Jazz Rock/Fusion etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Jazz Rock/Fusion etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Haziran 2010 Cuma

Spirale - Spirale 1974

Yaşam içindeki faktörler ne kadar zorladıkça o kadar çok sarılıyorum müziğe. Arşiv hastalığından bu sene kurtulduğumu sanıyordum ama öyle olmuyormuş, arada dayanamayıp düşüyorum yine albüm peşlerine, sanki hepsini dinleyebilecekmişim gibi. Ciddi bir hastalık bu ve bağımlılık.

Yaklaşık üç yıl öncesinden keşfettiğim, başucu albümlerimden sayılabilecek Spirale'le tanıştırmak istiyorum sizleri.

Pek tanınıp bilinmeyen bir grup Spirale. (Bilinmeyen dediysek tarzı sevenler de mevcuttur da) tek albümlük gruplardan ve İtalyanlar. Roma çıkışlı olup jazz rock müzik yapıyorlar, zamanında da bu işi şahane becermişler bence.

Başka prog gruplarla bağlantıları var mı diye baktığımda dişe dokunur pek bir şey bulamadım. Sanki bir albüm yapmak için kurulup, dağılan gruplardan biri Spirale. Grup üyeleri kendi kulvarlarında müzik yaşamlarına devam etmişler ama tek albümde kalmaları gerçekten çok acı.

Baterist, saksafonist ve basist başta olmak üzere grup elamanlarının enstrüman kullanım ve uyumları, parça arasındaki tarz geçişleri gerçekten mükemmel. Su müzik aletinin kullanıcısı kendini öne çıkartıyor dememeliydim aslında (oysa dedim:) çünkü her enstrüman kullanıcısı kendi çapında gerçekten harika çalıyor.

Parça arası tarz geçişleri demişken, albümün etno-jazz rock üzerine kurulu oradan oraya sıçrayan bir yapısı var. Özellikle 16:13'lük en uzun parçada, piyanist Dave Brubeck'in Time Out parçasının yorumuyla başlayan ve Meksika civarlarına uğrayıp oradan blues'a kayan tarzlarında bu fazlasıyla hissediliyor olunduğu için böyle belirttim.

Grup zamanında tanınmalarını daha çok, uluslararası festivallere çıkarak sağlamış. İlk ve tek plaklarını 1974 yılında yayınlamışlar. Albümde klavyeliler olarak electrik piyano kullanılmış olup enstrüman kullanımı keman, trumpet ve çeşitli ritim aletleriyle de desteklenmiştir.

Sözün kısası harika, oldukça enerjik bir jazz rock grup ve albümle karşı karşıyasınız keyfini çıkarın.

SPIRALE

Corrado Nofri / Klavye
Gaetano Deflini / Trampet, Vokal
Giancarlo Maurino / Saksafon, Flüt
Peppe Caporello / Bass, Gitar
Giampaolo Ascolese / Davul

SPIRALE

1 - Rising
2 - Capral
3 - Una Ballata Per Yanes
4 - Peperoncino(Cose Vecchie, Cose Nuove)

28 Aralık 2009 Pazartesi

Atlas - Blå Vardag (1979)

Merhabalar herkese.

Uzun zamandır yoktum ortalıklarda; bahane falan bulmayacağım tamamen tembellik benimkisi. Annem senden bıktım demeye başladı artık, ben de şöyle bi silkineyim dedim bitim pirem de silkinsin... İşte böylece bir uyanış denemesi yapma kararından sonra ayaklarımı sürüye sürüye dolaşırken bu albümü gördüm. Aslına bakarsanız ilk önce Atlas ismi çekti beni, mitolojik bir şeyler falan bulurum umuduyla atladım fakat kapağı görünce hayallerim suya düştü.

Yine de ''İyi ki de içimdeki balıkların hepsini yememiş kedilerim:)'' dedim kendi kendime. Çünkü gayet güzel, müzikal olarak çok hoş bir albümmüş bu. Kapak da hiç fena sayılmaz doğrusu. ''Stopp music huss'' mu ne bir şey yazıyor evin duvarında ama ne demek istenildiğini tam anlayabilmiş değilim. Uzakta kalmak yaramıyor bana sanırım çenem de düştü iyice, balık kedi medi derken asıl amacımı unutuyorum. Abilerimiz bu albümde iki klavye kullanmışlar.

Genele baktığınızda klavye ağırlıklı zaten ama davullar gitarlar da etkin değil dersek taş oluruz :P Sanki klavye bizi bi yere taşıyor oradan gitar alıyor kucağına bizi, ondan sonra bi ''Nerdeyim ben?'' oluyorsun ondan sonra da oynamaya başlıyorsun. Oynama işin abartısı tabii ki. Beni mutlu etti bu albüm çok. Kasmadı hiç, kolay dinledim, dibe inmeden yüzdüm... En sevdiğim parça şu diyemeyeceğim bütün itibariyle sevdim. Grup İsveçli, tek albüm yapmışlar.

Grup hakkında yapılan yorumları okuduğumda bi sürü benzetme yapılmış grup için. Kimisi Genesis'in melodik olanı demiş, kimi Camel'in daha bi jazz hali demiş. ben bişey demeyeceğim beğendim, dinledim, dinliyorum... Umarım siz de beğenirsiniz...

ATLAS

Björn Ekbom / Org, Piyano, Synths, Clavinet, Mellotron, Rhodes
Erik Björn Nielsen / Synthesizers, Mellotron, Rhodes, Org, Piyano
Micke Pinotti / Davullar
Uffe Hedlund / Bass, Bass Pedallar, Gitar
Janne Persson / Gitar, Perküsyon

BLÅ VARDAG

01 - Elisabiten (7:12)
02 - På Gata (14:10)
03 - Blå Vardag (6:56)
04 - Gånglåt (2:52)
05 - Den Vita Tranans Väg (7:18)
06 - Björnstorp (6:17)
07 - Hemifrån (7:50)
08 - Sebastian (4:31)

15 Kasım 2009 Pazar

Out of Focus - Palermo (1972)

Geçenlerde neler eklemişim diye blog’a şöyle bir göz atarken hiç krautrock albümü eklemediğimi fark ettim. Yonçin’in de tavsiyesiyle (aylar oldu biliyorum) Out of Focus’un bir konser albümünü eklemeye karar verdim.

