17 Ocak 2023 Salı

Kornelyans / Not An Ordinary Life (1974)

Eski Yugoslavya, bugünkü Sırbistan'ın ilk Progressive Rock gruplarından biri de Kornelyans. Aslında grubun adı Korni Grupa ama uluslararası arenada yer alabilmek için bu albümde Kornelyans olarak kullanmışlar. 1968 yılında Saraybosna'dan Belgrad'a gelen Kornelije Kovac tarafından kurulan grubun, ikisi de birbirinden iyi 2 albümü bulunuyor.

60'ların sonunda hala popüler ve yumuşak müzik seven Yugoslav halkına inat Kovac, kendilerine has bir Progressive Rock anlayışı geliştirme çabası içerisinde epeyce debelenmiş. Hatta bunun için popülaritenin gerekliliklerini de yerine getirmekten kaçınmamış. İstediği şekilde yapacağı albüme kaynak sağlamak adına radyolarda sık sık çalınabilecek niteliklere sahip pop parçalar üretip parayı bu tür müzikten kazanıyor. Büyük bir rahatlığa kavuştukları için grup olarak albüm kaydına girip ilk albümü 1972 yılında yayınlıyorlar. Korni Grupa adıyla yayınlanan albüm o güne kadar Yugoslavya'da yayınlanmış 4. Progressive Rock albümü olma özelliğine de sahip.

Jazz Fusion'a yakın duran tarzı ve grup elemanlarının virtüözlüğe varan enfes enstrüman çalışlarıyla Korni Grupa o güne kadar yapılmış en kaliteli, yaratıcı ve cesur çıkışlardan da biri olarak kayıtlara geçer. Grup, bu başarının ardından daha da geniş bir arenaya girme çabalarındadır artık. 1974 yılında İtalya'da konumuz olan ikinci albüm Not An Ordinary Life'ı kaydederler. Lakin kayıtlara başlamadan önce, yaptıkları Generation 1942 parçasıyla Eurovision şarkı yarışmasına katılırlar. Fazlasıyla Progressive Rock öğeler içeren bir parça olduğu için elbette başarılı olamayıp 7. sırada kalırlar. O yıl kazanan grubun Waterloo şarkısıyla ABBA olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

En azından uluslararası bir yarışmadan yer alabildikleri için buradan gelen bilinirlikle ile kaydettikleri Not An Ordinary Life, üst düzeyde niteliklere sahip Jazz Fusion, Progressive Rock bir kayıt olarak ortaya çıkar. Fakat ticari olarak ufak diye tabir edilebilecek bir başarı dahi elde edemez. Albümün satış rakamı 10.000 kopyanın biraz üzerinde kalır. Durum o kadar kötüdür ki Yugoslavya'da bile neredeyse hiç satılmamıştır albüm. Kornelije Kovac yaşadığı hayal kırıklığı ile grubu dağıtmaya karar verir ve Korni Grupa / Kornelyans'ın sonu gelir.

Yes ve Genesis tarzı bir Progressive anlayışının tek albümle tutmayacağını tahmin etmesi de gerekirdi halbuki. Yine de albümün ticari başarı elde edememiş olması kalitesinin düşüklüğünden kaynaklanmıyor. Piyasanın beklentilerinden farklı bir anlayışa sahip olduğu için öne çıkamadığı ortada. Bizim içinse arşivde olmazsa olmazlardan biri.

KORNELYANS

Zlatko Pejakovic / Lead Vokal
Josip Bocek / Elektrik Gitar, Akustik Gitar, Vokal
Kornelije Kovac / Klavye, Vokal
Bojan Hreljac / Bass
Vladimir Furduj / Davul

NOT AN ORDINARY LIFE

01. Rising (2:14)
02. Not an Ordinary Life (10:16)
03. Generation 1942 (6:32)
04. Fall of the Land of Women (5:30)
05. Temporary Parting (3:58)
06. Man with a White Flag (11:43)

16 Ocak 2023 Pazartesi

McCully Workshop / Genesis (1971)

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin en sağlam gruplarından biri olan McCully Workshop, 60'ların ortalarında McCully kardeşler tarafından kurulmuş. Daha çocukken temellerini attıkları grupla önceleri Folk üzerine yoğunlaşsalar da daha sonraları Psychedelic Rock ile bezeli bir Progresive Rock'a dönüştürmüşler. Uzun süreli çalışmaların ardından da 1970 yılında ilk albüm McCully Workshop Inc.'i yayınlamışlar. İlk albüm The Beatles ile Zappa etkileşimlerini bir hayli fazla içeren değişik bir albüm.

