz de bunun tesadüften öte gidemeyecek bir durum olduğunu kısa sürede anlıyorsunuz. Dalton da kendine has bir müzikal anlayış geliştirebilmiş gruplardan.

28 dakika gibi kısacık bir süreye sahip olması albümün en sinir bozucu yanı. Keşke daha fazla materyal olsaymış diyorsunuz ama maalesef ki elde kalan malzeme de bu. Yine de o kısa süreye rağmen, efsaneleşmiş RPI (Rock Progressivo Italino) gruplarıyla aynı yerde, aynı sırada, yan yana anılmayı fazlasıyla hak ediyorlar. Efsaneleşmiş gruplar dediklerimiz de PFM (Premiata Forneria Marconi), Le Orme gibi gruplar. En az o kadar iyiler yani.

DALTON

Temistocle Reduzzi / Piyano, Org, Mellotron, Moog, Synthesizer, Vokal
Aronne Cereda / Akustik Gitar, Elektrikli Gitar, Vokal
Rino Lamonta / Bass, Vokal
Walter "Tati" Locatelli / Davul, Vokal
Alex Chiesa / Flüt, Vokal

RIFLESSIONI: IDEA D'INFINITO

01. Idea D'Infinito (4:49)
02. Stagione Che Muore (4:20)
03. Cara Emily (4:55)
04. Riflessioni (3:50)
05. Un Bambino, Un Uomo, Un Vecchio (3:35)
06. Dimensione Lavoro (6:42)

8 Şubat 2023 Çarşamba

Duello Madre / Duello Madre (1973)

Daha önce konuk ettiğimiz Cincinnato gibi Duello Madre de Cenova çıkışlı bir Progressive Rock / Jazz Rock grubu. Tek albümle kalmış olmasına üzüldüğümüz, enfes gruplardan aynı zamanda. Dönemin Italian Progressive'i düşünüldüğünde kendilerine yer edinmek konusunda çok çabalamış oldukları bir albümle karşı karşıyayız. Değişik çok fazla tona, sese ve melodiye sahip albümle ilgili söylenecekler yazmakla bitecek gibi de durmuyor.

Daha önce Gleemen, Nuova Idea ve Osage Tribe gibi gruplarda çalmış olan Marco Zoccheddu'nun başı çektiği grupta yine Osagi Tribe'den Bob Callero, Circus 2000'den Dede Loprevite olarak da bilinen Franco Lo Previte ve Treviso'da pek çok gruba eşlik etmiş yetenekli saksafonist Pippo Trentin bulunuyor. 

Albüm, büyük bir cesaret örneği gösterilerek tek bir vokal parçasına sahip şekilde kaydedilmiş. İlk parça Aquile Blu dışındaki tüm parçalar enstrümantal. Aquile Blu da özellikle vokalleri ile fena halde Gentle Giant'i çağrıştırıyor. Hatta bazı noktalarda bire bir aynı bile denilebilir. Albümde vokal görevini kimin üstlendiği yazmamakla birlikte Zoccheddu'nun vokal geçmişinin olmasından kaynaklı olarak görevi üstüne aldığını düşünüyoruz. Teknik olarak söylenecek, çok büyük etkiler yaratan bir vokal süresi olmadığı için yorum yapmak da doğru değil ama olduğu kadarıyla da parçaya gayet iyi oturmuş olduğunu söyleyebiliriz.

Albümün geneline hakim olan Jazz havası Fusion'dan farklı olarak bir hayli fazla Progressive Rock öğeleri içeriyor. Bu nedenle de albümü sınıflandırmak gerektiğinde Fusion yerine, Jazz Rock ya da Progressive Rock terimleri kullanılıyor. Dello Madre albümünün farklı olarak öne çıkan özelliklerinden biri de kayıtlarda klavyenin yoğun olarak kullanılmamış olmasından geliyor. Gitar, Bass, Davul, Saksafon ve Flüt ile etkili bir albüm kaydetmiş oldukları ortada. 

Diğer grup elemanlarının önceki başarıları ortadayken, adı çok bilinmeyen ve albümde Saksafon ile Flüt çalan Pippo Trentin'in fazlasıyla başarılı olduğunu, yaratıcı ve kontrol edilemez şekilde müzikal bir anlayış geliştirdiğini belirtmeden geçmeyelim. Duello Madre'nin müzikal gidişatını belirleyen en önemli bileşenlerden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ek olarak, grubun ritim bölümünün de işini çok iyi yaptığı açık şekilde görülüyor.

DUELLO MADRE

Pippo Trentin / Saksafon, Flüt
Marco Zoccheddu / Elektrikli Gitar, Akustik Gitar
Bob Callero / Bass
Dede Lo Previte / Davul

Konuk Müzisyenler:
Mario Lamberti / Vurmalılar
Gian Piero Reverberi / Klavye

DUELLO MADRE

01. Aquile Blu (6:59)
02. Momento (5:30)
03. Otto (6:00)
04. Madre (10:30)
05. Duello (7:59)

3 Ocak 2023 Salı

Cincinnato / Cincinnato (1974)

70'lerin başında bir hayli yoğun ve karmaşık durumda olan İtalyan rock müziği içerisinde bir anda parlayıp sönen yıldızlardan biri de Cincinnato. Tarihçesi hakkında çok fazla bilgi yok. Ama deneyimsiz ve hiç bilinmeyen müzisyenler tarafından kurulmuş, şans eseri denilebilecek bir şekilde albüm anlaşması yapmış ve tek albüm kaydedip dağılmışlar.