Out of Focus’u keşfettim keşfedeli (her zamanki gibi Yonçin’e teşekkür faslı) “fusion” deyince aklıma ilk bu grup geliyor. Bu güzide insanlar yaptıkları müzikle dinleyici bir çeşit trans haline girmelerine yardımcı oluyorlar. Out of Focus’un kolaylıkla kendi döneminin en yetenekli müzisyenlerinden olduklarını söyleyebiliriz. Enstrümantal ağırlıklı ama araya az ve öz vokal serpiştirilmiş, sık sık doğaçlamaya kayan bir tarzları var bu grubun. Albümden bahsedecek olursak grubun İtalya turunda verdiği Palermo konserinin kaydından oluşuyor. Dedik ya adamlar doğaçlama seviyor, o yüzden şarkılar oldukça uzun. Her bir enstrümana ayrı ayrı doyuruyor. “Whispering” ve “Fly bird fly” benim albümdeki kişisel favorilerim. Beğeneceğinizi umarak ben aradan çekiliyorum.

OUT OF FOCUS

Remigius Drechsler / Gitar
Hennes Hering / Klavye
Moran / Flüt, Saksafon, Vokal
Stephan Wiesheu / Bas Gitar
Klaus Spöri / Davul

PALERMO 1972

1 - Whispering (10:15)
2 - Cafe Stiletto (13:10)
3 - I Want to See Your Face No More (12:32)
4 - Where is Your Home Town (8:56)
5 - Fly Bird Fly / Television Program (20:35)
6 - I'm Kissing Right (10:38)

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Wolfgang Dauner - Et Cetera Live (1973)

Almanların en önemli müzisyenlerinden biridir Wolfgang Dauner. Usta bir fusion klavyecisi/piyanistidir. Sadece klavye ile kalmamış elektronik müziği de Fusion’ın içerisine usulca yerleştirmiş bir dehadır.

Birçok başarılı çalışması olan Dauner’in burada yayınlayacağım albümü kendisinin kurduğu “Et Cetera” grubu ile yaptığı 1973 Silmingen konseridir.

Grubu 1970 yılında kurmuş ve aynı yıl grup ile aynı adı taşıyan “Et Cetera” albümünü çıkarmışlar. Onu da kesinlikle dinlemenizi özellikle “Raga”yı şiddetle tavsiye ederim. 1975 yılında onu daha büyük üne kavuşturan “The United Jazz + Rock Orchestra (UJRE)”yı kurdu ve Stuttgart TV’de çocuklar için çalmaya başladı. Sonra bu grup ile turnelere çıktı. Denilene göre Coltrane, Debussy ve Ravel hayranıymış.

Elektronik müziğe olan ilgisini de düşünürseniz bu adamın çok yönlü bir üstad olduğunu kolayca anlayabilirsiniz.

Albüme gelince, Fusion ağırlıklı ilerleyen bir “Et Cetera” canlı performansı. Çok başarılı doğaçlamalar var, özellikle Dauner’in... Tabii geri kalan grup elemanlarının da hakkını vermek lazım... Kullanıldığı vakit keman, flüt ve gitar güzel işler çıkarmış. Jürgen Schmit’e dikkat… :) Biribirinden ayrılmayacak şarkılardan oluşan albümde deneyselliğe de yer vermişler. Hem de deneyselliğin dersini verir nitelikte. Yine de insan aradan birini seçer; benim favorim de “Twelve & Nine”... Gerçekten muhteşem...

Bu müziği seven, Wolfgang Dauner’in diğer çalışmalarını mutlaka dinlemelidir. Tabi başlangıç noktası olarak 1970 Et Cetera olabilir. Fazla söze gerek yok, bu muhteşem albümü mutlaka dinleyin derim. Okul niteliğinde... :)

Not: Aynı adı taşıyan bir Kanada’lı bir de Danimarka’lı “Et Cetera” grubu var, bunu onlarla karıştırmayın.

ET CETERA

Wolfgang Dauner / Klavye, Elektronik
Jürgen Schmit-Oehm / Keman, Flüt
Matthias Thurow / Bass
Lala Kovacev / Davul
Fred Graceful / Vurmalı

ET CETERA LIVE

01 - Twtelve and Nine (12:05)
02 - Introduction (10:34)
03 - Es Soll Ein Stück Von Willi Sein (9:45)
04 - Plumcake (10:05)
05 - G x 3 and Blues (22:00)
06 - The Love That cannot Speaks Its Name (16:40)
07 - Nemo's Dream (4:24)

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Leb i Sol - Anthology (1996)

Geçen hafta işim gereği Makedon misafirlerim vardı. E tabi iş dışında kalan zamanda müziğe daldık. Benim muhtemelen bildiğim tek Makedon grup olan Leb i Sol’dan açıldı konu. Bread & Salt demekmiş. Bu arada çok sevdiğim Yugoslav ekolunden de baya bi konuştuk. Ama bugun Makedonların medar-ı iftaharı olan Leb i Sol’u anlatayım dedim.

Albüm yerine 2 cd’lik bir Anthology'nin daha iyi olacağını düşündüm. Tarz olarak fusion’a daha yakın dururlar. Ama yerel ezgileri sıkça rastlamaktasınız. Benim favorim olan “Jovanna Jovanke” eski bir yerel şarkı. Jovanna adında bir kıza yazılmış. Onların kültürlerinde de kız isteme âdeti varmış. Şarkı, ki enstrümantal, istemeye gittiği kızı alamayan bir adamın öyküsü.

Grubun bizde bir karşılığı var mı diye düşünürsem, Kurtalan Express ve Moğollar fusion yaparsa böyle olur diyebilirim. Müzik Stefanovski ve Arsovki etrafında dönüyo. Tabi klavyeyi unutmak haksızlık olur. Harika sololar bulacaksınız. Stefanovski ve Arsovski’nin solo albümlerini de dinledim gayet başarılı olduklarını söylemem lazım. Yine de favorim Stefanovski... Gerçekten mükemmel bir gitarist… Dinleyince anlayacaksınız. Genelde şarkıları kısa, ama yine de müzikal anlamda dolu bir grup. Özellikle ilk cd grubun 70'lerdeki 3 albümünü kapsıyor. Daha iyi olduğunu düşünüyorum. Gerçekten baya kaliteli bir grup Leb i Sol. Benim gibi çok keyif alacağınızdan eminim. Keyfini çıkarın...