Daha sağlam bir şekilde oluşturulmuş olan ikinci albüm ise 1971 yılında piyasaya çıkmış. İlk albümdeki yenilik anlayışı bu albümde ise deneyimliliğe dönüşüyor. Grup elemanlarının çalış stillerinden tutun da parçaların yazılmasına kadar her şeyin içerisinde fazlasıyla deneyim olduğu belli oluyor.

Genesis, konsept bir albüm. Adından da anlaşılacağı üzere konsept fikrini İncil'deki Yaratılış bölümünden alıyor. Doğal olarak parçalar da bu konu üzerinden gidiyor. Konuya aşina olanlar parça isimlerinin ve parçalardaki müzikal bileşimlerin tam da konuya uygun şekilde gittiğini anlayabilirler. Psychedelic Rock kökeninden gelen grup, Genesis albümünde Chicago tarzına yakın bileşenleri de kullanarak değişik bir hava yaratıyor. Tam tabiriyle fazlasıyla bilindik ama bir o kadar da değişik bir albüme imza atmayı başarmışlar.

Albümü dinlerken kimi bölümlerde King Crimson, kimi bölümlerde The Moody Blues, kimi bölümlerde ise Brainchild ya da Galliard gibi tarzlara yaklaştıklarını ama kendilerinden çok şey katarak onların kopyası olmadıklarını fark ediyorsunuz.

Genesis'in en iyi taraflarından biri de grubun size Psychedelic Rock'tan geldiklerini ama ikinci albümün hiç de öyle olmadığını müzikal bir şekilde anlatabiliyor olmalarından geliyor. Ritim bölümünde yapılan devasa boyutlardaki değişimle Progressive etkisini öne çıkartırken gitarın fütursuzca girip ortalığı dağıttığı yerlerde Psychedelic Rock'a rastlıyorsunuz. Albüm boyunca devam eden bu belirsizlik sizi fena halde etkiliyor. Bir an kırılma noktası yaşanacağını ve her şeyin Psychedelic'e döneceğini düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz ama bu beklentiniz başından sonuna kadar hep havada kalıyor. Döneminde sadece birkaç ülkenin listelerine girmeyi başarabilmiş olsalar da değerleri daha sonraları fazlasıyla anlaşılan McCully Workshop, Afrika coğrafyasından dinleyebileceğiniz en etkili tarzlardan birine sahip.

MCCULLY WORKSHOP

Tully McCully / Bass, Lead Vokal
Mike McCully / Davul, Vurmalılar, Vokal
Bruce Gordon / Gitar, Vurmalılar
Ian Smith / Trompet, Flüt, Flugelhorn, Trombon, Vurmalılar

GENESIS

01 - Genesis 7:45
    a. Evolution
    b. Overture to Cancel Hate
    c. Genesis
02 - (We All) Look for the Sun 3:15
03 - Stone Man 9:44
    a. Stone Man
    b. Degeneration
    c. Satan's Dance
04 - Red Light City 7:40
    a. Sodom
    b. Gomorrah
05 - Sweet Fields of Green 3:45
06 - Togetherness 4:35
07 - Order Out of Chaos 3:20

15 Ocak 2023 Pazar

Gilgamesh - Gilgamesh (1975)

Alan Gowen tarafından 1972 yılında kurulan grup türlü kadro değişiklileri ile bir sene sonra anca ilk konserini verirken, kadronun asıl elemanı Nucleus’tan tanıdığımız bass gitarist Jeff Clyne’a Caravan’dan Richard Sinclair vekalet etmiş. Nihayetinde bir sene sonra Hatfield and the North ile iki özel konserde double-quartet olarak Gowen’ın yazdığı 40 dakikalık bir eseri çalıp, demo kayıtları ile kontrat kovalamaya başlamışlar. 1975 senesinde kaydediler ilk albümlerinin yardımcı prodüktörlüğü de Hatfield’tan Dave Stewart’a ait.

Canterbury Scene’de bir sebepten (Alan Gowen’ın diğer projelere zıplaması olabilir mesela) ismini pek duyuramamış gruplardan biri olan Gilgamesh’in tuşluların ağırlıkta olduğu tarzını da Hatfield and the North’a benzetmeniz pek mümkün. Hatta benzemekten öteye gidip Stewart ve Gowen’ın dostlukları National Health’i kurmalarına da sebep oluyor ya onu da bilahare yazarız.

Açılşındaki yüksek enerjisiyle sizi kendine çeken albüm zaman zaman nefes almanıza imkan verdiğini düşündüğünüz anlarda bile rahatsız trafikleriyle keşfetmesi hayli eğlenceli bir maceraya dönüşüyor. Sadece oturup Clyne’ın davul ile uyumu yakalarken gitar ve tuşlulara yaptığı muazzam akumpanyalarını dinlemek bile başlı başına bir keyif. Michael Travis’in davulları albümün enerjisini tamamlayan bir element olmaktan öteye götürmese de işini iyi yaptığı da bir gerçek.