1970 yılı başlarında kurulan grup önceleri Eros Natura adıyla biliniyorlarmış ama albüm anlaşmasını yaptıklarında yapımcı firmanın ısrarı ile isim değişikliğine gitmişler. Tek albümlü efsaneler listemizde kendine yer bulabilecek niteliklere sahip olan albüm 3 gün gibi kısa bir sürede, stüdyodan hiç çıkmadan kaydedilmiş. Progressive etkileri bir hayli fazla olan bu Jazz Rock ya da daha doğru tanımla Fusion albümü 4 parçadan oluşuyor. Albümün ilk yüzünde 3 parça bulunuyor ve parçalara genel olarak piyano üzerine kurulmuş bir şekilde ilerliyor. Fakat arada bir hayli ilgi çekici gitar atraksiyonları mevcut. 

Bazı yerlerde melodik bir yapıya bürünse de ilk bölümün parçalarının genelinde fazlasıyla rahat bir yapı mevcut. Pek çok müzik türü ve tarzına giriş çıkışlar yaparak parçaları ilginç hale getirmişler. Hızlı ve agresif bir şekilde başlayan parça bir yerde bambaşka bir yere eklemleniyor ve siz nerede kaldığınızı bile hatırlayamaz durumda buluyorsunuz kendiniz.

Grup elemanlarının, Eros Natura iken kendilerini Art Rock olarak tanımlamış olmaları Cincinnato dönemi için pek geçerli bir durum değil. Jazz kalıplarını bir hayli zorlayarak ilerledikleri albüm boyunca "Art"a yakışır pek çok bölüm bulunmakla birlikte grubun Art Rock tanımlaması içerisine girmediğini, girmemesi gerektiğini belirtelim. Adamlar her anlamda Jazz'ın içinden geçerek kendilerine bir yol çiziyorlar. Jazz'ın pek çok dönemine ait izler bulunuyor albümde. Özellikle avangart yaklaşımlar bir hayli fazla. Dikkatli dinleyiciler için ise albümün pek çok yerinde Bop da Big Band de bulunuyor demekle yetinelim.

Sıkıcı ve boğucu olmayan Cincinnato albümünde favori parça belirlemeye çalışmayın, zira pek mümkün değil. Oldukça zorlayıcı bir şekilde uğraşıp durmanız gerekir. Albümün geneli fazlasıyla etkileyici ve yaratıcı pasajlar içeriyor. Dinlemekle yetinmez de bazen güzeldir.

CINCINNATO

Gianni Fantuzzi / Gitar, Vokal
Donato Scolese / Davul
Giacomo Urbanelli / Klavye
Annibale Vanetti / Bass

CINCINNATO

01. Il Ribelle Ubriaco (10:11)
02. Tramonto D'Ottobre (2:46)
03. Esperanto (7:05)
04. L'Ebete (20:52)

3 Aralık 2022 Cumartesi

Hero / Hero (1974)

Progressive Rock
'ın kayıp gruplarından biri Hero. Değişik bir hikayeleri var. 70'lerin başında İtalya'da kuruluyor grup. 2 yıllık uğraşının ardından da albüm kayıtlarını tamamlıyorlar ama albüm 2 yıl daha yayınlanma şansı yakalayamıyor. Grup İtalya'dan Münih, Almanya'ya taşınıyor, daha iyi işler yapabilmek için. Fakat Heavy Progressive Rock'un bu acayip üçlüsünün gitaristi Massimo Pravato geçirdiği bir trafik kazasında hayatını kaybediyor. Albüm 1 yıl sonra yani 1974'te, sınırlı sayıda ve sadece Almanya'da plak olarak piyasaya çıkıyor. Hero'yu o dönemde fark edebilenlerin sayısı da oldukça az tabi. Ve grup 2006 yılında albümü CD formatında yayınlanana kadar unutuluyor. Tek albümlü efsaneler listemize hızlı şekilde girip kendine sağlam yer edinecek albümlerden biri olarak tanımlayabileceğimiz enfes albümle tarihin tozlu rafları arasında saklanıyorlar.

Albümün 1972 yılında kaydedildiğinden yola çıkarak Hero'nun, Italian Progressive Rock janrına dahil olduğunu söylemeden geçmeyelim. Lakin albümün tam olarak bu janrın içerisindeki durmadığını da ekleyelim. RPI'ın (Rock Progressive Italiano, nam-ı diğer Italian Progressive Rock) bazı özelliklerini bünyesinde barındırmakla birlikte tam anlamıyla da kökten bir Itailan olduğunu söylemek doğru değil. İngiliz müziğinden de Avrupa folklorundan da Amerikan Psychedelic'inden de izler görebilmek mümkün Hero'da. Eklektik bir yaklaşım sergilemedikleri ama etkilendikleri tarzlardan da vazgeçmedikleri açıkça belli oluyor.

