8 Nisan 2023 Cumartesi
Writing On The Wall / The Power of the Picts (1969)
7 Nisan 2023 Cuma
The Battered Ornaments / Mantle-Piece (1969)
THE BATTERED ORNAMENTS
MANTLE-PIECE
26 Mart 2023 Pazar
CCS / CCS (1970)
CCS
CCS
2 Mart 2023 Perşembe
Steamhammer / Reflection (1969)
STEAMHAMMER
REFLECTION
14 Aralık 2022 Çarşamba
Hannibal / Hannibal (1970)
HANNIBAL
HANNIBAL
22 Kasım 2022 Salı
Zoo / Zoo (1969)
ZOO
ZOO
20 Kasım 2022 Pazar
Warpig / Warpig (1970)
WARPIG
WARPIG
7 Kasım 2022 Pazartesi
Geronimo Black / Geronimo Black (1972)
GERONIMO BLACK
GERONIMO BLACK
3 Kasım 2022 Perşembe
Strawberry Path / When the Raven Has Come to the Earth (1971)
STRAWBERRY PATH
WHEN THE RAVEN HAS COME TO THE EARTH
29 Ekim 2022 Cumartesi
Space Farm / Space Farm (1972)
SPACE FARM
SPACE FARM
15 Ekim 2022 Cumartesi
Ray Owen's Moon / Moon (1971)
RAY OWEN'S MOON
MOON
30 Eylül 2022 Cuma
Room / Pre-Flight (1970)
ROOM
PRE-FLIGHT
27 Eylül 2022 Salı
Burnin Red Ivanhoe / Burnin Red Ivanhoe (1970)
BURNIN RED IVANHOE
BURNIN RED IVANHOE
17 Eylül 2022 Cumartesi
Electric Sandwich / Electric Sandwich (1972)
ELECTRIC SANDWICH
ELECTRIC SANDWICH
7 Eylül 2022 Çarşamba
Electric Food / Electric Food (1970)
ELECTRIC FOOD
ELECTRIC FOOD
1 Eylül 2022 Perşembe
Buffalo / Dead Forever (1972)
BUFFALO
DEAD FOREVER
30 Ağustos 2022 Salı
Cactus / One Way... Or Another (1971)
CACTUS
ONE WAY... OR ANOTHER
21 Ağustos 2022 Pazar
Colosseum / Valentyne Suite (1969)
Fatboy Slim - Ya Mama sample olarak The Kettle’ın giriş riffini kullanmamış olsa bu albümle ne ilgim olurdu, Jon Hiseman insan mıydı ve en önemlisi böylesine muazzam müzisyenlerden oluşan bu grup hak ettiği ilgiyi göremedi mi, dilim döndüğünce cevaplayayım.
Zamanında elde ettiği başarısına rağmen bugünden bakıldığında pek de numarası olmayan (yine de döneminin çok üstünde) blues ağırlıklı ilk albümleri Those Who Are About to Die Salute You ardına aynı yıl kaydedilen Valentyne Suite, malum parça The Kettle ile açılışı yapıyor. Her zamanki müzik piyasası pazarlama stratejisi olsa gerek, sözlerini pek takmazsanız gümbür gümbür bir riff ve hayvan gibi davulları (Hiseman’ a da sıra gelecek) ile kulak pasını alıyor almasına da ardına gelen parçalarla albümün en tırt parçası olduğunu farketmeniz kısa sürmüyor. Pek orjinal ve etkileyici bir ses rengi olmasa da James Litherland’ın The Kettle'da boğulan güçlü vokalleri Elegy’de beste ile mükemmel bir uyum içersinde ve sözleri ciğerinize işliyor. Devamındaki Butty’s blues’un yoğun jazz prodüksiyonu nedeniyle ezilmek üzere olan Litherland’ ın vokalleri kapanışa doğru daha seçilebilir hale geliyor. (kendi çabası gibi de duruyor) Ve bugün albümün hala konuşuluyor olmasının en büyük sebebi kapanış parçası olan 17 dakikalık enstrumantal Valentyne Suite, jazz ile progressive harmanın kuşkusuz en baba örneklerinden biri. Üç tematik bölüme ayrılan parçayı bir bütün olarak dinlerseniz her enstrümanın ne kadar incelikle bestelendiğine şahit olacaksınız. Özellikle de davulda Hiseman albümdeki tüm parçaların devamlılığına ve sürükleyiciliğine olan etkisini bu parça ile iyice göze sokuyor.
Jon Hiseman, açılışı yapan The Kettle’da nefes aldırmamasından tutun da en duygusal anlarda bile bir yolunu bulup düşük tuşelerine rağmen kendini farkettiren, inanılmaz bir davulcu. (Vakti zamanında The Graham Bond Organization’da Ginger Baker’ın da yerini doldurduğunu ekleyelim) Colosseum dağıldıktan sonra da devam ettiği Colosseum II ile müziğe olan tutkusuna ve bitmeyen enerjisine hayran olmamak ne mümkün.