Yoğunluktaki Alan Gowen tuşluları albümü boylu boyunca domine ediyor. Zaman zaman kabak tadı veren ve bir yere varmayarak kakafoninin de dibine vurduğu akorlarını Jan Hammer aksiyonları ile iyice içinden çıkılmaz bir hale soksa da albümdeki parçaların yoğunluklu bestekarı Phil Lee’nin gitarları albümün rock dengesini ve atmosferini koruyor.

Albümün benim için en büyük sürpriz kısmı ise sesini tıpkı yüksek perdeden bir enstrüman gibi kullanan Amanda Parsons vokalleri oldu. O an gelince ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız.

GILGAMESH

Phil Lee / Gitarlar (elektro, klasik, akustik, 12 telli)
Alan Gowen / Akustik & elektro piyano, klavnet, Synthsizer, Mellotron, Vokal aranjmanları (7-c)
Jeff Clyne / Bass gitar, kontra bass
Michael Travis / Davul & perküsyon

Konuk Sanatçılar:

Amanda Parsons / Vokal (1-c,7-c)
Dave Stewart / Vokal aranjmanı (7-c), Yardımcı prodüktör

GILGAMESH

01. One End More / Phil's Little Dance - For Phil Miller's Trousers / 
Worlds of Zin (10:20)
02. Lady and Friend (3:44)
03. Notwithstanding (4:45)
04. Arriving Twice (1:36)
05. Island of Rhodes / Paper Boat - For Doris / As If Your Eyes Were Open (6:39)
06. For Absent Friends (1:11)
07. We Are All / Someone Else's Food / Jamo and Other Boating Disasters - From the Holiday of the Same Name (7:48)
08. Just C (0:45)

Nucleus - Elastic Rock (1970)

Duyduğunuz ilk anda önce dikkatinizi sonra da tamamen sizi atmosferine çeken nefis bir Jazz/Fusion grubu Nucleus. 1969 senesinde Ian Carr liderliğinde kurulan grup, 1989 yılına kadar türlü kadro değişiklikleri ile yoluna devam edebilmiş fakat maalesef dağılmaktan kurtulamamış. 2000’lerde bir kaç konser verse de tekrar bir araya gelmemişler. Bu arada klasik müzik ve jazz harmanı 1988 tarihli son albümülerini de şimdiden tavsiye edeyim.

Grupla ilgili bilgiler epey karmaşık ki bu yazının konusu olan albüm dışında bazı albümler Ian Carr’ın liderliğinden çok solo projesine dönüşüp Ian Carr’s Nucleus ismiyle yayınladığı bazıları da “with Nucleus” gibi başlıklara sahip. Orijinal kadro ilk 3 albümde sabit kalıyor fakat sonrası her albümün farklı müzisyenlerle kotarılmış.

Carr reddetse de Bitches Brew öncesi yayınlanan albümün Miles Davis etkileri bariz olsa orijinal kadronun elemanlarından biri olan Chris Spedding ve gitar işleri albümün ilk yarısında pek kendini belli etmese de ikinci yarı ile beraber John Marshall’ın jazz disiplininden nispeten uzak davullarının da etkisiyle genel sounda “rock” etiketini yapıştırmamızı sağlıyor. Genelde unison giden nefesliler ve tuşlulara cevapları ile tempoyu yükselten gitar ve bass yürüyüşleri, Carr’ın trompet soloları parçaları kaosu da körüklemekten de geri durmuyor. İlk yarısında kafa dinlediğiniz albümün ikinci yarısında kafayı yemeye yaklaşıyorsunuz.

Bu arada Spedding’in jazz grupları ile takıldığı bu yoğun dönemde, bir derginin anketi sonrası John McLaughlin ardına ikinci seçilmesi, plak firmasının ısrarı üzerine Nucleus’un prototipi olan “Song Without Words” albümünü yapmasına neden olmuş. Anlaşmaya “beğenmezsem yayınlatmam” maddesini koyması ile yayınlatmamış ama bir-iki sene sonra izinsiz Japonya’da yayınlanmış. Ha bir de sonradan Sex Pistols'un mimarlarından biri olarak tarihe adını yazdırması ile tanınıyor kendisi.