Melodik yapısı çok fazla varyasyona açık şekilde ilerliyor. Aralardaki geçişler, albümü daha da tempolu hale getiriyor. Hammond org üzerine kurulu bir müzikal anlayışı olmakla birlikte diğer enstrümanların öne çıkışları da fena halde iyi. Grup elemanlarının virtüöz oldukları söylenemez ama gerçekten de hakkını vererek çaldıkları ortada. Grubun 3 kişiden müteşekkil bir trio olduğu düşünülürse albümde çıkardıkları sesler ve orkestrasyon 20 kişilik bir etki yaratıyor. Buna ek olarak grubun atmosfer yaratma konusunda da çok başarılı olduklarını söylemek lazım. Albümü dinlerken kendinizi farklı yönlere doğru koşuşturup dururken buluyorsunuz. 

Ne yazık ki tek albümle kalmışlar. Hatta az önce de bahsettiğimiz gibi daha albümü piyasaya çıkaramadan grup elemanlarından biri hayatını kaybetmiş. Devam edebilselerdi gerçekten de etkili 1- 2 albüm daha çıkarabileceklerine dair inancımız tam. 

HERO

Robert Deller / Klavye, Vokal
Massimo Pravato / Gitar, Bass
Umberto Maschio / Davul

HERO

01. Merry Go Round (4:21)
02. Crumbs of a Day (4:41)
03. Sunday Best (5:57)
04. Seminar (3:17)
05. Childrens Game (5:02)
06. Knock (4:52)
07. Clapping and Smiing (9:05)
08. Dew-Drops (7:03)
09. Buzzard (1:48)

23 Ekim 2022 Pazar

Delirium / Dolce Acqua (1971)

60'ların sonunda I Saggitari adıyla Cenova, İtalya'da kurulan grup 1970 yılında Delirium adını alarak yoluna devam ediyor. Italian Progressive Rock janrının en önemli ve ilk örneklerinden biri sayılırlar. Gruba en son dahil olan Ivano Fossati'nin büyük etkisiyle oluşan albüm, İngiliz Progressive Rock müziğinden Colosseum ve King Crimson benzeri bir hava taşırken, melodik Italian Progressive Rock'ın da benzersiz bir örneğidir.

Belirtmeliyim ki albüm alında Delirium'un en iyi sayılabilecek albümü değil. Kişisel olarak 3. albümü daha estetik ve etkileyici bulurum ama gruba giriş için başlanabilecek ilk yer de şüphesiz Fossati dönemidir. Zaten albümün ticari olarak başarı sağlayamaması grubu etkilediği için değişik çözümler bulmaya çalışırken San Remo Müzik Festivali yarışmasına katılıp sergiledikleri performansla sağlam bir hit parça ortaya çıkardıklarında Fossati solo kariyer için gruptan ayrılır ve yerine Martin Frederick Grice gelir ve daha Progressive bir yapıya bürünür Delirium müziği. Ki o dönemi de başka bir gün ele almak üzere notlarımız arasında alıyoruz.

Az önce bahsettiğimiz gibi ilk örneklerden biri olmakla birlikte albüm oldukça ham. Daha olgunlaşamamış ama ciddi bir potansiyele sahip olduğu da her yerinden belli oluyor. İtalyan Folk'undan büyük çaplı izler taşıyan Dolce Acqua'da Fossati'nin flüt pasajları son derece etkili. Bu bakımdan sıklıkla Jethro Tull ve Ian Anderson'ın adı geçse de aralarındaki tek ortak yan Flüt diyebiliriz.

Jazz ve Psychedelic Rock'tan beslenerek zaman zaman yırtıcı ve vahşi olarak tanımlanabilecek bir hal alan parçaların her biri farklı insani duyguları anlatıyor ve sonunda kavramsal bir bütünlük oluşturuyor. Akustik enstrümanlar ve flüt ile bütünlüğe estetik bir katkı sağlanırken, iç acıtan bir tonda çıkan vokalin sesi dinleyiciyi kendi iç dünyasında ciddi yolculuklara çıkarıyor. 

Albümdeki Fossati etkisinin bir süre sonra sıkmaya başladığını da eklemek gerekiyor. Sanki tüm albüm onun üzerine kurulmuş gibi bir durum çıkıyor ortaya. Parçaların tamamının Fossati tarafından yazılmış olması da buna etki etmiştir ama adam kendini öne çıkarmak için elinden geleni de ardına koymamış. Solo kariyerinde Pop'a yönelmesi, Delirium'dan ayrılmasının ne kadar doğru bir karar olduğunun göstergesi.