LEB I SOL

Vlatko Stefanovski / Gitar
Bodan Arsovski / Bas Gitar
Nikola Kokan Dimuševski / Klavye
Garabet Tavitjan / Davul
Dragoljub Đuričić / Davul

ANTHOLOGY

DISC-1
01 - Aber dojde donke
02 - Devetka
03 - Kokoshka
04 - Nisam tvoj
05 - Damar
06 - Jovano, Jovanke
07 - Akupunktura
08 - Kako ti drago
09 - Talasna duzhina
10 - Dikijeva igra
11 - Uzvodno od tuge
12 - Marija
13 - Rebus
14 - Kumova slama
15 - Ruchni rad
16 - Skakavac
17 - Zhiva rana

DISC-2
01 - Nosim tvoj zhig
02 - Kalabalak
03 - Bistra voda
04 - L.A. Krdija
05 - Kontakt je skup
06 - Tako blizu
07 - Pretposlednji valcer
08 - Country
09 - Mamurni ljudi
10 - Kao kakao
11 - Cuvam noc od budnih
12 - Autoput
13 - Skopje
14 - Chekam kishu
15 - Chukni vo drvo
16 - Putujemo
17 - Uchi me majko, karaj me


9 Nisan 2009 Perşembe

Red Noise / Sarcelles - Lochéres (1971)

Bazı gruplar vardır dinlediğinizde öyle bir izlenim verirler ki sanırsınız bu adamların müzik yapmak gibi bir gayeleri yok. Can sıkıntılarını dağıtmak, hoşça vakit geçirmek, kafalarına göre takılmak amaçları. Saçma sapalığı müzik literatürüne bile sokarlar hatta. Free jazz - rock diye adlandırabileceğimiz bu albümde adamlar doğaçlama yeteneklerini kullanıp müthiş parçalara imzalarını atmışlar. Örneklemek gerekirse; Frank Zappa, Xhol, Ennexus Quam karışımı diyebiliriz albüm için. Hatta esinlenmişler desek daha da doğru olur belki de.

İlkokul günlerimde 23 Nisan’da bando için istekli öğrenciler ararlardı öğretmenler. Hepimize borazan verirler çalın bakalım derlerdi. Manyak sesler çıkardı o zaman datt dütttt diye. Ben ses bile çıkartamazdım ne yazık ki nefesim yetmezdi. Bi süre sonra da biraz alışınca, bi melodi tutturup beceriksizce aynı şeyi çalar dururduk, yani dururlardı. Bunları niye anlatıyon derseniz, bu albümü dinlerken o günleriniz aklınıza gelecek sizlerin de ondan.

Albüm kısacık kozmik tuvalet isimli parçayla başlıyor sifon çiş sesleri falan, sonra da adam ellerinizi yıkamayı unutmayınız diyor, kafaları çekmiş sarhoş adamların şarkı söylemelerine benzer komik bir şekilde devam ediyor. Adamlar takmışlar tuvalete dalgalarını geçmişler o bi kesin. Galactic Sever Song adlı parçaya geldiğinizde ise vay diyorsunuz adamlar enstrüman kullanmayı biliyorlarmış meğer. :) (Anlayabildiğim kadarıyla sözler için aynı şeyi söyleyemesem de) Final 18:56 dakikalık parçada ipler kopuyor zaten, hep birlikte uçuşa geçiyoruz. Umaguma vari bi atmosferde saksafon ve orgların uçuştuğu başka bir dünyada buluveriyoruz kendimizi.

70'li yıllar Fransa’sı öğrenci hareketlerinin yoğun olduğu bir zaman olduğundan grup müzikal ve politik görüşte anlaşmazlığa düşüp dağılmış. Ayrıca grubun kurucusu gitarist ve vokal Patrick Vian'ın Buruits et Temps Analogues adında 1976 tarihli bir çalışması var. Ek olarak (68-70) arası grupta yer alan saksafoncu Francis Lemmonnier'in Komınter adlı grubu vardır. 1971 tarihli tek albümü fevkaladedir bilginize...

Kısacası nefis bir jazz-rock albümle karşı karşıyayız. Keyfini çıkarın. Bir kaç sefer dinlemeden de, acele karar vermeyin.

RED NOISE

Patrick Vian / Gitar, Vokal
Jean-Klaude Cenci / Saksafon, Flüt, Vokal
Daniel Geoffroy / Bass, Vokal
Philip Barry / Davul, Gitar, Vokal

SARCELLES - LOCHERES

01 - Cosmic, Toilet Ditty
02 - Caka Slow - Vertebrate Twist
03 - Obsession Sexuelle No. 1
04 - Galactic Sewer Song
05 - Obsession Sexuelle No. 2
06 - Red Noise Live au Cafe des Sports
07 - Existential-Import of the Screw-Driver Eternity Twist
08 - 20 Mirror Mozarts Composing on Tea Bag and ½ Cup Bra
09 - Red Noise en Direct du Buffet de la Gare 2nd Partie
10 - A la Memoire du Rockeur Inconnu
11 - Petit Precis D'instruction Civique
12 - Sarcelles C'est L'avenir

22 Mart 2009 Pazar

Santana - Santana (1969)

Henüz daha ortaokuldaydım. Okuldan bir an önce eve gelip televizyonda matine şeklinde yayınlanan Yeşilçam filmlerini izlemek gibi takıntılı bir derdim vardı. Filmleri izledikçe fonda çalan müziklere de kulak kabartmaya başladım. Zamanla bu filmleri müzikleri için izlediğimi anlayacaktım. Güzel yıllardı...

Bir gün "Turist Ömer Yamyamlar Arasında" adlı yapıma denk gelmiştim. İşte o günden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmadı. Zira filmin fon müziğinde "Jingo"suyla lafı bir an evvel kendisine getirmek istediğim Santana vardı.

Carlos Santana'yı yeryüzünde bilmeyen yoktur sanırım. Popçusu da biliyor, rapçisi de biliyor, osu da busu da... Yalnız kim ne derse desin Santana bir don lastiğiymişçesine farklı müzik tarzları arasında bir o yana bir bu yana çekiştiriliyor ve bu sebepten ötürü herkesin kafasında farklı bir Santana algısı var. Santana'nın ödün verme gibi görünen oysa özünde devrimcilik olan bu değişik arayışlara yönelimini Bruce Lee bandrollü "su gibi ol kardeşim" felsefesine de yontabiliriz.