Her ne kadar bir bir bahsetmesem de her biri kendi enstrumanında virtüöz ayarındaki (mesela Dick Heckstall-Smith aynı anda iki saksafon çalıyordu) orjinal kadrosu ile Colosseum’u doğal bir süper grup olarak anmak en doğrusu. Daha sonra yayınlandıkları Grass is Greener (daha çok Amerika için toplama gibi) ve Daughter of Time (ayrıca üzerine yazı yazmalı) albümlerinin ardından dağılsalar da Jon Hiseman, Alan Holdsworth ile Tempest, David Greenslade, Tony Reeves ile - Greenslade ve James Litherland, John Wetton ile - Mogul Thrash gibi gruplar kurarak müzik hayatlarına devam etti. Elbette aktif olduğu dönem İngiliz müzik listelerinde ilk 25 arasında her zaman yer etmiş bir grubun tamamı virtüöz ayarındaki elemanlarını ömürleri boyunca tek bir grup ile takılacak sanmak da büyük saflık olurdu.
COLOSSEUM
Dave Greenslade / Hammond Org, Vibraphone, Piyano, VokalDick Heckstall-Smith / Saksofon, Flüt
Jon Hiseman / Davul
James Litherland / Gitar, Lead Vokal
Tony Reeves / Bass
VALENTYNE SUITE
01 - The Kettle02 - Elegy
03 - Butty's Blues
04 - The Machine Demands a Sacrifice
05 - The Valentyne Suite
i. January's Search
ii. February's Valentyne
iii. The Grass Is Always Greener...
16 Ağustos 2022 Salı
Black Cat Bones / Barbed Wire Sandwich (1970)
BLACK CAT BONES
BARBED WIRE SANDWICH
27 Temmuz 2022 Çarşamba
Wishbone Ash / Wishbone Ash (1970)
Daha ilk andan itibaren işler Wishbone Ash için iyi gitmeye başlıyor. Deep Purple’ın ön grubu olarak çıkacakları bir konserin soundcheck’i sırasında Ritchie Blackmore grubu dinleme şansına sahip oluyor ve Deep Pruple’ın yapımcısı Derek Lawrence’a grubu tavsiye ediyor. Wishbone Ash’i dinleyen Lawrence beğenerek ilk albüme imza atıyor.
Albümün ilk yüzünde 3’ü yüksek tempolu 4 şarkı bulunuyor. İlk parça Blind Eye’ı kişisel olarak pek tercih etmesem de rock’n roll’a göz kırpan, blues etkilerini içinde barından yapısıyla oldukça iyi bir parça. Hemen ardından gelen Lady Whiskey melodik yapısı ve öne çıkan gitarlarıyla estetik bir yapıya büründürüyor albümü.
Üçüncü parça Errors of My Way ise bambaşka bir şey! Kişisel olarak en sevdiğim Wishbone Ash parçalarından biri olmasının yanında 12/8’lik ritmiyle, alışkın olmadığımız bir rock baladı. Grubun kalitesinin en önemli sinyalleri bu parça ile veriliyor sanki.
A yüzünün son parçası Queen of Torture yüksek temposu ve gitarlarıyla enfes bir dinlemelik.
Albümün B yüzünde ise sadece 2 parça bulunuyor. Bazı rock dinleyicileri tarafından gereksiz uzunlukta ve hiç bitmeyecekmiş gibi devam eden şarkılar olarak tanımlanmakla birlikte ilk albümünü yayınlayan bir grubun bu kadar iyi parçalar ortaya çıkarmasına şaşırmadan edemiyorum yıllardır. İlk parça Handy adının aksine konserlerde pek kullanışlı olmasa da albümde muhteşem bir yer ediniyor kendine. Başlangıçta balad havasıyla giriş yapılan parça bir üre sonra darmadağınık bir hale geliyor ve neredeyse bütün rock türlerini içinde barındırıyor. Parçanın girişine ve bass solosuna dikkat!
Son parça Phoenix ise grubun uzun yıllar konserlerde hem de 17-18 dakikalara kadar çıkarak çaldıkları bir parça. Özellikle Wishbone Ash dinleyenler için enfes. Handy’de olduğu gibi sakin başlayan Phoenix ilerledikçe Hard Rock ve Heavy Progressive Rock’ın tavanına vuracak şekilde evriliyor. Oldukça başarılı bir ilk albüm. Bolca dinlemek ve arşivlemek şart.
WISHBONE ASH
WISHBONE ASH
02 - Lady Whiskey 6:08
03 - Errors of My Way 6:08
04 - Queen of Torture 3:20
05 - Handy 11:30
06 - Phoenix 10:23