DELIRIUM

Mimmo Di Martino / Akustik Gitar, Lead & Backing Vokal
Peppino Di Santo / Davul, Vurmalılar, Timpani, Lead Vokal
Marcello Reale / Bass, Vokal
Ivano Fossati / Lead Vokal, Armonika, Akustik Gitar
Ettore Vigo / Org, Piyano, Elektrikli Piyano, Celesta, Harpsichord, Harmonium, Vibrafon, Vokal

DOLCE ACQUA

01 - Preludio (Paura) 3:39
02 - Movimneto I (Egoismo) 4:31
03 - Movimento II (Dubbio) 3:26
04 - To Satchmo, Bird and Other Unforgettable Friends (Dolore) 5:38
05 - Sequenza I e II (Ipocrisia - Verità) 3:36
06 - Johnnie Sayre (Il Perdono) 4:48
07 - Favola o Storia del Lago di Kriss (Libertà) 4:22
08 - Dolce acqua (Speranza) 5:49

24 Ekim 2020 Cumartesi

Crystals - Crystals (1974)

Şimdi bir grup hayal edin ama “supergroup” olsun. Üstüne bir de bu grup İtalyan olsun. Yetmesin bir de elemanları Alphataurus, Banco Del Mutuo Soccorso, Premiata Forneria Marconi (PFM) ve Raccomandata Ricevuta Ritorno’nun elemanlarından oluşsun. Başka…?

Ha ama bu grup kurulduğu 1973 yılında da bir sürü kayıt yapıp albüm çıkaramasın! Büyük hayal kırıklığı olurdu. Gerçi doğru, o dönem gerçekten çıkaramamışlar. 1974 yılı için albüm hazırlanmış ama grup dağıldığı için piyasaya verilememiş, ancak 1992 yılında CD olarak yayınlanabilmiş.

Bu arada yukarıda saydığımız progressive, symphonic ve yer yer folk etkileri içeren grupların yaptıklarının dışında tam anlamıyla bir Hard Rock albümüdür Crystals. Tabi doğal olarak progressive etkiler de barındırıyor ama temeli çok sağlam bir şekilde hard. 

Zaten albümün açılış parçası Wrought Iron’ın girişini duyduğunuz an ne ile karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. Hiç durmadan, koşar adım bir tempoyla devam eden parçada vokal yok, tamamıyla enstrümental. Ardından gelen Time Out ise introsundaki bass’lar ve Carlo Degani vokaliyle öne çıkıyor. Ara ara parçayı dinlerken insanın aklı Budgie’ye kayıyor. Time Out’un ortasındaki gitar soloya ve vokal girişine dikkat, gerçekten etkileyici.

Feeling, albümün ağır tondaki parçası. Klasik bir gitar melodisi üzerine iç yakan bir vokal ve üzerene bol slide gitar. Peşi sıra gelen If She’s Still Mine da benzer şekilde yavaş bir tempoya shipmiş gibi girip bir süre sonra tam anlamıyla cıvıtıp “gitarın türküsü” şeklinde bir duruma dönüyor. Sonlara doğru ise kontrol iyice kaybediliyor ani bir dönüşle başladıkları gibi bitiriyorlar parçayı.

Sad Story adından da anlaşılacağı üzere acı bir hikayeyi anlatırken girişinde insanın canını acıtırcasına bir yapıyla başlayıp vokalin ardından daha sert bir yapıya bürünüyor. 6.parça Persian Carpet düz bir vokal tekniği ama ritmik bir melodiyle gelişirken, karmakarışık yapıdaki ve kişisel olarak playlist’e pek almadığım Policeman ve albümün bitişini bir anda başlangıca çeviren enstrümental parça Woman Under Water ile keyif verici maddemiz Crystals albümü son buluyor.


CRYSTALS

Carlo Degani – Vokal, Vurmalılar
Nanni Civitenga – Gitar
Marcello Todaro – Gitar
Giorgio Piazza – Bass
Giorgio Santandrea - Davul

CRYSTALS

1. Wrought Iron (4:00)
2. Time Out (3:14)
3. Feeling (5:00)
4. If She's Still Mine (3:56)
5. Sad Story (5:42)
6. Persian Carpet (3:53)
7. Policeman (4:31)
8. Women Under Water (4:13)

12 Aralık 2011 Pazartesi

Goblin - Suspiria (1977)

Korku filmleriyle arası iyi olan biri değilim, ancak işin içine çok acayip yönetmenler girince bazı filmler dikkatimi celbediyor. Bir film yönetmeniyle, müzikleriyle, oyuncularıyla, senaryosuyla bir bütün olarak değerlendirildiği zaman izlemek veya hakkında bilgi toplamak için pekçok neden ortaya çıkıyor. Progressive Rock'tan pek hazzetmeyen, fakat korku filmleriyle arası iyi olan bir arkadaşımın Suspiria'dan bahsetmesi üzerine macera başladı. 

Filmin yönetmeni Dario Argento'yu, pek müthiş kızı Asia Argento'dan ötürü takdir ve takip ederdim. Baba-kız müthiş projelerin insanları bunlar. İtalyanlar. Daha ne olsun. Neyse efenim, gelelim Suspiria'nın müziklerini yapan dehşetengiz grup Goblin'e... 
Italian Progressive Rock icra eden Goblin elemanları bir dizi korku filmi müzikleri yapmışlar. Hatta şöyle diyim film müziği olmayan sadece üç albümü var. Onların müzikleri sayesinde izlenmeye değer görülen korku filmlerinin olduğundan bahsedilir. Korku filmi izleyen arkadaşlar daha iyi varır bunun ayrımına tabii. 