Evet, herkesin farklı bir Santana'sı var. Hatta Santana'yı sevmeyen prog severler de olmuştur, olacaktır. Gentleoctopus blogu içerisinde Santana'ya dair bir yazı olmaması da bu tezimi güçlendiriyor. Ama derseniz ki "Santana'ya gelene kadar kimler var", o zaman ben de "haklısınız" derim. Karşınızda Santana ve arkadaşları...

SANTANA

Gregg Rolie / Klavye, Vokal
Michael Shrieve / Davul
David Brown / Bas
Michael Carabello / Vurmalılar
Jose 'Chepito' Areas / Vurmalılar
Carlos Santana / Gitar, Vokal

SANTANA

01 - Waiting (4:04)
02 - Evil Ways (3:56)
03 - Shades of Time (3:13)
04 - Savor (2:45)
05 - Jingo (4:21)
06 - Persuasion (2:35)
07 - Treat (4:43)
08 - You Just Don't Care (4:35)
09 - Soul Sacrifice (6:38)

8 Mart 2009 Pazar

Fred - Fred (1971)

Fred diskografisi bu albümle tamamlanıyor. Gerçi grup için her şey bu albümle başlamıştı ama ben son albümden başladığım için sona ilk albümleri kaldı :)

Grubun zamanında yayınlanmamış ilk albümleri. Ben ilk bu albümü dinlediğimde gerçekten çok beğenmiştim. Ne de olsa psychedelic şeyler severim. Sonra Gnosis’e girip diğer iki albümlerinin bundan daha yüksek notlar aldığını görünce hemen o albümleri aramaya giriştim. Uzunca bir süre camiadan tanıdığım kimler varsa Fred’in ikinci ve üçüncü albümlerini sordum. Sonunda bi şekilde buldum. Siz aramayın diye tüm albümleri dökeyim istedim buraya.

Sayısız Psychedelic albüm dinlemişliğim vardır. Bu en önde sevdiklerimden biridir. Enteresan bir albüm… Ya çok güzel şarkılar var ya da kötü. Yapılan güzel şarkılar sözleri dışında oldukça kaliteli. Bu yüzden grup ilk dinlediğimde bana çok “kaliteli” gelmişti. Zaten “Notes on a Picnic” ve “Live at the Bitter End”i dinleyince kulaklarımın yanılmadığını anladım. Grup, belli bir müzikal bilgiye sahip olduğunu bu ilk albümde ortaya koyuyor. Beste yönünde eksiklikleri olduğu kanaatine varıyor insan. Daha öncede söylediğim gibi çok yetenekli müzisyenlerden oluşan bir grup olduğunu hemen anlıyorsunuz. Sonraki çalışmalarında müzikal yönlerini Fusion’a çevirdiklerini görüyoruz. Gerçek yeteneklerini oralarda kusmuşlar.

Bu albüm, grubun müzikal kariyeri boyunca yaptığı tek 45’lik olan “Love Song”u barındırmakta. Sözleri çok kötü olsa da gitar ve keman kombinasyonu muhteşem. İlk şarkı olan “Four Evenings” de gayet kaliteli bir çalışma. Bir kez daha söylemek gerekir ki Joe Decristopher ve David Rose harika müzisyenler.

Maalesef daha albümleri yok. Gönül isterdi ki daha çok olsun ben onları da yayınlayayım… Ama yok. Yine de albüm çıkaramamış bir grup için yeterli kayıt tutmuşlar ve bizi böyle güzel bir gruptan mahrum bırakmamışlar. Tüm albümlerini kesinlikle tavsiye ederim.

FRED

Joe Decristopher / Gitar
David Rose / Keman, Vokal
Ken Price / Klavye, Vokal
Mike Robison / Bas Gitar, Vokal
Bo Fox / Davul, Vokal
Gary Rosenberg / Vurmalılar

FRED

01 - Four Evenings (6:39)
02 - Soft Fisherman (6:31)
03 - Salvation Lady (6:01)
04 - By the Way (6:45)
05 - I'll Go On (4:26)
06 - For Fearless Few (3:47)
07 - A Love Song (4:40)
08 - Booking Agent Blues (4:33)
09 - Windwords (6:51)
10 - A Love Song (45rpm version) (3:28)

Fred - Notes on a Picnic (1974)

Fred’i tamamlamaya karar verdim. İlk olarak “Live at the Bitter End”i paylaşmıştım. Dedim ki madem tersten başladık öyle devam edelim. Notes on a Picnic, grubun ikinci albümü. Daha doğrusu yayınlanmamış üç albümünden ikincisi. Bu albüm de üçüncüsü gibi, fusion (jazz/rock) tadında bir albüm. İlk albümleri olan “Fred”den sonra çıkan bu albümde tarz olarak çok olgunlaştıkları ve değiştikleri görülmekte. Bundan sonra ilki olan “Fred”i de yayımlayınca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Psychedelic olan “Fred”den resmen Fusion’a sert bir geçiş yapmışlar. Gerçi ilk albümleri de gayet başarılı, gelişme sinyalleri veren bir albüm.

Müzik daha önce de yazdığım gibi; Joe Decristopher ve David Rose etrafında olgunlaşıyor. Bu albümde klavye kullanımı biraz daha fazla… Çalış stilini beğendiğim Bo Fox da bu müzikte önemli bir yere sahip, grubun müzikal yapısını harika bir biçimde tamamlıyor. Çarpıcı keman ve gitar icralarına hazırlıklı olun.

Bir şarkıyı diğerinden ayırmadan dinlenebilecek süper bir albüm. Eğer daha önce yayımladığım “Live at the Bitter End”i beğendiyseniz buna da bayılacaksınız. Bunu garanti edebilirim. Grup ile ilgili yazdığım yazıları tekrar etmeme gerek yok. Uzatmayayım… Keyfini çıkarın…

FRED

Joe Decristopher / Gitar
David Rose / Keman, Vokal
Ken Price / Klavye, Vokal
Mike Robison / Bas Gitar, Vokal
Bo Fox / Davul, Vokal
Gary Rosenberg / Vurmalılar

NOTES ON A PICNIC

01 - Here's a Wet One (6:02)
02 - Notes on a Picnic (4:02)
03 - Variations (3:23)
04 - Mantra (5:30)
05 - For Bela Bartok (4:25)
06 - The Head's The Best Part (6:04)
07 - Cheese Dog (4:21)
08 - Chaos in the Conservatory (8:47)
09 - Perverseerance (4:42)
10 - Political Silence (4:42)
11 - Slippin' Into Darkness (12:44)

22 Şubat 2009 Pazar

Fred - Live at the Bitter End (1974)

Evet söz verdiğim gibi sırada Fred var… 3 albümü olan grubun -ki bu albümler anlaşılmaz biçimde zamanında yayınlanmamış- canlı performanslarının kaydedildiği son çalışması.