NUCLEUS

Chris Spedding / Gitar
Karl jenkins / Piyano, Hohner Electra-Piyano, Obua, Bariton saksafon
Brian Smith / Tenor & Soprano saksafon, flüt
Ian Carr / Trumpet, Flugelhorn
Jeff Clyne / Akustik & elektro bass
John Marshall / Davul ve perküsyonlar

ELASTIC ROCK

01. 1916 (1:11)
02. Elastic Rock (4:05)
03. Striation (2:15)
04. Taranaki (1:39)
05. Twisted Track (5:15)
06. Crude Blues, Pt. 1 (0:54)
07. Crude Blues, Pt. 2 (2:36)
08. 1916- The Battle of Boogaloo (3:04)
09. Torrid Zone (8:40)
10. Stonescape (2:39)
11. Earth Mother (0:51)
12. Speaking for Myself, Personally, in My Own (0:54)
13. Persephones Jive (2:15)

13 Ocak 2023 Cuma

Jasper Wrath / Jasper Wrath (1971)

Rock müzik açısından oldukça bereketli bir yıl olan 1971'den devam ediyoruz. 1969 yılında Connecticut, Amerika'da kurulan Jasper Wrath, yerel gruplarda çalan ve kendilerine ait bir müzikal anlayış oluşturmak isteyen genç tipler tarafından hayata geçirilmiş bir projedir. Çok uzun ömürlü ve çok başarılı olamamışlardır belki ama geride bıraktıkları tek albüm arşivlik özellikler taşıyan bir yapıt olarak kayda geçer.

Grup ile ilgili bilgi alınabilecek pek çok kaynakta, diskografide 3 albüm gösterilir. Bu tamamen yanlıştır. Grubun elemanlarının aynı olmasından kaynaklı olan bu yanlışı, albüm kapağında yazan isme göre listelemenin doğru olacağını belirterek sonlandıralım. Zira Jasper Wrath albümünün ardından 1977 yılında çıkan ikinci albüm Coming Back, Arden House adıyla ve yine 1977 yılında çıkan Zoldar & Clark albümü de Zoldar & Clark adıyla çıkarılmıştır. Yani aynı elemanlardan oluşan 3 grup mevzu bahis burada. Lakin daha büyük bir sıkıntının da bu noktadan sonra baş gösterdiğini kabul etmek gerekiyor. Her iki albümün de kayıtları Jasper Wrath tarafından yapılmış ama 1976 yılında grup dağıldıktan sonra Dellwood isimli bir yapımcı firma yasal olmayan bir şekilde grubun parçalarını Arden House ve Zoldar & Clark isimleriyle yayınlıyor. Her iki grup adıyla yayınlanan albümlerdeki kayıtlar da konumuz olan ilk albümün kadrosunda yer alan orijinal kadro ile kaydedilmemiş.

6 aylık bir kayıt süresinden sonra yayınlanan ilk albümün ardından gruptan bazı elemanlar ayrılıyorlar ve yerlerine yenileri dahil oluyor. 1971 - 1976 yılları arasında sadece konserlerde boy gösteren grup, fazlaca stüdyo kaydı da yapıyor. Ama dediğimiz gibi bu kayıtlar Jasper Wrath adıyla hiçbir zaman yayınlanmıyor ve az önceki hikayedeki 2 farklı grup adıyla piyasaya sunuluyor.

Temelde Psychedelic Rock'tan yola çıkarak Progressive öğeler taşıyan bir müzikal anlayışa sahipler. Ama etkilendikleri Psychedelic Rock'ın West Coast'tan daha sade, daha hafif ve yumuşak olduğunu söyleyelim. Kendilerinden sonra ortaya çıkacak olan Kansas'ın öncülü olarak sayılabilirler ama onlar kadar da etkili düzenlemelere sahip değiller. Olmamaları da daha iyi çünkü albümde yaratmayı başardıkları etkiler gerçekten de takdire şayan. Daha az gösterişli bir şekilde de yapılabileceğini kanıtlar nitelikte.

JASPER WRATH

Jeff Cannata / Davul, Vokal
Michael Soldan / Klavye, Vokal
Robert Gianotti / Gitar, Vokal
Phil Stone / Bass, Vokal

JASPER WRATH

01. Look To The Sunrise (2:59)
02. Mysteries (You Can Find Out) (3:53)
03. Autumn (4:50)
04. Odyssey (7:17)
05. Did You Know That (2:58)
06. Drift Through Our Cloud (3:36)
07. Portrait My Lady Angelina (5:07)
08. Roland Of Montever (8:00)

12 Ocak 2023 Perşembe

Continuum / Autumn Grass (1971)

70'lerin değişik havasından en az o kadar değişik bir grup daha. Grubun kuruluşu da, hikayesi de kendi gibi değişik zaten. Herhangi bir ülkeye ait olduğunu söyleyemiyoruz Continuum'un. Uluslararası tabiri onlar için çok uygun. Farklı ülkelerden müzisyenleri bünyesinde barındırıyor. Ama işin temeli 1967 yılına, Macar müzisyen Yoel Schwarcz'a dayanıyor. Multi-enstrümantalist olan Schwarcz sanatın başka dallarıyla da ilgileniyor. Hatta grubun adı da Schwarcz'ın Londra'da açtığı aynı adlı resim sergisinden geliyor.