Albümü dinlediğimde hissettiğim ilk şey, her şarkının farklı korku, gizem unsuruyla bezenmiş olmasıydı. Ciddi ciddi içine çeken dinledikçe zihinde iz bırakan bir albüm Suspiria. Albümün şahsi fikrimce en dikkat çeken parçaları; Suspiria, Black Forest, Witch, Markos. Hepsini saydım neredeyse. İçlerinde bir parça daha var ki grubun kara mizahını temsil ediyor adeta: Death Valzer. Dinleyin bakın ne demek istediğimi anlayacaksınız. 
Diğer parçalara bakınca bu şarkı acayip psikopat geliyor bana. Diğerleriyle insanın içine ürperti salmaktan aldıkları keyfi bu şarkıyla ifade ediyorlar sanki. Çocukların birisine kötülük yapıp sonra da bundan aldıkları psikopatça zevki anlatıyorlar adeta. Tüm parçaları dinlediğinizde kafanızda oluşacaktır bir şeyler işte. Böyle ya da değil. Dinleyin ama.

Teknik bilgiler verelim biraz. Suspiria, Goblin'in 1977 yılında çıkardıkları stüdyo albümü. Albüm parçaları, grup elemanları, çaldıkları enstrümanlar falan hepsini bilelim, bilgilenelim. Hadi bakalım:

GOBLIN

Claudio Simonetti / Mellotron, organ, string machine, celesta, electric & acoustic piano, Minimoog, Moog system 55
Massimo Morante / electric & acoustic guitar, bouzouki, voices
Fabio Pignatelli / bass, tabla, acoustic guitar, voices
Agostino Marangolo / drums, percussion, voices

SUSPIRIA

01. Suspiria (5:57) 
02. Witch (3:10) 
03. Opening To The Sighs (0:32) 
04. Sighs (5:15) 
05. Markos (4:03) 
06. Black Forest (6:06) 
07. Blind Concert (6:11) 
08. Death Valzer (1:51) 

Bonus tracks on re-release
09. Suspiria (celesta and bells)
10. Suspiria (narration)
11. Suspiria (intro)
12. Markos (alternate version) 

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Il Balletto di Bronzo - Ys (1972)

İtalyanların progressive tarihi o kadar şöhretli olmasına karşın, progressive dinleyen kitleler her zaman bir sınırla yaklaşmışlardır. Çünkü İtalyanlar yaptığı işlerden, delilik sınırlarını zorlayarak dehaya ulaşmaya çalışırlar. İtalyanlar progressive tarihine çok önemli gruplar bırakmıştır. Le Orme, Premiata Forneria Marconi, Area , Banco del Mutuo Soccorso en ünlenmiş gruplarıdır.Bu grupların albümleri sanki kendinizi bir müzikal şölende hissettirir.Girişinden itibaren kendinizi bambaşka bir havaya sokarlar. Bu grupların albümlerinden seçmeler de verilecektir. Biraz daha bekleyin hepsi olacak.

İşte hem müzikal bir şölende hem de konsept bir albüm arayanlar için ise Il Balletto Di Bronzo’nun Ys albümü önerilir. Bu albüm Leone tarafından yazılmıştır. Ys adlı güzide albüm dört bölümden oluşur. Introduzione(Giriş), Primo Incontro (Birinci Karşılama), Secondo Incontro (İkinci Karşılama), Terzo Incontro (Üçüncü Karşılama) ve Epilogo (Sonuç). Atmosferik bir klavye ve vokalin girişiyle albüme başlayacaktır; bunu takip eden 38 dakika boyunca ritimler aşırı dozda yüksek, sanki bu aletleri bize verdiniz ama biz bunları parçalarız İtalyanız lan biz havasındadır.

Ys adı neden bu kadar garip demeyin. Yazarımız Leone bu isimde bir şehir tasarlayıp kafasında efsanevi bir öyküsel anlatımla sizlere bunu gösterecektir. Aslında albüm arkasında epey bir türü barındırmaktadır. Progressive rock, psychedelic rock ve avant-garde/free jazz gibi türlerden beslenmişlerdir. Bu albümün her şeyi grubun vokali ve klavyecisi Gianni Leone’nin dehasından çıkmıştır. Ama diğer grup elemanları da epey yüksek bir efor harcamış olmalılardır. Aslında albümde tam bir ahenk ve senkroniye örnek gösteremeyiz. Grup elemanları kanımca bu uyumsuzluğun yarattığı havadan ortaya çıkanları, işte yarattığımız efsanevi şehir böyle bir yer gibi göstermek istemişlerdir. Size söyleyebileceğim dipnot ise lütfen albümün sonuna dikkat edin.

IL BALLETTO DI BRONZO

Gianni Leone / Vokal, Klavye
Lino Ajello / Gitar
Vito Manzari / Bass
Giancarlo Stinga / Davul

YS

01 - Introduzione (15:11)
02 - Primo Incontro (3:27)
03 - Secondo Incontro (3:06)
04 - Terzo Incontro (4:33)
05 - Epilogo (11:30)

2 Mart 2009 Pazartesi

Alia Musica - Alia Musica (1979)

Radyodan yapılan Alia Musica isteği üzerine işte sizlere Alia Musica.