1967’de Ken ve Joe beraber çalmaya başlamışlar. 1970 yılına gelindiğinde Bo, Gary ve David’in katılımı ile tam kadroyu kurmuşlar. Bir süre Jethro Tull, Traffic, Zappa, King Crimson coverları yapmışlar. Sonra, şair olan Gary’nin verdiği ilham ile kendi besteleri üzerinde yoğunlaşmışlar.

Dediğim gibi grubun albümleri yapıldığı tarihte gün yüzü görememiş. Sadece kendi adını taşıyan ilk albümlerinde olan “A love Song” single olarak yayınlanmış.

İlk albümleri olan “Fred”de müzik, daha çok o dönemlerin Amerika’sında ağırlıklı olarak görülen Psychedelic tarza yakın bir sound ile yapılmış. Ancak ondan sonraki 2 albümü (bu ve Notes on a Picnic) tam fusion (jazz-rock) tadında. Diyebilirim ki Amerikalıların yaptığı en başarılı fusion albümlerinden ikisine bu grup imza atmış. Tabi bu benim fikrim. Grubun tüm albümlerinde keman ve gitar ön planda. Özellikle David Rose un (ki rahmetli oldu) kemanı gerçekten muhteşem. Joe Decristopher’ın gitar stili gerçekten kendine özgü. Özellikle ilk albümde kullandığı ton çok etkileyici… Diğer 2 albümünü de kesinlikle ekliycem. Bo Fox’a da ayrı bir parantez açmak lazım. Usta bir Jazz davulcusu gibi çalıyor.

İlk önce bu albümü koyma nedenim, grubun ne kadar yetenekli ve ne kadar özel müzisyenlerden kurulduğunu görmenizdir. Bence bir grubun kalitesini gösteren canlı performansıdır. Her ne kadar tanınmamış olsalar da albümü olup meşhur olanlardan aşağı kalır yanları yok hatta birçoğundan çok daha iyiler. Şarkıların tamamı aynı kalitede ve içleri sürprizlerle dolu... Özellikle “Pachanga”da ortalara doğru bas gitar ile başlayıp, gitar keman klavye ve davul ile coşan bölüm gerçekten usta işi… Muhteşem. Sürekli agresif giden ama asla melodi duygularından ödün vermeyen bir grup.

Yazık olmuş, hem de çok. 1974’de dağılan grup yine de o yıllardaki kayıtlarını saklamış ve bize dolu dolu 3 albüm bırakmışlar. Kesinlikle dinlemenizi tavsiye ederim.

FRED

Joe Decristopher / Gitar
David Rose / Keman, Vokal
Ken Price / Klavye, Vokal
Mike Robison / Bas Gitar, Vokal
Bo Fox / Davul, Vokal
Gary Rosenberg

LIVE AT THE BITTER END

01 - Variations (03:46)
02 - Nocturnal (12:06)
03 - Freefall (02:11)
04 - Morose Code (04:39)
05 - Pachanga (07:44)
06 - Cathode Ray Fantasy (02:51)
07 - Immersions (06:59)
08 - Mucous Music (06:38)

19 Aralık 2008 Cuma

Mustafa Özkent Orkestrası – Gençlik ile Elele (1973)

Başka bir ayıbımız da bizde yapılmış olanlara yeterince yer vermememiz. Bu ayıbı güzel bir albümle örtmeye çalışayım dedim. Mustafa Özkent Orkestrası… Bir Türk’ün yaptığı en “kaliteli” çalışmalardan biridir. Albüm, Türk motifleri ile bezenmiş başarılı bir Fusion (jazz/rock) çalışmasıdır. Gitarist Mustafa Özkent’e Ümit Aksu, Cezmi Başeğmez, Veysel Çadır, Kamil Taşpınarlı, Merih Dumlu, Cahit Oben gibi isimler eşlik etmiş. Kendisi, Barış Manço, Okay Temiz, Moğollar… ile yakın temasta olmuştur. 1976’da Belçika’da Barış Manço ile, İstanbul’da da Okay Temiz ile bir süre çalışmıştır. İlginçtir 1976 Montreal Olimpiyatların’da Aranjör ve Gitarist olarak bir grupta yer almış, Fransa’da bir Tv kanalında program bile yapmıştır. Amerika’da New York Madison Square Garden’da konser bile vermiş. 1973 yılında çıkan bu albüm son senelerde birçok ülkede büyük bir ilgi ile karşılanmış, çeşitli ülke radyolarında haftalarca listelerde kalmıştır. Eh haksız da değiller. 30 küsur sene önce, hem de bu müziğin en önemli yıllarında, böyle bir albümü nasıl gözden kaçırdıklarına inanamıyorlar. Hatta okuduğuma göre albüm açık arttırmalarda fahiş fiyatlara alıcı buluyormuş. Onların bu albüme bakışı ile bizim bakışımız biraz farklı diye düşünüyorum. Bizler, aşina olduğumuz melodilerin rock motifleri çerçevesinde harmanlanmasını keyifle dinliyoruz. Hatta güzel bir gururla…Ancak onların bizden farklı olarak büyük bir şaşkınlıkla dinlediklerini biliyorum. Barış Manço, Erkin Koray, Cem Karaca, Moğollar…vb. gibi ünleri ülkemizi aşmış kişiler veya gruplar dışında, onlar kadar ünlü olmasalar da Ersen, Selda… vb. gibi yerel motiflerin kullanıldığı müziğe büyük bir hayranlıkla bakmaktadırlar. Hele birde bu motifler Fusion, psych… vb. ile yorumlanırsa nasıl şaşırdıklarını tahmin bile edemiyorum.. :)) Albüme gelince söylenecek çok fazla bir şey yok. Türkiye’ye ait ender “kaliteli” isimlerinden biri olan bu renkli üstadın benzersiz işi. Beğenen beğenmeyen herkesin elinin altında olması gereken, “çok farklı” ve güzel bir albüm. Her zamanki gibi keyfini çıkarın…. Not: Tür konusunda Fusion’da ısrarcı değilim folk, funk, psych, crossover her şey mevcut :) GENCLIK ILE ELELE 1 - Ayaş Yolları (3:10) 2 - Burçak Tarlası (2:58) 3 - Çarşamba (2:19) 4 - Dolana (4:38) 5 - Emmioğlu (3:04) 6 - Karadır Kaşların (2:56) 7 - Lorke (2:26) 8 - Silifke (3:39) 9 - Üsküdar'a Giderken (2:03) 10 - Zeytinyağlı (4:11)