Müzikal fikirler oluşturmaya başlayan Schwarcz bir süre ne yapabileceğine karar vermek için uğraşırken Jan adında bir Çek gitarist ile tanışıyor ve fikirleri birlikte geliştiriyorlar. 2 yıl kadar bir süre Amsterdam'da ikili olarak sahne aldıktan sonra Schwarcz Londra'ya gitmek için yola çıkarken Jan'ı geride bırakıyor. İngiltere'de grubu toparlama hazırlıklarına başlıyor. Kısa süre içerisinde de kadro tamamlanıyor. Continuum adında bir grup olarak görünseler de Schwarcz çok fazla öne çıkıyor ve grubun liderliği pozisyonunu eline alıyor. Bir süre sonra iş albüm çıkarma aşamasına geldiğinde de RCA ile anlaşma imzalanıyor. Ama anlaşma Continuum adıyla değil RCA ile Yoel Schwarcz arasında oluyor.

Proje fikriyle giden grup kendi adını taşıyan ilk albümü yayınladıktan hemen sonra grup dağılıyor. Daha doğrusu Schwarcz dışındakiler gruptan ayrılıyorlar. Zira grup elemanlarının istediği müzik ile Schwarcz'ın doğaçlama arayışları birbiriyle uymuyordu. İkinci albüm hazırlıklarına hızlı şekilde başlayan Yoel, grubu başka isimlerle yeniden kurdu. Albümün ilk yüzü yeni grup ile kaydedilirken diğer yüzü ise, daha önce Patrie Standford tarafından grup için bestelenen ve ilk grupla kaydedilen 26 dakikalık parçadan oluşuyordu. Autumn Grass isimli bu parça aynı zamanda albüme de adını veriyordu. Grubun ilk halinde yer alan müzisyenlerin bu albümde konuk müzisyen olarak yer almaları da bu parça yüzünden.

Klasik müzik ve Jazz'ı temel alan ve buradan yola çıkarak pek çok  müzikal anlayışı dolaşan, doğaçlamalar ile bezeli dinlemesi oldukça keyifli bir albüm olarak çıkıyor karşımıza Autumn Grass. Yorucu olmayan bir şekilde her yöne doğru yol alırken, beyin kıvrımlarınızı da zorlayacak kadar ileri gidebiliyor. Sıklıkla sessizliğin içinden çıkıp gelen ritimler ve üstüne yapışan flüt bölümleri ile dikkat çekici.

CONTINUUM

Yoel Schwarcz / Klasik Gitar, Armonika, Flüt, Recorder, Saksafon
Tim Rice / Org, Piyano
Peter Billam / Bass, Elektrik Gitar
Harvey Troupe / Davul

Konuk Müzisyenler:
Ken Freeman / Freeman Synthesiser "Vivaldi Synthesis Two"
Richard Hartley / Piyano "Vivaldi Synthesis Two"
John Warren / Klasik Gitar "Autumn Grass"
Mike Hart / Double Bass "Autumn Grass"
Dick Wildman / Davul, Vurmalılar "Autumn Grass"
Clive Stanhope / Gong "Autumn Grass"
The Olympus Strings / Çello "Autumn Grass"

AUTUMN GRASS

01. Byrd Pavan (9:17)
02. Vivaldi Synthesis Two (2:20)
03. Overdraft (11:10)
04. Autumn Grass (26:15)

11 Ocak 2023 Çarşamba

Lighthouse / One Fine Morning (1971)

1969
yılında Ontario, Kanada'da kurulan Jazz Rock grubudur Lighthouse. Acayip şekilde kalabalık kadrosu ve o kadrodan çıkan bir dolu değişik sesle Jazz Rock ve Fusion janrlarında yer edinmiş kaliteli gruplardan da biridir. Daha önceleri Janis Joplin, Al Kooper, Carlos Santana gibi isimlerle çalışmış olan Skip Prokop'un liderliğinde kurulmuş olan grubun müzikal anlayışı Prokop'un da birlikte çalmayı en çok sevdiği Al Kooper'ın tarzından etkilenerek gelişir. Doğal olarak da ortaya karışık, değişik ve etkileyici albümler çıkar.