Alia Musica 12 müzisyenin bir araya gelerek yaptıkları şahane bir çalışma. Prodüktörlüğünü Premiata Forneria Marconi’den hatırlayağımız Mauro Pagani yapıyor, aynı zamanda da müzisyen olarak grupta yer alıyor. PFM dedik diye “ooo PFM ha” deyip onların tarzında bir müzik beklenmesin, çünkü PFM tarzından çok uzak bu albüm. PFM'nin en verimli, en iyi dönemlerinde yer alan Mauro Pagani, 1976’da gruptan ayrıldıktan sonra solo takılmaya karar verip kariyerini farklı bir yönde sürdürmüştür.

Başka gruplarla da çalışmış 12 müzisyen bir araya gelip 1979 tarihli İtalyan Folk tarzındaki bu albüme imzalarını atmışlar. Mauro Pagani'nin solo kariyerinde yapmış olduğu albümler de dinlenesidir ayrıca. İkinci albümü Sogno di una Notte d'estate aynı zamanda tiyatro ve film müziği olarak da kullanılmış...

Ünlü şarkıcı ve söz yazarı Fabrizio de Andre’yle tanışmasından sonra film müzikleri alanına da girmiştir. Albüm hakikaten nefis… Ortaçağ müzik aletlerinin kullanıldığı bu albümü dinlerken ortaçağ karanlığını, kasvetini (ki ortaçağ empoze edilenin aksine hiç de abartıldığı gibi değildir:) hissedeceğinize eminim. Mauro Pagani burada yaylıların atası sayılabilecek "rebec" ilginç bir sesi olan çevirmeli garip bir zımbırtı "vielle" kullanmış. Neyse keyifle dinleyin.

ALIA MUSICA

01 - Des oge mai (1) 4:49
02 - O que en coita (245) 5:36
03 - Sempr'acha Santa Maria (137) 2:09
04 - Martim Codax - Quantas sabedes amar (6) 2:13
05 - Cedit frigus 2:21
06 - Virga de Jesse (20) 2:47
07 - Pois que dos reys (2,II) 5:29
08 - Martim Codax - Ay Deus (4) 2:26
09 - Da que Deus (77) 2:37
10 - O que Santa Maria (35) 3:46
11 - Santa Maria, strela do dia (100) 3:53

2 Ocak 2009 Cuma

Le Groupe X - Frrrrrigidaire (1973)

Geçen klavye muhabbetine istinaden… :)

70’lerin İtalyan rock müziği çoğunlukla senfonik öğeler taşır. PFM, Banco del Mutuo, Biglietto Per’l Inferno, Quella Vecchia Locanda, Osanna vb. gibi grupların başını çektiği bu stil, zamanında pek olmasa da günümüzde en baba tarzlardan biri olarak kabul edilir. Öyle ki “İtalyan Senfoniği” adı altında kocaman bir başlığa sahip olmuştur.

Tabi tüm İtalyanların da aynı tarzda müzik yaptıklarını söylemek pek doğru olmaz. Mesela Area… Fusion’ın doruk noktalarında gezer. Tarzı neye yakın olursa olsun İtalyanların yeteneği ve kalitesi tartışılmaz. Le Groupe X aslında tek bir kişiden oluşmakta. Albüm, birçok İtalyan grupta ses mühendisi olarak çalışan Gianluigi Pezzera adlı adamın projesiymiş.

Albüm baştan sona klavye temelinde gidiyor. Tabi bu klavye Hammond B3 değil. Böyle Vincent Crane veya Jon Lord vari bir “canavar” beklemeyin. :) Son şarkı Transfert 2002 single olarak çıkmış. Klavye ve Bas Gitar’ı Remigio Ducross adlı bir adam çalmış.

Müziğe gelince; ilk dikkat çeken albümün klavye üzerine inşa edildiği… Bazen pazardan alınan org melodisi tadında olsa da zaman zaman güzel melodiler geçmiyor değil. Sifon sesi ile başlayan bu enstrümantal albümde son 3 şarkı dikkat çekmekte. Albümün ismini taşıyan “Frrrrrigidaire” kısa ama güzel melodisi olan bir şarkı. 13 dakikalık “Multi Facet” tartışmasız en cesur çalışma. Bazen sıksa da kendi içerisinde çok defa farklılık gösteren, yarattığı trip havası ile space rock’a bile teğet geçen bir şarkı. Son şarkı albümün en farklı şarkısı. Kısa olmasına rağmen benim en beğendiğim şarkı diyebilirim. Fusion’dan az biraz ilham almış şarkıda, derinden gelen üflemeliler dikkat çekiyor.