16 Aralık 2008 Salı

Kvartetten Som Sprängde – Kattvalls (1973)

Bu albümü eklemek bana düşer sanırım. :) Adını “Birger Sjöberg” adlı bir yazarın 1924 yılında yazmış olduğu kitaptan alan bu İsveçli grup, 3 kişiden oluşmasına rağmen aslında 4 kişi olarak kuruldu. Grubun ismi Kvartetten Som Sprangde (The Quantet that Blew Up), yani "Patlayan Dörtlü" anlamına gelmektedir. :) Ancak Margareta Söderberg (Vokal), yani grubun dördüncü elemanı, müzik anlayışının grup ile örtüşmediğini düşündüğünden gruptan ayrılmış. Grup da isim değiştirmemiş ve vokalist olmadan enstrümantal olarak devam etmişler. Bence çok da isabetli olmuş. Vokal bu müziğe ne derece yakışırdı bilemiyorum. Tarz olarak Fusion’a (Jazz-Rock) yakın dururlar. Tabi az biraz psychedelic ve folk’a teğet geçerler. Santana’yı andıran bir havaları olduğu kabul edilir, ki ben de aynı fikirdeyim. Grupta ilk dikkati çeken bir basistlerinin olmaması. Hellman, bas işini klavye ile halletmiş. Diğer bir husus da yine aynı adamın kullandığı Hammond B3…Harika bir atmosfer yaratmış. Sjöberg’in gitar kullanımı -ki bazı bölümlerde çift gitar kullanmıştır- Santana’yı andırır. Ek bilgi olarak 1978 yılında çıkardığı “finn” adında birde albümü bulunmaktadır. O da ayrıca tavsiye olunur. ABBA ile yaptığı çalışma belki sizi ilgilendirebilir ama ben ilgilenmiyorum. Albüme gelince; baştan sonaa aynı kalite ve güzellikte devam eden şarkılardan oluşur. Gitarın ve Hammond’ın sürüklediği bir atmosferde yüzen şarkılardan oluşan albümde neredeyse tüm parçalar birbirinden güzeldir. Subjektif olarak “Gånglåt Från Valhallavägen” birkaç milim daha ileride sanki. Scandinavian Prog (:)) tarzının önemli gruplarından biridir. Ne yazık ki sadece bir albümleri var. 3 kişi ile daha ne yapılabilir bilmiyorum. Harika bir albüm. Keyfini çıkarın. KVARTETTEN SOM SPRÄNGDE Rune Carlsson / Davul Fred Hellman / Klavye, Hammond Finn Sjöberg / Gitar, Flüt KATTVALLS 1 - Andesamba (5:11) 2 - På En Sten (4:30) 3 - Gånglåt Från Valhallavägen (8:49) 4 - Kattvalls (4:49) 5 - The Sudden Grace (4:53) 6 - Vågspel/Ölandsshuffle (7:18)

29 Kasım 2008 Cumartesi

Dillinger - Dillinger (1974)

Octopedia için çalışmalar süredursun -diğer arkadaşlar adına konuşuyorum, ben daha yeni başlayabildim- hazır kollar sıvanmışken bloga da bir albüm eklemeden duramadım.

Dillinger, temeli Robert ve Jacques Harrison kardeşler tarafından atılmış, toplamda dört kişiden oluşan, Quebec diyarlarından bir gruptur. Kendi adını taşıyan albümleri 1974 yılında Daffodil Records etiketiyle piyasaya sürüldü sonra da unutuldu gitti. Sonraki zamanlarda tekrardan yayınlanmamış bir albüm olarak elimize geçen plak kaydı elbette kusursuz değil fekat parçalara ayrı bir orijinallik katmakta.

Albüm adeta progresif dersi niteliğindeki dört parçadan oluşmaktadır. Her bir enstrümanın sınırı zorlanmış ve kesinlikle işini bilen isimler tarafından kullanılmıştır. Sert, agresif ve caz altyapılı bir havası vardır albümün. Genellikle parçalarda teknik konuşurken melodi de bir kenara bırakılmamış, beklenmedik geçişler ve yerinde devreye giren senfonik öğelerle iyiden iyiye taçlandırılmıştır.

Albümdeki favorim dördüncü sıradaki "Live and Return" adlı parçadır. 17 dakikalık bir beyin fırtınasıdır. Özellikle bas partisi ve bateri solosu için tekrar tekrar dinlenesi bir eserdir.

Evet... 70'ler Kanadası'ndan kötü grup çıkmaz sözünü her zaman için destekler, okuyuculara hatırlatır, Dillinger'ı gururla takdim ederim.

DILLINGER

Robert Harrison / Davul, Vokal
Jacques Harrison / Klavye, Vokal
Paul Cockburn / Gitar, Vokal
Terry Bramhall / Bas Gitar, Vokal

DILLINGER

1 - People (6:19)
2 - City Man (4:55)
3 - Nature's Way (3:55)
4 - Live & Return (17:03)


24 Kasım 2008 Pazartesi

Zzebra - Zzebra (1974)