Konumuz olan One Fine Morning, Lighthouse'un en iyi albümü değildir ama en popülerleşmiş, samimi ve insanın kanını kaynatan albümlerinin başında gelir. Kurulduktan hemen sonra çıkardıkları 3 albümün ilk ikisi fevkalade olarak nitelendirilebilecek albümlerdir. Üçüncü albüm kötü olmamakla birlikte bu enfes iki albümden sonra biraz geride kalmıştır. Albümün böyle olmasının en büyük sebeplerinden biri de grubun yapımcı firmayla anlaşmazlıklar yaşaması ve kaydedilen albümün yapımcı firmayla son albüm olduğunu bilmelerinden de ileri gelmektedir.

Dördüncü albüm olarak karşımıza çıkan One Fine Morning ise yeni bir başlangıcın ve yepyeni bir vokalin etkilerini içerir. RCA'den ayrılıp GRT'ye geçtikleri sırada vokali devralan Bob McBride sayesinde albümün daha fazla sattığı ve ticari başarı yakaladığı söylenir. Birçok açıdan da doğrudur bu saptama. Zira dördüncü albüm en çok satan albümleri olur ve içinde 2 tane hit single çıkarır. Hatta o kadar başarılı olur ki RCA yanlış yaptığının farkına varır ve adilik denilebilecek bir yaklaşımla, ellerinde kalan Lighthouse parçalarından One Fine Light adıyla bir toplama albüm yapıp piyasaya sunacak kadar ileri giderler. RCA'den çok gruba faydası olur bu yaklaşımın. Daha çok tanınır / bilinir hale gelirler. Bir sonraki yıl kaydedecekleri efsanevi Lighthouse Live konser kaydına da önayak olur.

1974 yılına kadar 3 stüdyo albümü daha yayınlayan grubun müzikal anlayışı grubun kurucusu Prokop'un bile hoşuna gitmez ve ayrılır. Kalanlar yola devam etmek için uğraşsalar da 2 yıl boyunca sadece konserlerde boy gösterirler ve 1976 yılında dağılırlar.

Jazz Rock'tan bahsettiğimizde adlarını sıkça andığımız Blood, Sweat & Tears ve Chicago'nun yolundan ilerleyen Lighthouse, yaptıkları müziğe pek çok türden eklemeler yaparak ilerlemeyi tercih etmişler. Saksafon, Trompet, Trombon gibi üflemelilerin sık kullanıldığı albümlerinde coşkulu parçalara imza atmışlar.


LIGHTHOUSE

Bobby McBride / Lead Vokal, Vurmalılar
Ralph Cole / Gitar, Vokal
Paul Hoffert / Piyano, Vibes
Louie Yacknin / Bass
Skip Prokop / Davul, Vurmalılar, Vokal
Don Dinovo / Viola
Dick Armin / Çello
Pete Pantaluk / Trompet
Howard Shore / Saksafon
Larry Smith / Trombon, Vokal
Keith Jollimore / Saksafon, Flüt, Vokal

Konuk Müzisyenler:
"The Maltese Moon" / Vurmalılar
"The Edmonton Hawks" / Vurmalılar
Jimmy "Teeth" Ienner / Bass, Vokal

ONE FINE MORNING

01. Love Of A Woman (5:52)
02. Little Kind Words (4:15)
03. Old Man (5:35)
04. Sing Sing Sing (3:22)
05. 1849 (6:12)
06. One Fine Morning (5:14)
07. Hats Off (To The Stranger) (3:37)
08. Show Me The Way (2:25)
09. Step Out On The Sea (5:04)
10. Sweet Lullaby (4:56)

10 Ocak 2023 Salı

Westfauster / In A King's Dream (1971)

1971
yılında tek albüm çıkartan Westfauster ile ilgili en ufak bir tarihsel bilgiye sahip olamamak gerçekten de üzücü. Çünkü Cincinnati, Ohio'da kurulan grup nefis ezgilere sahip Psychedelic Rock ve Progressive çizgisinde ilerleyen bir albüme imza atmışlar ama kalıcı olamamışlar. 

60'ların ortalarından sonra epeyce bilindik gruplar haline gelen The Moody Blues ve Procol Harum gibi bir tarza sahip olan Westfauster müzikal anlayışına kendilerinden bir şeyler katmayı ihmal etmemişler. Son derece yumuşak, sade ama bir o kadar da etkileyici olan In A King's Dream albümü ortalıkta pek bulunmayan albümlerden biri aynı zamanda.

3 kişiden oluşan Westfauster, daha önce de bazı gruplarda yaptığımız 40 kişilik gibi çalma eylemini gerçekten de hakkını vererek gerçekleştiriyorlar. Pek çok grubun 5-6 elemanla yapabildiğini 3 kişiyle de gayet iyi becerebilmişler. Haklarında bilgimiz olmamakla birlikte varsayımsal bazı şeyler üretmememiz için önümüzü kesen bir şey de yok. Grubun klavyecisi C.W. Fauster'dan yola çıkarak adamın ikinci isminin ve soyadının birleşiminden grubun adını üretmiş olabilir diye düşünüyoruz. Bu noktada da doğal olarak müzikal anlayışı belirleyen de C.W. Fauster olmalıdır ki klavyelerin albümde oldukça etkin bir alana sahip olmasından kaynaklı bunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz.