Albüm ile ilgili detaylı bilgi bulamadım. Pek bilende yoktur herhalde. Gereği de yok zaten, dinleyin kendiniz karar verin…

LE GROUPE X

Gianluigi Pezzera - Klavyeler

FRRRRRIGIDAIRE

1 - To Reject (3:41)
2 - Under a Bridge in Indian File (3:29)
3 - Crawling (2:49)
4 - Equator (2:53)
5 - Frrrrrigidaire (3:21)
6 - Multi Facet (13:08)
7 - Transfert 2002 (3:41)

22 Ekim 2008 Çarşamba

Museo Rosenbach - Zarathustra (1973)

Efendim, düşündüm de Museo Rosenbach’ sız İtalyan senfonik etiketi olmaz, ekleyeyim dedim hazır bu aralar yazmaya vakit ayırabiliyorken. Sene 2005, günlerden Cumartesi ya da Pazar. Albüm daha yeni elime geçmiş, gece adamakıllı dinlememişim sabaha bırakmışım. Gözlerimi açtığımda müthiş bir bas armonisi ve bununla birlikte tüyler ürpertici mellotron ezgileri duyumsadığımı hatırlıyorum. Çıkmadım yatağımdan. Üzerim örtülü, gözlerim kapalı dinledim sonuna kadar. Unutamayacağım uyanışlardan biriydi kesinlikle. Ama benden önce davranıp bu nadide eseri dinlemeye koyulan kişi babamdı. Salonda her zamanki yerinde, elinde gazetesi ve yanında sabah kahvesiyle. Buradan saygılarımı sunuyorum kendisine. Evet. Kafa ütülediğimin farkındayım. Hemen bırakıyorum ve konuya dönüyorum. İtalyan senfonik akımının başyapıtlarından biri olan bu albümün kayıtları 1972 yılına dayanır. Grup daha önceleri Deep Purple, Uriah Heep gibi grupların parçalarını yorumlarken zamanla kendi çizgilerini bulmuş ve daha deneysel öğelere yer vermeye başlamışlardır. Senfonik müziğin yanında dark ve heavy prog. elementleri albümün konseptine yaraşır bir biçimde harmanlanmıştır. Bahsi geçen konsept, Friedrich Nietzsche’nin Zerdüşt adlı eserindeki “üstün insan” kavramına dayanmaktadır. 20:54 lük “Zarathustra” progresif tarihindeki en güçlü giriş parçalarından biridir. Yer yer karanlık atmosferi, tumturaklı vokali ve caz geçişleriyle müzik adına yirmi dakikalık bir gezintiye çıkarır dinleyiciyi. Bir o kadar yorucudur da. Sıkmaz insanı. Ama yorar. “Degli Uomini” ağabeylerin diğer bir senfonik caz çalışması. Neşelidir. Melodileri kendine eşlik ettirir. “Della Natura” albümün en kompleks parçasıdır. Atakları ve geçişleri boldur. Anlatılmaz dinlenir denecek cinsten. Adeta bir progresif dersidir. “Dell' Eterno Ritorno” albümün kapanış parçası. Sert riffleri, yüksek temposu ve aksak davuluyla giderayak dinleyiciyi dumurdan dumura uğratır. Ehemmiyetle dinlenilmelidir. MUSEO ROSENBACH Giancarlo Golzi / Davul, Vokal Alberto Moreno / Bas Gitar, Piyano Enzo Merogno / Gitar, Vokal Pit Corradi / Mellotron, Hammond Stefano Lupo Galifi / Vokal ZARATHUSTRA 1 - Zarathustra a) L'Ultimo uomo (3:57) b) Il re di ieri (3:12) c) Al di la del bene e del male (4:09) d) Superuomo (1:22) e) Il tempio delle clessidre (8:02) 2 - Degli Uomini (4:01) 3 - Della Natura (8:24) 4 - Dell'Eterno Ritorno (6:15)

19 Eylül 2008 Cuma

Jacula - Tardo Pede in Magiam Versus (1972)


Ya, ben bu albümü ne zaman dinlesem aklıma Christopher Lee & Peter Cushing ikilisinin oynadığı Horror Express geliyo. Hiç alakası yoktur oysa filmle. Hatta film albümden sonra vizyona girmiştir. Lakin verdiği atmosfer öylesine uygundur ki o filme insan "keşke.." der, "...keşke filmde kullansalardı bu albümü!"

İtalyan senfonik rock grubudur Jacula. Kilise müziği bu albümün temelini oluşturur. Baştan sona hemen her parçada kilise orgu kullanılmıştır. En zor albümlere alışık rock dinleyenleri bile kendine bağlaması uzun süre alabilir ama bu kötü olmasından değil üzerine çalışılması gerektiğindendir. Vokal ilk iki parçada sıklıkla duyulur, geri kalanında söz genel olarak müziğindir. Doris Norton'un hakkını bu noktada vermek gerekir. Zira öyle bir sesi ve vokal tekniği vardır ki dinlerken acı çeken bi ruhun yakarışlarını duyarsınız; canınız sıkılır, moraliniz bozulur, bi kasvet çöker üzerinize. İkinci parçada Bartocetti'nin geri vokalleri de Norton'un tamamlayıcısı niteliktedir ve gözleriniz önce tavana takılır sonra da ortalıkta ip ararsınız. Vokalin söyleyeceği sözleri doruk noktasına getirmesinin hemen ardından giren kilise orgu sizi canınızdan bezdirir. Albümün dinlenmesi bittiğinde bi 45 dk. kadar dinlenmek ve boşluğa doğru sabitçe bakmak gerekebilir. İlk dinleyişin ardından ikinci dinleme uzun bi süre sonraya kalabilir belki ama mutlaka yinelenecektir ve sıklıkla dinleme arzusu duyulacaktır.