Bu albümü Gökçe’den gelen Yoğun !!! istek üzerine upload ediyorum. Her ne kadar kendisi “Pazop” vari şeyler sevse de fusion bir albüm için ısrarcı oldu… Kırmayalım… Ne yaptığını bilen Amerikalı bir fusion/jazz rock grubudur Zzebra. Psych albümlerin ağırlıkla yapıldığı ülkede hafif Nijerya rüzgarını almış, heavy öğeleri barındıran fusion bir albüm yapmışlar. Grupta önemli elemanlar bulunmaktadır. “If” grubundan Terry Smith ve Dave Quincey, “Osibisa”dan Loughty Amao… Bateriye Liam Genockey, bas gitara John McCoy’u, klavyeye Gus Yeadon (ki grupta çok kalmamış yerine Tommy Eyre gelmiş) yerleştirince grup oluşuvermiş. Tommy Eyre daha sonra “Ian Gillan” ile, Steve Byrd, Liam Genockey ve John McCoy da “Gillan” da çalmıştır. Bu albüm grubun ilk albümüdür. 1975 yılına ait “Panic” ve “Take It Or Leave It” adlı 2 albümleri daha bulunmaktadır. Müzik Terry Smith ve Dave Quincey etrafında dönmektedir. Kalite, albüm boyu pek bozulmamaktadır; Ancak bazen gereksiz ve yersiz vokal geçişleri güzel müziği arka plana hapseder ve zaman zaman insanı sıkabilir. “Spanish Fly” şahsımca açık ara albümün en güzel şarkısıdır. Sax ve gitar kullanımı gerçekten çok başarılı. “Hungry Horse” belli bir bölümden sonra “Cobra Woman” ve “Mah Jong” albümün diğer güzel şarkıları. Müziğe büyük yenilikler getirmese de müziği bilen insanlardan oluşan gayet başarılı bir gruptur. Eğer bulabilirseniz diğer iki albümlerini de dinlemeniz tavsiye olunur. Keyfini çıkarın… ZZEBRA Loughty Amao / Vurmalılar, Saksafon, Flüt, Vokal Liam Genockey / Bateri, Vokal Dave Quincey / Saksafon Terry Smith / Gitar Gus Yeadon / Piyano, Gitar, Vokal Steve Byrd / Gitar Tommy Eyre / Klavye, Flüt,Vokal Alan Marshall / Vokal John McCoy / Bas Gitar ZZEBRA 1 - Cobra Woman (6:16) 2 - Mr.J (4:20) 3 - Mah Jong (5:13) 4 - Ife (6:23) 5 - Spanish Fly (4:21) 6 - Amuso Fi (5:19) 7 - Rainbow Train (5:08) 8 - Hungry Horse (6:46)

15 Eylül 2008 Pazartesi

Axis - Sewers Down Inside (a.k.a. Axis) (1973)

Çok sevdiğim ekol ülkelerden biridir Yunanlılar. Belki çok sayıda albümleri yok 70’lere ait ama yapılanlar da pek başarılı. P.L.J. Band, Akritas, Aphrodite’s Child, Socrates, Nemesis… Hakikaten az ama öz. İşte bu ülkeden çıkan en iyi gruplardan biri de Axis’dir. Bende yeri biraz ayrıdır bu grubun. Küçükken evdeki plakları karıştırıp aralarında kapağı ilginç olanları dinler, ezberlerdim. Bunlardan biride bizde bir 45’liği olan Axis’ti. Ela Ela / Living In adlı 2 şarkı vardı. Kapakta büyük puntolarla “Ela Ela” yazardı ama ben “Living In” i çok severdim. Halen arada bir dinlerim bu plağı. Bildiğin Hard Rock'a yakın hafif Psychedelic ruhu olan bir 45’lik. Nerden bilirdim ki bu heriflerin “Sewers Down Inside” adlı bir başyapıt albümleri olduğunu. Uzun bir süre bu ikisinin aynı grup olduğuna inanmadım. Neyse ki internet denen bir şey var. Öğreniyor insan.

Deseler ki bu albüm Yunanistan’ın çıkardığı en iyi albüm, altına imzamı atarım. Eh 3-5 albüm sayarım bi de bunlar var diye:)… Ayıp olmasın diğerlerine. Albüme gelince: tarifi gerçekten çok zor. Birçok alt kültürün izlerini taşıyan harika bir albüm. Genel bir fusion havası olsa da, senfonik öğeleri de içinde barındıran bir albüm. Mellotron’un olduğu, bazen kilise klavyesi ve korosunun eşlik ettiği, Canterbury’den de az biraz ilham alan bir albüm.

Grubun esas adamı klavyeci Visvikis. Sakınmadan mellotron kullanmış, iyi de etmiş. Açılış şarkısı, “Waiting a Long Time”, albümle hiç alakası olmayan bir heavy prog şarkısı. “Sewers Down Inside” tek kelime ile albümün başyapıtı. King Crimson Moonchild’ı andıran başlangıcından sonra kısa bir senfonik patlama ve ardından sonlanan bir şarkı. Her şey var bu şarkıda. Visvikis’in vokalinin de şarkıya çok uyduğunu söylemek lazım. Bundan sonrası Mellotron’un havalarda uçtuğu fusion geçişlerin ağır bastığı şarkılardan oluşuyor. Ancak “Pa Vu Ga Di” yi bu tanımdan baya bi ayrı tutmak gerekir. Bitiş şarkısı “The Planet Vavoura” nefis bir solo ile bitiriyor albümü.

Gerçekten farklı ve çok güzel bir albüm. Komşu bu işi biliyor burası kesin. İçinde “bir dünya” barındırıyor desem doğru olacak. Fusion’dan senfoniğe, canterbury’den deneyselliğe birçok şey var. Kanımca herkesin elinde olması gereken bir albüm. Yunanlıların başyapıtı… Not: Hemen belirteyim, bu 1973 yılı albümü ayrıca “Axis” olarak da bilinir. 1971 yılında çıkan ilk albümlerinin adı da Axis. Bu ikisi tarz olarak tamamen birbirinden farklı 2 albümdür. İlkini dinlemeseniz de olur. :)

AXIS

Demis Visvikis / Klavye, Mellotron, Vokal
Alezandros Fantis / Bass
Christos Stassinopoulos / Davul, Vurmalılar
George Hadjiathanassiou / Dvul, Vurmalılar

SEWERS DOWN INSIDE

01 - Waiting a long time (4:27)
02 - Sewers down inside (6:19)
03 - Materializing the unlimited (5:03)
04 - Asymphonia I (5:06)
05 - Suspendet Precipice (1:49)
06 - Roads (5:06)
07 - Asymphonia II (2:50)
08 - Dancing Percussion (2:38)
09 - PaVuGaDi (3:45)
10 - The Planet Vavoura (3:56)

5 Mayıs 2008 Pazartesi

Mahavishnu Orchestra - Birds of Fire (1973)

…ihanete uğramış gibiydim, yaklaşık iki senedir kullandığım gözlüğüm, misinası kopmuş ve camı düşerek kullanılmaz hale gelmişti. Gece ne yaptığımı hatırlamasam da hor kullanacak kadar yeni değilim bu konuda! Lakin öğrendiğim; güneş gözlüğünün de faydalı bir şey olduğuydu zira gözlükçüye kadar bana refakat eden o tel güneş gözlüklerine minnettar olduğumu belirtmeliyim.