Diğer yandan özellikle Flüt ve Saksafon'un da albüme katkıları bir hayli fazla. Parçalarda pek çok noktadan çıkışı flüt ile gerçekleştirdikleri görünür bir hal almış durumda. Etkili ses efektleri ile birlikte de kulağı gerçekten de mest edecek niteliklere sahip hale gelmiş. Albümün en sade ve insanı en iyi hissettiren tarafı da vokali hiç şüphesiz. Dinledikçe kendinizi daha fazla kaptırıyorsunuz ve albümde, albümdeki parçaların içinde kayboluyorsunuz. Başta dediğimiz The Moody Blues ve Procol Harum benzetmesi burada bir miktar boşa çıkıyor. Her ne kadar her iki grupta da vokal Westfauster'daki gibi sakin ve dingin ilerlese de buradaki vokalin yeri ve tonu bir başka.

Yorucu olmayan bir şekilde Psychedelic ezgileri üreten, o ezgileri geliştirerek Progressive Rock tarzı havaya büründüren ve tüm bunları yaparken de sizi kaybetmeyen bir albüm In A King's Dream. Fazlasıyla sade ama etkileyici.

WESTFAUSTER

Michael Newland / Flüt, Saksafon, Vibrafon
Stephen Helwig / Vokal, Davul
C. W. Fauster / Vokal, Piyano, Harpsichord, Bass, Klavye

IN A KING'S DREAM

01. Where Are You (3:26)
02. Everyday (8:55)
03. Blind Man (3:16)
04. Blind Man's Epitaph (2:54)
05. In A King's Dream (10:08)
06. A Sunny Day (3:18)
07. Low Sun (2:53)
08. Did It Or Didn't It (Take Us High) (5:09)

9 Ocak 2023 Pazartesi

Virus / Revelation (1971)

1970
yılı başlarında Bielefeld, Almanya'da kurulan Virus, kısa süren ömrü boyunca 2 stüdyo albümü ve 1 konser albümü kaydedebilmiş başarılı gruplardan biridir. Lakin grubun başarısının ikinci albümle hiç alakası yoktur. Tamamen, konumuz olan ilk albümle alakalıdır Virus'ın olayı. Psychedelic Rock, Space Rock, Blues gibi türleri harmanlayarak kendilerine özgü bir anlayış yaratmayı başarabilmişlerdir. İkinci albümde ise grubun tamamına yakını ayrılmış, kalan 2 kişi yeni bir oluşuma gidip Thoughts albümünü kaydetmiştir. Fakat bu albümün ilk albümle ortaya çıkan Virus ile alakası da yoktur. Blues Rock üzerine kurulu olan albüm kendi çapında iyi olmakla birlikte hiçbir zaman Revelation albümünün önüne geçememiştir.

Grubun ayrılan yarısı ise Ken Hensley'i de ayartarak Weed projesini gerçekleştirmiş sonra başka gruplara dağılmışlardır. Hepsinin alanlarında iyi müzisyenler oldukları albümün her yerinden açık ve net bir şekilde belli olmaktadır.

Heavy Progressive Rock ya da Heavy Rock olarak kataloglandırılan grubun türler arası geçişlerle de arası gayet iyidir. Albüme adını veren ve açılış parçası da olan Revelation basit bir Psychedelic Rock şarkısı gibi başlayıp gelişir ve kontrolü kaybederek her yöne doğru gidiş gelişlere dönüşür. Parçanın ortasında bir yerlerde de Rolling Stones'a saygı duruşu niteliğinde Paint It Black cover'ı bulunur. Hemen ardınan gelen ikinci parçada ise iş farklı bir yöne doğru evrilir ve sonlara doğru Pink Floyd'un Saucerful of Secrets'ının koro bölümü yeniden yorumlanır. Her iki versiyon da orijinalleri aratmayacak denli iyidir. Hatta yapılan eklemelerle öncülünü andıran ama başka bir şeye dönüşen parçalardır.