Bu elemanların ilk albümü değildir Tardo Pede Im Magiam Versus. In Cauda Semper Stat Venenum'dur ilk albüm ve bunun kadar iyi olmasa da şaane'dir o da. Yalnız o albümde vokal Bartocetti'dedir ve Norton sadece davul ve synthisizer ile ilgilenmektedir. En başta söylenmesi gerekeni en sona bıraktık belki ama unutmadık da neticede. Grubu bir araya getiren Antonio Bartocetti'dir ve 1968 yılına denk düşer kuruluşu. İlk albüm 1969'da yayınlanır. Tanıtımını yaptığımız bu albümün ardından da grup adını Antonius Rex olarak değiştirerek yoluna devam eder. İlginç olan Jacula'nın Antonius Rex'den daha kaliteli albümler kaydetmiş olmasına rağmen Antonius Rex'in daha çok tanınmış olmasıdır.

JACULA

Antonio Bartoccetti / Vokal, Gitar, Bass
Doris Norton / Vokal, Synths
Albert Goodman / Davul
Charles Tiring / Kilise Orgu, Piyano

TARDO PEDE IN MAGIAM VERSUS

1 - U.F.D.E.M. (9:02)
2 - Praesentia Domini (10:58)
3 - Jacula Valzer (6:21)
4 - Long Black Magic Night (6:21)
5 - In Old Castle (9:36)

16 Aralık 2007 Pazar

Premiata Forneria Marconi / Per Un Amico (1972)

Bir İtalyan Senfonik Progressive Rock albümü. İtalyanca vokal, hayvani besteler, şahane atmosfer… Hızlı değişebilen bi ritmi var. Üst üste dinlenebilecek bir albüm. Tam bir Progressive klasiği. Kısaca.

Hiçbir şey yazasım yok bu sefer valla. Zaten kendime mi yazıyorum bunları acaba diye düşünmüyor değilim. Zira, biraderin bile haberi olmayabilir blog’u güncellediğimden. He yok pardon, varmış. Hmm. Güzel de laf sokmuş, vaaay. Ben zaten sokacağın lafın ebat ve şeklini merak etmiştim. İyiymiş.

Zamanında sıkça ziyaret ettiğim bi blog’u sahibi, yorum-download oranı tutmadığından dolayı blog’unu davetiyeli şekle sokmuştu. Şimdi anladım herifin derdini. Vay anasını. Gerçi adamdan davetiye alıp, 2-3 dandik yorum atıp tüm blog’u download etmiştim ama olsun. Gerçi, böylesi de bir başka zevkli. Şimdi burada küfretsem kimse sallamayabilir mesela? Olsun yorum atın siz, görüyorum buradan ben, indiriyorsunuz çat çat. Kaçamazsınız! Bari “indirdim” diye yorum atın yahu.

Not: Bu albüm, 13 Aralık 2007 gününün sıkıntısına, 14 Aralık 2007 gününün güzelliğine, 15 Aralık 2007’nin eğlencesine, şahsi kanaatim tarafından, adanmıştır.

PREMIATA FORNERIA MARCONI

Franco Mussida / vokal, gitar (12 Tel), chitarrone, mandocello, gitar
Franz Di Cioccio / davul, perküsyon, vokal
Mauro Pagani / flüt (alto), pikolo, vokal, flüt, keman
Giorgio Piazza / bass, vokal
Flavio Premoli / spinetta, klavye, org (Hammond), vokal, Moog synthesizer, Mellotron, tubular bells, clavicembalo, piyano

PER UN AMICO

1 - Appena un Po' (7:43)
2 - Generale (4:18)
3 - Per un Amico (5:23)
4 - Il Banchetto (8:39)
5 - Geranio (8:03)


LOUIS CYPHRE

11 Temmuz 2007 Çarşamba

Aktuala - Aktuala (1973)

İtalyan Progressive Rock gruplarının başlıcalarından biri olan Aktuala'nın en iyi albümlerinden biri. Hepsi hepsi 3 tane albüm yaptıklarını da düşünürsek en iyi albümleri de diyebiliriz. Atmosfer yaratmakta bu adamların üstüne tanımam.

İlk parça "When The Light Began"a dikkat. İnsanın içine işleyen bir yapıya sahip. "Altamira" ve "Alef's Dance" de gözden kaçmayan parçalar. Aslında hepsi iyi.. ne demeye zorluyorsam..! Flüt, saksofon ve vurmalılara dikkat!

AKTUALA

Walter Maioli - Flüt, Armonika, Obua
Daniele Cavallanti - Saksofon
Antonio Cerantola - Gitar
Lino "Capra" Vaccina - Vurmalılar
Laura Maioli - Vurmalılar

AKTUALA

01 - When the Light Began (11:51)
02 - Mammoth R.C. (4:35)
03 - Altamira (2:23)
04 - Sarah' Ngweha (5:45)
05 - Alef's Dance (6:25)
06 - Dejanira (5:45)

>