Karşımızda kaydedildiği zamanın ötesinden bir albüm var, belki de bu zamanın bile... John McLaughlin gibi insansı bir varlık (…sahneye çift boyunlu “Gibson SG”- altı ve on iki telli iki gitarın tek vücutta hayat bulmasıdır- gibi ilahi bir gitarla çıkan) öncülüğünde kurulan grup iki ayrı versiyona sahip, tıpkı Colosseum gibi iki adet albüm yayımladıktan sonra dağılan grup daha sonraki çalışmalarında (Colosseum ile tek farkı aynı isimle devam etmiş olmalarıdır) pek kayda değer işler çıkaramamış olsa da, Inner Mounting Flame ’71 ve Birds of Fire grubun şöhreti yakalamasını sağlayan albümlerdir. Tüm enstrumanların ön planda olduğu ve tüm müzisyenlerin ileri derecede virtüöz olduğu bir grup Mahavishnu Orchestra, progresif rock ve caz harmanıyla müzikte sağlam bir dinamik yakalamış. Bence bunu; neredeyse bir saniye bile sabit kalmayan davul ritmleri ile beyninizi bulandırırken, yer yer deneysel ritmlerle (One Word adlı parçadaki yaklaşık 250 rpm tempolu ritm) parçalara farklı tatlar katan Cobham’a borçlu. Tabi diğer elemanların da katkılarından bahsetmemek olmaz zira Moog ilginç bir şekilde atmosferi oluşturmak yerine gitar ve keman ile solo düellolarda yer alırken, Goodman da Hammerdan altta kalmayarak müziğe senfonik öğelerden çok shred ve mute sololarıyla katkıda bulunuyor. Bunca anormal enstrumantasyonun arasında birazcık geri planda kalmış gibi duran Laird ve bass gitarı, böylesine harmoni çılgınlığının içinde var olması gereken en önemli etkeni yani bass davulu destekleyerek karşıtlığı sağlıyor ve müziğin vuruculuğuna en büyük katkıyı yapıyor.

MAHAVISHNU ORCHESTRA

John McLaughlin / Gitar
Jerry Goodman / Keman
Jan Hammer / Piyano, Moog
Rick Laird / Bass
Billy Cobham / Davul

BIRDS OF FIRE

1 - Birds of Fire (5:41)
2 - Miles Beyond (Miles Davis) (4:39)
3 - Celestial Terrestrial Commuters (2:53)
4 - Sapphire Bullets of Pure Love (0:22)
5 - Thousand Island Park (3:19)
6 - Hope (1:55)
7 - One Word (9:54)
8 - Sanctuary (5:01)
9 - Open Country Joy (3:52)
10 - Resolution (2:08)

19 Ocak 2008 Cumartesi

Chase - Chase (1971)

Hayat enteresan.. hergün yeni bişey öğreniyosun ya da benim gibi kendi şansını yaratmaya çalışıyosan mutlaka keşifte bulunuyosun. Ahan da yeni keşfim: Chase. Gene aynı dönemden Chicago ve Blood, Sweat & Tears ile aynı kulvardalar. Fakat ben her ikisinden de daha bi çok sevdim Chase'i. Belki de yeni duymuş olmamla alakalıdır, bilemiyorum. Yine de müzik arşivi yapan kişinin elinde bulunması gereken albümlerden biri.

Saku biraderimiz Sacred Mushroom'dan sonra enteresan bi grup bulamadığını söylemişti dün, buna bayılacağına eminim. İçinde saksofon yok bu arada, için rahat etsin. Trompet var bi dolu. Trompeti de sevmem diyosan allaandan bul ne diyim daha sana. Neyse elemanlar (Chase'den bahsediyorum) bi sürü kırık kafanın bir araya gelmesinden müteşekkiller. Progressive Rock içerisine sokabileceğimiz Jazz Rock/Fusion tarzında takılıyolar. Ben de hala etüd etme aşamasındayım Chase'i, üzerine çalışmalarım devam etmekte yani. Ama burada tanıtılmayı hakettikleri konusunda tartışma kabul etmem. Keşfedin işte yaw siz de...

CHASE

Bill Chase / Trompet
Ted Piercefield / Trompet, Vokal
Alan Ware / Trompet
Jerry Van Blair / Trompet, Vokal
Phil Porter / Klavye
Angel South / Gitar
Dennis Johnson / Bass, Vokal
Jay Burrid / Vurmalılar
Terry Richards - Lead Vokal (bunu da bi türlü bizim dile uyarlayamadık.. gerek varsa çalışalım üstüne..?)

CHASE

1 - Open Up Wide (3:48)
2 - Livin' In Heat (2:54)
3 - Hello Groceries (2:56)
4 - Handbags and Gladrags (3:23)
5 - Get It On (2:59)
6 - Boys and Girls Together (2:56)
7 - Invitation to a River (14:13)
a) Two Minds Meet
b) Stay
c) Paint It Sad
d) Reflections (ad lib)
e) River


13 Temmuz 2007 Cuma

Kraan - Flyday (1978)

Alman jazz rock, fusion ve free jazz grubu. Albüm, nitelikleri açısından ilk dönem albümleri kadar iyi olmasa da arşivde bulunması gereken albümlerden.

Aslında bu albüm için yazacak bi dolu şey var ama nedense bu akşam hiç keyfim yok. Ortam çok sıcak, dışarıda yani bizim sokağın orta yerinde birinin nişanını yapıyolar klavyeci getirmişler bi tane adam beynimin içine etti. Hayır adam doğru düzgün çalsa gam yemiycem.. yanlış akorlar, yanlış notalar, bi de dayamış altyapıya çıstak çıstak olayını.. ne keyif kaldı ne de bişey yapma arzusu.. Zaten Bambam da 21 Temmuz olayını iptal etti, ona da canım sıkkın. Birileri bana yer bulsun, millete müzik ve video izleticem..


KRAAN

Peter Wolbrandt - Gitar
Johannes "Alto" Pappert - Saksofon
Ingı Bischof - Klavye, Bass Gitar
Helmut Hattler - Bass Gitar
Jan Fride - Vurmalılar

FLYDAY

1. Far West (2:29)
2. My brother said (3:40)
3. Ausflug (7:13)
4. Gayu Gaya (5:06)
5. You're Right (5:55)
6. Young King's Song (5:35)
7. Buy Buy (3:33)
8. Flyday (3:21)