Klavye ve gitarın başı çektiği albümde yaratıcı, yerinde duramayan ve başladığı yere dönmeyen parçalar etkileyici bir hava yaratır. Flüt ise albümdeki seviyeyi biraz daha yukarıya taşımayı başarır. Albümü dinledikten sonra Weed albümünün ortaya çıkmasının tesadüf olmadığı, Ken Hensley etkileri ve dokunuşları olsa da Virus elemanlarının da kendilerinden çok şey kattıkları rahatlıkla anlaşılır. Deep Purple ile karışık bir Psychedelic, Rolling Stones'a selam duran bir Progressive, Raw Material'dan yola çıkıp Jody Grind'e ve Ten Years After'a uğrayan, Pink Floyd'u ise ilk önemiyle hatırlatan enfes bir albümdür özetle.

VIRUS

Reinhold Spiegelfeld / Bass
Bernd Hohman / Flüt, Vokal
Jörg-Dieter Krahe / Klavye
Wolfgang Rieke / Davul
Werner Monka / Ritim Gitar

REVELATION

01. Revelation (12:14)
02. Endless Game (12:17)
03. Burning Candle (5:27)
04. Hungry Loser (10:30)
05. Nur noch zwei Lichtjahre (7:50)

8 Ocak 2023 Pazar

Samurai / Samurai (1970)

Bütün hikaye İngiliz anne babadan Tokyo'da doğan Mickey Curtis ile başlıyor. Japon kültürünü fazlasıyla benimseyerek hayatını sürdüren Curtis, 60'ların ortalarında aynı anda hem City Crows hem de Vanguards isimli iki pop grubunun solisti olarak müzik yaparken bir anda bir Satori (aydınlanma) yaşıyor ve yaptığı her şeyi bırakıp Rock müziğe yöneliyor. 1967 yılında Samurais adıyla kuruyor grubu. İsim zaman içerisinde değişerek Samurai'a dönüşüyor. 

Dönemin Japon rock müzik arenasının karmaşıklığı ve özgünlük arayışı düşünüldüğünde belki de en iddialı lafları edenlerden biri de hiç şüphesiz Mickey Curtis. Adam, kendi kültüründen beslenen bir Japon Rock müzik anlayışının yaratılması için hem elinden hem de dilinden gelen her şeyi yapmış diyebiliriz.

Pop'tan Rock'a geçiş aşamasında epeyce değişik çalışmalar yapmış Curtis. Ama yolu belirginleşmeye başlayınca kaydettikleri albüm tam anlamıyla bir Progressive Rock albümü olmuş. Grup, 2 albüm çıkarıp dağılmış olsa da bu tarz Japon müziği konusunda gerçekten de özel bir yerde duruyorlar. İlk albümün kayıtlarına başlamalarına dek geçen 2 yıllık süre boyunca grup olarak pek çok konser ve canlı performans sergilemişler. Bu dinletilerde kazandıkları deneyimlerin yansıması albümün her yerinde de belli oluyor zaten.

Grubun ve albümün önemli bir noktasının bizi Tetsu Yamauchi ile tanıştırması olduğunu da not olarak ekleyelim. Daha sonraları Free'deki tiplerle bir araya gelip hem bağımsız bir albüm kaydeden hem de Free'nin son albümünde yer alan Tetsu bu yani.

Albümün içerisinde bu tarz albümlerde sık rastladığımız türler arası geçişler, bağımsız yaklaşımlar ve folklorik etkiler de bir hayli fazla. Parçalar İngilizce söylenmiş olsa da Japon folkloru ile birleşip gelen bir yapıya sahip. Blues ve hatta ara ara kulağa gelen Psychedelic Rock etkileşimleri albümü farklı bir yere taşıyor. Heavy Progressive Rock'ın en iyi örneklerinden biri olarak listeye yazabiliriz.

Sade görünen ama sadelikten uzak, iddiasız gibi duran ama onunla hiç alakası olmayan, yaratıcı, değişik ve tuhaf bir albüm Samurai. Dinledikçe etkilerini daha fazla hissettiğiniz, etkisi altında kaldıkça kendinizi daha fazla kaybettiğiniz, kayboldukça da kendinizi bulduğunuz türde bir albüm. 

Albümün LP versiyonu iki plaktan oluşurken daha sonraları piyasaya sürülen CD verisyonunda parçaların yerlerinin değiştirildiğini belirtelim. Aşağıdaki de CD versiyonudur.

SAMURAI

Mickey Curtis / Sesler, Flüt
Mike Walker / Sesler, Vurmalılar
Joe Dunnet / Gitar
Hiro Izumi / Gitar, Koto
John Redfern / Klavye, Recorder
Tetsuo Yamauchi / Bass
Yujin Harada / Davul
Graham Smith / Armonika

SAMURAI

01. Green Tea (5:38)
02. Eagle's Eye (5:50)
03. Boy With A Gun (5:06)
04. 18th Century (1:03)
05. Four Seasons (9:51)
06. Mandalay (6:23)
07. Daffy Drake (2:46)